Ahirzamanda SIĞIR KUYRUKÇULARI

Peygamber Efendimizin (sav) mübarek sözleri ve Kudsi Hadisler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
engkbb
Üye
Üye
Mesajlar: 25
Kayıt: 02 Eki 2008, 02:00

Ahirzamanda SIĞIR KUYRUKÇULARI

Mesaj gönderen engkbb »

Bu ümmetten bir kavim çıkar ki , yanlarında SIĞIR KUYRUKLARI gibi kamçılar vardır. Sabah Allah’ın gadabında gider, akşam Allah’ın gadabında dönerler.
(Hz.Ebu Umame r.a. RAMUZ EL- EHADİS (HADİSLER DERYASI) / AHMED ZİYAÜDDİN GÜMÜŞHANEVİ* GONCA YAYINEVİ 2007 basım 2. cilt sayfa 508 / 9’uncu Hadisdir.)

Kendilerini görmediğim iki grup Cehennemlikler vardır :
a) SIĞIRLARIN KUYRUĞU gibi ellerinde bulunan kamçılarla insanları döven kimseler,
b) Başları devenin ürkeçine, haktan ayrılmış zengin erkeklerin ahlaklarını bozan kadınlardır.Bu kadınlar, Cennetin kokusunun en uzak yerlere kadar yayılmış olmasına rağmen, ondan mahrum kalırlar. (CAMİU-SSAGİR VE TERCÜMESİ İzahlı 2000 HADİS Yazan İMAM SUYUTİ (K. S.) 1977 Aydın yayınevi sayfa 37 -27. Hadisdir.)

Şu iki Sınıf insan Cehennemliktir ki ben onları henüz görmemişimdir.Ellerindeki SIĞIR KUYRUĞU GİBİ kamçılarla halkı döven(onlara zulmeden idareci) ler. Giyinik ama çıplak , erkeklere meyleder ,onları kendilerine meylettirir.Allah’a itaatten çıkmış kendilerini gösteren ,başlarını deve hörgücü gibi yaptıran kadınlar.Onlar Cennete giremezler. Kokusunu da bulamazlar .Çünkü Cennetin kokusu onlardan şöyle şöyle uzaklıktadır.
(İmam Malik,Mutavva 1/ 913 ; Ahmed b. Hanbel 2 / 355, 440; Müslim 3 / 1680 ; 4 / 2192 ; Evsat , 2 / 224 ; 4 /80 ; Beyhaki , 3 / 349 ; 4 / 166 ; Nevevi 12 /191)M.Cevat Akşit İSLAM’DA LANETLİLER kitabı sayfa: 283 birun kültür sanat yayıncılık 2007 baskısı.

Kardeşler bir çok yerde Ümmeti uyaran Âhir zamanla ilgili Hadisler vardır ve bu Hadisler içimizdeki sese kulak verirsek , zihnini ve ruh dünyâsını çalıştıranlar için hâdiselere ışık tutar. Âhir zamanda 'SIĞIR KUYRUKÇULARI" çıktı ,MERTLİK birkez daha bozuldu. İnsan kamçısıyla konuşmadan KIYÂMET kopmuyor ve's-selam…
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: Ahirzamanda SIĞIR KUYRUKÇULARI

Mesaj gönderen simurg »

Mescid-i Nebevi'de, Ravza-i Mutahhara'nın hemen önündeki bekleme bölümünde idik.
Sabahları Efendimizi selamlamak,saygı ile tazim etmek ve
imkan olabilirse
(Evim ile mimberim arası Cennet bahçelerinden bir bahçedir
kim orada iki rekat namaz kılar ve ben cennetten geliyorum derse,
muhakkak doğru söylemiş olur)
müjdesine nail olabilmek için Cennet Bahçesi denilen, yeşil desenli halılar ile kaplı alanda
iki rekat namaz kılabilmek için beklemekteydik.
Hanımlar ayrı belirlenmiş saatlerde böyle bekletilip,
gruplar halinde içeriye alınmakta idi.

Bu bekleme zamanında da, her milleti ayrı grup yaptıklarından
ve o milletin dili ile konuşan bir hanım görevli tahsis ettiklerinden,
herşey çok kolaylıkla anlaşılabilmekte ve
bu konuşmalar bile başlı başına bir irşad ve uyandırma programı halini almakta idi, hamdolsun.
o görevliler uzun konuşmalar,bilgilendirmeler ve yol göstermeler yapmaktaydılar.

Sümeyye Hatun isminde bir hanım kardeşimizi artık tanımış, sesinden ayırt eder olmuştuk,
nöbetleşe hanımlar görev yapmaktaydılar.
Ancak BİZ'i en çok kendisine yakın hissettiren bu hanım idi.
Bir sabah yine başladı elindeki megafon ile tane tane konuşmaya,anlatmaya.

"Bacılar, kardeşlerim, Mümin'e ve Saliha Muhammed Ümmeti analarım, ablalarım.
Sizlere önemli bir hadis-i şerif ile uyarıda bulunmak istiyorum.
Başlarınızı içinde kabarık topuzlar ve iki tane kafanız varmış gibi gösteren bağlama şekilleri ile bağlamayın,
Efendimiz Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem bunu yasaklamış ve lanetlemiştir.
Örtünün manası olmadığımız şekillerde görünmemiz değildir.
Aynı şekilde, öyle giyinikler vardır ki, bakınca çıplak görürsünüz, denilmiştir.
Giyimleriniz, sizin emanet ve dünyevi hayatınızın en önemli cihazatı olan bedenlerinizi ortaya çıkaracak şekilde olmasın.
Bu da lanet ile birlikte verilmiş bir ikazdır.

Hanımlara benzemeye gayret eden erkekler
erkeklere benzemeye çalışan hanımlar İslam şeriatında red edilmişlerdir.

.
Bu şekilde dinlediğimiz özetle aktarmaya çalıştığım bir konuda konuşmuştu Sümeyye Hatun.
Ben bütün hayatım boyunca örtülü ve matesettür yaşamış birisi değilim.
Üstelik ihtilaflı bir alan olduğundan gündemdeki öne sürülen bir çok fikirleride önemsiyor değilim.
Çok kişisel ve manevi ihtiyaç ile sınırları belirlenebilecek,
kolaylıklada uygulanabilecek bir şey bu bana göre.

Anladığım ise satır başı olarak şudur ki,
İçimiz rengarenk olabilir,dışımızıda boyamak lazım değil.
Başımızın örtülü olması otomatik olarak hanımlara on yaş attırır ve fazla gösterir,
üstelik güzel görünmek imkanını da elinden alır.
sıradan düz birisi yapar insanı, bu ise süse ve estetiğe düşkün olan hanım fıtratında bir zorluk durumudur.
Oysa bunun telafisi çok kolay, evlerimizde dilediğimiz her şekilde bulunmakla kendimizi bu eksiklik duygusundan kurtarmak mümkün.
Hem insan kimi bosbol giyinmekten yana taraf olabiliyor, kimi zaman ise daha orta halli giyinmek isteyebiliyor,
bu ise en azından kaba ve kalın giyinmek ile daha normale döndürülebiliyor.

Daha bugün, mis gibi kokan ve cennet rüzgarları estiren, dalga dalga sesinde huzuru yağdıran bir ses bana şöyle dedi,
"insanın dışı değil içi ve içindeki cevher önemli, dışı kabuktur, ne olsa kabuktur,kabuğa değil,içindeki ÖZ'e bakarız, onadır sevgimiz saygımız"
Rabbime içimin ve Öz'ümün sevilesi bir hale dönmesi için çok yalvardım o AN ve halen de devam etmekteyim bu yalvarmalara.
Esasen ne dışımda ne içimde elle tutulabilecek bir güzellik emaresi bulamadığımdan sanırım ömrümce böyle dua dua yalvarmaya devam edceeğim.

Haa unutmadan şunu ekleyeyim.
Dış giyim insan nefsine doğrudan etki eden bir şey,
dışarıdaki insanların bakış,görüş,eleştiri,ve düşüncelerinin bizim için önemli olduğu ölçüde de hayatımızın özeline ve genelide doğrudan tesiri olmakta.

6 sene oldu hala bazen içimden eski püfür püfür dolaştığım zamanları özlerim.
saçlarımı değişik renklerde boyayıp, çok güzel olmuş sözlerini işittiğim zamanları öyle için için özlerim,
bazen bunalma derecesinde giyinmenin ağır geldiği zamanlar olur kendimi eve kapatırım.

Ama en nihayetinde hep şuraya gelirim.
"Ölüp hesabımla karşı karşıya kalacağım,
ve ebedi hayatım için en azında bir tane olsun
(Ya Rabbim ben bunu çok zor uyguladım, çok zor tahammül ettim, sarınıp bürünmekten zevk almayı hiç başaramadım, ama kesinlikle bunu SENİN RIZAN için yaptım. Bir tanecik bu olsa bile, kesinlikle SENİN EMRİN idi bana bunu yaptıran)
diyebileceğim işim, ameliyem olsun derdindeyim.
Haa, Rabbim dilerse en küçük bir bahane halk eder aff ve mağfiret eder,
dilerse yine ufacık bir bahane halkeder,tevbe imkanı bile bulamayız da azabımıza vesile ederiz.
Bunlar Rabbimizin ilmince malum,Biz'ce bilinmeyen meseleler.

Kalbimin niyeti saf ve iradem ise bu niyetim üzere elhamdülillah,
ve kul ameline güvenmez, ama
öylesine acizim ki, bazen güvenecek bir amelim bulunsa diye bile düşünmekteyim.

Ben sonsuz acziyetteyim, Rabbim ise sonsuz Kerem ve Lutuf Sahibi olandır hamdolsun.
Bu ise ümidimizin yegane sebebi ve kaynağı olsun inşaallah.

Amin.
Resim
Cevapla

“►Hadis-i Şerifeler◄” sayfasına dön