SEVGİ SIRRI

Peygamber Efendimizin (sav) mübarek sözleri ve Kudsi Hadisler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur_umim
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1114
Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00

SEVGİ SIRRI

Mesaj gönderen nur_umim »

SEVGİ SIRRI

Âişe (r.a.) rivayet ediyor:
Bir adam Resûlullaha geldi ve şöyle dedi:
"Yâ Resûlallah, Allah'a yemin ederim ki, seni canımdan, ailemden, malımdan ve çocuklarımdan daha çok seviyorum. Evde seni ansam, gelip seni görünceye kadar ayrılığına sabredemiyorum. Benim de senin de öleceğimizi hatırlıyorum. Biliyorum ki, sen Cennete gireceksin, Peygamberlerle beraber yüksek derecelerde olacaksın. Ben şayet Cennette girsem de seni görememekten korkuyorum."
Onun bu sözü karşısında Resûlullah (sav) bir şey söylemedi.
Biraz sonra Cebrail (as) şu âyeti getirdi:
"Her kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, işte onlar, Allah'ın kendilerine pek büyük nimetler bağışladığı peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlih kimselerle beraberdirler. Onlar ise ne güzel arkadaştırlar.” (Nisa 4/69)

(İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/92-93)


Abdurrahman bin Saffan rivayet ediyor:
“Babam Safvan Resûlullaha (Medine'ye) hicret etti ve ona biat etti. Resûlullah (sav) elini uzattı, onun elini okşadı.
Safvan: "Ben seni seviyorum Yâ Resûlallah!" dedi.
Resûlullah (s.a.v.): "Kişi sevdiğiyle beraberdir" buyurdu.


(İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/155-156.)


Urve bin Mudarres (ra) rivayet ediyor:
"Kişi sevdiğiyle beraberdir."


(İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/97-98.)


İzah:

Bu hadis Ebû Zer (r.a.) Safvan bin Ussal (r.a.), Abdullah bin Mesleme (r.a.) ve Enes bin Mâlik'in de içinde bulunduğu yirmi kadar Sahabî tarafından farklı şekillerde rivayet edilmiştir:

Meselâ hadisin Ebû Zer'den (r.a.) gelen bir rivayeti şöyledir:


Ben, "Ey Allah'ın Resulü, kişi bir kavmi sever, fakat onların amelini işleyemezse durum ne olur?" dedim.
Resûlullah (s.a.v.)
"Kişi sevdiğiyle beraberdir" buyurdu.



Hadisin Enes'den (r.a.) gelen bir rivayeti de şöyledir:

Bir bedevi Resûlullaha (s.a.v.) gelerek, "Yâ Resûlallah, kıyamet ne zaman kopacak?" diye sordu.
Resûlullah (s.a.v.),
"Sen kıyamet için ne hazırladın?" buyurdu.
Bedevî, "Allah ve Resulünün sevgisini" cevabını verdi.
Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.),
"Sen sevdiklerinle berabersin" buyurdu.


Bediüzzaman bu hadisle ilgili olarak bir açıklama yapar. Önce bir suâl sorar, sonra da cevabını verir. Bu suâl ve cevabı meâlen alıyoruz:
"Dost dostu ile beraber Cennette bulunacaktır" hadisi sırrınca bir dakika Resûlullahın sohbetinde bulunan, Allah için ona sevgi besleyen, o sevgi sebebiyle Cennette Peygamberin (s.a.v.) yanında bulunması lâzım gelir. Oysa sonsuz feyze mazhar olan Resûlullahın (s.a.v.) feyzi, basit bir bedevinin feyziyle nasıl birleşir?"
Cevap: Şu yüce hakikate bir misal ile işaret etmek isteriz: Gayet güzel, gösterişli ve hususî olarak süslenilmiş bir bahçede büyük bir zâtın, gayet büyük bir ziyafet verdiğini hayal edelim. Öyle bir ziyafet ki, dilin tadabileceği bütün lezzetler var; gözün hoşuna gidebilecek bütün güzellikler hazırlanmış; kulağa hoş gelen bütün sesler mevcut; koku alma duygusunu tatmin edecek bütün güzel kokular var; hayal duygusunu keyiflendirecek herşey düşü-nülmüş.
Böylesine mükemmel bir ziyafete iki kişi davet ediliyor. Birinin dili her şeyin tadını tam alamıyor, gözü her şeyi iyi göremiyor, kulağı her sesi işitemiyor, burnu koku alamıyor, sanattan anlamıyor, harika şeyleri bilmiyor, midesi rahatsız olduğundan iştahını çeken herşeyi yiyemiyor, hayal dünyası da çok dar.
Diğer davetlinin ise, dili güzel tad alıyor, gözü çok mükemmel görüyor, kulağı iyi işitiyor, burnu güzel koku alıyor, hayal dünyası çok geniş, sanatın kıymetini iyi biliyor, midesi sağlam, canının istediği herşeyi yiyebiliyor, aklı inkişaf etmiş, kalb ve hissi mükemmel ve hâkezâ.
Bu iki davetli o yerde omuz omuza bulunuyor. Madem bu karmakarışık, elemli ve daracık şu dünyada bu böyle oluyor. En küçük ile en büyük beraber iken aynı yerden lezzet alma noktasında aralarında yerden göğe kadar fark bulunabiliyor. Elbette saadet ve ebediyet yeri olan Cennette, dost dostu ile beraber iken her biri istidadına göre Rahman ve Rahîm olan Allah'ın sofrasından hisse alırlar. Bulundukları Cennetler ayrı ayrı da olsa, beraber bulunmalarına mâni olmaz. Çünkü Cennetin sekiz tabakaları birbirinden yüksek oldukları halde, bütünün çatısı Arş-ı A'zamdır. Nasıl ki, huni şeklinde olan bir dağın etrafında, birbiri içinde, birbirinden yüksek, temelinden zirvesine kadar surlu daireler bulunsa; her ne kadar o dâireler birbirinin üstünde de olsa, birbirlerinin güneşi görmelerine engel olmazlar, birbirinden geçebilir, birbirine bakarlar. Bunun gibi, Cennetlerin de buna yakın bir şekilde olduğu çeşitli hadislerden anlaşılıyor.

(Sözler, s. 460.)
Resim
Cevapla

“►Hadis-i Şerifeler◄” sayfasına dön