EŞCİNSELLİK İSLAM'DA CAİZMİDİR?

Sorularınızı Ayet ve Hadisler ışığında cevaplamaya çalışacağız.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
acizim
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 4
Kayıt: 18 Mar 2009, 02:00

EŞCİNSELLİK İSLAM'DA CAİZMİDİR?

Mesaj gönderen acizim »

Endonezya'da düzenlenen Dinler ve Barış Konferansı'nda "Eşcinsellik İslam'da caizdir" fetvası çıktı.

Endonezya'nın başkenti Cakarta'da 27 Mart'ta 2008 düzenlenen Endonezya Dinler ve Barış Konferansı'ndan "Eşcinsellik İslam'da caizdir" fetvası çıktı.
Endonezya içinden ve dışından pek çok İslam uzmanının katıldığı toplantıda konuşan ilahiyat akademisyeni Dr. Siti Musdah Mulia, Kuran'daki Hucurat Suresi'ni esas aldığını ve eşcinselliğin yalnızca şehvetten kaynaklanmadığını vurgulayarak, "Eşcinselliğin Allah'tan geldiğinin, doğal olduğunun göz önüne alınması gerekir. Allah'ın gözünde insanlar dindarlıklarına göre değerlendirilirler" dedi. Pek çok katılımcı da bu görüşe destek verdi.
"Islam 'recognizes homosexuality'." başlığı altında tüm dünya haber ajanslarından geçen bu haberin türk medyasında da aynı şekilde dile getirilmesi, duyurulması, bu ülkedeki eşcinsellerin aşağılanmasının engellenmesinde ve insani özgürlüklerinin verilmesinde çok önemli bir adım olacaktır.
bu haber bence şu noktadan daha da önemli, yapılan tüm sosyal istatistiklerde insan toplumunda eşcinsellik %10 altına düşmüyor. aldığınız örnekleme grubu ne olursa olsun böyle bir sonuç ortada varsa o zaman dindar kesimin içinde yetişen yaşayan bulunan eşcinsellerin de kendilerini hasta bilmemeleri gerekir. maalesef yakın dönemde batı dünyasının eşcinselliği hastalık olarak adlandırması islama ve cemaatlerine de mal edildi. sonra batı toplumu bu hatadan vazgeçti. etiket ise haksız olarak islam aleminde takılmış kalmıştı. şimdi bu son haberle artık ortaya çıkmıştır ki, eşcinsellik islami nazarla ve Kur'anın nazarı ile dahi hastalık değildir. dindar çevrelerde yetişen çocuklarda, yaşayan gençlerde hatta ileri yaşlarda bile bu durum ortaya sonradan çıkıp gerek çevresi gerek kişi tarafından itiraf edilebilir. onu şu yada bu biçimde karşı cinsten biri ile evlendirmeye çalışmak, tavırlarından dolayı onu zorlamak, baskı kurmak ve kişilik kimliği konusunda onu istemediği halde haricden şekillendirmeye çalışmak İslamın ruhuna uygun değildir.
------------------
İNANCIN EŞCİNSELİ OLMAZ
Prof. Dr. Beyza Bilgin: "Nisa Suresi'nde kadın kadına ve erkek erkeğe her türlü fuhuş kötüleniyor ve cezalandırılıyor. Asıl olan, insanın insana onurunu koruyacak şekilde davranmasıdır. İnancın heteroseksüeli, eşcinseli olmaz."
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Sevgili Acizim Kardeşim,
Öncelikle sitenize hoş geldiniz diyeyim. İlginç bir konu ile gelmişsiniz hayr olsun. Akıl ve duygularımıza nakli uydurmaya kalktık mı ayağımız kayıverir birden. Dindeki hükümler red edilmez, olan şey yok denmez, günah vardır işlenir ve tevbe ile mağfiret olunur. Günah olan şeye bu günah değildir, bu caizdir denmez, denirse bütün hükümler çiğnenir. Kişi İslam olur günah işlerse günah işleyen müslümandır, tevbe eder ve yapmamaya gayret ederse Allah Gafur Rahim'dir. Ama derse ki bu gayet normal bir şeydir dinde yasak değildir, o zaman kâfir olur.

Toplum içinde livata batağına saplananlar var diye bu kişilere yaranacağım yahut dine kazanacağım mantığı ile dinin hükümleri red edilmez. İşlediklerine caizdir denmez.

Allah Adem ve Havva diye erkek ve kadın cinslerinden bahsetti bize ilk insanlar yaratılırken böyle eşcinsel bir üçüncü insan türünden haberimiz yok. Kur'anda Lut Kavmi hadisesinde Sodom ve Gomora kasabasında olanlar bu gün lezbiyenlik, eşcinsellik, bi seksüellik v.b kategoriler, erkek ve kadın olamayanların, kadınlara kıymet vermeyip livatacılık diye üçüncü bir cins insan türü arayışına girenler için ibret verici bir hadisedir.

Bu kötü fiil sade İslam değil bugün hristiyanlıktada lanetlenmiştir ve Hristiyanlarda bunda bizimle hem fikirdirler. Fiilin kendisi lanetlenmiştir insanlar değil, bu hududa girerse bir kişi o laneti kendi tercihiyle üzerine almış olur ve sonucunada katlanır. Allah Gafurdur Rahimdir.

Eşcinselliğin ana vatanı içinde yaşadığım ülke olan İngiltere’dir. Erkeklerin büyük çoğunluğu bu batağın içindedir. Eşcinsellik toplum içinde tutunmaya çalışmakta ve sayıları her geçen gün artar hale gelmiştir. Bunun başlıca sebepleri :

1-Aralarında mükemmel şekilde organize olmaları.
2-Bunu körükleyen daha çocukken bu eğilimi bastırmak yerine bunun normal olduğunu aşılayan batı eğitim kurumlarının hareketleri.
3-Toplum içindeki yayın organlarıyla hemen hemen bütün yerel gazete, dergi, magazin, TV-Teletext, internet, 900lu telefon hatları, Sex Shoplar, hastahanelerdeki ilan panoları, telefon kulübelerinin içlerine asılan afişler, DVD filmler, özel konferanslar ve etkinlikler, kendilerine has binlerce bar ve disko mekanları, ile bir ağ biçiminde toplum içinde
virüs gibi yayılmaktadır.
4-Batı millet meclislerinde kabul gören eşcinsel partiler ve gurupları.
5-Bu artan popülasyondan nemalanan kıyafet, film, özel gün v.s düzenleyen yapan satan kesimlerin oluşması ve müşterilerini desteklemeleri.
6-Özel iş imkanı sağlama yoluyla gençleri kendilerine çekmeye çalışanların olması.
7-Toplumun duyarsız oluşu, konuşma tarzlarından veya hareketlerinden dolayı kendilerine sempati duyulmaları ve binlerce filim ve reklam sahnelerindeki komik olarak neşe veren eğlendirici kişiler olarak algılanmaları. Toplumun içindeki dini ve ahlaki çökentinin verdiği boşluklar.
8-Dine karşı olan bilim adamlarının bunun doğuştan olduğunu ve doğal bir olgu olduğunu kanıtlamaya çalışan bilimsel çalışmaları. Hadi diyelim ki bu böyle. O zaman önceden homoseksüel olupda sonradan bu işi bırakıp iyi yol tutan örnek insanların itiraflarını ne yapıcaz?

Ve daha bir çok sebepten ötürü virüs gibi toplumun içinde yayılan bir hastalık değilde ne dir o zaman söyleyin Allah aşkına? Yüzde 10 diye bahsedilen oran bazı ülkelerde yüzde 30 lara fırlamıştır ve dahada büyüyecektir.

Bakın bir kaç ay önce bir belgesel izliyorum, belgeselde iki eşcinsel evleniyorlar, ve çocuk edinmek istiyorlar, Amerika'dan bir kadın kiralıyorlar, kadın geliyor sperm nakli ile hamile kalıyor, çocuğunu bu iki ahmağa satıyor, parasını alıp Amerika'ya dönüyor, çocuk iki homoseksüel ile büyüyor. Hangisi anne, hangisi baba? Nereye gidiyoruz? Bu çocuk büyüyünce ne yapacak siz düşünün şimdi. Nesli bunun normal olduğuna endeksleyinde bakın görün ne olacak sonra. Lut kavmi için Dr. Münir Derman hocam onlar sadece erkekleri değil kadınlarıda livata yollu kullanırlardı demektedir. Ve kadınla erkek arasında bu da oldukça yaygınlaşmaktadır, kadınlar buna zorlanmaktadır. Örnekleri ingilizce İslami forumlarda çok gördüm. Bazı Müslüman erkekler öyle fikirlerle hanımlarını zorluyorlar ki, forumlarda görüyorum

Bakara 223. Nisaüküm harsül lemü fe'tu harseküm enna şi'tüm ve kaddimu li enfüsiküm, vettekullahe va'lemu enneküm mülakuh, ve beşşiril mü'minin : Kadınlarınız sizin için bir harsdir, o halde harsinize nasıl isterseniz varın ve kendileriniz için ileriye hazırlık yapın ve Allahdan korkun ve her halde onun huzuruna varacağınızı bilin, müjdele mü'minlere.

Ayetindeki hars(ekinlik, tarla v.b) kelimesini yamultup nasıl isterseniz varın kısmını dilediğimizi yaparız manasına anlayıp livata yoluyla eslerine zulüm etmektedirler. Hars diyor hars, kadının ekinlik mahali, bu kelimeyi anlamadan nasıl geçiyorlar! Tohum ekildiğinde ekim verecek yer, rahmet yolu rahmet!...

Eşcinsellik
Toplumun temel taşı olan aile yapısını ve insan neslini çökerticidir. Faaliyetleri ile de dinin amacına ters hayr değilde şerr kısmına hizmet etmektedir. Toplum içinde tolerans gösterilmemelidir. Bu sorunu yaşayan birisi eğer Allah inancı taşıyorsa bunu :

1- Gizli tutsun, bundan kimseye bahsetmesin.
2- Tevbe etsin ve bunu sürdürmenin caiz olduğu inancını taşımasın,
3- Buna kendisi yakalandığı halde yine de buğz etsin, barışık olmasın.
4- Destekleme yoluna gitmesin, böyle olan ve kendisini bu yola çekmeye çalışanlardan, aşikar ve gizli halde bunu başkalarıyla devam ettirenlerden uzak dursun.
5- Allah'a olan inancını bırakmasın, dini ibadetlerine devam etsin kesmesin. Allah, Gafurdur Rahimdir.

Toplumun ise bu hususta göstereceği duyarlılık:
1- Bu fiile karsı buğz etmek fakat kişileri toplum içinde aşağılayıcı yahut fiziksel olarak zarar verici bir tavra meyletmemek.
2- Çocuklarına katı bir şekilde bunun yanlış olduğuna dair eğitim vermek, normal olduğunu benimsetmemek.
3- Dinen caiz olduğu anlayışına karşı şiddetle karşı çıkmak ve yeri geldiğinde açıkça söylemek.
4- Böyle olduğunu bildiğiniz kişilerden çocuklarınızı uzak tutmak ve uyarmak.
5- Evde babaların zor durumda kalmadıkları takdirde kendi çocuklarının bezlerini değiştirmemesi. (Bu hususta istatistikler var çok baba çocuğunu istismar etmiştir aman olur demeyin! bu sözüme bakıpta kocanızdan şüphe de duymayın sakın.)
6- Erkek ve kız çocukların yataklarını küçükken ayırmaya başlamak ve onları gizliden gözlem altında tutmak.
7- Çocuklarınızın internetteki faaliyetlerini denetleyin .
8- Eşcinselliğin yanlış olduğunu çocuklarınıza güzel bir şekilde anlatmak (ağaç yaşken eğilir).
9- Devletin bu hususlarda gazete, tv vesaire kanallarında reklam vermek isteyen eşcinsellik kuruluşlarına karşı yasal olarak toplumu bozucu olduğu için izin verilmez diyerek yasa çıkarması için devlet adamlarının ikna edilmesine çalışmak.

10- Yetimhanelerde, yurtlarda ve aynı cinsten çocukların bir arada bulunduğu kuruluşlarda bu yola düşmelerini engelleyecek yollara başvurulmalıdır.

11- Hapishanelerde de bu faaliyeti engelleyici tedbirler alınmalıdır.

v.b bir çok şey listelenebilir.

En son eklediğim 10. ve 11. maddelere istinaden şu örneği misalle işleyelim:

Üç köy varmış ve bu köyler bir dağın eteğine kurulu imiş. Dağın tepesinden bir su fışkırıyor ve sel halinde köylere doğru ilerliyor. Köylerin içindeki insanlar acil bir tedbir hususunda değişik kararlara varmışlar.

Birinci köydeki gurub demiş bu suyun önüne set yapalım suyu durdururuz. Akan su şiddetli olduğundan seti parçalamış ve setten dolayı hızı dahada artmış köyü silmiş süpürmüş.

İkinci köydeki insanlar demiş ki suyun gözelerini tıkayalım çıkmasın. Onlarda böyle yapınca su başka taraftan patlayarak cıkmış ve koyu silip süpürmüş.

Üçüncü köydeki gurup demiş ki bu suyun yönünü değiştirelim bir set ile suya eğim verelim. Suyun yönü değiştirip dağın yamacından indirmişler, su ile tarlalarını sulamışlar ve sulama ile güzel ürünler devşirmişler.

Sevgili Kardeşim burda su, insana gelen şehvet cinsellik ihtiyacıdır. Birinci gurub önüne set çekerek bunu kontrol edeceklerini düşünenlerdir, bunlar cinselliği hepten serbest bırakırlar herhangi bir yaptırımları yoktur, böyle olunca çocuk yaşta gebe kalan ve hayatları mahvolan, hastalıklara yakalanan bir yığın ile karsılaşırlar . Ve önüne set olarak koydukları ise okullarda orda burda gençlere kondom dağıtarak, şimdilerde avrupada genç kızlara spiral takmasının mahalle doktorları tarafından tavsiye edilmesi gibi bu erken gebeliği önleyici her çeşit zayıf setlere baş vururlar. Ama bunu bir türlü beceremezler, sokaklarda dolaşan çocuk anneler ve babasız çocuklar bunun en büyük delilidir.

İkinci gurubta katoliklikte uygulama alanı çok olan İsa a.s evlenmedi anlayışı ile cinselliğin kanalını tıkayarak onu kontrol ederiz deyip, katolik okullarında erkeklerin evlenmeden yaşanmaya zorlanması ve bu çeşit bir inanç yüzünden homoseksüellik olarak patlak veren cinsellikle karsılaşan köy halkıdır.

Üçüncü gurub ise sünneti takip edip evliliği yaygınlaştırarak cinselliği doğru yere büken, fuhuşu, zinayı homoseksüelliği ve zararlarına balta vuran İslamların köyüdür. Onların ekinleri olan nesilleride güzel olur inşaallah.

Dr. Münir Derman(K.S) hocamın livata hakkındaki görüşlerinide hastalıkların manevi sebepleri kısmından söyle alıntı yaparak neşredelim:


Livata dînen yasakdır, lânetlenmiştir.
Lût kavminin 30 senede yaptığı menfur şeyleri beşerîyet bugün 1 günde yapmaktadır.
İzaha lüzum yok.
Gazetelere, havadislere, resimlere bakmak yeter.
Lût kavmi, Sodom Gomore kavminin, filizlenmesi neticesidir bugün...
Lût kavmi hadisesini anlatmayacağım.
Lût denizi kâfidir.
Ve Lût’un karısının dönüp bakması neticesi taş kesilmesi mühim ilâhi bir ihtardır, kadın tarafından insanlara...
O dehşete:
“Arkanıza bakmayın!” tembih-i ilâhiyesine karşı bakması kendi insiyakı ile değildir.
O da ilâhi bir tecellîdir.
“Kadın dururken başka tarafa haa!
Utanmıyor musunuz?
Ben utancımdan taş kesildim!” demek...
70.000 kişi gece ALLAH’a dua ediyormuş.
250.000 kişilik bir beldede. 2 kişi de livata yapıyormuş.
ALLAH bütün hepsini bir anda batırmış.
Duada olanları da...

Bu hadiseyi Resulü Ekrem anlattı.
Burada anlatmıyorum.
Okur, kitaplardan öğrenirsiniz.
Bu hastalığın(AIDS) ilâhi bir âfet olduğu ve insanlara serbestiyet verilmesine değişmeyen Sünnetullahın Zü’l-İNTİKAM kanunudur.
Selam sevgi ve Muhammedi Kardeşlikle
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
hasancan
Üye
Üye
Mesajlar: 37
Kayıt: 27 Mar 2007, 02:00

Mesaj gönderen hasancan »

Af edersin yazılanların tamamını okuyamadan cevap vereceğim.

o fetfayı verenler acaba hiç Resulullah (s.a.s) efendimizin uygulamalarından haberleri yokmu.?

Hadislerde bu hal üzere olanları islam topraklarından sürdüğü aklımda kalan bir cezadır.
Kullanıcı avatarı
sev-guzel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 609
Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen sev-guzel »

Aciz kardeş gönül tekkemize hoş geldiniz.
Allah c.c. ve Rasulü (s.a.v.) razı olsun ki Barbaros abim konuyu çok güzel açıklamış bize diyecek birşey bırakmamış ancak "Eşcinsellik İslam'da caizdir" diyen sözde İslam uzmanı cahillere ve bu görüşü destekleyen katılımcı ahmaklara şu sözü demeden geçemeyeceğim:

“İnsanlığı görmezlikten gelirsen,
Kafaya da kelleye de baş denir.
Biri leşte öter biri gülşende,
Kargaya da bülbüle de kuş denir.
Durduk yerde ortaya laf atarsan,
Adama da eşeğe de "ÇÜŞ!.." denir.”
Resim
Kullanıcı avatarı
vekilhu
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 4
Kayıt: 13 Kas 2008, 02:00

Mesaj gönderen vekilhu »

Eşcinsellik İslamda caizdir diyene de, bu fetvaya destek verene de,karşı çıkmayana da hatta bu ve benzeri tüm zulümlere karşı Hızır A.S. mın Musa A.S a verdiği cevabı hatırlatırım;BURASI AYRILDIĞIMIZ YERDİR.
Bu din Aziz bir dindir. Böyle fetvaların ait olmasından münezzehtir.
Dine ait olamayan bu gibi şeyleri dine dahil etmek sadece yanlış yapmak, sadece yanılmak değildir. Bu sonsuz bir elem meselesidir.
Aklımızı başımıza toplamak gerektir vesselam..........

By the way gariban arkadaşımızın bu sitede bir kazanç olduğunu düşünüyorum, rastlamış olmaktan mutluyum .
Kullanıcı avatarı
acizim
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 4
Kayıt: 18 Mar 2009, 02:00

Mesaj gönderen acizim »

Sevgili GARİBAN,
Verdiğiniz cevaplar ve alıntı yaptığınız bilgiler için teşekkür ederim. Fakat Lut Kavmi ile eşcinsellik arasında benzerlik olduğu kadar benzemeyen taraflar var. Yani eşcinseller lut kavminden gelmediklerine göre(kavim helak oldu) bu duruma ibret olsun diye Kuran-ı Kerim'de bahsediliyor. Amenna. Ancak Lut Kavminde erkeklerin kadınları bırakıp erkeklere yönelme bahsediliyor (kadınların erkekleri bırakıp kadınlara yöneldiği muamma) ve erkeklerin livata işlediği(kadın ya da erkekle) bahsediliyor ancak erkek eşcinseller kdınlar bırakmıyr çünkü kadınlara karşı bir etkileşimleri zaten yok ya da kadın eşcinseller de erkeklere karşı bir şey hissetmiyor. Ayrıca eşcinsellerin tümü livata yapmıyor vs. Bu soruları kendi ağzımdan değil onların soruları olarak buraya yazıyorum. Neden burası çünkü burada samimi cevaplar alacağımı düşünüyorum. Yoksa bazı hadislere aklım sır ermiyor. Sevgili Peygamberimizin kimseyi yakın, öldürün diyebileceğini sanmıyorum ki günah işlemek ayrı bir şey ALLAH2ı inkar etmek ayrı bir şey. O zaman inanmayanları da öldürün derdi. Ki ALLAH'ıM onlar bilmiyor diyerek Allah'In gazabından inanmayanları korumadı mI? Kİ içlerinden ya biri müslüman olursa diye düşündü? Lütfen anlamama yardımcı olun. Ben bo konuda araştırma yapıyorum. Ancak sizin deanlayacağınız üzere, herkes ilmine göre değil kafasna göre konuşuyor ve bir sürü eşcinsel böyle çamura çukura düşüyor. Eğer eşcinsellere HASTALIK muamalesi yapılırsa, DIŞLANIRLARSA nasıl bir iletişim kurulabilir ki? Ve merak ettiğim diğer bir soru bu konu ile ilgili daha detaylı hadisleri nasıl öğrenebilirim? Kaynak olarak yardımcı olursanız sevinirim. Ben de eğe öğreneceğim yeni bilgilerle bir eşcinsel olmayan ama kendini eşcinsel sanan (aile,çevre vb faktörlerden dolayı) bir kişiyi kurtarmaya vesile olsam ne mutlu bize. Çünkü benim tanıdığım bir kaç eşcinse hatta tandıklarımın bir çoğu böyle oldukları için çok ümitsiz ve bilgisiz ve üzgünler. Bu histen kurtulamadıklarını söyleyip kimisi intiharı denemiş kimisi değişen bir şey yok demiş ve bu hayatı seçmiş kimisi hala arada kalmışlığın ezikliği içinde. Bir arkadaş gözlerimin içine bakıp göz yaşı dolu gözüyle şöyle dedi. ALLAH BENİ SEVMİYOR MU? NEDEN BU HİSLE YAŞAYAYIM Kİ? NEDEN EŞCİNSEL OLAYIM Kİ? NEDEN? Bu sözlerden sonra ne denebilir bilemiyorum. Bunun bir sınav olduğunu söylemek o anda yeterli gelmezdi ve bunu araştırmama vesile oldu.Allah yar ve yardımcımız olsun.
Kullanıcı avatarı
goekhan
Üye
Üye
Mesajlar: 44
Kayıt: 14 May 2006, 02:00

Mesaj gönderen goekhan »

Bu konuyu tartismak cok gereksiz cünkü tartisilacak bir yani yok. Endonezyada hangi sapik bu fetvayi verdiyse Allah c.c. belasini verecek. Ben inancsiz insanlar taniyorum onlar bile sapiklik oldugunu biliyor, bu isin hicbir özürü yok bu yolda olan sapitmistir.

Hani Lut da kavmine şöyle demişti: "Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz? (7/80)

"Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz." (7/81)

Kavminin cevabı: "Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış!" demekten başka olmadı. (7/82)

Kavmi ona doğru koşarak geldi; onlar daha önceden kötülükler işlemekteydiler. "Ey kavmim" dedi. "İşte benim kızlarım, bunlar sizler için daha temizdir. Artık Allah’tan korkun ve beni misafirim önünde küçük düşürmeyin. İçinizde hiç aklı başında olan (reşid) bir adam yok mu?" (11/78)

Dediler ki: "Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istediğimizi gerçekte sen biliyorsun." (11/79)

Şehir halkı birbirlerine müjdeler vererek geldi. (15/67)

(Lut onlara) "Bunlar benim konuğumdur, beni utandırıp-dillere düşürmeyin" dedi. (15/68)

"Allah’tan korkup-sakının ve beni küçük düşürmeyin." (15/69)

Dediler ki: "Biz seni ‘herkes(in işin)e karışmaktan’ alıkoymamış mıydık?" (15/70)

Dedi ki: "Eğer yapmak-istiyorsanız, işte bunlar, benim kızlarım." (15/71)

Ömrüne andolsun ki, onlar, sarhoşlukları içinde kör-sersemdiler. (15/72)

"Siz insanlardan (cinsel arzuyla) erkeklere mi gidiyorsunuz? (26/165)

"Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. Hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz." (26/166)

Dediler ki: "Ey Lut, eğer (bu söylediklerine) bir son vermeyecek olursan, gerçekten (burdan) sürülüp çıkarılanlardan olacaksın. (26/167)

"Dedi ki: "Gerçekten ben, sizin bu yaptığınıza öfke ile karşı olanlardanım." (26/168)

"Siz gerçekten, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Hayır, siz (yaptığı şeyi) bilmeyen bir kavimsiniz." (27/55)

"Siz, (yine de) erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve bir araya gelişlerinizde çirkinlikler yapacak mısınız?" Bunun üzerine kavminin cevabı yalnızca: "Eğer doğru söylüyor isen, bize Allah’ın azabını getir" demek oldu. (29/29)
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Sevgili Acizim kardeşim,
Duyarlılığınız için müteşekkiriz ALLAH razı olsun. Biz bir fıkıh sitesi değiliz, fetva veremeyiz, eşcinsellik ile ilgili hususlarda incelemeler ve karar verme işleri için diyanetten yardım istemek daha uygun olur. Yazdığım şeyler benim islamda gördüğüm ve hayatla birleştirdiğim deneyimlerden hissettiklerimdir, din adına fetva vermek haddimize değil.

Birinci mesajda yazdığım şeylerin çoğu kısmı, fiilen livata eylemi işleyen kişilere yöneliktir. Bunun adı travesti olsun, homoseksüel olsun, lezbiyen olsun farketmez bu işi fiile doktümü toplum içinde sorun çıkaran ve doğru olmayan bir şeyi yapıyor demektir. Bunun hem kendine hem topluma zararı vardır. Lezbiyenlik fiile döküldüğünde kadının kadında bakması caiz olmayan göbek ve diz arasındaki avret kısımlarına erişiliyor, bakılıyor, dokunuluyor demektir.
(Kadının kadına yaklaşması zinadır.) [Taberani]
(Erkeğin erkeğe, kadının kadına yaklaşması zinadır.) [Beyheki]
(Erkek erkekle, kadın kadınla [zaruretsiz] aynı yatakta yatamaz.) [İ.Ahmed]
(Erkek erkekle, kadın kadınla yetinirse, helak olur.) [Hakim, Beyheki]
(Erkek erkekle, kadın kadınla yetinmedikçe, kıyamet kopmaz.) [Hatib]
(Erkek erkekle, kadın kadınla [çirkin iş için] beraber olamaz.) [Abdurrezzak]
(Erkek erkeğin, kadın kadının avret yerine bakamaz, haramdır.) [Abdurrezzak]


Eşcinselliği bir kenara bırakın zinaya bakın mesela. İki karşıt cinsin bile haram yollu evlilik dışı bir araya gelmesi zina’dır mesela. Hatırladığım kadarıyla Hz. İsa (a.s) bir yerde diyor ki kişi bir başkasına baktımı, bunu eyleme dökmese bile onunla kalbinde zina etmiştir. Fakat bu kalbinde olan Allah ile onun arasında kalan bir husustur tevbe vardır mağfiret vardır, fiile dökmek daha kötüdür. Lakin kalkıp zinayı fiile dökerse, yakalanır ve şahitle de isbat edilirse şeriatta cezayı müeyyidesi vardır ve Allah’tan direk emir vardır Kur’anda sakın acıyacağınızda tutmasın diye.

Nur Suresi 21/2. Zaniye ve zanî, hemen bunlardan her birine yüz değnek vurun, Allahın dininde bunlara bir acıyacağız tutmasın, Allaha ve Âhıret gününe gerçekten inanıyorsanız, hem mü'minlerden bir taife azâblarına şâhid olsun.

Fakat bir erkeğin iktidarsız olması, yahut kadınlara baktığı zaman cinsel bir haz duymaması veya fiili olarak erkeklerede meyl etmemesi ayrı meselelerdir. Bunun için Nur Suresi 24/31’ ayetinin tefsirindeki iktidarsız erkekleri anlatan kısmı tefsirlerden incelemek lazım.

Eşcinsel bir insana eşcinselliğin normal ve iyi bir şey olduğunu söyleyerek yardım edemeyiz. Sorununu kişi kabullenmeden asla düzeltemez. Alkolik bir kişi alkolü bırakma derneğine gittiği zaman kişiye ilk yaptırılan şey alkolik olduğunu itiraf etmesidir. Filmlerde görürsünüz bunu. Sorunu olduğunu kabul etmeyen kişi onu temizleme çabasını asla gösteremez. Bu sebepten dolayı, nefsindeki kusurları göremeyen kişileri dergahlara kabul etmezlerdi, çünkü hasta olmayanın orada işi ne ki, yahut temizlenmek istemeyen kişiyi nasıl temizleyebilirsiniz siz?

Bizler hepimiz insanız, başta anlaşılması gereken husus şu dur ki bir nefsimiz var ve bu nefsimiz hayra'da şerre'de meyl edebilir. İki yönlü çalışır nefsimiz. İnsan kelimesi içinde iki tane "N" harfi mevcuttur. Birisi Nur birisi Nar: Ateş’tir. Yaptığımız tercihler ile nefsimizi kirletebiliriz yahut onun tezkiyesi için çalışabiliriz. İnsan seçiminde hür bırakılmıştır, dilediğini seçer ve sonucuna katlanır.

İnsanı günaha sokan sıfatlar ve alanlar sade eşcinsellikle sınırlı değildir. O sadece milyon şeyden birisidir. Herkesin ayrı ayrı sorunları vardır. Bunları küçüklük büyüklük sırasına tek tek sokamam, yargılayan El-Hakem, El-Aziz, El-Hakim El-Adl olan Allah’tır.

Herkesin nefsinin meyl ettiği türlü şerr alanları vardır. Tek sorun eşcinsellik mi sanıyoruz. Bakın insan nefsinin dalabileceği nefis hastalıklarının bazılarına, bir bakın şu listede ve insanların büyük çoğunluğu bunların içinde yüzmektedirler. Herkes kirlenmekte, sade eşcinseller değil:


NEFSİN KUSURLARI :
Ucb, Riya, Kibir,
Haset, Hasislik,
Kin, Kufr, Bid’at,
Kufran-i ni’met,
Halinden şikâyet ,
Allah’ın rahmetinden umut kesmek,
Allah’ın cezasından emin olmak ,
Zulmü onaylamak ve destek olmak,
İyi kalbli insanların karşısında olmak,
Kalbi mâsivâya yöneltmek,
Sürekli liderlik peşinde olmak,
İltifat ve onay beklemek,
Eleştiriden korkmak,
İstemekten kendini alı koyamamak,
Mukallidlik, Dalkavukluk,
Başkalarına gelen felaketlere sevinmek düşmanı olsa dahi,
Korkaklık, Öfkelenmek,
Zulmedicilik,
Sözünde durmamak,
Kötü sansa inanmak,
Haksiz davranmak,
Mülke düşkünlük,
Dünya ve dünyasal şeylerle çok ilgili olmak,
İhtiraslı olmak,
Sorumsuz bir yasam sürdürmek,
Başkalarının işine burnunu sokmak,
Onursuzluk, Tembellik , Utanmazlık,
Kaybedilen şeylere sızlanmak,
Gıybet, İnatçılık, Bencillik, Hipokratlık,
Aldatıcı olmak, Kabalık, görgüsüzlük,
Kadınlarla ilişkilerinde haysiyetsizlik, Şehvete düşkünlük,
Hatasını kabul etmeyip ısrarcı olmak,
Fakirlikten korkmak,
Kadere inanmamak ve kader hakkında konuşmak,
Kendisini karamsarlığa düşürmek,
Başkalarını küçük düşürmekten zevk almak,
Zenginlere içtensizlikle iyi görünmek ve dalkavukluk etmek,
Fakirleri küçümsemek,
Geçmişini övmek ve geçmişiyle gurur duymak,
Fiziksel gücü ile yiğitliğiyle gösteriş yapmak,
Diğerlerini küçük düşürmek,
Gereksizce uzun konuşmayı sevmek,
Konuşmada kendine merkezcil olmak,
Kendi kusurlarını unutup başkalarının kusurlarıyla meşgul olmak,
Kalbinden Allah korkusunu, hayâ ve halinden üzüntüyü çıkarmak ,
Allah aşkı için yapılan mücadeleye yardımı reddetmek,
Düşmanına dostmuş gibi gözükmek,
Çalışma hayatında aldatmak,
Diğerlerine tuzak kurmak ,
Kendini dünya ile özdeşleştirip Allah’ı unutmak ,
İnsanların çektiği çilelerden memnuniyet duymak,
Yaptığı hatalardan elem duymamak.
Bunlar atılmalıdır.
(Şeyh Tosun Bayrak)


Gördünüz mü bunlar sadece bu yoldaki dikenlerin bazıları. Cinsellik, insanın çocuk yaşlarda sanırım üç yaşından sonra ki yaşlarında şekillenmeye başlar. Bu yaşlarda çocuğun ilgisi ve cinsel temeyyüllerinin kontrol edilmesi gerekir.

Beynimizde Dopamin 5 isimli bir hormon vardır. Bu hormon mutluluk hormonu adı verilen bir hormondur. Sevdiğimiz bir şey olduğu zaman bu şeyden aldığımız mutluluk hissini sürekli tekrar edersek bu yöne doğru nefsimizin tatminlik duymasından dolayı bu hormonun salınımı çoklaşır. Bu sırada beş duyumuz ile algıladığımız bütün hissiyatı, mesela göz ile şekiller, burun ile kokular, el ile dokunmadan duyulan bütün bilgileri o anda aldığımız hazla birlikte kendi nefsimize düğümleriz. Eğer cinsellik gelişimi devresinde ilgi odağımızı belli objelere, cinslere yöneltirsek ve bunun normal olmadığını bize bir bildiren olmazsa bu yöne doğru sinirler içerisinde akan dopamin5 ihtiyacı nefsimizin alışkanlık haline getirdiği yeni bir alan olu verir. Beyin bunu böyle algılayınca , kişi bu alanda kendine gem vurmayınca bu alana doğru daha çok sinir kanalı açılır ve daha fazla hormon ihtiyacı hissedilir, bunu karşılamak için bağımlı olan kişi o yöne doğru ihtiyacı karşılamak için daha çok bunu tatmin eder. Bu yüzden beynin eroinman, alkol v.s bağımlılarında kişiyi tatmin edecek düzeyde hormon üretme durumuna yetişememesi halinde eroinman yahut alkolik kişi dozajı arttıra arttıra vücudunu çökertir ve komaya girer. Oruç tutulurken bedenden gelen bu isteklere gem vurulduğundan beyninize bu alanda hayır ben buna muhtaç değilim bunsuzda yaparım sinyalini gönderdikçe, insanin o yöne doğru zamanla isteği gem vurulur hale gelir. İçimizde bir denge vardır bunu kontrol etmeliyiz. Sitemizdeki Bawa Muhaiyaddeen (rh.a) in sağda Ramazan orucu kitabının içindeki Denge yazısını inceleyiniz.

Mesela fetisizm gibi bir alan vardır, inceleyin o alanı bakın görün insanlar nelere cinsel ilgi duymakta, Latex, Ayaklara ilgi, Kadın Corabina, iç çamaşırlarına ve eşyalarına ilgi, mazosizm, ve sürekli dallanan türlü türlü cinsel temeyyüller ortaya çıkmaktadır. Bunları üreten insanın kendisidir. Meşhur psikolog Sigmund Freud mesela kadınların kol bileklerine karşı fetisizm hissetmiştir ve bundan cinsel haz almıştır. Kadınların file çoraplarına ilgi duyan ve bunu nefsine düğümleyen kişiler çorabı dağa taşa giydirseniz baktıklarında cinsel haz alırlar.

Ayak fetisisti olan binlerce insanin istatistiksel araştırmalarda itiraf ettikleri şey çocuk yaşlarda ilk okul öğretmenlerinin ayaklarını seyrettikleri, yahut evlerine gelen konu komşunun ayaklarının çocukken kendisine çekici geldiğini ve bu ilgiyi zamanla içlerinde büyüttükleri gizli bir şekilde sürdürdükleri bir gerçektir. Alkolik olanların çoğunun anne ve babasından yani aileden birisinin çoğunlukla alkol sorunu olduğuda araştırmalarda görülür.

Bunun gibi insanların içine yerleşen, besleyip büyüttükleri bin bir çeşit gizli sorunlar vardır, bunlardan bazıları gizli kalıp bastırıldıklarında yahut kendi eşleriyle(erkek-kadın zina dışı) tatmin edildiklerinde toplumsal sorun olmaktan uzakta kalmıştır. Bakın internet insanlar arasındaki gizli iletişimi ortaya çıkarınca, kişilerin toplum içinde utandıkları bu hususlar, su anda kendileri gibi zaafları olan binlerce insani açılan forumlarda görmeleri ile aşikar olmuştur.

Bunun sonucu ise gizli olarak sürdürdükleri ve eyleme bedenen dökemedikleri potansiyel hisleri artık bedenen eyleme dönüştürme aşamasına gelmişlerdir, ve bu da bunun yayılımını arttırmaya başlamıştır. Yani bazı şeyler sorun olarak görülmeyip normal anlayışı güdülünce sonuç felakete doğru gitmektedir. Sade cinsellik alanında öyle dallar ortaya çıkmıştır ki aklınıza bile gelmeyecek türden sapkınlıklar icat edilmiştir ve edilmektedir. Karşı cinsin üzerlerine sidik ve dışkı yapmasından hoşlanan kişiler vardır. Bu iş çığırından çıkmaktadır.

Bir eşcinsel bedenen kendisine mukayet olabiliyor, karşı cinse meyletmiyor ise o zaman bu sorun bu kişinin kendisi ile Allah arasında kalır ve kendisindede buna buğz etmelidir, ve unutmasın ki kendi gibi etrafındaki normal denilen milyonlarca kişide değişik hastalıklara sahip kişilerdir. Bu yüzden kendisini toplum içerisindeki tek sorunlu kişi olarak yalnız hissetmesine bir neden yoktur. Bir başkasının da bu kişiyi fizisel olarak yaralamaya hakkı yoktur. Ama bu sorunu ilede barışık olup onu içinde körüklememelidir, nefsinden temizlemesi için Allah'a dua etmeli ve Resuli Ekremin İzinde yürümek için gayret etmelidir.

En başta bol bol Salavatı Şerife getirmelidir, dini hükümlerden elinden geldiğince gayretle yerine getirmek için çaba göstermelidir. Beş vakit namazı kılmalıdır çünkü namaz insanın içini dışını temizler. En çok sevab kazanıp bizi Allah’a yaklaştıran şeyler, nefsimizin en zayıf olduğu alanda verdiğimiz cihadlarda gösterdiğimiz sabırdandır. Bazen aleyhimize olan bir şeyin bizde olması, lehimize kullanabileceğimiz ve HAKK’a ulaşmak için binek haline dönüştürebileceğimiz bir şey olabilir. Ama Hakk yolunda Samimiyet-Sadakat-Sabır-Selamet ile.


Ebu Eyyub radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Eğer siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah Teala hazretleri sizi helak eder ve yerinize, günah işleyecek (fakat tevbeleri sebebiyle) mağfiret edeceği kimseler yaratırdı."
Kutubi sitte 4111; Muslim, Tevbe, 9, (2748); Tirmizi, Da'avat 105, (3533).

Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Beni İsrail’de birbirine zıd maksad güden iki kişi vardı: Biri günahkardı, diğeri de ibadette gayret gösteriyordu. Abid olan diğerine günah işlerken rastlardı da: "Vazgeç!" derdi. Bir gün, yine onu günah üzerinde yakaladı. Yine, "vazgeç" dedi. Öbürü:
"Beni Allah'la başbaşa bırak. Sen benim başıma müfettiş misin?" dedi. Öbürü: "Vallahi Allah seni mağfiret etmez. Veya: "Allah seni cennetine koymaz!" dedi. Bunun üzerine Allah ikisinin de ruhlarını kabzetti. Bunlar Rabulaleminin huzurunda bir araya geldiler. Allah Teala Hazretleri ibadette gayret edene: "Sen benim elimdekine kadir misin?" dedi. Günahkara da dönerek: "Git, rahmetimle cennete gir!" buyurdu. Diğeri için de: "Bunu ateşe götürün!" emretti."
Ebu Hureyre radiyallahu anh der ki: "(Adamcağız Allah’ın gadabına dokunan münasebetsiz) bir kelime konuştu, bu kelime dünyasını da, ahretini de heba etti."
Kutubu Sitte 4116. Ebu Davud, Edeb 51, (4901).





Allah Gafurdur , Erhamurrahimiyndir.

Benim hissettiklerim bunlar acizane, bunlar bir fetva yada 100% kanıtlanmış iddiali sözler değildir. Fikirlerim, deneyim ve hissettiklerimden yazıya dökebildiklerimdir. Allah en doğrusunu bilir. Selam sevgi ve muhabbetle
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Gariban yazdı:NEFSİN KUSURLARI :
Ucb, Riya, Kibir,
Haset, Hasislik,
Kin, Kufr, Bid’at,
Kufran-i ni’met,
Halinden şikâyet ,
Allah’ın rahmetinden umut kesmek,
Allah’ın cezasından emin olmak ,
Zulmü onaylamak ve destek olmak,
İyi kalbli insanların karşısında olmak,
Kalbi mâsivâya yöneltmek,
Sürekli liderlik peşinde olmak,
İltifat ve onay beklemek,
Eleştiriden korkmak,
İstemekten kendini alı koyamamak,
Mukallidlik, Dalkavukluk,
Başkalarına gelen felaketlere sevinmek düşmanı olsa dahi,
Korkaklık, Öfkelenmek,
Zulmedicilik,
Sözünde durmamak,
Kötü sansa inanmak,
Haksiz davranmak,
Mülke düşkünlük,
Dünya ve dünyasal şeylerle çok ilgili olmak,
İhtiraslı olmak,
Sorumsuz bir yasam sürdürmek,
Başkalarının işine burnunu sokmak,
Onursuzluk, Tembellik , Utanmazlık,
Kaybedilen şeylere sızlanmak,
Gıybet, İnatçılık, Bencillik, Hipokratlık,
Aldatıcı olmak, Kabalık, görgüsüzlük,
Kadınlarla ilişkilerinde haysiyetsizlik, Şehvete düşkünlük,
Hatasını kabul etmeyip ısrarcı olmak,
Fakirlikten korkmak,
Kadere inanmamak ve kader hakkında konuşmak,
Kendisini karamsarlığa düşürmek,
Başkalarını küçük düşürmekten zevk almak,
Zenginlere içtensizlikle iyi görünmek ve dalkavukluk etmek,
Fakirleri küçümsemek,
Geçmişini övmek ve geçmişiyle gurur duymak,
Fiziksel gücü ile yiğitliğiyle gösteriş yapmak,
Diğerlerini küçük düşürmek,
Gereksizce uzun konuşmayı sevmek,
Konuşmada kendine merkezcil olmak,
Kendi kusurlarını unutup başkalarının kusurlarıyla meşgul olmak,
Kalbinden Allah korkusunu, hayâ ve halinden üzüntüyü çıkarmak ,
Allah aşkı için yapılan mücadeleye yardımı reddetmek,
Düşmanına dostmuş gibi gözükmek,
Çalışma hayatında aldatmak,
Diğerlerine tuzak kurmak ,
Kendini dünya ile özdeşleştirip Allah’ı unutmak ,
İnsanların çektiği çilelerden memnuniyet duymak,
Yaptığı hatalardan elem duymamak.
Bunlar atılmalıdır.
(Şeyh Tosun Bayrak)


Gördünüz mü bunlar sadece bu yoldaki dikenlerin bazıları. Gariban
CENABI HAK RAZI OLSUN CAN KARDEŞİM...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
hasancan
Üye
Üye
Mesajlar: 37
Kayıt: 27 Mar 2007, 02:00

Mesaj gönderen hasancan »

eşcinselin olup hidayete ermiş birisinin sohbeti, paylaştığı tecrübelerini ben çok seviyorum.

1.kısım


2.kısım
http://www.dailymotion.com/related/x7ym ... shortfilms

3.kısım
http://www.dailymotion.com/related/x7yn ... shortfilms

4. kısım


faydalı olacağını düşündüm.
Kullanıcı avatarı
acizim
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 4
Kayıt: 18 Mar 2009, 02:00

Mesaj gönderen acizim »

Yapılan yorumların sonucunda anlayabildiğim şu ki, çok acımasız eleştiriler mevcut. Neden? Sizler eşcinsel olanlara nerdeyse ölüm diye bağıracaksınız! AmA sadece Sevgili Gariban'In yorumları eşcinsellere daha yardımcı olmak konusunda yapılan yorumlardır.
2.si yaşadığım aile ve çevresel faktörlerden dolayı ben de kendini eşcinsel zanneden kişilerden biriydim. Oysa şimdi anlıyorumki eşcinsel değilmişim.
Bunu anlayabilmem 2004den bu yana okuduğum kitaplara ve MUHAMMEDİNUR'A da burçluyum. Rabbbbim'e şükürler olsun. Bir sürü dindar, hoca, muallim, doktor, iş adamı eşcinsel tanıdım ama hiç biri bu frkı göremedi ve beni de sorduğum sorulardan dolayı tatmin edemedi. Siz ne güzel insansınız Sevgili Muhammedi Gariban. Rabbim razı olsun sizden. Yazdıklarınızı fetva olmasa bile paylaşacağım diğer eşcinsel olmayan ama kendini öyle sanan arkadaşlarım için çok iyi bir açıklama olacaktır. Ve şunu da paylaşmak istiyorum. Hiç sanmayın ki eşcinseller anormal kişilerdir. Sağınızda solunuzda ya da gittiğiniz markette kısacası her yerde eşcinseller mevcut. Kimisi kendini belli eder kimisi etmez. Ancak bunu sorun görmekten çok soruna çözüm üretmek düşüncesi muhammedi olan birine yakışanı budur. Yoksa kimsenin yatakta ne yaptığı ne beni ne de başkasını ilgilendirmez. Bu kişilerin özel hayatıdır. Bu konuyu ben burada kapatıyorum. Aslında bu konuyu burada açıp açmamakta kararsızdım ma iyiki açmışım ki böyle güzel cevaplar belkide bir çok kişinin bakışını değiştirecek ve Rabbimin izniyle yine O'na yönelecekler.Tekrardan güzel insan Gariban'a sonsuz teşekkürlerimi gönderiyorum. Rabbim size ve cümlemize yar ve yardımcımız olsun.
Kullanıcı avatarı
anlamak
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 546
Kayıt: 12 May 2008, 02:00

Mesaj gönderen anlamak »

Hz. Lut´un eşcinsel ilişkiler konusunda kavmine yönelik uyarıları Kuran´ın çeşitli surelerinde sıkça yer alır ve örnek olarak gösterilir. Hz. Lut´un Allah´ın elçisi olarak bu konuya karşı duruşundan ibret alınarak eşcinsel ilişkelere günümüzde haklı ve doğal olarak tiksintiyle bakılır. Fakat bu tepkiler bazen sadece eşcinsel ilişkilere olmakla kalmıyor, eşcinsel olduğunu açıklayan veya "eşcinsel görünen" insanlar da hakaretlere maruz kalabiliyor. Burada önemli olan nokta "eşcinsellik" ve "eşcinsel ilişki" gibi iki ayrı olayı birbirinden ayırabilmektir.

Kuran´da hiç bir yerde eşcinsellik, yani eşcinsel olmak yasaklanmaz. Bu konuya dair tek yasak eşcinsel ilişkiye gelmiştir. Bu da önceden de belirttiğimiz gibi öncelikle Hz. Lut´un uyarılarıyla başlayıp, sonra Hz Lut´un sözüne kulak vermeyen kavminin yüce Allah tarafından cezalandırılmasıyla görünür. Günahları kadın yerine cinsel ilişkilerde erkekleri tercih etmeleriydi.

Günümüzde ne yazık ki bu püf noktayı görememiş insanların oranı oldukça fazla.

Bugün istatistiklerin gösterdiğine göre, dünyada her 10 insandan 1´i eşcinsel. Yani 6,5 milyar insanın arasında 650 milyonu eşcinsel demektir bu. Bu müthiş bir rakamdır. Aynı zamanda bu rakam da bir nevi gösteriyor ki, o 650 milyon insanın önemli bir kısmı kendisi seçmemiştir eşcinsel olmayı. Çoğu için doğuştan varolan bir durumdur bu.

Bu durumda konu bir yerde birleşiyor. Bu geçici dünyanın bir imtihan dünyası olması. Her insan çeşit çeşit zorluklarla Allah tarafından test edilir, yani denenir. Eşcinsel insanları bu konu ile bağlayacaksak, onlar için de bir çok deneme vesilesiyle beraber kendilerine eşcinsellik verilmiş diye görmeliyiz.

Denenecekleri konu, bu insanlar eşcinselliklerine boyun eğip eşcinsel ilişkilere girecekler mi? yoksa eşcinselliklerini kabul edip, ama buna yenik düşmeyerek doğal ilişkiyi yanı karşı cins ile olan bağlantıyı mı tercih edecekler?

Yani uzun lafın kısası, eşcinsellik haram değil, bir imtihan vesilesidir, haram olan eşcinsel ilişkidir.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen Gariban »

Sevgili Acizim,
Seçtiğiniz isimde güzel, bana acizim dedirttiriyor. Gördüğünüz sizin kendi güzelliğinizdir. Bir faydamız dokunabildiyse ne mutlu. Hatalarımız varsa nefsimize aittir. Tüm güzellikler ise Allah'tandır. Allah razı, yar ve yardımcınız olsun, site hepimizin sitesi hasbi hizmet vermek için uğraşan değerli kardeşlerimiz var. Sürekli faydalanırsınız inşaallah.

Selam ve sevgiyle
Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
Mehmet63
Üye
Üye
Mesajlar: 30
Kayıt: 14 Mar 2008, 02:00

Mesaj gönderen Mehmet63 »

ANLAMAK ; GÖRÜŞLERİNE KATILIYORUM BABA.

BU TİP EĞİLİMLERİN DOĞUŞTAN OLABİLECEĞİNE İLİŞKİN BİLİMSEL ÇALIŞMALAR VAR. AYRICA ÇEVRE FAKTÖRLERİNİN ETKİSİYLE SONRADAN DA OLUŞABİLİYOR. BENİM BİLDİĞİM ÇOK DİNDAR , İMAN DOLU , BÜTÜN RÜKÜNLERİ YERİNE GETİREN , İÇİNDE BÖYLE EĞİLİMİ OLAN İNSAN VAR. NEDENİ HAKKINDA DA HİÇBİR FİKRİ YOK. BUNU İŞİ FİİLİYATA DÖKENLE KARIŞTIRMAMAK LAZIM.

BU DURUMDA OLANLARLA İLGİLİ YARGIYA VARIRKEN ÇOK DİKKAT ETMEK LAZIM SONRA HESABINI VERMEK ÇOK ZOR OLABİLİR.

GARİBAN KARDEŞİM DE YİNE YETİŞTİ İMDADA ALLAH RAZI OLSUN.

ACİZİME DE HOŞGELDİN İYİKİ GELDİN . EHLEN VE SEHLEN DİYORUM.

ENBİYA 107 ''VEMA ERSELNAKE İLLA RAHMETEN LİL ALEMİN''.
BİZ SENİ ALEMLERE ANCAK RAHMET OLARAK GÖNDERDİK.

VESSELAM...
Kullanıcı avatarı
kuloglan
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 156
Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00

Mesaj gönderen kuloglan »

Eşcinsel ilişki çok ama çok büyük bir günahtır, eşcinsel düşünceyse hormonal ve psikolojik bir hastalıktır, gerçekleştirilmedikçe eşcinsel ilişkiye girmiş olmaz.Şeriat zaten erkeğin erkekle aynı yatakta yatmasını bile yasaklamıştır.Erkeğin avret mahaline bakmasınıda yasaklamıştır.Hanefi olanlar için yazıyorum, hanefide erkeğin avret mahali göbekten diz kemiğinin altına kadardır.Bunları yapar namazını kılar ve erkeklerdende bayanlardan sakınır gibi sakınırsa zaten unutur.Faaliyete geçirmemsi gerek.Dua etmesi gerek.Faaliyete dökmeyecek, erkeklerdende kaçacak, Efendimiz Aleyhisselâm namaz her derde şifâdır buyuruyor, namazını düzgünce kılıcak dualarını edicek.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
kuloglan
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 156
Kayıt: 26 Kas 2007, 02:00

Mesaj gönderen kuloglan »

Arkadaş burada eşcinsel düşünceyi kastetmiş herhalde, eşcinsel fiilin günahı ve cezası zaten bellidir.Ama hormonal ve psikolojik bir hastalık olan eşcinsel düşünce(ki bunun sebebide kadının artık gizlenmesinin terki, kadının erkekle neredeyse bir bir hale gelmesi sadece yüzünün avret mahali olmadığı kadının her tartafının açılması artık cinselliğe ve kadına doymasıdır.) için zamanın fakihlerinden Mehmet Ali Demirbaş hocaya sorulan suale verdiği cevâbı aynen aktarıyorum:

Eşcinsel düşünce
Sual: Eşcinsel bir erkeğim. Bu işi fiilen yapmıyorum, ama düşünce olarak kafamdan hiç çıkmıyor. Hep bir erkekle beraber olmak istiyorum. Bu da beni çok rahatsız ediyor. Doktorlara sordum, bu hastalığın ilacı yok dediler. İntihar mı edeyim, yoksa, eşcinsel düşünceler içinde mi yaşamalıyım?
CEVAP
Tedavisi olmayan dert, hastalık yoktur. Bilinmiyordur o ayrı bir şey. Her hastalığın çaresi olduğunu, kâinatı yoktan var eden Allahü teâlâ tarafından âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimiz haber veriyor. Buyuruyor ki:
(Allahü teâlâ, devasını, çaresini vermediği hastalık, dert yaratmadı. Bilen bildi, bilmeyen bilmedi, yalnız ölüme çare yoktur.) [Taberani]

(Her derdin devası vardır. İlacı kullanıldığında Allahü teâlâ şifasını verir.) [Buhari, Müslim]

(Ey Allah’ın kulları, tedavi olun. Allahü teâlâ, ilacını, devasını vermediği hiçbir hastalık yaratmadı. İhtiyarlık bundan müstesnadır.) [Ebu Ya’la, İbni Hibban]

İçki, zina, hırsızlık, eşcinsellik gibi her türlü günahın tek ilacı vardır. Bu ilaç Kur'an-ı kerimde açıkça bildiriliyor. Bu ilacı kullanan her Müslüman, alışkanlık haline gelen, bağımlısı olduğu büyük günahlardan mutlaka kurtulur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan esrar, içki, zina, livata, eşcinsellik gibi her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar.) [Ankebut 45]

Bir genç, namaz kılar ve her türlü kötülüğü de yapardı. Bu gencin durumu Resulullah efendimize bildirilince, (Bir gün namaz, onu diğer günahları işlemekten alıkoyar) buyurdu. Aradan çok zaman geçmedi. O genç günahlarına tevbe etti, iyi hâl sahibi oldu. Bu bakımdan mutlaka namaz kılmalıdır. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Her hastalığın, her derdin şifası vardır, kalbin şifası ise, zikirdir, Allahü teâlâyı anmaktır.) [Deylemi]

Zikrin yani Allahü teâlâyı anmanın başında namaz gelir. Bir âyet-i kerime meali:
(Namaz, her türlü kötülükten, alıkoyar. Çünkü zikrullah [Namaz kılmak] elbette en büyüktür. [En büyük ibadettir]) [Ankebut 45] (Zikrullah, namazdır. Namaz diğer ibadetlerden daha büyüktür.) (Beydavi)

(Onlar ayakta, otururken, yanları üzerine yatarken Allah’ı zikrederler.) [Al-i İmran 191] (Namazı, gücü yeten ayakta kılar, ayakta kılmaktan aciz olan oturarak kılar, bundan da aciz olan, yatarak ima ile kılar demektir.) (Bahr-ür-raık)

Eğer namaz, kötülükten alıkoymuyorsa, namaz doğru kılınmıyor demektir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Bir kişinin namazı, onu kötülüklerden alıkoyamıyorsa, [namazın şartlarına riayet etmeyip doğru kılmadığı için] Allah’tan uzaklığı artar.) [Taberani]

O halde yapılacak iş, namazı doğru kılmaya çalışmaktır. Namazı doğru kılabilmek için önce itikadın düzgün olması şarttır. Daha sonra diğer şartlar gelir. Bu şartlara riayet eden, mutlaka her türlü kötülüğü bırakır.
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/118-119kr.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
nafile
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 169
Kayıt: 02 Kas 2008, 02:00

Mesaj gönderen nafile »

Ben öyleyim bitti...demekle bitmez...
Müthiş şeyler paylaşmışsınız çok faydalandık Allah razı olsun yaHu...Birsürü insan var bu dertten muzdarip(sahi ıstırap çeken) ve kimselere anlatamıyorlar, kendilerine bile...ve Allaha anlatmaya bile çekiniyorlar,kendilerini insan olarak görmeyenler de vardır...
Ama geri dönüşü olmayacaksa , sınava dahil olmayacaksa ne anlamı var ki?Her halin çaresi,içinde her şeyin bulunduğu Kur'an'la rahmeyleyen Rabbimizde....Allah yardımcı olsun yaHu.
vesveseler deyilmiş..

A’râf 201
Takvaya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir
vesvese dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler.

zaten
Âl-i İmrân 138
Bu (Kur'an), bütün insanlığa bir açıklamadır; takva sahipleri için bir hidayet ve bir öğüttür

demek ki bu vesveselerden kurtulmak için takva sahibi olmak lazım,takvaya çalışmak lazım....diye düşünsek...

ve takva ile ilgili Rabbimiz neler tarif etmiş neler istemiş neler vaad etmiş baksak, ki KUR'AN takva sahiplerine ancak öğüttür buyurmuş ...hatırlasak...
Âl-i İmrân 115
Onların yaptıkları hiçbir hayır karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takva sahiplerini çok iyi bilir

Âl-i İmrân 134
O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.

Âl-i İmrân 179
Allah, müminleri (şu) bulunduğunuz durumda bırakacak değildir; sonunda murdarı temizden ayıracaktır. Bununla beraber Allah, size gaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini ayırdeder. O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder, takva sahibi olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır.

Tevbe 108
Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takva üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi) içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever.

Hac 32
Durum öyledir. Her kim Allah'ın hükümlerine saygı gösterirse, şüphesiz bu, kalplerin takvasındandır



bunalr sadece bir kısmı
iç mücahademiz ve dış mücadelemiz birbiriyle anlaşır da takva ehli olabiliriz inşaAllah...

selamlar
Kullanıcı avatarı
acizim
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 4
Kayıt: 18 Mar 2009, 02:00

Mesaj gönderen acizim »

Bu sitede bir çok şey var. ancak ne kadarı doğru bilemiyorum.
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4965
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Evet Muhammedinur sitesi çok güzel bilgileri içeren bir sitedir. Bizler sunduğumuz konular hususunda ayet ve hadislerle konuyu işleriz ve bu ayet ve hadisleri de ekinde sunarız. Üyelerimizin yorumlarıyla da zevkleniriz. Her şeyin konuşulması ve istişare edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Her konunun konuşularak daha da güzel anlayışlar içerisinde zevkleneceği de bir gerçektir. Burda bulunan tüm Dostlar düşüncelerini, görüşlerini ve inandıklarını yazmaktadırlar. İnsanlara saygı duyuyoruz ve onların düşünce ve görüşleri bizim için de çok değerlidir. Konuşulmayan her konu karanlık bir nokta olarak kalacaktır. Konuşmalar edebi de göz önüne alarak dini tarafıyla da yoğurarak güzel çalışmalar ortaya çıkmaktadır. Şüpheci tavır içerisinde değiliz. Tüm Dostlar düşüncelerini sunar ve bu görüş ve düşünceleri üyelerimiz okuyorak kendi akıl süzgecinden geçirerek değerlendirmelerini ona göre yaparlar.
Bu konular üyelerimizin açmış olduğu başlıklarda böyledir.

Buna keza dini konularda insanlara sunulan bilgiler ayet ve hadislerle işlenerek sunulmaktadır. Ayet ve hadislerle yoğrulan bilgilerin doğruluğu da gerçektir. Ne kadarı doğru diye şüphe insanı tehlikeli noktalara sokacağı düşüncesindeyim.

Muhammedi muhabbetlerimizle...
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

BU HAMUR ÇOK SU GÖTÜRÜR TARTIŞMALARINI KEŞKE BU MÜBAREK SİTEYE TAŞIMASAYDINIZ .
BURAYI AÇARKEN ÇOK GÖRKEMLİ BİR CÂMİYE GİRİYORMUŞ GİBİ ABDESTLİ OLMAYA GAYRET EDİYORUM.
NE DERSENİZ DEYİN KARDEŞLERİM BENİM KALBİM ÇOK İNCİNDİ.
KUSURLIRIMI GÜNAHLARIMI ALIŞKANLIKLARIMI VE ÇİRKİNLİKLERİMİ BOŞUNA MI KAPININ ÖNÜNDE BIRAKIP MUHAMMEDİ NURA GİRİYORUM SİZLERİ MUHAMMEDİ EDEBE DAVET EDİYORUM.
SON SÖZÜ DE KUL İHVANİ PİRİMİZE BIRAKIYORUM.
ÇOK ÜZGÜNÜM.
Resim
Kullanıcı avatarı
HAYY-DOST
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1856
Kayıt: 16 May 2009, 02:00

Mesaj gönderen HAYY-DOST »

Resim

ÂB-I HAYAT SANIP, YASAK PINARLARDAN İÇERKEN
GÖNÜL BAĞIMDA YARASALAR, BAYKUŞLAR UÇARKEN
HAYAT AĞACIMDA ZAKKUM ÇİÇEKLERİ AÇARKEN
MUHAMMEDİ BAĞDAN, SOLMAZ GÜLLER KOYDUN DALIMA


GÖNÜL MEFTUN İKEN İŞVELİ NAZLI EDALARA
YÜREĞİM YANARKEN ÇİLELİ KÖZLÜ SEVDALARA
GAFLETLE DALARKEN HİLELİ SAZLI SEDALARA
EBED EZEL İLAHİSİ OKUDUN KULAĞIMA


KAÇAKLARIN SÜRÜSÜNDE BOYNUMA KEMENT ATTIN
FAZLIN İLE TEMİZLEYİP HAK ORDUSUNA KATTIN
MEĞER HER ŞEY MASALMIŞ EBEDİ HAKİKATTİN
KARANLIKLAR ÜLKESİNDE, IŞIK OLDUN YOLUMA


İYİ TANIR GÜLİZAR, ŞEYTANI AVÂNESİNİ
SAVUNURSUN KARA GÜNAHIN BİLMEM Kİ NESİNİ
ALLAH IM ÇOKTAN KESERDİN SAPKINLARIN SESİNİ
Mİ'RAC DA SÖZ VERDİN (HELAK YOK) MUHAMMED KULUNA
Resim
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Bu başlık altına mesaj yazıp ta forumda üst sıralara taşımayı istemezdim.
Çünkü ne zaman forumda bu yazıyı görsem gerçekten içim inciniyor.
Değerli Gülsümyüksel’ in de çok isabetli bir şekilde belirttiği gibi;

Kutsal bir mabede girer gibi girdiğimiz bu sayfalarda gönül güzeli arıyor.
Bizler “Gönül güzeli arıyor” derken; Allah CC’ un yarattığı hiçbir şeye de çirkin diyor değiliz. Tercihimizi belirtiyoruz.

Allah CC.
Yasin Suresi’ nde buyurur ki (36/40);

Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler.



Öyleyse her şey kendi yörüngesinde olmalıdır. Kendine ait zaman ve mekanda olmalıdır.
İnsan sokağa çıkarken bir şekilde giyinir… evdeyken bir şekilde…
Denize girerken bir şekilde… camiye girerken bir şekilde…

Bunların her biri kendi şartlarında uygun olandır…

Bu konu da hayatın bir gerçeğidir… Ancak HARAM olan hürmete layık olandır…
Bu konunun haramlığı da özel oluşuna gerekli özenin gösterilmesini gerektirir diye düşündüğümden yerinin burası olmadığını belirtmek istiyorum.

Bundan dolayı konuyu başlatan kardeşimiz bize incinmesin. Zaten inşallah aradığı cevapları bulmuştur diyerek konunun kapatılmasının ve forumdan kaldırılmasının hayırlı olacağına inandığımı belirtmek istedim.

Selam ile…
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12889
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen kulihvani »

Çok değerli kardeşlerimin de kıymetli görüşleriye belirttiği gibi,
İslam Dini açık seçik kuralları olan bir dindir,
Haram-Helal ile Yapma-Yap Emirleri ortadadır.
Bu bir rahatsızlık ve fıtrî de olsa yasaktır.
Hükmü ve tedavisi ilgili kurumlarda vardır.
Tartışılacak bir konu da değildir hele bu NUR SİTEmizde..
Yeterince uzadı ve kapandı inşaallah..

Muhabbetle..
Resim
Cevapla

“►Soru - Cevap◄” sayfasına dön