ZüL- CeLÂLi veL- İkram

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

ZüL- CeLÂLi veL- İkram

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Zü’L- CeLÂLi ve’L- İkram HUu!.

Yâ CEMîLu!. Yâ CEBBÂRu!.
Yâ HÂDÎyyu!. Yâ HAFÎyyu!.
Yâ GANÎYyu!. Yâ GAFFÂRu!.
Yâ AFÜVvu!. Yâ HAYyu’l- HUu!.

ZEVK 8110

Yâ VELÎYyu!. Yâ VEHHÂBu!. ->Yâ SETTÂRu!. ->Yâ SELÂMu!.
Yâ VÂSİ'yyu!. Yâ VÂKİYyu!. ->Yâ VÂRİSu!. ->Yâ Et TÂMMu!.
Yâ KEFÎLu!. Yâ KÂFİYyu!.
Yâ LATÎFu!. Yâ VEDÛDu!.
Zu'L- KUVVetu!. EL KAVÎYyu!. Zu'L- CELÂLi Ve'L- İKRÂM HUu!.


19.04.17 12:09
brsbrsmm..tktktrstkkmdzamÂNn..


CeLÂL’inden İKrâm Eden Zü’L- CeLÂLi ve’L- İkram HUu!. celle celâlihu…

Zül; sahibi demektir, sahib oluştur Arapçada.
Zü’L- CeLâL , Celâl sahibi olandır. Celâle sahib olandır.
Ve’l- İkram, ikrama da sahib olandır.
Cenâb-ı Hakk ALLAH celle celâlihu, Celâlinden İkram eder dâima.
Gübreden Gülü çıkarır. Boktan Bostan yetiştirir..
Hamile bir kadın, kıyamet koparır “bir daha doğurursam” diye yeminler eder. Ama çocuğunu kucağına aldığı zaman CemâL olur.
Bu ÂLeM ZIDların ZEVKi ÂLeMidir. Her şey ZIDDıyla TESVİYE edildiğinde ancak TEVHİD olur.
LÂ İLÂHE, İnkârdır. İLLALLAH, İkrârdır. İKİsi beraber, BİZ BİR-İZde ŞEHÂDETtir.
Birini çıkarırsanız, İnkârsız İkrâr şehâdet değildir..
İKİsini SEVİYEliyeceksiniz. MuhaMMedî SEVİYEye getireceksiniz.
Birini öldürmeyeceksiniz. Birini kaldırmayacaksınız. SEVİYELEyeceksiniz o kadar..

Şey: Bir Şey
Şeyun: Çok şey
ŞEY-t-ÂN: İKİ-Lik..

NEFSin; bu ÂLEMde KULLuk İmtihanı gereği, RABBlığa HEVESliğini ve İLÂHlığa yatkın HEVÂsını, MuhaMMedî EDEB-İLiM-İRFÂN-ERKÂN ile MüsLümÂN Ediştir.. Kur'ÂN-ı Kerîmi Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’den DUY!uş ve UY!uştur..

Resim

Resim---Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem de: "Sizden her birinizin bir şeytanı vardır. Evet, benim de şeytanım var, fakat ALLAHu Teâlâ bana yardım etti ve şeytanım müslüman oldu, bana yalnız iyiliği emr eder!" buyurdu.
(İbn-i Mes'ud’dan; Müslim)

Körü körüne ATEŞe düşman olup da gerek yok demeyeceksiniz, bu HAYatta ATEŞ lâzım ve lâyık olan bir imkândır..
ATEŞ 37 0c derecede Rahîm CeNNetidir.
40 derece de Cahîm CeheNNemidir.. YANDIRıcı CeheNNemdir Kur'ÂN-ı Kerîmizdeki.
30 derecede Sıtma Hastalığıdır. Bu da Zemharira Cehenemidir.. DONDURucu CeheNNem Kur'ÂN-ı Kerîmizdeki.
Oysa ATEŞ-ISI, 37 derecede Nâim CeNNetidir Kur'ÂN-ı Kerîmizdeki.. “Berden SeLÂMen”
Hepimizin VüCÛD ISIsına bir bakın lütfen!.

KuLLuk İmtihânında MuhaMMedî MeLÂMet YOLUmuzda;
BEDENin TERBİYEsi
NEFSin TESVİYEsi
KALBin TASFİYEsi
RÛHun TECLİYEsi Temel ESAStır..

Zü’L- CeLâL i Ve’l- İkram..
Buradaki İkramda, ikramdan El Kerîm Esmâsı var. En Kerîmin En İkramı..
Aşağıda ise El CeLâL, El CeLîL ve El CeLâL esmâları var.
Zü’L- CeLâL i, Celâl CeLîLdendir çünkü. Bu esmâlarımıza bir bakalım İnşâe ALLAHu TeÂLÂ..
CeLîL, CeLâLette, muhkemlikte, metânette, selâmette oluştur.
Yâni şu ÂNda mevcûd ve gelecekte potansiyel GÜCünde mertebesi kimseye ihtiyaç olmayandır. Daha doğrusu LÂNET ve LÜTUF CEM’i yapabilendir.
Yaptığı zaman “Lâm”’ın biriyle LÂNET yapabilir.
Diğer “Lâm”la HALİFElik LUTFedebilir. Bu imkanı var yâni.
Bunu, CÂNa ve CihÂNa, CÂNa ve CİSMe CEM’ edebilir..
Bu GÜCü olan demektir CeLîL.. Onun için de çift “Lâm” taşıdığı için benim anladığımı söylüyorum, ATEŞlidir.. Tehlikedir CeLâL celle celâlihu İsmi.
El Celâl celle celâlihu İsmi için tehlikeden kasdım, dikkat edilmesi gereken bir tecellîdir!. Neden?.
Her kime tecellî ettiyse o işi yaptırır. Onun için şu kâinâtta insan dışında varlıklar, bitki ve hayvan âleminde hiçbir varlık bu tecelli-kendi programlarının dışına katiyyen çıkamazlar ve bir TERCİH Hakkı tanınmamıştır.. Ancak ve ancak kendilerine tanınan-yüklenen proğramlarını yaşarlar..
Öldürseniz de, bir köpeğe koyunluk yaptıramazsınız. Ya da, Sahrada aslanlara silah verip ceylan AVlatamazsınıız!. Sistemde değişiklik yaptıramazsınız!.

Bu İlahî Hükümden yalnıca İNSANoğlu hariçtir.. Çünkü ona, EmÂNet-TüMM EsMâLar-AkıL yüklenmiş, kabuletmiş.. ve Bu İLK SÖZünü bu İmkÂNla İmtihÂN ÂLeMinde İsbat edip ŞeHÂDete Şâhid olma çabasındadır..

Zü’L- CeLâL .. CeLâL.. Cenâb-ı HAKk celle celâlihu; her ÂN, ŞE’ÂNULLAHta SüNNEtuLLAHı üzere, Kahrının, Azametinin tecellîsini tüm varlık üzerine tecellî etttirip durmaktadır.. Tecellî-Tecellâ diyoruz bak. Tecellî de bu anlamdadır ki, İlâhi Kudretin meydana çıkması, görünmesidir zâten.
Menfi ya da Müsbet her ne yapıyorsa MUTLAKa yapar anlamındadır.
Tecellî de, CELÂL Kökündendir demek istiyorum.
Celâl tecellîsi ile İKRAMını edendir Zü’L- CeLâL i ve’l- İkram..
Bu ÂLeMde bunun kuralı ise EMRuLLaH’a Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem gibi Uyuştur bu ise LÜTUFtur..
Aksi hâlde, CeLâL hemen LÂNET olarak tecellî eder.
Bizim elimizde bir kablo var ucu açık.
EMRuLLaH Kur'ÂN-ı Kerîm SÖZü, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem SESiyle buyuruyor ki: “SonUÇuna fiş tak ve kullan!. ALLAH celle celâlihu Sana CERyÂN İkram edecek!.”
Ham Akıllı NEFS de diyor ki: “Ne gerek var fişe!. Ben alırım elime!.”
Aldığı zamanda ne oluyor?. Sanki LÂNET gibi müthiş bir YOK ediş-Nikmet-Nursuzluk olur.
Oysa LÜTUFtu, Ni’metti ki, bu Âlemde işe yarayacaktı!.

Şunu demek istiyorum, “CeLâL”deki Lütuf kurallara bağlıdır.
Tersi, negatifi ise kuralsızlıktan dolayıdır. İkramı da böyledir çünkü.
Ateşi normal kullandığınızda ısınırsınız.. Aksi takdirde ise, evi yakarsınız.
CeLâL Tecellîsidir bütün bunlar. Onu anlatmaya çalışıyorum.
Ateş ocakta aşı pişirir ama, tersi olduğunda insanı yakar.
İnkar edene CeLâL Tecellîsi, ikrar edene CemÂL Tecellîsi, İkinci Lâm MuhaMMedîyet kazanır CemâL’e dönüşür. Lütuf kabul edene ve İlahî Kurala uyana, derhal ve AYNen, elektrik gibi bakmışsınız IŞIK olmuş, Âletleri çalıştırıyor.
MuhaMMedî Lütufa dönüş, MuhaMMedîyete dönüşür .
Oradaki Lânet Tecellîsi kalkar, yerine MuhaMMedî Lütuf ki, BİZim işimize yarayacak, fiilen hayatta kullanabileceğimiz hale ki, CemâLe getirir.
Cenâb-ı Hakk celle celâlihu’nun CeLâLet Sahibi oluşu, Azim Mertebesi anlaşılamaz.. Ancak oluşuna CeLâL denir..
Bir yanda CeLâL bir yanda İkram. CeLâL Lütuf ve İhsanla Tecellî edişidir Cenâb-ı HAKk’ın..
Kahren gelir “Lânet” olarak.. Lütfen de gelir “Lütuf” olarak.. Bunun ikisi de CeLâLle gelir..
Lâzım ve Lâyık olana gelir, kim lâyıksa, kime lâzımsa o, o’nu bulur.
Bu, tıpkı bu NAR-NUR Tecellîsi gibidir.
Tersi NÂR haline dönüşür.. Normali ise NÛR-İkram haline dönüşür..
Bizim MuhaMMedî Tasavvuf Âlemimizde, “Terhib/Korkutma –Tergib/ Rağbet ettirme” dediğimiz korku ve rağbet, Tenzir/Uyarma-Tebşir/Müjdeleme, Havf/Korku – Recâ/Ümit ile ancak bu CeLâL Tecellîsinden korunulur..
Recâ ile CemâL Tecellîsine Rıza ve İHSaNuLLaH aranır..

HAFV-ü-RecÂ.. Bunun için zâten CeLâLin ters geleninden LÂNETİnden havf eder, recâ eder ki CEMÂL doğsun. Havf-u Recâ bu demektir. Ve önemli bir şeydir..
Aşk u Cezbe.. Zühd ü Takvâ.. Sıdk u Huşû.. Havf u Recâ..
Bunlar Kâbenin dört yüzü gibidir MuhaMMedî Tasavvuf Âlemimizde. Ve havf u Recâ da çok önemlidir..

MuhaMMedî MeLâmet Yolumuz böyledir çünkü..
MuhaMMedî MELÂMî:
“Bir kişi af olmayacak desen: “O benim!.” der. Ve KORKar.
“Bir kişi affedilecekmiş desen: “O benim!.” der. Ve Umar..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ZüL- CeLÂLi veL- İkram

Mesaj gönderen kulihvani »

İşte CeLâL Tecellîsi, böyledir.. CeLâL Esmâsı böyle bir esmâdır ki, araya CÂNı sokarsın.. “İkİ Lâm”ın arasına.. bu da olabilir, bu da olabilir. Şaşar kalır insan AKLı..
Bir yüzünde Firavun, bir yüzünde Musa aleyhisselâm var gibi.. araya girer.. Çünkü CeLâL Tecellîsi zor tecellîdir. Onu demek istiyorum.
Onun için “celle celâlihu” deriz “ALLAH”a..
Çünkü “ALLAH”’ta da “çift Lâm” vardır. Harf-i tÂRİFsiz Esmâdır demek istiyorum..
Onuniçin sonuna “celle celâlihu” getiririz.. soyadı gibi hâşâ...
CeLâL Tecellîsi, korkulan bir tecellîdir.
Bize çok bağlıdır ve bizim de Mutmâin KULLuk Ayarımız tam olmadığı için korkmamız gereken bir tecellîdir..

Zü’l- İkram.. ALLAHu Zü’L- CeLÂL insanoğlunu MüKeRReM/İkram olunmuş kılmıştır..

وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَنِي آدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُم مِّنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَى كَثِيرٍ مِّمَّنْ خَلَقْنَا تَفْضِيلاً
"Ve lekad kerremnâ benî âdeme ve hamelnâhum fî’l- berri ve’l- bahri ve razaknâhum mine’t- tayyibâti ve faddalnâhum alâ kesîrin mimmen halaknâ tafdîlâ (tafdîlen).: “Ve andolsun ki; Âdemoğlunu kerem sahibi (şerefli) kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Ve onları helâl şeylerden rızıklandırdık. Ve onları yarattıklarımızın çoğundan fazilet (açısından) üstün kıldık.” (İsrâ 17/70)

“And olsun ki insanoğlunu mükerrem kıldık!.”
Halbuki Kerem sahibi, El Kerîm olan ALLAHu Zü’L- CeLÂL’in kendisidir..
Ama tÜMM Esmâlarını/AKLı yüklediği/Halifesi kıldığı “İnsÂN”a bu Esmâ-Sıfatından da yüklemiştir..
Maddî-Manevî bütün ni’metleri İmkÂN Âleminde, İmtihÂN için İnsÂNa vermektedir..
İnsÂNoğLunun KULLuk İmtihÂN ında;
Tahkikî Tevhidi, BİLip, BULup, OLup, ANLAyıp, YAŞAyıp, ŞÂHİDi olup da Mahşer Hesabına gelmeyi emreder..
İmkÂNla İmtihÂN ederken İKRAM ettiği bütün maddî manevî tüm ni’metlerin karşılığında hesaba çeker..
Ve.. karşılıksız vermiştir bunları zâten..
Ve sonsuz, sınırsız, sayılamayacak bu ni’metlerinin tümünü; ikram sahibi, kerem sahibi El Kerîm olan Allahu Zü’L- CeLÂL veripdurmaktadır El ÂN…

Zü’L- CeLâL i Ve’l- İkram Esmâsı Kur’ân-ı Kerimimizde Rahmân Sûresinde iki kere geçmektedir:

وَيَبْقَى وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ
"Ve yebkâ vechu rabbike zû’l- celâli ve’l- ikrâm (ikrâmi).: Ve celâl ve ikram sahibi Rabbinin Vechi (Zâtı) bâki kalacaktır.” (Rahmân 55/27)

تَبَارَكَ اسْمُ رَبِّكَ ذِي الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ
"Tebârakesmu rabbike zî’l- celâli ve’l- ikrâm (ikrâmi).: Celâl ve İkram Sahibi Rabbinin İsmi Mübarek’tir (Çok Yüce’dir).” (Rahmân 55/78)

فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
"Fe bi eyyi âlâi rabbikumâ tukezzibân (tukezzibâni).: O halde siz (akıl sahibi insan ve cin toplumu), Rabbinizin hangi ni’metlerini yalanlıyorsunuz?” (Rahmân 55/28)

Zü’L- CeLâL i Ve’l- İkram olarak geçer zâten orda da, siz bu ni’metlerden hangilerini yalanlıyorsunuz?
Niye iki tane? Maddî manevî, Zâhir- Bâtın verilenler.
İnsana verilenler. Ya da AKIL ve NAKİL. Bunlar da insana ni’mettir.
AKLımızın oluşu da bir ni’mettir.
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi Vessellem’in NAKLi getirişi de bir ni’mettir.
AKIL kendini BİLip-TANıyıp, RABBini BİLip-TANıyacaktı.
AKIL, KENDİni BİLecekti. NAKLi BULacaktı.
BİRLİKte OLacaktı. ŞEHÂDET edecekti ve YAŞAyacaktı.
Şu ANda El Hayy olan ALLAHu Zü’L- CeLÂLin HAYy OLan ŞÂHİDİ OLacaktı.
Bu bakımdan da Zü’L- CeLâL i ve’l- İkramı düşünmemiz gerekir.
Zü’L- CeLâLi ve’l- İkram kendisi de öyledir. Onu demek istiyorum.
LÂ İLÂHE İLLALLAH gibidir. Celâl, “Lâ İLâhe” gibi temizleyendir.
İLLALLAH, İKRAMdır zâten. TEVHİD gibidir bu Esmâ..
Yâni mânâ bakımından söylüyorum.
El CeLîL ALLAH celle celâlihu; mutlak kendi güç, kuvvetinde Lânet ediş ve Lütuf verişte en büyük olan yüce Allahu Zü’L- CeLÂLdir..
CeLâL de, CeLîL gibidir. Kayıdsız, kuyudsuz Azamet ve Celâliyet.. Çok kadir kıymeti ve mertebesi olan anlamındadır..
Sonsuz kereminden ikramından kullarına; hadsiz-hesapsız, şükreden kullarına lütuf olarak, küfredene ise lânet olarak tecellî eden, celâliyet gösteren Allahu Zü’L- CeLÂL.. Çok dikkat etmek lâzım!.
Zü’L- CeLâL i Ve’l- İkram, şükredene Lütuf etmekte, küfredene Lânet etmek hakkının sahibi olan demektir..
Çünkü Celâliyette böyle bir şey vardır.. Neden?
İkramı, “İkramına nankörlük yapan, hainlik yapana CeheNNem yapacağım!” buyuruyor. Çünkü Kur'ÂN-ı Kerîmde çok âyetler vardır.
Öbürüne ne buyuruyor: “Dâru’s- Selâm yapacağım!.”

لَهُمْ دَارُ السَّلاَمِ عِندَ رَبِّهِمْ وَهُوَ وَلِيُّهُمْ بِمَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ
"Lehum dâru’s- selâmi inde rabbihim ve huve veliyyuhum bimâ kânû ya’melûn (ya’melûne).: Rab’lerinin katında onlar için selâm yurdu (teslim yurdu) vardır. Yapmış olduklarından dolayı, O (Allah), onların dostudur.”(En’âm 6/127)

وَاللّهُ يَدْعُو إِلَى دَارِ السَّلاَمِ وَيَهْدِي مَن يَشَاء إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
"Vallâhu yed'û ilâ dâri’s- selâm (selâmi), ve yehdî men yeşâu ilâ sırâtin mustekîm (mustekîmin).: Ve Allah, teslim (selâm) yurduna davet eder ve (teslim yurduna, Zat'ına ulaştırmayı) dilediği kimseyi, Sıratı Mustakîm'e ulaştırır.” (Yûnus 10/25)

Yaaa!. Buna çok dikkat etmemiz gerekiyor diye söylüyorum.
Bu aslında bizim üzerinde çalıştığımız EsmâuLLAH idi.. yâni bir zamanlar bunun üzerinde bayağı çalışmıştımm..

Burada İnsÂNoğLu, KULLukta kendisi TERCİH ve CÜZ’İ İRADE kullanıyor imtihÂNda..
İnsÂNoğLunun AKLı olduğu için, DUYduğu için TEBLİĞ, GÖRdüğü için KÂİNÂT karşısında kendisinin bir TERCİH YAPması gerekiyor..
Ve cüz’i irade kullanıyor. Yâni İLMen bildiği şeyi İRADE edebiliyor.
Karar veriyor İDRAK edip doruğa çekiyor tepeye ve İŞTİRAKe geçiriyor fiilen işleyerek KULLuk İmtihÂNı içinde yaşıyor..

Diğer varlıklarda böyle bir şey yoktur. Herkes kendi ana görevi ne ise onu sürekli işler.. yâni aksesuardır..
İmtihan kağıdı gibi, kâlem gibi herkes bir yerde kullanılmaktadır. İnsÂNoğLu KULLuk İmtihÂNında kullanılmaktadır..
Hür türlü varlığın bir VAR OLuş Sebebi vardır, hikmeti vardır ve de hakikaten onlar o işte kullanılırlar..

Burada “İCLÂL” kökü.. Celâlin de CemâLin de CeLîL inde temelinde olan “İCLÂL/Tekrim etmek.” kökü kullanılmıştır. Bu da çok önemlidir..
Yâni ALLAHu Zü’L- CeLÂL’in bütün Esmâları İnsÂNoğLuna hizmetteyken, çok az esmâ bildiğim kadarıyla şiddet esmâlarıdır. İntikam alıcıdır, kahredicidir, kahhardır, mâni’dir men eder..

ED- DÂRRU, EL- KÂBIZU, EL- KAHHÂRU, EL-KÂHİRU, EL- MÜMÎTÜ,
EL- MÂNİ'U, EL- MÜNTAKİMÜ ALLAH celle celâlihu…

Ed Dârru:
Resim

El Kâbizu:
Resim

El Kahhâru:
Resim

El Kâhiru:
Resim

El Mâniu:
Resim

El Mümît:
Resim

El Müntâkimü:
Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ZüL- CeLÂLi veL- İkram

Mesaj gönderen kulihvani »

Bu esmâları da KULun sapık tercihlerine göre kullanır. Kendi esmâlarıdır ALLAHu Zü’L- CeLÂLin ve Kur'ÂN-ı Kerîmde isyan edenlere çok ağır şekilde buyurur..
Allah intikam alıcıdır diye.. Tüm bunlar CeLâL TeceLLîsidir.

فَلاَ تَحْسَبَنَّ اللّهَ مُخْلِفَ وَعْدِهِ رُسُلَهُ إِنَّ اللّهَ عَزِيزٌ ذُو انْتِقَامٍ
"Fe lâ tahsebennallâhe muhlife va’dihî rusulehu, innallâhe azîzun zuntikâm (zuntikâmin).: Sakın Allah’ın, peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.” (İbrâhîm 14/47)

Yâni “CELÂL”i ciddiye almamak durumundayız.. ALLAHu Zü’L- CeLÂL bunu asla afvetmez!. Çünkü kendisine karşı saygısızlık yapılmıştır..

Ama benim bu hususta size söyleyeceğim şey “KemâL” da bununla ilgilidir. “CemâL” ile ilgilidir çünkü..
Bu olgunluğa erdiği zaman KemâL, CemâLe dönüşüyor ki, sizin olur artık..
Meyve vermiş bir ağaca dönersiniz, sizden artık CemâL fışkırır. CeLâL susar.
CemâLullah HAYata geçer… Muradullahı, Emrullahta İŞLeyenler CemâLullaha girerler..

Bir de, “CemâL”de bir şey daha vardır, MuhaMMed aleyhisselâmın güzellîği vardır. Onun için;

Hizmet ile dest-i KemâL..
Himmet ile seyr-i CemâL…

Nedir HiMMet?.
Himmet “çift Mim”-lidir. Zâhir ve Bâtın MuhaMMedî Lütfa ERmektir. Hakk olmasıdır. Bu ne demek?
VERenin de, ALanın da MuhaMMedî KuL-ÜMMet OLması lâzım.
Fişin de Pirizin de, ALanın da VERenin de.. EL-> ELe EL-> YEDULLAHa..

إِنَّ الَّذِينَ يُبَايِعُونَكَ إِنَّمَا يُبَايِعُونَ اللَّهَ يَدُ اللَّهِ فَوْقَ أَيْدِيهِمْ فَمَن نَّكَثَ فَإِنَّمَا يَنكُثُ عَلَى نَفْسِهِ وَمَنْ أَوْفَى بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللَّهَ فَسَيُؤْتِيهِ أَجْرًا عَظِيمًا
"İnnellezîne yubâyiûneke innemâ yubâyiûnallâh (yubâyiûnallâhe), YEDULLÂHi fevka eydîhim, fe men nekese fe innemâ yenkusu alâ nefsihî, ve men evfâ bi mâ âhede aleyhullâhe fe se yu’tîhi ecran azîmâ (azîmen).: Muhakkak ki onlar, sana tâbî oldukları zaman Allah’a tâbî olurlar. Onların ellerinin üzerinde (Allah senin bütün vücudunda tecellî ettiği için ellerinde de tecellî etmiş olduğundan) ALLAH’ın ELİ vardır. Bundan sonra kim (ahdini) bozarsa, o takdirde sadece kendi nefsi aleyhine bozar (Allah’a verdiği yeminleri, ahdleri yerine getirmediği için derecesini nakısa düşürür). Ve kim de Allah’a olan ahdlerine vefâ ederse (yeminini, misâkini ve ahdini yerine getirirse), o zaman ona en büyük mükâfat (ecir) verilecektir (cennet saadetine ve dünya saadetine erdirilecektir).” (Fetih 48/10)

Sana tâbî olup-biât edenlerin, ellerini ellerine verenlerin ellerinin üzerinde ALLAH’ın ELİ vardır!.”
Bu SENin ELinden ALLAHu Zü’L- CeLÂLin ELine kadar olan Zuhurat Zinciri MuhaMMedî ELLerdir.. Zuhuratın Zevki Zinciri..
Zü’L- CeLâL i Ve’l- İkram gerçekten muhteşemdir.
Daha fazla bilgi için muhammedinur sitemizde ana sayfamızdaki esmâlar var.
Orada esmâlarda Tirmizî’nin listesinde de vardır.
Hepisinde de vardır da. Orda üç tane liste vardır..

http://www.muhammedinur.com/esmalar.php

Tirmizî, İbn-i Mâce, İbn-i Hacer. İbn-i Hacer Kur’an-ı Kerîmdekileri tesbit etmiştir.
İbn-i Mace ve Tirmizi’de kendileri Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin hadisinden esmâlar getirmişlerdir.
Ama bunların tümü hadisle gelen 99 esmâlar, tekrarları birbirinden çıkardığımız zaman 140 esmâ kalmaktadır.
Bir zaman bu esmâlar üzerinde çalışmıştık.. bunların orada detaylı bilgisi vardır.

Esmâlar harikâdır ve hepsi güzeldir. Bütün esmâlar harikadır zâten.
Herkesin kendi bir sırrı vardır.
Ama sabah namazından sonra Zü’L- CeLâL i Ve’l- İkram güzeldir..

Çok sevilen bir sahabe sabah namazına gelemiyor.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem soruyor: “Nerede?”
Sahabe: “Çok hasta oldu . Zekârete/can çekişme hâline düştü.” diyorlar.
Allah Allah. Birkaç günde nasıl oldu ki.. Bir bakalım ziyâret edelim.
Yanına girince Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem buyuruyor ki: “Sen zararlı bir ot mu yedin? Bir şey mi yedin?”
O sahebede diyor ki: “Ya Rasûlullah ben dün dedim ki: “Yâ RaBBim!. Öbür tarafta çekeceklerim varsa, birazını burada çekeyim!” demiştim.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Fesubhanallah. Burada çekeceğine, beni afvet deseydin ya!.” buyuruyor..

Şunu demek istiyorum yukarda yazdığımız;
ED- DÂRRU, EL- KÂBIZU, EL- KAHHÂRU, EL-KÂHİRU, EL- MÜMÎTÜ,
EL- MÂNİ'U, EL- MÜNTAKİMÜ ALLAH celle celâlihu…
Esmâlarını zikir olarak çekenler dikkat etmelidir ki;

Yâ Ed DÂRRU!. Yâ En NâFiu ALLAH celle celâlihu!.
Gibi tamamlayıcı esmâlarla birlikte çekilmeli tek çekilmemeli diye duyduk uyduk Hak ERENlerimizden..

Resim

Bir Tevbe-İstiğfar ve Salâvât-ı Şerife SUNalım Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimize;

EÛZU BİLLÂHİ MİNE'Ş-ŞEYTÂNİ'R-RACÎM
Bİ'SMİ'LLÂHİ'R-RAHMÂNİ'R-RAHÎM..

Subhâneke allâhumme ve bi hamdike,
Eşhedu en lâ ilâhe ente vahdeke lâ şerike leke estağfiruke ve etûbu ileyke..

Esselatü ve's- selamu aleyke Yâ Rasûlallah Sallallahu Aleyhi vesellem istecartü;

''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedîn

Abdike (MuhaMMedîyyeti) ve
Nebîyyike (MahMudiyyeti) ve
Rasûlike (AhMediyyeti) ve
Nebîyyi’l-ÜMMîyyi (HaBîBiyyeti) ve alâ âlihi, ve sahbihi ve Ehl-i Beytihi ve ÜMMetihi... ''
Yâ Rabbü’l- âlemin ALLAH celle celâlihu!. Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem. Yâ EhL-i Beyt aleyhumusselâm!.


Subhaneke Allahumme ve bihamdike eşhedu en Lâ ilâhe ille ente vahdeke lâ şerike leke estağfiruke veutubi ileyh..

Hadis-i Şerif olan bu istiğfar ve Tevbe, biliyorsunuz antivirüs gibi bir şeydir.
Rasûlullah Sallallahu aleyhi Vesellem Efendimizin hadisi şerifidir.
Abdestlerden sonra ve sohbetlerden sonra 3 defa okunması istenmiştir.

Elhamdulillahi Rabbü'l- âlemîn..

İŞte GÜLce SALÂVÂT-I ŞERÎFELerimİZ:

İbni Hacer el Heytemî’nin, Salâvât-ı Şerîfe Câmi’asında,
Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’den vârid bütün salâvâtları kendisinde toplayan,
hadis-i Şerîf mesnedli ve en fâzilletli salâvât olduğunu belirttiği salâvât:


Resim

TÜRKÇESİ:Allahümme salli alâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammedîn Resim abdike ve nebîyyîke ve Resûlike ve'n nebîyyil-ümmiyyi Resimve alâ alî seyyidinâ Muhammedin ve ezvâcihi ümmühâtil-minîne ve zürriyetihi ve Ehl-i Beytihi ve sahbihi Resim Kemâ salleyte alâ seyyidinâ İbrâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbrâhîme fil-âlemîn Resim İnneke Hamîdun Mecîd.

MÂNÂSI: ALLAHım! Kulun, Nebîn, Resûlün ve Nebîyyil-Ümmîn olan Efendimiz ve sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e ve Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in ailesine ve müminlerin anneleri eşlerine ve zürriyetine ve ehl-i beytine ve sahabelerine salât ve selâm eyle! Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’a ve Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’ın ailesine âlemler içinde salât ve selâm ettiğin gibi salât ve selâm eyle! Çünkü Sen Hamîdsin-Mecîdsin!”

(bereketli kıl: meymenetli, uğurlu, hayırlı, faydalı, saâdetli, mutlu, kutlu, birr ehli, iyilikçi kıl...)

Resim

Resim

TÜRKÇESİ: Allahumme bârik alâ seyyidinâ ve mevlânâ Muhammedin abdike ve nebiyyike ve Rasûlike ve'n nebîyyil-ummiyyi Resim ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin ve ezvâcihi ummihâtil-mu’minîne ve zurriyetihi ve Ehl-i Beytihi ve sahbihi Resim Kemâ bârekte alâ seyyidinâ İbrâhîme ve alâ âli seyyidinâ İbrâhîme fil-âlemîn Resim İnneke Hamîdun Mecîd.

MÂNÂSI: ALLAHım! Kulun, Nebîn, Resûlün ve Nebîyyîl-Ümmîn olan Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e ve Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)’in ailesine ve müminlerin anneleri eşlerine ve zürriyetine ve ehl-i beytine ve sahabelerine; Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’a ve Efendimiz İbrâhim (aleyhisselâm)’ın ailesine âlemler içinde bereket ihsân eylediğin gibi bereket ihsân eyle! Şüphesiz ki Sen Hamîdsin-Mecîdsin

(bereketli kıl: meymenetli, uğurlu, hayırlı, faydalı, saâdetli, mutlu, kutlu, birr ehli, iyilikçi kıl...)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: ZüL- CeLÂLi veL- İkram

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Yâ ALLAHu zü’L- CeLâL i ve’l- İkram celle celâlihu;
Gecelerimizi gündüz eyle HAKkta ve HAYRında buluştur!
BİZi, Rasûlullah Sallallahu aleyhi Vesellem Efendimizin;
TEVBE BİZ-BİR-liğini
DUA BİZ-BİR-liğini
RIZA BİZ-BİR-liğini
ŞEHÂDET BİZ-BİR-liğini
BİLİp, BULup, OLup da YAŞAyAN-lardan KIL!. İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.



El Afüvvu:
Resim

El Cebbâru:
Resim

El Cemîlu:
Resim

El Celîlu:
Resim

El Ganiyyu:
Resim

El Gaffâru:
Resim

El Hâdî:
Resim

El Hâfî:
Resim

El Hayy:
Resim

El Kâfî:
Resim

El Kefîlu:
Resim

El Kavîyyu:
Resim

El Latîfu:
Resim

Es Selâmu:
Resim

El Settâr:
Resim

Et Tâmmu:
Resim

El Vâkî:
Resim

El Vâris:
Resim

El Vâsi'u:
Resim

El Vedûdu:
Resim

El Vehhâbu:
Resim

El Veliyyu:
Resim

Zü'l-Kuvvetu:
Resim[/highlight][/b]


El Celâlu:
Resim

Zü'l-Celâli Ve'l- İkrâmu:
Resim[/size]
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön