insan ve İNSÂN

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

insan ve İNSÂN

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

İnsan!
Ve İNSAN!..

Kul ihvÂNi

İnsanı İNSAN, İNSAN eder!.
M.DERMAN kaddesallahu sırrahu

İnsAN KiM ki?
Hüviyyeti, Mâhiyyeti, Mâliyyeti, Niceliği, Niteliği ve Kısaca KİMliği NE ki?..

إِنَّمَا الحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَإِن تُؤْمِنُوا وَتَتَّقُوا يُؤْتِكُمْ أُجُورَكُمْ وَلَا يَسْأَلْكُمْ أَمْوَالَكُمْ
Resim---İnnemel hayâtud dunyâ laibun ve lehv (lehvun), ve in tu’minû ve tettekû yu’tikum ucûrekum ve lâ yes’elkum emvâlekum: Dünya hayat bir oyun ve eğlenceden ıbârettir, halbuki siz iyman eder de iyi korunursanız size hem ecirlerinizi verir hem de sizden bütün mallarınızı istemez
(MuhaMMed 47/36)

Ezel Eşiği Ana RAHîMi, Ebed Kapısı KaBiR ARAsındaki Dünya HaYY-atında baş rol OYUNcusu NEFS ki, insÂN!..
Zâhir-Maddî Yönüyle NEFSin HeVâsı ve Ona uygun dizayn edilen Laib-OYUN Bahçesi Dünya..
Bâtın-Manevî Yönüyle NEFSin HeVeSi ve Ona uygun dizayn edilen LeVH-EĞLENCE Bahçesi Dünya..
İşte bu NEFSin; Mıknatıs gibi iki ZIT Uçlu Ham AKLındaki Hevâ-Heves, İSTEK ve Arzusunun en ÇİĞ Hâli Zâhirde ŞEHVET ve en OLGUN Hâli Bâtında ŞeHÂDETtir..
İnsan AKLı ki, El Âlim ve El Alîm celle celâlihu Esma Yüklemesi OL-up, İlâhi-Muhammedî Masdar-Mazhar-Menba’ ve Son UÇ-ta Melce’ Merkezidir..


ALLAH celle celâlihu Nûrundan;
Zâtî-Sıfatî-Esmaî ve Eşyaî ŞÛunâtında her ÂN YENİ-den yaratmakta KûN fe yeKûN Titreşimini ve SıRR-ı SubhÂN seBBeHa! sını DUY- ve UY- ER-de-DeMi ER-eNliğine SUNup DuRmaktadır DuRmadan..

*

Gençliğimin filizlendiği Karataşlarla kaplı Hasan Dağın Dibindeki Karaören Köyümde;
ıSSız gecelerde, uzaklardaki ŞeHRin göz kırpıp titreşen IŞIKlarının neden yakınına gelince titreşmediğini-yanıp sönmediğini uzun yıllar düşündüm DUR-duM!.

**

Rahmet Ravzası Babacığımı Eğitmenlikten bir kuruş vermeden atıverdiklerinde baka kalmıştık âilece!
Gardiyanlık işi bulmuştu Aksaray cezâevinde de.. ilk izinli gelişinde çerçeveli büyükçe bir AYNa getirmişti bana..
Ömrü boyunca çok sevmişti beni..
Bu AYNada saatlerce kendi yüzüme bakardım…
Ve bir gün elimden kaydı DÜŞştü KIRıldı..
Hayret ettim ki her bir parçasında kendi büyüklüklerince yine ben VARdım, İrili ufaklı AYNacıklarda, N-ASIL OL-maktalığını uzun yıllar düşündüm DUR-duM!..


***

Adana Erkek Lisesinde Leyl-i Meççâne yani Devletçe Parasız Yatılı okurken Fizik Dersi deneyinde at nalı gibi MIKNATIS elimden kaydı DÜŞtü ve Kırıldı, çok üzüldüm..
Havuç Lakaplı Hocam: “Hasandağlım hiç üzülme onun her parçası otomatik olarak yeniden Mıkanatıs olur!” dediğinde donakalmıştım hayretten!
Ve de kırdıkça her Parçanın N-ASIL yüzlerce mıknatıs OL-uşunun SıRRını uzun yıllar düşündüm DUR-duM!


*
**

İçine kapalı, çekingen, dar-zor gelirli, imkansız, ufacık tefecik ama kendine güvenen kapalı oluş mecburiyetimden, çok özlediğim ama asla fırsat bulamadığım bir kız arkadaşımın Olmayışı BOŞluğumu,
Orta okul sırasında kuru-kara bir kızın bir tek BAK-ışıyla N-ASIL DOL-DURuVERdiğini uzun yıllar düşündüm DUR-duM!.


*
***

Karlı kış günü gecelerinde taşkemer tarihî köy camimizde sol kolu çolak sığırtmaç Rasim Emminin Halak-yı Zikirde, başı kesilen tavuk gibi çırpınıp durmasının seBeBini de uzun yıllar düşündüm DUR-duM!..

*
**
***

Akıl İKLiMimin İKİ UCU-ndaki bu kıvılcımılamanın adına basitçe SEV-gi denmekteydi..

Basit kıvılcımından AL-EV AL-an AKIL Yangınına AŞK denmekteydi…

Yağmur Yürekli ve Rammet Bereketli Bir cÂN Sormuş ki BaNa:

“MuhaBBet nedir? yani aşktan ve sevgiliden deki farkı /ları nedir, ikisinden daha mı yüce yoksa değil mi?.”

Uzun yıllar düşünüp DUR-duMğumdu bu SOR-u ve “N” idi MuHABBEt?!!!...

BeBeK Beşiğimde ÂŞIK DuDu EBE-min NiNNilerinden beri İÇ-imdeki Gizli GİZ ve SeBeBsiz, Bedelsiz, Kıyassız ve Şartsız SEVgi MuHABBEti, 40 yılın ARDından Ap-Ak saçlarımın TELLerinde MuHABBEt MızRABBıyla “MiM GÖZlüm!” Türksünü ÇALmakta-ÇAĞırmaktalar hâlâ…

Resulî SEViye SEV-gi Yolu, AHMeDî AŞK Azığı ve MuHaMMeDî MuHABBEt BaHÇesi..

Toplu İğne Başı kadar İNCİR ÇeKiRdeğine GİZ-lenen Kıyamete Kadar KaDER Olarak GELecek İnCir Ağaçaları AN-lattı dün gece;
Her MeY-venin ÇAĞlası ACIdır elbet ve her ham, gün gelir OLgun-OL-ur!..
ToHuMdan ToHuMa TeVHiD TeCELLÎ-SîN

MuHaMMeDî GaYReT-le BiL-meli-SîN
MuHaMMeDî MeRHaMeT-le BUL-malı-SîNN
MuHaMMeDî MuHaBBeT-te OL-malı-SîNNN
MuHaMMeDî HaKKiKaT-ını SîNinde YAŞA-malı-SîNNNN ki,

ALLAH celle celâlihu nun YAŞA-yÂN DiRi MuHaMMeDî ŞâHiDi OL-a-BİL-e SîN Kul İhvÂNî!..

AKLın UY-utMa!
bAŞKa Yol TuTMa!
Ve ASL-a UNuTMa!
Her AN Bir zamAN
Gerçek BaK
!..
YAŞA-nmayAN YaLAN!..
Bir TEK HaKK..

E-De-B-siz İLim İBLİS-in
EL-DiL-BeL BaĞLa!
SîN-endeki Sîn- -SîN
BİZ BİR
-İZ BİL-in- -SîN

AŞK-ı DUY-ÂN Bir kUYu!
UY-ARır B i N kUY-UY-u!
ŞekER-ŞeRBet BaL KeS-ER
BiN BiR kUY
-UY-unun S-UY-u!..

*
**
***

MeRKeZde NUKTA-yı ÜMMÎYYiN
MuHİTte NUKTA-yı UMUMÎYYiN…

ALLAH celle celâlihu VAR iken, YOK-luk Yok iken..
ZÂTULLAH-ta bir HaBBe-Tohum-Çekirdek VAR imiş ki,
MuRaDuLLaH MeşiYYetiyLe-DiLediğinde EMRuLLaHın “KûN!” NûN-undan MîM-ini,
NUKTA-yı ÜMMÎYYiNi;

DeVR-ÂN a ŞeKLeN Serdi,
SeYR-ÂN ın AKLeN Gösterdi,
CeVL-ÂN ın VEKLeN VeRdi,
HaYR-ÂN ın NaKLEN YAŞAttı Şe’ÂN-nda Hamdolsun….

HaBiBullah HaBBEsinin;
MuHaMMeDî BeŞeRiYYeT ŞuûRunda
MuHaMMeDî VeLâYYeT NûuRUnda
MuHaMMeDî NüBüVVeT SüRûRunda
MuHaMMeDî RiSâLeT ONurunda
MuHaMMeDî ÜMMiYYet Hazırında
MuHaMMeDî HaBiBiiYYet Huzurunda
MuHaMMeDî UluHiYYet UCunda UYUN-unda;

MuHABBEt-ten MuHaMMeD
MuHaMMeD
-den MuHABBEt..
Güneşsizlik Gecesi ceHeNNeM
BatMayan MuHABBEttir CeNNet
!..

İnanç-Amel-Ahlâk KeMâL
CeLâl Çile ->Çiçek CeMâL
ANLatıLmaz YAŞA
-nır cÂN
HâL İÇinde HâLdeki HÂL
!..

KuL İhVÂNî SÖZ-ü KeS!
cÂN DE-diğin BİR NeFeS!
BİR NeFeS-Lik NâSiBi-ni!
GüN GEL-iR BUL-ur HERkeS!..

SoN-suz Sınırsız İLmuLLah kadar SALLat u SeLâm OLsun
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selleme ve de,
Yüreğindeki Kerem Kevseri cÂNLarımıza!..


Resim

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
الّٰهمَّ صَلِّ على سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ وَرَقِ هَذِهِ الْأَشْجَارِ
الّٰهمَّ صَلِّ على سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ وُرُودِ وَالْاَنْوَارِ
الّٰهمَّ صَلِّ على سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ قَطْرِ الْاَمْطَارِ
الّٰهمَّ صَلِّ على سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ بِعَدَدِ رَمْلِ الْقِفَارِ


TÜRKÇESİ:

Allâhumme Salli alâ Seyyidinâ Muhammedin biadedi verakı hâzihi’l- eşcâr.
Allâhumme Salli alâ Seyyidinâ Muhammedin biadedi vurûdi ve’l- envâr.
Allâhumme Salli alâ Seyyidinâ Muhammedin biadedi katri’l- emtâr.
Allâhumme Salli alâ Seyyidinâ Muhammedin biadedi remli’l- kıfâr.

MÂNÂSI:

ALLAH’ım!
Efendimiz MuHaMMeD sallallahu aleyhi ve sellem’e
şu AĞaçların yaprakları sayısınca Salât u SeLâm eyle!


ALLAH’ım!
Efendimiz MuHaMMeD sallallahu aleyhi ve sellem’e
NÛRların meydana çıkışları sayısınca Salât u SeLâm eyle!


ALLAH’ım!
Efendimiz MuHaMMeD sallallahu aleyhi ve sellem’e
şu YaĞmurların damlaları sayısınca Salât u SeLâm eyle!


ALLAH’ım!
Efendimiz MuHaMMeD sallallahu aleyhi ve sellem’e
şu ÇöLlerin KuMları sayısınca Salât u SeLâm eyle!..



Resim üçkollu çınarım ve göklerim..

->SIKıldı kANLı KÂFeSim
yiNe >YüReK BULut BULut
->RüzGÂRın SeSİ NEFesim
İÇimdeki GÜN-EŞ -> UMUt!.


*

Resim

>BUrası -> “BUrsa Bâzârı”
>GÖKLerdesin kuL ihvÂNi!.
-> ÇİÇEKLerin -> İNtiZÂRı
->KÖKLerdesin kuL ihvÂNi!..

ALLAH'a URUC.. RABB'e RüCÛ'
-> A K L ı m ı z ı n İ K İ U C u
->Şu ÂN ->Şe'ÂN ->ŞeHÂdeti
>TeVHiDin ->SeBeB-SONUCu!..


Resim


ResimMMM MuHABBetlerimle..


°. °. °. °.Kul İhvÂNi .° .° .° .°
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: insan ve İNSÂN

Mesaj gönderen der-ya »

SEVİLdiği yerdedir İnsÂN,

DEĞİL mi CANIM hocam...




Resim

...

Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını istedi hocası.

Çocuk bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazdı. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlattı. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çiz...di. Binaların, ahırların ve koşu yollarının yerlerini gösterdi. Krokiye, 200 dönümlük arazinin üzerine oturacak 1000 metrekarelik evin ayrıntılı planını da ekledi. Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev , tam kalbinin sesiydi...

İki gün sonra ödevi geri aldı. Kağıdın üzerinde kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir “0” ve “Dersten sonra beni gör”, uyarısı vardı.

- Neden 0 aldım, diye merakla sordu hocasına çocuk.

- Bu senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan bir hayal, dedi hocası.

- Paran yok. Gezginci bir aileden geliyorsun. Kaynağınız yok. At çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi alman lazım. Damızlık hayvanlar da alman gerekiyor. Bunu başarman imkânsız. Eğer ödevini gerçekçi hedefler belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden geçiririm.”

Çocuk evine döndü ve uzun uzun düşündü. Babasına danıştı.

- Oğlum, dedi babası; “Bu konuda kararını kendin vermelisin. Bu senin hayatın için oldukça önemli bir seçim!”.

Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değişiklik yapmadan geri götürdü hocasına .

- “Siz verdiğiniz notu değiştirmeyin... Ben de hayallerimi...



''Teknik ve Uygulamalarla OKUL BAŞARISI'' adlı kitabından
Yazar: Ahmet YILDIZ


ALLAH’ım!
Efendimiz MuHaMMeD sallallahu aleyhi ve sellem’e
şu ÇöLlerin KuMları sayısınca Salât u SeLâm eyle!..
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: insan ve İNSÂN

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ALIŞmışLıkLarımız!.

Kafese kapatılan kuşların belli süre sonra kafes kapağını açsanız da kafesten çıkmaya ya cesarteleri yoktur ya farkedemezler alışmışlıktan...
Sineklerin CAMın arkasını GÖRüp, ÇARPa ÇARPa ÇIKış aramaları...

BİZ de bu ÇIKMAzlarda DEBBelenmekteyiz HAYYat boyunca.
İster zâhir ister bâtın GÖRüşümüz OLsun az çok vâkıf OLaBİLdiğimiz DOĞRUlarımıza ULAŞaBİLmemiz BOŞ ÇABA hâlinde GELip-GEÇmekte...

ASLında ARAdığımıza ÇOK YAKINken, GÖRüşümüze AÇIKken bu KARANLIK saplantımıza ne neden OLmakta?
Ah şu ÖN-YARGIlarımız, ŞARTlanmışlıklarımız... ARAdığımızın ne OLduğunun bile dışına çıktığımız ARAmalarımız... YOLa ne diye çıkmıştık? Niyetimiz neydi? YANdığımız neydi...

İstiyoruz çok istiyoruz hedefimiz belli!
GİDİŞimiz?. Nasıl?. Nereye?. Ne kadar?. Sınıfta kalmak bu olsa gerek.. Bile bile YAPamamak!.


Âdem aleyhi's-selâm'dan bu yana ZAHRından ALınıp da "E lestu bi RABBİkum?" sorusuna muhatap olan kim varsa..
BİZim yana yakıla yürüdüğümüz şu YOLlardan GEÇmemiş OLsun...
Kimimiz daha rahat, kimimiz daha kararlı yürüyoruz İKİ KAPIlı şu HANda. Defterlerimiz ÖNümüze getirildiğinde GÖReceğiz AK ile KARAyı.

İşin en can acıtan yeri, bu CAN KUŞunun KAFesinin KAPIsının AÇIK olmasına rağmen FARKedememesi ya da KORKması...
Sineğin CAMın ARKAsını ayan beyân GÖRmesine ve AÇIK CAMdan dışarı çıkabilecek olmasına rağmen aynı ÇIKMAZda DEBBelenmesi...

Bende onlar gibi AKLımın ÂNladığı, KALBimin SEZdiği o çıkışı bir türlü BULup ÇIKamıyorum... ÖMRüm için elimde belgem yok ki eylene eylene, SALLana SALLana ARAyayım. Son NEFESim burnumun Ucunda.. ha geldi ha gelecekken, bu gaflet bu şaşkınlık nereye kadar?.
Birbirine el uzâtan, el sıkışan ve elense çeken ECEL ve EMELlerimin Yakın-Uzaklığında ÂNdaki ARAyışım YAŞAyışım OLmakta..


AKLımın kendi labirentinde ARAyıp DURduğuna,
NAKLin NURu “Her YERde OL-ÂNı ARAma!.” DEmekte..
DONup KALan ve asla, ASLına AKmayan AKLım,
SUyun TESTİsi BUZdanı BUZ KALdıkça Anlamamakta.. ve ÖZÜnü DONdurmya Çabalamakta ne Yazık ki!.
Beden BUZu, NEFS SUyu, Kalb Buharı ve Ruh BULutumun Ortak BAĞı Ham AKLım,
MuhaMMedî Tâlim ve Terbiyeden GEÇip AKL-ı SİLM OLabilseydi, 4 ünün de TEVHİD FORMÜLÜnün H2O olduğunu Anlayacaktı ve Tahkik İMânâ SALL olacaktı cÂN DostLarım!..


Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: insan ve İNSÂN

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


-Değerli kardeşimizden GEÇmiş zamÂNdan bir ANI YAZısı..-

Ben oL da biL!.

mina

“Analık nedir Annem?” derdim de anacığıma; “Ben ol da bil!” derdi Mevlânaca..

Ben ol da bil!

“Sen” oldum annem bak!..

“Sen” oldum ve bildim neymiş bu işin yürekçesi..

Hani “Köpekler bile “ana” olmasın!” derdin ya hep, o ızdıraplı yüreğinle, o engin şefkatinle..

Anlamazdık o zaman biz zamâneler..

“Zor kızım, çok zor analık” derdin ardından derin bir iç çekişle..

Zormuş anam!..

Ana olmak “Hiç” ken “Hep” olmakmış meğer.. Çoğalmakmış durmadan..

Dünyaya meydan okumak, mâzi ve istikbâli sırtlamak, pervâsız bir gözü karalıkmış..

Zormuş Annem.. Olduk, gördük, bildik bak..

Ana olmak meğer; Kor ateşlerde üşümesi, kara kışlarda buz kesmesiymiş yüreğin…

Hep; “Ben!” derken,
Artık; “O”, “İllâ O!” demesiymiş..

Hiç varmayacağı kapıları çalması, hiç ederek ömrünü, adamasıymış..

Hiç kızmaması yüreğin, almayı hiç düşünmeden hep vermesiymiş..

Hep sarıp-sarmalaması, hiç hesap sormadan, hep dost hep yâr olmasıymış..

Zormuş Anam!..

Meğer ölümüne bir kara sevdaymış analık..

Olduk, gördük, bildik bak!..


Resim

Gözlemleyin kadınları; Değişirler hep “Anne” olunca..
Bir metamorfoz belki analık; Tırtılken kelebek olmak

Artık gözleri, elleri-ayakları, akıl ve yüreği tüm âzâları ve dahî hayalleri, tüm vakitleri ve hayata dâir hesapları O’na ait değildir..
Karşılıksız-hesapsız ve de gönüllü olarak bağışlar yavrusuna tüm varlığını Anne..

Ve dikkat edin, her kadın bir başka güzelleşir “Anne” olunca..

Ezelden biçilen bir kostüm gibi, “Analık” yakışır her kadına..

O, artık “Anne gibi” güler,
“Anne gibi” bakar,
“Anne gibi”kokar..
Ve hayatta hiç kimse ne “Anne gibi” kokar ne “Anne gibi” bakar ne de onun gibi yanar..

Ve böylelikle tüm anneler, Yaratan’dan kokular, esintiler taşırlar dünyamıza..

Her Anne Yaratıcı’ya âyinedir..
En çok El Hâlık ve El Vedûd ismi yansır onlarda..

Ve hayat boyu, binbir esmâyı seyrederiz o kocaman yüreklerde..

İşte bu yüzden, kaç yaşında olursak olalım, bizler için hep,
Hiç eskimeyen bir ihtiram, coşkun bir muhabbet, hep meylettiren bir çekim alanıdırlar..

İşte bu tutkunluk, hesapsız adanışlarının karşılığıdır onlara, Yaradan’dan..

Ve bir gün bizden gittiklerinde.. İçimizin bir yanı, ömür boyu hep titreşir onlar için..
Hiç sönmeyen bir yangın, zaman zaman yakar alevlenir, asla dolmaz boşlukları..

Alıp gitmişlerdir çünkü canlarımızın bir parçasını..

Öyledir, her Anne giderken, yüreğini emânet bırakır yavrusuna ve bir parça yavrusundan alır da öyle gider çünkü..

Ve bu yürek aktarımı, annenin sesi, nefesi, gözleri, sözleri ve o kocaman yüreği, ezelî bir miras gibi devredilir nesilden nesile..

İşte dünyayı îmar eden, ayakta tutan bu Ana Yürekleridir!

Nasıl emânetse yavrular annelerine bir vakit,
Öylece emânettir her anne de yavrusuna..
“Of!.” bile demeden, sakın ha incitmeden,
Sahip çıksın herkes emânetlerine aman!.

Yavrularına iki dünya bağışlayan ANAlara

ve cennetlerini kazanan canlara müjdeler olsun..

MuhaBBetle ......


ResimResimResim

Kalbi elinde gezmek... kalabalıklarda.. Alınganlık sokaklarında vs vs vs...

Biraz kalbine dikkat etmek lazım.. Başkasının da.. Söz oku yola çıktığında vuracağı yer bellidir...

Kendine çok önem vermek belki de kırılma merkezini oluşturan neden..

Nazdârlık perdelerinde bir gölge oyunu.. Bir zabd-ı rabt hareketi.. bir sevgi kontrol kulesi.. Bir hakimiyet telaşının iniltisi.. Vefâ tasavvuruyla vedâya tahammül edememek.. Hem her fâniyi sevmek için ona bir bekâ elbisesi biçmektir belki de.. Akar ve gider.. İfade eder ve harap eder.. sen de yakar yıkarsın...

Kişisel istiabların sınırlsrı belki de dayanamamak.. hacmi dar olmak.. Şahsi memnuniyetlere hasr-ı nazar etmektir belki... belki başkası için yaşayamamaktandır...

Muhabbetin şen'i muhabbet beklemektir elbette.. Şefkat etmek aşktan nasıl üstün bir duygudur karşılıksızlığı ile.. Öyle de muhabbetim şen'i de bir mânâda kerim olmaktır.. Vermektir sevgiyi.. kendine tercih ile...

Olur olmaza.. edâya naza söze hep üzülmemektir belki.. Belki yitenler.belki dönüp yüzüne elvâda diyenlere acımtırak bir tahammülle.. güle güle diyebilmektir..

Bazı muhabbet hoyrat sedmelere uğrar.. kalpte.. Bir Hasip görünür hasbunada.. Onun dost kılmasıyla olur dostluklar, onun sevdirmesiyle olur sevmenin mecazdan kendini kurtarmışları.. Yoksa felek şartlarıyla zaman hükümleriyle rencide üzerine dem tutmuş...

Birşeyin iki görüntüsü var idrak olarak.. Birine mânâyı ismi deniliyor.. diğerine mânâyı harfi.. Mesela bir “A” harfi kendini bir “A” kadar ifade eder.. Bu mânâyı ismi.. amma o “A” onu yazanı sahifeler dolusu ifade eder.. Belki mânâyı harfiyle sevgiye bakılsa aynalardaki değişiminde ne kırmak olur ne kırılmak.. hayatta kâinatta böyle...

Kırılmanın ve kırmanın sebepleri hep aynı deyimle ifade edilmez mi.. incir çekirdeğine büyük gelen bütün meseleler.. hep dünyanın mânâyı ismiyle olan yüzünde değil mi?..

Bazen hırs sahibini boğar.. bazen hased.. bunun tedavisi onların özelliklerini kontrol ederek .. özelliklerine ve akıbetlerine bakarak o duygulardan vaz geçmek değil mi?...

Hem düşmanlık ulaşamamak.. karşılık görmemekten çıkmaz mı? Bir zaman bir dünya güzeli.. kendini seven âşığını tard eder huzurundan kovar.. o da teselli bulmak için .. ne kadar çirkindir der... belki bu o düşünce ve hisse ait muvaffakiyetsizlik.. kırgınlıkla kırmayı da peşinden getiriyor...

Demek bütün tartışmalar ve kırgınlıklar mukabelesizlik.. ve vefasızlık addedilen düşünceler.. ve o ana mahsus tepkiler... men edilmiş muhavereler.. gıybetler vs.. o kırgınlıkları karşılıklı olarak arttırıyor..

Elemleri taşıyan en önemli hisler.. Dünyanın fâni olarak düşünülmemesi.. ebedi burada kalınacak hissiyatı.. Ve gurur işkencesidir...


Mânâyı harfiyle bakıp hem kendi kalbini hem karşındakinin kalbini korumalıdır kim bilir.. belki kalbini bir mahbubu bâkiye açıp korunmalıdır.. Ne denir...

Öyle demiş biri.. Dünya öyle bir meta’ değil ki nizâya değsin...


(sohbet notları.. alıntı...)
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön