~KULUN, HALKI VE NEFSİ BIRAKMASI~

Abdulkadir Geylani (k.s.) hazretlerinin hayatı ve eserleri.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

~KULUN, HALKI VE NEFSİ BIRAKMASI~

Mesaj gönderen aNKa »




ResimKULUN, HALKI VE NEFSİ BIRAKMASIResim


Kul şahsi hevesi, nefsi, iradeyi, dünya ve ahiret ümitlerini bırakmalıdır. Bunları bırakıp kalbine yalnız Allah (C.C.) sevgisi girdiği an doğruyu bulmuş sayılır. Artık kalbinde yalnız Allah (C.C.) sevgisi vardır. Her şeyi Allah’tan (C.C.) ister; başka bir şey arzu etmez. Çünkü Allah (C.C.) onu kullar arasından seçmiştir. Onların içinden saf olarak almış; hem kullara sevdirmiş hem de kendisi sevmiştir.

İnsanların kalbi, o sevilmiş, seçilmiş insanın sevgisiyle doludur. Bu yapılanlar, onun için bir nimet sayılır. Sonra sonsuzluk ifade eden hoşluklardır. Bunların içinde ebedi kalma saadeti vardır. Kul, bu halinde elinde olmayan ilahi bir irade ile düşünür ve ilahi tecelliler arasında kendisini yok olmuş bulur. Hakk’ın (C.C.) tedbiriyle hareket eder. O’nun (C.C.) dilediği gibi olur, O’nun (C.C.) rızasına göre razı olur. O’nun (C.C.) emrine uyar, başkasını bilmez. O’ndan (C.C.) başka kimsede varlık göremez. Bu durumda bilir ki fiil, söz ve hareket hepsi Hakk’a (C.C.) tabidir.

Bu durumda ilahi vaadler alır; hayal dahi edemediği şeyleri bulur ve alır. Burada da ilave yapmak gerekirse deriz ki, kulun iradesi yok olmuştur. Yalnız ilahi irade kendini gösterir.

Bu mevzuyu biraz açmak isteriz. Kastımız, kulun iradesi yok olduktan sonra bazı değişiklikleri bildirmektir. Kul bir iş diler, fakat kendi iradesi ile değil. Hakk’ın (C.C.) iradesi dâhilinde. Az zaman sonra o değişir, başka bir şekil alır. Bu değişik iş, belki o kulu üzer; ama üzülmemek gerek. Çünkü Allah-u Teala (C.C.) Hz.leri şöyle buyuruyor:
- “Biz bir iş değiştirdiğimiz zaman ancak yerine ondan daha iyisini, daha güzelini veya aynısını getiririz. Allah’ın (C.C.) her şeye kadir olduğunu bilmez misin?”

Burada sözle söylenmesi gerekmeyen işler vardır ki onu yalnız tasavvuf ehli bilir.

Yukarıda zikredilen Ayet-i Kerimenin bir nüzul sebebi vardır. Ama biz bunun üzerine duracak değiliz. Yalnız bazı hususları belirtmek için anlatmakta fayda vardır.

Hz. Peygamber (S.A.V.) irade bakımından Hakk’ın (C.C.) emir ve tecellisine bağlıydı. Şu kadar var ki bazı ilahi irade yönünden iyi, fakat zuhur eden hadiseler cihetinden zahirde hatalı görülen şeyler sezerdi; ama kalben… Bunu bilen ancak Allah’tı (C.C.). Değiştirmek de Allah’a (C.C.) ait idi. Hal böyle iken değişen bazı ayetler Peygamberi (S.A.V.) üzerdi. Bunun üzerine bu ayet nazir oldu. Peygambere (S.A.V.) ihtar edildi.

Tasavvufi ve öz manası ele alınırsa şu ayet-i kerime de kastımız olan inceliği belirtmeye yeter:
- “Dünyanın geçici nimetlerini istiyorsunuz. Halbuki Allah (C.C.), öbür âlemin güzelliğini sever. Eğer geçmiş bir hüküm Allah (C.C.) tarafından verilmiş olmasaydı sizi büyük bir azap tutardı; bu yaptığınız işin cezası olurdu.”

İşte burada sözü edilen “geçmiş hüküm”, ilahi iradedir. Buna Hakk’ın (C.C.) arzusu denir. Bu irade hiçbir an değişiksiz olmaz, daima değişir. Makamı buraya varan kul, iradesi ile bir iş yapmaya kalkarsa ceza görür. Hakk’ın (C.C.) iradesine göre hareket edip fakat kalbine bir şey gelirse yalnız bir histen ötürü olur. Aksi halde: “Bu neden oluyor?” gibi sözler sarfedilirse Allah (C.C.) kulunu azarlar, kaderin daima değişmesi gerektiğini söyler, sonunda şöyle buyurur:
- “Allah’ın her şeye kadir olduğunu bilmiyor musunuz?”

Bunu biraz tefsir etmek gerekirse şöyle:
- “Sen kader denizindesin. Onun dalgaları seni çevirmektedir; kah bu yana kah öte yana.”
diyebiliriz.

Şunu da burada ilave etmeliyiz ki her veli son makama erdiğini sandığı derece, bir nebinin ilk adımı olsa gerektir. Velilik ve ilahi iradeye geçtikten sonra yalnız nebilik, yani peygamberlik makamı vardır. Ve her veli, peygamberin makamına ermesine imkan olmadığını da bilmelidir.

En iyisini Allah (C.C.) bilir.



Kaynak: Gavsulazam Abdulkadir-i Geylani (K.S.) - Fütûh-ul Gayb (Gizliden Sesler)
Resim
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

İman yolcusu bedeni ve ruhu lakaytlık ve laubalilikten arındırmalı O’nun bu asil yolcukta, dünyadaki diğer yolculardan farkı olmalıdır.......

Rabbim YOLundan, sevgisinden ayırmasın inşallah...
Allah c.c razı olsun...

sevgiyle...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
tazarru
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 13
Kayıt: 30 Mar 2009, 02:00

Mesaj gönderen tazarru »

“Sen kader denizindesin. Onun dalgaları seni çevirmektedir; kah bu yana kah öte yana.”



düşmekten ve rızasını kaybetmekten korusun bu deniz seyrimizde.

Allah cc. razı kalsın ebeden inş...
Gör Zahidi kim, sahib-i irşad olayım der..

Dün Mektebe vardı, bugün Üstad olayım der..!
Cevapla

“►Abdulkadir Geylani◄” sayfasına dön