Muhammedinur

Vealeyküm Es-SELÂM SEVgili has kardeşim Hakanım,
Hangimizde Rüzgar şiddetli esmiyor ki!
Savuruyor, dolandırıyor.
Donduruyor, yandırıyor.
Her yeri toz duman ediyor.
Sonrasında yönümüz-yörüngemiz belli olduğundan arayıp durduğumuzda kendimizi BULuveriyoruz.

Ah canım!
ALLAH Celle Celalehu’ya layık KUL olamazsam, Rasulullah SALLallahu Aleyhi Ve SELLem efendimize layık ÜMMET olamazsam diye.
hep kendimi ararken, kendimi kaybetmekten korkmuşumdur!

hangimiz darmadağınık olmuyoruz ki her daim derleyip toplayanımıza DÛAcıyız إِن شَاء اللَّهُ

İmâm-ı Alî keremullahi veche: "ALLAH önce, âlime: "öğrettin mi ?" diye sorar. Sonra câhile "öğrendin mi?" diye sorar" buyuruyor.

"öğrettin mi ?" sorusuna eyvallah öğretti ''KÛN'' kervÂNIı kıtmiri Kul İhvâni Hocamız diyorum mahcubiyetimle ve tembelliğimin gafletinden utanarak
Ben cahile soruyorum defalarca öğretilenleri "öğrendin mi?"

senin İÇ SESinden gelenleri okuduktan sonra forumda gezerken
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 357#p74357
okudum kendimi sorgulamalarımıda paylaşmak istedim.

Sen zaten bizim dualarımızdaydın ayrı değildik ki
emindik ki senin dualarındada biz vardık.
Bu gelgitlerin kısa süreceğini HİZMETinle bize güzellikler sunacağına emindik.
Ne hoş geldin ne hoş bulduk SEVgili CÂN kardeşimiz.

DeST-i KeMâL HiZMeT İle
DeST-i CeMâL HiMMeT İle
SU-YU-n TESTİ-si BUZ-dansa
DeST-i HeM-HâL CeNNeT BİL-e..

ZEVK 4155

Son-SU-z ŞüKüR YüCe RABB-ıM!. İÇ-imde A-K-AN-ıM VER-diN!
SEV-din SEV-dirdin SEV-ildik!.. g-ÖZ-üM-den BA-K-AN-ıM VER-diN!
BiR KIZ iHS-AN, Oğullarım; BEL-imden ÜÇ, YOL-umdan BiRR
Ebâ YETİMü’-l FuKaRâ!.. ÂRiFü’l- HA-K-AN-ıM VER-diN!..

26.06.10 13:13
S y r n d..

DeST-i CeLâL: Muhammedî MeLaMette İLiM-le, Derviş OL-AN Anlamalıdır ki, Eşya-Esma-Sıfat-Zât nedir?
Beden-Nefis—Kalb-RUH nedir?
Buz-SU-Buhar-BULut nedir?
“SU-YU-n TESTİ-si BUZ-dansa”
Çölde Kıtmir lakırtısı sadece kolaysa ER-İT-mek!.
“Rabüülâlemin” in “Rametenlilâlemin” ini BİL-BUL-OL-YAŞA-madan ER-itecek rAHMET e SALL!
SALL, İSALL, ViSALL..
O İKRaMını El CeLâL celle celâlihu dan TeCeLLî BUYUR-ur!
Zü’l- CeLâLü Ve’l- İKRaM OL-AN-dır ZÂT-ÂN!..

Ondandır ki Münir DER-mAN-ımız buyurur:
“Ceseden, ruhen ALLAH'da eriyen için Cennet kelimesini konuşmak abes olur..”
(Dr.Munir Derman (k.s), Allah dostu der ki 1.cilt. Veysel Karani)

Elbette köstebek gibi kendi karanlıklarında Hikmet Avcılığı yapıp eserlerini gizleyenler, AN-lamadılar, AN-layamazlar ve AN-layamayacaklar da!..

DeST-i KeMâL: Muhammedî MeLaMette EDeB-le, Nefsin Bir Kâmil Elinde AMEL-İŞ-Hasbî Hizmete Yönelip SU gibi Aziz:
Her YöNe AK-ıcı ve,
Her ÖZü YAK-ıcı ve,
Her SÖZe BAK-ıcı ve,
Her YüZe GÜL TAK-ıcıdır..

DeST-i CeMâL: Muhammedî MeLaMette, MuHaMMeD Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem İRFaNında OLarak CeMâlullaha Mazhariyet Muhteşemliğine Şehadet..

DeST-i HeM-HâL: Muhammedî MeLaMette HAKK ALLAH celle celâlihu ERKanında Yaşamak Yalnızlığının Anlatılamazı YAŞAnanı dense çok olur..

Ebâ YETİMü’-l FuKaRâ: Fakirlerin Yetimlerinin BaBası…

Aleynâ ve aleyke es-selâm CAN HAKANım, "DOSD MUHAMMEDİLER" başlığı ile verdiğin selâm BİZden öncede BİZden sonra da OLacak OL-ANın sözü değil! Sen nerede olursan ol şâhidliğimiz onadır ki; NÛR-U MUHAMMED ÂŞIKLARındansın ki âcizâne kendim de orada olmayı niyaz ettiğim, niyet ettiğim, umut ettiğim ve gıpta ettiğim yerdir.

Burada sana be çeşm-u ser ( baş-göz üstüne) hoşgeldin diyebilecek en son kişiyim, sen CANdan, KANdan, YOLdan, BAŞtan OL-ANsın, HaBBe'nin taşında, suyunda, hamelesinde, hizmetkârlığında eli, izi, duâsı, teri OL-ANsın. Hoşgelmedin, hep buradandın, buradaydın, buradansın, burasın in şâe ALLAH! Böyle BİLdim, böyle BULdum.

Kulihvânî PÎRimizin, Rasûlullah ÂŞIĞInın, Kervân Kıtmîr'inin, İZi sürücü, İZi açıcının yemînindeydin, hılfına geçtin. BİZ, nerede nasıl kullanılırsak orayı beğenerek, şikâyetlenmeden, burulmadan, Fikr-i Dâim, Zikr-i Dâim, Şükr-ü Dâim, SALLi dâim Sadâkatinde-samîmiyyetinde-SABRında olarak koşalım, yürüyelim, emekleyelim, sürünelim fekad ve illâ yedi yönde Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimizin hoşnutluğunda, RABBi'l-Âlemîn rızâsında "fe-sebbit ekdâmenâ" niyâzında Selâmette OLalım in şâe ALLAH!

Hakan yazdı:Sitede acizane ismi geçen Hakanım.
Uzun zamanlar giremedim.
Rüzgarın önünde yönü ve yörüngesi karışan bir kuş misali daldık gittik dünyaya.
Ne keyif aldık halimizden. Ne keyiflendirdik SAV. i.
Dostların çabalarından gurur duyduk.
Sadece baktık.
Ne el attık işimize, hizmet anlayışımıza, gönül gözümüze. Her şeyi yarıda bıraktık.
Bir çoğunu yıktık geçtik.
Bir anlık dünyada belki padişah olduk.
Belki dünya oyununa daldık bilemedik ne oldumuzu ama hamd olsun Rasulullah sav. e sadık kalmaya çalıştık aklımızca, anlayışımızca idrakimizce.
Allah cc ve Rasulllah SAV. in AŞKına büyük özlem duyduk.
Rasulullah sav. in buyurduğu gibi dünya bir oyun bahçesidir.
Bizde bu oyuna daldık gittik. Bir de baktık ki ruhum, psikolojim, hayatın, zevklerin, anların, zamanlarım her şeyim alt üst olmuş, Tanıyanlar tanıyamaz olmuş.
Halden hale girerek ne olduğumuzu unutmuş bir şekilde deli divane dağlarda, garibane ovalarda kendi kendine gezen bir can olmuşuz.
Allah Celle Celalehunun ve Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellemin AŞK'ı sağolsun.
Ne diyelim... Dua edin CAN DOSTLAR dua...
Hani derler ya...
AŞK var mı AŞK...

Allah cc Dosd Muhammedileri Aşkıyla meşk eylesin inşallah...

Hakan

Sevgili kardeşim, candan kardeşim,
Yazını okuyunca yüreğim titredi, sanki beni anlatıyorsun..
Dervişin gezip döneceği yer yine HAKKın tekkesi.
Âşıklar meclisinde buluşuruz inşae Allah.
Hep bağrımızda solmayan bir gül gibiydin.
MuhaMMedi muhaBBetlerimle..
Seni gerçekten özlemişiz....

Ve aleykumesselam ve rahmetullahi ve berakatühü Hakan kardeşimiz
Burada bir kaç gündür bardaktan boşanırcasına yagmur yağmakta. Şimdi size yazarken gönlüme X. Deftere gönderdiğiniz Kul Ihvani Hocamızın zevki düştü

Hakan yazdı:ZEVK 1442

Sıddıkiyyet-Merhamet yok, taşlar gibi katı Kalbim!
Mârifetsiz-Muhabbetsiz, Mâsivâ Mir’atı Kalbim!
Fakir-Âciz- Zelil-Alîl bir Abd iken Sefil Nefsim
Seni de baştan çıkardı, İlham Mû’siratı Kalbim!

12.04.1999 20:30 ev..

Mâsivâ: Yaratan ALLAH celle celâlihu dan başka tüm Yaratıklar.
Mir’at: Ayna.
Zelil: İzzetsiz. Sürçüp düşen. * Yanılan.
Alîl: Hasta. İlletli.(Mariz bir asrın, hasta bir unsurun, alil bir uzvun reçetesi; ittiba-ı Kur'andır. M.)
Mû’sirat: Sıkım zamanı gelmiş üsâreliler. (Üzüm gibi) * Bora ve kasırgalar.
Mû’sirat : Baskın-Aşkın AŞK Sağnakları..

وَأَنزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاء ثَجَّاجًا
“Ve enzelnâ minel mu’sırâti mâen seccâcâ(seccâcen) :Sıkıp suyu çıkaran (bulut)lardan "bardaktan boşanırcasına su" indirdik.” (Nebe 78/14)
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 7&start=50