KULİHVANİ X. DEFTER
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
Bu hAN-da
Şe'ÂN-da
AN be AN
DiVÂN-da...
HAYY DOST!..
Kavurdu Kara Sevdâlar
Mecnun Mevlâsı Leylâlar
Dikene Konmuş Şeydâlar
GüL Dalında.. GüL Dalında..
*
Aslın Arayan ARI-lar
BeN-likten BeN-den Beriler
Lebbeyk!. Çekiyor Diriler
SıRR Salında.. SıRR Salında..
*
Can Verip Cânân Kastları
Yüzülmüş ALLAH Dostları
OMUZ-larında Postları
ER ELİ-nde.. Er ELİ-nde..
*
Bilye Gibi Yok Başları
Her Biri Tevhid Taşları
Âşıkların Göz Yaşları
AŞK SELİ-nde.. AŞK SELİ-nde..
*
Ben Dağları Devriliyor
Alev Alıp Kavruluyor
Bulut Gin Savruluyor
SûR YELİ-nde.. SûR YELİ-nde..
*
Aynanın Ardı Sevgili
Seven Sevilenle Sevgi
Yârin Zikri Nefes Gibi
DOST DİLİ-nde.. DOST DİLİ-nde..
*
Hakka Haşyet Rehberleri
Halka Şefkat Ezel-Beri
Koşuyor Eren ER-leri
YÂR YOLUnda.. YÂR YOLUnda..
*
Kâr Ü Belânın Neşesi
Üfrülen RAHMÂn Nefesi
İmâm-ı ŞEHÎDin Sesi
CAN ÇÖLÜ-nde.. CAN ÇÖLÜ-nde..
*
Kimin Kabı Dolmaz Şaşar
Kimisinin Almaz Taşar
Yalnız Tuz Kurtları Yaşar
TUZ GÖLÜ-nde.. TUZ GÖLÜ-nde..
*
Kul İhvanî Hâl Huysuzu
Kalbi Kurttur! Postu Kuzu
Tevhid Eder Koru-Buzu
HAKK KULU-nda.. HAKK KULU-nda..
25.04.1998 11:03
Br..
Lebbeyk (a): " Buyurunuz, emir sizindir efendim!" demek.
SûR: (Suret. C.) Kıyamet günü İsrafil Aleyhisselâm'ın çalacağı boru. Buna Sur-u İsrafil de denir. Boynuzdan yapılan düdük.
Haşyet: Korku ve dehşet.
İmâm-ı ŞEHÎD: İmam Hüseyin aleyhisselâm.
Kâr ü Belâ-Kerbelâ: Irakta Seyyid-üş şühedâ Hz. İmam-ı Hüseyin Efendimizin (R.A.) meşhed-i mübârekleri olan yer.
Cibril var haber ver Sultân-ı Enbiyâya.
Düşdü Hüseyin atından sahra-yı Kerbelâya (Kâzım)
Şe'ÂN-da
AN be AN
DiVÂN-da...
HAYY DOST!..
Kavurdu Kara Sevdâlar
Mecnun Mevlâsı Leylâlar
Dikene Konmuş Şeydâlar
GüL Dalında.. GüL Dalında..
*
Aslın Arayan ARI-lar
BeN-likten BeN-den Beriler
Lebbeyk!. Çekiyor Diriler
SıRR Salında.. SıRR Salında..
*
Can Verip Cânân Kastları
Yüzülmüş ALLAH Dostları
OMUZ-larında Postları
ER ELİ-nde.. Er ELİ-nde..
*
Bilye Gibi Yok Başları
Her Biri Tevhid Taşları
Âşıkların Göz Yaşları
AŞK SELİ-nde.. AŞK SELİ-nde..
*
Ben Dağları Devriliyor
Alev Alıp Kavruluyor
Bulut Gin Savruluyor
SûR YELİ-nde.. SûR YELİ-nde..
*
Aynanın Ardı Sevgili
Seven Sevilenle Sevgi
Yârin Zikri Nefes Gibi
DOST DİLİ-nde.. DOST DİLİ-nde..
*
Hakka Haşyet Rehberleri
Halka Şefkat Ezel-Beri
Koşuyor Eren ER-leri
YÂR YOLUnda.. YÂR YOLUnda..
*
Kâr Ü Belânın Neşesi
Üfrülen RAHMÂn Nefesi
İmâm-ı ŞEHÎDin Sesi
CAN ÇÖLÜ-nde.. CAN ÇÖLÜ-nde..
*
Kimin Kabı Dolmaz Şaşar
Kimisinin Almaz Taşar
Yalnız Tuz Kurtları Yaşar
TUZ GÖLÜ-nde.. TUZ GÖLÜ-nde..
*
Kul İhvanî Hâl Huysuzu
Kalbi Kurttur! Postu Kuzu
Tevhid Eder Koru-Buzu
HAKK KULU-nda.. HAKK KULU-nda..
25.04.1998 11:03
Br..
Lebbeyk (a): " Buyurunuz, emir sizindir efendim!" demek.
SûR: (Suret. C.) Kıyamet günü İsrafil Aleyhisselâm'ın çalacağı boru. Buna Sur-u İsrafil de denir. Boynuzdan yapılan düdük.
Haşyet: Korku ve dehşet.
İmâm-ı ŞEHÎD: İmam Hüseyin aleyhisselâm.
Kâr ü Belâ-Kerbelâ: Irakta Seyyid-üş şühedâ Hz. İmam-ı Hüseyin Efendimizin (R.A.) meşhed-i mübârekleri olan yer.
Cibril var haber ver Sultân-ı Enbiyâya.
Düşdü Hüseyin atından sahra-yı Kerbelâya (Kâzım)
En son Hakan tarafından 21 May 2010, 11:06 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
HUU DOST!..
Bu gün BAĞa Bülbül geldi
Ötüşü bağrımı deldi
HUU! çekti ARŞa yükseldi
ARZ Ehli eğdi BAŞını
*
Hükm-ü HAKKtır.. Hakim-Savcı
TEVHİDle tavlamış Tavcı
Avına Avlanmış Avcı
AŞK etmiş Âşık AŞını
*
Sırr-ı Subhânda sÖZünü
Özlemiş Özde Özünü
Dost Muhammed YÜZünü
Ok Kirpik Kalem KAŞını
*
DUYmuş-UYmuş YÂR SESİne
Naz-Niyazın neşesine
Dikmiş TEVHİD Tepesine
Tez elden TEVHİD TAŞını
*
KUL İhvanî gÖZü elâ
Muharrem mesti es-Selâ
Suya hasretmiş Kerbelâ
Çöle saldı gÖZ YAŞInı
01.05.1998 10:54
05 mhrrm..
Muharrem: Arabi ayların başı, birincisi. * Haram edilmiş olan. * Bu muharrem ayında Müslümanlıktan evvel Arablar arasında muharebe yasaktı. Bundan dolayı bu isim verilmiştir. * Haram kılınmış, tahrim olunmuş. (Bak: Eşhür-ü hurum) 10 Muharrem İmam Hüseyin aleyhisselâmın Kerbelâ Çölünde şehadet günü.
Mest (f): Sarhoş olmuş, manevî sevince buğulmuş.
Bu gün BAĞa Bülbül geldi
Ötüşü bağrımı deldi
HUU! çekti ARŞa yükseldi
ARZ Ehli eğdi BAŞını
*
Hükm-ü HAKKtır.. Hakim-Savcı
TEVHİDle tavlamış Tavcı
Avına Avlanmış Avcı
AŞK etmiş Âşık AŞını
*
Sırr-ı Subhânda sÖZünü
Özlemiş Özde Özünü
Dost Muhammed YÜZünü
Ok Kirpik Kalem KAŞını
*
DUYmuş-UYmuş YÂR SESİne
Naz-Niyazın neşesine
Dikmiş TEVHİD Tepesine
Tez elden TEVHİD TAŞını
*
KUL İhvanî gÖZü elâ
Muharrem mesti es-Selâ
Suya hasretmiş Kerbelâ
Çöle saldı gÖZ YAŞInı
01.05.1998 10:54
05 mhrrm..
Muharrem: Arabi ayların başı, birincisi. * Haram edilmiş olan. * Bu muharrem ayında Müslümanlıktan evvel Arablar arasında muharebe yasaktı. Bundan dolayı bu isim verilmiştir. * Haram kılınmış, tahrim olunmuş. (Bak: Eşhür-ü hurum) 10 Muharrem İmam Hüseyin aleyhisselâmın Kerbelâ Çölünde şehadet günü.
Mest (f): Sarhoş olmuş, manevî sevince buğulmuş.
En son Hakan tarafından 21 May 2010, 11:07 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
GÜLÜM DOST!..
Seven-Sevilen-Sevgili
Gönülden Gönüle Sevgi
Ilık Ilık Meltem Gibi
Deli Gönle AK-ar GÜL-üm!..
*
Döner Felek, Sürer Devran
Her Şey Hayal Seyr-i Seyran
Bağrından Taş Yemiş Ceylan
Melül-Mahzun BAK-ar GÜL-üm!..
*
Ekşi-Tuzlu-Tatlı-Acını
Ara Bul Aşk İlacını
Tenhada Tevhid Tacını
Nazlı Yâre TAK-ar GÜL-üm!..
*
Ben Sende Sen Bende Gibi
İkimiz Bir Tende Gibi
Kor Ateş-Gülşende Gibi
Yüreciğim YAK-ar GÜL-üm!..
*
Çektiren İle Çekeni
Canda Cem Et Çekileni
Gülün Koynunda Dikeni
Bülbül Çile ÇEK-er GÜL-üm!..
*
Kendinde Varlık Görenler
Köre Körlük Gösterenler
Bu Hana Çıplak Girenler
Çırılçıplak ÇIK-ar GÜL-üm!..
*
Yapan Bilir Kerrelerin
Yüzüp-Gezen Kürrelerin
Bir Gün Gelir Zerrelerin
Yuvasını YIK-ar GÜL-üm!..
*
Yedi Renkli Can Bazarı
Cânân Kalemin Yazarı
Ehlullahın Hak Nazarı
Kefenimiz DİK-er GÜL-üm!..
*
Haber Sor Mecnun-Leylâdan
Cümle Cihanda Mevlâdan
Sam Yeli ES-Se Kerbelâdan
Burcu Burcu KOK-ar GÜL-üm!..
*
Kul İhvanî Nerden Nere?
Dolaştın Dağ-Tepe-Dere
Bezm-i Elestten Mahşere
Gözün Yaşın DÖK-er GÜL-üm!..
01.05.1998 11:25
06 mhrrm..
Melul: Usanmış. Bıkmış. Bezmiş. * Mahzun.
Mahzun: Tasalı. Kederli. Hüzünlü. Gamlı.
Sam Yeli: çok sıcak ve boğucu çöl rüzgarı.
Seven-Sevilen-Sevgili
Gönülden Gönüle Sevgi
Ilık Ilık Meltem Gibi
Deli Gönle AK-ar GÜL-üm!..
*
Döner Felek, Sürer Devran
Her Şey Hayal Seyr-i Seyran
Bağrından Taş Yemiş Ceylan
Melül-Mahzun BAK-ar GÜL-üm!..
*
Ekşi-Tuzlu-Tatlı-Acını
Ara Bul Aşk İlacını
Tenhada Tevhid Tacını
Nazlı Yâre TAK-ar GÜL-üm!..
*
Ben Sende Sen Bende Gibi
İkimiz Bir Tende Gibi
Kor Ateş-Gülşende Gibi
Yüreciğim YAK-ar GÜL-üm!..
*
Çektiren İle Çekeni
Canda Cem Et Çekileni
Gülün Koynunda Dikeni
Bülbül Çile ÇEK-er GÜL-üm!..
*
Kendinde Varlık Görenler
Köre Körlük Gösterenler
Bu Hana Çıplak Girenler
Çırılçıplak ÇIK-ar GÜL-üm!..
*
Yapan Bilir Kerrelerin
Yüzüp-Gezen Kürrelerin
Bir Gün Gelir Zerrelerin
Yuvasını YIK-ar GÜL-üm!..
*
Yedi Renkli Can Bazarı
Cânân Kalemin Yazarı
Ehlullahın Hak Nazarı
Kefenimiz DİK-er GÜL-üm!..
*
Haber Sor Mecnun-Leylâdan
Cümle Cihanda Mevlâdan
Sam Yeli ES-Se Kerbelâdan
Burcu Burcu KOK-ar GÜL-üm!..
*
Kul İhvanî Nerden Nere?
Dolaştın Dağ-Tepe-Dere
Bezm-i Elestten Mahşere
Gözün Yaşın DÖK-er GÜL-üm!..
01.05.1998 11:25
06 mhrrm..
Melul: Usanmış. Bıkmış. Bezmiş. * Mahzun.
Mahzun: Tasalı. Kederli. Hüzünlü. Gamlı.
Sam Yeli: çok sıcak ve boğucu çöl rüzgarı.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
Ah!
GÜL-üm
Ah!..
ZEVK 1437
Hakk? Bâtıl? AKLım karıştı! Yetiş AKIllar USTAsı!
Çatlayacak Patlayacak, Kalb Kazanı Akıl Tası
ZÂTın Sıfat Esmâ Eşyâ.. Vahdehu lâ şerike leh!..
KİMi, KİMden KUL İhvanî! KİM imiş HAKKtan başkası?..
02.05.1998 12:54
6 mhrrm..
Vahdehu lâ şerike lehu: O ALLAH celle celâlihu tektir Onun ortağı da yoktur.
Ebu Eyyub (R.A)' den rivayetle Resulullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Kim, on defa 'lâ ilâhe illallah-u vahdehû lâ şerîke lehu, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ kül-li şey'in kadîr' -Allah'dan başka hiçbir ilah yoktur. O tektir, eşi yoktur, mülk O' nun dur. Hamd O' na mahsustur ve O' nun her şeye gücü yeter” derse İsmail Peygamberin neslinden dört köleyi hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap alır."
(Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai)
GÜL-üm
Ah!..
ZEVK 1437
Hakk? Bâtıl? AKLım karıştı! Yetiş AKIllar USTAsı!
Çatlayacak Patlayacak, Kalb Kazanı Akıl Tası
ZÂTın Sıfat Esmâ Eşyâ.. Vahdehu lâ şerike leh!..
KİMi, KİMden KUL İhvanî! KİM imiş HAKKtan başkası?..
02.05.1998 12:54
6 mhrrm..
Vahdehu lâ şerike lehu: O ALLAH celle celâlihu tektir Onun ortağı da yoktur.
Ebu Eyyub (R.A)' den rivayetle Resulullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur: "Kim, on defa 'lâ ilâhe illallah-u vahdehû lâ şerîke lehu, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ kül-li şey'in kadîr' -Allah'dan başka hiçbir ilah yoktur. O tektir, eşi yoktur, mülk O' nun dur. Hamd O' na mahsustur ve O' nun her şeye gücü yeter” derse İsmail Peygamberin neslinden dört köleyi hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap alır."
(Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai)
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
HAKK DOST!..
Bir DİLBER Gecem Ayladı
Sırr Semâmızı NEYledi
Cemâlin Cennet eyledi
gÖZünde Elâ Gördüm DOST!..
*
Ayırdı, Ağyâr-Yâd Eli
Mey Sundu Eli Bâdeli
Can İmiş Cânân Bedeli
Özünde Belâ Gördüm Dost!..
*
Baktı Bağrım Deler Gibi
Gözün Yaşın Eler Gibi
Yavru Ceylan Meler Gibi
Sözünde Selâ Gördüm DOST!..
*
Sırr-ı Sebil.. Sevgiliydi
Yuvasız Kuşlar Gibiydi
Gurbetti-Hasret-Sevgiydi
Yüzünde Sılâ Gördüm DOST!..
*
CAN Çarşısın Celâlinde
Haram-Hürmet-Helâlinde
KUL İhvanîm Kemâlinde
Cemâlin Cilâ gördüm DOST!..
08.05.1998 14:35
Br..
Bâde: Erenelerin ilahî aşk ikramı, dolusu.
Selâ: Hakka ve Hayra Dost çağrısı
Sebil: Açık ve büyük yol. Büyük cadde. * Allah rızası için su dağıtılan yer.
Bir DİLBER Gecem Ayladı
Sırr Semâmızı NEYledi
Cemâlin Cennet eyledi
gÖZünde Elâ Gördüm DOST!..
*
Ayırdı, Ağyâr-Yâd Eli
Mey Sundu Eli Bâdeli
Can İmiş Cânân Bedeli
Özünde Belâ Gördüm Dost!..
*
Baktı Bağrım Deler Gibi
Gözün Yaşın Eler Gibi
Yavru Ceylan Meler Gibi
Sözünde Selâ Gördüm DOST!..
*
Sırr-ı Sebil.. Sevgiliydi
Yuvasız Kuşlar Gibiydi
Gurbetti-Hasret-Sevgiydi
Yüzünde Sılâ Gördüm DOST!..
*
CAN Çarşısın Celâlinde
Haram-Hürmet-Helâlinde
KUL İhvanîm Kemâlinde
Cemâlin Cilâ gördüm DOST!..
08.05.1998 14:35
Br..
Bâde: Erenelerin ilahî aşk ikramı, dolusu.
Selâ: Hakka ve Hayra Dost çağrısı
Sebil: Açık ve büyük yol. Büyük cadde. * Allah rızası için su dağıtılan yer.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
YÂR EYLEDİ!..
BİR OL-ANla BİRdim EZEL Meseldim
KÂLU: BELÂ! sından MAHŞERe GELdim
Pergeli Merkezi - Muhiti BİLdim
DÂİREyi DEVR ettim DEVRÂN Eyledim..
*
Zât-Sıfat-Esmâyla-Eşyâ Hemhâlin
Kûn fe yekûnKâfınNûnun Kemâlin
Lâ Hüve İllâ Hu! Cûd-u Cemâlin
Can-CÂNÂN CEMinde SEYRÂN Eyledim..
*
Şeriat-Tarikat BUZdum SU OLdum
Mârifette BUHAR Göklere DOLdum
Hakikat BULUTu bağlarım YOLdum
Rıza Rahmetinde CEVLÂN Eyledim..
*
Gayret-Himmet ile BEN DAĞIm AŞtım
Haşyet Ateşinde kavruldum PİŞtim
Hayretlerde KALdım-Dehşete DÜŞtüm
Hakikat HÂLİnde HAYRÂN Eyledim..
*
İhvanîmi RABBım DİRİ EYLEdi
SEVen-SEVilenden BİRİ EYLEdi
Resûlullah Kervan KıtMİRİ EYLEdi
İzin BULdum diye BAYRAM Eyledim..
09.05.1998 01:27
Shr..
EZEL: İbtidası ve başlangıcı olmayan, her zaman var olan.
KÂLU: BELÂ!: Dediler ki: Bilakis Rabbimizsin. Eles Meclisinde insan.. (bknz. Araf7/172)
Muhit: İhata eden. Etrafını kuşatan, çeviren. * Etraf. Çevre. * Büyük deniz. Okyanus. Mc: Büyük âlim.
Kûn fe yekûn: ALLAH celle celâlihu OL! der Ve OLUR.
Lâ Hüve İllâ Hu: Ondan başka O yoktur.
Cûd (a): Cömertlik. Bahr-ı cud. Cömertlik denizi.
CEM: (C.: Cümu) Hurmanın iyi olmayanı. Farklı şeyleri bir yere getirmek mânasına mastar. * Az olarak cemaat için isim olur. * Toplama. Bir yere getirme, biriktirme. Yığma.
Cûd: Cömertlik. Sahilik. Eli açık olmak. Muhtaçların vaziyetlerini, durumlarını bildirmeğe meydan vermeksizin lütuf ve ihsanda bulunma hâleti. Mücahede-i diniye ve neşr-i hakaik-ı Kur'aniye ve imaniye hizmetinde mutemed zâtlara lüzumunda maddeten de iştirak etmek fedakârlığı.
Haşyet: Korku ve dehşet ve saygı.
BİR OL-ANla BİRdim EZEL Meseldim
KÂLU: BELÂ! sından MAHŞERe GELdim
Pergeli Merkezi - Muhiti BİLdim
DÂİREyi DEVR ettim DEVRÂN Eyledim..
*
Zât-Sıfat-Esmâyla-Eşyâ Hemhâlin
Kûn fe yekûnKâfınNûnun Kemâlin
Lâ Hüve İllâ Hu! Cûd-u Cemâlin
Can-CÂNÂN CEMinde SEYRÂN Eyledim..
*
Şeriat-Tarikat BUZdum SU OLdum
Mârifette BUHAR Göklere DOLdum
Hakikat BULUTu bağlarım YOLdum
Rıza Rahmetinde CEVLÂN Eyledim..
*
Gayret-Himmet ile BEN DAĞIm AŞtım
Haşyet Ateşinde kavruldum PİŞtim
Hayretlerde KALdım-Dehşete DÜŞtüm
Hakikat HÂLİnde HAYRÂN Eyledim..
*
İhvanîmi RABBım DİRİ EYLEdi
SEVen-SEVilenden BİRİ EYLEdi
Resûlullah Kervan KıtMİRİ EYLEdi
İzin BULdum diye BAYRAM Eyledim..
09.05.1998 01:27
Shr..
EZEL: İbtidası ve başlangıcı olmayan, her zaman var olan.
KÂLU: BELÂ!: Dediler ki: Bilakis Rabbimizsin. Eles Meclisinde insan.. (bknz. Araf7/172)
Muhit: İhata eden. Etrafını kuşatan, çeviren. * Etraf. Çevre. * Büyük deniz. Okyanus. Mc: Büyük âlim.
Kûn fe yekûn: ALLAH celle celâlihu OL! der Ve OLUR.
Lâ Hüve İllâ Hu: Ondan başka O yoktur.
Cûd (a): Cömertlik. Bahr-ı cud. Cömertlik denizi.
CEM: (C.: Cümu) Hurmanın iyi olmayanı. Farklı şeyleri bir yere getirmek mânasına mastar. * Az olarak cemaat için isim olur. * Toplama. Bir yere getirme, biriktirme. Yığma.
Cûd: Cömertlik. Sahilik. Eli açık olmak. Muhtaçların vaziyetlerini, durumlarını bildirmeğe meydan vermeksizin lütuf ve ihsanda bulunma hâleti. Mücahede-i diniye ve neşr-i hakaik-ı Kur'aniye ve imaniye hizmetinde mutemed zâtlara lüzumunda maddeten de iştirak etmek fedakârlığı.
Haşyet: Korku ve dehşet ve saygı.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
İÇ-imdeki ÇöL!..
ÖL-me-den öL!..
ZEVK 1439
Hayy DOST!..
Zerre Benim Kürre Benim İÇimde,
Sonsuz Ufuklara SeSlendiğim Dost!
Kara Sevdâ Ak Alevdir SAÇımda
Yanar Dağlar gibi Yaslandığım Dost!
Bir DAMLA gÖZ Yaşım, Gizli Mağaram
Alır Giderim BAŞIM İhvanî!
Kahkaha-Hıçkırık Atbaşı Bende
Ahmaklar Sanıyor Uslandığım Dost!..
28.05.1998 12:37
ÖL-me-den öL!..
ZEVK 1439
Hayy DOST!..
Zerre Benim Kürre Benim İÇimde,
Sonsuz Ufuklara SeSlendiğim Dost!
Kara Sevdâ Ak Alevdir SAÇımda
Yanar Dağlar gibi Yaslandığım Dost!
Bir DAMLA gÖZ Yaşım, Gizli Mağaram
Alır Giderim BAŞIM İhvanî!
Kahkaha-Hıçkırık Atbaşı Bende
Ahmaklar Sanıyor Uslandığım Dost!..
28.05.1998 12:37
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
HAYY DOST!..
HAKKın Halkı BİL Herkesi
Aldığın Rahmân Nefesi
DUYup-Uyduğun HU! Sesi
Elestü Bezmin Belâsı..
*
Âşık, AŞK Tevhid Tasında
Meşki, Merve-Safasında
Mecnunun Sır Sahrasında
Kâr ü Belânın Leylâsı
*
Zerre-Kürre Devranında
Sırr-ı Subhân Seyranında
Cevlan Eyler Hayranında
Mest-i Meczublar Mevlâsı
*
Gece-Gündüz Zikrimiz Huu!
Kûn fe Yekûn Fikrimiz Huu!
Sabrımız Huu! Şükrümüz Huu!
Dost Muhammedin selâsı
*
Aşk Dağında Ünlediğim
Sahillerde Dinlediğim
Gece-Gündüz İnlediğim
Sırrr-ı Süveydâ Sılası
*
GÜLle-Gübre HAYY Zuhuru
Lâ Hüve İllâ Hu! Nuru
Can Muhammed Arı-Duru
Cemâli Cennet Cilâsı..
*
Söz-Sohbet-Zevk-Haz Ehli Dost
Nev Niyazda Naz Ehli Dost
KUL İhvanî Saz Ehli Dost
Bâtını, Zâhir Zulası .
17.05.1998 14:04
Elestü Bezmi: Cenab-ı Hak ruhları yarattığında "Ben Rabbiniz değil miyim? meâlinde: Elestü biRabbikum? diye sorduğunda, ruhlar, Belâ "Evet Rabbimizsin" diye cevap vermeleri ânına "Elest meclisi" veya "Bezm-i elest" tabir edilir.
Merve-Safa: Mekke-i Mükerreme'de bir tepenin adı olup hacılar, Merve ile Safâ arasında yedi def'a gidip gelirler. Bu, haccın rükünlerindendir. Bu gidip gelmeye "sa'y" denir.
Kâr ü Belâ: Kâr ve derdin atbaşı olduğu Kerbelâ imtihanı.
Meczub: Başkasının te'siri ile hareket hâlinde olan. Cezbedilmiş. Aklı gitmiş olan. Aşk-ı İlahî ile kendinden geçmiş. * Deli. Divane. Mecnun.
Sırrr-ı Süveydâ: Kara Sevdâ Sırrı-özelliği.
Sıla: Kavuşmak, ulaşmak, vuslat. * Âşıkın mâşukuna kavuşması. * Doğduğu yeri, hısım akrabayı gidip görme. * Bahşiş, hediye
Zula: Gizleme yeri.
HAKKın Halkı BİL Herkesi
Aldığın Rahmân Nefesi
DUYup-Uyduğun HU! Sesi
Elestü Bezmin Belâsı..
*
Âşık, AŞK Tevhid Tasında
Meşki, Merve-Safasında
Mecnunun Sır Sahrasında
Kâr ü Belânın Leylâsı
*
Zerre-Kürre Devranında
Sırr-ı Subhân Seyranında
Cevlan Eyler Hayranında
Mest-i Meczublar Mevlâsı
*
Gece-Gündüz Zikrimiz Huu!
Kûn fe Yekûn Fikrimiz Huu!
Sabrımız Huu! Şükrümüz Huu!
Dost Muhammedin selâsı
*
Aşk Dağında Ünlediğim
Sahillerde Dinlediğim
Gece-Gündüz İnlediğim
Sırrr-ı Süveydâ Sılası
*
GÜLle-Gübre HAYY Zuhuru
Lâ Hüve İllâ Hu! Nuru
Can Muhammed Arı-Duru
Cemâli Cennet Cilâsı..
*
Söz-Sohbet-Zevk-Haz Ehli Dost
Nev Niyazda Naz Ehli Dost
KUL İhvanî Saz Ehli Dost
Bâtını, Zâhir Zulası .
17.05.1998 14:04
Elestü Bezmi: Cenab-ı Hak ruhları yarattığında "Ben Rabbiniz değil miyim? meâlinde: Elestü biRabbikum? diye sorduğunda, ruhlar, Belâ "Evet Rabbimizsin" diye cevap vermeleri ânına "Elest meclisi" veya "Bezm-i elest" tabir edilir.
Merve-Safa: Mekke-i Mükerreme'de bir tepenin adı olup hacılar, Merve ile Safâ arasında yedi def'a gidip gelirler. Bu, haccın rükünlerindendir. Bu gidip gelmeye "sa'y" denir.
Kâr ü Belâ: Kâr ve derdin atbaşı olduğu Kerbelâ imtihanı.
Meczub: Başkasının te'siri ile hareket hâlinde olan. Cezbedilmiş. Aklı gitmiş olan. Aşk-ı İlahî ile kendinden geçmiş. * Deli. Divane. Mecnun.
Sırrr-ı Süveydâ: Kara Sevdâ Sırrı-özelliği.
Sıla: Kavuşmak, ulaşmak, vuslat. * Âşıkın mâşukuna kavuşması. * Doğduğu yeri, hısım akrabayı gidip görme. * Bahşiş, hediye
Zula: Gizleme yeri.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
Söz-Sohbet-Zevk-Haz Ehli Dost
Nev Niyazda Naz Ehli Dost
KUL İhvanî Saz Ehli Dost
Bâtını, Zâhir Zulası .
İNCİNİR DoST!..
Nedir KUL İhvanî İşin Gerçeği
Âşığın Göz Yaşı AŞK İçeceği
AŞK Dağında Solsa Aşkın Çiçeği
ARIlar Ah! ÇEKer BALlar İncinir!..
*
Bülbül TAVAF Eder GÜL Bağını Dost
Gözün Sürme Çeker Toprağını Dost
Yürek Yağı Bilir Yaprağını Dost
Ağyâr Eli Değse DALlar İncinir!..
*
Âşıklar ALLAHın Ehlidir Gülüm
Câhillerin Cürmü Cehlidir Gülüm
Bilmezin Bilene Dahlidir Gülüm
HIZIR Hazır Hâlde HÂLlar İncinir!..
*
Her Başa Konar mı Erenler Kuşu
Aşk ü Cezbe Çile Sıdk İle Huşû
Muhteşem Temaşâ Aşkın Cünbüşü
SuSarsa Seherde YELler İncinir!..
*
Gönül Güzeline Vurgunum Dostlar
Çağlayıp Coşsam da Durgunum Dostlar
Desem Ki : Yoruldum, Yorgunum Dostlar!
YÂRin YâdigÂRı YILlar İncinir!..
*
Geçiyor Boşuna Vah Benim Ömrüm
Ben Neler Yaşadım.. Dost Neler Gördüm
DEsem ÖLdürürler! DEmesem Öldüm!
Dinleyen Kualaklar DİLler İncinir!..
*
Sonsuz Ufuklarda Bir Kara Sevdâ
Mecnunlar Ah! Eyler: Nerdesin Leylâ?
El Ele Mahşerle Dost, Kâlu: Belâ..
OLmasam KERBELÂ ÇÖLler İncinir!..
*
Gayri Kerem Eyle Bana Efendim!
Çileler Cefâ Etti Cana Efendim!
Şükrüm-Şikayetim Sana Efendim!
DEsem-DEmesem de KULlar İncinir!..
*
YÂR İle Bileler BİLYE Başlılar
Gönül Gözü Görür Gözü Yaşlılar
Bizi Taşa Tutar Özü Taşlılar
Dikenim Döğerler GÜLler İncinir!..
*
Gece-Gündüz ADın ANdığım DEsem
CaNım, ACIsına BANdığım DEsem
AHH! Edip Aşkıyla YANdığım DEsem
KUL İHVANÎ Sefil KÜLler İncinir!..
29.05.1998 11:53
TAVAF: Ziyaret etmek. Ziyaret maksadiyle etrafında dolaşmak. * Hacıların Kâbe etrafında yedi defa dolaşmaları.
Cürm: (Cürüm) Kabahat, kusur. Hatâ. İsyan. Günah. Kanun hilâfına hareket.
Cehl: Câhillik, bilmemezlik, ilimden mahrum olmaklık, nâdanlık, tecrübesizlik, gençlik.
Dahl: Karışma, girme. * Nüfuz, te'sir. * Vâridat. * İrâd. İtiraz, ta'riz. * Ayıp, töhmet.
Cezbe: Tas: Meczubiyet, istiğrak. Allah'ı hatırlayıp Allah sevgisi ile kendinden geçer bir hale gelme.
Sıdk: Doğru söz. Hakikata muvâfık olan. Bir şeyin her hususu tam ve kâmil olması. * Ahdinde sâbit olmak. * Peygamberlere mahsus en mühim beş hasletten birisi. * Kalb temizliği.
Huşû: Alçak gönüllülük. Hayâ etmek ve mütevazi olmak. Korku ile karışık sevgiden gelen edebli bir hâl. Yüksek ve heybetli bir huzurda duyulan alçak gönüllülük. Sükun ve tezellül.
Temaşâ: f. Hoşlanarak bakmak. Seyretmek. Seyre çıkmak. Gezmek. İbretle bakmak
Cünbüş: Tasavvufî COŞku.. Zevk, eğlence. * Hareket, kımıldanma. * Uta benzer bir çalgı. (Doğrusu: Cünbiş'tir).
Nev Niyazda Naz Ehli Dost
KUL İhvanî Saz Ehli Dost
Bâtını, Zâhir Zulası .
İNCİNİR DoST!..
Nedir KUL İhvanî İşin Gerçeği
Âşığın Göz Yaşı AŞK İçeceği
AŞK Dağında Solsa Aşkın Çiçeği
ARIlar Ah! ÇEKer BALlar İncinir!..
*
Bülbül TAVAF Eder GÜL Bağını Dost
Gözün Sürme Çeker Toprağını Dost
Yürek Yağı Bilir Yaprağını Dost
Ağyâr Eli Değse DALlar İncinir!..
*
Âşıklar ALLAHın Ehlidir Gülüm
Câhillerin Cürmü Cehlidir Gülüm
Bilmezin Bilene Dahlidir Gülüm
HIZIR Hazır Hâlde HÂLlar İncinir!..
*
Her Başa Konar mı Erenler Kuşu
Aşk ü Cezbe Çile Sıdk İle Huşû
Muhteşem Temaşâ Aşkın Cünbüşü
SuSarsa Seherde YELler İncinir!..
*
Gönül Güzeline Vurgunum Dostlar
Çağlayıp Coşsam da Durgunum Dostlar
Desem Ki : Yoruldum, Yorgunum Dostlar!
YÂRin YâdigÂRı YILlar İncinir!..
*
Geçiyor Boşuna Vah Benim Ömrüm
Ben Neler Yaşadım.. Dost Neler Gördüm
DEsem ÖLdürürler! DEmesem Öldüm!
Dinleyen Kualaklar DİLler İncinir!..
*
Sonsuz Ufuklarda Bir Kara Sevdâ
Mecnunlar Ah! Eyler: Nerdesin Leylâ?
El Ele Mahşerle Dost, Kâlu: Belâ..
OLmasam KERBELÂ ÇÖLler İncinir!..
*
Gayri Kerem Eyle Bana Efendim!
Çileler Cefâ Etti Cana Efendim!
Şükrüm-Şikayetim Sana Efendim!
DEsem-DEmesem de KULlar İncinir!..
*
YÂR İle Bileler BİLYE Başlılar
Gönül Gözü Görür Gözü Yaşlılar
Bizi Taşa Tutar Özü Taşlılar
Dikenim Döğerler GÜLler İncinir!..
*
Gece-Gündüz ADın ANdığım DEsem
CaNım, ACIsına BANdığım DEsem
AHH! Edip Aşkıyla YANdığım DEsem
KUL İHVANÎ Sefil KÜLler İncinir!..
29.05.1998 11:53
TAVAF: Ziyaret etmek. Ziyaret maksadiyle etrafında dolaşmak. * Hacıların Kâbe etrafında yedi defa dolaşmaları.
Cürm: (Cürüm) Kabahat, kusur. Hatâ. İsyan. Günah. Kanun hilâfına hareket.
Cehl: Câhillik, bilmemezlik, ilimden mahrum olmaklık, nâdanlık, tecrübesizlik, gençlik.
Dahl: Karışma, girme. * Nüfuz, te'sir. * Vâridat. * İrâd. İtiraz, ta'riz. * Ayıp, töhmet.
Cezbe: Tas: Meczubiyet, istiğrak. Allah'ı hatırlayıp Allah sevgisi ile kendinden geçer bir hale gelme.
Sıdk: Doğru söz. Hakikata muvâfık olan. Bir şeyin her hususu tam ve kâmil olması. * Ahdinde sâbit olmak. * Peygamberlere mahsus en mühim beş hasletten birisi. * Kalb temizliği.
Huşû: Alçak gönüllülük. Hayâ etmek ve mütevazi olmak. Korku ile karışık sevgiden gelen edebli bir hâl. Yüksek ve heybetli bir huzurda duyulan alçak gönüllülük. Sükun ve tezellül.
Temaşâ: f. Hoşlanarak bakmak. Seyretmek. Seyre çıkmak. Gezmek. İbretle bakmak
Cünbüş: Tasavvufî COŞku.. Zevk, eğlence. * Hareket, kımıldanma. * Uta benzer bir çalgı. (Doğrusu: Cünbiş'tir).
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
Öyle GÜNler Olur ki GEÇme BİLmez!
Öyle GÜNler Olur ki GEÇer GELmez!
En ACI VeRen DAL Elimizle Kırdığımızdır!
Kanı Dinmeyen Yara kendimizden SIRRdığımızdır
HUU Dost!..
KUL İhvanî Garib AŞKın Fakiri
Ahmaklar ölmüştür, Âşıklar diri
Sonsuzdan-Sıfıra Kervan Kıtmiri
Âşıklara Âşık gÖZ YAŞlarımız..
*
MeczubuzMecnununuz Zülf-ü Leylâya
AŞK Çekti Başımız Kara Sevdâya
Mahşeri Derc Ettik Kâlû Belâya
Bezm-i Elestinde Bir HOŞlarıyız
*
Âşıklar AŞK Okur Gözüm Yaşında
Gönlümüz Tutsaktır Hilâl Kaşında
Kimi Ayık Gezer Aklı Başında
Şükürler Olsun BİZ SARHOŞlarıyız
*
Alnımızda Kader Senetlerimiz
Sîretin Sûreti Sanatlarımız
Sevabla-Günahtan Kanatlarımız
Zuhurat Zevkinde Aşk KUŞlarıyız
*
Kul İhvanî Sefil Bâtın Adımız
Yâr Adın Anmaktır Her An Yâdımız
Acı-Tatlı-Ekşi-Tuzlu Tadımız
Muhabbet Mevsimin MAYHOŞlarıyız
04.06.1998 14:04
Sîret (a): Bir kimsenin içi, hâli, tavrı, gidişi, ahlâkı; hâl tercûmesi.
Sûret (a): Şekil, yüz. Güzellik,biçim, görünüş, kılık , tarz, yol, gidiş.
MAYHOŞ: f. Biraz ekşice lezzetli tatlı.
Öyle GÜNler Olur ki GEÇer GELmez!
En ACI VeRen DAL Elimizle Kırdığımızdır!
Kanı Dinmeyen Yara kendimizden SIRRdığımızdır
HUU Dost!..
KUL İhvanî Garib AŞKın Fakiri
Ahmaklar ölmüştür, Âşıklar diri
Sonsuzdan-Sıfıra Kervan Kıtmiri
Âşıklara Âşık gÖZ YAŞlarımız..
*
MeczubuzMecnununuz Zülf-ü Leylâya
AŞK Çekti Başımız Kara Sevdâya
Mahşeri Derc Ettik Kâlû Belâya
Bezm-i Elestinde Bir HOŞlarıyız
*
Âşıklar AŞK Okur Gözüm Yaşında
Gönlümüz Tutsaktır Hilâl Kaşında
Kimi Ayık Gezer Aklı Başında
Şükürler Olsun BİZ SARHOŞlarıyız
*
Alnımızda Kader Senetlerimiz
Sîretin Sûreti Sanatlarımız
Sevabla-Günahtan Kanatlarımız
Zuhurat Zevkinde Aşk KUŞlarıyız
*
Kul İhvanî Sefil Bâtın Adımız
Yâr Adın Anmaktır Her An Yâdımız
Acı-Tatlı-Ekşi-Tuzlu Tadımız
Muhabbet Mevsimin MAYHOŞlarıyız
04.06.1998 14:04
Sîret (a): Bir kimsenin içi, hâli, tavrı, gidişi, ahlâkı; hâl tercûmesi.
Sûret (a): Şekil, yüz. Güzellik,biçim, görünüş, kılık , tarz, yol, gidiş.
MAYHOŞ: f. Biraz ekşice lezzetli tatlı.
- hamdolsun
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 496
- Kayıt: 23 Ara 2009, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
YANIYORUM!.
Naza Niyaz Nefesinden
Sırr-ı Semâ Neşesinden
Çark-ı Çile Çeşmesinden
Bâde AL-dım yANıyorum!..
*
Mecnunum Leylâ-yı BULdum
Ben Kara Sevdâ-yı BULdum
DAMLAda Deryâ-yı BULdum
Derde DAL-dım yANıyorum!..
*
Zaman-MekANı KaYBettim
Tenimde CANı KaYBettim
Ben, Bende Beni KaYBettim
Yetim KAL-dım yANıyorum!..
*
DEVRinde Devr-AN EY-ledim
SEYRinde Seyr-AN EY-ledim
CeVLanım Hayr-AN EY-ledim
SIRRa SALL-dım yANıyorum!..
*
Huma Kuşumu UÇ-urdum
Nice Fırsatlar KAÇ-ırdım
ÖMRümü BoŞa GEÇ-irdim
AŞKa GEL-dim yANıyorum!..
*
Karlı Karlı Dağlar Aştım
Çağladım-Köpürdüm-Coştum
Hep, Hepin Peşinde Koştum
HİÇim BİL-dim yANıyorum!..
*
Varımı Yokluk Götür-dü
AŞK Banâ Ateş Getir-di
AKLımı AKLım Yitir-di
Deli OL-dum yANıyorum!..
*
AŞK Aklımı Baştan Aldı
BeNlik ŞiŞ-em Taşa Çaldı
Zehrim-Zemzemim Boşaldı
AŞKla DOL-dum yANıyorum!..
*
Gurbet-Hasrette Yârim Yok
Umut-Korku Efkârim Yok
Tomur-Gonca-Baharım Yok
Gayrı SOL-dum yANıyorum!..
*
Kûn fe Yekûn Kemâline
Sırr-ı Subhan Hemhâline
Âşığım Yâr Cem-Âline
Bağım Yol-Dum Yanıyorum!..
*
Kervan Nerde Kul İhvanî?
Sen Nerdesin Kıtmir Hâni
SU-lar Bâki - Testi Fâni
Derler ÖL-düm! yANıyorum!..
Fî de..
01.08.1998 19:10
Kûn fe yekûn:
إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
İnnemâ emruhû izâ erâde şeyen en yekûle lehu kun fe yekûn(yekûnu) :Allahın şanı, bir şeyin olmasını dilediği zaman, ona sadece ol demektir; o oluverir. (Yâ-Sîn 36/82)
Hemhâl: Haldaşlık.
Subhanallahi ve bihamdihi esteğfirullahel- Azîmü.
Hüvellezi Hayyul- Kayyumü ve etübiileyhi..
Allah! Allah! RABBî lâ uşrikü bihi şeyen..
Naza Niyaz Nefesinden
Sırr-ı Semâ Neşesinden
Çark-ı Çile Çeşmesinden
Bâde AL-dım yANıyorum!..
*
Mecnunum Leylâ-yı BULdum
Ben Kara Sevdâ-yı BULdum
DAMLAda Deryâ-yı BULdum
Derde DAL-dım yANıyorum!..
*
Zaman-MekANı KaYBettim
Tenimde CANı KaYBettim
Ben, Bende Beni KaYBettim
Yetim KAL-dım yANıyorum!..
*
DEVRinde Devr-AN EY-ledim
SEYRinde Seyr-AN EY-ledim
CeVLanım Hayr-AN EY-ledim
SIRRa SALL-dım yANıyorum!..
*
Huma Kuşumu UÇ-urdum
Nice Fırsatlar KAÇ-ırdım
ÖMRümü BoŞa GEÇ-irdim
AŞKa GEL-dim yANıyorum!..
*
Karlı Karlı Dağlar Aştım
Çağladım-Köpürdüm-Coştum
Hep, Hepin Peşinde Koştum
HİÇim BİL-dim yANıyorum!..
*
Varımı Yokluk Götür-dü
AŞK Banâ Ateş Getir-di
AKLımı AKLım Yitir-di
Deli OL-dum yANıyorum!..
*
AŞK Aklımı Baştan Aldı
BeNlik ŞiŞ-em Taşa Çaldı
Zehrim-Zemzemim Boşaldı
AŞKla DOL-dum yANıyorum!..
*
Gurbet-Hasrette Yârim Yok
Umut-Korku Efkârim Yok
Tomur-Gonca-Baharım Yok
Gayrı SOL-dum yANıyorum!..
*
Kûn fe Yekûn Kemâline
Sırr-ı Subhan Hemhâline
Âşığım Yâr Cem-Âline
Bağım Yol-Dum Yanıyorum!..
*
Kervan Nerde Kul İhvanî?
Sen Nerdesin Kıtmir Hâni
SU-lar Bâki - Testi Fâni
Derler ÖL-düm! yANıyorum!..
Fî de..
01.08.1998 19:10
Kûn fe yekûn:
إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
İnnemâ emruhû izâ erâde şeyen en yekûle lehu kun fe yekûn(yekûnu) :Allahın şanı, bir şeyin olmasını dilediği zaman, ona sadece ol demektir; o oluverir. (Yâ-Sîn 36/82)
Hemhâl: Haldaşlık.
Subhanallahi ve bihamdihi esteğfirullahel- Azîmü.
Hüvellezi Hayyul- Kayyumü ve etübiileyhi..
Allah! Allah! RABBî lâ uşrikü bihi şeyen..
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
DARGINIM..
Başımı Saldı Ahh! Hevâ-Hevese
Peşinden Yürüdü Vehm ü Vesvese
Beni Rüsvay Etti Herşey-Herkese
Hak Erenler Ben Nefsime Dargınım!
*
Hilesi-Tuzağı Hepsi Peş Peşe
El Eder Çağrır Beni Ateşe
Yönümü Döndürdü Kokuşmuş Leşe
Şu Yalan Dünyaya Küsüm-Kırgınım!
*
Nefsim Azdı! TEVHİD Zincirin Söktü
Ruhum Hicaran Edip Göz Yaşı Döktü
Saçlarım Kar Gibi Omuzum Çöktü
YÂR Yolunda Yollar YOK-uş Yorgunum!
*
Hasan Dağın Karı İdim Eridim
Çağladım-Köpürdüm-Coştum-Yürüdüm
Kaderimi Gölgem Gibi Sürüdüm
İndim Sahillere Gayrı Durgunum!
*
KUL İhvanî Gurbet Elin Sefili
Bir Haber Bir Selâm Gönder Sevgili
Var mıdır Cihanda Seven Ben Gibi
Yâd EL Bilmez Cemâline Vurgunum!
30.08.1998 14:14
Vehm: (Vehim) Mübhem ve mânasız korku. * Belirsiz fikir ve düşünce. * Cüz'i mânaların anlaşılmasına yarayan bir idrak kuvveti.
Vesvese: Şübhe. Tereddüt. Kuruntu. Aslı olmayan ihtimaller
Rüsvay: f. Rezillik, itibarsızlık, haysiyetsizlik.
Başımı Saldı Ahh! Hevâ-Hevese
Peşinden Yürüdü Vehm ü Vesvese
Beni Rüsvay Etti Herşey-Herkese
Hak Erenler Ben Nefsime Dargınım!
*
Hilesi-Tuzağı Hepsi Peş Peşe
El Eder Çağrır Beni Ateşe
Yönümü Döndürdü Kokuşmuş Leşe
Şu Yalan Dünyaya Küsüm-Kırgınım!
*
Nefsim Azdı! TEVHİD Zincirin Söktü
Ruhum Hicaran Edip Göz Yaşı Döktü
Saçlarım Kar Gibi Omuzum Çöktü
YÂR Yolunda Yollar YOK-uş Yorgunum!
*
Hasan Dağın Karı İdim Eridim
Çağladım-Köpürdüm-Coştum-Yürüdüm
Kaderimi Gölgem Gibi Sürüdüm
İndim Sahillere Gayrı Durgunum!
*
KUL İhvanî Gurbet Elin Sefili
Bir Haber Bir Selâm Gönder Sevgili
Var mıdır Cihanda Seven Ben Gibi
Yâd EL Bilmez Cemâline Vurgunum!
30.08.1998 14:14
Vehm: (Vehim) Mübhem ve mânasız korku. * Belirsiz fikir ve düşünce. * Cüz'i mânaların anlaşılmasına yarayan bir idrak kuvveti.
Vesvese: Şübhe. Tereddüt. Kuruntu. Aslı olmayan ihtimaller
Rüsvay: f. Rezillik, itibarsızlık, haysiyetsizlik.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
NİDEM!
Seyrinde Ser-HOŞ Sevgilim
Seven-Sevilen Kefilim
Cennet-CÂNÂNdan Gafilim
Cümle Cihan Canı Nidem?..
*
Ağzımda Demir Leblebi
AHDULLAH, Aşkın Sebebi
Dolaşırım DELİ Gibi
Ben Şöhreti- Şanı Nidem?..
*
Çekilsem Gönül Köşküne
MEVLÂ Muhabbet Köşküne
Ben Yanarım HAKK Aşkına
EL Bırakmaz Beni Nidem?..
*
Emelim Ezdim Gezerim
Elekten Süzdüm Gezerim
Derimi Yüzdüm Gezerim
Ben Bedeni- Teni Nidem?..
*
Kûn Fe Yekûn Devranında
Dost Muhammed Seyranında
Vâhid-AHAD Hayranında
BİR İ Buldum! BİNi Nidem?..
21.01.1999 11:30
Seyrinde Ser-HOŞ Sevgilim
Seven-Sevilen Kefilim
Cennet-CÂNÂNdan Gafilim
Cümle Cihan Canı Nidem?..
*
Ağzımda Demir Leblebi
AHDULLAH, Aşkın Sebebi
Dolaşırım DELİ Gibi
Ben Şöhreti- Şanı Nidem?..
*
Çekilsem Gönül Köşküne
MEVLÂ Muhabbet Köşküne
Ben Yanarım HAKK Aşkına
EL Bırakmaz Beni Nidem?..
*
Emelim Ezdim Gezerim
Elekten Süzdüm Gezerim
Derimi Yüzdüm Gezerim
Ben Bedeni- Teni Nidem?..
*
Kûn Fe Yekûn Devranında
Dost Muhammed Seyranında
Vâhid-AHAD Hayranında
BİR İ Buldum! BİNi Nidem?..
21.01.1999 11:30
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
EY DOST!..
Minnetsiz-Muhabbet-katıksız Sevdâ
ATEŞi DONdurur Suları YAKar!
Vuslat Vâdisinde Sırrr-ı Süveydâ
Dağları ERİTir SU OLur AKar!..
*
Seven Sevdiğinin Bakmaz Nesine
Gönül Kulağını Verir Sesine
Âlemler Girdi mi AŞK Neşesine
Âşık Bin AHH! ÇEK-ER.. Ahmaklar Bakar!
*
CÂNÂNa Can Vermek, Aşkın Ederi
Kahkaha-Hıçkırık Varlık Hederi
Ârif Tecellîde Derdi-Kederi
Yârin Bergüzârın Zülfüne Takar!
*
Çırılçıplak Girer-Çıkar Bu Handan
Rahatını Sormaz Zaman-Mekandan
Aklı-Fikri YâR da Sevdâsı Candan
GEZ-ER Der-bederce Çileler ÇEK-ER!
*
Herşeyle DEVR Eder! Devrana DÜŞ-ER
Sırrların SEYR Eder Seyrana DÜŞ-ER
CEVL-İ CEMÂL Eyler Cevlana DÜŞ-ER
Âşık Hayran Kalır Meydana ÇIK-AR!..
11.03.1999 12:30
Bergüzâr: f. Hatırlatmak için armağan, hediye vermek.
Der-beder: f. Serseri, kapı kapı dolaşan. * Dağınık, perişan.
CEVL: Tavaf etme.
Cevlan: Mârifette buhar gibi sır döngü.
Minnetsiz-Muhabbet-katıksız Sevdâ
ATEŞi DONdurur Suları YAKar!
Vuslat Vâdisinde Sırrr-ı Süveydâ
Dağları ERİTir SU OLur AKar!..
*
Seven Sevdiğinin Bakmaz Nesine
Gönül Kulağını Verir Sesine
Âlemler Girdi mi AŞK Neşesine
Âşık Bin AHH! ÇEK-ER.. Ahmaklar Bakar!
*
CÂNÂNa Can Vermek, Aşkın Ederi
Kahkaha-Hıçkırık Varlık Hederi
Ârif Tecellîde Derdi-Kederi
Yârin Bergüzârın Zülfüne Takar!
*
Çırılçıplak Girer-Çıkar Bu Handan
Rahatını Sormaz Zaman-Mekandan
Aklı-Fikri YâR da Sevdâsı Candan
GEZ-ER Der-bederce Çileler ÇEK-ER!
*
Herşeyle DEVR Eder! Devrana DÜŞ-ER
Sırrların SEYR Eder Seyrana DÜŞ-ER
CEVL-İ CEMÂL Eyler Cevlana DÜŞ-ER
Âşık Hayran Kalır Meydana ÇIK-AR!..
11.03.1999 12:30
Bergüzâr: f. Hatırlatmak için armağan, hediye vermek.
Der-beder: f. Serseri, kapı kapı dolaşan. * Dağınık, perişan.
CEVL: Tavaf etme.
Cevlan: Mârifette buhar gibi sır döngü.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
ŞEYHÜl- HAZÎN! (ks)
Aşktır Âşık Mihengi
Âlemlerde Âhengi
Kaplamış Yedi Rengi
AL-ı ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Muhabbet Merceğinden
Gönüller Gerçeğinden
Yadi Dağ Çiçeğinden
BAL-ı ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
AŞK Ocağı KÜL Dolu
Yolları BÜLBÜL Dolu
Tomur-Gonca- GÜL Dolu
DAL-ı ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Canda CÂNÂNı Aşktır
CÂNÂNda Canı Aşktır
İnci- Mer-Canı Aşktır
MAL-ı ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Muhammedî Biridir
Muhabbetin Pîridir
Ölmez Asla Diridir
SALL-ı ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Muhabbet Menzilinde
SIRR Salâvâtı Dilinde
Cedd-i PÂKin Elinde
EL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Serin Sahraya Salmış
Esrâr Deryâya Dalmış
Mayasın DOSTtan Almış
BELÎ ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Gözün Yaşı AŞK Taşır
Değene AŞK Bulaşır
Dost Muhammede Ulaşır (Sav)
SEL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Sevmiş Gönül Güzeli
Seçmiş Ebed-Ezeli
RAVZAnın Seher Yeli
YEL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Arşa Çıkar Avazı
Niyaz İçinde Nazı
Yedi Dillidir Sazı
VELÎ ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Muhabbet Feryâdında
Adın Bulmuş Adında
Dost Muhammed Yâdında(Sav)
DİL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Cehâletler Söndürür
HAKK Yoluna Yöndürür
Âlemleri Döndürür
MİL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Halkı HAKKa Uluyor
HAKKı Arayan Buluyor
SIRR Sahrasın Suluyor
NİL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
AŞK BELÂ! Boyununda
Kurt İle Koyununda
Şu AŞK-ın Oyununda
ZİL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Cümle Derdi, Aşkla YIK-AR
Nefsin Devesin IK-AR
Cedd-İ PÂKine ÇIK-AR
YOL-u ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Muhammed Tabibi Dost!
AHMED Ü Habibi Dost!
ÂLEM Ona Tâbi Dost!
KUL-u ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
SÎRAC OSMAN Gururu
HÜSAMEDDİN Sürûru
ÂLÂADDİN Göz Nuru
TÜL-ü ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
KUL İhvanî Yol Bu Yol!
Boşalt İÇin Aşkla Dol!
SIDDIKına SÂDIK Ol!
GÜL-ü ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
11.03.1999 13:34
Cedd-i PÂK: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem ceddi, Ehl-i Beyt aleyhumusselâm Nesli..
Ser: f. Baş. Tepe. Uç. Nihayet. Zirve. Gaye. * Baş, başkan, reis.
Esrâr: (Sır. C.) Sırlar. Gizli hikmetler ve mânalar. Bilinmeyen şeyler. * Keyif veren zehir. Uyuşturucu madde. * Elinde ve el ayasında olan hatlar.
Aşktır Âşık Mihengi
Âlemlerde Âhengi
Kaplamış Yedi Rengi
AL-ı ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Muhabbet Merceğinden
Gönüller Gerçeğinden
Yadi Dağ Çiçeğinden
BAL-ı ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
AŞK Ocağı KÜL Dolu
Yolları BÜLBÜL Dolu
Tomur-Gonca- GÜL Dolu
DAL-ı ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Canda CÂNÂNı Aşktır
CÂNÂNda Canı Aşktır
İnci- Mer-Canı Aşktır
MAL-ı ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Muhammedî Biridir
Muhabbetin Pîridir
Ölmez Asla Diridir
SALL-ı ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Muhabbet Menzilinde
SIRR Salâvâtı Dilinde
Cedd-i PÂKin Elinde
EL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Serin Sahraya Salmış
Esrâr Deryâya Dalmış
Mayasın DOSTtan Almış
BELÎ ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Gözün Yaşı AŞK Taşır
Değene AŞK Bulaşır
Dost Muhammede Ulaşır (Sav)
SEL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Sevmiş Gönül Güzeli
Seçmiş Ebed-Ezeli
RAVZAnın Seher Yeli
YEL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Arşa Çıkar Avazı
Niyaz İçinde Nazı
Yedi Dillidir Sazı
VELÎ ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Muhabbet Feryâdında
Adın Bulmuş Adında
Dost Muhammed Yâdında(Sav)
DİL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Cehâletler Söndürür
HAKK Yoluna Yöndürür
Âlemleri Döndürür
MİL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Halkı HAKKa Uluyor
HAKKı Arayan Buluyor
SIRR Sahrasın Suluyor
NİL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
AŞK BELÂ! Boyununda
Kurt İle Koyununda
Şu AŞK-ın Oyununda
ZİL-i ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Cümle Derdi, Aşkla YIK-AR
Nefsin Devesin IK-AR
Cedd-İ PÂKine ÇIK-AR
YOL-u ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
Muhammed Tabibi Dost!
AHMED Ü Habibi Dost!
ÂLEM Ona Tâbi Dost!
KUL-u ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
SÎRAC OSMAN Gururu
HÜSAMEDDİN Sürûru
ÂLÂADDİN Göz Nuru
TÜL-ü ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
*
KUL İhvanî Yol Bu Yol!
Boşalt İÇin Aşkla Dol!
SIDDIKına SÂDIK Ol!
GÜL-ü ŞEYHÜl- HAZÎNin.. (Ks)
11.03.1999 13:34
Cedd-i PÂK: Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem ceddi, Ehl-i Beyt aleyhumusselâm Nesli..
Ser: f. Baş. Tepe. Uç. Nihayet. Zirve. Gaye. * Baş, başkan, reis.
Esrâr: (Sır. C.) Sırlar. Gizli hikmetler ve mânalar. Bilinmeyen şeyler. * Keyif veren zehir. Uyuşturucu madde. * Elinde ve el ayasında olan hatlar.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
S Û F Î Sad Vav Fe Ye
Sad Sabır-Sadakat-Safîyyet-Sahabet-Sahvet-Ayıklık (-ebced: 90-)
Vav Vefâ-vûvârid-Vürûd.. (-ebced: 6-)
Fe Fakr-Ferağ.. (-ebced: 80-)
Ye Yümn-Kuvvetli bereket-uğur.. (-ebced: 10-)
AĞLARIM
Ebedî Âşığım Ezelden Tacım
Aşksız Yaşayamayam Aşka Muhtacım
Gâhi Nesimîyim, Gâhi Hallacım
Âşıklar Asılan Dârda Ağlarım!...
*
Sessiz Seherlerde İnlerse Sazım
Arşa Çıkar Âşık, Ahım Avazım
Yâd Ele Ne Gerek Niyazım-Nazım
Göğsüne Yaslanır Yârda Ağlarım!...
*
Kokusun Duyarım, Yolun Bakarım!
Eririm BUZ Gibi DOSTa Akarım
Ateşi Dondurur, Suyu Yakarım
Nurun Alâ NÛR DOST!.. Nârda Ağlarım!...
*
Meclis-İ Muhabbet Mey-i Mestim Dost!
Razıyım RABBımdan! RIZA Kastım Dost!
Ezelden Yüzülmüş Benlik Postum Dost!
Dermanı DERD OL-AN Derde Ağlarım!...
*
Çekenle Çektiren Çekilen Çile
Her NEFES Yaşanır Gelir mi Dile?
Sırr-ı Sıddıkînde Sâdıklar İle
Muhabbet Meydanı Merde Ağlarım!...
*
Âşıklar Ah!. Eder, Gülmez Efendim!
Salar SÎNE Suyun Silmez Efendim!
Belen Demez-Diyen Bilmez Efendim!
Garibim Gurbette NERDE Ağlarım!...
*
Devrinde DEVR Eder Devrân Eylerem
Seyrinde SEYR Eder Seyrân Eylerem
Cem-i Cevlânında Hayr-ÂN Eylerem
Göklerde GÜL-Erim! Yerde Ağlarım!...
*
Yetiş Yâ Muhammed! Aşkın Menbağı
Sâdıklar Sofrasın Birliğin Bağı
İhvanî Sefilin Çileler Çağı
Toplarım Tevhide! Dörde Ağlarım!...
25.03.1999 21:24
Kast: kasd. Bir işi bile bile yapmak. * İsteyerek. Niyet ederek. * Niyet. Tasavvur. * İstikamet. Yolu doğru olmak.
Sıddıkîn: Sıddık olanlar, İmam Ali kerremullahi veche, Hazret-i Ebubekir (R.A.) gibi olanlar. Hazret-i Ebubekir (R.A.) gibi olanlar ve Onun izini takib edenler. Allah yolunun sadakatte en ileri olanları.
Sine (a): Göğüs. Sine-i çak: Yırtılmış, parçalanmış gö¬ğüs, yaralı kalb.
Nurun Alâ NÛR: Nur üstüne Nur.
اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Allâhu nûrus semâvâti vel ard(ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şeyin alîm(alîmun) :Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir. (Nûr 24/35)
Sad Sabır-Sadakat-Safîyyet-Sahabet-Sahvet-Ayıklık (-ebced: 90-)
Vav Vefâ-vûvârid-Vürûd.. (-ebced: 6-)
Fe Fakr-Ferağ.. (-ebced: 80-)
Ye Yümn-Kuvvetli bereket-uğur.. (-ebced: 10-)
AĞLARIM
Ebedî Âşığım Ezelden Tacım
Aşksız Yaşayamayam Aşka Muhtacım
Gâhi Nesimîyim, Gâhi Hallacım
Âşıklar Asılan Dârda Ağlarım!...
*
Sessiz Seherlerde İnlerse Sazım
Arşa Çıkar Âşık, Ahım Avazım
Yâd Ele Ne Gerek Niyazım-Nazım
Göğsüne Yaslanır Yârda Ağlarım!...
*
Kokusun Duyarım, Yolun Bakarım!
Eririm BUZ Gibi DOSTa Akarım
Ateşi Dondurur, Suyu Yakarım
Nurun Alâ NÛR DOST!.. Nârda Ağlarım!...
*
Meclis-İ Muhabbet Mey-i Mestim Dost!
Razıyım RABBımdan! RIZA Kastım Dost!
Ezelden Yüzülmüş Benlik Postum Dost!
Dermanı DERD OL-AN Derde Ağlarım!...
*
Çekenle Çektiren Çekilen Çile
Her NEFES Yaşanır Gelir mi Dile?
Sırr-ı Sıddıkînde Sâdıklar İle
Muhabbet Meydanı Merde Ağlarım!...
*
Âşıklar Ah!. Eder, Gülmez Efendim!
Salar SÎNE Suyun Silmez Efendim!
Belen Demez-Diyen Bilmez Efendim!
Garibim Gurbette NERDE Ağlarım!...
*
Devrinde DEVR Eder Devrân Eylerem
Seyrinde SEYR Eder Seyrân Eylerem
Cem-i Cevlânında Hayr-ÂN Eylerem
Göklerde GÜL-Erim! Yerde Ağlarım!...
*
Yetiş Yâ Muhammed! Aşkın Menbağı
Sâdıklar Sofrasın Birliğin Bağı
İhvanî Sefilin Çileler Çağı
Toplarım Tevhide! Dörde Ağlarım!...
25.03.1999 21:24
Kast: kasd. Bir işi bile bile yapmak. * İsteyerek. Niyet ederek. * Niyet. Tasavvur. * İstikamet. Yolu doğru olmak.
Sıddıkîn: Sıddık olanlar, İmam Ali kerremullahi veche, Hazret-i Ebubekir (R.A.) gibi olanlar. Hazret-i Ebubekir (R.A.) gibi olanlar ve Onun izini takib edenler. Allah yolunun sadakatte en ileri olanları.
Sine (a): Göğüs. Sine-i çak: Yırtılmış, parçalanmış gö¬ğüs, yaralı kalb.
Nurun Alâ NÛR: Nur üstüne Nur.
اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Allâhu nûrus semâvâti vel ard(ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şeyin alîm(alîmun) :Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir. (Nûr 24/35)
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
HUU DOST!..
Âşık Ağyâre Sırr Söylemez
Diyen Bilmez, Bilen Demez
Kendisinde SÖZ Eylemez
AR ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Döndürür HAKKtan Azanı
Çağırır Aklı İzanı
Allah İçin AŞK Ezanı
Câri ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Divanda Destur Durulmuş
Vuslatta VELÎ Vurulmuş
Belâ Bazarı Kurulmuş
DÂR ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Gözü Muhabbet Merceği
Sözü Tevhidin Gerçeği
Sanki Cennet, Can Çiçeği
HÂR ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Tezi Sıfır-Sonsuz Dildir
SIDDIKın Sırrın Temsildir
Dünya-Âhret Selsebildir
VAR ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Şah-ı Şeriat Sahibi
Kırık Kalblerin Tabibi
Hallakul- Hakkın Habibi
YÂR ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Hizmet İçin Sîne Sazı
Hakkın Halkı, Naz-Niyazı
Arzdan Arşa AŞK Avazı
ZÂR ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Şah-ı Şühûd Şeyhül- Hazîn (Ks)
Pîri Ali Hüsamedddin (Ks)
Şeref-i Şeyh Âlâaddin (Ks)
ER i Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Geçmiş Benlik Nefesinden
Yalan Dünya Hevesinden
Nâzik Nefsi Şerr Sesinden
Berî Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
ALLAH İçin Resûl İçin
Sorulamaz Neden-Niçin?
Kalbdeb İçre FUAD İçin
Yeri Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Aşkın Şemâil-Şekili
Vuslat Vâlisin Vekili
El-ÂN Dört Sancak Çekili
Biri Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
HAKKı Derim Dem Bu Demde
Lâzımı-Lâyıkı Hem De
Yedi Cevâhiri CEMde
Diri Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Kalbi Kalble Karşı Görür
Cennet İçre Çarşı Görür
Biiznillah Arşı Görür
Körü Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Terbiyede-Tezkiyede
Tasfiyede-Tecliyede
Kalbi, SEYR-ÂN Ede Ede
Duru Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Dili DOSTun Dost Dilidir
Mest Muhabbet Menzilidir
Kalbimizin Kandilidir
Nuru Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Serine Sürme Sürülmüş
Defteri Burada Dürülmüş
Ezel-Ebed Üfürülmüş
Sûru Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Zül- Celâl!.. Cemâl Çağıdır
Dost Muhammed Menbağıdır
Sâadatların Sırrı Dağıdır
Tûru Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
İnadın Dörde Bölesi
Ölmeden Önce Ölesi
Çogu Dünyanın Kölesi
HÜR Ü Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
KUL İhvanî UY-ÂN-Davran
Nefes Nefes Geçer Her ÂN
MEDİNEye Giden Kerv-ÂN
YÜRÜ!.. Muhammed Sıddıkın (Ks)
04.04.1999 15:15
A N T A L Y A..
BİR Zamanda
Temsil: Bir şeyin aynısını veya mislini yapmak. Benzetmek. Teşbih etmek. Örnek, nümune söz. (Bak: Kıyas-ı temsilî)
Selsebil (a): Tatlı, hafif, güzel su. Cennette bir su kay¬nağının adı.
Hallakul- Hakk: Halkaden el Halık ve el HAKK olan ALLAH celle celâlihu.
ZÂR: f. İnleyen, sesle ağlayan. * Zayıf, dermansız.
Berî: (Berâet. den) Kurtulmuş. Temiz. Kayıt ve hüküm altında olmayan. Zimmeti bulunmayan adam. Hiçbir karışıklık, kusur ve noksanı olmayan. Hastalıktan sâlim olan. (Bak: Ber')
FUAD: Kalb içinde Kalb, Ruh durağı..
Dem: f. Nefes. Soluk. * Ağız. * Nazar. * An, vakit, saat. * Koku. * Kibir, gurur. * Âli, yüksek. * Körük.
Cevâhir: (Cevher. C.) Cevherler. Çok kıymet verilen ve az bulunan şeyler, çok kıymetli mâden veya taşlar. * Mc: Çok kıymetli söz veya faydalı yazılar.
Biiznillah: ALLAH celle celâlihu nun iziniyle.
Menbağ: Kaynak. Nimetin veya herhangi bir şeyin çıktığı yer. Suyun çıktığı yer. Pınar.
Sâadatlar: Tarikat silsilesindeki Büyükler, Efendiler.
Tûr: Musâ Peygamberin (A.S.) Allah (C.C.) kelâmına nâil olduğu, Süveyş ile Akabe Körfezi arasındaki bir yer ve bir dağ ismi. Cebel-i Musa veya Tur-u Sinâ da denir. * İbn-i Sinâ'nın ceddinin ismi. (Bak: İbn-i Sinâ)
TERBİYE (a): BEDENsel.. Besleyip büyütme, beslenip büyütülme; eğitim; görgü;
TEZKİYE: NEFSÎ. Temizleme.
TASFİYE: KALBÎ.. Arıtma, Saf kılma, kılınma, saflaştırma, temizleme, arıtma.
TECLİYE: RUHÎ.. Cillalamak. Tertemizkılmak.
Âşık Ağyâre Sırr Söylemez
Diyen Bilmez, Bilen Demez
Kendisinde SÖZ Eylemez
AR ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Döndürür HAKKtan Azanı
Çağırır Aklı İzanı
Allah İçin AŞK Ezanı
Câri ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Divanda Destur Durulmuş
Vuslatta VELÎ Vurulmuş
Belâ Bazarı Kurulmuş
DÂR ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Gözü Muhabbet Merceği
Sözü Tevhidin Gerçeği
Sanki Cennet, Can Çiçeği
HÂR ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Tezi Sıfır-Sonsuz Dildir
SIDDIKın Sırrın Temsildir
Dünya-Âhret Selsebildir
VAR ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Şah-ı Şeriat Sahibi
Kırık Kalblerin Tabibi
Hallakul- Hakkın Habibi
YÂR ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Hizmet İçin Sîne Sazı
Hakkın Halkı, Naz-Niyazı
Arzdan Arşa AŞK Avazı
ZÂR ı Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Şah-ı Şühûd Şeyhül- Hazîn (Ks)
Pîri Ali Hüsamedddin (Ks)
Şeref-i Şeyh Âlâaddin (Ks)
ER i Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Geçmiş Benlik Nefesinden
Yalan Dünya Hevesinden
Nâzik Nefsi Şerr Sesinden
Berî Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
ALLAH İçin Resûl İçin
Sorulamaz Neden-Niçin?
Kalbdeb İçre FUAD İçin
Yeri Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Aşkın Şemâil-Şekili
Vuslat Vâlisin Vekili
El-ÂN Dört Sancak Çekili
Biri Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
HAKKı Derim Dem Bu Demde
Lâzımı-Lâyıkı Hem De
Yedi Cevâhiri CEMde
Diri Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Kalbi Kalble Karşı Görür
Cennet İçre Çarşı Görür
Biiznillah Arşı Görür
Körü Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Terbiyede-Tezkiyede
Tasfiyede-Tecliyede
Kalbi, SEYR-ÂN Ede Ede
Duru Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Dili DOSTun Dost Dilidir
Mest Muhabbet Menzilidir
Kalbimizin Kandilidir
Nuru Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Serine Sürme Sürülmüş
Defteri Burada Dürülmüş
Ezel-Ebed Üfürülmüş
Sûru Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
Zül- Celâl!.. Cemâl Çağıdır
Dost Muhammed Menbağıdır
Sâadatların Sırrı Dağıdır
Tûru Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
İnadın Dörde Bölesi
Ölmeden Önce Ölesi
Çogu Dünyanın Kölesi
HÜR Ü Muhammed Sıddıkın (Ks)
*
KUL İhvanî UY-ÂN-Davran
Nefes Nefes Geçer Her ÂN
MEDİNEye Giden Kerv-ÂN
YÜRÜ!.. Muhammed Sıddıkın (Ks)
04.04.1999 15:15
A N T A L Y A..
BİR Zamanda
Temsil: Bir şeyin aynısını veya mislini yapmak. Benzetmek. Teşbih etmek. Örnek, nümune söz. (Bak: Kıyas-ı temsilî)
Selsebil (a): Tatlı, hafif, güzel su. Cennette bir su kay¬nağının adı.
Hallakul- Hakk: Halkaden el Halık ve el HAKK olan ALLAH celle celâlihu.
ZÂR: f. İnleyen, sesle ağlayan. * Zayıf, dermansız.
Berî: (Berâet. den) Kurtulmuş. Temiz. Kayıt ve hüküm altında olmayan. Zimmeti bulunmayan adam. Hiçbir karışıklık, kusur ve noksanı olmayan. Hastalıktan sâlim olan. (Bak: Ber')
FUAD: Kalb içinde Kalb, Ruh durağı..
Dem: f. Nefes. Soluk. * Ağız. * Nazar. * An, vakit, saat. * Koku. * Kibir, gurur. * Âli, yüksek. * Körük.
Cevâhir: (Cevher. C.) Cevherler. Çok kıymet verilen ve az bulunan şeyler, çok kıymetli mâden veya taşlar. * Mc: Çok kıymetli söz veya faydalı yazılar.
Biiznillah: ALLAH celle celâlihu nun iziniyle.
Menbağ: Kaynak. Nimetin veya herhangi bir şeyin çıktığı yer. Suyun çıktığı yer. Pınar.
Sâadatlar: Tarikat silsilesindeki Büyükler, Efendiler.
Tûr: Musâ Peygamberin (A.S.) Allah (C.C.) kelâmına nâil olduğu, Süveyş ile Akabe Körfezi arasındaki bir yer ve bir dağ ismi. Cebel-i Musa veya Tur-u Sinâ da denir. * İbn-i Sinâ'nın ceddinin ismi. (Bak: İbn-i Sinâ)
TERBİYE (a): BEDENsel.. Besleyip büyütme, beslenip büyütülme; eğitim; görgü;
TEZKİYE: NEFSÎ. Temizleme.
TASFİYE: KALBÎ.. Arıtma, Saf kılma, kılınma, saflaştırma, temizleme, arıtma.
TECLİYE: RUHÎ.. Cillalamak. Tertemizkılmak.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
Yâ ŞEYHÜl-ŞAH! (Ks)
Dinle Ey Dost! DOSTun Dostun
HAKKa Kul Olmaksa Kastın
Malı Çok Mahzende, Mestin
AZı.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Deli Gönlüm Çıkmak İçin
Tekellüfü Yıkmak İçin
GÜL Yüzüne Bakmak İçin
BAZI.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Şeriat-Tarikat ERİ
Mârifet-Hakikat Yeri
Söz-Sohbet-Zevkten İleri
HAZZı.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Vakt Orucu.. AŞK Namazı
ARŞI Titretir Avazı
HAKKın Halkı Çün Niyazı
NAZı.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Cevr-i Cihan Çark-ı ÇİLE
Geçer ÖMÜR Gelmez Dile
Her Nefesi RABBi İLE
RAZI.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Cedd-i Pâkinin Diliyle
Sûe Eyler Seher Yeliyle
Erenlerin ER Eliyle
SAZı.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Muhammed Sıddık Canıdır
Sözü-Şöhreti Şanıdır
Fitnelerin Kalkanıdır
VAZı.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Yevm-i YUSRun Yapısında
Kûn Feyekûn Kapısında
Hâl-İ Hazır Hepisinde
YAZI.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
SıRR Seyrimiz Seher Eyler
Kara Kışlar Bahar Eyler
Bir Bakışı Buhar Eyler
BUZu.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Halkla, Hakkla.. Hâlde Hacı
Tevhidin Tecellî Tacı
Derdlilerin Derd İlacı
TUZu.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
CÂNÂNa Can Vermesi Dost
Sırrın Seyre Sermesi Dost
Gözümüzün Sürmesi Dost
TOZu.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Rabbül- Âlemîn Erhamı
Merhamet Mülkün Tamamı
Ayırmaz Hışırı-Hamı
YOZu.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Kalb Külhânının Közcüsü
Sırrı-I Subhânın Sözcüsü
Gönlü Kırıklar Gözcüsü
GÖZü.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Lâl Ol-Ânı Bülbül Eyler
Varını Yakar Kül Eyler
Nurun Alâ NUR Gül Eyler
KÖZü.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Şeyh Hazîn Gözünün Feri
Ali Hüsameddin Pîri
Ölü Kalbler Eyler DİRİ
SÖZü.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Sırrı-ı Subhânın Sır-Atıdır
RABB Ü BİRRUN Berâtıdır
Kâbe Kavseyn Miratıdır
YÜZü.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
AHADın AHMED HAYYına
Kâbe Kavseynin YaY-ına
Saadatlar Sarayına
İZi.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Dost Muhammed Dost Eridir
Sıddıkın Sırr Neferidir
Velîler VUSLAT Yeridir
DİZi.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Mest ü Meczubduk-Meçhulduk!
Hadden Habersiz Bir Kulduk
Yerde Araken Gökte Buldık
SİZi.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
İhvanî SIDDIK Şanına
Leke Düşürme Canına
KITMİR Eyle Kervanına
BİZi.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
07.04.1999 12:00
Tekellüf: ALLAH celle celâlihunun Kulluk teklifi.Kendi isteğiyle külfete girmek, bir zorluğa katlanmak. * Gösterişe kapılmak. Özenmek. * Yapmacık hâl ve hareket. Zoraki hareket.
Hazz: Sevinç duyma. Hoşlanma. Zevklenme. Saadet. Tali'. Nasib. Nimet ve süruru mucib şey.
Yevm-i YUSR: Kolaylık günü.
Hışır: Dânesi ayrılmamaış ezilmiş sap-saman karışımı.
Külhân: f. Hamam ocağı. Hamamda su ısıtmak için ateş yakılan yer
Lâl: f. Dilsiz. Söz söyleyemiyen.
Fer: f. Işık, parlaklık, zinet, süs. * Fazl ve vakar. * İktidar; şevket, kuvvet.
Berât. Nişân. Rütbe. İmtiyaz ve taltif için verilen resmi kâğıt.
Mirat: Ayine. Ayna. * Meşhur bir cins lâle.
Hadd: Hudut. Çizgi. Sınır. * Cürüm. * Salahiyyet. * Şeriatça verilen ceza. * Derece. Son derece. Münteha. * İnsana ârız olan şiddet ve titizlik. * Def etme. Men etmek. * Keskin. Sivri. * Sert. Gergin. * Man: Üç tasavvurdan ibaret olan kıyas. * Ekşi. * Tesirli, müessir.
Nurun Alâ NÛR: Nur üstüne Nur.
اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Allâhu nûrus semâvâti vel ard(ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şeyin alîm(alîmun) :Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir. (Nûr 24/35)
Kâbe Kavseyn:
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّى
Summe denâ fe tedellâ :Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi. (Necm 53/8)
فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَى
Fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ:Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı. (Necm 53/9)
Dinle Ey Dost! DOSTun Dostun
HAKKa Kul Olmaksa Kastın
Malı Çok Mahzende, Mestin
AZı.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Deli Gönlüm Çıkmak İçin
Tekellüfü Yıkmak İçin
GÜL Yüzüne Bakmak İçin
BAZI.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Şeriat-Tarikat ERİ
Mârifet-Hakikat Yeri
Söz-Sohbet-Zevkten İleri
HAZZı.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Vakt Orucu.. AŞK Namazı
ARŞI Titretir Avazı
HAKKın Halkı Çün Niyazı
NAZı.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Cevr-i Cihan Çark-ı ÇİLE
Geçer ÖMÜR Gelmez Dile
Her Nefesi RABBi İLE
RAZI.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Cedd-i Pâkinin Diliyle
Sûe Eyler Seher Yeliyle
Erenlerin ER Eliyle
SAZı.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Muhammed Sıddık Canıdır
Sözü-Şöhreti Şanıdır
Fitnelerin Kalkanıdır
VAZı.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Yevm-i YUSRun Yapısında
Kûn Feyekûn Kapısında
Hâl-İ Hazır Hepisinde
YAZI.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
SıRR Seyrimiz Seher Eyler
Kara Kışlar Bahar Eyler
Bir Bakışı Buhar Eyler
BUZu.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Halkla, Hakkla.. Hâlde Hacı
Tevhidin Tecellî Tacı
Derdlilerin Derd İlacı
TUZu.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
CÂNÂNa Can Vermesi Dost
Sırrın Seyre Sermesi Dost
Gözümüzün Sürmesi Dost
TOZu.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Rabbül- Âlemîn Erhamı
Merhamet Mülkün Tamamı
Ayırmaz Hışırı-Hamı
YOZu.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Kalb Külhânının Közcüsü
Sırrı-I Subhânın Sözcüsü
Gönlü Kırıklar Gözcüsü
GÖZü.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Lâl Ol-Ânı Bülbül Eyler
Varını Yakar Kül Eyler
Nurun Alâ NUR Gül Eyler
KÖZü.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Şeyh Hazîn Gözünün Feri
Ali Hüsameddin Pîri
Ölü Kalbler Eyler DİRİ
SÖZü.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Sırrı-ı Subhânın Sır-Atıdır
RABB Ü BİRRUN Berâtıdır
Kâbe Kavseyn Miratıdır
YÜZü.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
AHADın AHMED HAYYına
Kâbe Kavseynin YaY-ına
Saadatlar Sarayına
İZi.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Dost Muhammed Dost Eridir
Sıddıkın Sırr Neferidir
Velîler VUSLAT Yeridir
DİZi.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
Mest ü Meczubduk-Meçhulduk!
Hadden Habersiz Bir Kulduk
Yerde Araken Gökte Buldık
SİZi.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
*
İhvanî SIDDIK Şanına
Leke Düşürme Canına
KITMİR Eyle Kervanına
BİZi.. Yâ Şeyh Âlâaddin! (Ks)
07.04.1999 12:00
Tekellüf: ALLAH celle celâlihunun Kulluk teklifi.Kendi isteğiyle külfete girmek, bir zorluğa katlanmak. * Gösterişe kapılmak. Özenmek. * Yapmacık hâl ve hareket. Zoraki hareket.
Hazz: Sevinç duyma. Hoşlanma. Zevklenme. Saadet. Tali'. Nasib. Nimet ve süruru mucib şey.
Yevm-i YUSR: Kolaylık günü.
Hışır: Dânesi ayrılmamaış ezilmiş sap-saman karışımı.
Külhân: f. Hamam ocağı. Hamamda su ısıtmak için ateş yakılan yer
Lâl: f. Dilsiz. Söz söyleyemiyen.
Fer: f. Işık, parlaklık, zinet, süs. * Fazl ve vakar. * İktidar; şevket, kuvvet.
Berât. Nişân. Rütbe. İmtiyaz ve taltif için verilen resmi kâğıt.
Mirat: Ayine. Ayna. * Meşhur bir cins lâle.
Hadd: Hudut. Çizgi. Sınır. * Cürüm. * Salahiyyet. * Şeriatça verilen ceza. * Derece. Son derece. Münteha. * İnsana ârız olan şiddet ve titizlik. * Def etme. Men etmek. * Keskin. Sivri. * Sert. Gergin. * Man: Üç tasavvurdan ibaret olan kıyas. * Ekşi. * Tesirli, müessir.
Nurun Alâ NÛR: Nur üstüne Nur.
اللَّهُ نُورُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكَاةٍ فِيهَا مِصْبَاحٌ الْمِصْبَاحُ فِي زُجَاجَةٍ الزُّجَاجَةُ كَأَنَّهَا كَوْكَبٌ دُرِّيٌّ يُوقَدُ مِن شَجَرَةٍ مُّبَارَكَةٍ زَيْتُونِةٍ لَّا شَرْقِيَّةٍ وَلَا غَرْبِيَّةٍ يَكَادُ زَيْتُهَا يُضِيءُ وَلَوْ لَمْ تَمْسَسْهُ نَارٌ نُّورٌ عَلَى نُورٍ يَهْدِي اللَّهُ لِنُورِهِ مَن يَشَاء وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ وَاللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ
Allâhu nûrus semâvâti vel ard(ardı), meselu nûrihî ke mişkâtin fîhâ mısbâh(mısbâhun), el mısbâhu fî zucâceh(zucâcetin), ez zucâcetu ke ennehâ kevkebun durrîyyun, yûkadu min şeceratin mubâraketin zeytûnetin lâ şarkîyetin ve lâ garbiyyetin, yekâdu zeytuhâ yudîu ve lev lem temseshu nâr(nârun), nûrun alâ nûr(nûrin), yehdîllâhu li nûrihî men yeşâu, ve yadribullâhul emsâle lin nâs(nâsi), vallâhu bi kulli şeyin alîm(alîmun) :Allah, göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu,) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler verir. Allah, her şeyi bilendir. (Nûr 24/35)
Kâbe Kavseyn:
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّى
Summe denâ fe tedellâ :Sonra yaklaştı, derken sarkıverdi. (Necm 53/8)
فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَى
Fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ:Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha yakınlaştı. (Necm 53/9)
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
ZEVK 1439
İşte Gurbet! İşte Hasret! Kalbim Kırık-Gönlüm Garib!
El Bağladık-Boyun Büktük, Tecellî Tahtında TABİB
Olsun! Olmasın! dan Geçtik, Şükür OL-ÂN a Razıyız
Merhemette-Muhabbette, SIDDIKın Sahibi HABİB..
11.04.1999 13:13
Tecelli (a): Görünmek. Aynada, cilalı ve parlak bir yüzde görünme. görünme, belirme. Tasavvufta Nurullah'ın esmâlarda sıfat olarak zuhuru. Eşyaî, esmaî, sıfatî ve zâtî tecellîler... El Nur'un hünerleri...
İşte Gurbet! İşte Hasret! Kalbim Kırık-Gönlüm Garib!
El Bağladık-Boyun Büktük, Tecellî Tahtında TABİB
Olsun! Olmasın! dan Geçtik, Şükür OL-ÂN a Razıyız
Merhemette-Muhabbette, SIDDIKın Sahibi HABİB..
11.04.1999 13:13
Tecelli (a): Görünmek. Aynada, cilalı ve parlak bir yüzde görünme. görünme, belirme. Tasavvufta Nurullah'ın esmâlarda sıfat olarak zuhuru. Eşyaî, esmaî, sıfatî ve zâtî tecellîler... El Nur'un hünerleri...
- nur-ye
- Özel Üye
- Mesajlar: 9091
- Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00
Hakan yazdı:Ah!
GÜL-üm
Ah!..
ZEVK 1437
Hakk? Bâtıl? AKLım karıştı! Yetiş AKIllar USTAsı!
Çatlayacak Patlayacak, Kalb Kazanı Akıl Tası
ZÂTın Sıfat Esmâ Eşyâ.. Vahdehu lâ şerike leh!..
KİMi, KİMden KUL İhvanî! KİM imiş HAKKtan başkası?..
02.05.1998 12:54
6 mhrrm..
Vahdehu lâ şerike lehu: O ALLAH celle celâlihu tektir Onun ortağı da yoktur.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
Re: KULİHVANİ X. DEFTER
ZEVK 1441
AÇ artık kalb Kapımız Dost! AT istemem Yoğu-Varı
Güvercinlerin SIDDIKı, ANLAmanın Anahtarı
Vuslat vâdisi Vâlisi, Temâşâ TÛRUna çıkar
Tecellî Tahtında TAVAF!.. ÜNS ü HEYBET!. DOST Diyârı!..
11.04.1999 13:50
ÜNS: Alışkanlık, alışma. * Arkadaş. Hemdem
HEYBET: Hürmetle beraber koruk hissini veren hal. Sakınıp korkulacak hal. Azamet.
AÇ artık kalb Kapımız Dost! AT istemem Yoğu-Varı
Güvercinlerin SIDDIKı, ANLAmanın Anahtarı
Vuslat vâdisi Vâlisi, Temâşâ TÛRUna çıkar
Tecellî Tahtında TAVAF!.. ÜNS ü HEYBET!. DOST Diyârı!..
11.04.1999 13:50
ÜNS: Alışkanlık, alışma. * Arkadaş. Hemdem
HEYBET: Hürmetle beraber koruk hissini veren hal. Sakınıp korkulacak hal. Azamet.
- Hakan
- Moderatör
- Mesajlar: 4966
- Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00
Re: KULİHVANİ X. DEFTER
ZEVK 1442
Sıddıkiyyet-Merhamet yok, taşlar gibi katı Kalbim!
Mârifetsiz-muhabbetsiz, Mâsivâ Mir’atı Kalbim!
Fakir-Âciz- Zelil-Alîl bir Abd iken Sefil Nefsim
Seni de baştan çıkardı, İlham Mû’siratı Kalbim!
12.04.1999 20:30 ev..
Mâsivâ: Yaratan ALLAH celle celâlihu dan başka tüm Yaratıklar.
Mir’at: Ayna.
Zelil: İzzetsiz. Sürçüp düşen. * Yanılan.
Alîl: Hasta. İlletli.(Mariz bir asrın, hasta bir unsurun, alil bir uzvun reçetesi; ittiba-ı Kur'andır. M.)
Mû’sirat: Sıkım zamanı gelmiş üsâreliler. (Üzüm gibi) * Bora ve kasırgalar.
Mû’sirat : Baskın-Aşkın AŞK Sağnakları..
وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاء ثَجَّاجًا
“Ve enzelnâ minel mu’sırâti mâen seccâcâ(seccâcen) :Sıkıp suyu çıkaran (bulut)lardan 'bardaktan boşanırcasına su' indirdik.” (Nebe 78/14)
Sıddıkiyyet-Merhamet yok, taşlar gibi katı Kalbim!
Mârifetsiz-muhabbetsiz, Mâsivâ Mir’atı Kalbim!
Fakir-Âciz- Zelil-Alîl bir Abd iken Sefil Nefsim
Seni de baştan çıkardı, İlham Mû’siratı Kalbim!
12.04.1999 20:30 ev..
Mâsivâ: Yaratan ALLAH celle celâlihu dan başka tüm Yaratıklar.
Mir’at: Ayna.
Zelil: İzzetsiz. Sürçüp düşen. * Yanılan.
Alîl: Hasta. İlletli.(Mariz bir asrın, hasta bir unsurun, alil bir uzvun reçetesi; ittiba-ı Kur'andır. M.)
Mû’sirat: Sıkım zamanı gelmiş üsâreliler. (Üzüm gibi) * Bora ve kasırgalar.
Mû’sirat : Baskın-Aşkın AŞK Sağnakları..
وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاء ثَجَّاجًا
“Ve enzelnâ minel mu’sırâti mâen seccâcâ(seccâcen) :Sıkıp suyu çıkaran (bulut)lardan 'bardaktan boşanırcasına su' indirdik.” (Nebe 78/14)