Allah'tan korkun, aranızı düzeltin!..

Peygamber Efendimizin (sav) mübarek sözleri ve Kudsi Hadisler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Allah'tan korkun, aranızı düzeltin!..

Mesaj gönderen aNKa »

Resim

KUDSÎ HADÎS :

Resim... Enes b. Mâlik nakleder: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) oturmakta iken, birden bire dişleri görünecek kadar güldüğünü gördük.
Ömer sordu:
“Anam babam hakkı için söyle Yâ Resûlullah, seni gül­düren şey nedir?”
Hz. Peygamber cevap verdi:
"Ümmetimden iki kişi, izzet sahibi olan Rabb Teâlâ'nın huzûrunda diz çökmüşler, birisi şöyle diyor:
“Yâ Rabbî, karde­şimden benim hakkımı alıver!”
Allah (suçlanana):
“Kardeşinin hakkını ver!” buyurdu.
“ Yâ Rabbî! İyiliklerimden (ona verecek) hiçbir şey kal­madı!” dedi,
“Yâ Rabbî, öyleyse günahlarımdan bir kısmını yüklensin!” dedi (şikâyet eden)."
Bu sırada Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in gözleri yaşla doldu.
Sonra şöyle buyurdu:
"Bu gerçekten korkunç bir gündür.
Öyle bir gün ki, in­sanlar günahlarından bir kısmının (başkası tarafından) yükle­nilmesine ihtiyaç duyacaklardır."

Sonra şöyle devâm etti:
"Azîz ve Celîl olan Allah şikâyet sahibine şöyle diyecek:
“Başını kal­dır ve Cennet bahçelerine bak!”
O başını kaldıracak ve haykıra­cak:
“Yâ Rabbî, gümüşten şehirler ve incilerle süslenmiş altın­dan köşkler görüyorum. Bu hangi peygambere, hangi şehide âittir?”
“Bana bedelini verenindir!” diyecek (Allah)."
“Peki buna kim sâhib olabilir Yâ Rabbî?”
“Ona sen sâhib olabilirsin!”
“Nasıl Yâ Rabbî?”
“Kardeşini affederek!”
“Affettim gitti Yâ Rabbî!”
"Bunun üzerine Yüce Allah buyuracak ki:"
“Kardeşinin elin­den tut ve onu cennete koy!”
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) devâmla şöyle buyurdu:
"Allah'tan korkun, aranızdaki münâsebetleri düzeltin. Şüphesiz Allah kıyâmet gününde mü'minlerin arasını düzeltir."

(Hâkim ve Beyhaki)




İzzet : Bir kimse zelil iken kavi ve kudret sahibi olmak. Ziyâdelik ve üstünlük. * Değer, kıymet. Kuvvet. Muhterem ve mu'teber olmak. * Bulunmaz derecede az olan şey.
Münâsebet : İki şey arasındaki tenasüb, uygunluk, yakınlık, bağlılık, mensubiyet, yakışmak, vesile, alâka.


يَسْأَلُونَكَ عَنِ الأَنفَالِ قُلِ الأَنفَالُ لِلّهِ وَالرَّسُولِ فَاتَّقُوا اللّهَ وَأَصْلِحُوا ذَاتَ بِيْنِكُمْ وَأَطِيعُوا اللّهَ وَرَسُولَهُ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
“Sana savaş ganimetlerini soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah ve Peygamber'e aittir. O halde siz (gerçek) müminler iseniz Allah'tan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve Resûlüne itaat edin.” (Enfal 871)
Resim
Cevapla

“►Hadis-i Şerifeler◄” sayfasına dön