İnce Düşünceli Olmak

İslamiyet'de İ'tikad, İbâdet, Ahlâk, İtâat Hükümleri.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Seleme
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 94
Kayıt: 01 Ağu 2007, 02:00

İnce Düşünceli Olmak

Mesaj gönderen Seleme »

İnce Düşünceli Olmak

--------------------------------------------------------------------------------

Kuran ahlakı, müminlerin kendi haklarından da feragat ederek diğer mümin kardeşlerini kendilerinden üstün tutmalarını gerektirmektedir. Gerçek iman, gerçek teslimiyet ve gerçek kardeşlik budur. Müminin diğer müminleri kendisinden üstün tutması, yalnızca ona daha çok maddi imkan sağlaması ile sınırlı değildir. Bu kardeşliğin ifade edildiği yerlerden biri de düşüncedir. Mümin, diğer müminlerin ihtiyaçlarını kendinden çok düşünmelidir.

Kaba ve düşüncesiz tavırlar, kişinin imanının olgunlaşmadığını gösterir. Yaptığı bir hareketin diğer müminleri nasıl etkileyeceğini hesaplamayan, yalnız kendi isteklerine göre, "aklına geldiği gibi" hareket eden bir insan, Allah'ın tarif ettiği mümin modelinden uzak demektir. Kuran'da ince düşüncenin ve düşüncesizliğin örnekleri üzerinde önemle durulur. İnce düşüncenin önemi, bir ayette şöyle vurgulanır:

"Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (Bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve söze dalmayın. Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah, hak(kı açıklamaktan)tan utanmaz…" (Ahzab Suresi, 53)
Kuran ahlakıyla yetişmiş insanlar, son derece kaliteli, kibar, nezih ve ince düşüncelidirler. Kendi nefislerinden önce müminlerin nefsini düşünen, ona duyduğu sevgiye rağmen yemeği yoksula, yetime ve esire yediren müminlerin doğal halleridir bu….

İnce düşünceli olmak aynı zamanda cennettekilerin bir vasfıdır.
İnce düşünce örneklerini şartlara ve ortama göre çoğaltmak mümkündür. Bunların bazıları bir işle meşgul olan kardeşini rahatsız etmemek, eğer dua ediyorsa ortamın sessizliğini bozmamak, o istemeden ona hizmet etmek, rahat etmesini sağlamak, bir eksiği veya ihtiyacı olup olmadığını öğrenmek sayılabilir. Ama unutmamak gerekir ki, bu sayılanlar son derece genel bir anlatımdır. Her ortam ve şarta göre bu örnekler yüzlerce, binlerce olacak şekilde artırılabilir

alıntı
[img][/img]
Kullanıcı avatarı
muayme
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 15
Kayıt: 29 Kas 2008, 02:00

Mesaj gönderen muayme »

emeğinize sağlık çok güzel bir konu
helede bu zamanda okunması ve tatbik edilmesi gereken ince manalar içeren bir konu
HAKK teala razı olsun kardeşim
[b]Allahümme nur-i; Hüda, Allahümme salli ala seyyidina ve nebiyyina
Bi Hakki; nur-i; cemali Muhammed Mustafa,
Allahümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammed Mustafa![/b]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Misafirden beklenen edepli olmasıdır

Gavs Hazretleri’nden naklen bir menkıbe anlattı. Dedi ki:

Velilerden bir zat Medine-i Münev-vere’ye yerleşmişti. Bir gün bu zat hastalandı ve hizmetçisini çağırarak çarşıdan yoğurt almasını emretti. Az sonra dönen hizmetçiye yoğurdu kaça aldığını sordu. Fiyatı öğrenince de: “Amma da pahalıymış ha!” dedi.

Ehlullahtan olan bu zat o gece rüyasında Hz. Rasulullah s.a.v.’i gördü. Sitemli bir vaziyette arkasını dönmüş ve kendisini şöyle azarlıyordu: “Bizim beldemizin yoğurdunu pahalı bulan bizim beldemizi terk etsin!”

Büyük bir korku ve telaşla uyanan zat başını duvarlara vurup ağlamaya başladı. Gözlerinden yaş yerine adeta kan akıtmaya başlamıştı. Orada bulunan başka bir mana dostu kendisine şu tavsiyede bulundu: “Affedilmek istiyorsan Hz. Rasulullah s.a.v.’in amcası Hz. Abbas r.a.’ın kabrine git ve onun şefaatçi olmasını senin için İki Cihan Güneşi’ne yalvarmasını iste.” Bu tavsiyeyi yerine getiren velî zat o gece yine Allah Rasulü s.a.v.’i rüyada gördü. Alemlerin Efendisi ona arkası dönük şöyle diyordu: “Tamam affedildin ama bizim beldemizi terk et!”

Sonra şöyle devam etti: İşte bu yüzden iki mübarek beldenin halkına ve misafirlerine son derece nazik davranmalısınız. Gıyaplarında konuşurken de onları aşağılayıcı sözlerden şiddetle kaçınmalısınız.

Bir başka zat da şu sohbeti yapmıştı: Gavs-ı Bilvanisî k.s. Hazretleri bir keresinde Medine-i Münevvere’de oranın ahalisinden birinin çocuğuyla oturmuş oyuncak arabayla oynamıştı. Çocuk ayrılıncaya kadar da oyunu bırakmamıştı. Yine bu zatın torunlarından baştan aşağı edep manzumesi olan bir seyyidin Medineli bir gence gösterdiği fevkalâde hürmet ve tevazu gerçekten görülmeğe değer bir husustu.

(alıntı)
sevgiyle.......
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Cevapla

“►Fıkıh ~ İlmihal ~ Hukuk ~ Akaid◄” sayfasına dön