aşk İZini İZlemek
"Kâbetü-uşşâk bâşed in mekâm
Her ki nâkıs amed incâ şod temâm."
Bu makam aşıkların Kâbesi oldu
Buraya noksan gelen tamamlandı.
Molla Câmi
Aşk imiş âlemden murâd...
Aşk ALLAH huyu imiş...
Aşkın tezâhürüymüş Âlem...
Varlık denilen, OL-AN denilen Aşkmış meğer...
Aşk istemeden, beklemeden, sormadan, bakmadan vermekmiş sevdiğine...
ALLAHın edişi gibi...
Sormamak, sorgulamamak, kör olmakmış sevgiliden gayrıya.
Görünce eksiği fazlayı aşk terki diyâr edermiş.
Aşkın kanununda hesap kitap yokmuş meğer...
Hesap kitap aşksızlara imiş. Aşksız işin sorgusu suâli varmış.
Âşık ALLAH mâşuk "ben" imiş...
"Ben" aşka varınca mâşuk-aşık kalmazmış. Kendinde bulunurmuş ikisi de BİR de cem olunurmuş. Uzaklık yakınlık kalmazmış meğer. Aradığın, istediğin, yandığın canının içinde CAN mış meğer.
Zâhiri aşklar HAKKA götürür deriz zâhirdeki de ASLdakine ermeye yol imiş... ADlar değilmiş suretler değilmiş sevilen ASLmış sevdiğim sevilen mâşuk...
Sevdiğini AŞK ile seversen sevdiğin HAKK imiş...
Eksikler tamam olurmuş AŞK ile...
aşk İZini İZlemek
- gullale
- Özel Üye
- Mesajlar: 1362
- Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1119
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
IŞK
Aşk: Arapça aslı IŞKtır, şiddetli ve aşırı sevgi.
Aşekâ: sarmâşık,
Hakiki aşk: İlâhî Aşk...
Mecazî Aşk: Beşerî Aşk...
Şevk: aşırı arzu.
Kurânda aşk kelimesi hub, muhabbet, meveddet kelimeleri veya türevleri olarak geçer.
Meşk: aşkın tâlim, terbiye ve tatbikatı...
Ebûl-Huseyin Nûri (ö:hicrî 295/milâdî 908):
Ben ALLAHa âşığım, O da bana âşık deyince dövülüp sürülmüştür.
Küfrüne, katline hükmedilmiştir. Son anda kurtulmuştur.
Aşk-Âşık -Maşuk yerine Hub-Habib-Mahbub da kullanılmıştır.
Kuşeyri: Âşıklar sözlerinden dolayı kınanamaz. demiştir.
Îmân edenler ALLAHı daha şiddetle severler. (Bakara 2/165)
Sûfîler, âyet-i celîlede geçen Eşeddü hûbben: Şiddetli sevgiye AŞK dediler.
(Tevbe 9/24) Âyet-i celîlesindeyse müminlerin ALLAH (celle celâluhu)yu herşeyden çok sevmeleri gerektiği belirtilmiştir.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Hz. Ömer (radiyallahu anhu)ya:
Ben sana herkesten daha sevimli olmadıkça imân etmiş olamazsın buyurmuştur.
(Buhârî,imân 8-9; Müslim,imân 67-70)
İşte böylesi sevgiye aşk denilmiştir.
Sêrî es-Sakâti: Bir kimse ey ben olan SEN! diyecek kadar benliğini sevdiğinde eritmedikçe muhabbeti tam ve mükemmel olamaz! demiştir.
Aşk: baş bağına boyun eğen ve çök denilen çöle çöken Dost Devesidir.
Hallâc-ı Mansur aşkı, pervâne ve mum misâliyle anlatmıştır Kitâbüt- Tavâsinde.
Pervânenin;
Mum ışığını görmesine İlmel-Yakîn,
Yaklaşıp ısısını sinesi de hissetmesine Aynel-Yâkin,
İçine dalıp yanıp kül olmasını da Hakkal-Yâkin olarak anlatmıştır.
İdamında elleri kesilince kanını yüzüne sürüp:
Aşk ile kılınacak iki rekât namazın abdesti âşık kanıyla alınmazsa sahih olmaz! demiştir.
Şehîd-i Aşkın kanı, yer yüzüne ALLAH (celle celâluhu) yazmıştır...
Çile çarmıhının can kurbanlarındandır.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)den hadis-i kudsi: ALLAH (celle celâluhu): Ben gizli bir hazine idim, bilinmeyi istedim ve bu yüzden âlemi yarattım. buyurmuştur.
(Aclunî II, 132)
Bilinmekten maksad mârifet, istemekten maksad muhabbet, muhabbetten maksad ise AŞKtır.
Tüm sevgilerin, muhabbetlerin ilk ve hakiki kaynağı HAKK (celle celâluhu) dur.
Muhabbetin sebebi:
Kemâl: Mükemmelleşme,
Tekmil: Mükemmelleştirme,
Tefviz: İrâde ve ihtiyarî aradan çıkarıp her şeyi HAKK (celle celâluhu)ya havaledir.
İhlâsla yapılırsa AŞK olur:
Aşk ihsâna ulaşırsa tebettül olur.
Tebettül: İlgi ve alâkayı keserek sırf ALLAH (celle celâluhu)ya yöneliştir ve onu vekil tâyin ediştir.
Betûl: Meryem (Aleyhas-Selâm) ve Fatmatüz-Zehra (Aleyhas-Selâm) için kullanılan bir kelime olup dünya derdinden kesilmiş, diğerlerinden ayrılıp ALLAHa yönelen ve ayrı - özel - güzel kök salan fidan demektir.
Azîz kardeşim, lezzet ve acının niçin?i zâtından dolayıdır.
Kişi, çile ile zâtında kemâl bulur.
Satılıp, satın alınamaz.
Tasavvufun Tevhidini temin ve tekmil işi bizzâtîhidir.
Acı biber tarlasına 10 ton şeker döktün diye tatlanmaz.
Şeker pancarı tarlasına zehir gibi acı biberden 10 ton döktün diye de acılaşmaz.
İlâhî, fıtrî ve tabîî olan bir tertib ve tedric içindedir sistem.
Akl-ı selime, rüşde, şifâ ve hidâyete kavuşan mutmaîn (tatmîn) olmuş nefsler; âyet, hikmet, kudret ve vahdet incelikleri ile kemâle ulaşır.
(İlmullah Haşyetullah Muhabbetullah Rızaullah (İhsânullah)
İlmullahla (âyet) sahih inanç bulup teslim olan ve Haşyetullahla sâlih amel işleyip istikamet bulan akl-ı selim; tırtıllıktan kurtulmak için kemâl kozasına girer, zikir ve fikir inzivâsından 7 renk kanatlı kemâlât kelebeği olarak, kudsî bir nur olan Aşkullah doğar.
Şükür ve sabır kanatları ile yaşadığı sürece Vechullaha uçar...
İnsanoğlunun fıtrî yapısı; İlim, İrade ve İdrâk etmediğine şevk (çok şiddetli arzu, neşe) ve İştiyak (aşırı özleme) duyamaz.
Aşk ise bizzât İştirakın kendisidir.
Âşık: İlâhî, Kurânî, Muhammedî ve Vicdanî olarak bildirilen ve bilinen şu ANda olduğu (hazır-nazır) hâlde, kelle gözü ile (basar) görülmeyen, gaybî olan Rabbül-âlemin (celle celâluhu)ya sahih inanç ve sâlih amel kanatları ile uçan kemâl kuşudur.
Ütobik, şarlatan, hayâlci ve ahmak bir lâf ebesi asla... Ve hâşâ!
Âşıklara AŞK molası verelim, bir de özümüzün gözünden görelim:
AŞK
Diş ağrısı gibidir AŞK
Acıların dibidir AŞK
Maşukun mucibidir AŞK
AŞK isteyen gelsin beri...
AŞKta bakılmaz lâfına
Çağırırlar SIR SAFIna
Özde TEVHİD TAVAFIna
Katılanlar Gönül Eri...
Varın Yokun ezdirir DOST
İnce elekten süzdürür DOST
Seni sana yüzdürür DOST
Salâtgâhın olur deri...
BEN! diye çıkarsın yola
Dersin çıkmasaydım nola
RABBına Abd ola ola
Sır-rı sıfır Ser-ü-serî...
KUL İHVÂNÎ sözüm sana
Alıp-satma ona-buna
CAN CANAN için Cihâna
Bu âlem imtihân yeri...
(KUL İHVANÎ DİVANından)
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
nur_umim yazdı:
AŞK
Diş ağrısı gibidir AŞK
Acıların dibidir AŞK
Maşukun mucibidir AŞK
AŞK isteyen gelsin beri...
AŞKta bakılmaz lâfına
Çağırırlar SIR SAFIna
Özde TEVHİD TAVAFIna
Katılanlar Gönül Eri...
Varın Yokun ezdirir DOST
İnce elekten süzdürür DOST
Seni sana yüzdürür DOST
Salâtgâhın olur deri...
BEN! diye çıkarsın yola
Dersin çıkmasaydım nola
RABBına Abd ola ola
Sır-rı sıfır Ser-ü-serî...
KUL İHVÂNÎ sözüm sana
Alıp-satma ona-buna
CAN CANAN için Cihâna
Bu âlem imtihân yeri...
(KUL İHVANÎ DİVANından)
NUR babam ellerinize sağlık sıhat-afiyet dilerim harika DÖRTlükler!
gÖZümün önüne seriliverdi YAŞAnanlar.
Varın Yokun ezdirir DOST
İnce elekten süzdürür DOST
Seni sana yüzdürür DOST
Salâtgâhın olur deri...
ZEYTİN seçme makinası vardır. Elekleri numaralıdır. En üste olan en iri elektir. İRİ ZEYTİN en üste kalır. çeri çöpü diğer eleklerden geçer ve yağlığa gider ziyan olmaz hiç bir şey!
Hatice'm rAHMETi bol OLsun;
''Varın Yokunu ezdir YAĞını çıkar da ''B''akalım
ELEKten ELenip SÜZülmek mi? istiyorsun. AT kendini HADİ ELE bakalım!'' demişti.
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
nur_umim yazdı:BİZim Kul İhvanî demiş ki:
~ ZEVK - 308 ~
DOST! Düşümdeki uçsuz uçurum, içimdeki çığlıksın
Kor gibi soğuk, kar gibi sıcak, kanım gibi ılıksın,
Ne ilk güzel "SEN"sin koyup giden, ne Benim yalnız kalan,
SEN! Gönlümdeki gurbet, hasreti bitmeyen yalnızlıksın ! ! ! !
18.06.1988 21:42 Antalya - Lâra Sahili
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Nuriye abla, nur_umim ve kul ihvani hocamız bu güzelliği ,çoşkuyu, hayreti bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ediyoruz...
"Ya Rabbi, hakkındaki hayretimi arttır." (Riyazüssalihin) duanla
dayandık Rabbimizin kapısına...
Ve yine senin
" Senden başka tanrı yoktur. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Allah'ım günahımı bağışlamanı diler merhametini isterim. Allah'ım ilmimi arttır. Beni doğru yola iletmişken kalbimi eğriltme Katından bana rahmet bağışla. Şüphesiz Sen sonsuz bağışta bulunansın."( Ebu Davud 506.) duanla geceye karışıp,
" Bizi öldükten sonra dirilten Allah'a hamdolsun. Kıyamet'te O'nun huzurunda haşrolunacağız." (Buhari 80/7 80/8 80/16 97/13) duanla uyanıyoruz sabahlara...
Dişlerimizi misvaklayıp...
SENinde zaman zaman okuduğun Al-i İmran süresinin son on ayetini okuyoruz.
Euzubillahimineşşeytanirracim.
Ellezıne yezkürunellahe kıyamev ve kuudev ve ala cünubihim ve yetefekkerune fı halkıs semavati vel ard* rabbena ma halakte haza batıla* sübhaneke fekına azaben nar :Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Ve "Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateşin azabından koru." derler.
(Ali İmran 191)
Rabbena inneka men tüdhılin nara fe kad ahzeyteh* ve ma liz zalimıne min ensar: "Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur".(Ali İmran 192)
Rabbena innena semı'na münadiyey yünadı lil ımani en aminu bi rabbiküm fe amenna* rabbena fağfir lena zünubena ve keffir anna seyyiatina ve teveffena meal ebrar :"Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al"(Ali İmran 193)
Rabbena ve atina ma veadtena ala rusülike ve la tuhzina yevmel kıyameh* inneke la tuhlifül mıad: "Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad ettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Muhakkak sen verdiğin sözden dönmezsin"..(Ali İmran 194)
Festecabe lehüm rabbühüm ennı la üdıy'u amele amilim minküm min zekerin ev ünsa* ba'duküm min ba'd* fellezıne haceru ve uhricu min diyarihim ve uzu fı sebılı ve katelu ve kutilu le ükeffiranne anhüm seyyiatihim ve le üdhılennehüm cennatin tecrı min tahtihel enhar* sevabem min ındillah* vallahü ındehu husnüs sevab: Rableri onlara şu karşılığı verdi: "Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden, hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler... Onların günahlarını elbette örteceğim ve Allah katından bir mükafat olmak üzere, onları altından ırmaklar akan cennetlere de koyacağım. En güzel mükafat Allah katındadır".(Ali İmran 195)
La yeğurranneke tekallübüllezıne keferu fil bilad:Kâfirlerin diyar diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın. (Ali İmran 196)
Metaun kalılün sümme me'vahüm cehennem* ve bi'sel mihad:Bu, az bir geçimliktir. Sonra onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir yataktır orası! (Ali İmran 197)
Lakinillezınettekav rabbehüm lehüm cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha nüzülem min ındillah* ve ma ındellahi hayrul lil ebrar :Fakat Rablerinden gereğince korkanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklar, Allah katından ağırlanacaklardır. İyiler için Allah katındakiler daha hayırlıdır.(Ali İmran 198)
Ve inne min ehlil kitabi le mey yü'minü billahi ve ma ünzile ileyküm ve ma ünzile ileyhim haşiıyne lillahi la yeşterune bi ayatillahi semenen kalıla* ülaike lehüm ecruhüm ınde rabbihim* innellahe serıul hısab: Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a inanırlar, size indirilene ve kendilerine indirileneAllah'a boyun eğerek inanırlar. Allah'ın âyetlerini az bir değere değişmezler. Onların mükafatı da Allah katındadır. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.(Ali İmran 199)
Ya eyyühellezıne amenusbiru ve sabiru ve rabitu vettekullahe lealleküm tüflihun: Ey iman edenler! Sabredin, düşmanlarınıza karşı sebat gösterin, nöbet bekleşin, Allah'dan gereğince korkun ki, kurtuluşa eresiniz(Ali İmran 200)
Es Selam Ya Resulullah (s.a.v)!
Cumamızı mübarek eyle Ya Rabbi!...
Ya Resulullah (s.a.v) !nur-ye yazdı:nur_umim yazdı:BİZim Kul İhvanî demiş ki:
~ ZEVK - 308 ~
DOST! Düşümdeki uçsuz uçurum, içimdeki çığlıksın
Kor gibi soğuk, kar gibi sıcak, kanım gibi ılıksın,
Ne ilk güzel "SEN"sin koyup giden, ne Benim yalnız kalan,
SEN! Gönlümdeki gurbet, hasreti bitmeyen yalnızlıksın ! ! ! !
18.06.1988 21:42 Antalya - Lâra Sahili
"Ya Rabbi, hakkındaki hayretimi arttır." (Riyazüssalihin) duanla
dayandık Rabbimizin kapısına...
Ve yine senin
" Senden başka tanrı yoktur. Seni her türlü eksiklikten tenzih ederim. Allah'ım günahımı bağışlamanı diler merhametini isterim. Allah'ım ilmimi arttır. Beni doğru yola iletmişken kalbimi eğriltme Katından bana rahmet bağışla. Şüphesiz Sen sonsuz bağışta bulunansın."( Ebu Davud 506.) duanla geceye karışıp,
" Bizi öldükten sonra dirilten Allah'a hamdolsun. Kıyamet'te O'nun huzurunda haşrolunacağız." (Buhari 80/7 80/8 80/16 97/13) duanla uyanıyoruz sabahlara...
Dişlerimizi misvaklayıp...
SENinde zaman zaman okuduğun Al-i İmran süresinin son on ayetini okuyoruz.
Euzubillahimineşşeytanirracim.
Ellezıne yezkürunellahe kıyamev ve kuudev ve ala cünubihim ve yetefekkerune fı halkıs semavati vel ard* rabbena ma halakte haza batıla* sübhaneke fekına azaben nar :Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Ve "Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateşin azabından koru." derler.
(Ali İmran 191)
Rabbena inneka men tüdhılin nara fe kad ahzeyteh* ve ma liz zalimıne min ensar: "Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur".(Ali İmran 192)
Rabbena innena semı'na münadiyey yünadı lil ımani en aminu bi rabbiküm fe amenna* rabbena fağfir lena zünubena ve keffir anna seyyiatina ve teveffena meal ebrar :"Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al"(Ali İmran 193)
Rabbena ve atina ma veadtena ala rusülike ve la tuhzina yevmel kıyameh* inneke la tuhlifül mıad: "Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad ettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Muhakkak sen verdiğin sözden dönmezsin"..(Ali İmran 194)
Festecabe lehüm rabbühüm ennı la üdıy'u amele amilim minküm min zekerin ev ünsa* ba'duküm min ba'd* fellezıne haceru ve uhricu min diyarihim ve uzu fı sebılı ve katelu ve kutilu le ükeffiranne anhüm seyyiatihim ve le üdhılennehüm cennatin tecrı min tahtihel enhar* sevabem min ındillah* vallahü ındehu husnüs sevab: Rableri onlara şu karşılığı verdi: "Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden, hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler... Onların günahlarını elbette örteceğim ve Allah katından bir mükafat olmak üzere, onları altından ırmaklar akan cennetlere de koyacağım. En güzel mükafat Allah katındadır".(Ali İmran 195)
La yeğurranneke tekallübüllezıne keferu fil bilad:Kâfirlerin diyar diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın. (Ali İmran 196)
Metaun kalılün sümme me'vahüm cehennem* ve bi'sel mihad:Bu, az bir geçimliktir. Sonra onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir yataktır orası! (Ali İmran 197)
Lakinillezınettekav rabbehüm lehüm cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha nüzülem min ındillah* ve ma ındellahi hayrul lil ebrar :Fakat Rablerinden gereğince korkanlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklar, Allah katından ağırlanacaklardır. İyiler için Allah katındakiler daha hayırlıdır.(Ali İmran 198)
Ve inne min ehlil kitabi le mey yü'minü billahi ve ma ünzile ileyküm ve ma ünzile ileyhim haşiıyne lillahi la yeşterune bi ayatillahi semenen kalıla* ülaike lehüm ecruhüm ınde rabbihim* innellahe serıul hısab: Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a inanırlar, size indirilene ve kendilerine indirileneAllah'a boyun eğerek inanırlar. Allah'ın âyetlerini az bir değere değişmezler. Onların mükafatı da Allah katındadır. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.(Ali İmran 199)
Ya eyyühellezıne amenusbiru ve sabiru ve rabitu vettekullahe lealleküm tüflihun: Ey iman edenler! Sabredin, düşmanlarınıza karşı sebat gösterin, nöbet bekleşin, Allah'dan gereğince korkun ki, kurtuluşa eresiniz(Ali İmran 200)
Es Selam Ya Resulullah (s.a.v)!
Cumamızı mübarek eyle Ya Rabbi!...
- sifaci
- Yeni Üye
- Mesajlar: 4
- Kayıt: 14 Oca 2009, 02:00
- MINA
- Özel Üye
- Mesajlar: 2740
- Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00