ALİM - ARİF?.

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

ALİM - ARİF?.

Mesaj gönderen Hakan »

ÂLİM-ÂRÎF..

Vaktiyle bir hükümdar varmış. Bu hükümdarın aklına bir soru takılmış ve o, aklına takılan bu soruyu vezirlerine, danışmendlerine sormuş: "Hocalarım, hep Âlimlerden Arîflerden bahsediyoruz. Benim bildiğim biri ilim ehlidir, diğeri ise hem ilim hemde irfan ehlidir. Ama neticede ikisi de ilim bilmektedir. O halde neden ikisine de aynı kelimeyi kullanmıyoruz da birisine Âlim diğerine Arîf diyoruz. Âlim ile Arîf arasındaki fark nedir? İrfan insana ne katar da irfan sahibi o kişi, ilim de bildiği halde Âlim diye değil de Ârif diye anılır?."
Hükümdarın bu sorusuna baş verizi şöyle cevap vermiş: "Hünkârım, bu anlatmakla anlaşılcak bir şey değildir. Farkı duymaktan ziyade görmekle daha iyi anlayabilirsiniz!."
"Peki paşa bu farkı nerede göreceğiz? Onlar nerede bir araya gelirler ki?"
"Hünkarım, dilerseniz sarayda Âlimlere ve Arîflere vereceğiniz bir ziyafet düzenleyelim ve ülkedeki tüm Âlimleri ve Arîfleri bu ziyâfete dâvet edelim."
"Peki sonra?"
"Hünkarım, sonra siz tebdil-i kıyafet ile kapıda onları karşılayın!"
"Sonra?"
"Hünkarım, sonra gelenlere hiç birini ayrıt etmeksizin bir soru sorun!"
"Ne soralım paşa?"
Hünkarım deyin ki: "Acaba gelenler içerisinde en büyük âlim kimdir?"
"Peki sonra ne olacak?"
"Sonra hükümdarım, verilen cevaplara bakın! Kimin âlim kimin ârif olduğu bu cevaplarla anlamış, dolayısıyla da farkı görmüş olursunuz."

Vezirin söylediği gibi bir ziyafet düzenlenmiş, Âlimler ve Arifler saraya dâvet edilmiş ve hükümdar tedbdil-i kıyafetle kapıda bekleyip gelene gidene: "Acaba gelenleri çerisinde en âlim kimdir?" diye sormuş. Davete önce Âlimler gelmiş ve verdikleri cevaplar şaşırtıcıymış.

Âlimlerin ilki bir an durup soru sahibini tepeden tırnağa süzdükten sonra gururla başını kaldırıp: "Benden bilgilisi var mı bilmiyorum" deyip içeri girmiş. İkincisi: "benim olduğum söyleniyor?" demiş. Üçüncüsü ise: "Tabii ki benim! Yoksa ismimi duymadınız mı?" diyerek kızmış. Aynı soruya diğer âlimler de benzeri şöyler söyleyerek içeri girmişler. Hele sonuncusu: "Beni tanımadınız herhalde"diyerek kibirle kapıdan içeri süzülmüş. Kısacası oğlum hepsi: "Yalnız ben" demiş.

Âlimlerden sonra içeriye Ârifler girmeye başlamış. Hükümdar tebdil-i kıyafet içerisinde onlara da aynı soruyu sormuş: "Acaba gelenler içerisinde en büyük âlim kimdir?"
Âriflerden ilki, garip bir şekilde boynunu bükmüş. Boğazında düğümlenen cümlelerle: "Bilmiyorum! Belki arkamdan gelen arkadaştır" deyip müsâde isteyerek içeri girmiş. İkincisi: "Hayır, hayır! Asla ben değilim! ama benden sonraki olabilir" demiş. Üçüncüsü ise: "kendimin olmadığını biliyorum ama kimin olduğunu bilmiyorm. Belki benim bir arkamdaki arkadaştır" demiş. Diğer ârifler de aynı soruya benzeri şeyler söylemişler. Sıra en sonuncuya gelince, en sondaki ârif kapıda hicapla başını eğmiş: "Şüphesiz benden önce giren arkadaşlardır" demiş. Kısacası oğlum, hepsi "Ben değilim" demiş.

Ve böylece hükümdar Âlim ile Ârifin arasındaki farkı görmüş..
Resim
Hatem-i Veli
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 3
Kayıt: 15 Mar 2016, 13:06

Re: ALİM - ARİF?.

Mesaj gönderen Hatem-i Veli »

Allah razı olsun :)

Beni, Benden Al Ya Rab, Beni Sana karıştır.
[align=center]'' Dokuz Tuğu birleştirecek Türk, Müslümanları Ümmet çatısında toplayacak Kul, İnsanlara Kardeşliği tekrar öğretecek olan Veli ''[/align]
Cevapla

“►İslami Sohbetler◄” sayfasına dön