Bir damla gözyaşında saklı “can”

Cevapla
Kullanıcı avatarı
ayn-el-zeliha
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 10
Kayıt: 04 Tem 2009, 02:00

Bir damla gözyaşında saklı “can”

Mesaj gönderen ayn-el-zeliha »

Bir damla da çağlayan ırmakları boğuşu Yakub’un,
Sükut denizinde dalga olan Meryem’in
Fırtınalara sabrı kalkan bilen Eyyüb’ün…

Rıza bahçesine bir gül ekebilmek, gözyaşlarını teselli vuslatına mazhar olacak kadar samimiyetle dökmektir…
Dua tadında akan her damla kelamsız rıza dilencisidir…

Ey Zeyd… Ey sevdalı… Ardından alemlere rahmet olarak gönderdiğine,
en sevdiğine, Hasret gözyaşları döktürdüğü Mevlanın…

Ey Selman… Ey yüreğindeki aşka harf harf teslim olan…
Hak tarafından sevilen ve sevildiği
Aleme ilan edilen…

Aşkla var olabilmek yollarda, hasrete gamzelerde hayat buldurmak,
kirlenmemiş gökyüzü, Altında sadık ve vefalı aşıkları, unutulan her heceyi işler cana saadet asrı tadında akan her damla…

Asırlar öncesinden bizlere selam eden Efendim…
Rüzgar saçını dağıtır diye üzülemediğimize üzülerek sevdasına vurulduğumuz…
Hüzün bahçelerindeyiz… Sensiz..!

Nedametin giydirildiği gecelere aydınlığı, vefasızlıkların asıldığı yıldızlara affı, kırgınlıkların, Gezdiği sokaklara sevgiyi fısıldar gül tadında akan her damla…

Talan edilmiş sokaklarımı sevdirir, “O”ndandır diye…
Aşk dolu hayatların bir huzmesinin canda hayat bulmasını dillendirir sus olup…
Ahdimi taşır akan her damla …

Bir damla gözyaşında saklı “can”
Bir damla gözyaşı “can”a hayat bulduran


El-Vehhab ismine sığındım…
Avuçlarımda bir damla gözyaşıyla kapındayım…
Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/5ymlw6v.gif[/img]
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1114
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur_umim »

Resim

EL VEHHÂBÜ celle celâlihu

El Vehhâbü : Karşılıksiz çok çok hibe eden, bağışlayan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.

Vehebe : Karşılıksız vermek. Hibe etmek. Bağışlamak. Tahsis etmek.
Vâhebe : Hibe etmede birine üstün gelmek.


EL VEHHÂBÜ (celle celâluhu) ZEVKİ:

Bu Esmâullahı ÖZden ZEK eden;
Tüm sistemini, kendi şahsına ait canı bile olmayan insanoğluna hibe edenin El Vehhabü (celle celâluhu) olduğunu anlar.
Hibe (maddî-mânevî) ni'metini HAKK (celle celâluhu)'nun halkına Halik (celle celâluhu) rızası için hibe eder.
HAKK'tan, HAKK'a hibe (bağış) yolu olur.
Gerçek Cevâd (cömert) ve Vehhab (hibe eden) olarak RABB'ısını bilir.
Asl olan ALLAH Tealâ'dır.
Ârif-i Billâh o kimse ki cenneti bile, RABB'ine ulaşmakta (sıla da) vasıta ve vesile bilir.
"Selâmün kavlen mi'r Rabbi'r Rahîm:onlara merhametli RABB'in söylediği selâm vardır..." sesindedir kulağı ve kalbi!...
ALLAH Tealâ'ya sırf ALLAH (celle celâluhu)'nun rızası için ibâdet eder.
İbâdetin dahi sıla vesilesi oluşu şuûruyla vuslat hazzı içinde hayatı yaşar.


(Kul İhvanî Divanı'ndan)
Resim
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

nur_umim yazdı:Resim

EL VEHHÂBÜ celle celâlihu

El Vehhâbü : Karşılıksiz çok çok hibe eden, bağışlayan ALLAH-U ZÜ'L-CELÂL.

Vehebe : Karşılıksız vermek. Hibe etmek. Bağışlamak. Tahsis etmek.
Vâhebe : Hibe etmede birine üstün gelmek.



TERCÜME: Cenabı Hakk’ın hikmetinden sual olunmaz. O’nun işine kim “nasıl” ve “niçin” diyebilir ? Bu beyan ettiklerim zarurettendir.

ŞERH: Şimdiye kadar, gayret, çaba, sebat, çalışma ile herşey elde edilir diye bahis geçti ve anlatıldı. Fakat bunlar olmadan insana saadet gelmez diye iddia ettiğim zannedilmesin.

Allahu Teala Hazretleri’nin lütuf ve ihsanına kim karışabilir? Allah’ın merhameti öylesine geniş ve boldur ki, imkansız zannedilen bir çok şey bir anda oluverir. Mesela, bir köylünün cahil, okuma yazma bilmez oğluna öyle bir fıtrî zeka verir ki Eflatunlar hayran kalır.

Yunanlı büyük tarihçi “Sokikis”; Yunanlıların en meşhur başkomutanlarından “Simitaklos” hakkında der ki: “Bu adamın kafasını hilkat akıl ve zeka ile o kadar doldurmuştur ki başka ilim veya her ne eklenmek istenilse etrafından dökülür.”

Bir insan asla ibadet etmemiş olsa bile tertemiz olan yaratılışı nedeniyle Rabbanî merhamete nail olunca o derecede İlahî aşka mazhar olur ki evliyaullah bile şaşırır. Çaba ve gayreti Hak Teala Hazretleri ferman buyurmuştur.

Tecrübe edilmiştir ki insanlardan yüzde doksan dokuzu çaba, gayret ve nefsiyle savaşarak Allah’ın rızasına ve iki cihan saadetine ulaşabilir. Yalnız yüzde biri ve belki binde biri çaba ve gayret sarfetmeksizin saadete ve râhata erebilir. Çaba ve gayretten asla, hiçbir zaman ayrılmamalı.

Çünkü el, ayak, akıl, arzu ve vicdanın insana verilmesi çaba ve gayret için bir yüce emir olduğu apaçık ortadadır.



TERCÜME: Bazen çaba ve gayret ile bazen bunlarsız saadet elde edilir. Din işinde hayranlıkdan başkası olmaz.

ŞERH: Saadetin çalışarak elde edilmesi makul bir iştir ve tecrübeyle sabittir. Bununla beraber din ve ruhaniyetin hâli o kadar geniş o kadar büyük ve derindir ki bazen çaba, gayret çalışma olmaksızın da saadet elde edilegeldiği apaçık olduğundan Cenabı Hakkın sınırsız ve gizli hikmetlerine hayran olmaktan başka çare yoktur.



TERCÜME: Ama öyle hayran olmalı ki hiçbir şeyi düşünmeden Rabbanî emirlere, Mevla’nın sevgisine arkasını çeviren bir hayranlık, şaşkınlık değil. Yüzünü şeytanın vesveselerine döndürerek hayran olmamalı. Dost olan Cenabı Hakk’ın muhabbetine dalmış, o muhabbetin sarhoşluğuyla hayran olmalı.

ŞERH: Mevlana Rumi Kaddese Sırrehu’s Sami Hazretlerinin akıl ve Ruhanî gücünün mükemmelliğine de hayran olmalı. Geçen beyti şerifte “din işi hayran olmaktır” buyrulunca çok tenbel adamlar madem din işlerinde hayranlık lazım, işte biz de ruhanî işlerde hayran, şaşırmış olalım, bu şaşkınlıkla dünyada iken zevk sürelim! Diye bir şey hatırlarına getirebilirler.

Bu iki batıl fikir aniden giderilmek için “Hayran tabirinden maksat dost olan Hak Teala Hazretlerinin emirlerine arkasını çevirmek, şeytana uymak, hayvan gibi ağzını açıp hayran kalmak değildir. Mutlaka noksansız çaba ve gayrette bulunmalı. Allah’ın saklı hikmetlerine, O’nun azametine, kudretine bakarak hayran olmalıdır.



TERCÜME: Allah’ın sevgisi ile mest ve hayran olan birinin yüzü dost olan Hak tarafına dönüktür. Diğerinin yüzü gerçekte O’nun yüzü olmuştur. Ve kendine dönüktür.

ŞERH: Hakiki aşıkın fikir ve ümidi ebedi ve baki olan Allahu Teala hazretlerine bağlıdır. Basit insanların ise sevgileri kendileri ile şeytana dönmüştür. O gibiler için ne büyük gaflet ne azim hüsran ve zillet vardır.


mevlanavakfi.com/
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Cevapla

“Dua Köşesi” sayfasına dön