Resûlullahın En Çok Korktuğu Üç Şey
75.Câbir bin Semüre (r.a.) rivayet ediyor, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem :"Ümmetim hakkında en çok yıldızlardan yağmur istemelerinden, idarecilerin zulme sapmalarından ve kaderi yalanlamalarından korkuyorum." buyurdu.
(İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/138)
İzah
Ebû Mihcen es-Sekâfî'den gelen rivayette hadis, "Yıldızların tesirine inanmaları" şeklindedir.(Suyutî, Câmiü's-Sagîr, 1:203)Hadiste geçen yıldızlardan yağmur istemek, yıldızların hareketlerine bakarak "Yağmur var" demektir. Ayrıca yağmur hususunda yıldızların tesirine inanmaktır. Câhiliyye devrinde böyle bir inanış vardı. Buhârî'de bu inaçla ilgili olarak Zeyd bin Hâlid el-Cühenîden (r.a.) rivayet edilen şöyle bir hadis vardır:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Hudeybiye'de(Hudeybiye, Mekke'ye yakın bir köydür. Peygamberimiz müşriklerle Hudeyebiye Sulhunu burada imzalamış, Kur'ân'da katılanların methedildiği "Rıdvan Biati" burada gerçekleşmiştir.)geceleyin yağan yağmurdan sonra bize sabah namazını kıldırdı. Namazdan sonra yüzünü cemaate döndürüp,"Biliyor musunuz, Rabbiniz ne buyurdu?" diye sordu.Dinleyenler, "Allah ve Resulü bilir" cevabını verdiler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dedi:"Allah şöyle buyuruyor: 'Kullarımdan bâzıları mü'min olarak, bâzıları da kâfir olarak sabahladı. Onlardan her kim "Allah'ın fazlı ile üzerimize yağmur yağdı" dedi ise o yıldıza değil, Bana iman etmiştir. Kim de, "Falan ve filan yıldızın batıp doğması ile üzerimize yağmur yağdı" dedi ise işte o Bana değil, yıldıza iman etmiştir.'(Buhari, Ezan: 152; Müslim, İman: 125)Hadiste geçen "kâfir" tâbiri iki mânâdadır. Yağmurun gerçekten yıldızın tesiriyle yağdığına inanan kimse Allah'a gerçek mânâda şirk koşmuş olur. Hakikî tesiri Allah'a vermek şartıyla yağmurun yağması için yıldızların bir sebep olduğuna inanmak ve Allah'ın kanununu böyle koyduğuna inanmak, kişiyi kâfir etmez.İkinci mânâda da yağmuru verenin Allah olduğuna inandıkları halde, bundan gaflet edip şirk ehlini takliden "yağmuru yıldız yağdırdı" demektir ki, bu, gerçek mânâda küfür değildir, küfrânı nimettir. Şirk ehlini taklitten, hele hele böyle tehlikeli sözler söylemekten sakınmak gerekir.Tirmizîde de konu ile ilgili şöyle bir hadis vardır:Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, "Bu nimetten bütün nasibiniz, onu yalanlamaktan ibaret mi kalacak?"(Vakıa: 56/82.),âyeti hakkında şöyle buyurdu:"Yâni şükrünüzü. Çünkü 'Falan ve falan yıldızın düşmesiyle veya falan yıldızla bize yağmur yağdı' diyorsunuz."(Tirmizî, Tefsir (Vakıa Sûresinin tefsiri))Câhiliyye devrindeki halk inanışlarıyla ilgili bir başka hadis de şu mealdedir:"Eğer Allah on yıl yağmur göndermese, sonra yağdırsa insanlardan bir kısmı kâfir olarak 'Mücdah yıldızının doğup batması ile yağmur yağdı' derler."(Suyutî, Câmiü'l-Kebîr,(17574); Müslim, İman: 126),Günümüzde de yağmur için olmasa da yıldızların tesirine inanılmaktadır. Pekçok insan astrologlara giderek onlardan gayba dâir bilgi istemektedirler. Zaten bu hadis aynı zamanda Peygamberimizin bir mûcizesidir. İstikbale âit verdiği bir haberdir.Hadiste Peygamberimizin korktuğu bir diğer husus, "kaderin inkar edilmesidir." Peygamberimizin Allah'ın bildirmesiyle haber verdiği bu gaybî haber de kendisinden çok kısa bir zaman sonra gerçekleşti. Ortaya çıkan bir grup insan, "Kul fiilinin yaratıcısıdır. Kaderin bunda hiçbir tesiri yoktur" görüşünü ortaya attılar.(et-Tabsîr, s. 13, 38.)Bu, kaderin inkar edilmesi demekti. Kaderi inkar etmeyi Müslümanlar arasında ilk başlatanlar Ma'bed el-Cühenî (ö. 80/699) ve Gaylan ed-Dımeşekî idi. Peygamberimiz bir hadislerinde Kaderiyyeyi ümmetin mecûsîleri olarak vasıflandırmıştır. Bu hadis ileride gelecektir.Kaderiyye hakkında geniş bilgi için Bediüzzaman'ın Görüşleri Işığında Kadere îman isimli eserimize bakılabilir.(İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 1/138-140.),