GÖZümün NÛRu Efendim!.

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

GÖZümün NÛRu Efendim!.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

SeBBeha SÛRu Efendim!
TEVHiDin TÛRu Efendim!
DELi GÖNLümün SüRÛRu
GÖZümün NÛRu Efendim
!.

ReSûLuLLaHı ->İZLemek
BİZ BİR-İZini BİZLe!.mek
HAKka AÇ!.mak ->YüReğiNi
HALKı
na SıRRın GİZLE!.mek!.

ZEVK 7233

EZEL’dEN ->EBeD ->SüNNeti.. ->EHL-i BeYT’i ->İZ iTReti!
“HuLuku’LLAHu’L-AZîM”dir.. -> tEN SûReti.. ->cÂN SîReti!

cÂN-cÂNÂN CemÂLi ->“CîM”-dir!
>KULLuğun KemÂLi ->“MîM”-dir!.

ReSûLuLLaH’ı DUY!.mak-UY!.mak!. ->AŞK BaSaRı-BaSîReti!.


14.11.15 13:24
brsbrsmm..tktktrstkkmdylnzlkk..


->“RAHMetenLi’L- ÂLEMîn”-dEN!.
RAHMet AL!.mak ->cÂN Evi-ndEN..
->SEV! ->SEViL! NÂSiBin NÂZ Ett!.
->“ÜZme!. ÜZüLme!. >DEM’i”ndEN..

SıRRın ->SüRÛRu >EfENdiMm!
TÛRumun ->SÛRu >EfENdiMm!
->K u L ihvÂNi’-n ->KıtMÎRin-dir
-> EZEL<->EBED ->EL KİRin-dir
GÖZümün ->NÛRu ->EfENdiMm!.

..aleyhisselâm..

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Resim
Resim SûReT CeMÂLi - SîReT ŞEMÂLİ:
ŞemâiL: (Şimal. c.) Huylar, ahlâklar, tabiatlar.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Bedensel CeMÂLi:

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Resim

Resim---Sevimli yüzlü, orta yapılı idi.
(Müslim,1981; II/1820)

Resim---Tıknaz değildi, yüzü yuvarlak, avuçları ve ayakları dolgundu.
(Tirmizî,1981; V/599)

Resim---Çok uzun veya kısa olmayıp orta boylu, dalgalı siyah saçlı idi. Vefat ettiği zaman başında ve sakalında ancak yirmiye yakın beyaz kıl vardı. Ten rengi kireç gibi duru beyaz olmadığı gibi, kara yağız da değildi. Kırmızı rengi iyice emmiş beyazdı.
(Buharî, 1981; IV/164-165)

Resim--- Omuzlarının arası genişti. Siyah gür saçları iki kulağı ile omuzu arasına inerdi. Önceleri saçlarını alnına sarkıtırken, sonraları ikiye ayırmaya başlamıştır.
(Müslim; 1981; II/1817-1819)

Resim---Yumuşak tenli, parlak beyaz renkli idi. Ten rengi, ne çok beyaz ve ne de tam esmerdi. Beyaz ile esmer arasında, beyazın kırmızı ile karışımı olan, nuranî bir ten rengine sahipti. Elleri-avuçları- ipek yumuşaklığında idi. Hoş ve güzel kokulu idi.
(Buharî, 1981; IV/164,167)

Resim---Şişman değildi. Yanakları uzuncaydı. Gözleri siyah ve kirpikleri uzundu. Yürüdüğünde yokuştan iner gibi hızlıca yürürdü.
(Tirmizî, 1981; V/599-600)

Resim---Yüzce insanların en güzeli, ahlâkça en iyisi idi.
(Buharî, 1981; IV/165)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÖZümün NÛRu Efendim!.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Davranışı-AhLâkı:

وَإِنَّكَ لَعَلى خُلُقٍ عَظِيمٍ
Resim---“Ve inneke le alâ hulukın azîm (azîmin).: Ve muhakkak ki sen, mutlaka çok büyük bir ahlâk üzeresin.”
(Kalem /4)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim” buyurmuştur.
(İmam Mâlik, Muvatta, Kitabu Husni’l-Huluk (8) C. 2, s. 904; Ahmed İbn Hanbel, Müsned, c. 2, s. 38.)

Resim---Ayşe radiyallâhü anha’ya Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in ahlâkından soruldu, dedi ki: “O’nun ahlâkı Kur’ân-ı Kerim’di” buyurmuştur.
(Ebu Dâvûd, Sünen, et-Tatavvu 26, nu: 1342, c. 2, s. 87-88)

ALLAH celle celâlihu emri gereği, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem özellikle kendisine tabi olan Müslümanlar tarafından büyük bir titizlikle örnek alınmıştır.

لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللَّهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِّمَن كَانَ يَرْجُو اللَّهَ وَالْيَوْمَ الْآخِرَ وَذَكَرَ اللَّهَ كَثِيرًا
Resim---“Lekad kâne lekum fî resûlillâhi usvetun hasenetun limen kâne yercûllâhe ve’l- yevme’l- âhıre ve zekerallâhe kesîrâ (kesîren).: Andolsun, sizin için, Allah'ı ve âhiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.”
(Ahzâb 33/21)

Bu örnek olma durumu şekil olarak olabildiği gibi, davranış olarak da ortaya çıkmıştır. Bu davranışlar, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemde en yetkin haliyle ortaya çıkmış olmasından dolayı, ona tabi olan insanların, bu yetkinliği yakalamaya çalışması, insanların yetkinliği yakalamaları açısından son derece önemlidir.

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Oturuş Şekli:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in çeşitli oturuş şekilleri vardır.
Bâzen yere oturup, dizlerini dikerek ve ellerini dizlerinin önünden bağlayarak otururdu.

(Buharî, 1981; VII,138)

Resim---Sabah namazını kıldıktan sonra, güneş doğuncaya kadar, bağdaş kurarak otururdu.
(Ebu Davut,1981:V/178)

Resim--- Zaman zaman çömelerek otururdu.
(Müslim, 1981, II/1616)

Resim---Mescidde sırt üstü yatıp, ayak ayaküstüne atarak dinlenmiştir.
(Mâlik, 1981; I/172)

Resim---Yüksek bir yerden ayaklarını aşağı sarkıtarak oturmuştur.
(Buharî, 1981; IV/196)

Resim---Zaman zaman da, diz çökerek otururdu.
(İbn Mâce,1981; II/1086)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Yemek Yemesi:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, yer sofrasında yemek yerdi. Ancak yer sofrasında yemek yerken herhangi bir eşyaya dayanmaz ve yaslanmazdı.
(Buharî, 1981; VI/199,201)

Resim---Abdullah b. Büsr’ün rivâyetine göre, O, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e kuzu eti yemeği ikram etmiş, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de yemeği diz çökerek yemiştir. Bu sırada oraya gelen bir bedevi, bu oturuşu yadırgayarak: “Bu oturuş da ne oturuşudur ?” deyince;
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:
“Allah beni kerim bir kul kılmış; serkeş bir zorba kılmamıştır” buyurmuştur.

(İbn Mâce, 1981; II/1086)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonraki yıkamalardadır" buyurmuştur.
(Ebu Davûd,1981;IV/136)

Resim---Ömer b. Ebi Seleme, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in önünde yemek olduğu bir sırada huzuruna girdiğinde: “Ey oğulcağızım yaklaş, Besmele söyle, sağ elinle ye ve önünden ye!” buyurmuştur.
(Müslim,1981; II/1599)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, suyu iki-üç nefeste içmeyi, içmeye başlarken besmele çekmeyi bitirince de hamdetmeyi öğütlemiştir.
(Tirmizî,1981;IV/302)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, İki kişinin yiyeceğinin üç kişiye, üç kişinin yiyeceğinin dört kişiye yeteceğini söyleyerek paylaşmaya teşvik etmiştir.
(Buharî, 1981; VI/200)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, cemâate katılacak olan kimsenin sarımsak, soğan vb. kokusurahatsızlık veren şeyleri yiyerek çevresini rahatsız etmesini hoş görmemiştir.
(Buharî, 1981; VI/207)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Konuşma Şekli:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in konuşmaları hızlı değildi. Sözlerini peş peşe getirmez her işitenin anlayacağı şekilde teker teker konuşurdu.
(Buharî, 1981; IV/168)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, ağır ağır konuşup sözlerinin arasına fasıla koyması nedeniyle eğer biri çıkıp kelimelerini saymak istese sayabilirdi.
(Ebu Davûd,1981; IV/64)

Resim---Ezberlemek istese ezberleyebilirdi. Ayrıca iyice anlaşılıp bellenmesi için bazen sözlerini üç defa tekrar ederdi.
(Tirmizî,1981; V/ 600-601)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, iyice düşünüp taşınmadan söz söylemeyi onaylamamıştır. (Buhârî,1981; VII/184)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Özür dilemek zorunda kalacağın bir sözü söyleme!” buyurmuştur.
(İbn-i Mâce,1981; II/1396)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kişinin lüzumsuz konuşmayı (malayani) terketmesi İslam'ının güzelliğindendir" buyurmuştur.
(Mâlik,1981;II/903)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Allah’a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun!” buyurmuştur.
(Buhârî,1981;VII/184)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÖZümün NÛRu Efendim!.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Mütevâzılığı:

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, son derece mütevâzı bir insan olarak yaşadı. O, peygamber olmasına karşın, yanında bulunduğu diğer insanlardan farklı bir hayatı olmadı. Bu da Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in mükemmelliği açısından önemli bir özelliktir.

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Hıristiyanların Meryem b. İsâ’yı övmekte ileri gittikleri gibi siz de beni övmekte ileri gitmeyin. Benim için: “Allah’ın kulu ve Rasûlü’dür” deyin” buyurmuştur.
(Buhârî, 1981; IV/142)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, fakir olsun, zengin olsun veya köle olsun, efendi olsun herhangi bir ayrım yapmadan hasta ziyâreti yapardı.
(İbn Mâce, 1981; I/463)

Resim---İhtiyaç sahiplerinin yardımına koşmaya teşvik ederdi.
(Müslim, 1981; III/2074)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem; kendisini yemeğe davet eden kişinin davetine mutlaka icâbet eder, ne ikram edilirse onu hiç çekinmeden yerdi.

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Şâyet bana bir ayak-paça hediye edilse kabul ederim veya pişirilen bir ayağa davet edilsem icâbet ederim” buyurdu.
(Tirmizî, 1981; IV/623).

Resim---Arkadaşlarının kendini gördükleri zaman ayağa kalkmalarından nefret ederdi. Bundan dolayı ashabı, Peygamber Efendimizi gördükleri zaman ayağa kalkmazlardı.
(Ebû Davûd,1981;V/397-398 )

Resim---Enes b. Mâlik radiyallahu anhu: “Resûlullah'a (uzun bir müddet) hizmette bulunmuştum. (Bu hizmetim müddetince) bana hiç"of!." (bile) dememişti. Yaptığım bir şey için de bana; "Niçin şöyle şöyle yaptın?" veya; "Şöyle şöyle yapsaydın ya!" dememişti..” buyurmuştur.
(Darimî, 1981; 31)

Resim---Aişe radiyallahu anhu Annemiz: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem iş ve sözlerinde çirkin işler yapmaz ve yaptırmazdı. Çarşı ve sokaklarda münakaşa etmez ve yüksek sesle konuşup, bağırıp çağırmazdı. Kötülüğe karşı kötülükle mukabele etmez, kötülük edenleri affedip iyilik ederdi.” buyurmuştur.
(Tirmizî, 1981; IV/ 369)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Allah yolunda yaptığı cihadın dışında elleriyle hiçbir kimseye vurmadıkları gibi, hiçbir hizmetçi ve kadına da vurmadılar ve maruz kaldığı bir fenâlığın intikamını asla almamıştır.
(Müslim, 1981; II/1814)

Resim---Aişe radiyallahu anhu Annemiz: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in üzerine yattığı döşeği yüzü tabaklanmış deriden olup, içi hurma lifiydi” buyurmuştur.
(Buhârî,1981;VII/181).

Resim---Bu durumu fark eden bir kadın sahabe, döşeğe benzer bir yatak hazırladı ve Resûlullah sallallahu aleyhi veselleme hediye etmek istedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, bu hediyeyi kabul etmedi ve: “Eğer ben istersem Allah dağları bana altın ve gümüş yapar” buyurmuştur.
(İbn Sa’d, tarihsiz; I/465)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÖZümün NÛRu Efendim!.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Şakalaşması:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem zaman zaman etrafında bulunan insanlarla şakalaşırdı. Arkadaşlarına yaptığı şakalarda en çok dikkat ettiği özellik, o şakadan dolayı şaka yapılan insanın onur, haysiyet ve şerefinin asla rencide olmamasına özen göstermesi ve yapılan şakadan dolayı o kişinin onurlanmasıdır. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in yaptığı şakalarda dikkat ettiği bir başka husus da, yapılan şakanın içinde asla yalan barındırmaması idi. (Tirmizî, 1981; IV/357)

Resim---Enes b. Mâlik radiyallahu anhu: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bana latife olarak: “Ey iki kulaklı!” derdi” buyurmuştur.
(Tirmizî, 1981; IV/358, V/681)

Resim---Aişe radiyallahu anhu Annemiz: “Bir yaşlı kadın (Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in halası) Rasûli Ekrem’e gelerek: “Yâ Rasûlallah, Allah’a dua et ki beni cennete koysun” dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ey falanın annesi Cennete yaşlı giremez!” buyurunca, kadın mânâsını anlamadığı için ağlayarak geri döner, Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ona söyleyin yani, yaşlı olarak giremez!” buyurmuştur.
(Taberânî, 1415; V/357)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Gülmesi:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in gülüşü, tebessüm şeklinde idi. Gülmesi abartılı değildi, küçük dili görünecek şekilde hiç gülmemiştir. (Buhârî, 1981; VI/42)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, güler yüzlü olmayı teşvik etmiş, insanlara güler yüzlü davranmanın sadakaya eş değer olduğunu söylemiştir. (Tirmizî, 1981 ;IV/357)

Resim---Abdullah b. el-Haris b. Hazm radiyallahu anhu: “Rasûlullah’tan daha mütebessim kimse görmedim” buyurmuştur.
(Tirmizî,1981;V/ 601)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÖZümün NÛRu Efendim!.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


KaFa<->AKıL ->KÂiNâtın
GÖZümün NÛRu EFendim
KALBi-NAKİL SıRR SANAtın
->ÖZümün NÛRu Efendim!. aleyhisselâm


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin TEMiZLik BUYrukLarı:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Temizlik imanın yarısıdır” buyurmuştur.
(Müslim, 1981; I/203)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Allah temizdir, temizliği sever” buyurmuştur.
(Tirmizî, 1981; V/111-112)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Namazın anahtarı temizliktir” buyurmuştur.
(Tirmizî, 1981; I/9)
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim saç bırakmışsa, onun bakımına dikkat etsin” buyurmuştur.
(Mâlik, 1981; II/949)

Ancak saç bakımının amaç haline getirilerek, uzun bir süre meşgul olmayı uygun görmemiştir.
(Nesaî; 1981; VIII/132)

Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÖZümün NÛRu Efendim!.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


KaFa<->AKıL ->KÂiNâtın
GÖZümün NÛRu EFendim
KALBi-NAKİL SıRR SANAtın
->ÖZümün NÛRu Efendim!. aleyhisselâm
->Şe'ÂN'ın ŞÛURu Efendim!. aleyhisselâm


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Giyim Tarzı:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem mümkün olan en güzel elbiseyi giyerdi.
(Ebu Davûd, 1981; IV/317-318)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in en çok tercih ettiği renk beyazdı..

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Beyaz elbise giyiniz. Zirâ o, son derece temiz ve hoştur. Ölülerinizi de, beyaz bez ile kefenleyiniz” buyurmuştur.
(Ebu Davûd, 1981; IV,334)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, beyaz giyinmeyi teşvik etmiştir.
Bununla birlikte Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in;

Yeşil (Ebu Davûd, 1981; IV/334)
Siyah (Ebu Davûd, 1981; IV/315)
Kırmızı (Ebu Davûd, 1981; IV/337-338)
Renkli (İbn Sad, tarihsiz; I/451-452) elbiseler de giydiği rivâyet edilmiştir.
Nitekim Minâ'da sırtında kırmızı bir bürde ile halka hitap etmiştir.
(Ebu Davûd, 1981;IV338)
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in en hoşuna giden elbise gömlek idi. (Tirmizî,1981;IV/237-238) Pamuktan mamul gömleğinin boyu kısa ve beline kadar uzanırdı. Yenleri ise kısaydı ve bileklerine kadar gelirdi. (Ebu Davûd,1981;IV/312-313)

Resim---Vücudunun üstünden altına kadar her tarafını örten ve ridâ adı verilen bir örtü kıyafeti vardı. Heyetleri karşılarken de bu Hadramevt yapımı çizgili ridâsını giyerdi. (İbn Sad, tarihsiz; I/458)
Zaman zaman göbeğinden itibaren vücudunun alt tarafını örten ve ayaklarına kadar inen izâr giyerdi. (İbn Sad, tarihsiz; I/459)
İzârın topuktan daha aşağı inmemesine özen gösterir ve bu konuda ashabını da uyarırdı.
(Muvatta,1981;II/914)
Çünkü o, yerde sürünen izârı, kibir ve büyüklenme alameti olarak görmüş ve müminleri bundan sakındırmıştır. Bu nedenle;

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Mü'minin izârı bacağın yarısına kadar uzanmalıdır. Burası ile topuklar arasında olmasının da bir günahı yok. Ama topuktan aşağı inen kısım ateştedir. Kim de, gururla izârını (yerde) sürürse Kıyamet günü Allah ona (rahmet) nazarı ile bakmaz.” buyurmuştur.
(Muvatta,1981;II/914-915)


Ridâ: Örtü, belden yukarı örtülen şey, çar ve şal. Hırka.
İzâr: Peştemâl. Futa. Göğüsten aşağı örtülen elbiseler.


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, yünlü kıyafetler giymiştir. (Müslim, 1981; II/1883)
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, pamuklu kıyafetler giymiş (Ebu Davûd, 1981; IV/331)
Resim---Ancak ipek olanları asla tercih etmemiş, hatta erkeklere ipek giymenin yasak olduğunu ilan etmiştir. (Buhârî, 1981; VII/ 36,44,45,48)
Kendi giyimine özen gösterdiği gibi sahabenin giyimine de kayıtsız kalmamış, hoşnutluğunu belirtmekten veya ikaz etmekten kaçınmamıştır.
Resim---Nitekim Yemen’de üretilmiş çubuklu kumaştan giyinmelerinden hoşnut olmuş (Müslim, 1981; II/1648)

Resim---Yeni kıyafetleri varken eskileri giyen sahabiyi Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Nesi var da yenileri giymiyor?” buyurarak ikaz etmiş ve yeni kıyafetlerini giymeye teşvik etmiştir.
(Muvatta, 1981; II/910-911)
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, ayakkabı giymeyi teşvik etmiş (Müslim, 1981; II/1660)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:"Sizden bir kimse ayakkabı veya mestin sadece bir tekini giymiş olarak yürümesin, ikisini birden çıkarsın veya ikisini birden giyerek yürüsün." buyurmuştur.
(Tirmizî, 1981; IV/242-243)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, “sebtiyye” adı verilen tüysüz (işlenmiş) sığır derisinden ayakkabı giymiştir. (Nesaî, 1981; I/80-81)
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in giydiği ayakkabısının parmak arasına geçen bir atkısı vardı. (Buhârî, 1981; VII/49)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bütün işlerinde sağdan başlamayı severdi. (Müslim, 1981; I/226)
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, saç-sakal taramaya, abdest almaya ve ayakkabı giymeye de sağdan başlar, çıkarırken soldan çıkarır, bunu ashabına da tavsiye ederdi. (Buhârî, 1981; VII/49)
Resim---Temizlenmesinde, taranışında, ayakkabısını giymede vb. bütün işlerinde elinden geldiği kadar sağdan başlamayı severdi (Ebu Davûd,1981;IV/378)
Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem gömleğini giyeceği zaman da giyinmeye sağ tarafından başlardı. (Tirmizî, 1981;IV/238-239)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, israf ve kibir olmadığı sürece giyinmeyi teşvik etmiştir. (Buhârî, 1981; VII/33)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah bir kuluna nimet verince o nimetin eserini kulu üzerinde görmekten hoşlanır" buyurmuştur.
(Hanbel, 1981; IV/438)

قُلْ مَنْ حَرَّمَ زِينَةَ اللّهِ الَّتِيَ أَخْرَجَ لِعِبَادِهِ وَالْطَّيِّبَاتِ مِنَ الرِّزْقِ قُلْ هِي لِلَّذِينَ آمَنُواْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا خَالِصَةً يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَذَلِكَ نُفَصِّلُ الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ
Resim---“Kul men harrame zînetallâhilletî ahrace li ibâdihî vet tayyibâti mine’r- rızk (rızkı), kul hiye lillezîne âmenû fîl hayâti’d- dünyâ hâlisaten yevme’l- kıyâmeh (kıyâmeti), kezâlike nufassılu’l- âyâti li kavmin ya’lemûn (ya’lemûne).: De ki: "Allah'ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?" De ki: "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır." Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.”
(A'râf7/32)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÖZümün NÛRu Efendim!.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


KÛN feyeKÛN -> KÂiNÂTı
NÛR-u MÎMde SIRR SANÂTı
-> MuhaMMedî MÎM MİRASı
->“TEVÂZU’”su ->“KANÂAT”ı!.

..aleyhisselâm..


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem in Kanaatkârlığı:


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem son derece kanaatkâr bir hayat yaşadı.

Resim---Aişe radiyallahu anha Annemiz: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, bazı aylar olurdu, hiç ateş yakmazdık, yiyip içtiğimiz sadece hurma ve su olurdu. Ancak, bize bir parçacık et getirilirse o hariç” buyurmuştur.
(Buharî, 1981; VII/181)

Resim---Aişe radiyallahu anhu Annemiz: “Resulullah ölünceye kadar Muhammed ailesi buğday ekmeğini üst üste üç gün doyuncaya kadar yememiştir” buyurmuştur.
(Müslim, 1981; III/2281)

Resim---Aişe radiyallahu anhu Annemiz: “Muhammed (aleyhisselâm) bir günde iki sefer yedi ise, biri mutlaka hurma idi" buyurmuştur.

(Müslim, 1981; III/2282)

Resim---Aişe radiyallahu anhu Annemiz: "Bazı aylar olurdu, hiç ateş yakmazdık, yiyip içtiğimiz sadece hurma ve su olurdu. Ancak, bize bir parçacık et getirilirse o hariç." buyurmuştur.

(Buharî, Et'ime 23, Rikak 17; Muslim, Zühd 20-27, (2970-2973); Tirmizî, Zuhd 38, (2357, 2358), 35, (2473)

Resim---Diğer bir rivayette: "Resulûllah ölünceye kadar Muhammed ailesi buğday ekmeğini üst üste üç gün doyuncaya kadar yememiştir" buyurmuştur.


Resim---İbnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselâm) ve ailesi üst üste pek çok geceleri aç geçirirler ve aksam yemeği bulamazlardı. Ekmekleri çoğunlukla arpa ekmeği idi." buyurmuştur.
(Tirmizî, Zuhd 38, (2361)

Resim---Nu'man Ibnu Beşir (radiyallahu anhuma) anlatıyor: "Hz. Ömer (radiyallahu anh) insanların nail oldukları dunyaliktan soz etti ve dedi ki: "Gercekten ben Resulullah (aleyhissalatu vesselâm)'ın bütün gün açlıktan kıvrandığı halde, karnını doyurmaya adi hurma bile bulamadığını gördüm."
(Muslim, Zühd 36, (2978)

Resim---Hz. Ömer’in (radiyallahu anhu): “Gerçekten ben Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in bütün gün açlıktan kıvrandığı halde, karnını doyurmaya adi hurma hile bulamadığını gördüm." buyurmuştur. (Müslim,1981;III/2285)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÖZümün NÛRu Efendim!.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ReSûLî KULLuk KemÂLi
CÂNÂNın CANLı CemÂLi
HULuKu’L- AZÎm HemhÂLi
->gÖZümün NÛRu Efendim!. aleyhisselâm
->Şe'ÂN'ın ŞÛURu Efendim!. Aleyhisselâm


Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem in Sorumluluk Verdiği Kişiye Tam Güvenmesi:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, ashabına güvenme ve sorumluluk verme konusunda da örnek davranışlar sergilemiştir.
Mu’az b. Cebel radiyallahu anhu’yu Yemen’ e gönderirken kendisine bir dava gelmesi halinde nasıl davranacağını sormuş, Muaz da, önce Kitab ve Sünnete göre hüküm vereceğini, Kitab ve Sünnette hüküm bulamazsa kendi görüşü ile hükmedeceğini söylemiştir. Bu cevâbı veren Muaz’ı takdir ederek ona duyduğu güveni: “Rasûlünün elçisini, Rasûlü razı olacak şekilde muvaffak kılan Allah’ a hamdolsun!” sözleri ile ifâde etmiştir.

(Hanbel, 1981; V/230,236,242)

Resim---Aynı güveni, azatlı bir köle olan Zeyd b. Harise’yi Mu’te savaşında ordu komutanı olarak tâyin etmesinde de görebiliriz.
(İbn Sad, tarihsiz; II/128)

Hak ve Adalete Bağlılığı Açısından Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Yetkinliği:

Resim---Son günlerinde ashabı ile gerçekleşen helâlleşmesi hak ve hukuka riâyet bakımından son derece anlamlıdır. Nitekim yeğeni Fadl b. Abbas’ın rivâyetine göre sahabenin huzuruna çıkarak:
“İnsanlar!. Belki aranızda benden hak iddiasında bulunan kişiler çıkabilir. Kimin sırtına vurduysam, işte sırtım, gelsin vursun! Kime hakaret etmiş ya da onurunu incitmişsem, işte şerefim, gelsin intikamını alsın. Kimin malını almışsam, işte malım, alsın ve benden bir itiraz gelecek diye asla çekinmesin, zirâ bu benim sünnetime sığmaz. Böylece Rabbimin huzuruna yüzüm ak olarak çıkabileceğim!.”
Buyurarak hassasiyetini sergilemiştir. O zaman cemâatten biri ayağa kalkıp, kendisine üç dirhem borcu olduğunu söylemiş ve bu para derhal kendisine ödenmiştir.

(Taberî, 1407; II/128)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÖZümün NÛRu Efendim!.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

MuhaMMedî MerHaMette
HAKk’ın HaLKına HiZMette
->RAÛFun RAHÎM >ELBette
->SuBHÂN SüRÛRu Efendim!. Aleyhisselâm.
->HAKk’ın O-NÛRu Efendim!.. Aleyhisselâm.


لَقَدْ جَاءكُمْ رَسُولٌ مِّنْ أَنفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُم بِالْمُؤْمِنِينَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
Resim---"Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz (azîzun), aleyhi mâ anittum harîsun aleykum bi’l- mu’minîne raûfun rahîm (rahîmun).: Andolsun ki; size, sizin içinizden azîz bir Resûl geldi. Sizin üzüldüğünüz şey, O'na ağır gelir (O'nu üzer). Size çok düşkün, mü’minlere şefkatli ve merhametlidir.”
(Tevbe 9/128)


Affedici Olması ve Merhameti Açısından Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Yetkinliği:

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Mekke’de zorluklarla karşı karşıya kalınca, yeni bir çıkış yolu bulmak için Taif’e giderek İslam dinini anlatmak istedi. Ancak Taif halkı Onu dinleme yerine, çocuklarına taşlattı ve Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemi Taif’ten kovdular. Taif dışında bir ağacın altında dinlendiği sırada Cebrâil gelerek Peygamberin istemesi halinde Taif halkını helâk edeceğini bildirdi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, kendisine hakaret ve alay ile karşılayan, taşlayıp yaralayan ve zor durumda bırakan Taif halkının helâk olmasına gönlü razı olmayıp: “Hayır, Allah'ın onların sulblerinden sırf Allah'a ibâdet edecek, ona hiç bir şeyi ortak koşmayacak kimseler çıkarmasını arzu ederim!” Cevâbını vermiştir.
(Buharî, 1981; IV/83)

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, sahabilerin kendisine müracaat ederek: "Ya Rasûlallah! Sakiflilerin okları bizleri yaralayıp parçaladı. Aleyhlerine Allah'a bir bedduada bulunsanız!" demeleri üzerine, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Allahım, Sakiflilere hidâyet ver!” buyurdu.
(Tirmizî, 1981; V/729)

Bu Şekilde dua etmesi bu yetkinlik için güzel bir örnektir.
Resim---Yine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Devs kabilesi isyankâr davranarak iman etmekten çekinmeleri üzerine yanındaki arkadaşlarının: “Sen de onlara beddua et!” demeleri üzerine, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem kıbleye döndü ve avuçlarını dua etmek için açtı. Bunun üzerine oradakiler: “Devs kabilesi helâk oldu!” dediler. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ise: "Allah'ım! Devs'e hidâyet ver! Onları getir" diye dua etti.
(Buharî, 1982; III/235)

Resim---Yine kendisine : “Ya Rasûlallah! Müşriklere beddua et” denildiği zaman Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şu cevâbı vermiştir: “Ben lânet edici olarak gönderilmedim. Ancak rahmet için gönderildim!” (Müslim, 1981; V/2007)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÖZümün NÛRu Efendim!.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

vASL-ı VuSLâtın ViZyonu
AŞkuLLAHın >BAŞı-SONu
HaBîBuLLAH SEÇti ->O’nu
->gÖZümün NÛRu Efendim!. aleyhisselâm
->OL-ÂN ->ONURu Efendim!. aleyhisselâm..


Vizyon Sahibi Olması Açısından Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Yetkinliği:


Vizyon: İmkÂNLa İmtihÂN HAYatımızda, ASLımıza DÖNüş-RüCÛ’muzda, ANA HEDefimeze SALLL-ULAŞımımızda, BİZe EMRRedilip-İstene Stratejik Amaç ve Hedefimize RABBÂNî Rehber Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in ANA Vasfı..

Resim---Hendek savaşında Medine’yi savunmak üzere şehrin çevresine hendek kazılmasına karar verilmişti. Kazı sırasında sert bir kayaya rastlanınca sahabe durumu Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e aktarmış ve Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Bismillah!.” diyerek üç vuruşta taşı parçalamıştı. Her vuruşta taştan bir şimşek çakmıştı. Sahabe durumu hayretle izleyerek hikmetini sormuşlardı.
Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şu cevâbı verdi:
“Kayaya ilk vurduğumda çıkan şimşek, bana Hîre’nin köşklerini ve Kisrâ'nın Medâin'ini aydınlattı. Cebrâil de, ümmetimin oralara hâkim olacaklarını bildirdi. İkinci vuruşumda çakan şimşek, Rum diyârının kızıl köşklerini, saraylarını aydınlattı. Cebrâil de bana, ümmetimin oralara hakim olacaklarını bildirdi! Kayaya üçüncü vuruşumda çıkan şimşek, bana San'a’nın köşklerini, saraylarını aydınlattı ve Cebrâil de bana, ümmetimin oralara hâkim olacaklarını bildirdi.”

(İbn Sad, Tarihsiz; IV/83-84)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in bu yorumu, insanın en kötü durumda olduğu zamanda bile, hedefine doğru ilerleyecek bir vizyona sahib olması gerektiğine iyi bir örnektir...


Risk Alma ve Kararlı Davranışı Açısından Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in Yetkinliği:

Resim---Hicretin üçüncü yılında Mekke müşriklerinin Bedir’in intikamını almak üzere 3000 kişilik ordu ile Medine’ye doğru yürüdükleri haberî Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e ulaşmıştı. O, gördüğü bir rüyânın da işâretiyle şehirde kalıp savunma savaşı yapmayı düşünmüştü. Durumu ashabı ile istişâre ettiği zaman, kendi kanaatini paylaşmış olmasına rağmen, Bedir’e katılmamış genç sahabilerin şehir dışında nizamî bir savaş arzuları ile karşılaştı. Bu düşünceye sıcak bakmamış olsa da, savaş için hazırlıkları başlatmış kendisi de hazırlanmıştı. Savaş taraftarı olan sahabilerin ilk heyecanlarının yatışması ile Peygamber’e rağmen bir tercihte bulunduklarını fark etmeleri ve bu hatadan dönmek istemeleri üzerine;

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem :
“Zırhını giydikten sonra, savaşmadan onu çıkarmak bir peygambere yakışmaz!” diyerek kararlılık göstermiş ve risk almıştır.” buyurdu.

(Darimî, 1981;525-523)


KAYNAKÇA:

Ahmed B. Hanbel. (1992). Müsned I-VI. İstanbul: Çağrı Yayınları.
Ahmed B. Hanbel. (1983). Fedâilü’s-Sahâbe I-II. Beyrut: Müessesetü’r-Risâle.
AYDINLI, Yaşar. (2008). Farabi. İstanbul: İsam Yayınları.
Beyhakî, Ebûbekr Ahmed B. El-Huseyn. (1410). Şu’abü’l-Îmân I-VIII. Beyrut: Dâru’lKütübi’l-Ilmiyye.
Buhârî, Ebu Abdillah Muhammed B. İsmail. (1981). Sahih, I-VIII. İstanbul: Çağrı Yayınları.
Darimî, Ebu Muhammed Abdirrahman. (1981). Sünen. İstanbul: Çağrı Yayınları.
Ebû Davûd, Süleyman B. El-Eş’as. (1981). Sünen, I-V. İstanbul: Çağrı Yayınları.
Ebû Ya’lâ, Ahmed B. Ali. (1984). Müsnedü Ebî Ya’lâ I-XIII, Dımeşk: 1984.
Farabi. (2001). Medinetü’l-Fazıla. İstanbul: MEB Yayınları.
Heysemî, Ali B. Ebîbekr. (1407). Mecmau’z-Zevâid ve Menbeu’l-Fevâid I-X. Beyrut: Dâru’r-Reyyân Li’t-Türâs.
İbn Hıbbân, Ebû Hâtim El-Bustî. (1993). Sahîhu İbn Hıbbân, I-XVIII. Beyrut: Müessesetü’r-Risâle.
İbn Mâce, Ebû Abdillah Muhammed B. Yezid. (1981). Sünen, I-II, İstanbul: Çağrı Yayınları.
İbn Sa’d, Ebû Abdillah Muhammed. (Tarihsiz). Et-Tabakâtu’l-Kübrâ I-VIII. Beyrut: Dâru’s-Sâdır.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: GÖZümün NÛRu Efendim!.

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

SeBBeha SÛRu Efendim!
TEVHiDin TÛRu Efendim!
DELi GÖNLümün SüRÛRu
>GÖZümün NÛRu Efendim!.


ZEVK 7869

DevrÂN-CevLÂN-HayrÂN HÂLin >SoN Nefeste SıRR SEFÂsı
->SeyrÂNda ->SeBBeha SıRFı ->SEVd SüRÛRû EFENDİm!.
->MeŞKin MuhaBBet MeNbağı ->MuHaMMeDü’L- MuSTAFÂsı
->YEDi Kat “GÖNÜL GÜNEŞ”im -->GÖZmün NÛRu EFENDİm!.

sallallahu aleyhi vesellem..

29.10.16 21:13
voiciistnbL..FatihdervişalimahllsiveacıLar….



SıRF: Sadece, yalnızca. Sâfi ve hâlis şey. Karışık olmayan.
MuSTAFÂ: En ince elekten elenip de, en üstte TEK KALan, TEK ve HAS SEÇilmiş..

->“YuSEBBihu -> SEMÂsı”-nda.:
ZeRRe – KüRRe “SeBBaha!” da..:
“SeBBaha”:


يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
Resim---“YUSEBBİHU lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardıl melikil kuddûsil azîzil hakîm(hakîmi) : Göklerde ne var, yerde ne varsa (HEPSİ) O mülk-ü melekûtun eşsiz hükümrânı, noksaanı mucib herşeyden pâk ve münezzeh, gaalib-i mutlak, yegâne hukûm ve hikmet saahibi ALLÂHI TESBÎH (VE TENZÎH) ETMEKDEDİR.”
(Cuma 62/1)

Sebbaha: yüzmek..
Yusebbihu: tesbih eder, baş ayaksız yüzerdurur..
Yerdeki göklerdeki ZeRReler yâni ATOMlar;
NeşRlerinden HaŞRlerine kadar döndüler, dönmekteler ve dönecekler.
Bu SeBBaHa yüzüşRAKSı hep sürecek her AN yeniden Yaratılara ŞEENULLAHta..
Ve ne zamAN AKILlarımız DEVR-ÂNı Anlarsa ve DEVRe İştirak ederse Yusebbuhu Zikr-i Dâmindeyiz inşae ALLAH..


SeBBeHa: tesbih eder. Yüzer. Döner durur. AKL-ı SiLm BİLir ki, ATOM yaratıldığı günden beri durmadan dönmektedir ve kıyâmete kadar da dönecektir. Enerjiyi nerden almakta ve alacak sorusunun cevâbının “KÛN feye KÛN-hER ÂN ŞE’ÂNULLAHta yENiden Yaratış” olduğunu materyalist fizik çok geç anlayacaktır sanırım..



Resim

(Sultan Muhammedi’l-Gazzevî Hazretlerinin salâvâtı olup,
sabah 3 akşam 3 okunması gönül ehlince tavsiye edilmiştir.)


TÜRKÇESİ:
Allâhümme salli ve sellim alâ seyyidinâ ve Mevlânâ
Muhammedin mahtelefel melevâni Resim Ve teâkabel aserâni Resim
Ve kerrerel cedidâni Resim Vestekbelel ferkadân Resim
Ve belliğ ruhahu ve ervâha ehli beytihi minna ettehiyyete vesselâm.


MÂNÂSI :
Allahım! Ey Rabbim! Sabahtan öceki şafaklar ayrılıp gitikçe,
akşamdan önceki gurublar onları takib ettikçe,
gündüz ve gece tekrarlanıp mevcûd oldukça,
yıldızlar
(kutup yıldızı ve diğerleri) istikbâlde durup (yüzünü) döndükçe
Seyidimiz Efendimiz Muhammed
(sallallahu aleyhi ve sellem)'e salât ve selâm ediver!
Bizim tahiyyemizi
(hakta ve hayırda diriliş duamızı)
ve selâmımızı
(sılaya ulaşım arzumuzu)
O'nun ruhuna ve Ehl-i Beyt'inin ruhuna ulaştırıver!



Resimالله أكبر كبيرا و الحمد لله كثيرا و سبحان الله بكرة و أصيلا
"Allahu ekber kebira, velhamdülillahi kesira ve subhanallahi bükraten ve esila"


Resim---Biz, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden: "Allahu ekber kebiri, velhamdülillahi kesira, subhanallahi bükraten ve asila (Allah, büyükte büyüktür, Allah'a hamdimiz çoktur, sabah akşam tesbihimiz Allaha'dır!") dedi. Resulullah (sav) efendimiz: "Bu sözleri kim söyledi?" diye sordu. Söyleyen adam: "Ben, ey Allah'ın Resulü" dedi. Resulullah (sav) efendimiz: "O sözler hoşuma gitti. Sema kapıları onlara açıldı" buyurdu. İbnu Ömer (ra) der ki: "Söylediği günden beri o zikri okumayı hiç terketmedim."
(Nesai, bir rivayette şu ziyadede bulunmuştur: "On iki adet meleğin, bu sözleri (yükseltmek üzere) koşuştuklarını gördüm.")
(Müslim, Mesacid 150, (601); Tirmizi, Da'avat 137, (3586); Nesai, İftitah 8, (2,125))
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön