SAVMu's- SALÂH

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

SAVMu's- SALÂH

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

SAVMu’s- SALÂH
->FAZLu’L- FeLÂH
LÂ İLÂHe İLLÂLLAH!.


İnsÂNoğlunun BİZce Yaratılış seBeBi OLAN..
ÖZündeki-Şahdamarındaki-Habli’l- VERîD ki, TEK SALL-ULAŞım İpİ HakikatMuhaMMedîyyesini BİLİp-BULup VüCÛDa getirmesi SAHİBLiğidir SAVM..
SAVM.. sad.. vav.. mim.. İnsanın ÖZündeki HakikatMuhaMMedîyyesinini vüCÛDa gelişine MevCÛDa ÇIKışına Sahib ÇIKışıdır..
SALÂH ise; İnsanın ÖZünün ÖZündeki iğreti İnsÂNLık HüViyyeti Lütfuna ki Hakikat-ı MuhaMMedîyyesine Sahib ÇIKışıdır.. SÎNe SuLHuna, Barışına Uyuşumuna ULaşımdır.. Bir ŞEY’in en iyi, rahat ve sürekli sulh hâli.. Dışta DÜZen ve İÇte dENgeye ULAŞmış DinuLLAH DUYgusuna UYgusu..
Kısacası SALÂH; bir KUL ki, İmkÂNLarla İmtihÂN Sahası olan HaYyatta NEFSini, HEVES FÜCURundan ve Hevâ FESADından kurtarıp koruyarak, her hayra câmi faziletleri toplamasıyla ancak hâsıl OLaBİLen yüksek bir Sıfat-ı MuhaMMediyyemİZdir!.
NASRuLLahımıza ULaşım ve SALÂHımıza kAVuşumdur İnşae ALLAHu TeâLâ!.

FAZL.. fe.. dat.. lâm.. İnsÂNoğlunun yaratılış maksadının temelindeki Gübreden GÜLü ki, DALALetten Fazileti Çıkarmak İmtihanımız..
ALLAHu zü’l- CeLÂL; AHSeNi-en iyi, en güzel ve en doğruyu ki, kısaca Hayrı İŞLer ve İSter.. FAZL, ÖZümüzdeki LütfULLAHın DALALEt KARAnlığından ÇIKarılış serüvENidir hülâsassı.. FAZL, MuhaMMedî-ReSULî RÜŞde ERişte Ehl-i Beyt aleyhumu's-selâm ERdemi ve de MuhaMMedî Mü’minlerin hERDEMidir.. FAZL, İnsÂN OLuş OLgunlugu, cÂN Cömertliği, İmÂN İKRÂsı, İnâyet İkramı, KULLuk Keremi, MuhaMMedî Mârifet Mahşeri ve de ALLAHu TeâLâ İhsÂNıdır ve’s- SeLÂMm!.

FAZiLet ise; ANLAtılan FAZLın Şariat-Tarikat ve Mârifet-i MuhaMMedîyyede fiilen UYgulanış Getirisidir, SON-UÇ-udur!.
FAZiLet; Ehl-i Beyt aleyhumu's-selâm EDEBiyle, İlim, İman, İrfÂN itibarı ile bu târifi imkansız ve yüksek MuhaMMedî Meziyet derecesidir.
Ehl-i Beyt aleyhumu's-selâm EDEBinden kastım, açık ve net olarak;
Kur'ân-ı Kerim ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem SüNNeti İÇİnde, Dinî ve Ahlâkî vazifelere riâyet ederek ulaşılan Fazl KemÂLi ve Hüner CemÂLinin, Sırat-ı Mustakîm YOLUdur elhamdulillahirabbilâlemîn!..

Şimdi şu AKIL TASI Kafanı iki ELLeriyin ARAsına alıp bir bakar mısın sen;

ANA RAHMinden başı çıkıp ayakları henüz çıkmadan, ağlayarak MeMe ARAyan BeBEnin fıtrî “bEN”liğin Nefsî Hev ve Heves imtihÂNının İLK NOKTAsını ancak körler göremezler!
yiNE DoksandOKUz yaşın sonunda vüCÛDu mezara gömülen DEDenin dışarda kalan BAŞı, ÖLüme çâre aramakta ve: “Kapatın şu meZÂR Kapısını!” derken de fıtrî “bEN”liğin Nefsî Hev ve Heves imtihÂNının son NOKTAsındaki SESini ancak sağırlar duyamazlar!.

ÂRİF olamamış NEFSLer hariç, İnsÂNoğlunun NEFSi, cÂNının KİMLik ve KİŞİLiğinin korunmasında yiyip içmeyeceği hiç bir şey yoktur!. Yeter ki AKLI “Öldürmez, YAŞAtır bu sENi!” desin!. TüMM cANLılarda, NEFSin en Özüne İŞLenenen NİTELik ve NİCELik CEMM’i “Mutlaka YAŞAmalısın!”dır!.
Bu Hususu –KüLLî ŞEY’i-Kâinâtı her ÂN Şe’ÂNuLLahta Yaratıp durmakta olan ALLAHu zü’l- CeLÂL Kur'ân-ı Kerim’inde, “CÂN”ın kaybedilmesi söz konusu olursa haramları HeLÂL kılmakta ve haksız yere bir cÂNa kıyışı tüm CÂNları katletmek sayıp lânetlemektedir..
Çünkü Öldüren ZÂLİm, ÖLdürülen MAZLUMun SaLâh-MuhaMMedî TesLimiyyet ve FeLâh-MuhaMMedî İStiKÂMet BAĞLarını KESsmiş Yaratılış SEBEBini SİLmiştir..
Oysa her gün beŞ deFa gökler dOLusu HaYykırılmakta EzÂN-ı MuhaMMedîyyemİZz!.

حي على الصلاة
Hayya alâ's- SaLâh.. Haydi SaLâhta HaYYa-DİRİliğe koşş!

حي على الفلاح
Hayya alâ’l- FeLâh.. Haydi SaLâhta HaYYa-DİRİliğe koşş!

iŞte bu:
MuhaMMedî NASRuLLAH SaLâhı ve,
MuhaMMedî FeTHuLLAH Felâhı ve,
MuhaMMedî KEREM KEVSERimİZ DİNuLLaHa,
dAMMLa dAMMLa DÜŞüşLer ve DALga DALga DOLuşlar..

إِذَا جَاء نَصْرُ اللَّهِ وَالْفَتْحُ
Resim ---İzâ câe nasrullâhi ve’l- feth: Allah'ın yardımı- nusreti ve fetih geldiği zaman,” (Nasr 110/1)

وَرَأَيْتَ النَّاسَ يَدْخُلُونَ فِي دِينِ اللَّهِ أَفْوَاجًا
Resim ---Ve reeyten nâse yedhulûne fî dînillâhi efvâcâ: Ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde,” (Nasr 110/2)

فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا
Resim ---Fe sebbih bi hamdi rabbike vestagfirh (vestagfirhu), innehu kâne tevvâbâ: Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.” (Nasr 110/3)

Hemence bir ARA Tevbe-istiğfar ve DUÂ EDiVERelim İnşâe ALLAHu TeâLâ..
ALLAHu zü’l- CeLÂL Rabbu’l- ÂLEMînimİZ, Rahmetenli’l- ÂLEMînimİZ Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem HÖRMetine, bu FİTNEPerstler İçinde BİZ ÜMMet-i MuhaMMedi Affetsin, HaKk'a ve HAYRa DÖNüşümüzü Kabul Etsin, Korusun ve BİZLeri;
MuhaMMedî MusLih-İslah etmekte, İyileştirmekte, Terbiye edip Salâha ERİŞte HaBîBî HiZMetçi-Kılsın İnşâe ALLAHu Teâlâ!.
MuhaMMedî MufLih- İflâh ettirmekte, Selâmeti buldurmakta, Kurtulup Felâha ERİŞte HaSBî HiZMetçi-Kılsın İnşâe ALLAHu TeâLâ!.

Çünkü Hâlis-Muhlis-Sıddık ve Âdil MuhaMMedîLer için müjde açıktır Kur'ân-ı KerimimİZde;

وَمَا كَانَ رَبُّكَ لِيُهْلِكَ الْقُرَى بِظُلْمٍ وَأَهْلُهَا مُصْلِحُونَ
Resim ---Ve mâ kâne rabbuke li yuhlike'l- kurâ bi zulmin ve ehluhâ muslihûn (muslihûne).: Halkı, ıslah eden kimseler iken, senin Rabbin o ülkeleri zulm ile helak edecek değildi.” (Hûd 11/117).

SaLâh ve FeLâhsızlığın fiilen uygulanışı olan “fitne” denilen, zamanımızdaysa doruğa çıkan bu çılgınca İnsÂNı YOK Edişlerin tÜMMü bir bütündür ki, Ezel-Ebed AYNı kapıya çıkar.. Hizbu’ş-ŞEY-t-ÂN-lıkk!.
Oysa HizbuLLAH.. CEMm’ CANlar gibi.. ve bir CAN, temelde TEK CANda TüMM cAN demektir..
Bir CANa kıyan ana çekirdekte tÜMM cANları ÖLdürmüştür!..
Bir cANı kurtaranda tÜMM cANları kurtarmıştır MuhaMMedî MuhaBBet Merhametiyle Hasbî Hizmetinde İnşâe ALLAHu TeâLâ!.

مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ كَتَبْنَا عَلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنَّهُ مَن قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعًا وَلَقَدْ جَاء تْهُمْ رُسُلُنَا بِالبَيِّنَاتِ ثُمَّ إِنَّ كَثِيرًا مِّنْهُم بَعْدَ ذَلِكَ فِي الأَرْضِ لَمُسْرِفُونَ
Resim ---''Min ecli zâlik(zâlike), ketebnâ alâ benî isrâîle ennehu men katele nefsen bi gayri nefsin ev fesâdin fîl ardı fe ke ennemâ katelen nâse cemîa (cemîan) ve men ahyâhâ fe ke ennemâ ahyen nâse cemîa(cemîan) ve lekad câethum rusulunâ bi'l- beyyinâti summe inne kesîran minhum ba’de zâlike fî'l- ardı le musrifûn (musrifûne).: Bu nedenle, İsrailoğullarına şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. And olsun, elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan bir çoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır.” (Mâide 5/32)

Ve şimdi >şu ÂNda >her ÂN yENiden Yaratıp durmakta OLuş ŞeÂNuLLahında -> Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLemi ->Kur'ân-ı Kerimi ve de -> ALLAHu zü’l- CeLÂLimizi -> Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem NEFESİnden -> Kur'ân-ı Kerim SESinden DUYup UYaBİLme İmkÂNı içinde MuhaMMedî MuhaBBet-Merhâmet-Hakikatle Hasbî-Habîbî Hizmetle tüMM ÜMMet-i MuhaMMede;

Kendi NEFislerimizden MuhaMMedî GaYRet,
CeryÂN Direklerimiz-HaKk Dostlarımızdan HiMMet,
ASLen fASLımız Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLemimİZden Şefâat,
Ve el VÂHiDu’l KaHHâR olan ALLAHu zü’l- CeLÂLimizden İnâyet-Hakka Hidâyet ve de seLÂMet duâ EDerim!.


“es seLÂMu aleykum!” DERim aYyışığımda HaYy cÂNlar!..

Resim

4. SALÂVÂT-I ŞERÎFE :

Bu salâvât-ı şerîfeyi uykuya yatacağı zaman okuyan kimseye
"cümle peygamberlerin ona şefâatçı olacağına dair" hadis-i şerîfe vardır.
Ve önemli bir salâvât olup
3 defa okunması tavsiye edilmiştir.


TÜRKÇESİ: Allahümme salli ve sellim alâ seyyidinâ Muhammedin Resim Ve Âdeme ve Nûhin ve İbrâhîme ve Mûsâ Resim ve İsâ Ve mâ beynehum minennebîyyîne ve'l-mürselin Resim Salâvâtullahi ve Selâmuhu Tealâ aleyhim ecmaîn.

MÂNÂSI: ALLAHım! Efendimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)’e salât-ü selâm et! Ve Âdem (aleyhisselâm)’a ve Nûh (aleyhisselâm)’a ve İbrâhim (aleyhisselâm)’a ve Musa (aleyhisselâm)’a ve İsa (aleyhisselâm)’a ve aralarında gelen tüm nebîlere ve mürsellere de! ALLAHU Tealânın salât ve selâmı cümlesinin üzerine olsun!”


Es SeLâmu aleyküm..

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SAVMus- SALÂH

Mesaj gönderen kulihvani »

Farsça olan ORUC kelimesini ben hep:
“HAkkça O’na RÜCU’ EDiş ki Şahdamarımızdan da AKRABAmız OL-AN RABBımıza DÖNüş-BİLiş-BULuş-O’nunla OLuş ve de YAŞAyış!” olarak alğıladım hamdolsun ve Farsça kökünü kösteğini de araştırmadım..


SAVM: Oruç. İkinci fecirden başlıyarak güneşin batmasına kadar yemekten, içmekten ve cinsi mukarenetten nefsi men'etmek suretiyle yapılan ibâdet.



بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ
قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
مَنْ صَامَ رَمَضَانَ إِيمَاناً واحْتِسَاباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ
Resim ---Ebu Hureyre radıyallahü anhu, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz’in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: “Kim, faziletine inanarak ve karşılığını yalnızca Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”
(Buhârî, Îmân, 28, Savm, 6; Müslim, Sıyâm, 203)

Mü’minler her türlü ibâdet ve salih amelde olduğu gibi Ramazan orucunu da ALLAHu zü’l- CeLÂL’ın hakkı ve kulların da vazifesi olarak görür ve edâya çalışırlar. Onlar için bütünüyle Ramazan ayı ve orucu ALLAHu zü’l- CeLÂL’e yakınlaşmaya en güzel ve bereketli vesilelerden biridir.

Kur’ân-ı Kerim’de onbir ayın SultÂNı Ramazan ve Orucu hakkında şöyle buyrulmuştur:

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Resim ---Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân(furkâni), fe men şehide minkumuş şehra fel yesumh(yesumhu), ve men kâne marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn(teşkurûne).: Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). ALLAH, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık ALLAH'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz.(Bakara 2/185)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
Resim ---''Yâ eyyuhâllezîne âmenû kutibe aleykumus sıyâmu kemâ kutibe alellezîne min kablikum leallekum tettekûn(tettekûne).: Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç, size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız.” (Bakara 2/183)

Şeâir-i İslâm SAVM:


Şeâir: (Şiâr. C.) Âdetler, İslâm işaretleri. İslâmlara ait kaideler. ALLAH'ı anmak, hamdetmek, ezan okumak, İslâmî kıyafet gibi. Bunlara Şeâir-i İslâmiye denir. Bütün müslümanlarla alâkalı mes'eleler ve alâmetler, umumun hissedâr olduğu işlerdir. ALLAH'ın şiârları, emirleri, farzlarıdır..


Ramazan ayı ve orucu ALLAH’ın şeâirindendir. ALLAH’ın şeâiri ise; ALLAH’a ibâdete vesile olan, haklarında saygı göstermeye kulların dâvet edildiği Kur’ân, Kâbe, Peygamber, namaz, oruç, ezan ve mescidler gibi alâmet ve eserlerdir. İşte mü’minlerin Ramazan ve oruca saygısı, onlar İslâm’ın alâmetlerinden olduğu için bambaşkadır.

Kur’ân-ı Kerim’de de ALLAHu zü’l- CeLÂL’in buyruğu:


ذَلِكَ وَمَن يُعَظِّمْ شَعَائِرَ اللَّهِ فَإِنَّهَا مِن تَقْوَى الْقُلُوبِ
Resim ---Zâlike ve men yuazzım şeâirallâhi fe innehâ min takvâl kulûb(kulûbi).: İşte böyle; kim ALLAH'ın şiarlarını yüceltirse, şüphesiz bu, kalblerin takvasındandır.” (Hac 22/32) buyrulmuştur.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SAVMus- SALÂH

Mesaj gönderen kulihvani »

Hadis-i Şeriflerdeyse SAVM hususunda Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

SAVMın, her NEFSin en kısa ve en net Bedenî ve Ruhî SALL-ULAŞım imkÂNı olduğunu bir kudsî hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ramazan Orucuyla ilgili olarak Cenab-ı Hakk Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu bildirmektedir:

كُلُّ عَمَلِ ابْنِ آدَمَ لَهُ إِلاَّ الصِّيامَ فَإِنَّهُ لي وأَنَا أَجْزِي بِهِ
Resim---Oruç dışında insanoğlunun her ameli kendisi içindir. Oruç ise benim içindir ve mükâfatını da ben vereceğim.”
(Buhârî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 163)

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz Ramazan ayı ve orucunun ALLAH’a yakınlaştırması ve fazileti hakkında şöyle buyrulmuştur:

للصَّائمِ فَرْحَتَانِ يفْرحُهُما إِذا أَفْطرَ فَرِحَ بفِطْرِهِ وإذَا لَقي ربَّهُ فرِح بِصَوْمِهِ
يتْرُكُ طَعامَهُ وَشَرابَهُ وشَهْوتَهُ مِنْ أَجْلي الصِّيامُ لي وأَنا أَجْزِي بِهِ والحسنَةُ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا
Resim---Oruçlu mü’minin ferahlayıp sevineceği iki an vardır: Birisi iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevâbıyla RaBBine kavuştuğu andır.”
(Buhârî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 163)

والَّذِي نَفْسُ محَمَّدٍ بِيدِهِ لَخُلُوفُ فَمِ الصَّائمِ أَطْيبُ عِنْد اللَّهِ مِنْ رِيحِ المِسْكِ
Resim---MuhaMMed’in (aleyhissalatü vesselam) canı kudret elinde olan ALLAH’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, ALLAH katında misk kokusundan daha güzeldir.”
(Buhârî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 163)

Muhtelif ayet ve hadislerde geçtiği üzere Ramazan ayı, mü’minlerin ibâdetlerinin bire on, bire yediyüz ve ALLAH dilerse sonsuz sevâbla mükafatlandırıldığı lütf ü kerem ayıdır.

Ramazan; organların, AKLın vve vicdanın, yalan ve haramlardan uzak durmasıdır.

مَنْ لَمْ يَدَعْ قَوْلَ الزُّورِ والعَمَلَ بِهِ فلَيْسَ لِلَّهِ حَاجَةٌ في أَنْ يَدَعَ طَعامَهُ وشَرَابهُ
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terketmezse, ALLAH o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez.” Buyurdu.
(Buhârî, Savm, 8, Ebû Dâvûd, Savm, 25)

Ramazan Orucumuz, Nefis Terbiyesinde Nefsin-AKLın -> Fakriyeti -> Acziyeti -> Zillet ve -> İlleti Vasıflarını BİLip-BULup KULLanmayı fiilen öğretir ve SABRı Yaşatır..

والصِّيامُ جُنَّةٌ فَإِذا كَانَ يوْمُ صوْمِ أَحدِكُمْ فَلَا يرْفُثْ ولا يَصْخَبْ
فَإِنْ سَابَّهُ أَحدٌ أَوْ قاتَلَهُ فَلْيقُلْ إِنِّي صَائمٌ
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Oruç günahlara karşı bir kalkandır. Sizden biriniz oruç tuttuğu zaman kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da sataşırsa: “Ben oruçluyum!” desin.”
(Buhârî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 163)

ALLAHu zü’l- CeLÂL nefse: “Ben neyim, sen nesin?” buyurmuş.
Nefis: “Ben benim, Sen Sen’sin!” demiş.
ALLAHu zü’l- CeLÂL, Azab etmiş, Cehenneme atmış, yine sormuş. Nefs yine: “Ene ene, ente ente.” Demiş. her nevi azâbı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlıkla azab vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş: “Men ene? Ve mâ ente?” Nefis demiş: “Ente RaBBiye’r-Rahîm., Ve ene abdüke’l- âciz.” Yani, “Sen benim RaBB-i Rahîmimsin. Ben ise Sen’in âciz bir kulunum.” demiş.
(Dürret-ül Vâizîn - Osman bin Hasen El-Havbevî sh: 25 [1] Mektubat, 381-382, Yirmi dokuzuncu Mektub/İkinci Risale Olan İkinci Kısım Ramazan-ı Şerife Dairdir/Dokuzuncu Nükte.)

Ramazan Orucumuz, Nefis Terbiyesinde Nefsin-AKLın;
Zikri-Fikri- Sabrı yanında candan-gönülden ŞÜKÜRünü de getirir ve imanını perçinler
:

مَّا يَفْعَلُ اللّهُ بِعَذَابِكُمْ إِن شَكَرْتُمْ وَآمَنتُمْ وَكَانَ اللّهُ شَاكِرًا عَلِيمًا
Resim---Mâ yef’alullâhu bi azâbikum in şekertum ve âmentum. Ve kânallâhu şâkiran alîmâ(alîmen).: Eğer şükreder ve iman ederseniz, Allah azabınızla ne yapsın? Allah şükrün karşılığını verendir, bilendir.” (Nisâ 4/147)

Resim---Ebu Hureyre'den (radiyallahu anhu) rivayet edilen bir hadis-i şerifte de şöyle buyrulmuştur;
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem minbere çıktı ve:
"Âmin, Âmin, Âmin!" dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e:
"Yâ Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem minbere çıktınız ve üç kere âmin dediniz! (Bunun hikmeti nedir?)" dendi. Bunun üzerine O (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Cebrail bana geldi ve: Kim Ramazan ayına yetişir, affa uğramaz ve sonunda ateşe girerse, Allah onu uzaklaştırsın!" dedi ve bana:
"Sen de âmin de!" dedi, ben de:
"Âmin!" dedim. Sonra:
"Kim anne ve babasına yetiştiği halde onlara iyilik etmez, sonunda ölür ve ateşe girerse, Allah onu uzaklaştırsın!" dedi ve bana:
"Sen de âmin de!" dedi, ben de:
"Âmin!" dedim. Sonra da:
"Sen yanında anıldığın halde sana salavat getirmeyip, ölen sonunda da ateşe giren kimseyi Allah uzak etsin!" dedi ve bana da:
"Sen de âmin de!" dedi, ben de:
"Âmin!" dedim.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned,2/254; Tirmizî, Daavat, No: 2539)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Ramazan ayı girdiği zaman cennet kapıları açılır; cehennem kapıları kilitlenir; şeytanlar zincire vurulur." buyurdu.
(Buhârî, Müslim)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluştur." (İbn Huzeyme, Sahih, Sıyam, 3/191, No: 1887; İbn-i Ebi’d-Dünya).

Resim---Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anhu.) öyle anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Âdemoğlunun her ameli katlanır. (Zira Cenab-ı Hakk'ın bu husustaki sünneti şudur:) Hayır amelleri en az on misliyle yazılır, bu yedi yüz misline kadar çıkar. ALLAHu zü’l- CeLÂL (bir hadis-i kutside) şöyle buyurmuştur: "Oruç bu kaideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terk etti." buyurdu.
(Kütüb-i Sitte; 3082)

إِذا جَاءَ رَمَضَانُ فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الجنَّةِ وغُلِّقَتْ أَبْوَابُ النَّارِ وصُفِّدَتِ الشياطِينُ
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ramazan ayı girdiğinde cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar zincirlere vurulur.” buyurdu.
(Buhârî, Savm 5; Müslim, Sıyâm, 1-5)

مَا مِنْ عبْدٍ يصُومُ يَوماً في سَبِيلِ اللَّه إِلاَّ باعَدَ اللَّه بِذلك اليَومِ وَجْهَهُ عَن النَّارِ سَبْعِينَ خَرِيفاً
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “ALLAH, rızası uğrunda bir gün oruç tutan bir kulunu cehennemden yetmiş mevsimlik mesafe uzaklaştırır.” buyurdu.
(Buhârî, Cihâd, 36; Müslim, Sıyâm,167-168)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SAVMus- SALÂH

Mesaj gönderen kulihvani »

Ramazan ve Dua, İslâm Dinin Dinamiği Direğidir:

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Resim---Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân(furkâni), fe men şehide minkumuş şehra fel yesumh(yesumhu), ve men kâne marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn(teşkurûne).: Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). ALLAH, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık ALLAH'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz.” (Bakara 2/185)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah (azze ve celle) Ramazan’ın her gecesinde üç defa şöyle buyurur: Bir isteği için dua eden yok mu ona isteğini vereyim. Tevbe eden yok mu tevbesini kabul edeyim.”
(Beyhakî)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ, Ramazan’ın her gün ve gecesinde cehennemi hak eden bir kısım kimseleri bağışlar. Bir de ramazan’ın her gün ve gecesinde her müslümanın kabul edilecek bir duası vardır.”
(Müsned-i Bezzâr)

Ramazan ve Teravih İklimi:

Rasûl-ü Ekrem (aleyhissalatu vesselâm) Efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde teravih namazı kılmanın önemini şöyle ifade buyurmuşlardır:

منْ قَامَ رَمَضَانَ إِيماناً واحْتِساباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan namazını (teravihi) ikâme ederse onun geçmiş günahları bağışlanır.”
(Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim)

Teravih namazı Hanefî, Şafiî, Hanbelî mezheplerine göre yirmi rekâttır. Malikî mezhebinde ise yirmi ve otuz altı rekât olduğu şeklinde iki görüş vardır. Gücü ve kuvveti yerinde olan mü’minler teravih namazını mutlaka yirmi rekat olarak ikâme etmeye çalışmalıdırlar.

Ramazan ayı, Kadir Gecesiyle taçlanır:

كَانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم إِذَا دَخَلَ العَشْرُ أَحْيَى اللَّيْلَ وَأَيْقَظَ أَهْلَهُ وَشَدَّ المِئْزَرَ
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ramazan ayının son on gününde Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, kendisini tamamen ibâdete adardı.”
(Buhârî, Leyletül-Kadr, 5; Müslim, İtikaf, 7)

Hadislerde geçtiğine göre Kadir gecesini Ramazan’ın son on gecesinde, bir rivayette de son onun tek gecelerinde aramamız tavsiye edilmiştir. Bin daha hayırlı olan Kadir gecesine nâil olmaya çalışmak, bütün inananların hedefidir.

لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ
Resim---Leyletul kadri hayrun min elfi şehr(şehrin).: Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.” (Kadr 97/3)

Resim---Hazret-i Âişe annemiz, Rasûlullah Efendimiz’e “Yâ Rasûlallah! Kadis gecesini idrak edersem nasıl dua edeyim” diye sormuş, Efendimiz de (aleyhissalati vesselam) şu cevabı vermişlerdir:
اللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ العفْوَ فاعْفُ عنِّي
“Allah’ım! Sen çokça affedicisin, affı seversin, beni de affet.”

(Sünen-i Tirmizî)

Biz bu ve benzeri duaları, bütün Ümmet-i MuhaMMed’in ve insanlığın hayır ve hidayetini niyet ederek yapmalıyız.

Ramazan ve Reyyân Kapısı:

Hadis-i şeriflerde, Cennet’in sekiz kapısından bahsedilmekte ve mü’minlerin farklı farklı kapılardan Cennet’e girecekleri belirtilmektedir.

إِنَّ فِي الجَنَّة باباً يُقَالُ لَهُ الرَّيَّانُ يدْخُلُ مِنْهُ الصَّائمونَ يومَ القِيامةِ لا يَدْخُلُ مِنْهُ أَحَدٌ غَيرهُم
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir.”
(Buhârî, Savm, 4; Müslim, Sıyâm, 166)

Ramazan ve Hayır Faaliyetleri (İçtimai Hayat):

كَانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم ، أَجْوَدَ النَّاسِ وَكَانَ أَجْوَدُ مَا يَكُونُ في رَمَضَانَ حِينَ يَلْقَاهُ جِبْرِيلُ وَكَانَ جِبْرِيلُ يَلْقَاهُ في كُلِّ لَيْلَةٍ مِنْ رَمَضَانَ فَيُدَارِسُهُ القُرْآنَ فَلَرَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم حِينَ يَلْقَاهُ جِبْرِيلُ أَجْوَدُ بِالخَيْرِ مِنَ الرِّيحِ المُرْسَلَةِ
“Rasûllullah (sallallahu aleyhi ve sellem insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan’da Hazret-i Cibrîl’in, onunla buluştuğu zamanlardı. Cibrîl (aleyhisselâm), Ramazan’ın her gecesinde Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem ile buluşur, karşılıklı Kur’ân okurlardı. Bundan dolayı Rasûlullah (aleyhissalatü vesselam) Hazret-i Cibrîl ile buluştuğunda, hayır getiren bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı.”
(Buhârî, Savm, 7; Müslim, Fezâil, 48, 50)


Ramazan ve Oruçluya İftar Ettirmenin Fazileti:

Resim---Ramazan’ın hayır vesilesi olmasının ayrı bir ünvanı da iftar davetleridir. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ve shabe-i kirâmin sofraları misafirsiz kalmamıştır. Hatta misafirsiz yemek yemeyen hanelerin sayısı hiç de az değildir.
مَنْ فَطَّرَ صَائماً كانَ لَهُ مِثْلُ أَجْرِهِ غَيْرَ أَنَّهُ لا يَنْقُصُ مِنْ أجْر الصَّائمِ شيءٍ
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevâb kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.”
(Tirmizî, Savm, 82. Ayrıca bk. Nesâî, Cihâd, 44; İbni Mâce, Sıyâm, 45)

أَفْطَرَ عِندكُمْ الصَّائمونَ ، وأَكَلَ طَعَامَكُمْ الأَبْرَارُ وَصَلَّتْ عَلَيْكُمُ المَلائِكَةُ
Resim---Bir hadiste bildirildiğine göre de Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), bir gün Hz. Sa’d İbni Ubâde’nin yanına geldi. Hz. Sa’d derhal bir parça ekmek ve zeytin çıkarıp Rasûlullah’a ikram etti. Efendimiz (aleyhi ekmelüttehâyâ) bunları yedikten sonra ona şöyle dua etti: “Evinizde hep oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin, melekler de duacınız olsun.”
(Ebû Dâvûd, Et’ime, 54. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm, 45)

Ramazan ve Sahur:

Ramazan orucunu sahur yaparak tutmak sünnettir. Çocuklar da mutlaka sahur ve iftarlara iştirak ettirilmeli, oruç tutamayacak kadar küçük olsalar bile iftar ve sahurun manevi havasını onlara da teneffüs ettirmelidir:

تَسَحَّرُوا فَإِنَّ في السّحُورِ بَركَةً
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır.”
(Buhârî, Savm, 20; Müslim, Sıyâm, 45)

فَضْلُ ما بيْنَ صِيَامِنَا وَصِيامِ أَهْل الكتاب أَكْلَةُ السَّحَرِ
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Bizim orucumuz ile Ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir.”
(Müslim, Sıyâm, 46)

Ramazan ve İtikaf:

Kendini Allah’a ibâdete adamanın ünvanı olan itikaf, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selem)’in ömrünün sonuna değin devam ettiği bir sünnetidir. Hadiste şöyle rivayet edilmiştir:
كَانَ رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَعتَكِفُ العَشْرَ الأَوَاخِرَ مِنْ رَمَضَانَ
“Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ramazanın son on gününde itikâfa çekilirdi.”
(Buhârî, İtikâf 1, 6; Müslim, İtikâf, 1-4)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SAVMus- SALÂH

Mesaj gönderen kulihvani »

Ramazan ve Dua, İslâm Dinin Dinamiği Direğidir:

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذِيَ أُنزِلَ فِيهِ الْقُرْآنُ هُدًى لِّلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِّنَ الْهُدَى وَالْفُرْقَانِ فَمَن شَهِدَ مِنكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُ وَمَن كَانَ مَرِيضًا أَوْ عَلَى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِّنْ أَيَّامٍ أُخَرَ يُرِيدُ اللّهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلاَ يُرِيدُ بِكُمُ الْعُسْرَ وَلِتُكْمِلُواْ الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُواْ اللّهَ عَلَى مَا هَدَاكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Resim---Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân(furkâni), fe men şehide minkumuş şehra fel yesumh(yesumhu), ve men kâne marîdan ev alâ seferin fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn(teşkurûne).: Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). ALLAH, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık ALLAH'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz.(Bakara 2/185)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah (azze ve celle) Ramazan’ın her gecesinde üç defa şöyle buyurur: Bir isteği için dua eden yok mu ona isteğini vereyim. Tevbe eden yok mu tevbesini kabul edeyim.” buyurdu.
(Beyhakî)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah Teâlâ, Ramazan’ın her gün ve gecesinde cehennemi hak eden bir kısım kimseleri bağışlar. Bir de ramazan’ın her gün ve gecesinde her müslümanın kabul edilecek bir duası vardır.” buyurdu.
(Müsned-i Bezzâr)

Ramazan ve Teravih İklimi:

Rasûl-ü Ekrem (aleyhissalatu vesselâm) Efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde teravih namazı kılmanın önemini şöyle ifade buyurmuşlardır:

منْ قَامَ رَمَضَانَ إِيماناً واحْتِساباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan namazını (teravihi) ikâme ederse onun geçmiş günahları bağışlanır.” buyurdu.
(Sahih-i Buhari, Sahih-i Müslim)

Teravih namazı Hanefî, Şafiî, Hanbelî mezheplerine göre yirmi rekâttır. Malikî mezhebinde ise yirmi ve otuz altı rekât olduğu şeklinde iki görüş vardır. Gücü ve kuvveti yerinde olan mü’minler teravih namazını mutlaka yirmi rekat olarak ikâme etmeye çalışmalıdırlar.

Ramazan ayı, Kadir Gecesiyle taçlanır:

كَانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم إِذَا دَخَلَ العَشْرُ أَحْيَى اللَّيْلَ وَأَيْقَظَ أَهْلَهُ وَشَدَّ المِئْزَرَ
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Ramazan ayının son on gününde Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, kendisini tamamen ibâdete adardı.” buyurdu.
(Buhârî, Leyletül-Kadr, 5; Müslim, İtikaf, 7)

Hadislerde geçtiğine göre Kadir gecesini Ramazan’ın son on gecesinde, bir rivayette de son onun tek gecelerinde aramamız tavsiye edilmiştir. Bin daha hayırlı olan Kadir gecesine nâil olmaya çalışmak, bütün inananların hedefidir. Kur'ân-ı kerim bunu bildirmektedir:

“لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِّنْ أَلْفِ شَهْرٍ
Resim---Leyletul kadri hayrun min elfi şehr(şehrin).: Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.(Kadr 97/3)

Hazret-i Âişe annemiz, Rasûlullah Efendimiz’e “Yâ Rasûlallah! Kadis gecesini idrak edersem nasıl dua edeyim” diye sormuş, Efendimiz de (aleyhissalati vesselam) şu cevabı vermişlerdir:
اللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ العفْوَ فاعْفُ عنِّي
Resim---“Allahümme inneke afüvvün tuhibbu'l- afve fağfu annî: Allah’ım! Sen çokça affedicisin, affı seversin, beni de affet.” buyurdu.
(Sünen-i Tirmizî)

Biz bu ve benzeri duaları, bütün Ümmet-i MuhaMMed’in ve insanlığın hayır ve hidayetini niyet ederek yapmalıyız.

Ramazan ve Reyyân Kapısı:

Hadis-i şeriflerde, Cennet’in sekiz kapısından bahsedilmekte ve mü’minlerin farklı farklı kapılardan Cennet’e girecekleri belirtilmektedir.

إِنَّ فِي الجَنَّة باباً يُقَالُ لَهُ الرَّيَّانُ يدْخُلُ مِنْهُ الصَّائمونَ يومَ القِيامةِ لا يَدْخُلُ مِنْهُ أَحَدٌ غَيرهُم
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir.” buyurdu.
(Buhârî, Savm, 4; Müslim, Sıyâm, 166)

Ramazan ve Hayır Faaliyetleri (İçtimai Hayat):

كَانَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم ، أَجْوَدَ النَّاسِ وَكَانَ أَجْوَدُ مَا يَكُونُ في رَمَضَانَ حِينَ يَلْقَاهُ جِبْرِيلُ وَكَانَ جِبْرِيلُ يَلْقَاهُ في كُلِّ لَيْلَةٍ مِنْ رَمَضَانَ فَيُدَارِسُهُ القُرْآنَ فَلَرَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم حِينَ يَلْقَاهُ جِبْرِيلُ أَجْوَدُ بِالخَيْرِ مِنَ الرِّيحِ المُرْسَلَةِ
Resim---“Rasûllullah (sallallahu aleyhi ve sellem insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan’da Hazret-i Cibrîl’in, onunla buluştuğu zamanlardı. Cibrîl (aleyhisselâm), Ramazan’ın her gecesinde Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem ile buluşur, karşılıklı Kur’ân okurlardı. Bundan dolayı Rasûlullah (aleyhissalatü vesselam) Hazret-i Cibrîl ile buluştuğunda, hayır getiren bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı.” buyurdu.
(Buhârî, Savm, 7; Müslim, Fezâil, 48, 50)

Ramazan ve Oruçluya İftar Ettirmenin Fazileti:

Ramazan’ın hayır vesilesi olmasının ayrı bir ünvanı da iftar davetleridir. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selem) ve shabe-i kirâmin sofraları misafirsiz kalmamıştır. Hatta misafirsiz yemek yemeyen hanelerin sayısı hiç de az değildir.
مَنْ فَطَّرَ صَائماً كانَ لَهُ مِثْلُ أَجْرِهِ غَيْرَ أَنَّهُ لا يَنْقُصُ مِنْ أجْر الصَّائمِ شيءٍ
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevâb kazanır. Oruçlunun sevabından da hiçbir şey eksilmez.” buyurdu.
(Tirmizî, Savm, 82. Ayrıca bk. Nesâî, Cihâd, 44; İbni Mâce, Sıyâm, 45)

أَفْطَرَ عِندكُمْ الصَّائمونَ ، وأَكَلَ طَعَامَكُمْ الأَبْرَارُ وَصَلَّتْ عَلَيْكُمُ المَلائِكَةُ
Resim---Bir hadiste bildirildiğine göre de Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve selem), bir gün Hz. Sa’d İbni Ubâde’nin yanına geldi. Hz. Sa’d derhal bir parça ekmek ve zeytin çıkarıp Rasûlullah’a ikram etti. Efendimiz (aleyhi ekmelüttehâyâ) bunları yedikten sonra ona şöyle dua etti: “Evinizde hep oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyiler yesin, melekler de duacınız olsun.” buyurdu.
(Ebû Dâvûd, Et’ime, 54. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sıyâm, 45)

Ramazan ve Sahur:

Ramazan orucunu sahur yaparak tutmak sünnettir. Çocuklar da mutlaka sahur ve iftarlara iştirak ettirilmeli, oruç tutamayacak kadar küçük olsalar bile iftar ve sahurun manevi havasını onlara da teneffüs ettirmelidir:
تَسَحَّرُوا فَإِنَّ في السّحُورِ بَركَةً
Resim--- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır.” buyurdu.
(Buhârî, Savm, 20; Müslim, Sıyâm, 45)

فَضْلُ ما بيْنَ صِيَامِنَا وَصِيامِ أَهْل الكتاب أَكْلَةُ السَّحَرِ
Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Bizim orucumuz ile Ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir.” buyurdu.
(Müslim, Sıyâm, 46)

Ramazan ve İtikaf:

Kendini Allah’a ibâdete adamanın ünvanı olan itikaf, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve selem)’in ömrünün sonuna değin devam ettiği bir sünnetidir. Hadiste şöyle rivayet edilmiştir:
كَانَ رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَعتَكِفُ العَشْرَ الأَوَاخِرَ مِنْ رَمَضَانَ
“Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ramazanın son on gününde itikâfa çekilirdi.” buyurdu.
(Buhârî, İtikâf 1, 6; Müslim, İtikâf, 1-4)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SAVMus- SALÂH

Mesaj gönderen kulihvani »

NİYET


Resim---Hz. Hafsa radıyallabu anhâ anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Kim orucu fecirden önce niyetle (kesin kılmazsa) onun orucu yoktur.'' buyurdu.
(Ebu Dâvud, Savm 71, (2454); Tirmizî, Savm 33, (730); Nesâi, Savm 68, (4, 196, 197).

Hz. Aişe ve Hz. Hafsa radıyallahu anhümâ: "Sadece şafaktan önce niyet edenlerin orucu muteberdir.'' buyurdular.
(Nesâi, Savm 68, (4, 197, 198); Muvatta, Sıyâm 5, (1, 288).


NAFİLE ORUCUN NİYYETİ:



Resim---Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün bana: " Yanında (yiyecek) bir şey var mı?'' diye sordu. "Hayır!'' demem üzerine: "Ben oruç tutacağım!'' buyurdu. Yanımdan çıkınca bize bir hediye geldi -veya bize bir grup misafir geldi.- Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem eve geri dönünce: "Yâ Rasûlullah! bize bir hediye geldi -veya bize ziyaretçiler geldi- sana yiyecek bir şey hazırladım!'' dedim. "Nedir o?'' diye sordu. Ben: "Hays! (un, yağ, hurmadan yapılan bir yemek)'' dedim. "Getir onu!'' buyurdu. Ben de getirdim. Aleyhissalâtu vesselam onu yedi, sonra: "Oruçlu olarak sabahlamıştım'' buyurdu.''
Mücâhid (rahimehullah) der ki: "Bu, malından sadaka çıkaran adam gibidir, o, dilerse çıkardığı sadakayı verir (yani kararını icra eder), isterse vermekten vazgeçer.''
(Müslim, Sıyâm 169, (1154); Nesâi, Savm 67, (4, 193-195); Tirmizî, Savm 35, (733, 734); Ebu Dâvud, Savm 72, (2455).

Ümmü'd-Derdâ anlatıyor: "Ebu'd-Derda (radıyallahu anh) gündüzleyin gelir: "Yanınızda yiyecek var mı?'' diye sorardı. Şâyet biz: "Hayır, yok!'' diyecek olsak: "Öyleyse bugün ben oruçluyum!'' derdi. Ebu Talha, Ebu Hüreyre, İbnu Abbâs, Huzeyfe (radıyallahu anhüm) hep böyle yaptılar."
(Buharî, Savm 21, (Tercümede, yani bir bab başlığında zükretmiştir).
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SAVMus- SALÂH

Mesaj gönderen kulihvani »


ORUCU BOZAN ŞEYLERDEN KAÇINMAK:

Resim---Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: "Kim kendiliğinden kusacak olursa, üzerine kaza gerekmez. Kim de isteyerek kusarsa orucunu kaza etsin."
(Ebu Dâvud, Savm 32, (2380); Tirmizî, Savm 25, (720); İbnu Mâce, Savm 16, (1676).

Resim---Ebu Sa'id (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: "Üç şey vardır orucu bozmaz: Hacamat olmak (kan aldırmak), kusmak, ihtilam olmak.''
(Tirmizî, Savm 24, (719).

Ma'dân İbnu Talha, kendisine Ebu'd-Derdâ (radıyallahu anh)'nın şunu anlattığını söylemiştir: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kustu ve orucunu açtı. Sevbân (radıyallahu anhâ) bu meseleyi sordu. Sevbân: "Doğru söylemiş, o zaman abdest suyunu ben döktüm'' dedi.''
(Ebu Dâvud, Savm 32, (2381); Tirmizî, Tahâret 64, (87).

İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ihramlı olduğu halde hacamat oldu. Keza oruçlu iken de hacamat oldu."
(Buharî, Savm 32, Tıbb 11; Müslim, Hacc 87, (1202); Ebu Dâvud, Savm 29, (2372, 2373); Tirmizî, Savm 61, (775, 776, 777).

Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz oruçlunun hacamat olmasını, sâdece bitap düşmesinden korkup terkettik."
(Ebu Dâvud, Savm 29, (2375); Buharî, Savm 32.)

Resim---İbnu Ebi Leylâ, Sahâbi bir zâttan naklediyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem hacamat olmaktan, muvâsaladan (üst üste bir kaç gün oruç açmamaktan) yasakladı. Ancak bunları Ashâbına haram kılmadı. Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü, sen sahura kadar orucu devam ettiriyorsun'' denildi de şu cevabı verdi: "Ben sahura kadar uzatıyorum, zira Rabbim bana yedirip içirmektedir."
(Ebu Dâvud, Savm 29, (2374).

Resim---Rafi' İbnu Hadic (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Şöyle buyurdulaı: "Hacamat ettiren de, hacamat eden de orucunu açmıştır."
(Tirmizî, Savm 60, (774); Ebu Dâvud, Savm 28, (2367); İbnu Mâce, Savm 18, (1679, 1680, 1681).

Resim---Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam gelerek: "Ey Allah'ın Resulü, gözüm ağrıyor, oruçlu olduğum halde sürme çekiyorum (bu, orucumu bozar mı?)'' diye sordu. Resulullah: "Hayır (bozmaz)" dedi.''
(Tirmizî, Savm 30, (726).

Resim---Abdurrahman İbnu Nu'man İbni Ma'bed İbni Hevze an ebihi an ceddihi anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselam) uyku sırasında gözlere miskle karıştırılmış ismid (sürmesi) çekilmesini emir buyurdu ve: "Oruçlu bundan sakınsın!" dedi."
(Ebu Dâvud, Savm 31, (2377).
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: SAVMus- SALÂH

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

SAVMu’s- SaLâh KuTLu OLsun
->MüBÂrek EYyLesin RABBım!.
->MuhaMMedî MuTLu ->OLsun
“CÂNda CÂNÂN” DEsin RABBım!.

celle celâlihu..

ZEVK 7627

İmtihÂN ÂLeMi CihÂN >HÂLden HÂLe GEÇer İNsÂN
NEFes NEFes İçtiğimiz ->ZıTLarın ZeVKinde ZamÂN
KaDaRımca KADERimce
SAVMım SESsiz KEDERimce
ELLi YILın ARKa-sından ->AŞK İKLiMi-nde RamazÂN!.


06.06.16 06:06
voiciistnbL..smerssitesikozyatağı..



ALLAHU Zü'L-CeLÂL, İsLÂM ÂLeminin Ramazan SAVmını Mübarek EyLesi!
Darda, zordave korda kalan müslmanlara merhamet eylesin!.Mazlum müslümanları zâlimlerin zülmünden Ramazan ayımız ve Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem yüzü suyu hürmetine tez kurtarsın inşâe ALLAHu Teâlâ!.


Resim28. SALÂVÂT-I ŞERÎFE:
(Ebu'l-Hasen-eş-Şâzeli (kaddasallahu sırrehu)'ya âit Salâtu'n- Nuri'z- Zâtî)

İç sıkıntıları ve zorlukların aşılmasında şifâdır.

Resim

TÜRKÇESİ: Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ
ve Mevlânâ Muhammedin Nûri'z
-Zâti
Ve's-sirri's-sâriî fî cemi'i'l-âsâri
Ve'l-esmâi ve's-sıfâti Ve alâ âlihi ve sahbihi ve sellim
Adede kemâl'illâhi ve kemâ yelîku bikemâlihi
.


MÂNÂSI: "ALLAH'ım! Zâtın nûru,
Esmâ ve sıfatların bütün eserlerine
(mevcûdat) sârî (süren, süregen, sürücü, yayılan) sırrı olan
Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed
(salallahu aleyhi ve sellem)'e,
ailesine ve ashabına salât-ü-selâm ve bereketini ihsân eyle!
ALLAH'ın kemâli adedince ve O'nun kemâlinin lâzım ve lâyıkınca!"
Resim
Cevapla

“Divanında Muhammedi Tasavvuf” sayfasına dön