HaVZ-ı KeVSER

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

HaVZ-ı KeVSER

Mesaj gönderen Gul »

Resim

Yâ RESÛLULLAH!.
sallallahu aleyhi vesellem..

HaVZ-ı KeVSER>MîM MiZÂNı
SıRAT KÖPRün ->RÖPERimİZ
GEÇmiş<->GELecek ->şU ÂNı
EZeL<->EBeD>BİZ BİR-İZ BİZ!.


ZEVK 7578

SıRAT SıRTı >MiZÂN BAŞı >HaVZ-ı KeVSER ->AŞK NOKTAsı
HÂL-i HAZIR HAKk HAVZAsı ->KüLLî KeReM KeVSER HaVZ-ın
RAZiYyeten <-> MERZiYyeten ->RaSÛL-ü-RAB HAK HOKKASı
CÂN-CANÂN ->RıDVÂN RAVZAsı EZeL-EBeD >RüŞD-ü RaVZ-ın!.


24.04.16 12:01
brsbrs..tktktrstkkmdçkkhstyzzzglmlbzbrzz..


Havz: Hususi suretle yapılan su havuzu.. hakkın ve hayrın cem’i..
Havza: Sınır için: Bir şeyin çevresi içinde olan. Herkesin ve her şeyin akıp varıp-dolacağı mansab.
Kevser: Kıyamete kadar gelecek Âl, Ashâb, Etbâ' ve onların iyilikleri, hayırları. Bereket. Kesretten mübâlağa. Çokluğun gayesine varan şey. Gayet çok şey. Pek çok hayır. Hikmet, ilim. Kur'an, İslâm, tevhid. İlm-i Ledün. Ma'rifetullah. Cennet ırmaklarının kaynakları. Cennet'te bir havuz veya nehir.
Kerem: Nefaset, izzet, şeref. Al-i-cenâbâne ihsan, inâyet. Kıymetli şeyleri kemal-i rıza-i nefisle verme. Mecd ve şeref. Cenab-ı Hakk'a atfolunursa eltaf ve ihsan-ı İlâhî kasdedilmiş olur. İnsan hakkında vasıf sureti ile zikrolunursa; mehasin-i ahlâk ve ef'âl kasdolunur.
MiZÂN: Terazi, ölçü, tartı. Akıl, idrak, muhakeme. Mikyas. Fık: Mahşerde herkesin amellerini tartmağa mahsus bir adâlet ölçüsü olup, hakiki mâhiyeti ancak âhirette bilinecektir.
SıRAT KÖPRüsü: Cennet'e gidebilmek için herkesin üzerinden geçmeğe mecbur olduğu ve Cehennem üzerine kurulmuş olan köprü.
RÖPER: Teknikte, belli bir yeri, bir noktayı yeniden bulmak için konulan sabit işâret; yeniden başlama noktası.. Resûlî Referans..
HAK HOKKASı: KÛN EMRinin, RABB->ReSûL NûRu feyeKÛN OLuş KÂBı..NÛRuLLAH..

Resim

RüŞD.:
BUZ Dağı ERir SU Olur ARKa GELir
SU BuHarLaşır KanatLanır fARKa GELir
BuHAR BULUTLaşır RÜŞDe EREr RAHMet OLur gARKa GELir..
yÂNi.. Bir dAMLa GÖZ YAŞım BİZBİR-İZ DENİZİnde YOK/VAR OLmuştur ve’s- SeLÂMmm..




Resim

يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ
Resim---“Yâ eyyetuhân nefsul mutmainnetu: Ey mutmain (tatmin bulmuş) nefis,”
(Fecr 89/27)

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
Resim---“İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeten: Razı olmuş ve kendisinden razı olunmuş bir halde Rabbine dön.”
(Fecr 89/28)

فَادْخُلِي فِي عِبَادِي
Resim---“Fedhulî fî ibâdî: Gir kullarımın içine!”
(Fecr 89/29)

وَادْخُلِي جَنَّتِي
Resim---“Vedhulî cennetî: Ve cennetime gir!”
(Fecr 89/30)


Resim
BUyur/DUYur Yâ RESÛLULLAH!.
sallallahu aleyhi vesellem..

Resim---Ebu zerr radıyallahu anh anlatıyor: "Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem dedim, Kevser havzının kapları nedir?" Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Nefsimi kudret elinde tutan Zât-ı Zülcelâl'e yemin olsun, onun kapları açık ve karanlık bir gecede gökteki yıldızlardan daha çoktur. Cennetin kaplarından kim içerse artık ömrünün sonuna kadar hiç susamaz. Havzın cennetten çıkan iki oluğu gürül gürül akar. Genişliği uzunluğuna denktir. Bu da Ammân'dan Eyle'ye olan mesafe kadardır. Suyu sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır." Buyurdu.
(Müslim, Fezâil 36, (2300); Tirmizî, Kıyamet 16, (2447)

Resim---Semüre İbnu Cündeb radiyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Her peygamberin bir havzı vardır. Ümmeti oraya su almaya gelir. Peygamberlerin her biri, hangisinnin suya geleni çok diye övünürler. Su almaya gelen ümmeti en çok olan peygamberin ben olacağımı ümid ediyorum."
(Tirmizî, Kıyamet 15, (2445).

Resim---Hz. Enes radiyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a "Kevser nedir?" diye sorulmuştu.
"Cennette bir nehirdir. Allah onu bana verdi. O, sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Onda (nehirde) bir kuş vardır, boynu deve boynuna benzer!" buyurdular. Hz. Ömer atılarak: "Öyleyse o müreffehtir!" dedi. Aleyhissalatu vesselâm da: "Onu yiyen, ondan da müreffehtir!" buyurdular."

(Tirmizî, Kıyamet 15, (2445).

Resim---Hz. Cündüb radiyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ben havza ilk geleniniz olacağım!"
(Buharî, Rikak 53; Müslim, Fezâil 25, (2289).

Resim---İbnu Mes'ud radiyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Ben Havzın başına sizden önce geleceğim. Bana sizden bazı kimseler yükseltilip (gösterilecek). O kadar ki, eğilsem onları tutarım. Ama hemen geri çekilecekler.
"Ey Rabbim! Bunlar benim ashabım!" derim. Ama bana:
"Senden sonra bunların ne bid'atlar yaptıklarını sen bilmezsin!" denilir. Ben de:
"Dini benden sonra değiştirenler rahmetten uzak olsun, rahmetten uzak olsun!" derim." buyurdu
.

(Buharî, Rikak 53, Fiten 1; Müslim, Fezâil 32, (2297)

Bid'at: (Bid'a) Sonradan çıkarılan âdetler. * Fık: Dinin aslında olmadığı hâlde, din namına sonradan çıkmış olan adetler. Meselâ: Giyim ve kıyafetlerde, cemiyet (toplum) hayatındaki ilişkilerde, terbiye ve ahlâk kurallarında, ibadet hayatında yani dinin hükmettiği her sahada, dine uygun olmayan şekiller, tarzlar, kurallar, âdet ve alışkanlıklardır ki, insanı sapıklığa götürür. Din âlimleri tarafından din namına beğenilen ve dinle ilgili yeni icad ve hükümlere bid'a-yı hasene; beğenilmeyip tasvib görmeyenlere de bid'a-yı seyyie denilmektedir.

Resim---Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Ümmetim Havz'ın başında yanıma gelecek. Ben, tıpkı devesinden başkasının devesini kovan bir kimse gibi, havzımdan (bazı) insanları kovarım!" buyurdu.
Yanımdakiler: "Yâ Resûlullah! Bizi tanıyacak mısınız?" dediler.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Evet buyurdu. Sizin, başkasından olmayan bir alâmetiniz olacak. Sizler yanıma alın ve abdest uzuvlarında, abdestin eseri olan bir nurla geleceksiniz. Ancak sizden bir grup benden engellenecek, onlar bana ulaşamayacaklar. Ben: "Ey Rabbim onlar benim Ashabım, onlar benim Ashabım!" diyeceğim. Ama bir melek bana cevap verip:
"Senden sonra onlar ne bid'alar ortaya çıkardılar biliyor musun?" diyecek." buyurdu.

(Ebu Hureyre'den; Müslim, Taharet 37, (247).

Bir diğer rivâyette şöyle buyrulmuştur: "Havuzum Eyle ile Aden arasındaki mesafeden daha geniştir. Onun rengi kardan daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Onun maşrabaları yıldızlardan daha çoktur."

Resim---Yezid İbnu Erkâm radiyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Siz (ashabım), Havzın başında yanıma gelenlerin yüzbin cüz’ünden sadece bir cüz’ünü teşkil edeceksiniz!" buyurdu. Yezid'e: O gün siz ne kadardınız?" diye soruldu da. "Yediyüz veya sekizyüz kadardık!" diye cevap verdi."

(Ebu Davûd, Sünnet 26, (4746).

Resim---Hz. Enes radiyallahu anh anlatıyor: "(Bir gün), Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem! Kıyamet günü bana şefaat edin!" dedim.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:"İnşallah yapacağım!" buyurdu. Ben tekrar: "Sizi nerede arayıp bulayım?" dedim.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Beni ilk aradığın zaman Sırat üzerinde ara!" buyurdu. "Size (orada) rastlayamazsam?" dedim. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Mizan'ın yanında beni ara!" buyurdu. "Orada da size rastlayamazsam?" dedim.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Öyleyse beni Havz'ın yanında ara! Zira ben üç mevkinin dışına çıkmam!" buyurdu."

(Tirmizî, Kıyamet 10, (2435)

Resim---Hz. Aişe radiyallahu anha anlatıyor: "Ateşi hatırlayıp ağladım, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Niye ağlıyorsun?" diye sordu.
"Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! Siz, Kıyamet günü, ailenizi hatırlayacak mısınız?" dedim.
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz:
Mizan yanında; tartısı ağır mı geldi hafif mi öğreninceye kadar;
Sahifelerin uçuştuğu zaman; kendi defteri nereye düşecek, öğreninceye kadar: Sağına mı soluna mı; yoksa arkasına mı?
Sırat'ın yanında; cehennemin iki yakası ortasına kurulunca; bunu geçinceye kadar." buyurdu.

(Ebu Davûd, Sünen 28, (4755)

Resim---Ebu Sa'î'di'l-Hudri radiyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdu: "Benim bir havuzum var. Genişliği Ka'be'den Beytu'l-Makdis'e kadar uzanır. Suyu süt misali bembeyaz. Yıldızlar adedince susakları var. Şurası muhakkak ki, Kıyamet günü ben, peygamberler arasında ümmeti sayıca en çok olan kimseyim." buyurdu.
(Kütüb-i Sitte hadis no:7289)


Resim
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön