İMAM EBU'L- HASANE'Ş- ŞAZELÎ (kaddasallahu sırruhu)
HİKMETLİ SÖZLERİ :
Fuhşiyyatın ve yasakların azından da çoğundan da sakın!
Dünyaya dalıp ahmaklık etmekten sakın!
Ârif ol da nasıl istersen ol!
İnsanlardan gelecek hayırlardan da şerlerinden kaçtığın gibi kaç!
Çünkü onlardan sana gelecek hayır kalbine isabet eder.
Kalbe isabet eden ise elbette bedene isabet edenden daha zararlıdır..
İnsanlara ikram etmeyi dâima arzu et!
Onların sana ikram etmesini asla isteme!
Dünyayı terk etmekte ifrata varma!
Tarikata girmek istersen;
Her şeyin Allahtan olduğunu kalben hıfz edip,
Lisanen halk ile muamelede olduğunu söylemelisin..
Cenâb-ı Hakk (cc) bir kulunun mezelletini-alçaklığını dilerse o kimsenin ayıplarını örter de kendisine göstermez!
Bir kulunun da izzetini dilerse, tevbekâr olmak ve ictinâb etmek için ayıplarını ona gösterir..
Eğer sen Cenâb-ı Hakkın senden razı olmasını istersen,
Kendi nefsinden, iktidar ve kuvvetinden yüz çevirip, her hâl içinde Cenâb-ı Hakka ilticâ etmelisin
Hazreti Resûlullah (sav) Efendimizin cemâl-i tâbdârları bir dakika gözümden nihân olursa kendimi Müslüman addetmem! : Hazreti Resûlullah (sav) Efendimizin nurlu yüzü bir dakika gözümden gizli kalırsa kendimi Müslüman saymam!
İMAM EBU'L- HASANE'Ş- ŞAZELÎ (ks)
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12907
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
- aNKa
- Özel Üye
- Mesajlar: 2799
- Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4974
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
Re: İMAM EBUL- HASANEŞ- ŞAZELÎ (ks)
kulihvani yazdı:İMAM EBUL- HASANEŞ- ŞAZELÎ (kaddasallahu sırruhu)
HİKMETLİ SÖZLERİ :
Hazreti Resûlullah (sav) Efendimizin cemâl-i tâbdârları bir dakika gözümden nihân olursa kendimi Müslüman addetmem! : Hazreti Resûlullah (sav) Efendimizin nurlu yüzü bir dakika gözümden gizli kalırsa kendimi Müslüman saymam!
- Gariban
- Moderatör
- Mesajlar: 2834
- Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00
Re: İMAM EBUL- HASANEŞ- ŞAZELÎ (ks)
Allah Razi olsun hocam. Hikmetli sozler.
kulihvani yazdı:
İMAM EBUL- HASANEŞ- ŞAZELÎ (kaddasallahu sırruhu)
Dünyayı terk etmekte ifrata varma!
- simurg
- Özel Üye
- Mesajlar: 928
- Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00
Re: İMAM EBU'L- HASANE'Ş- ŞAZELÎ (ks)
Gariban yazdı:İnsanlardan gelecek hayırlardan da şerlerinden kaçtığın gibi kaç!
Çünkü onlardan sana gelecek hayır kalbine isabet eder.
Kalbe isabet eden ise elbette bedene isabet edenden daha zararlıdır..
Ne ibretli sözler, okuyunca çok önemli buldum,
belki bu konu ile ilgili önceden de okuduklarım olmuştur,
ama bu ifade beni çok etkiledi,
İMAM EBU'L- HASANE'Ş- ŞAZELÎ (ks)
bize insanlardan kaçın dememiş,
insanlardan gelen herşeyden kaçın demiş,
insandan gelecek olan ya "hayr" dır, veya "şer" dir
her ikisinden de kaçın dediğine göre,
insanın kendi nefsinden olan şeylerden kaçın, anlamında anladım ben,
ama insanlarla bir arada olunca, onlardan gelecek olanı tayin edebilmek,
ve kaçınabilmek kolay değil ki,
işte ariflik bu olsa gerek,
hem insanlar ile bulunabileceksin,
hem onlardan gelebilecekleri sezebileceksin,
hem hayr ve şerr den kaçınacaksın,
en azı tahammül edeceksin,
çoğu zaman insanlardan uzak ve yalnız olduğuma çok şükrediyorum çok,
şerli insanların şerlerinden Allah'a sığınırım ve buna çok dua ederim,
insanın şerlisinden çok korkarım çünkü,
Allah'ım bizi ve ümmet-i Muhammedin hepsini
şerli insanların şerrinden, fitnesinden koru,
ve onlara da selamet ve iyilikler ver ve ıslah et ki
kimseye zarar veremesinler,
kendileride böyle davranışlarının sonucu karşılaşacakları azaptap kurtulsunlar,
inşaallah
ve
amin..
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12907
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Re: İMAM EBU'L- HASANE'Ş- ŞAZELÎ (ks)
Ebû´l-Hasan Şâzilî kaddesallahu sırrahu:
İmam Şâzilî (Şazelî denmesi galat-ı meşhurdur) Hazretleri tasavvuf ve tarîkatlar tarihinde ismi en çok zikredilenlerden birisidir; mürşid-i kâmildir. Değişik dillerde hayatını anlatan, sözlerini ve menkıbelerini nakleden yüzlerce çalışma yapılmış ve eser meydana getirilmiştir. Bu kaynaklardan edinilen bilgilere göre, İmam Şâzilî 593/1196 tarihinde dünyayı teşrif etmiş ve 63 yıl çok bereketli bir ömür sürmüştür. Atmış üç yıllık bu bereketli ömrünü Hac seferleri ve seyahatleri hariç, Mağrib, Tunus ve Mısır topraklarında geçirmiştir. Namı daha ziyade Tunus yakınlarındaki Şâzile beldesinde iştihar ettiğinden dolayı da “Şazilî”unvanıyla meşhur olmuştur. Nesli itibariyle bir Peygamber (asv) evladıdır. Yümün ve berekete vesile olacağı ümidiyle bu Allah dostunun şeceresini burada zikretmek isteriz:
Ebu’l-Hasan Ali eş-Şâzilî b. Abdullah b. Abdülcebbâr b. Temîm b. Hürmüz b. Hâtim b. Kusay b. Yusuf b. Yûşa’ b. Verd b. Ebî Battal Ali b. Ahmed b. Muhammed b. Îsâ b. İdrîs b. Ömer b. İdrîs (el-mübâya’ lehû bi- bilâdi’l-Mağrib) İbn Abdullah b. el-Hasan el-Müsennâ b. el-Hasan b. Ali İbn Ebî Tâlib ve İbn Fâtımete binti’r-Rasûl (sallallahü aleyhi vesellem).
Ebu’l-Hasan Şâzilî’nin hilyesi hakkında bilgi veren kaynaklar, onun uzuz boylu, zayıf, ince yüzlü ve hafif esmer tenli bir fiziğe sahip olduğunu belirtmişlerdir. Yine aynı kaynaklar tarafından nakledildiğine göre İmam Şâzilî, tatlı dilli, çok güzel ve fasîh bir konuşmaya sahip idi. Konuşurken kendisini dinleyenler ona hayran kalırlardı.
Erken yaşlardan itibaren tasavvufî bir arayış içine giren İmam Şâzilî Hazretleri çok kıymetli hocalardan dersler almış ve bu dersler neticesinde dînî ilimlerde uzman hale gelmiştir. Aynı zamanda çok güçlü bir ediptir. Hem şer’î hem de fennî ilimlerde münazara yapabilecek bir derinlik ve enginliğe ulaştıktan sonra tarîkat yoluna sülûk etmiş ve işte tam bu dönemde daha çok dağ başlarındaki mağaralarda münzevî bir hayat yaşayan ve ona hayatının en büyük dersini veren kıymetli hocası Ebû Muhammed Abdüsselâm b. Meşîş (İbn-i Beşîş diye meşhur olmuştur) karşısına çıkmıştır. Daha doğru bir ifade ile İmam Şâzilî Hazretleri arayışları neticesinde gidip o büyük zâtı bulmuştur.
Hazreti İmam’ın kendisinin anlattığına göre, İbn Meşîş’e intisâb etmek için onun yaşadığı yerdeki dağın eteğine gelerek önce oradan çıkan kaynak suyu ile gusül abdesti alır. Sonra tövbe ve istiğfarda bulunur. İnsanlar arasında değer ölçüsü kabul edilen ilim ve amel gibi maddî manevî rütbelerin hepsini kendisi için yük sayarak kalbinden atar. Böylece kendi engin mülahazalarına göre cismen ve ruhen temizlenmiş olur. Arkasından dağa tırmanmaya başlar. Tırmanırken Şeyh Absüsselâm b. Meşîş tarafından karşılanır. Sonra ona intisap eder ve dağ başındaki mağarada şeyhinin yanında kalarak seyr u sülûka başlar. Bu sırada yaklaşık olarak yirmi altı yaş civarında bulunmaktadır.
İbn Meşîş, sağlam Kitap ve Sünnet bilgisiyle onu doyurup, velâyet ve kerâmet feyzinden sirâyet ettirerek tasavvufî yönden yetişmesini sağlamıştır. Şeyhinin yanından ayrıldıktan sonra da irşada başlamıştır. İmam Şâzilî’nin irşad faaliyetlerinin ana unsurlarını umuma açık yaptığı vaazlar, müderrislik hizmetleri (talebe yetiştirmesi) ve hususî tasavvuf ve tarikat dersleri teşkil etmiştir.
Ebu’l-Hasan Şâzilî’nin tasavvufî şahsiyetini ortaya koyan unsurlardan birisi, onun dua ve zikir konusundaki hassasiyetidir. Çünkü İmam Şâzilî çok dua eder, gecenin ilerleyen vakitlerine kadar evrâd ve ezkâr ile meşgul olurdu. Vefat ettiği gece bile bu âdetini terk etmemişti. Evet O’nun tasavvufî hayâtında dua ve zikrin önemi büyüktür. Günün değişik vakitleri için tahsîs edilmiş duaları vardı. Evrâd, ezkâr ve dualarının büyük bir bölümünü kendisi tertîb etmiştir. Özel durumlar için tertîp edilmiş müstakil dua ve zikirleri de mevcuttur. Kaynaklarda, Şâzilî’nin hizb adı altında veya başka unvan ile ismi belli otuz dokuz, ismi konmamış da elliden fazla duâsı vardır. Hepsinin toplamı yüz civârındadır. El-Kulûbü’d-Dâria’da bunların pek çoğu yer almıştır.
Ebu’l-Hasan Şâzilî, sadece kendi tertîb ettiği hizipleri okumakla yetinmemiş, aynı zamanda kendisinden önce yaşamış sûfîlerden, ashâbdan ve Peygamber Efendimiz (asv)’den nakledilen dualara da büyük önem vermiştir. İmam Şâzilî’nin bu şekilde okuduğu duâlardan başlıcaları Cevşen-i Kebîr, Hazreti Ali (radiyallahü anh)’ın duaları ve İmam Gazzâlî’nin hizibleridir.
İmam Şâzilî Hazretlerinin en önemli hizbi Hizbü’l-Kebîr’dir. Hazreti Şâzilî’nin sağlığında sadece “hizb” diye bilinen bu duası onun en önemli hizbi olduğu için daha sonraları “el-Hizbü’l-Kebîr” diye anılır olmuş ve öylece şöhret bulmuştur. El-Hizbü’l-kebîr, Hazreti Şâzilî’nin, “Kim bizim hizbimizi okursa, bize olan lütuflar ona da olur.” dediği hizbidir. Ayrıca İmam Şâzilî Hazretleri bu hizbinin önemini anlatmak için, “Allah ve Rasûlünün izni olmadan ondan bir harf bile yazılmadı. Bunda yazdıklarımın hepsini Allah ve Rasûlüne arzederek yazdım.”buyurmuştur. El-Hizbü’l-Kebîr, bazılarına göre sabah namazından sonra, bazılarına göre ise ikindi namazından sonra dünya kelam ve meşgalesinden hâlî olarak okunan/okunması gereken bir virddir.
İmam Şâzilî’nin tertîb ettiği Hizbü’l-Kebîr’in terkîbinde daha çok Kur’ân-ı Kerîm’den seçilmiş âyetler kullanılmıştır. Âyetler arasındaki irtibat, sünnetten seçilmiş hadis ve duaların yanı sıra, Şâzilî’nin kendisine ait dua cümleleriyle sağlanmıştır. Bu tesbitler bize, Hizbü’l-kebîr’in câmî bir özelliğe sâhip olduğunu göstermektedir. Bu sebeple Hizbü’l-Kebîr’in bir çok şerhi yapılmıştır.
Ebu’l-Hasan Şâzilî’nin hizblerinden birisi de “Hizbü’l-Hamd”dır. Bu hizbe “Hizbü’n-Nûr” da denilmiştir. Umumiyetle yatsı namazından sonra okunagelmiş bir virddir. Murâd edilen her türlü maddî ve manevî iyiliklerden faydalanmak ve ma’rifeti celb etmek niyetiyle okunur.
Özetle ifade edecek olursak, kâmil bir mürşid olan Ebu’l-Hasan Şâzilî, bedenen insanların arasından ayrılmış olsa bile hizmetleri ve ma’neviyâtıyla ölümsüzleşmiştir. Fânî ömrünü bâkileştirip dünyadaki hizmetlerini âhiret yurduna taşıyanlardan olmuştur. Daha sonraları bu büyük zâtın etrafında hâlelenen insanların Allah’a ulaşma yol ve sistemleri diyebileceğimiz Şâziliyye Tarîkatı da belli başlı büyük bir kaç tarîkat içerisinde yer almıştır. Şâziliyye’nin usûlü, tarihçesi ve kolları ile ilgili dünyanın değişik yerlerinde hazırlanan kaynaklara göre Afrika başta, Anadolu da dahil olmak üzere çok geniş bir alana yayılan tarîkatın daha sonraki dönemlerde yüze yakın kolu oluşmuştur. Bu kollar vasıtasıyla ve tabîî Allah’ın izni ve inayetiyle belki milyonlarca insanın hidayetine ve marifetinin ziyadeleşmesine vesile olunmuştur.
(Mustafa Yılmaz. Geniş bilgi için bk. Dr. Mustafa Sâlim Güven, Eul’l-Hasan Şâzilî ve Şâziliyye).
İmam Şâzilî (Şazelî denmesi galat-ı meşhurdur) Hazretleri tasavvuf ve tarîkatlar tarihinde ismi en çok zikredilenlerden birisidir; mürşid-i kâmildir. Değişik dillerde hayatını anlatan, sözlerini ve menkıbelerini nakleden yüzlerce çalışma yapılmış ve eser meydana getirilmiştir. Bu kaynaklardan edinilen bilgilere göre, İmam Şâzilî 593/1196 tarihinde dünyayı teşrif etmiş ve 63 yıl çok bereketli bir ömür sürmüştür. Atmış üç yıllık bu bereketli ömrünü Hac seferleri ve seyahatleri hariç, Mağrib, Tunus ve Mısır topraklarında geçirmiştir. Namı daha ziyade Tunus yakınlarındaki Şâzile beldesinde iştihar ettiğinden dolayı da “Şazilî”unvanıyla meşhur olmuştur. Nesli itibariyle bir Peygamber (asv) evladıdır. Yümün ve berekete vesile olacağı ümidiyle bu Allah dostunun şeceresini burada zikretmek isteriz:
Ebu’l-Hasan Ali eş-Şâzilî b. Abdullah b. Abdülcebbâr b. Temîm b. Hürmüz b. Hâtim b. Kusay b. Yusuf b. Yûşa’ b. Verd b. Ebî Battal Ali b. Ahmed b. Muhammed b. Îsâ b. İdrîs b. Ömer b. İdrîs (el-mübâya’ lehû bi- bilâdi’l-Mağrib) İbn Abdullah b. el-Hasan el-Müsennâ b. el-Hasan b. Ali İbn Ebî Tâlib ve İbn Fâtımete binti’r-Rasûl (sallallahü aleyhi vesellem).
Ebu’l-Hasan Şâzilî’nin hilyesi hakkında bilgi veren kaynaklar, onun uzuz boylu, zayıf, ince yüzlü ve hafif esmer tenli bir fiziğe sahip olduğunu belirtmişlerdir. Yine aynı kaynaklar tarafından nakledildiğine göre İmam Şâzilî, tatlı dilli, çok güzel ve fasîh bir konuşmaya sahip idi. Konuşurken kendisini dinleyenler ona hayran kalırlardı.
Erken yaşlardan itibaren tasavvufî bir arayış içine giren İmam Şâzilî Hazretleri çok kıymetli hocalardan dersler almış ve bu dersler neticesinde dînî ilimlerde uzman hale gelmiştir. Aynı zamanda çok güçlü bir ediptir. Hem şer’î hem de fennî ilimlerde münazara yapabilecek bir derinlik ve enginliğe ulaştıktan sonra tarîkat yoluna sülûk etmiş ve işte tam bu dönemde daha çok dağ başlarındaki mağaralarda münzevî bir hayat yaşayan ve ona hayatının en büyük dersini veren kıymetli hocası Ebû Muhammed Abdüsselâm b. Meşîş (İbn-i Beşîş diye meşhur olmuştur) karşısına çıkmıştır. Daha doğru bir ifade ile İmam Şâzilî Hazretleri arayışları neticesinde gidip o büyük zâtı bulmuştur.
Hazreti İmam’ın kendisinin anlattığına göre, İbn Meşîş’e intisâb etmek için onun yaşadığı yerdeki dağın eteğine gelerek önce oradan çıkan kaynak suyu ile gusül abdesti alır. Sonra tövbe ve istiğfarda bulunur. İnsanlar arasında değer ölçüsü kabul edilen ilim ve amel gibi maddî manevî rütbelerin hepsini kendisi için yük sayarak kalbinden atar. Böylece kendi engin mülahazalarına göre cismen ve ruhen temizlenmiş olur. Arkasından dağa tırmanmaya başlar. Tırmanırken Şeyh Absüsselâm b. Meşîş tarafından karşılanır. Sonra ona intisap eder ve dağ başındaki mağarada şeyhinin yanında kalarak seyr u sülûka başlar. Bu sırada yaklaşık olarak yirmi altı yaş civarında bulunmaktadır.
İbn Meşîş, sağlam Kitap ve Sünnet bilgisiyle onu doyurup, velâyet ve kerâmet feyzinden sirâyet ettirerek tasavvufî yönden yetişmesini sağlamıştır. Şeyhinin yanından ayrıldıktan sonra da irşada başlamıştır. İmam Şâzilî’nin irşad faaliyetlerinin ana unsurlarını umuma açık yaptığı vaazlar, müderrislik hizmetleri (talebe yetiştirmesi) ve hususî tasavvuf ve tarikat dersleri teşkil etmiştir.
Ebu’l-Hasan Şâzilî’nin tasavvufî şahsiyetini ortaya koyan unsurlardan birisi, onun dua ve zikir konusundaki hassasiyetidir. Çünkü İmam Şâzilî çok dua eder, gecenin ilerleyen vakitlerine kadar evrâd ve ezkâr ile meşgul olurdu. Vefat ettiği gece bile bu âdetini terk etmemişti. Evet O’nun tasavvufî hayâtında dua ve zikrin önemi büyüktür. Günün değişik vakitleri için tahsîs edilmiş duaları vardı. Evrâd, ezkâr ve dualarının büyük bir bölümünü kendisi tertîb etmiştir. Özel durumlar için tertîp edilmiş müstakil dua ve zikirleri de mevcuttur. Kaynaklarda, Şâzilî’nin hizb adı altında veya başka unvan ile ismi belli otuz dokuz, ismi konmamış da elliden fazla duâsı vardır. Hepsinin toplamı yüz civârındadır. El-Kulûbü’d-Dâria’da bunların pek çoğu yer almıştır.
Ebu’l-Hasan Şâzilî, sadece kendi tertîb ettiği hizipleri okumakla yetinmemiş, aynı zamanda kendisinden önce yaşamış sûfîlerden, ashâbdan ve Peygamber Efendimiz (asv)’den nakledilen dualara da büyük önem vermiştir. İmam Şâzilî’nin bu şekilde okuduğu duâlardan başlıcaları Cevşen-i Kebîr, Hazreti Ali (radiyallahü anh)’ın duaları ve İmam Gazzâlî’nin hizibleridir.
İmam Şâzilî Hazretlerinin en önemli hizbi Hizbü’l-Kebîr’dir. Hazreti Şâzilî’nin sağlığında sadece “hizb” diye bilinen bu duası onun en önemli hizbi olduğu için daha sonraları “el-Hizbü’l-Kebîr” diye anılır olmuş ve öylece şöhret bulmuştur. El-Hizbü’l-kebîr, Hazreti Şâzilî’nin, “Kim bizim hizbimizi okursa, bize olan lütuflar ona da olur.” dediği hizbidir. Ayrıca İmam Şâzilî Hazretleri bu hizbinin önemini anlatmak için, “Allah ve Rasûlünün izni olmadan ondan bir harf bile yazılmadı. Bunda yazdıklarımın hepsini Allah ve Rasûlüne arzederek yazdım.”buyurmuştur. El-Hizbü’l-Kebîr, bazılarına göre sabah namazından sonra, bazılarına göre ise ikindi namazından sonra dünya kelam ve meşgalesinden hâlî olarak okunan/okunması gereken bir virddir.
İmam Şâzilî’nin tertîb ettiği Hizbü’l-Kebîr’in terkîbinde daha çok Kur’ân-ı Kerîm’den seçilmiş âyetler kullanılmıştır. Âyetler arasındaki irtibat, sünnetten seçilmiş hadis ve duaların yanı sıra, Şâzilî’nin kendisine ait dua cümleleriyle sağlanmıştır. Bu tesbitler bize, Hizbü’l-kebîr’in câmî bir özelliğe sâhip olduğunu göstermektedir. Bu sebeple Hizbü’l-Kebîr’in bir çok şerhi yapılmıştır.
Ebu’l-Hasan Şâzilî’nin hizblerinden birisi de “Hizbü’l-Hamd”dır. Bu hizbe “Hizbü’n-Nûr” da denilmiştir. Umumiyetle yatsı namazından sonra okunagelmiş bir virddir. Murâd edilen her türlü maddî ve manevî iyiliklerden faydalanmak ve ma’rifeti celb etmek niyetiyle okunur.
Özetle ifade edecek olursak, kâmil bir mürşid olan Ebu’l-Hasan Şâzilî, bedenen insanların arasından ayrılmış olsa bile hizmetleri ve ma’neviyâtıyla ölümsüzleşmiştir. Fânî ömrünü bâkileştirip dünyadaki hizmetlerini âhiret yurduna taşıyanlardan olmuştur. Daha sonraları bu büyük zâtın etrafında hâlelenen insanların Allah’a ulaşma yol ve sistemleri diyebileceğimiz Şâziliyye Tarîkatı da belli başlı büyük bir kaç tarîkat içerisinde yer almıştır. Şâziliyye’nin usûlü, tarihçesi ve kolları ile ilgili dünyanın değişik yerlerinde hazırlanan kaynaklara göre Afrika başta, Anadolu da dahil olmak üzere çok geniş bir alana yayılan tarîkatın daha sonraki dönemlerde yüze yakın kolu oluşmuştur. Bu kollar vasıtasıyla ve tabîî Allah’ın izni ve inayetiyle belki milyonlarca insanın hidayetine ve marifetinin ziyadeleşmesine vesile olunmuştur.
(Mustafa Yılmaz. Geniş bilgi için bk. Dr. Mustafa Sâlim Güven, Eul’l-Hasan Şâzilî ve Şâziliyye).
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5162
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Re: İMAM EBU'L- HASANE'Ş- ŞAZELÎ (ks)
Sevgili muhammedinur üyeleri bu mesajda 28.salâvât-ı şerîfeyi hazırlarken servis şoförümüz içeriye girdi ve öğrencilerimizden birisinin psikolojik bir bunalım geçirdiğini hemen hastaneye götürmemiz gerektiğini söyledi. Rabbimiz inşaallah cümlemize, ve cümlemizin yakınlarına iç sıkıntılarımızı ve zorluklarımızı aşmamız için Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin şerefli şefaatını nasip ve kısmet eyler. Tüm hakk dostalarımıza Es Selam eder bizlere ettikleri hayr dualar için hepsine sayısız sonsuz teşekkür eder Rabbimizden kendilerine sonsuz bir rahmetin isabet etmesi için dua ederiz.
28. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Ebu'l-Hasen-eş-Şâzeli (kaddasallahu sırrehu)'ya âit Salâtu'n- Nuri'z- Zâtî: iç sıkıntıları ve zorlukların aşılmasında şifâdır.
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin Nûriz-Zâtî Ves sirrissâri fi cemiil âsâri Vel esmâi vessıfâti Ve alâ âlihi vesahbihi vesellim Adede kemâlillahi ve kemâ yelîku bikemâlihi
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Zâtın nûru, Esmâ ve sıfatların bütün eserlerine (mevcûdat) sârî (süren, süregen, sürücü, yayılan) sırrı olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e, ailesine ve ashabına salât-ü-selâm ve bereketini ihsân eyle! ALLAH'ın kemâli adedince ve O'nun kemâlinin lâzım ve lâyıkınca!"
24. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Abdüsselâm bin Meşiş Hazretlerine ait çok kıymetli ve faziletli bir salâvâttır. Sabah, akşam ve yatsı namazlarından sonra sıdk ve ihlasla okunması nefsin tekemmülüne sebebdir.
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 158&t=3141
TÜRKÇESİ: Allâhümme salli ve sellim alâ men minhu inşakkatil esrâru venfelekatil envâru Ve fihi irtekkatil hakâiku Ve tenezzelet ulumu âdeme fe'acezel halâika velehu tedâeletil fuhumu felem yüdrikhu minnâ sâbikun vela lâhikun Feriyâdul meleküti bizehri cemâlihi munikatun Ve hiyâdul ceberuti bifeydi envârihi mütedeffikatun Velâ şey'e illa vehüve bihi menutun iz levlel vâsitatu lezehebe kemâ kilel mevsut Salâten teliku bike minke ileyhi kemâ hüve ehluhu Allâhümme innehü sırrukel câmiuddâllu aleyke Ve hicabukel a'zamu el kâimu leke beyne yedeyke Allâhümme elhikni bisâlihi ümmetihi ve hakkikni bi muhabbetihi Ve arrifni iyyâhu ma'rifeten Eslemu biha min mevâridil cehli Ve ekrau biha min mevâridil cehri ve ekrau biha min mevâridil fadli Ve ehmilni ala sebilihi ilâ hadratike hamlen mahfufen bi nusratike Vekzif bi alel bâtili feedmeğuhu Ve zicbi fi bihâril ehadiyyeti Venşilni min evhâlittevhidi Ve eğrikni fi ayni bahril vahdeti hatta lâ era velâ esmau velâ ecidu velâ uhissu illâ biha Vec'alil hicâbel azama hayâte ruhi ve ruhahu sırra hakikati ve hakikatehu câmia avâlimi bitah kikil hakkil evveli Yâ evvelu ya âhiru ya zâhiru ya bâtinu yâ Allah unsurni bike leke ve eyyidni bike leke vecma beyni ve beyneke ve hul beyni ve beyne ğayrike Allahu Allahu Allahu İnnellezi ferada aleykel kur'ane lerâddüke ila meâdin Rabbenâ Âtina min ledunke rahmeten ve heyyi'lena min emrine raşeda
(Bundan sonraki kısmı Abdullah İbni Abbas'a (r.a.) a aittir.)
Yâ dâimel fadli alel beriyya Yâ bâsitel yedeyni bill'atiyye Yâ sâhibel mevâhibisseniyye Salli alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin hayril verasseciyye veğfirlenâ yâ zel ulâ fi hâzihil aşiyye.
MÂNÂSI : Ey Rabbim! Sen salât ve selam ediver ona ki esrârın kabuğunu kırıp inkişaf ettirdi, nûrları her tarafa yaydı, hakikatler kendisinde yüceldi, Âdemoğlunun tüm bilgileri kendisine aktı ve böylece mahlukatı âciz bıraktı; anlayışları zayıf bıraktı, ne geçmişte ne de gelecekte kendisine yetişecek yoktur. Cemâlinin pırıltısıyla, melekûtun muhteşem cennet bahçesi, nûrlarının fışkırıp taşmasıyla ceberûtun havuzu. Hiçbir şey yoktur ki ona bağlı olmasın. Zira aracı olmasaydı şayet, giderdi mevcudiyeti aracıya bağlı olan. Senin ona ettiğin, onun da ehli olduğu bir salâtla ona salât ediver.
Ey Rabbim! O her şeyi içinde barındıran, Sana delâlet eden sırrındır; Senin katında, Senin için duran en büyük hicâbındır. Ey Rabbim beni, ümmetinin salihleri arasına koyuver, bana kendi sevgini hakikatiyle tattırıver!. Bana onun mârifetini veriver!. Cehâlet pınarlarından ona teslim oldum, fazilet pınarlarından onunla içtim. Beni onun yolunda, nusretinle yeğnileşmiş olarak, kendi şanına taşıyıver!. Beni bâtılın üzerine atıver de onu mahvedeyim. Beni vahdaniyet denizlerinde yüzdürüver, küfrün bataklıklarından çıkarıver!. Beni vahdet denizinin pınarının içine daldır da yalnızca bunu göreyim, duyayım, bulayım, hissedeyim. En büyük hicâbı, ruhumun hayatı, onun ruhunu, hakikatimin sırrı, onun hakikatini, O İlk Hakkı hakkıyla bilerek âlemleri içinde düren kılıver!. Ey her şeyin başı ve sonu, ey zâhir ve bâtın olan Yüce Allah, bana Kendinle Kendin için yardım ediver, bana Kendinle Kendin için destek veriver; beni Kendinle bir beraber kılıver, benimle Senin gayrin arasına giriver de, onların aramıza girmesine engel oluver!. Allah-u Allah-u Allah!. Senin için Kur'ân'a razı olan, elbette ki seni o güne geri döndürecektir. Ey rabbimiz, bize katından rahmet veriver, bize işimizde doğruyu, doğru yolu hazır ediver. Ey insanlar üzerinde dâim fazlı olan! Ey ihsan etmek için ellerini açmış olan! Ey yüce ihsanların sahibi!. Seciyesi kainatın en hayırlısı olan Seyyidimiz, Efendimiz Muhammed Mustafa (salallahu aleyhi ve sellem)'e salât ediver. Bize mağfiret ediver, ey bu gecede, bu sabahta yüceler yücesi olan!
28. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Ebu'l-Hasen-eş-Şâzeli (kaddasallahu sırrehu)'ya âit Salâtu'n- Nuri'z- Zâtî: iç sıkıntıları ve zorlukların aşılmasında şifâdır.
TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin Nûriz-Zâtî Ves sirrissâri fi cemiil âsâri Vel esmâi vessıfâti Ve alâ âlihi vesahbihi vesellim Adede kemâlillahi ve kemâ yelîku bikemâlihi
MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Zâtın nûru, Esmâ ve sıfatların bütün eserlerine (mevcûdat) sârî (süren, süregen, sürücü, yayılan) sırrı olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e, ailesine ve ashabına salât-ü-selâm ve bereketini ihsân eyle! ALLAH'ın kemâli adedince ve O'nun kemâlinin lâzım ve lâyıkınca!"
24. SALÂVÂT-I ŞERÎFE
Abdüsselâm bin Meşiş Hazretlerine ait çok kıymetli ve faziletli bir salâvâttır. Sabah, akşam ve yatsı namazlarından sonra sıdk ve ihlasla okunması nefsin tekemmülüne sebebdir.
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 158&t=3141
TÜRKÇESİ: Allâhümme salli ve sellim alâ men minhu inşakkatil esrâru venfelekatil envâru Ve fihi irtekkatil hakâiku Ve tenezzelet ulumu âdeme fe'acezel halâika velehu tedâeletil fuhumu felem yüdrikhu minnâ sâbikun vela lâhikun Feriyâdul meleküti bizehri cemâlihi munikatun Ve hiyâdul ceberuti bifeydi envârihi mütedeffikatun Velâ şey'e illa vehüve bihi menutun iz levlel vâsitatu lezehebe kemâ kilel mevsut Salâten teliku bike minke ileyhi kemâ hüve ehluhu Allâhümme innehü sırrukel câmiuddâllu aleyke Ve hicabukel a'zamu el kâimu leke beyne yedeyke Allâhümme elhikni bisâlihi ümmetihi ve hakkikni bi muhabbetihi Ve arrifni iyyâhu ma'rifeten Eslemu biha min mevâridil cehli Ve ekrau biha min mevâridil cehri ve ekrau biha min mevâridil fadli Ve ehmilni ala sebilihi ilâ hadratike hamlen mahfufen bi nusratike Vekzif bi alel bâtili feedmeğuhu Ve zicbi fi bihâril ehadiyyeti Venşilni min evhâlittevhidi Ve eğrikni fi ayni bahril vahdeti hatta lâ era velâ esmau velâ ecidu velâ uhissu illâ biha Vec'alil hicâbel azama hayâte ruhi ve ruhahu sırra hakikati ve hakikatehu câmia avâlimi bitah kikil hakkil evveli Yâ evvelu ya âhiru ya zâhiru ya bâtinu yâ Allah unsurni bike leke ve eyyidni bike leke vecma beyni ve beyneke ve hul beyni ve beyne ğayrike Allahu Allahu Allahu İnnellezi ferada aleykel kur'ane lerâddüke ila meâdin Rabbenâ Âtina min ledunke rahmeten ve heyyi'lena min emrine raşeda
(Bundan sonraki kısmı Abdullah İbni Abbas'a (r.a.) a aittir.)
Yâ dâimel fadli alel beriyya Yâ bâsitel yedeyni bill'atiyye Yâ sâhibel mevâhibisseniyye Salli alâ Seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin hayril verasseciyye veğfirlenâ yâ zel ulâ fi hâzihil aşiyye.
MÂNÂSI : Ey Rabbim! Sen salât ve selam ediver ona ki esrârın kabuğunu kırıp inkişaf ettirdi, nûrları her tarafa yaydı, hakikatler kendisinde yüceldi, Âdemoğlunun tüm bilgileri kendisine aktı ve böylece mahlukatı âciz bıraktı; anlayışları zayıf bıraktı, ne geçmişte ne de gelecekte kendisine yetişecek yoktur. Cemâlinin pırıltısıyla, melekûtun muhteşem cennet bahçesi, nûrlarının fışkırıp taşmasıyla ceberûtun havuzu. Hiçbir şey yoktur ki ona bağlı olmasın. Zira aracı olmasaydı şayet, giderdi mevcudiyeti aracıya bağlı olan. Senin ona ettiğin, onun da ehli olduğu bir salâtla ona salât ediver.
Ey Rabbim! O her şeyi içinde barındıran, Sana delâlet eden sırrındır; Senin katında, Senin için duran en büyük hicâbındır. Ey Rabbim beni, ümmetinin salihleri arasına koyuver, bana kendi sevgini hakikatiyle tattırıver!. Bana onun mârifetini veriver!. Cehâlet pınarlarından ona teslim oldum, fazilet pınarlarından onunla içtim. Beni onun yolunda, nusretinle yeğnileşmiş olarak, kendi şanına taşıyıver!. Beni bâtılın üzerine atıver de onu mahvedeyim. Beni vahdaniyet denizlerinde yüzdürüver, küfrün bataklıklarından çıkarıver!. Beni vahdet denizinin pınarının içine daldır da yalnızca bunu göreyim, duyayım, bulayım, hissedeyim. En büyük hicâbı, ruhumun hayatı, onun ruhunu, hakikatimin sırrı, onun hakikatini, O İlk Hakkı hakkıyla bilerek âlemleri içinde düren kılıver!. Ey her şeyin başı ve sonu, ey zâhir ve bâtın olan Yüce Allah, bana Kendinle Kendin için yardım ediver, bana Kendinle Kendin için destek veriver; beni Kendinle bir beraber kılıver, benimle Senin gayrin arasına giriver de, onların aramıza girmesine engel oluver!. Allah-u Allah-u Allah!. Senin için Kur'ân'a razı olan, elbette ki seni o güne geri döndürecektir. Ey rabbimiz, bize katından rahmet veriver, bize işimizde doğruyu, doğru yolu hazır ediver. Ey insanlar üzerinde dâim fazlı olan! Ey ihsan etmek için ellerini açmış olan! Ey yüce ihsanların sahibi!. Seciyesi kainatın en hayırlısı olan Seyyidimiz, Efendimiz Muhammed Mustafa (salallahu aleyhi ve sellem)'e salât ediver. Bize mağfiret ediver, ey bu gecede, bu sabahta yüceler yücesi olan!