SALL VE NAMAZ= 3.1. Bölüm: GENEL TEMİZLİK- LATİF YILDIZ

Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

SALL VE NAMAZ= 3.1. Bölüm: GENEL TEMİZLİK- LATİF YILDIZ

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

3. Bölüm: SALÂT İÇİN TEMİZLİK

Latif YILDIZ -Kul İhvani


3.1. GENEL TEMİZLİK
3.2. GUSL (BOY ABDESTİ)
3.3. ABDEST VE TEYEMMÜM



3.1. GENEL TEMİZLİK





3.1.1. Elbise Ve Pislik (Necaset) Temizliği :

"Elbiseni tertemiz tut..." (Müddesir 74/4)

3.1.2. ALLAH (celle celâluhu) Temiz Olanları Sever :

"Onun (münâfıkların kurduğu mescidde) içinde asla namaz kılma! İlk günden takvâ üzerine kurulan mescid (kûbâ) içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. ALLAH da çok temizlenenleri sever!." (Tevbe 9/108)

Namazla ilgili âyet-i celileleri ve namazın önem, fazîlet ve terkinin sonuçlarını bildiren hadis-i şerîfleri arzettik.
Bu konuda hadis pekçoktur. Meselenin özü nefsimizin aklının, namazın ne olduğunu iyice anlamasıdır.
Kulluk gereği yapılan işlerin zirvesini teşkil eden namazın dış şartlarını incelerken görmüştük ki bedensel temizlik ve namaz kılınan ortamın temizliği şart idi.
Bedensel temizlikle beraber elbette manevî temizlikte çok önemlidir. Ancak bu husus şartlarda belirtilmemiştir.
Zâten iç temizliğinin temini ve gelimişi ise uzun ve ciddî bir Muhammedî tasavvuf eğitimi, öğretimi, ilmi ve edebiyle olgun hâle gelebilir.
Bedensel maddî temizliğin en önemlisi cünüb iken gusletmek ve abdestli olmaktır...

Biz öncelikle İslâmda temizlik ve tahareti Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den dinleyelim: Temizlik genellikle su iledir; İslâm dini suya çok önem verir.
Durgun sulara idrâr yapmamak içinde yıkanmamak ve kirletmemekle ilgili hadisler vardır.

.
3.1.3. Su İle İlgili Hadisi Şerîfler :

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu)'dan: Bir adam Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gelip: "Biz gemiye binip beraberimizde az bir su alabiliyoruz. Abdestlerimizi bu su ile alsak susuz kalacağız. Deniz suyu ile abdest alabilir miyiz?" diye sordu. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Evet, denizin suyu temizdir, meytesi (ölüsü) de helâldir." buyurdu. (Muvatta taharet 12 (1,22); Ebu Dâvud, Taharet 41 (83); Tirmizî, Taharet 52 (69); Nesâî, Miyâh 5 (1,176)

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu)'dan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Sakın sizden kimse, durgun suya (idrar) akıtmasın, bilâhere onda yıkanır (suyunu alır kullanır)." buyurdu. (Buharî, Vudû 68; Müslim, Taharet 95 (282); Ebu Dâvud, Tahâret 36 (65,970)

Müslim'in diğer rivâyetinde: "Sizden hiç kimse, cünübken durgun suyun içinde yıkanmasın." buyurdu..

Cünüb; cenâbet: uzaklık demektir. İbadetlerden (Kur'ân, namaz gibi) uzak oluştur.

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu)'dan: Mescidin içine idrar yapan bedevinin üzerine halk yürüyünce Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Kolaylaştırıcılar olarak gönderildiniz, zorlaştırıcılar olarak gönderilmediniz. Üzerine bir kova su dökün!" buyurdu. (Buharî, Vudû 58; Ebu Dâvud, Taharet 138 (380); Tirmizî Taharet 112 (147),Nesâî, Taharet 45 (1,48,49)

Ebu Musa (radiyallahu anhu) dan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Sizden biri, küçük abdest bozmak isterse (idrar yapmak) isteyince bevli için uygun bir yer arasın!" buyurdu. (Ebu Dâvud, Taharet 2 (3)

Muaz (radiyallahu anhu) dan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Lânete sebeb olan üç yere abdest bozmaktan kaçının: su yolları, işlek yollar ve gölgelikler." (Ebu Dâvud, Taharet 14 (26)

Abdullah İbn Muzaffer (radiyallahu anhu)'dan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Sizden kimse hamam yaptığı yere idrarını yapmasın. Zirâ vesveselerin çoğu bu yüzden hâsıl olur." buyurmuştur. (Ebu Dâvud, Tâharet 15 (27); Tirmizî, Tâharet 17 (21); Nesâî, Tâharet 32 (1,34)

Ebu Eyyub (radiyallahu anhu)'dan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Helâya gittiniz vakit (abdest bozarken) kıbleye ne önünüzü ne de arkanızı dönün. Fakat yüzünüzü doğuya veya batıya dönderin." buyurmuştur. (Buharî, Vudû 11; Müslim, Tâharet 59 (264); Ebu Dâvud, Tâharet 4 (9)

Ömer İbni Hattab (radiyallahu anhu) anlatıyor: "Ben ayakta idrâr yaparken beni gören Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Yâ Ömer! Ayakta bevletme (idrar yapma)..." buyurdu ve ondan sonra hiç yapmadım." (Benzeri Tirmizî, Tâharet 8 (12)

İsa İbnu Yezdâd el Yemani babasından naklen diyor ki: "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki "Biriniz bevledince (idrar yapınca) erkeklik organını üç kere çeksin." (Kütüb-i sitte: 6091 (326-6091)

Süfyan İbnû'l-Hakem (radiyallahu anhu)'dan: Resûlullah aleyhisselâtu vesselâm bevledince abdest alır ve istincada (helâ temizliği) su kullanırdı." (Ebu Dâvud, Tahâret 64 (166-167); Nesâî, Tahâret 102 (1,86)

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu)'dan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bana Cibril (aleyhi's-selâm) geldi ve: "Ey Muhammed! Abdest aldın mı intiha (abdestten sonra elbiseye su serpmek) da bulun" diye emretti" buyurdu." (Tirmizî, Tahâret 38 (50)

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem); günümüzdeki çevre temizliğine titizlikle teşvik etmiş ve emretmiştir. Beden temizliği, elbise temizliği, mekân temizliği ve gıda temizliği hususunda pek çok hadis-i şerîf vardır. Mesire (piknik) yerleri ve yolların temizliği ile ilgili:

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "İmân yetmiş küsür şûbedir. En üst şûbesi "Lâ İlâhe illallah" sözü en aşağısı da yoldan ezâ (rahatsızedici bir şeyi) kaldırmaktır. Hayâ da imândan bir şûbedir." Hadisi farklı rivâyet yollarıyla pekçok hadis kitabında mevcûddur.

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ümmetimin iyi ve kötü bütün amelleri bana gösterildi. İyi amelleri arasında, yoldan atılmış olan ezâ verici şeyi de gördüm. Kötü amelleri arasında ise (herkesin gözüne çarpan) yere gömülmemiş tükrük de vardı."buyurdu.

Ezâ: yola atılan taş, diken, artık, tükrük, pislik gibi rahatsızlık ve zarar veren şeydir.

İnsan fıtratından gelen temizlikler devâmlıdır: Müslüman çocuk belli bir yaşta sünnet olur. Etek ve koltuk traşı, bıyığı kısaltmak, tırnak kesmek, helâda su ile temizlenmek gibi...

Enes (radiyallahu anhu) anlatıyor: "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bize bıyığın makaslanıp, tırnağın kesilmesini (gerektiğinde), koltuk altı ve etek traşını kırk günü aşmayacak şekilde vakitledi." (Müslim, Tahâret 51 (528); Ebu Dâvud, Tahâret 16 (4200)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

3.2. GUSL (BOY ABDESTİ)


"Ey imân edenler! Sizi sarhoş iken- ne söylediğinizi bilinceye kadar- cûnûb iken de yolcu olan müstesnâ-gusûl edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya bir yolculuk üzerinde bulunursanız, yahut sizden biriniz ayak yolundan (helâdan) gelirse, yahut kadınlara dokunup da (bu durumlarda) su bulamamışsanız o zaman temiz bir toprakla teyemmüm edin: Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz ALLAH çok affedici ve bağışlayıcıdır." (Nisâ 4/43)

"Ey imân edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cûnûb oldunuz ise gusûl edin (boy abdesti alın). Hasta yahut yolculuk hâlinde bulunursanız, yahut biriniz tuvaletten gelirse, yahut kadınlara dokunmuşsanız (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hâllerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. ALLAH size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsân ettiği) ni'metini tamamlamak ister; umulur ki şükrederseniz!" (Mâide 5/6)

Su bulamazsa veya bulunur da kullanmaya engel olursa gusl ve abdest yerine teyemmüm edilip ibâdetlere aynen devâm edilir. Suya kavuşunca ise mutlaka gusl ve abdest su ile yapılıp, alınır...

"Sana kadınların ay hâlini (hayz) sorarlar. De ki: O, bir rahatsızlıktır. Bu sebeble ay hâlinde olan kadınlardan uzak durun! Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, ALLAH'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şunu iyi bilin ki ALLAH tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever..." (Bakara 2/222)

Gusl: cinsi münâsebet veya şehvetle meninin gelmesi (uykuda v.s.) hâlindeki cenâbetlik (ibâdetten uzak kalma) ten kurtulmak için yıkanmaktır. Cinsi münâsebet olunca meni gelsin gelmesin kadın-erkek gusl etmesi farzdır. Kadınlar hayz (aybaşı kanaması) ve nifâs (doğum sonu) kanı kesilince de guslederler.

El Mâide 5/6 âyeti ile tüm vücûdun kuru yer kalmadan yıkanması emredilmiştir. Hanefi ve Hanbeli mezhebi ağzın ve burun içini de vücûdun dışından saymıştır.

3.2.1. Guslûn Farzları :

1- Ağıza su almak (mazmaza)
2- Burna su almak (istinşak)
3- Bütün vücûdu yıkamak.

3.2.2. Guslûn Sünnet ve Adabı :

1- Gusle besmele ve niyet ile başlamak
2- Elleri ve avret yerini (cinsi organını) yıkamak
3- Namaz abdesti gibi abdest almak. (ağız ve burna suyu bolca vermek)
4- Su birikintisi varsa ayakları en son çıkarken yıkamak.
5- Abdestten sonra üç defa başa sonra sağ omuza ve sonra sol omuza su döküp sonra da tüm vücûdu iyice ovarak üç defa yıkamak.
6- Suyu israf etmemek.
7- Guslederken konuşmamak.
8- Başkaları görüyorsa avret yerleri kesinlikle örtülü olmak.

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Her kılın dibinde cünûblük vardır. Saçları yıkayın, deriyi paklayın." buyurdu. (Ebu Dâvud, Tahâret 98 (248); Tirmizî, Tahâret 78 (106)

İmam Ali (keremullahi veche) anlatır: "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Kim, yıkamadan tek bir saç kılının dibini kuru bırakırsa, ateşte nice azablara düçâr olacaktır." buyurdu. Ve "Bu sebeble başıma düşman oldum..." (3 defa tekrar etti)" dedi. İmam Ali (keremullahi veche) saçlarını kısa keserdi." (Ebu Dâvud, Tahâret 98 (249)

Sevbân (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e cenâbetten temizlenmek hussunda sorulmuştu. Buyurdular ki: "Erkek ise, saçını açsın ve su kılların dibine varıncaya kadar yıkasın, kadın ise saçını (n örgüsünü) açmamasının ona bir zararı yoktur. Başına elleriyle üç kere su avuçlayıp döksün!" (Ebu Dâvud, Tahâret 100 (255)

"Kadınların saç örgülerini çözmesi gerekir!." diyen Abdullah İbni Ömer (radiyallahu anhu)'e Aişe (radiyallahu anha) vâlidemiz: "Şu İbnu Ömer'e hayret doğrusu! Kadınlara yıkandıkları zaman örgülerini çözmelerini emretmiş... Bâri saçlarını traş etmelerini emretseydi..." demiştir.

Aişe (radiyallahu anha) Buharî rivâyetinde: "Birimiz cenâbet olduğu vâkit eliyle üç kere başının üzerine su döker, sonra eliyle üç kere sağ tarafına su döker, diğer eliyle de sol tarafına dökerdi." (Buharî, Gusl 1,15,19; Müslim Hayz 35 (316); Ebu Dâvud, Tahâret 98 (240-244) v.d.

Aişe (radiyallahu anhu) anlatıyor: "Ben ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) farak denilen tek bir kaptan beraber guslederdik." (Kütüb-i Sitte - 3759)

Ya'la İbni Ûmeyye (radiyallahu anha) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) açıkta (örtüsüz) yıkanan bir adam görmüştü... Derhâl minbere çıkarak ALLAH (celle celâluhu)'a hamd-ü-senâda bulunduktan sonra: "ALLAH diridir ve ayıbları örtücüdür, hayâyı ve örtünmeyi sever. Öyleyse biriniz yıkanınca örtünsün" buyurdu. (Ebu Dâvud, Hamâm 2; Nesâî, Gusl 7 (1,200)

Huzeyfe İbnu'l-Yemân (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile bir gün karşılaştığımızda cünüb idim, hemen yolumu çevirip gidip yıkandım. Bilâhire gelince: "(Böyle sizi görünce alalacele savuşmamın sebebi) cûnûb olmam idi..." deyince Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Şüphesiz ki müslüman (cenâbetle) necis (pis) olmaz!" buyurdu. (Kûtûb-i sitte (3783)

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu) da aynı şekilde yapınca Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Yâ Ebu Hureyre! Neredeydin!" diye sorunca: "Ben cünüb idim, pis pis sizinle oturmak istemedim!" dediğimde Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Subhanallah... Şüphesiz ki Müslüman pis olmaz!" buyurdu. (Buharî, Gusl 23-24; Müslim, Hayz 115 (371); Ebu Dâvud, Tahâret 97 (2311)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

3.3. ABDEST VE TEYEMMÜM



Abdest namazın olmazsa olmaz şartıdır. Hadis-i şerîflerde de hep "kim emredilip gösterildiği gibi güzelce bir abdest alırsa..." buyurulduğunu hatırlıyorsundur...
Abdestle ilgili âyet-i celîleler gusl bahsinde verilmişti
.
3.3.1. Abdestle İlgili Hadis-İ Şerîfler :


Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Abdeste ancak mü'min olan mûdâvim olur." buyurdu. (İ. Mâlik, Muvatta, Tahâret 36, İbni Mâce, Tahâret 4)

Ebu Hûreyre (radiyallahu anhu) 'dan; Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Abdesti bozulduğu vakit abdest almadıkça sizden hiçbirinizin namazı kabul olunmaz." buyurdu. (Müslim, Tahare 2 (225)

Ebu Hûreyre (radiyallahu anhu): "Ben Halilimi: "Mü'minin nûru abdest suyunun ulaştığı yere kadar varır." buyururken duydum." dedi. (Müslim, Tahare 40 (250)

Ebu Hûreyre (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):"ALLAH'ın hataları silmeye ve dereceleri yükseltmeye vesile kıldığı şeyleri size söyleyeyim mi?" buyurunca (ashabı): "Bilâkis Yâ Resûlullah! Söyleyiniz!" dediler. "Zahmetine rağmen abdesti tam almak. Mescide çok adım atmak. Namazı (diğer) beklemek. İşte bu ribâttır!. İşte bu ribâttır... İşte bu ribâttır..." buyurdu. (Müslim, Tahâret 41 (251); Muvatta, sefer 55 (1,161); Nesâî, Tehâret 106)

Ribât: bağ, ip; nefsi hapsetmek.
Ribâtet: kalb kuvveti, sabır, tahammûl
Murabıt: mücahid demektir..

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Mü'min veya müslüman bir kul abdest aldığında; yüzünü yıkayınca, gözüyle bakarak işlediği bütün hataları (günahları) su ile veya suyun son damlasıyla yüzünden dökülür iner (çıkar), ellerini yıkayınca elleriyle işlediği hatalar su ile birlikte veya suyun son damlasıyla ellerinden dökülür iner. Ayaklarını yıkayınca da ayaklarıyla yürüyerek işlediği bütün hataları su ile veya suyun son damlası ile dökülür iner. (sonunda) (bütün) günahlardan arınmış olarak (tertemiz (pâk) çıkar." buyurdu. (Müslim, Tâharet 32 (244); Muvatta, Tahâret 31 (1,32) Tirmizî, Tahâret 2 (2)

Amr İbn Abese (radiyallahu anhu): "Yâ Resûlullah! Abdest nasıl alınır?" diye sordu. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Abdest alıp da ellerini yıkadığında, ellerini iyice temizlediğinde günahların, parnaklarınla tırnakların arasından çıkar. Ağzına su alıp çalkaladığında, burun deliklerine su alıp çıkardığında, yüzünü ve dirseklerine kadar kollarını yıkadığında, bütün hatalarından yıkanmış olursun. Eğer yüzünü sırf ALLAH rızası için (secdeye) koyarsan, annenin seni doğurduğu günkü gibi günahlardan temizlenmiş olursun!" buyurdu. (Nesâî, Taharet 108)

3.3.2. Abdestin Farzları :

El, yüz, baş ve ayaktır. Bu âletler ise örtüsüz (görünen) secde âletleridir. Dizler kapalıdır. Ayaklar, eller, burun ve alın... Maddî-manevî tertemiz âletler... Sır secdesi...

Osman (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Kim abdest alır ve abdestini en güzelinden alırsa (o kimsenin) hataları vücûdundan tırnak diplerine varıncaya kadar çıkar dökülür." buyurdu. (Kütüb-i sitte 3581)

Umran Mevlâ Osman (radiyallahu anhu); Osman (radiyallahu anhu)'ın abdest aldığını ve sonunda: "Ben Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ı bu şekilde abdest alırken gördüm ve abdesti bitince "Kim şu abdestim gibi abdest alır, arkasından iki rek'ât namaz kılar ve namazda tehaddüs etmezse (kendi kendine konuşmazsa dış ve iç hadise olmazsa, namazın edeb hâllerine uyarsa) geçmiş günahları bağışlanır" buyurdu. (Buharî, Vudû 24,28; Müslim, Tahâret 3,4, (226) Ebu Dâvud, Tahâret 50 (106); Nesâî, Tahâret 27,28,93 (1)

Bir rivâyette: Osman (radiyallahu anhu) abdest aldı ve dedi ki:"Ben Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şu benim abdestin gibi abdest aldığını, sonrada şöyle buyurduğunu gördüm: "Kim bu şekilde abdest alırsa geçmiş günahları bağışlanır (affedilir), namazı ve mescide kadar yürümesi de nâfile (ibâdet) olur." (Buharî, Vudû 25; Müslim, Tahâret 8 (229)

Amr İbni Abese es Sûlemî (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Sizden biriniz abdest suyunu hazırlar (abdestine yakîn olur), mazmaza (ağza 3 defa) ve istinşak (burna 3 defa su çekmek) da bulunur ve sümkürürse (burnunu temizlerse) mutlaka yüzünden, ağzından, burnundan hataları dökülür. Sonra ALLAH'ın emrettiği gibi yüzünü yıkarsa, sakalın (ın bittiği mahallin) etrafından su ile birlikte yüzü ile işlediği hatalar (günahla) dökülür. Sonra dirseklere kadar kollarını yıkayınca, ellerinin günahları su ile birlikte parmak uçlarından dökülür gider. Sonra başını meshedince, başının günahları saçın etrafından su ile birlikte akar gider. Sonra topuklarına kadar ayaklarını yıkayınca, ayaklarının günahları ayak parmak uçlarından su ile birlikte akar gider. Sonra kalkar ve (dosdoğru) namaz kılar, ALLAH'a hamd ve senâ da bulunur, O'na lâyık şekilde ulular (temcid ve ta'zim eder) ve kalbini ALLAH için bomboş ederse (mâsivâyı: ALLAH'dan gayrısını çıkarırsa), anasından doğduğu gündeki gibi bütün hatalarından temizlenip arınır." (Müslim, Müsâfirin 294 (832)

Abdullah İbn Ömer (radiyallahu anhu) dan, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Kim abdestli olduğu hâlde, abdestini tazelerse (yenilerse), ALLAH (celle celâluhu) bu sebeble ona on (misli) hasene (iyilik, sevâb) yazar." (Tirmizî, Tahâret 44 (59)

Ebu Saîd (radiyallahu anhu) dan; Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Kim abdest alıp: "Subhaneke Allahümme ve bihamdike es-tegfiruke ve etûbü ileyke (seni tenzih ederim. ALLAH'ım... Ve hamdim sanadır, senden bağışlanmamı dilerim, tevbem de sanadır.)" derse bu duası bir kâğıda yazılır, sonra bir mühürle mühürlenir, sonra da Arş'ın altına yükseltilir ve kıyâmet gününe kadar (mühür) açılmaz (kırılmaz)..." (Kutûb-i Sitte Şerhi 3587- Rezîn tahrici)

Vakti müsaîd olanın 2 rek'ât abdest namazı hârikadır...

Abdu Hayr anlatıyor: "Ali (keremullahi veche) bize geldi ve namaz kıldı. (namazdan sonra abdest) suyu istedi. "Suyu ne yapacak, namaz kıldığı hâlde! Herhâlde bize (abdesti) öğretmek istiyor!" dedik. İçinde su olan bir kabla bir leğen getirildi: Kaptan sağ eline su döktü. Üç defâ elini yıkadı. Sonra üç kere mazmaza (ağıza su almak) ve istinşakta (burna su çekmek) bulundu. Mazmaza ve istinşakı su aldığı eliyle (sağ) yaptı. Sonra üç kere yüzünü yıkadı, sağ elini üç kere yıkadı. Sonra elini kaba batırdı, bir kere başını meshetti. Sonra üç kere sağ ayağını yıkadı, üç kere sol ayağını yıkadı. Sonra: "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in abdestini bilmek kime sürûr verirse (hoşuna giderse) işte o böyledir..." buyurdu. (Ebu Dâvud, Tahâret 50 (111); Tirmizî, Tahâret 37 (48), Nesâî, Tahâret 75 (1,68)

Abdullah İbni Amr İbni'l-As (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e bir Bedevi gelerek abdestten sordu. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona uzuvların üçer kere yıkanmasını gösterdi... Sonra başını meshetti. Şehâdet parmaklarını kulaklarına soktu. Başparmaklarıyla kulaklarının dışlarını meshetti. Şehâdet parmaklarıyla kulaklarının içini meshetti... Sonunda da: "Abdest işte böyledir. Kim buna ziyâdede bulunur veya bundan noksanlaştırır (eksiltir) se kötü bir iş yapmış olur-yahut zulmetmiş ve kötü bir iş yapmış olur..." buyurdu. (Ebu Dâvud, Tahâret 51 (135) ayrıca Nesâî, Tahâret 105 (1,88)

İbn Abbas (radiyallahu anhu) der ki: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) uzuvlarını birer kere yıkayarak abdest aldı." (Buharî, Vudû,22;Ebu Dâvud, Tahâret 53 (1,38); Nesâî, Tahâret 84-85 (1,73-74)

Demekki Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) duruma göre bir, iki ve üç kere yıkayarak ümmetine kolaylıklar bırakmıştır. Su azdır, vakit yoktur vs....
Başın meshinde de bir kere iki kere, tümünü, yarısını şeklinde rivâyetler ve hadisi şerîfler vardır.

Câbir (radiyallahu anhu), Ömer (radiyallahu anhu) bana şunu söyledi: "Bir adam Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gelmişti. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bu kişinin abdest aldığını ve ayaklarının üzerinde (tırnak kadar bir yeri) yıkamadan bıraktığını gördü. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona: "git güzelce abdest al!." buyurdu. Adam yeniden abdest alıp namazını kıldı." (Müslim, Tahâret 31 (243); Ebu Dâvud, Tahâret 67 (171)

İbni Amr İbni'l-As (radiyallahu anhu) anlatıyor: "Beraber olduğumuz bir sefer sırasında Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bizden geride kaldı, sonra tekrar kavuştu. Bu sırada namaz vakti girmişti. Bizler de abdest alıyor, ayaklarımızı meshediyorduk (Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yüksek sesle nidâ etti: "Ökçelerin (topuk) ateşte vah hâline!" bunu üç kere tekrarladı." (Buharî, Vuudû 27,29; Müslim, Tahâret 25-28 (240-242); Ebu Dâvud, Tahâret 46 (97)

Müslim rivâyetinde: "Ökçelerin ateşte vay hâline! Abdesti tam olarak alın!" buyurdu (Müslim, Tahâret 26 (241)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

3.3.3. Abdestin Sünnetleri İle İlgili Hadis-İ Şerîfler :

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu) 'dan: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Eğer ümmetim üzerine zahmet vermeyecek olsaydım her namazda misvâk kullanmalarını emrederdim." buyurdu. (Buharî, Cum'a 8; Müslim, Tahâret 42 (252); Ebu Dâvud, Tahâret 115 (46); Nesâî, Tahâret 7 (1,12)

Aişe (radiyallahu anhu)'dan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Misvâk ağız için temizlik vasıtasıdır. Rabbi Tealâ için rıza vesilesidir." buyurdu. (Nesâî, Tahâret 5 (1,10)

Misvâk ve faydaları ile ilgili çok hadis-i şerîf vardır.

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu)'dan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Uykudan uyanınca, sizden hiç kimse ellerini üç kere yıkamadıkça ellerini kaba banmasın. Çünkü o, ellerinin geceyi vücûdunun neresinde geçirdiğini bilemez."buyurdu. (Buharî, Vudû 26; Müslim, Tahâret 87 (278); Ebu Dâvud, Tahâret 49 (103-105)

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu)'dan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Sizden birisi abdest alırsa burnuna su çeksin sonra sümkürsün." buyurdu. (Müslim, Tahâret 20 (237)

Diğer rivâyetinde: "....burun deliklerine su çeksin, sonra sümkürsün." buyurdu. (Müslim, Taharet 21 (237)

Enes (radiyallahu anhu) anlatıyor. "Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) abdest alınca bir avuç su alır, onu çenesinin altına tutup onunla sakalını hilaller ve "Rabbi Azze ve Celle böyle emretti" buyururdu (Ebu Dâvud, Tahâret 56 (145)

Hilâllemek: sakalın diplerini elle oğalamak, yıkamaktır. Parmakların arasını da hilâllemek sünnettir. (Tirmizî, Tahâret 30 (38); Ebu Dâvud, Tahâret 55 (142-144)

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ümmetim kıyâmet günü çağrıldıkları vakit abdest izi olarak (nûrdan) bir parlaklıkları olduğu hâlde gelirler. Öyleyse kimin imkânı varsa parlaklığını arttırsın." buyurdu.

Müslim'in diğer rivayeti ise: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "........Mü'minin hilyesi (süs, zinet, cevher), abdestin (in) yükseldiği yere kadar yükselir..." (Buharî, Vudû 3; Müslim, Tahâret 34, 35, 40 (246,250)

Enes (radiyallahu anhu) Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Abdest için iki rıtl su kâfidir" buyurdu. (Tirmizî, Salât 425 (609)

Enes (radiyallahu anhu) anlatır ki: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "iki rıtl ihtiva eden kapla abdest alır, 1 sâ' ile guslederdi." (Ebu Dâvud, Tahâret 44 (95)

İmamı Azam Ebu Hanife'ye göre 2 rıtl = 1,060 litredir.
Sâ = 4,24 - 5,3 litre arası

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Abdesti olmayanın namazı yoktur. Üzerine (abdeste başlarken) ALLAH'ın ismmini zikretmeyen (besmele çekmeyen) in abdesti yoktur." (Ebu Dâvud, Tahâret 48 (101)


3.3.4. Abdest Bozucular :

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Sizden biri, büyük ve küçük abdestten dolayı sıkışık hâlde iken namaz kılmasın!" buyurdu (Müslim, Mesâcid 67; Ebu Dâvud, Tahâret, 43)

Ebu Hureyre (radiyallahu anhu) 'dan; Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Biriniz namazda iken dübüründen bir hareket hissetse (yellenme gibi) ve abdestinin bozulup bozulmadığı hususunda şüpheye düşse, bir ses işitmedikçe ve bir koku duymadıkça mescidi terketmesin (devâm etsin)" buyurdu. (Ebu Dâvud, Tahâret 68 (177) ve benzeri Müslim, Hayz 99 (362), Tirmizî, Tahâret 56 (74,75)

Ali İbni Talk (radiyallahu anhu) dan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Biriniz namazda yellenirse derhâl namazdan çıksın, abdest alsın ve namazı (tekrar kılsın) iâde etsin" (Ebu Davut, Salât 193 (l005)

Ali İbnu Talk (radiyallahu anhu) anlatıyor: Bir bedevi gelerek "Yâ Resûlullah! Bizde bir kimse çölde bulunsa, azıcık bir yel kaçırsa, suyuda az ise (ne yapsın?)" diye sordu. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Sizden biri yellenecek olursa abdest alsın. Kadınlara da arkalarından cinsi temas etmeyiniz! ALLAH hakkta (sorulması ve açıklanması hususunda) utanmanız talebinde bulunmaz! (sorun, öğrenin, ister...)" (Tirmizî, Rada' 12, (1164-1166)

Ebu'd Derda (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) (bir keresinde) kustu ve abdest aldı." (Ebu Dâvud, Savm 32 (2381); Tirmizî, Tahâret 63 (87)

Temimü'd Dâri ve Zeyd İbn Sâbit (radiyallahu anhu) tarafından rivâyet edilen: "Akan her kan sebebiyle abdest alınır." hadisini esas alan Hanefi Mezhebinde bir yerin kanaması ve dağılması hâlinde yeniden abdest alınır. Diğer mezheblerde ön ve arkadan gelen kanlarda abdest bozulur. Diğer yerlerden çıkan kanlarda bozulmaz. Hepsiyle ilgili fıkhî yol ve hadisler vardır.

Aişe (radiyallahu anha) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kadınlarından birini öptü,sonra dönüp namaza gitti, abdest tazelemedi.:Urve (radiyallahu anha) der ki: "Kendisine "Bu sizden başka bir hanımı olmamalı!" dedim. Hazreti Aişe (radiyallahu anha) gülmekle cevâb verdi. (Ebu Dâvud, Tahâret 69 (178-180); Tirmizî, Tahâret 63 (86); Nesâî, Tahâret 121 (1,104)

Talk İbni Ali (radiyallahu anhu) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanına geldik. Bir adam geldi sanki o bir bedevî idi:"Yâ Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)! dedi. Kişi abdest aldıktan sonra zekerine (erkeklik organına) değse ne gerekir?" Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):"O, kendisinden bir parça değil midir?" buyurdu. (Ebu Dâvud, Tahâret 71 (181-183); Tirmizî; Tahâret 62 (85); Nesâî, Tahâret 120 (1,101)

İmam Azam Ebu Hanife mezhebinde zekere dokunmakla abdest bozulmaz. Diğer üçünde bozulur.

İbn Abbas (radiyallahu anhu)'nun anlattığına göre Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ı secde hâlinde uyurken görmüş hatta Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) horlayıp-solumuş, sonra kalkıp (abdest almadan) namaz kılmıştır. İbni Abbas der ki:"Yâ Resûlullah! Dedim Siz uyudunuz..." Buyurdu ki: "Abdest, yatarak uyuyana gerekir. Zîrâ yatarak uyuyunca mafsalları rahavet basar." buyurdu. (Tirmizî, Tahâret 57 (77); Ebu Dâvud, Tahâret 80 (202), Nesâî, Ezân 41 (2,30)

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Kıçın (dübürün) bağı, gözlerdir." (Ebu Dâvud, Tahâret 79, İbni Mace, Tahâret 62)

Hanefilerin görüşü: Tüm hâllerde uyku abdesti bozar. Ancak oturağı yere tam yerleşmiş vaziyette oturarak uyumak, namazda iken ayakta veya oturarak veya rükû' ve secde hâlinde uyumak (geçivermek) abdesti bozmaz... Uykudan sonraki abdesti yenilemek en iyisi... Baygınlık da öyle!

İmam Ali (keremullahi veche): "Gözler, halkanın bağıdır, öyleyse uyuyan abdest alsın..." (Ebu Dâvud, Tahâret 80 (203)


Resim
Cevapla

“Divanında Sall ve Namaz” sayfasına dön