RaBBımız ve KULLuğumuz…

Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1114
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

Re: RaBBımız ve KULLuğumuz…

Mesaj gönderen nur_umim »

"Yukarıdaki RaBBımız ve KULLuğumuz…” Yazımıza DEvâm EDiYORuz İnşâe ALLAHu TeÂLÂ:

ÂDEM de ADEMdir..!
Adem mutlak yokluktur.. ÂDEM fASLen-tafsilen mevCÛD GÖZükmetedir gerçekte-ASLen Ademdir..
Onun için temel-ANA ÖZELLikleri;
YARATANına ->Mutlaka Muhtaç, Mutlaka Mecbur, Mutlaka Me’mur, Mutlaka Mahkumdur..
Bedele-Kıyasa-Şarta-Sebebe dayanmaya da->Mutlaka Muhtaç, Mutlaka Mecbur, Mutlaka Me’mur, Mutlaka Mahkumdur..
Âdemoğlunun Gölge VARlığı -> İ’tibarî-İzafî, Var-Yok, İyi-Kötü, Güzel-Çirkin, Doğru-Eğri, Işık-Karanlık, Nur-Nekre, İlm-Cehl, âlim-Câhil, Hak-Bâtıl, Hayr-Şer İKİliklerinden birini TERCİHede->Mutlaka Muhtaç, Mutlaka Mecbur, Mutlaka Me’mur, Mutlaka Mahkumdur..

ÂDEM.. hemze-del-mim.. Akleden, tasavvur-hayal eden, düşünen ve konuşan.. yatkınlık-iç-ünsiyyet-insaniyyet..

وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Resim---Ve iz kâle rabbuke lil melâiketi innî câilun fîl ardı halîfeh(halîfeten), kâlû e tec’alu fîhâ men yufsidu fîhâ ve yesfikud dimâ(dimâe), ve nahnu nusebbihu bi hamdike ve nukaddisu lek(leke), kâle innî a’lemu mâ lâ tâ’lemûn: Ve Rabbin meleklere: “Muhakkak ki Ben yeryüzünde bir halife kılacağım.” demişti. (Melekler de): “Orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birisini mi yaratacaksın? Biz Seni, hamd ile tesbih ve seni takdis ediyoruz.” dediler. (Rabbin de): “Muhakkak ki ben, sizin bilmediklerinizi bilirim.” buyurdu.” (Bakara 2/30)

iniş-selâmet-berket…

قِيلَ يَا نُوحُ اهْبِطْ بِسَلاَمٍ مِّنَّا وَبَركَاتٍ عَلَيْكَ وَعَلَى أُمَمٍ مِّمَّن مَّعَكَ وَأُمَمٌ سَنُمَتِّعُهُمْ ثُمَّ يَمَسُّهُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٌ
Resim---Kîle yâ nûhuhbıt bi selâmin minnâ ve berekâtin aleyke ve alâ umemin mimmen meâk(meâke), ve umemun se numettiuhum summe yemessuhum minnâ azâbun elîm: (Şöyle) denildi: “Ey Nuh, sana ve seninle beraber olan ümmetlere (toplumlara) Bizden bir selâmetle, bereketlerle in! Ve (bazı) ümmetler (olacak ki), onları metalandıracağız (faydalandıracağız). Sonra onlara Bizden elîm (acı) azap dokunacak.” (Hûd 11/48)

Âdemiyyet bir TüMMdür-Bütündür..
Küllî RUH -> Ceberrut Âlemi..
KüLlî NEFS -> Âdemiyyet -> Âdem (Etken-TüMMleyen) ve HaVVa (Edilgen-TaMMlayan)
Âdem (Etken-TüMMleyen) ->TeVhiD-Tekvin.. NûR-u CîM
HaVVa (Edilgen-TaMMlayan) -> Tafsil-Tecessüm.. NûR-u Mim..

Kur'ân-ı Kerimde “ey Âdemoğlu!” (Âl-i İmrân 3/ buyurulurken İslam Dininde Erkeğe tâbi olan Kadın da dahildir-içindedir!. Çünki, Âdem (Etken-TüMMleyen) ve HaVVa (Edilgen-TaMMlayan) TeK-BiR Nefstir..yani Olmazsa Olmazlarıdırlar.. ve Kıyamda tekrar EŞ-l-EŞ-eceklerdir..

Ey Âdemoğlu!.:
A’râf 7/26, 27, 31, 35, 172…

يَا بَنِي آدَمَ إِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ رُسُلٌ مِّنكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ آيَاتِي فَمَنِ اتَّقَى وَأَصْلَحَ فَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
Resim---''Yâ benî âdeme immâ ye’tiyennekum rusulun minkum yekussûne aleykum âyâtî fe menittekâ ve asleha fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn: Ey Âdemoğulları! Sizin içinizden, size âyetlerimi anlatan (kıssa eden) resûller geldiği zaman, bundan sonra kim takva sahibi olur ve nefsini ıslâh ederse (nefs tezkiyesi yaparsa), artık onlara korku yoktur. Ve onlar mahzun olmazlar.” (A’râf 7/35)

وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنِي آدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُم مِّنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَى كَثِيرٍ مِّمَّنْ خَلَقْنَا تَفْضِيلاً
Resim---''Ve lekad kerremnâ benî âdeme ve hamelnâhum fîl berri vel bahri ve razaknâhum minet tayyibâti ve faddalnâhum alâ kesîrin mimmen halaknâ tafdîlâ: Ve andolsun ki; Âdemoğlunu kerem sahibi-mükerrem (şerefli) kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Ve onları helâl şeylerden rızıklandırdık. Ve onları yarattıklarımızın çoğundan fazilet (açısından) üstün kıldık.” (İsrâ 17/70)

أَلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَن لَّا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ
Resim---''E lem a’had ileykum yâ benî âdeme en lâ ta’budûş şeytân(şeytâne), innehu lekum aduvvun mubîn: Ey Âdemoğulları! Ben, sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki o (şeytan), size apaçık bir düşmandır.(YâSîn 36/60)

Âdem.. Havva.. Meryem.. İsâ.. aleyhumu's-selâm…
Yartılışları Bedenden RUH akada AKLen farklıdır..
Âdem aleyhi's-selâm -> Babası-ANAsı Aklen yok..
Havva aleyha's-selâm -> Babası var-ANAsı Aklen yok..
İsâ aleyhi's-selâm -> ANAsı var Babası Aklen yok..
MeryeM aleyha's-selâm -> ANAsı da Babası da Aklen var..

يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُواْ رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيرًا وَنِسَاء وَاتَّقُواْ اللّهَ الَّذِي تَسَاءلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا
Resim---''Yâ eyyuhân nâsuttekû rabbekumullezî halakakum min nefsin vâhidetin ve halaka minhâ zevcehâ ve besse minhumâ ricâlen kesîran ve nisââ(nisâen), vettekûllâhellezî tesâelûne bihî vel erhâm(erhâme). İnnallâhe kâne aleykum rakîbâ: Ey insanlar, Rabbiniz'e karşı takva sahibi olun. O ki, sizi bir tek nefsten (Âdem Aleyhis selâm'dan) yarattı. Ve ondan zevcesini yarattı ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yaydı. Ve O'nunla (O'nun adı ile) birbirinize dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı takva sahibi olun ve rahimlerden (akrabalık haklarından) sakının. Muhakkak ki Allah, sizin üzerinizde murakıbtır (sizi kontrol edendir).(Nisâ 4/1)

إِنَّ مَثَلَ عِيسَى عِندَ اللّهِ كَمَثَلِ آدَمَ خَلَقَهُ مِن تُرَابٍ ثِمَّ قَالَ لَهُ كُن فَيَكُونُ
Resim---''İnne mesele îsâ indallâhi ke meseli âdem(âdeme), halakahu min turâbin summe kâle lehu kun fe yekûn: Muhakkak ki Allah'ın indinde (nezdinde) Hz. Îsâ'nın durumu, Hz. Âdem'in durumu (yaratılışı) gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi ( ve o oldu).(Âl-i İmrân 3/59)

Esas ANLAşılması gerken ise:

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “ALLAH celle celâluhu ÂDEM’i KENDİ Sûretinde yaratmıştır” buyurmuştur.
(Buhar’i; Müslim; İ.Ahmed; Feyzu’l- Kadir c:III shf:447)

Rububiyyet-Ubudiyyet ilişkisinde insan aklı hep sorular sorar durur:

Resim---Ashab-ı Güzîn soruyor Mürşid-i Mutlak MuhaMMed Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme: “yaratıklarını yaratmadan önce RABBımız nerdeydi?”
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “ALTında ve ÜSTünde Hava olmayan A’madaydı. ARŞ’ı da SU-yun ÜSTündeydi!” buyurmuştur.
(Tirmizî, Câmi’ Tefsir c:VIII shf:280; İbn Mâce, Mukaddime c:I shf:64; İ. Ahmedd, Müsned c:IV shf:11)

A’ma.. Ahadiyyet Bilinemzliği-Ulaşılamazlığı-Gizliliği-AKLa KÖRlüğü..
A’ma.. Kör. kafa gözü görmeyen körler.
ÜMM: ANNe..Rahim A’mamızın Göbek BAĞI ANAmız..
ÜMMî: Ahadiyyet A’masından Haber getiren Nebiyyu’l- ÜMMî MuhaMMed aleyhi's-selâm.
ÜMMî: bu gerçeği göremeyen manevi körler, câhil, bilgisizler…
ÜMMî: Sinanı ÜMMî kaddesallahu sırrahu gibiHakikat-ı MuhaMMediyyenin zâhir-Bâtın DeLLâlları.. Hak Âşıklar..
UMM: Asıl, esas. Başlıca olan şey. Hep, bütün, cümle, herkes..

Ubudiyyet TeCELLîsinde; NûR-u MîM-MuhaMMed ->UMMdur.
Bütün Kur’ân “lüb-ÖZ” gibi Rasûlullah SALLallâhu aleyhi ve SELLem’in yüreğidir ve oradan çıkmakta zâten ŞeÂNullahta her ÂN.
“Kâinat” desem, İLK yaratılan ve ÜMM-ANA OL-AN NOKTA -> Nur-u MuhaMMed’dir. Her şey oraya gidecektir.

Resim---Câbir radiyallâhu anhu: "Babam anam sana feda olsun ya Resulullah, Allah'ın eşyadan önce yarattığı ilk şeyin ne olduğunu bana haber ver" dedim: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle dedi: Ey Câbir! ALLAH Teâlâ, eşyâyı yaratmadan evvel kendi nûrundan senin nebinin nûrunu yarattı. Bu nur, ALLAH'ın dilediği şekilde onun kudretiyle deveran ediyordu. Bu vakitte, Levh, Kalem, Cennet, Cehennem, Mülk, Semâ, Yer, Güneş, Ay, Cin ve İnsan ortalarda yoktu.
Ne zaman ki ALLAH, mahlûkatı yaratmayı diledi; bu nûru dört parçaya böldü. Birinci bölümden kalemi, ikincisinden levh'i, üçüncüsünden de Arş'ı yarattı. Sonra da dördüncü bölümü tekrar dört parçaya ayırdı. Bunun ilk parçasından Hameletu'l-Arş'ı, ikincisinden Kürsi'yi, üçüncüsünden de kalan melekleri yarattı. Sonra da dördüncü parçayı tekrar dört kısma ayırdı. Bunların ilkinden gökleri, ikincisinden yerleri; üçüncüsünden de Cennet'i ve Cehennem'i yarattı. Dördüncü kısmı tekrar dörde böldü. Birinci bölümle müminlerin gözlerinin nûrunu, ikincisiyle ma'rifetullah (ALLAH bilgisi) olan kalblerin nûrunu, üçüncüsüyle de Kelime-i Tevhîdi yarattı".

(Aclûnî'nin Keşful-Hafâ’da naklettiği bu hadisi Abdurrezzak, İbn Câbir'den rivâyet etmiştir. Aclûnî, Mevâhib'de de hadisin aynı şekilde rivâyet edildiğini kaydetmektedir.)

Eflâk-Felekler-Âlemler Nûr-u Mimden yaratılan ALLAHın Nurlarıdır..

وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا رَحْمَةً لِّلْعَالَمِينَ
Resim---Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn (âlemîne): (Rasûlum!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”
(Enbiyâ 21/107)

Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, Hadis-i Kudsî de ALLAH celle celâluhu: “Levlâke levlâke Lema halaktü’l-eflâk: Sen olmasaydın, sen olmasaydın Ben âlemi yaratmazdım” buyurdu.
(Suyutî’nin El-Leâli’l-Masnûa; Aliyyü’l-Kârî’nin El-Esrâru’l-Merfûa ve diğer bir eseri olan Şerhü’ş-Şifâ; Şevkânî’nin El-Fevâidü’l-Mecmûa; Hâfız Aclunî’nin Keşfü’l-Hafâ; Muhammed Said Zalûl’ün Tahkîk; İmam-ı Nevevî’nin El-Ezkâr adlı eserlerinde kayıtlıdır. Diğer yandan Mevlânâ Câmî, Ahmed-i Cezerî, Mevlânâ Hâlid, İmam-ı Rabbânî, Bedîüzzaman Said Nursî gibi nice İslâm âlimleri bu hadis-i kudsîyi eserlerine alıp tevhid inancına uygun izahlar getirmişlerdir.)

Yaratılışı ZeVK ü HAZZetmek MuhaMMedî Yürek İşidir..
Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAH var idi ve ALLAH’tan başka bir şey mevcut değildi.” buyurdu.
(Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1317)

Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “ALLAH’ın yarattığı şeylerin ilki, benim nûrumdur.” buyurdu.
(Aclûnî, Keşfü’l- Hafâ 1, 309, 311, 827, İmam Suyutî, Kastalanî)

NeFHa-yı rahmÂN -> A’ma (zât-asl) -> UMM (ilk zarf-fasl)-> SaYFa-yı RaHîM…
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: ALLAH celle celâluhu: “Ben kenz-i mahfi-gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim, mahlukatı yarattım.” buyurdu.

Bu Hadis-i Kudsînin kaynakları şöyledir:
1. Ed-Dürerü’l-Müntesire, Celalettin-i Suyuti,125
2. El-Esraru’l-Merfua, Aliyyu’l-Kâri, 273
3. Aclunî , Keşfu’l-Hafa, Aclunî, 2:133
4. El-Fetevâ, El-Halîlî, 1:72
5. Mesnevi, Celâleddin-i Rumî, 5:104
6. Divan-ı Mevlânâ Câmî, 37
7. Divân-ı Niyaz-i Mısrî, 2
8. Divân-ı Şeyh Ahmet Cezerî, 1:190
9. İşârâtu’l-İ’câz, Bediüzzaman Said Nursi, 23..


وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Resim---Ve mâ halaktul cinne vel inse illâ li ya'budûni: Ve Ben, insanları ve cinleri (başka bir şey için değil, sadece) Bana kul olsunlar diye yarattım.” (Zâriyat 51/56)

RaBBî İstivâgâh<-mâSİVÂ->UMM-ResuLî İstikâmetGâh..
mâSİVÂ.. SİVÂ..

SüNNetULLAHta SiStemULLAH:
A’mavî (RaBBî) -> ARŞî (RahmANî) -> SeMÂvî (Rahimî) -> ARZî (Mâlikî) -> UMuMî (Ubudî)-her ZeRRede-KüRRede..
A’mavî (RaBBî):
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “ALTında ve ÜSTünde Hava olmayan A’madaydı. ARŞ’ı da SU-yun ÜSTündeydi!” buyurmuştur.
(Tirmizî, Câmi’ Tefsir c:VIII shf:280; İbn Mâce, Mukaddime c:I shf:64; İ. Ahmedd, Müsned c:IV shf:11)

ARŞî (RahmANî):

الرَّحْمَنُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَى
Resim---Er rahmânu alel arşistevâ: Rahman (olan Allah) arşa istiva etmiştir.” (TâHâ 20/5)

SeMÂvî (Rahimî):
( يَنْزِلُ رَبُّنَا I كُلَّ لَيْلَةٍ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا حِينَ يَبْقَى ثُلُثُ اللَّيْلِ اْلآخِرُ يَقُولُ مَنْ يَدْعُونِي فَأَسْتَجِيبَ لَهُ مَنْ يَسْأَلُنِي فَأُعْطِيَهُ مَنْ يَسْتَغْفِرُنِي فَأَغْفِرَ لَهُحتى يطلع الفجر. )
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Rabbimiz her gece, gecenin son üçte birinde dünya semasına iner ve şöyle buyurur:
“Bana dua edene icâbet ederim, benden isteyene veririm, benden bağışlanmayı dileyeni bağışlarım” bu, fecir doğana kadar böyle devam eder.”

(Buhârî, (7494) ve Müslim, (758). Otuz kadar sahâbeden rivayet edilmiştir. Bkz. Darekutnî, Kitâbu’n-Nuzûl; Ãcurrî, eş-Şeri‘a; İbn Huzeyme, et-Tevhîd; Taberânî, ed-Du‘a; Mecma‘u’z-Zevâ’id, ve Me‘âricu’l-Kabul, (1/166).

Bazı rivâyetlerindeki lafzında: “Sonra yükselir” şeklinde gelir.
Bu ziyâdeyi Ebû ‘Avane, Müsned’inde (2/288-289) ve Darekutnî, Kitâbu’n-Nuzûl, (133 no 55) rivayet etmişlerdir. İsnadı sahihtir…


ARZî (Mâlikî):
هُوَ الَّذِي يُصَوِّرُكُمْ فِي الأَرْحَامِ كَيْفَ يَشَاء لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Resim---Huvellezî yusavvirukum fîl erhâmi keyfe yeşâ’(yeşâu), lâ ilâhe illâ huvel azîzul hakîm: O (Allah) ki, rahimlerde sizi dilediği gibi tasvir eder (şekil verir). O'ndan başka ilâh yoktur. O Azîz'dir, Hakîm'dir.” (Âl-i İmrân 3/6)

UMuMî (Ubudî)-her ZeRRede-KüRRede..:

وَالَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا لَّهُمْ فِيهَا أَزْوَاجٌ مُّطَهَّرَةٌ وَنُدْخِلُهُمْ ظِلاًّ ظَلِيلاً
Resim---Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti se nudhıluhum cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden). Lehum fîhâ ezvâcun mutahharatun, ve nudhıluhum zıllen zalîlâ: İman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Onda onlar için tertemiz kılınmış eşler vardır. Ve onları, 'ne sıcak-ne soğuk, tam kararında gölgeliğe' sokacağız.” (Nisâ 4/57)

Aziz kardeşlerim, mesleyi ANLAmaya çalışmaktayız..
UMM.. elif-mim-mim.. Akl-ı küll.. Asl.. Menba’.. Merci’.. Kuşatıcı-yutucu..
UMM-> Rahimiyyet tafsilidir.. yaratış-zuhur-oluşma-aktarma-değişme mahalli…
Ummu’l- Kur'ân.. Ummu’l- Kurâ.. Umm-ü Musâ.. Umm-ü İsâ…
KÛN (Rahmanîyyet) -> feyeKÛN (Rahimîyyet)
Güneş ve olup-olmamasındaki Gündüz-Gece gibi..
Gündüz Gecenin ANAsı.. Gece Gündüzün ANAsıdır..
Kevniyette -> Âdem Havvanın, Havva da Âdemin Anası gibidir.. elÂN da..
Rahmanîyyet (Etken-Eril-Tohum- Mücmel-BİLme- Baba gibi) <- NEFS -> Rahimîyyet (Edilgen-Etkilenen-Dişil-Tarla-Mufassal-YAPaBİLme-ANA gibi)..

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Müminin kalbi Rahmanın iki parmağı arasındadır” buyurmuştur.
(İbn. Hanbel.. 11/173. IV/419)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Şüphesiz ki, bütün Âdemoğullarının kalbleri bîr kalb gibi Rahmanın parmaklarından iki parmak arasındadır. Onu dilediği yere çevirir.”
Bundan sonra Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allahım! Ey kalbleri çeviren! Bizim kalblerimizi taâtına çevir!” diye dua etmiştir.
(Müslim, Sahih, Kader bölümünde)

Etkensiz Edilgen->DOĞurmamış DİŞİdir.. ÜREten-Doğuran-Edilgen ANAdır..
Bakınız; Nafha-yı RahmÂN (KONUŞturan) -> UMM-MeryeM (SUSan) -> İSÂ (Konuşan KELİme)..
YAPaBİLme (Ana) ÖZELLiğine (UMM) a SAHİB OLMayan BİLgi (Baba) ÖLÜdür..
Kur'ân-ı Kerimde Üzerinde düşünülecek bir husus da: Melekle (Baba) -> Felekler (Ana)…

eBB <- ÇOCUK -> UMM
eBB -> BeBenin hayy-Akıl-can tohumu-lâmekÂN Ruh kaynağı
UMM -> BeBenin Beden Tarlası-kan-ten-Cisim-mekÂN Kaynağı ve kapısı..
iSâ aleyhi's-selâm “İsâ ibni Meryem” buyrularak ANAya nisbet edilmktedir Kur'ân-ı Kerimde.
Ve İslam İnsanoğlu kabre konulunca Telkin verilirken ANA İsmiyle çağrılır: “Meryemden doğma İsâ!” gibi…
eBB.. EBû.. Kur'ân-ı Kerimde Ebb İnsana tamlayandır.. Ebu’l- Beşer..
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön