HADİSLERLE İSLAM...

Peygamber Efendimizin (sav) mübarek sözleri ve Kudsi Hadisler.
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

SÖZÜN BÜYÜSÜ.:

Resim---1802-) Zeyd b. Eslem, İbn Ömer'i (ra) şöyle derken işittiğini nakleder: Doğu'dan iki kişi geldi ve birer konuşma yaptı. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bazı sözler büyüleyicidir." buyurdu.
(Buhârî, Nikah, 48)

Resim---1803-) Ebu Hüreyre'den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "...Bana sözün özü verildi..." buyurmuştur.
(Müslim, Mesacid, 5; Buharî, Cihad, 122)

Resim---1804-) Ebu Hüreyre'nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "...Hoş/güzel söz sadakadır..." buyurmuştur.
(Buharî, Cihad, 128; Müslim, Zekat, 56)

Resim---1805-) Ebü Hüreyre'nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin ya da sussun..." buyurmuştur.
(Buharî, Rikak, 23; Müslim, Iman, 74)

Resim---1806-)Cabir diyor ki: "Ben Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellemmeclisinde yüzlerce kere bulundum. Arkadaşlarıyla mescidde otururlardı. Ashabı şiirler okur, cahiliye devrinden söz ederlerdi. O, konuşulanları sessiz bir biçimde dinler, zaman zaman da onlarla birlikte gülümserdi."
(Tirmizî, Edeb, 70)

Resim---1807-) Resûlullah'ıh sallallahu aleyhi vesellem şairi, câhiliyenin ve İslam'ın en etkili söz ustası Hassan b. Sabit'tir. Şirk ve küfrün söz kalelerini dizeleriyle çökerten ve bu konuda bizzat Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah'ım, onu Ruhu'l-Kudüs'le destekle." diye dua etmiştir.
(Buhârî, Salât, 28; Müslim, Fedailu's- Sahabe, 152)

Resim---1808-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Abdullah b. Revaha'nın umretü'l- kaza sırasında Mekke'ye girerken söylediği beyitler için: "Bu sözler onların üzerlerine yağdırılan oklardan daha etkilidir! çökerticidir." buyurmuştur.
(Tirmizî, Edeb, 70; Nesaî, Menasikü'l- Hac, 109)

Resim---1809-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bana dili Rabbim öğretti ve en güzel şekilde öğretti." buyurmuştur.
(Muttaki el-Hindi, Kenzu'l- Ummal XI, 534)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

SÖZ SÖYLEMEK.:

Resim---1810-) Ebü Musa (radiyallahu anhu) anlatıyor: "Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem!. Hangi Müslüman daha faziletlidir?" diye sordular. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Dilinden ve elinden (gelecek kötülükler konusunda) Müslümanların güven içinde oldukları kimse!" buyurdu.
(Buharî, İman, 5; Müslim, İman, 66)

Resim---1811-) Ebü Hüreyre'den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin ya da sussun." buyurmuştur.
(Müslim, İman, 74; Buharî, Edeb, 31)

Resim---1812-) Cabir b. Semüre şöyle demiştir: "Ben Peygamber'in (aleyhisselâm) meclisinde yüzden fazla kere bulundum. Onun ashabı (mescidde oturup) şiirler okur, câhiliye devrinde olan bazı işlerden söz ederlerdi. O, konuşulanları sessiz bir biçimde dinler, zaman zaman da onlarla birlikte gülümserdi."
(Tirmizî, Edeb, 70)

Resim---1813-) İbn Abbas'tan rivâyet edildiğine göre, Hz. Peygamber aleyhisselâm: "Kardeşinle (düşmanlığa varan) tartışmaya girme, onunla (kinci şekilde) şakalaşma ve ona yerine getiremeyeceğin sözü verme." buyurmuştur.
(Tirmizî Birr, 58)

Resim---1814-) Ukbe b. Amir el-Cühenî bir gün merakla Resul-i Ekrem'e sordu: "Yâ Resûlullah, kurtuluşun yolu nedir?” Dostunu tanıyan Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, ona özel olsa da asırlar boyunca inananların kulağında çınlayacak bir cevap verdi: "Diline sahip ol, (fitne zamanında) evinden çıkma, günahların için de gözyaşı dök." buyurmuştur.
(Tirmizî, Zühd, 60)

Resim---1815-) Ebu Zer radiyallahu anhu, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in kendisine emrettiği hususlardan birisinin de: "Acı bile olsa (söylemek zoruna da gitse) doğruyu söylemesi" olduğunu anlatmaktadır.
(İbn Hanbel, V, 160)

Resim---1816-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Enfaziletli cihad, zalim yönetici karşısında (söylenen) doğru sözdür." buyurmuştur.
(Tirmizî, Fiten, 13; Nesâî, Biat, 37)

Resim---1817-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Sözün en güzeli Allah'ın kelâmı, en güzel yol da MuhaMMed'in Yoludur." buyurmuştur.
(Nesâî, Sehv, 65)

Resim---1818-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "En kötü olanlarınızı size haber vereyim mi? Onlar gevezelik edip ne söylediğine dikkat etmeden konuşanlardır." buyurmuştur.
(İbn Hanbel, II, 370)

Resim---1819-) Haccın her yıl farz olup olmadığı sorusuna karşılık Nebî aleyhisselâm: "Hayır. Eğer “evet” deseydim her yıl (haccetmeniz) gerekecekti." buyurmuş ve bu olay üzerine: "Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde, sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın...” âyeti nâzil olmuştu.
(Mâide, 5/101; Tirmizî, Hac, 5; İbn Mace, Menasik, 2)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَسْأَلُواْ عَنْ أَشْيَاء إِن تُبْدَ لَكُمْ تَسُؤْكُمْ وَإِن تَسْأَلُواْ عَنْهَا حِينَ يُنَزَّلُ الْقُرْآنُ تُبْدَ لَكُمْ عَفَا اللّهُ عَنْهَا وَاللّهُ غَفُورٌ حَلِيمٌ
Resim---"Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tes’elû an eşyâe in tubde lekum tesu’kum, ve in tes’elû anhâ hîne yunezzelu’-l kur’ânu tubde lekum afâllâhu anhâ vallâhu gafûrun hâlîm (hâlîmun).: Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde, sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kur’an indirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. (Hâlbuki) Allah onları bağışlamıştır. Allah, çok bağışlayandır, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)” (Mâide 5/101)

Resim---1820-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim bundan hoşlanmadıkları ya da kendisinden uzaklaştıkları halde bir grubun konuşmalarına kulak kabartırsa kıyamet günü kulağına kurşun dökülür." buyurmuştur.
(Buhârî, Ta'bir, 45; Ebu Dâvud, Edeb, 88)

Resim---1821-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kişi, dostunun dini (yaşayışı) üzeredir. Öyleyse sizden biri, kiminle dost olduğuna dikkat etsin." buyurmuştur.
(Ebu Dâvud, Edeb, 16; (Tirmizî, Zühd, 45)

Resim---1822-) ".. .İnsanları yüzükoyun veya burunları üstünde süründürerek cehenneme dolduran, dillerinin kazandığından başkası değil midir?" buyurmuştur.
(Tirmizî, İman, 8 )

Resim---1823-) "Kulun kalbi doğruluncaya kadar imanı dosdoğru olmaz. Dili doğru oluncaya kadar da kalbi dosdoğru olmaz. Komşusunun kendisinden bir kötülük gelmeyeceğine emin olmadığı kimse de cennete giremez." buyurmuştur.
(İbn Hanbel, III, 199)

Resim---1824-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "...Allah'ım! Kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden ve cinsel organımın şerrinden sana sığınırım." diye dua etmiştir.
(Tirmizî, Deavât, 74)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

DOĞRU SÖZLÜ OLMAK.:

Resim---1825-) Ebü Hüreyre'den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bir kişinin kalbinde aynı anda iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyânet ile emanet bir arada bulunmaz." buyurmuştur.
(İbn Hanbel, II, 349)

Resim---1826-) Ebu'l-Havra' es-Sa'dı anlatıyor: "Hasan b. Ali'ye: “Resûlullah'tan sallallahu aleyhi vesellem ne öğrendin” diye sordum. Dedi ki: 'Resülullah'tan (aleyhisselâm) şunu öğrendim: Seni şüphelendireni bırak, şüphelendirmeyene bak. Çünkü doğruluk kalbin (tereddütsüz biçimde) huzura ermesidir. Yalan ise şüpheden ibarettir."'
(Tirmizî, Sıfatü'l-kıyame, 60)

Resim---1827-) Ebu Hüreyre'den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Her duyduğunu söylemesi kişiye günah olarak yeter!" buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Edeb, 80)

Resim---1828-) Süfyan b. Esıd el-Hadramı, Resûlullah'ı sallallahu aleyhi vesellem şöyle derken işittiğini nakletmiştir: "Bir konuda seni tasdik ettiği (sana inandığı) halde kardeşine yalan söylemen ne kadar büyük bir ihânettir!"
(Ebu Davûd, Edeb, 71)

Resim---1829-) Abdullah (b. Mes'üd) tarafından nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk (insanı) iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında “doğru/sıddık” olarak tescillenir. Yalandan sakının! Çünkü yalan (insanı) kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. Kişi devamlı yalan söyler, yalan peşinde koşarsa Allah katında “yalancı/kezzab” olark tescillenir." buyurmuştur.
(Müslim, Birr, 105)

Resim---1830-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Konuştuğu zaman yalan söyleyen kimse, Allah'a ve ahiret gününe (tam manasıyla) inanmamıştır." buyurmuştur.
(Muttaki el- Hindî, Kenzü'l- ummal, III, 874)

Resim---1831-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Münafığın alâmeti üçtür: Söz söylediği zaman yalan söyler, vaad ettiği vakit sözünde durmaz, kendisine bir şey emânet edildiği zaman hıyânet eder." buyurmuştur.
(Buhârî, Edeb, 69)

Resim---1832-) Bir defasında Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, bir annenin çocuğunu çağırıp: "Gel sana bir şey vereceğim." dediğini işitince kadına: "Ona ne vereceksin?" diye sormuş, "Kuru hurma." cevabını alınca da: "Dikkatli ol, ona bir şey vermemiş olsaydın, bu senin için bir yalan olarak yazılacaktı." buyurmuştur.
(Ebu Dâvud, Edeb, 80)

Resim---1833-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Yalancılıktan kaçının. Çünkü ister ciddi olsun, isterse şaka yollu olsun yalan söylemek Müslüman'a yakışmaz." buyurmuştur.
(İbn Mâce, Sünnet, 7)

Resim---1834-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İnsanları güldürmek için yalan söyleyen kimselere yazıklar olsun." buyurmuştur.
(Ebu Dâvud, Edeb, 80; Tirmizî, Zühd, 10)

Resim---1835-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem büyük günahların en ağırını sayarken Allah'a şirk koşmayı ve anne-babaya itaatsizliği zikrettikten sonra birden doğrularak, "İyi dinleyin bir de yalan söylemek ve yalan şâhidlik yapmaktır." buyurmuştur.
(Buhârî, Edeb, 6)

Resim---1836-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Eğer bir satıcı, doğru söyler ve gerekli açıklamalarda bulunursa, alışverişi bereketlendirilir. Eğer yalan söyler ve kusurları gizlerse, alışverişinin bereketi yok olur." buyurmuştur.
(Nesâî, Buyû, 4; Dârimî, Buyû, 15)

Resim---1837-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Benim adıma yalan söylemek başkasının adına yalan söylemek gibi değildir." demiş ve "Kim benim adıma kasten yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın." sözleriyle de yalancıları uyarmıştır.
(Buhârî, Cenâiz, 33)

Resim---1838-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz: "Siz bana altı şeyi garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim." buyurmuş ve ilk sırada, "Konuştuğunuz zaman doğru söyleyin." ilkesini zikretmiştir.
(İbn Hanbel, V, 323)

Resim---1839-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah'a inandım de, sonra dosdoğru ol!" buyurmuştur.
(Müslim, İmân, 62)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

MÜSAMAHA.:

Resim---1840-) Ebü Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre, ... Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ... "Siz kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz, zorlaştırıcı olarak değil." buyurmuştur.
(Tirmizî, Taharet, 112)

Resim---1841-) Ebü İshak'm işittiğine göre, Ebu Abdullah el-Cedelı şunları anlatmıştır: "Aişe'ye Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem ahlakını sordum.: “O, kaba ve çirkin söz ve davranışlarda bulunmaz, çarşı pazarda insanlarla uluorta münakaşaya girmez, kötülüğe kötülükle karşılık vermez, bilakis bağışlayıcı ve hoşgörülü davranırdı.” buyurdu.
(Tirmizî, Birr, 69)

Resim---1842-) İbn Abbas'm (radiyallahu anhu) rivâyet ettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Hoş gör ki, hoş görülesin." buyurmuştur.
(İbn Hanbel, 1, 249)

Resim---1843-) Ebu Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: 'Allah, satışın, alışın ve borç ödemenin müsamahalı olanını sever." buyurmuştur.
(Tirmizî, Büyü', 75)

Resim---1844-) Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e yemek hazırlayan Hz. Aişe, o sırada Peygamberimizin diğer eşlerinden Hz. Hafsa'nın da bir yemek pişirerek kendisinden önce ikram etmesini kıskanmıştı. Hz. Hafsa'nın câriyesi yemeği tam Resulullah'ın önüne koyacağı sırada Hz. Aişe onun eline vurdu ve tabak düşüp kırıldı. İçindeki yemek de döküldü. Bunun üzerine Resulullah, tabağın parçalarını birleştirdi, dökülen yemeği topladı ve yanında bulunan ashabına: ''Anneniz kıskandı." dedi. Ardından kırılanın yerine başka bir sağlam tabağı eşi Hz. Hafsa'ya gönderdi. Hz. Aişe, bu olay üzerine Resulullah'ın mübârek yüzünde herhangi bir olumsuz tavır görmediğini ifade etmiştir.
(Buhârî, Nikah, 108; İbn Mâce, Ahkam, 14)

Resim---1845-) Enes b. Mâlik de Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin hoşgörüsüne dair bir anısını şöyle anlatır: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, insanlar içerisinde ahlâkı en güzel olanı idi. Bir gün beni bir iş için gönderdi. Ben: “Allah'a yemin olsun ki gitmem.” dedim. Oysa içimde Resûlullah'ın emrettiği işe gitme niyeti vardı. Derken bu iş için yola koyuldum. Sokakta oynayan çocuklara rastladım (ve onlarla birlikte oyuna dalıp işimi unuttum).Bir de baktım ki, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem arkamdan başımı tutmuş gülümseyerek duruyordu. Bana: “Enescik, sana emrettiğim yere git haydi!” dedi. Ben de: “Peki yâ Resûlallah, hemen gidiyorum.” dedim." Enes b. Mâlik devamında şöyle dedi: "Allah'a yemin olsun ki, ben kendisine 10 yıl hizmet ettim. Yaptığım bir işten dolayı: “Niye böyle yaptın?”, yapmadığım bir işten dolayı da: “Niçin böyle yapmadın?” dediğini hatırlamıyorum."
(Müslim, Fedail, 54; Ebu Dâvud, Edeb, 1; Buhârî, Vesâya, 25)

Resim---1846-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kim dünyada bir kulu(n ayıbını/kusurunu) örterse, Allah da kıyamet günü onu(n ayıbını/kusurunu) örter." buyurmuştur.
(Müslim, Birr, 72)

Resim---1847-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, gayri ihtiyarı yellenen bir kişiye gülmeleri sebebiyle ashabına öğüt vermiş ve: "Sizden biriniz, kendisinin de yapageldiği böyle bir işe niçin gülmektedir?" buyurmuştur.
(Buhâri, Tefsir (Şems) 1, Müslim, Cennet, 49)

Resim---1848-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, bir defasında aksıran birine namazda iken, "Yerhamükallah!.:Allah sana rahmet etsin!." diye dua eden Muaviye b. Hakem es-Sülemî'ye namazda böyle bir şey yapılmaması gerektiğini söylemiş ve onu nazikçe uyardı.
(Müslim, Mesâcid, 33)

Resim---1849-) Ramazan ayı içerisinde yaptığı zıhar yeminini bozduğu için kavmi tarafından sert eleştirilere maruz kalan fakir sahabi Seleme b. Sahr, durumunu Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'e anlatmış, o da kendisine anlayışla yaklaşarak sorununu çözüme kavuşturmuştu. Bunun üzerine kavmine dönen Seleme onlara: "Ben, sizde dar görüşlülük ve anlayışsızlık; Resûlullah'da ise hoşgörü ve anlayış buldum." Dedi.
(Ebu Dâvud, Tâlak, 16-17; Tirmizî, Tefsiru'l- Kuran, 58)

Resim---1850-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, bir mağarada karşılaştığı dünyadan el etek çekmiş bir adama özenerek onun gibi yaşamak için kendisinden izin isteyen bir sahabiye: "Ben Yahudilik ve Hıristiyanlık'la değil, müsamahakâr Hanif diniyle gönderildim..." buyurmuştur.
(İbn Hanbel, V, 266)

Resim---1851-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Mekke'nin fethi sırasında Mekke halkına haklarında ne yapacağını düşündüklerini sorduğunda Kureyşliler ona: "Senden iyilik bekliyoruz! Sen, kerem ve iyilik sahibi bir kardeşsin! Kerem ve iyilik sahibi bir kardeş oğlusun!" diye cevap vermişlerdi. Bunun üzerine Resülullah engin hoşgörüsüyle: "Haydi, gidin! Artık serbestsiniz.'' buyurmuştur.
(Beyhâkî, es Sünenü'l- Kübrâ, IX, 195)

Resim---1852-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah bir kavmin (milletin) devamını ya da gelişmesini dilerse, onları hoşgörü ve iffetle rızıklandınr." buyurmuştur.
(Taberânî, Müsnedü'ş- Şamiyyin, 1/34)

Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

RIFK.:

Resim---1853-) Abdullah (b. Mes'üd) tarafından nakledildiğine göre,Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Mümin, ırza, namusa dil uzatan, lanet eden, çirkin işler yapan, edepsiz konuşan kimse değildir."
(Tirmizi, Birr, 48; Ibn Hanbel, I, 405)

Resim---1854-) Abdullah (b. Mes'üd) tarafından nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Müslüman'a sövmekfasıklık (alameti), onunla savaşmak ise küfür (alameti) dür."
(Buharı, Edeb, 44)

Resim---1855-) Ebü Hüreyre'den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Birbirine söven iki kişinin günahı, mazlum olan haddi aşmadıkça ilk sövene aittir."
(Müslim, Birr, 68)

Resim---1856-) Hz. Aişe'nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Ölülere sövmeyin. Çünkü onlar, önden göndermiş olduklarının (amellerinin) karşılıklarına ulaşmışlardır."
(Buharı, Cenaiz, 97)

Resim---1857-) lir gün Medine'deki bir grup Yahudi, Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem yanına geldi. Bilinen selamlama cümlesi olan, "es-Selamü aleyküm" ifadesini basit bir kelime oyunuyla değiştirerek "es-Samü aleyküm" (Ölüm üzerinize olsun!) dediler ve Hz. Peygamber'e karşı büyük bir kabalık yaptılar. Orada bulunan müminlerin annesi Hz. Aişe, Yahudilerin bu kabalıkları karşısında kendini tutamadı ve onlara, "Allah'ın laneti ve gazabı da sizin üzerinize olsun!" diye karşılık verdi. Bunun üzerine Şefkat ve Merhamet Elçisi (sav) eşine hitaben, "Sakin ol ey Aişe! Kibar ve nazik olmalı, kaba davrnmaktan ve çirkin konuşmaktan da sakınmalısın." buyurdu.1 "Onların ne söylediklerini duymadın mı?" diye soran Hz. Aişe'ye, Resulullah şu karşılığı verdi: "Ben de onlar 've aleyküm' (sizin üzerinize de) diyerek karşılık verdim ya!"
(Buhârî, Edeb, 38; Müslim, Selâm, II)

Resim---1858-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Mümin bal arı­ sı gibidir. Temiz olanı yer, temiz olanı (balı) üretir, bir çiçeğe konduğunda onu kı­rıp bozmaz." buyurmuştur.
(İbn Hanbel, II, 199)

Resim---1859-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Rıfk (zarif davranış) işe güzellik katar, rıfktan (zarfetten) yoksunluk ise, işi kusurlu kılar.'' buyurmuştur.
(Müslim, Birr, 78)

Resim---1860-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem "Rıfktan (zarafetten) mahrum olan, hayırdan da mahrum olur." buyurmuştur.
(Müslim, Birr, 74)

Resim---1861-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Haya imandandır, imanın yeri ise cennettir. Kötü konuşmak kabalıktandır. Kabalık (ısanları incitmek) ise cehennemdedir." buyurmuştur.
(Tirmizî, Birr, 65; İbn Mâce, Zühd, 17)

Resim---1862-) Hz. Enes'in anlattığına göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem sövmez, kötü konuşmaz ve lanet etmezdi. Birini azarlayacağı zaman, "O alnı toprak göresiye ne oluyor?" derdi.
(Buharî, Edeb, 38)

Resim---1863-)Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Pehlivan, rakiplerini yenen kişi demek değildir. Gerçek pehlivan öfke anında kendisine hakim olandır." buyurmuştur.
(Buhârî, Edeb, 76)

Resim---1864-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kim bana iki duda­ğının arasındakini ve iki bacağının arasındakini korumayı garnti ederse, ben de onun için cenneti garanti ederim." buyurmuştur.
(Buhârî, Rikak, 23)

Resim---1865-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle dua etmektedir: ''llah'ım, ben bir insanım. Hangi Müslüman'a ağır ve incitici konuştuysam, bunu, onun için arınma ve mükafat (vesilesi) kıl."
(Müslim, Birr, 88)

Resim---1866-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Allah bana, alçak gönüllü olmanızı vahyetti. O halde biriniz diğerine haksızlık etmesin ve hiç kimse de diğerine karşı övünmesin." Hadisi rivayet eden İyaz b. Hımar, "Ey Allah'ın Resulü! Benden daha alt seviyede olan bir topluluk içerisinden biri bana söver, ben de onun sözüne cevap verirsem, bundan dolayı günaha girer miyim?" diye sorduğunda Allah'ın Elçisi, "Birbirlerine sö­venlerin her ikisi de şeytandır, birbirlerini suçlarlar ve yalanlarlar." karşılığını vermiştir.
(Buhârî, el Edebü'l Müfred, 153; İbn Hanbel, IV, 162)

Resim---1867-) Ebu Cürey isimli bir kişi Resûlullah'dan sallallahu aleyhi vesellem kendisine öğüt istediğinde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Kimseye sövme!" demiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir: "... Eğer bir kimse sana söver ve sende (olduğunu) bildiği bir şeyden dolayı seni yererse, sen onda (oldu­ğunu) bildiğin bir şeyden dolayı onu yerme! Çünkü bunun vebali onadır." Ebu Cürey, "Bundan sonra hür olsun köle olsun hiçbir insana, hiçbir deveye ve koyuna sövmedim." der.
(Ebu Dâvud, Libâs, 25)

Resim---1868-) İbn Abbas'ın anlattığına göre, Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem yanında iki adam birbirlerine ağır konuşmuşlardı. Bunlardan biri söverken diğeri karşılık vermeyerek susmaktaydı. Susan kişi de söverek karşılık vermeye başlayınca Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem kalkarak oradan uzaklaştı. Niçin kalktığı sorulduğunda da, "Melekler kalkınca ben de onlarla birlikte kalktım. Bu susan kişi sustuğu sürece onun adına melekler sövene cevap vermekteydi. Ancak kendisi söverek cevap vermeye başlayınca melekler de kalktılar." buyurdu.
(Buhârî, el Edebü'l Müfred, 151)

Resim---1869-) Abdullah b. Amr b. As'tan nakledildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir gün, "Bir kimsenin ebeveynine sövmesi büyük günahlardandır." demiş, ashab bunun üzerine, "Ya Resülallah! Hiç insan ana babasına söver mi?" deyince, "Evet, bir kimse birinin babasına söver, o da onun babasına söver. (Adamın) anasına söver, o da onun anasına söver." buyurmuşlardır.
(Müslim, İman, 146; Tirmizî, Birr, 4)

Resim---1870-) Bir defasında sahabiler, içki içen birini cezalandırması için Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem getirdiler. Hz.Peygamber de ona dayak cezası uyguladı. Kimi eliyle, kimi pabucuyla, kimi de elbisesinin ucuyla adama vurmaya başladı. Bununla yetinmeyen birisi ise, "Allah seni rezil etsin!" diyerek sarhoşa hakaret etti. Bunun üzerine Resül-i Ekrem, "Hayır, böyle demeyin! Ona karşı şeytana yardımcı olmayın!" buyurdu.
(Buhârî, Hudûd, 4; Ebu Dâvud, Hudûd, 35)

Resim---1871-) Bir defasında bindiği devesinin hırçınlaşması üzerine onu ileri geri çeken Hz. Aişe, Resûlullah'dan sallallahu aleyhi vesellem, "Ona yumuşak davrn." uyarısını almıştır.
(Müslim, Birr, 79)

Resim---1872-) Bir sefer dönüşünde ise devesine lanet eden bir kimse için Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Onun üzerinden in. Lanetlenmiş bir hayvanla yanımızda yolculuk etme." buyurmuştur.
(Müslim, Zühd, 74)

Resim---1873-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Horza sövmeyin! Zira o, namaz için uyandınr." buyurmuştur.
(Ebu Dâvud, Edeb, 105-106)

Resim---1874-) Ebu Hüreyre'den nakledildiğine göre, bir kudsi hadiste Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle ifade etmiştir: "Yüce Allah buyurdu ki: 'demoğlu zamana söver, lanet okur. Halbuki zaman, benim! Gece de gündüz de benim elimdedir."
(Buhârî, Edeb, 101)

Resim---1875-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Sizden hiç kimse, 'Zamana yazıklar olsun!' demesin. Zira zaman(ı yartan) Allah'tır." buyurmuştulr.
(Muvatta, Kelam, 1)

Resim---1876-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir gün, Ümmü Saib veya Ümmü Müseyyeb künyesiyle anılan kadını ziyaret etmişti. Ona, "Ümmü Saib! Sana ne oldu da böyle titriyorsun?" demişti. Kadın, "Sıtmaya tutuldum, Allah onu bereketsiz kılsın!" deyince Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Sıtmaya sövme. Zira o, körüğün (aktığı ate­şin), demirin cürufunu giderdiği gibi ademoğlunun hatalarını giderir."
(Müslim, Birr, 53)

Resim---1877-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Rüzgara sövmeyin! Rüzgar sebebiyle hoş­ lanmadığınız bir şeyle karşılaştığınızda şöyle dua edin: 'Ey Rabbimiz! Bu rüzgarın hayrını, getireceği şeylerin hayrını, ne ile emredildiyse onun da hayrını senden diler; bu rüzgarın şerrinden, getireceği şeylerin şerrinden, ne ile emredildiyse onun da şerrinden sana sığınırız."'35 Nitekim bir adamın, giysisini savuran rüzgara lanet ettiğini duyan Resül-i Ekrem (sav), "Sakın rüzgar lanet etmeyin! Çünkü o, Allah'ın emriyle iş görmektedir. Şunu bilin ki, kim bir şeye haksız olarak lanet ederse o lanet kendisine döner." buyurmuştur.
(Ebu Dâvud, Edeb, 48; Tirmizî, Birr, 48)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

GIYBET ve KOGUCULUK.:

Resim---1878-) Ebu Hüreyre anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Gıybet nedir biliyor musunuz?” diye sordu. Sahabe: “Allah ve Resulü daha iyi bilir!” karşılığını verdiler. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kardeşini hoşlanmadığı bir şey ile anmandır.” buyurdu. “Ya, kardeşimde o söylediğim durum varsa ne dersin?” diye sorulunca Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Söylediğin şey eğer onda varsa gıybet etmişsindir. Şayet yoksa ona iftira etmiş olursun.” buyurdu."
(Müslim, Birr, 70)

Resim---1879-) Ebü Berze el-Esleml'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ey diliyle iman edip, kalbine iman girmemiş olan kimseler! Müslümanların gıybetini yapmayın ve onların gizli hallerini arştırmayın. Çünkü her kim onların gizli hallerini araştırırsa Allah da onun gizli halini arştırır. Allah kimin gizli halini araştırırsa onu evinde (gizlice yaptıklarını ortaya çıkararak) bile rezil eder." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Edeb, 35)

Resim---1880-) Ebu Hüreyre'den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kişiye günah olark her duyduğunu söylemesi yeter." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Edeb, 80)

Resim---1881-) Mugire b. Şu'be'den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Şüphesiz Yüce Allah, annelere hürmetsizlik etmeyi, kız çocuklarını diri diri gömmeyi ve üzerine düşeni yapmamayı, hak etmediğini istemeyi size haram kılmıştır. Sizin için üç şeyi de çirkin görmüştür: Dedikodu, malı zayi etmek ve anlamsız çok soru sormak!" buyurmuştur.
(Müslim, Akdiye, 12)

Resim---1882-) Huzeyfe'nin işittiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "(nsanlar arasında) laf taşıyan kişi cennete giremez." buyurmuştur.
(Buharî, Edeb, 50; Müslim, İman, 168)

Resim---1883-) Hz. Aişe, Resûlullah'la sallallahu aleyhi vesellem birlikte bulunduğu bir gün, Hz. peygamber'e, Safiyye'nin boyunun kısa oluşunu ima edercesine eliyle işaret ederek, "Ey Allah'ın Resulü, sana Safiyye'deki şu hal yeter." demişti. Hz. Aişe'yi ikaz ederek, "Sen öyle bir söz söyledin ki, o söz denize karışsaydı denizin suyunu bozardı." buyurmuştu.
(Tirmizi, Sıfatü'l Kıyame, 51)

Resim---1884-) Bir defasında Hz. Aişe, Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem yanında birisinin taklidini yapmış, Hz. Peygamber ise onun bu davranışından hoşlanmayarak ona: "Elime dünyayı verseler bile bir başkasının taklidini yapmam; bundan asla hoşlanmam." buyurmuştur.
(Tirmızî, Salatu'l- kıyame, 51, Ebu Davûd, Edeb, 35)

Resim---1885-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Ashabımdan hiç kimse bana bir başkası hakkında (beni rhatsız edecek) bir şey iletmesin. Zira ben sizin karşınıza (hakkınızda her türlü güvensizlikten) sâlim olan bir kalb ile çıkmayı arzu ediyorum." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Edeb, 28; Tirmizî, Menâkıb, 63)

Resim---1886-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Mi'raca çıkarıldığım zaman bakırdan tırnakları olan bir topluluğa rastladım. Tırnaklarıyla yüzlerini ve bağırlarını tırmalıyorlardı. “Bunlar kimlerdir?” diye sordum. Cebrâil: “(Gıybet etmek suretiyle) insanların etlerinden yiyen ve şereflerine saldıranlardır” cevabını verdi." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Edeb, 35; İbn Hanbel, lll, 223)

Resim---1887-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:"Her kim Müslüman bir adam(ın gıybetini etmesi) sebebiyle (onun ölü etinden) bir lokmayiyecek olursa, Allah ona o yediği et kadar cehennem (ateşin) den yedirecektir Kime (gıybetini yaptığı) bir Müslüman sebebiyle bir elbise giydirilirse bunun bir misli de kendisine cehennem ateşinden giydirilecektir." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Edeb, 35; İbn Hanbel, IV, 229)

Resim---1888-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Müslüman'ın, Müslüman'a malı, ırzı ve kanı haramdır. Kişiye Müslüman kardeşini hakir görmesi günah olark yeter." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Edeb, 35)

Resim---1889-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kim Müslüman kardeşinin ifetini korursa Allah da kıyamet gününde onun yüzünü cehennem ateşinden korur." buyurmuştur.
(Tirmizî, Birr, 20)

Resim---1890-)Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “İnsanların en kötüsü, kötülüğünden dolayı insanların kendisinden sakındığı kimsedir" buyurmuştur.
(Muvatta', Hüsnü'l- hulk, 1)

Resim---1891-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Sizin en şerliniz, söz götürüp getirmek suretiyle koğuculuk yaparak birbirini seven iki kişi arasını açanlardır." buyurmuştur.
(Beyhakî, Şuabu'l- İmân, VII, 494)

Resim---1892-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, bir kabristana uğradığı sırada orada yatanlardan iki kişinin azap gördüğünü söylemiş ve bunun sebebine şöyle işaret etmiştir: "Onların azapları öyle büyük bir şeyden dolayı değil. Biri idrarın (üzerine sıç­ramasın)dan sakınmazdı, diğeri de koğuculuk yapardı."
(Buhârî, Vudû, 55; Müslim, Tahâret, 111)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

DALKAVUKLUK.:

Resim---1893-) Ebü Hüreyre şöyle demiştir: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, (dalkavukluğu âdet haline getiren) övücülerin ağızlarına toprak saçmamızı (onlara engel olmamızı) emretti."
(Tirmizî, Zühd, 54; Müslim, Zühd, 68)

Resim---1894-) Abdurrahman b. Ebu Bekre'nin, babasından naklettiğine göre, bir adam Hz. Peygamber'in (aleyhisselâm) yanında bir kimseyi övdü. Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhisselâm) ona üç defa: "Yazıklar olsun sana Kardeşinin boynunu kestin!." dedi. Sonra da şöyle buyurdu: "Sizden birisi illâ bir kimseyi methedecekse: “Gördüğüm kadarıyla filancanın şöyle olduğunu sanıyorum. Ameline göre onu hesaba çekecek ise Allah'tır. Allah'ın karşısında hiç kimseyi temize çıkarıp aklayamam.” desin. Bunu da o kimsenin halini öyle biliyorsa söylesin!" buyurdu.
(Buharî, Edeb, 95)

Resim---1895-) Muaviye'nin işittiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Birbirinizi (aşırı şekilde) övmekten sakının. Çünkü bu, (bir nevi) öldürmektir!." buyurmuştur.
(İbn Mâce, Edeb, 36; İbn Hanbel, IV, 93)

Resim---1896-) Hz. Osman yüzüne karşı övülmüştü. Müslüman olduğunu ilk ilân eden yedi kişiden biri olan ve Bedir Savaşı'na da iştirak eden güzide sahabi Mikdad b. Esved de yanlarında oturmaktaydı. Mikdad adamın yaptığı işin ahlakî olmadığını, bütün insanların topraktan geldiklerini ve eşit olduklarını göstermek üzere yerden bir avuç toprak alıp adamın yüzüne saçtı. Sonra da: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “İnsanları övmeyi âdet edinenlerle karşılaştığınızda yüzlerine toprak saçın (onlar engel olun).” buyurdu." dedi.
(İbn Hacer, İsâbe, VI, 202-203; Ebu Dâvud, Edeb, 9; Müslim, Zühd, 68)

Resim---1897-) Basra'ya yerleşen sahabilerden Abdullah b. Şıhhir hicretin 9. senesinde Beni Amir heyeti ile birlikte Resülullah'a geldiklerinde onu kabile liderlerini övdükleri birtakım ifâdelerle methettiklerinde Hz. Peygamber'in tepkisini çekmişlerdir. Abdullah b. Şıhhir şöyle anlatmaktadır: "Biz Hz. Peygamber'in yanına geldik Ona selâm verip: “Sen bizim Velîmizsin, sen bizim Efendimizsin! Bizden daha güçlü, daha kudretlisin! Bizden daha faziletlisin. Sensin cömert, misâfirperver olan!.” Deyince, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ne söyleyecekseniz söyleyin! Şeytan sizi kendi vekili yapmasın!." buyurdu.
(İbn Hanbel, IV, 26)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

ALAY ETMEK.:

Resim---1898-) Hz. Aişe'nin naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Karşılığında bana dünyayı verseler bile, kimsenin taklidini yapmam;bundan asla hoşlanmam." buyurmuştur.
(Tirmizî, Sıfatü'l- kıyâme, 51)

Resim---1899-) Vasile b. Eska'nm naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kardeşinin başına gelen bir şeye sevinip gülme. Sonra Allah ona merhamet edip seni (o şeyle) imtihan eder." buyurmuştur.
(Tirmizî, Sıfatü'l- kıyame, 54)

Resim---1900-) Hz. Aişe anlatıyor: "(Bir seferinde boyunun kısa oluşunu kastederek Hz. Peygamber'e) “Yâ Resûlullah!! Safiyye şöyle bir kadındır.” dedim. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Öyle bir söz ettin ki; o söz, şâyet denize karışmış olsaydı denizin suyunu bile bozardı.” buyurdu.
(Tirmizî, Sıfatü'l-kıyame, 51)

Resim---1901-) Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: " ...Müslüman kardeşini küçük görmesi, kişiye kötülük olarak yeter...” buyurmuştur.
(Müslim, Birr, 32)

Resim---1902-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Huneyn Seferi'nden dönerken, içlerinde daha sonra Peygamberimizin müezzinlerinden olacak olan Ebü Mahzüre'nin de bulunduğu on kişilik bir grup aynı yolun yolcusuydu. Yolun bir yerinde Resülullah'ın müezzini, namaz için ezân okumaya başladı. Henüz Müslüman olmayan Ebü Mahzüre ve arkadaşlarının yüksek sesle müezzinin dediklerini tekrarlıyor ve onu taklit ederek alaya alıyorlardı. Resûlullah onları duydu ve içlerinden güzel sesli olanı yanına getirmeleri için bir grup gönderdi. Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem huzuruna geldiklerinde: "Yüksek sesini duyduğum hanginizdi?" diye sordu. Herkes Ebü Mahzüre'yi gösterdi, Ebü Mahzüre'nin kendisi de bunu kabul etti. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem diğerlerini gönderdi ve Ebü Mahzüre'yi alıkoyarak ona: "Kalk, ezân oku." dedi. Kalktı, ancak o an Ebü Mahzüre için hiçbir şey ezân okumaktan daha zor olamazdı. Rahatsız olmuş ve bir yandan da öfkelenmişti. Bu duygularla Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem önünde ayağa kalktı. Peygamberimiz ezân kelimelerini ona bizzat öğreterek okuttu. Ebü Mahzüre ezân okumayı bitirince Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, içinde bir miktar gümüş bulunan bir keseyi ona verdi. Onun kalbini İslam'a ısındırarak Müslüman olmasını arzuluyordu. Sonra onun alnına elini koydu, elini yüzüne sürdü ve göğsünden karnına kadar sıvazladı. Nihayet Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Allah bunu senin için mübârek eylesin ve bereket senin üzerinden eksik olmasın." diye duâ etti. Bu olayın ardından Müslüman olan Ebü Mahzüre heyecanla atıldı: "Yâ Resûlullah! Mekke'de ezân okumam için izin ver!." Resülullah onun bu isteğini geri çevirmedi.
(Nesaî, Ezân , 6; Ebu Davûd, Salât, 28)

Resim---1903-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kim Müslüman kardeşini işlediği bir suçtan dolayı ayıplarsa, kendisi de o suçu işlemeden ölmez. " buyurdu.
(Tirmizî, Sıfatü'l- kıyame, 53)

Resim---1904-) Hz. Hafsa'nın kendisine: "Yahudi kızı" demesinden dolayı incinerek ağlayan Yahudi kökenli Hz. Safiyye'ye Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Sen bir peygamberin (Harun'un) kızısın. Amcan (Musâ) da peygamberdir. (Şu an yine) bir peygamberin nikahı altındasın. O, hangi konuda sana karşı övünüyor?" buyurmuş, Hz. Hafsa'yı da Allah'tan korkması konusunda ikaz etmişti.
(Tirmizî, Menâkıb, 63; İbni Hanbel, III, 136; Mubarekpuri, Tuhvetü'l ahvezi, X, 268)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

İFTİRA.:

Resim---1905-) Ebü Hüreyre' den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Yedi helâk ediciden sakının!" buyurdu. Sahabller: "Yâ Resûlallah! Bunlar nelerdir?" diye sordular. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: '”Allah'a şirk koşmak, büyü yapmak, Allah'ın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş meydanından kaçmak ve zinadan uzak duran, hiçbir şeyden haberi olmayan mü’min kadınlara zinâ isnad etmektir." buyurdu.
(Buharî, Hudüd, 44; Müslim, İman, 145)

Resim---1906-) Ebu Hüreyre'nin rivâyet ettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kişinin haksız yere bir Müslüman'ın şeref ve namusuna dil uzatması, büyük günahların en büyüklerindendir ... " buyurmuştur.
(Ebü Davûd, Edeb, 35)

Resim---1907-) Vasile b. Eska'nın naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "(Üç şey) iftiranın en büyüklerindendir: Kişinin kendisini babasından başkasına nisbet etmesi, rüyâsında görmediği bir şeyin kendisine rüyâda gösterildiğini iddiâ etmesi, Resulullah'ın söylemediği bir şeyi ona nisbet etmesi." buyurmuştur.
(Buharî, Menâkıb, 5)

Resim---1908-)Ebü Zerr'in (radiyallahu anhu) işittiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Hiç kimse başka bir kimseyi fa sıklıkla suçlamasın ve onu küfürle itham etmesin. Eğer itham ettiği kimse dediği gibi değilse, bu sifa tlar muhakkak itham edene döner." buyurmuştur.
(Buharî , Edeb, 44)

Resim---1909-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Zandan sakının. Çünkü zan sözün en yalanıdır." buyurmuştur.
(Buharî, Edeb, 58; Müslim, Birr, 28)

Resim---1910-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sormuş; ashab: "Allah ve Resûlü daha iyi bilir." deyince,
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır." buyurmuştur. "Söylediğim şey kardeşimde bulunan bir özellik ise ne buyurursunuz?" diye sorulunca Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Söylediğin şey onda varsa onun hakkında gıybet etmişsindir. Ama eğer yoksa ona iftira etmiş olursun." cevabını vermiştir.
(Müslim, Birr, 70; Tirmizî, Birr, 23)

Resim---1911-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:"Bir mü’mini kâfirlikle suçlayan, onu öldürmüş gibidir. " buyurmuştur.
(Buharî, Edeb, 44)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

HÜSN-i ZAN ve SU-i ZAN.:

Resim---1912-) Ebü Hüreyre' den Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem şöyle dediği nakledilmiştir: "Zandan sakının. Çünkü zan, yalanın ta kendisidir. Birbirinizin konuştuğuna kulak kabartmayın, birbirinizin özel hallerini araştırmayın, birbirinizle üstünlük yarışına girmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun!"
(Müslim, Birr, 28)

Resim---1913-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Yönetici, halka su-i zan ile davranırsa onları yoldan çıkarmış olur." buyurdu.
(Ebu Davûd, Edeb, 37)

Resim---1914-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Zanna kapılıp, tereddüde düştüğünüz zaman o işi yapmayın!.'' buyurdu.
(Müttakî el Hindî, Kenzu’l- Ummal, III, 461)

Resim---1915-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Üç kişi iseniz, ikiniz diğerini bırakıp da fısıldaşmasın, çünkü bu onu üzer." buyurdu.
(Müslim, Selâm, 38; Buhâri, İsti'zan, 47)


Resim---1916-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Hepiniz ancak Yüce Allah'a hüsn-i zan besleyerek can verin." buyurdu.
(Müslim, Cennet, 82; Ebu Davûd, Cenâiz, 12-13)

Resim---1917-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Mü’min daimâ hayır üzerindedir. Bedeninden ruhu çıkarken bile Allah'a hamd eder. " buyurdu.
(Müslim, Cennet, 82; Ebu Davûd, Cenâiz, 12-13)

Resim---1918-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Mü’min daimâ hayır üzerindedir. Bedeninden ruhu çıkarken bile Allah'a hamd eder. " buyurdu.
(Nesai, Cenâiz, 13)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

TECESSÜS.:

Resim---1919-)Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: " ... Kim istemedikleri ya da ısrarla kaçındıkları halde bir grubun konuşmalarına kulak kabartırsa, kıyamet günü kulağına kurşun dökülür ... " buyurmuştur.
(Buharî, Ta'bir, 45; Ebu Davûd, Edeb, 88)

Resim---1920-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Zandan sakının. Çünkü zan, yalanın ta kendisidir. Birbirinizin özel hallerini araştırmayın, birbirinizin konuştuklarına kulak kabartmayın, birbirinize kin beslemeyin. Kardeşler olun!." buyurmuştur.
(Buharî, Nikah, 46)

Resim---1921-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Müslüman Müslüman'ın (din) kardeşidir. Ona zulmetmez. Onu düşman eline vermez (himâye eder). Her kim Müslüman kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Her kim de bir Müslüman'ın bir sıkıntısını giderirse Allah da onun (bu iyiliği) sâyesinde kıyamet sıkıntılarından bir sıkıntısını giderir. Her kim dünyada, bir Müslüman'ın (ayıbını) örterse Allah da kıyamet günü onun (ayıbını) örter. " buyurmuştur.
(Müslim, Birr, 58; Tirmizî, Hudud, 3)

Resim---1922-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bir kul bir başka kulun ayıbını dünyada örterse, Allah da kıyamet günü onu(n ayıbını) örter." buyurmuştur.
(Müslim. Birr, 72; İbn Hanbel, 11, 39)

Resim---1923-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İnsanoğluna şeytan da melek de yaklaşır. Şeytanın yaklaşması, onu kötülüğe götürmek ve ona hakkı yalanlatmaktır. Meleğin yaklaşması ise onu hayra götürmek ve ona hakkı doğrulatmaktır. Kim (vicdanında) bunu (hayra yönelmeyi) bulursa bunun Allah'tan olduğunu bilsin ve Allah'a hamdetsin. Kim de içinde diğerini (şeytanın vesvesesini) bulursa taşlanmış ve kovulmuş şeytandan Allah'a sığınsın!." buyurmuş, ardından, "Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder. Allah ise size katından bir mağfiret ve bir lütuf vaad eder. Allah her şeyi ihata eden ve her şeyi bilendir.'' âyetini okumuştur.
(Bakara, 2/268; Tirmizî, Tefsîru'l Kur'ân, 2)

الشَّيْطَانُ يَعِدُكُمُ الْفَقْرَ وَيَأْمُرُكُم بِالْفَحْشَاء وَاللّهُ يَعِدُكُم مَّغْفِرَةً مِّنْهُ وَفَضْلاً وَاللّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Resim--- “Eş şeytânu yeidukumu’l- fakra ve ye’murukumbi’l- fahşâi vallâhu yeidukum magfireten minhuve fadlâ (fadlan), vallâhu vâsiun alîm (alîmun).: Şeytan size fakirlik vaadeder ve size fuhşuyatı emreder. Ve Allah ise, size kendinden mağfiret ve fazl vaadediyor. Allah, Vâsi’dir, Alîm’dir.” (Bakara 2/268)

Resim---1924-) Bazı sahabiler Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem’e gelerek: "İçimizden bâzen söylemeyi bile büyük (bir günah) saydığımız şeyler geçiyor." demişlerdi. Hz. Peygamber aleyhisselâm: "Hepiniz de aynı şeyleri hissediyor musunuz?" diye sormuştu. Onlar da cevaben: "Evet." demişlerdi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İşte bu imanın ta kendisidir." buyurmuştu.
(Müslim, İman, 209; Ebu Davûd, Edeb, 109; İbn Hanbel, II, 326, 441)

Resim---1925-) Diğer bir rivâyette ise aynı soruya Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Şeytanın hilesini vesveseye çeviren Allah'a hamdolsun." şeklinde karşılık vermişti.
(Ebu Davûd, Edeb, 108)

Resim---1926-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Sizden herhangi birinize şeytan gelir ve: “Şunu böyle kim yarattı? (Şunu) böyle kim yarattı?” en sonunda, “Rabbini kim yarattı?” /diye sorar(ak sürekli vesvese verir). İşbu raddeye gelince o kişi derhal (şeytandan) /Allah'a sığınsın ve (vesvesesine) hemen son versin!." buyurmuştur.
(Buharî, Bed'ü'lhalk, 11)

Resim---1927-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İnsanlar bu iki duadan (Felâk ve Nâs Sûreleri) daha faziletli başka bir dua ile Allah'a sığınmış olmazlar. " buyurmuştur.
(Nesâî, İstiâze, 1)

Resim---1928-) Bazı sahabller, Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem’e gelerek: "Yâ Resûlullah! Bazı kimseler bize et getiriyor. Onların bu hayvanları keserken Allah'ın ismini anıp anmadıklarını (besmele çekip çekmediklerini) bilmiyouz." derler. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bismillah!.” deyin ve onu yiyin!." buyurmuştur.
(İbn Mâce, Zebâih, 4)

Resim---1929-)Hatta Yezid b. Kunafe, hıristiyanların yemeklerinin yenilip yenilemeyeceğini sorduğunda Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Herhangi bir yemekten dolayı kalbine şüphe girmesin." buyurarak yemesine izin vermiştir.
(İbn Mâce, Cihad, 26)

Resim---1930-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'e bir kişi gelerek: "İçimize öyle kötü düşünceler doğuyor ki onları dile getirip /konuşmak yanıp kül olmaktan daha beter geliyor." dediğinde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Allahu ekber! Allahu ekber! Allahü ekber! Şeytanın hilesini vesveseye çeviren Allah'a hamdolsun." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Edeb, 108)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

ALDATMAK.:

Resim---1931-) Ebu Hüreyre' den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: " ... Bizi aldatan, bizden değildir." buyurmuştur.
(Müslim, İmân, 164)

Resim---1932-) Ebü Bekir es-Sıddik'ın rivâyet ettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Ara bozuculuk yapan, yaptığı iyiliği başa kakan ve cimri olan kimse cennete giremez." buyurmuştur.
(Tirmizî, Birr, 41)

Resim---1933-) Hasan(-ı Basrî) tarafından rivayet edildiğine göre, (Basra Emiri) /Ubeydullah b. Ziyad ölüm döşeğinde yatmakta olan Ma'kıl b. Yesar'ı ziyarete gider. Ma'kıl ona der ki: "Sana Resûlullah'tan sallallahu aleyhi vesellem: duyduğum bir hadisi söyleyeyim. Resûlullah'ı sallallahu aleyhi vesellem’i şöyle derken işittim: ''Allah'ın kendisine yöneticilik verip de yönettiği kimseleri sadakat ve samimiyetle koruyup gözetmeyen kimse, cennetin kokusunu alamaz." buyurmuştur.
(Buharî, Ahkâm, 8 )

Resim---1934-) Ebu Hüreyre’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Mü’min, aynı delikten iki defa sokulmaz." buyurmuştur.
(Buharî, Edeb, 83)

Resim---1935-) Enes b. Mâlik diyor ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bana: “Yavrucuğum! Kalbinde herhangi birine karşı bir aldatma (samimiyetsizlik) bulunmadan sabahlayabilecek ya da akşamlayabileceksen, bunu yap!.Yavrucuğum! İşte bu benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimi yaşatırsa, beni sevmiş demektir. Kim de beni severse, cennette benimle birlikte olur.” buyurdu.
(Tirmizî, İlim, 16)

Resim---1936-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Müslümanlar arasında aldatma olamaz! Bizi aldatan, bizden değildir!" buyurmuştur.
(Darimî, Büyü' 10; Müslim, imân, 164)

Resim---1937-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Allah'a en sevimli yerlerin mescidler; en sevimsiz yerlerin ise çarşılar olduğunu” buyurmuştur.
(Müslüm, Mesâcid, 288 )

Resim---1938-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ben (her hal ve şartta) sadece hakikati söylerim." buyurmuştur.
(Tirmizî, Birr, 57)

Resim---1939-) Abdullah b. Amir anlatır: "Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem evimize ziyarete gelmişti. Ben henüz küçücük bir çocuktum. O otururken ben oyun oynamak için dışarı çıkmak istemiştim. Bu sırada annem: “Abdullah! Yanıma gel. Bak sana ne vereceğim!” dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Çocuğa ne vereceksin?” diye sordu. Annem: “Ona hurma vereceğim.” deyince, Resûlullah sallallahu aleyhi veselle: “Eğer çocuğa bir şey vermeseydin, bu söz (amel defterine) bir yalan olarak yazılacaktı.” buyurdu.
(İbn Hanbel, III, 447)

Resim---1940-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Her him kardeşine bile bile gerçek dışı bir tavsiyede bulunursa kardeşine ihanet etmiş olur." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, İlim, 8 )

Resim---1941-) Taifli sahabI Muglre b. Şu'be, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e gelerek Medineli Müslümanlardan olan bir hanımla evlenmek istediğini söyleyince, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Onu gördün mü?" demiştir. Muglre: "Hayır." cevabını verince, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Oyle ise, git de onu gör! Zira ensarın gözlerinde bir farklılık (bozukluk ve küçüklük) vardır." buyurmuştur.
(Müslim, Nikah, 74)

Resim---1942-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Harp, hiledir. " buyurmuştur.
(Buharî, Cihad, 157)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

ISRAF!.

Resim---1943-) Amr b. Şuayb'ın, babası aracılığıyla dedesinden naklettiğine göre, bir bedevî abdest hakkında sorular sormak üzere Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e gelmişti. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem azalarını üçer kere yıkayarak abdesti ona göstermiş ve: "İşte abdest böyle alınır. Kim bundan daha fazlasını yaparsa hatalı davranmış, haddini aşmış ve zulmetmiş olur." buyurmuştu.
(Nesaî, Taharet, 105)

Resim---1944-) Abdullah b. Amr anlatıyor: Bir gün Sa'd (b. Ebu Vakkas) abdest alırken Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem onun yanına uğramıştı: "Bu ne israf?" buyurdu. Sa'd: ''Abdestte de mi israf olur?" diye sorunca, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Evet, akan bir nehirde(n) bile (abdest alıyor) olsan (israf olur)." diye cevap verdi.
(İbn Mâce, Taharet, 48)

Resim---1945-) Muğ1re b. Şu'be'nin naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Allah, annelere hürmetsizlik etmeyi, kız çocukları diri diri gömmeyi ve (vermeniz gereken şeyleri) vermeyip (hakkınız olmayan şeyleri) almayı size haram kılmıştır. Dedikodu etmeyi, (anlamsız) çok soru sormayı ve malı israf etmeyi ise sizin için hoş karşılamamıştır." buyurmuştur.
(Buharî, İstikraz, 19)

Resim---1946-) Amr b. Şuayb 'ın, babası aracılığıyla dedesinden naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Kibre düşmeden ve israfa kaçmadan (dilediğiniz gibi) yiyin, sadaka verin/harcayın ve giyinin!"
(Nesaî, Zd.t, 66)

Resim---1947-) İbn Abbas'ın (radiyallahu anhu) naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İki ni’met vardır ki insanların çoğu onlar(ı değerlendirme) hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit." buyurmuştur.
(Buharî, Rikak, 1)

Resim---1948-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem pek âdeti olmadığı ve kimseye rastlamayacağı bir saatte evinden dışarı çıkmıştı. Bu sırada Hz. Ebu Bekir çıkageldi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Seni buraya getiren sebep nedir Ebu Bekir?" dedi. Hz.Ebu Bekir: "Allah Resulü ile buluşup onun yüzünü görür ve ona selâm veririm ümidiyle çıkmıştım." diye cevap verdi. Az sonra Hz. Ömer de geldi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ona da aynı şekilde: "Seni buraya getiren sebep nedir Ömer?" diye sordu. "Açlık, Yâ Resûlullah!" diye yanıtladı Hz. Ömer. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ben de biraz açım." dedi. Sonra üçü birden koyunlarının ve hurmalarının bolluğuyla tanınan Medineli Ebu'l-Heysem b. Teyyihan'ın evine doğru yürümeye başladılar. Eve vardıklarında Ebu'l-Heysem'in hanımı karşıladı onları. Ona eşinin nerede olduğunu sordular. Kadın: "Tatlı içme suyu getirmeye gitmişti." dedi. Çok geçmeden, Ebu'l-Heysem bir su kırbasıyla çıkageldi. Resulullah ile iki arkadaşının evine geldiğini görünce kırbasını yere koydu ve: "Anam babam sana fedâ olsun." diyerek Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem sarıldı. Sonra misâfirlerini bahçesine götürdü, bir yaygı sererek onlara bir hurma salkımı getirdi ve ortaya koydu. Salkımı gören Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bize olgunlarından seçmedin mi?" buyurdu. Ebu'l-Heysem: " Yâ Resûlullah!, yaş ve kuru hangisinden isterseniz seçmeniz için bu şekilde getirdim." dedi. Ebu'l-Heysem'in ikram ettiği hurmaları yiyip tatlı suyu içtikten sonra Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Hz. Ebu Bekir ile Hz. Ömer'e şu hatırlatmada bulundu: "Bu canı bu tende tutan Allah'a yemin ederim ki bu, kıyamet gününde kendisi hakkında hesaba çekileceğiniz ni’metlerdendir: Serin bir gölge, güzel bir hurma ve soğuk bir su!.” buyurdu.
(Tirmizî, Zühd, 39)

Resim---1949-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İnsanoğlu kıyamet günü beş şeyden hesaba çekilmedikçe yerinden kımıldayamayacaktır: Ômrünü nasıl tükettiğinden, gençliğini nasıl yıprattığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından ve öğrendiği bilgilerle nasıl amel ettiğinden. " buyurmuştur.
(Tirmizî, Sıfatu’l- Kıyame, 1)

Resim---1950-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Beş şey gelmeden önce beş şeyin değerini iyi bilmelisin: Ölümünden önce hayatının, meşguliyetinden önce boş zamanının, fâkirliğinden önce zenginliğinin, ihtiyarlığından önce gençliğinin ve hastalığından önce sağlığının. " buyurmuştur.
(İbn Ebü Şeybe, Musannef, Zühd, 6; Hakim, Müstedrek, IV, 341)

Resim---1951-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "(Bir evde) erkek için bir yatak, hanımı için bir yatak olmalıdır. Üçüncüsü misâfir için, dördüncüsü ise şeytanındır.'' buyurmuştur.
(Nesaî, Nikah, 82)

Resim---1952-) Malik b. Nadle Dağınık bir kıyafetle Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem yanına gitmiştim. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bana şöyle dedi: "Senin malın mülkün var mı?" "Evet, var Yâ Resûlullah!!" diye cevap verdim. "Ne gibi malların var?" diye sordu. "Allah bana deve, koyun, at sürüleri ve hizmetçiler ihsan etmiştir." dedim. ''Allah sana mal mülk ihsan etmişse, Allah'ın ni’metinin ve ikramının eseri, üzerinde (kılık kıyafetinde) görünsün. " buyurdu.
(Ebu Davûd, Libâs, 14; Nesaî, Zînet, 54)

Resim---1953-) Bir gün Abdullah b. Amr Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem yanına gelerek: "Güzel elbise giymem kibir midir?"diye sorar. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Hayır." der. Abdullah bu sefer, "Asil bir deveye binmem kibir midir?" diye sorunca Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem yine, "Hayır." cevabını verir. "Peki" der Abdullah, "Bir yemek yapsam da insanları dâvet etsem, yanımda yeseler ve arkamdan yürüseler, bu kibir midir?" Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem aynı şekilde, "Hayır." diye cevaplar. "Öyleyse kibir nedir?" diye sorar Abdullah. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kibir, Hakkı hafife alman ve insanları küçük görmendir." buyurmuştur.
(Taberanî, el Mu'cemü'l- kebir, lll, 132; İbn Hanbel, Müsned, II, 170)

Resim---1954-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kibre düşmeden ve israfa kaçmadan (dilediğinizce) yiyin, sadaka verin ve giyinin!" buyurmuştur.
(Nesâi, Zekât, 66; Ibn Hanbel, Müsned, II, 181)

Resim---1955-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Birinizin elindeki lokma yere düşerse ondaki toz toprağı gidersin ve onu yesin. Onu şeytana bırakmasın." buyurmuştur.
(Müslim, Eşribe, 136)

Resim---1956-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Canının çektiği her şeyi yemen israftır." buyurmuştur.
(İbn Mâce, Etime, 51)

Resim---1957-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İki ni’met vardır ki insanların çoğu onlar(ı değerlendirme) hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit." buyurmuştur.
(Buharî, Rikak, 1)

Resim---1958-)Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem gelen Müşriklerden olan bir grup, çok adam öldürmüş ve zinâ etmişlerdi. Peygamberimize gelerek: "Duyurmakta ve kendisine dâvet etmekte olduğun şey şüphesiz çok güzel. Fakat bir de işlediğimiz bunca günah için bir kefâret bulunduğunu bize haber versen!" dediler. Bunun üzerine şu ayet nâzil oldu: "De ki: Ey kendileri aleyhine israf eden (haddi aşan) kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."
(Ibn Manzur, Lisanu'l- Arab, XXIII, 1996; Zumer, 39/5 3 : Buharî, Tefsir. (Zumer) )

قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ

Resim---“Kul yâ ıbâdiyellezîne esrefû alâ enfusihim lâ taknetû min rahmetillâhi, innallâhe yagfiru’z- zunûbe cemîâ (cemîan), innehu huve’l- gafûru’-r rahîm (rahîmu).: "Ey nefsleri üzerine israf yüklemiş (haddi aşmış) kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki Allah, günahların hepsini mağfiret eder (sevaba çevirir). O, muhakkak ki O; Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (rahmet nuru gönderen)." (Zumer 39/53)

Resim---1959-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İnsanların mescit (yaptırma) konusunda birbirlerine karşı övünmeleri kıyamet alametlerindendir." buyurmuştur.
(Nesaî, Mesacid, 2)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

BENCİLLİK!.

Resim---1960-) Enes (b. Mâlik) tarafından nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Muhammed'in canı elinde olan (Allah)a yemin ederim ki bir kişi hayır namına kendisi için istediğini, Müslüman kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz." buyurmuştur.
(Nesaî, İman, 19)

Resim---1961-) Harise b. Vehb el-Huzfü'den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Size cennetlikleri bildireyim mi? Her alçakgönüllü, zayıf kimsedir. Şayet o Allah adına yemin etse, Allah onu yemininde haklı çıkarır. Size cehennemlikleri haber vereyim mi? Kaba, bencil ve büyüklük taslayan herkes." buyurmuştur.
(Buharî, Edeb, 61; Müslim, Cennet, 46)

Resim---1962-) Abdülaziz b. Mervan şöyle diyor: "Ebü Hüreyre' den işittiğime göre, o,Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurduğunu duymuş: “İnsanda bulunan huyların en kötüsü, aşırı cimrilik ve şiddetli korkaklıktır.” buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Cihad, 21; İbn Hanbel, II, 320)

Resim---1963-) Sevban'ın naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: " ... Bir topluluğa imam olan kimse sadece kendisi için dua edip de onlara dua etmezlik yapmasın. Böyle yaptığı takdirde onlara ihÂnet etmiş olur." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Taharet, 43)

Resim---1964-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Âdemoğlu: “Malım, malım!” der. Acaba ey Âdemoğlu, malından yiyip tükettiğinden, giyip eskittiğinden ve sadaka verip (âhirette karşılığını almak üzere) önden gönderdiğinden başka sana âit olan bir şey var mı?" buyurmuştur.
(Müslüm, Zühd, 3)

Resim---1965-) Bir sefer sırasında etrafına bakınan bir adam gören Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kimin yanında fazla binit varsa onu biniti olmayana versin. Kimin yanında fazla azık varsa onu azığı olmayana versin." buyurmuştur.
(Müslim, Lukata, 18; Ebu Davüd, Zekat, 32.)

Resim---1966-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Biriniz (din) kardeşine danıştığı zaman, danışılan kimse ona (yararlı gördüğü) görüşünü belirtsin. " buyurmuştur.
(lbn Mâce, Edeb, 37)

Resim---1967-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Mmscidde iki rekat namaz kıldıktan sonra: "Allah'ım bana ve Muhammed'e rahmet et, ikimizden başkasına merhamet etme!" diye dua eden bir Bedevîye: "Sen geniş olanı (rahmeti) daralttın." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Taharet, 136; Tirmizî, Taharet, 112)

Resim---1968-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Mü’minler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer." buyurmuştur.
(Müslim, Birr, 66)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

İLTİMAS!.

Resim---1969-) Ubade b. Samit'in rivâyet ettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Allah'ın hadlerini (kanunî ceâları, size) yakın olan ve uzak olan herkese uygulayın. Sakın hiçbir kınayanın kınaması sizi Allah(ın hükmünü uygulama) hususunda alıkoymasın!" buyurmuştur.
(İbn Mâce, Hudûd, 3)

Resim---1970-) Peygamber Efendimiz aleyhisselâm’ın eşi Hz. Aişe' den nakledildiğine göre, (Kureyş kabilesinden bir grup insan, hırsızlık yapan Fatıma adlı bir kadını affetmesi için aracı olduklarında) ... Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ayağa kalkarak hutbe okudu ve Allah'a gerektiği gibi senâ ettikten sonra: "Sizden önceki insanların helâk olmalarının sebebi, aralarında ileri gelen (zengin) kimseler hırsızlık yapınca suçun cezasını vermeyip zayıf (ve fâkir) kimseler hırsızlık yapınca cezâ uygulamalarıdır. Bu canı bu tende tutan (Allah) a yemin ederim ki Muhammed'in kızı Fatıma hırsızlık yapsa, onun da elini keserdim!" buyurdu.
(Müslim, Hudûd, 9)

Resim---1971-) Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, (bir bedevînin kıyametin ne zaman kopacağını sorması üzerine): "Emânet zâyi edildiği vakit kıyameti bekle!" Bunun üzerine bedevî: "Emânetin zâyi edilmesi nasıl olur yâ Resûlallah?." diye sorunca, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Yönetim, ehli olmayan kimseye verildiğinde kıyameti bekle." buyurdu.
(Buharî, Rikak, 35)

Resim---1972-) Bir gün zühd ve takvâsıyla şöhret kazanmış sahabilerden Ebu Zer el-Gıfarî, Resûlullah'dan sallallahu aleyhi vesellem kendisine yöneticilik görevi vermesini istemiş, bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ebu Zer! Sen zayıf birisin. Bu (görev) ise bir emânettir. Bu emâneti hakkıyla alan ve üzerine düşeni yapanlar müstesnâ, aslında bu görev kıyamet gününde bir utanç ve pişmanlık vesilesidir." buyurmuştur.
(Müslım, İmâre, 16)

Resim---1973-) Sahabeden Beşir b. Sa'd'ın diğer çocuklarını bırakıp sadece Nu'man isimli oğluna malından hibe ettiğini öğrendiğinde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ona: “Diğer çocuklarına da bağışta bulunup bulunmadığını” sordu. Olumsuz cevap alınca: "Öyleyse beni zulüm ve haksızlık olan bir işte şâhid tutma!." buyurmuştur.
(Nesaî, Nahl, 1)

Resim---1974-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir gün: "Benden sonra adam kayırma olayları ve hoşlanmayacağınız işler göreceksiniz." buyurunca sahabller: "Yâ Resûlallah, bizden o günlere erişenlere ne tavsiye edersin?" diye sormuş. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Yapmanız gereken görevleri yaparsınız, hakkınız olan şeyin size verilmesini Allah'tan niyâz edersiniz." buyurmuştur.
(Müslim, İmâre, 45; Buharî, Menâkıb, 25)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

İSTİSMAR!.

Resim---1975-) Abdullah b. Ömer'in naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "İşçiye, ücretini teri kurumadan önce verin."
(İbn Mace, Rühün, 4)

Resim---1976-) Sehl b. Hanzaliyye'nin naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem (açlıktan) karnı sırtına yapışmış bir deveye rastladı ve şöyle dedi: "Bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah'tan korkun! Binmeye elverişli iken onlara binin; yenmeye elverişli iken onları (kesin ve) yiyin."
(Ebu Davud, Cihad, 44)

Resim---1977-) Abdullah b. Mes'ü.d şöyle demiştir: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, hülle yapan kişiye de kendisi için hülle yapılan kişiye de Allah'ın rahmetinden uzak kalması için beddua etti."
(Tirmizi, Nikah, 28)

Resim---1978-) Enes b. Malik şöyle demiştir: "Beni size çok hadis rivayet etmekten alıkoyan şey Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şu sözüdür: 'Her kim benim adıma bilerek yalan söylerse, cehennemdeki yerine hazırlansın."'
(Müslim, Mukaddime, 2)

Resim---1979-) Esma bnt. Umeys el-Has'amiyye'nin işittiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: " ... Dini dünyaya alet eden insan ne kötüdür! ... Arzu ve isteklerinin kendisini saptırdığı insan ne kötüdür!" ...
(Tirmiz'i, Sıfatü'l-kıyame, 17)

Resim---1980-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Sizden biriniz hizmetçisini döveceği zaman hemen Allah'ı hatırlasın da elini çeksin." buyurmuştur.
(Tirmizi, Birr, 32)

Resim---1981-) Allah Resulü, "Az olsun çok olsun, servetine servet katmak için başkalarından dilenen kişi, kor ateş dilenir. " buyurmuştur.
(Müslim, Zekat, 19)


Resim---1982-) Ezd kabilesine mensup İbnü'lLütbiyye isimli bir adam Süleymoğulları'nın zekatlarını toplamak üzere Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem tarafından görevlendirilmişti. Toplama işini bitirip geldiğinde zekat için verilen malları Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem teslim etmiş, ancak bir kısmını kenara ayırıp, "Ya Resulallah! Bu size aittir. Bu da bana hediye edilendir." demişti. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Gerçekten öyleyse, sen ana babanın evinde otursaydın bu hediye sana gelir miydi?" demiş, ardından bir hutbe vererek insanların haksızlıkla elde ettiği malların, kıyamette ağır bir ceza olarak karşılarına çıkacağını ifade etmiştir.
(Buharı, Hıyel, 15; Müslım, lmare, 27)

Resim---1983-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, bir adamın hanımını üç talakla bir defada boşadığı haber verilince, "Ben aranızda iken Allah'ın Kitabıyla mı oynanıyor?" diye öfkelendi.
(Nesâî, Talak, 6)

Resim---1984-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kur'an'ın müteşabihlerine tabi olanları gördüğünüz zaman, onlardan sakınınız. Onlar, Allah'ın bu ayette. belirttiği kimselerdir." buyurmuştur.
(Buharı, Tefsir. (Al-i lmran) 1; Müslim, llim, l )

Resim---1985-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: " ... Dini dünyaya alet eden insan ne kötüdür! ... Arzu ve isteklerinin kendisini saptırdığı insan ne kötüdür!" buyurmuştur.
(Tirmizi, Sıfatü'l Kıyame, 17)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

MÂLÂYÂNİ!.

Resim---1986-) Abdullah b. Amr'dan nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Müslüman, dilinden ve elinden diğer Müslümanların güvende olduğu kimsedir ... " buyurmuştur.
(Buharî, İman, 4; Müslim, İman, 65)

Resim---1987-) Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Malayâni (faydasız söz ve lüzumsuz işleri) terk etmesi, kişinin iyi Müslüman oluşundandır." buyurmuştur.
(Tirmizî, Zühd, 11; Muvatta', Hüsnü'l-hulk, 1)

Resim---1988-) Ebu Hüreyre'den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah'a ve âhiret gününe inanan kişi, ya hayır söylesin ya da sussun ... " buyurmuştur.
(Müslim, İman, 74)

Resim---1989-) İbn Abbas'ın (radiyallahu anhu) naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İki ni’met vardır ki insanların çoğu onlar(ı değerlendirme) hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit." buyurmuştur.
(Buharî, Rikak, 1; Tirmizî, Zühd, 1)

Resim---1990-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem hac âyetini ashabına bildirerek onlara haccetmeyi emretmiş, bir adam ise ona: "Her sene mi?" sorusunu yöneltmişti. Bu soruya karşı sükut eden Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, adamın sorusunu üç kez tekrarlaması üzerine: "Evet dersem her sene (haccetmeniz) gerekir ve siz buna güç yetiremezsiniz... Sizden öncekiler peygamberlerine çok soru sormalarından ve peygamberlerinin buyrukları üzerinde ihtilaf etmelerinden dolayı helâk olup gitmişlerdir. Size neyi yasakladıysam ondan kaçının ve neyi emrettiysem gücünüz yettiği kadar onu yapın." buyurmuştur.
(Müslim, Hac, 412, Tirmizî, Hac, 5)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

HASED!.

Resim---1991-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de (tam anlamıyla) iman etmiş olmazsınız. Ben size yaptığınızda birbirinizi seveceğiniz bir şey göstereyim mi: Aranızda selâmı yayın!" buyurmuştur.
(Müslim, İmân, 93)

Resim---1992-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Hased duygusuna kapıldığın zaman Allah'a istiğfarda bulun!" buyurmuştur.
(Taberanî, El Mucemü’l- Kebir, III, 228)

Resim---1993-) Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem’e: "İnsanların hangisi daha faziletlidir?" diye sorulmuş, o da: "Temiz kalbli, doğru sözlü olan herkes." cevabını vermiştir. Daha sonra sahabller: "(Yâ Resûlallah!) Doğru sözlü olanı biliyoruz. Peki, temiz kalbli olan kimdir?" diye sormuşlardır. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "O, kalbinde asla günah, taşkınlık, nefret, samimiyetsizlik ve hased olmayan takvâ sahibi, tertemiz insandır." buyurmuştur.
(İbn Mâce, Zühd, 24)

Resim---1994-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem " ... Bir insanın kalbinde iman ile hased bir arada bulunmaz." buyurmuştur.
(Nesaî, Cihad, 8 )

Resim---1995-) İbn Mes'üd'un (radiyallahu anhu) işittiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ancak iki kişiye gıpta edilir. Bunlar, Allah'ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayan kimse ile Allah'ın kendisine verdiği (ilim ve) hikmete göre karar veren ve onu başkalarına öğreten kimsedir." buyurmuştur.
(Buharî, Zekat, 5 )

Resim---1996-) Ebü Hüreyre'den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Hasedden sakının. Çünkü ateşin odunu yakıp tükettiği gibi hased de iyi amelleri yakar, bitirir." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Edeb, 44; İbn Mâce, Zühd , 22)


Resim---1997-) Ebu Hüreyre'den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "(Şâyet) biriniz, malî imkanlar bakımından ve bedenen kendisinden daha iyi durumda olanlara imrenip) bakacak olursa; bir de (bu yönlerden) kendisinden daha kötü durumda olanlara baksın!" buyurmuştur.
(Buharî, Rikak, 30; Müslim, Zühd, 8 )

Resim---1998-) Enes b. Mâlik'ten rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Birbirinize kin beslemeyin, birbirinize hased etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları! Kardeşler olun!." buyurmuştur.
(Buharî, Edeb, 62; Müslim, Birr, 23)

Resim---1999-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir Medine sabahında yine ashabıyla oturuyor, onlara anlatıyor, öğretiyor, dinliyor ve cevaplıyordu. Bir ara durdu ve: "Şimdi yanınıza cennetlik bir adam geliyor!" dedi, sahabîler, ensardan bir zâtın geldiğini gördüler. Sakalından, aldığı abdestin suyu damlayan, terliklerini eline almış bir sahabi idi bu. Başka bir gün, ashabı ile otururken Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem yine aynı şeyi söyledi: "Şimdi yanınıza cennetlik bir adam geliyor!" Gelen, yine aynı şahıstı. Üçüncü gün de aynı olay tekrar etti. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem o günkü sohbetini bitirip meclisten ayrılınca sahabiler de dağılmaya başladı. Genç sahabilerden Abdullah b. Amr, Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem cennetlik olduğunu söylediği zâtın peşine düştü. Onu cennetlik yapan şeyi öğrenmek istiyordu. Fakat soruyu doğrudan, bu şekilde de soramazdı. Aklına bir çâre geldi. Gidip o zâta: "Babamla tartıştık. Üç gün eve gitmeyeceğime yemin ettim. Eğer uygun görürsen bu süre geçene kadar seninle kalabilir miyim?" dedi. Cennetlik sahabi, Abdullah'ın bu teklifini kabul etti. Üçüncü gün sonunda Abdullah, bu süre boyunca o Medineli Müslüman'ın gece namazına kalktığını görmediğini, sabah namazına kadar uyuduğunu, sadece yatağında sağa sola dönerken Allah'ı zikrettiğini ve tekbir getirdiğini fark etti. O günleri anlatırken de şöyle dedi: "Gerçi konuşmaları esnasında sadece güzel şeyler söylediğini işittim. Üç gece geçince yaptığı ibâdetleri neredeyse küçümseyecektim. Bunun üzerine ona dedim ki: “Aslında ben babamla tartışmadım. Ancak Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem üç kere, "cennetlik bir adam geliyor" dedi, üçünde de sen çıktın geldin. Ben de senin yanında kalıp ne yaptığını görmek ve aynısını yapmak istedim. Ancak görüyorum ki sen çok da fazla bir şey yapmıyorsun. Seni, Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem söylediği bu dereceye ulaştıran nedir?” dedim. “Sadece gördüklerin.” dedi ensarlı adam sakince. Bu cevap üzerine yanından ayrıldım. Fakat çok uzaklaşmadan beni geri çağırdı ve şöyle dedi: “Ancak bir şey daha var. Ben kalbimde hiçbir Müslüman'a karşı kin, nefret ve samimiyetsizlik bulundurmam ve Allah 'ın kendisine ihsanda bulunduklarından dolayı hiç kimseye hased etmem."' Bunun üzerine Abdullah b. Amr diyor ki: "İşte seni yücelten bu! Bizim yapamadığımız da bu!. "
(İbn Hanbel, III, 166)

Resim---2000-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kimin kaygısı âhiret olursa Allah onun kalbini zengin kılar; iki yakasını bir araya getirir işlerini yoluna koyar) ve dünya (nimetleri) onun ayağına gelir. Kimin kaygısı da dünya olursa Allah, onun fakirliğini iki gözü arasına koyar (fakirlik endişesinden kurtulamaz) ve onun iki yakasını bir araya getirmez; dünya (nimetlerinden) ancak nasibi kadarına erişir. '' buyurmuştur.
(Tirmizî, Sıfatü'l- kıyame, 30)

Resim---2001-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Önceki ümmetlerin hastalıklarından olan hased ve kin size de bulaştı... " buyurmuştur.
(Tirmizî, Sıfatu'l kıyame, 56; Ibn Hanbel, l,164)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

İHANET!.

Resim---2002-) Ebu Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Münafığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, kendisine bir şey emanet edildiğinde ihanet eder, söz verdiği zaman sözünde durmaz."
(Buhari, Vesaya, 8; Müslim, lman, 107)

Resim---2003-) Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Sana bir şey emanet eden kişiye emanetini (hakkıyla koruyarak) iade et. Sana hainlik edene sen hainlik etme."
(Tirmizi, Büyü', 38; Ebu Davud, Büyü', kare, 79)

Resim---2004-) Ebu Hüreyre' den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "İman, (kendisine güvence verilen bir kimseyi) ihanet ederek öldürmeyi engeller. Mümin (emanet verilen kimseyi) aldatarak öldürmez."
(Ebu Davud, Cihad, 157)

Resim---2005-) Ebü Hüreyre'nin naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Müslüman, Müslüman'ın kardeşidir. Ona hainlik yapmaz, ona yalan söylemez, onu zor durumda yüzüstü bırakmaz ... "
(Tirmizl, Birr, 18)

Resim---2006-) Hayber Yahudilerinden Amir'ın, Yesar adında Habeşli zenci bir kölesi vardı. Bu köle Amir'in davarlarını güderdi. Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem Hayber'i kuşattığı sırada Hayberlilerin silaha sarıldıklarını gören Yesar onlara, "Siz ne yapmak istiyorsunuz?" diye sordu. Onlar da, "Şu peygamber olduğunu söyleyen kişi ile çarpışacağız!" dediler. Onların cevabındaki "peygamber" sözü, ruh dünyasında anlatılması mümkün olmayan bir tesir bıraktı Yesar'ın. Müslüman olup bu peygambere inanmak istedi ve sürüsünü doğruca Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem bulunduğu tarafa doğru sevk etti. Resûlullah'in sallallahu aleyhi vesellemyanına geldi ve ona, "Ey Muhammed! Sen neler söylüyorsun ve nelere davet ediyorsun" diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "İslam'a, Allah'tan başka ilah olmadığına, benim de Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem olduğumu kabul etmeye davet ediyorum!" dedi. Yesar, "Ben böyle şehadet getirir ve Allah'a iman edersem benim mükafatım nedir?" diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Bu iman ve şehadet üzerine ölürsen senin mükafatın cennettir." buyurunca Yesar, "Ya Resülallah! Bana İslam'ı anlat!" dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem İslam'ı anlatınca Yesar Müslüman oldu. Yesar Müslüman olunca Ya Rasulullah ben şu davarların sahibinin (Amir'in) işçisiyim. Bu davarlar benim yanımda bir emanettir. Şimdi ben bunları ne yapayım?" diye sordu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Onları karargahtan dışarı çıkar. Onlara bağırıp kov ve gitmeleri için uf ak taşlar at! Muhakkak ki, Yüce Allah sana emanetini eda ettirecek, onlar sahiplerinin yanına döneceklerdir!" buyurdu. Yesar hemen kalkıp yerden bir avuç küçük taş alıp davarlara attı, onları kovaladı. Davarlar, sanki çoban tarafından sürülüyorlarmış gibi kaleye girinceye kadar topluca ilerlediler, sahiplerinin yanına döndüler. Sürü sahipsiz gelince Amir, kölesi Yesar'ın Müslüman olduğunu anladı. Yesar doğruca muharebeye koştu. Hayber Kalesi 'ne sancağı diken_ Hz. Ali 'nin peşinden kaleden içeri daldı. Daha bir vakit bile namaz kılamadan, bir tek-secde bile yapamadan Yahudilerin attıkları taşla şehit oldu. Yesar, Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem yanına getirilip sırtüstü yatırıldı, üzerine de bir örtü örtüldü. Peygamberimiz ona dönüp baktı ve dedi ki: "Şimdi, onun yanında iki huri gördüm. Huriler Yesar'ın yüzünden tozları silerlerken, 'Allah seni toza toprağa bulayanın yüzünü toza toprağa bulasın! Seni öldüreni öldürsün! ' demekte idiler."
(Vakıdi, Meğazi, 2, 649-650; İbn Hişam, Siret, 4, 316; lbnü'l-Esir, Üsdü'lgabe, l, 213; Beyhaki , Delailü'n-nübüvve, 4, 219; lbn Kesir, Bidaye, 4, 191)

Resim---2007-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kıyamet gününde ihanet eden her kişi için bir sancak dikilecek ve 'Bu falanın ihanetidir." denilecektir." buyurmuştur.
(Müslim, Cihad ve Siyer, 12)

Resim---2008-) Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem gizlice yürüttüğü Mekke fethi hazırlıklarını Mekkeli müşriklere bir mektupla haber vermeye çalışan Hatıb b. Ebu Beltea. Mektubu müşriklere götüren elçi yakalanır ve mektup Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem getirilir. Bu hadiseyi duyan ashab-ı kiramdan bazıları çok öfkelenir. Hatta Hz. Ömer, "Ya Resulallah! Bu, Allah'a, Resulü'ne ve müminlere hainlik yapmıştır. Onun için bırak da onun boynunu vurayım." der. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Hatıb'a hitaben, "Seni böyle yapmaya ne sevk etti?" diye sorar. Hatıb, "Vallahi, ben Allah'a ve Resulü'ne inanmayan birisi değilim. Ben sadece aileme ve malıma Mekkelilerin zarar vermemesi için bunu yaptım. Senin (muhacir) ashabından her birinin Mekke' de, ailesini ve malını koruyacak akrabaları var. (Halbuki benim kimsem yok, ben onlarla sadece antlaşmalı bir kimseyim; Kureyş'ten değilim)." der. Hatıb'ın bu savunması üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Hatıb doğru savunma yaptı. Ona hayırdan başka bir şey söylemeyin!" buyurur. Fakat sahabllerin, onun cezalandırılması yönündeki aşırı talep ve itirazları devam eder. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Hatıb, Bedir ehlinden değil mi? Allah, Bedir ehlinin (o günkü yüksek mücadelelerini) takdir etmiştir de onlara, 'İstediğinizi yapın, cennet sizlere vacip olmuştur (veya ben sizleri bağışlamışımdır).' buyurmuştur." der.
(Buhari , Meğazi, 9; lbn Hanbel, I, 105)

Resim---2009-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İnsanlara öyle aldatıcı yıllar gelecek ki o yıllarda yalancılar tasdik edilecek, doğru söyleyenler ise yalanlanacak. Keza o yıllarda haine itimat edilecek, emin kimseye de hainsin denecek." buyurmuştur.
(İbn Mace, Fiten, 24)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

RİYA!.

Resim---2010-) el-Müstevrid (b. Şeddad b. Amr)'in naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: " ... Kim, görsünler ve duysunlar diye bir kişiyi yüceltirse Allah da kıyamet günü onun gösteriş ve insanlara duyurma niyetini ortaya çıkarır." buyurmuştur.
(Ebü Davûd, Edeb, 35; Darimî, Rikak, 35)

Resim---2011-) İbn Abbas'ın naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kim işlediği hayrı şöhret için duyurursa, Allah onun (gizli işlerini) duyurur. Kim de (herhangi bir hayrı) gösterişçe yaparsa, Allah da onun gösterişçiliğini meydana çıkarır." buyurdu.
(Buharî:, Rikak, 36; Müslim, Zühd, 47)

Resim---2012-) Ebu Hüreyre'nin naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah sizin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, bilakis kalblerinize ve amellerinize bakar." buyurmuştur.
(Müslim, Birr, 34)

Resim---2013-) Alkame b. Vakkas el-Leys!, Ömer b. Hattab'ı şöyle derken dinlemiştir: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Ameller ancak niyetlere göre değer kazanır. Herkes niyet ettiği şeyin karşılığını alacaktır... " buyurdu.
(Ebü Davûd, Talak, 10-11; Buharî:, Bed'ü'l-vahy, 1)

Resim---2014-) Ebu Musa el-Eş'arI (radiyallahu anhu) anlatıyor: "Bir bedevî Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'e şöyle sordu: “Bir adam var, ganimet elde etmek için savaşıyor, bir adam da kahramanlığı duyulsun diye, bir diğeri de görülsün diye savaşıyor. Bunlardan hangisi Allah yolundadır?” Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ona: “Kim Allah'ın kelimesini (mesajını) yüceltmek için savaşırsa işte o Allah yolundadır.”buyurdu.
(Buharî:, Farzu'l-humus, 10)

Resim---2015-) Enes b. Malik'in naklettiğine göre, bineğinin üzerinde eski bir eyer ve dört dirhem edip etmeyeceği meşkük/şüpheli bir kadife örtü üstünde (mütevazı bir şekilde) hacceden Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle dua etmişti: ''Allah'ım! riyâsız ve gösterişsiz bir hac eyle."
(İbn Mâce, Menâsik, 4)

Resim---2016-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir hadisinde mahşer gününde üç kişinin ilahî huzurda nasıl hesaba çekileceklerini tasvir eder. Bunlardan birincisi, Allah yolunda canını verebilecek kadar fedakârlık gösterdiğini düşünen kişidir. Bunu hesab ederek çok büyük mükafata mazhar olacağını ümit eden bu kişi, nihayet büyük hesab için Allah'ın huzuruna getirilir. Önce, Yaratan'ın ona bahşettiği ni’metler bir bir sayılır. O da, sayılan ni’metlere mazhar olduğunu itiraf eder. Ardından: "Peki, sen bu ni’metlerin karşılığı olarak neler yaptın?" diye sorulur. Allah yolunda canını bile verdiğini düşünerek: "Senin yolunda çarpıştım. Sonunda şehid edildim." der. Onun gerçekte ne için savaştığını çok iyi bilen Allah Teâlâ asıl niyetini açığa çıkarır: "Yalan söylüyorsun! İnsanlar sana “cesur” desinler diye savaştın. Zâten bu dileğin de gerçekleşti. İnsanlar, ardından senin ne kadar kahraman biri olduğunu anlatıp durdular." Allah, meleklerine emir verir ve şehidlik sevabı bekleyen kişi sürüklenerek cehenneme atılır. Diğeri de ilim tahsil eden, bilgisini başkalarıyla paylaşan, aynı zamanda Kur'ân'ı güzel okuyan bir ilim adamıdır. Allah, ona da ikram ettiği ni’metleri tek tek sayar. O da bu nimetlerin kendisine ikram edildiğini itiraf eder. Allah ona da sorar: "Peki, bunca ni’metin karşılığı olarak ne yaptın?" Adam: "İlim tahsil ettim, bildiklerimi insanlara öğrettim ve senin rızan için Kur'’an okudum." karşılığını verir. Allah önceki gibi onun da riyâkarlığını açığa çıkarır: "Yalan söylüyorsun! İnsanlar sana “âlim” desin diye bu ilmi tahsil ettin. “Güzel bir Kur'ân okuyucusu” desinler diye okudun ve bunu dediler." Allah Teâlâ emir verir ve melekler bu kişiyi de sürükleyerek cehenneme atarlar. Sonuncusu, servet sahibi olmuş, dünyalık olarak her istediğini elde etmiş bir zengindir. Allah, ona da ikram ettiği ni’metlerini hatırlatır. O da bu nimetlere mazhar olduğunu itiraf eder. Allah ona da sorar: "Peki, sen bunca ni’metin karşılığı olarak ne yaptın?" Allah yolunda pek çok infakta bulunduğunu hesap eden adam, sevab beklentisi içerisinde: "Malın harcanmasını istediğin tüm yerlere senin rızan için infakta bulundum. Hiçbirini boş geçmedim." cevabını verir. Onun da ne maksadla infakta bulunduğunu, bu işleri nasıl gösteriş için yaptığını bilen Yüce Allah, adamın gerçek niyetini ve samimiyetsizliğini açığa çıkarır, onu dünyadaki niyetiyle yüzleştirir: "Yalan söylüyorsun! Sen bütün bunları, insanlar senin için “ne cömert kişi” desinler diye yaptın. Zâten bu isteğin de gerçekleşti. Herkes senin için, “çok cömert bir insan” dedi." ALLAH celle celâlihu ardından meleklere emreder ve adam sürüklenerek cehenneme atılır.
(Müslim, İmâre, 152)

Resim---2017-) Ashabına kendileri için en fazla korktuğu şeyin küçük şirk olduğunu söyleyen Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'e: "Yâ Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, küçük şirk nedir?" diye sorduklarında şöyle cevab vermiştir: "Riyâdır. Yüce Allah kıyamet gününde kullara amellerin karşılığını verdiği zaman, onlara: “Dünyada kendilerine riyakarlık yaptıklarınızın yanına gidin! Bakın acaba onların yanında bir mükafat ya da hayır görebilir misiniz?".
(Beyhakî, Şuabu'l- İman, V, 333)

Resim---2018-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah sizin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, bilakis kalblerinize ve amellerinize bakar. " buyurmuştur.
(Müslim, Birr, 34)

Resim---2019-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Ameller ancak niyetlere göre değer kazanır. Herkes niyet ettiği şeyin karşılığını alacaktır... " buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Talak, 10-11; Buharî, Bediu'l- vahy, 1)

Resim---2020-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İhsan, Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etmektir. Sen O'nu görmesen de O seni görmektedir.'' buyurmuştur.
(Tirmizi, İmân, 4)

Resim---2021-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Din samimiyettir." buyurmuştur.
(Müslüm, İmân, 95)

Resim---2022-) Bir gün Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem gelen bir bedev1, "Bir adam '·var, ganimet elde etmek için savaşıyor, bir adam da kahramanlığı duyulsun diye, diğeri de görülsün diye savaşıyor. Bunlardan hangisi Allah yolundadır?" diye sordu. Allah Resulü de ona, "Kim Allah'ın (tevhidi) yüceltmek için savaşırsa işte o Allah yolundadır." buyurdu.
(Buharî, Farzu'l- humus, 10)

Resim---2023-) Bir adam, "Ey Allah'ın Resulü! Bir kimse bir amel işler ve onu kimse görmesin diye gizli tutar, fakat sonradan onu başkalarından öğrenince hoşlanır. (Bu kimsenin durumu nedir?)" diye sorunca Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ona şöyle cevap vermiştir: "O kimseye iki mükafat vardır: Biri, (amelini gizlediği için) gizlilik sevabı, diğeri de (başkalarının onu örnek almasına sebep olacağı için) işlediği amelin açığa çıkmasının sevabı."
(Tirmizî, Zühd, 49)

Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

AİLE!.

Resim---2024-) Amir b. Sa'd b. Ebü Vakkas, babasından şunları nakletmiştir: “Vedâ Haccı senesi hastalığımın artması üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem beni ziyârete geldi. (Mal varlığımı sadaka olarak dağıtmak istediğimi söyleyince) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: " ... Allah rızasını umarak ailen için yaptığın her harcamadan muhakkak ecir alırsın, eşinin ağzına koyduğun bir lokmadan bile!" buyurdu.
(Buharî, Cenâiz, 36)

Resim---2025-) Enes (b. Mâlik) tarafından nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in (sav) ashabından bazı kimseler Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in eşlerine gelerek, onun yalnız başına iken yaptığı ibadetleri sordular. (Kendi ibadetlerini az görerek) birisi: "Kadınlarla evlenmeyeceğim!."; birisi: "Et yemeyeceğim!."; birisi de: "Yatakta uyumayacağım!." dedi. (Onların bu sözleri kendisine bildirilince Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem) önce Allah'a hamdedip O'nun yüceliğini dile getirdikten sonra: "Bazılarına ne oluyor da bu sözleri söylüyorlar? Halbuki ben namaz da kılarım, uyurum da; oruç da tutarım, tutmadığım da olur; kadınlarla da evlenirim. Her kim benim sünnetimden yüz çevirirse, benden değildir." buyurdu.
(Müslim, Nikah , 5)

Resim---2026-) Huzeyfe'nin işittiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İnsan, âilesi, malı, nefsi, çocuğu ve komşusu ile sınanır; oruç, namaz, sadaka ve iyiliği emredip kötülükten sakındırma işte bu sınanma (esnasındaki kusurlarına) kefâret olur." buyurmuştur.
(Müslim, Fiten, 26; Buharî, Mevakitü's- salât, 4)

Resim---2027-) Aişe radiyallahu anha Annemiz'in naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım .." buyurmuştur.
(Tirmizî, Menâkıb, 63)

Resim---2028-) Abdullah b. Ömer'in (radiyallahu anhum) işittiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Hepiniz birer sorumlusunuz ve hepiniz yönettiklerinizden mes'ulsünüz. Devlet başkanı bir sorumludur ve yönettiklerinden mes'uldür. Evin beyi bir sorumludur ve yönettiklerinden mes'uldür. Evin hanımı da bir sorumludur ve yönettiklerinden mes'uldür. Hizmetçi de efendisinin malı üzerinde bir sorumludur ve yönettiklerinden mes'uldür." buyurmuştur.
(Buharî, İstikraz, 20)

Resim---2029) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Anne ile evladının arasını ayıranın, Allah da kıyamet günü sevdikleriyle arasını ayırır." buyurmuştur.
(Tirmızî, Büyü, 52; Darimî, Siyer, 39)

Resim---2030-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem erkeklere: ''Âilenin senin üzerinde hakkı var!" buyurmuştur.
(Buharî. Edeb 86; Müslim, Siyam, 186)

Resim---2031-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmamıştır." buyurmuştur.
(Tirmizî, Birr, 33)

Resim---2032-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin, "Her doğan fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hıristiyan ya da Mecusî yapar." buyurmuştur.
(Buharî, Tefsir (Rum) 2; Müslim, Kader, 22)

Resim---2033-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Size en değerli sadakadan bahsedeyim mi? (Kocasının evinden ayrılarak) senden başka kazancını sağlayacak kimse olmadığı için sana (baba evine) sığınmış kızın (için harcadığın nafaka en faziletli sadakadır).” buyurmuştur.
(İbni Mâce, Edeb, 3)


Resim---2034-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kendi babası olmadığını bile bile, babasından başka sının oğlu olduğunu iddia eden kişiye cennet haramdır. '' buyurmuştur.
(Buharî, Feraız, 29)

Resim---2035-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Dikkat edin! Sizin kadınlar üzerinde hakkınız olduğu gibi, onların da sizin üzerinizde hakkı vardır. " buyurmuştur.
(Tirmizî, Tefsiru'l- Kur'aâ, 9; İbn Mâce, Nikah, 3)

Resim---2036-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah'tan korkun ve evlatlarınız arasında adil olun!." buyurmuştur.
(Buharî. Hibe, l3, Müslim, Hibe, 13)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

AİLE KURMAK!.

Resim---2037-)Abdullah (b. Mes'üd) anlatıyor: Evlenmeye imkan bulamayan gençler olarak Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem yanındaydık. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bize:"Ey genç topluluğu! Aranızdan evlenmeye gücü yetenler evlensin. Çünkü evlenmek, gözü haramdan korumak ve iffeti muhafaza etmek için en iyi yoldur ... " buyurdu.
(Buharî, Nikah, 3; Müslim, Nikah, 1)

Resim---2038-) Ebü Mes'üd'dan nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bir kişi, sevabını Allah'tan umarak ailesine harcama yaptığında, bu harcama onun için sadaka olur." buyurmuştur.
(Buharî, İman, 41; Müslim, Zekat, 48)

Resim---2039-) Abdullah b. Amr'ın naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, kişiye günah olarak yeter." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Zekat, 45)

Resim---2040-) İbn Abbas'tan nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olandır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım." buyurmuştur.
(İbn Mâce, Nikah, 50)

Resim---2041-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz yeni evlenen bir insanı tebrik ederken: ''Allah mübârek etsin, sana bereketler ihsan etsin, eşini de seni de hayır ve iyiliklerde ortak etsin." diye dua ederdi.
(Ebu Davûd, Nikah, 35-36)

Resim---2042-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Biriniz, eşiyle ilişkiye gireceğinde: “Bismillah, Allah'ım, şeytanı bizden uzak tut. Şeytanı bize bahşedeceğin rızıktan (çocuktan) da uzak tut.” diye dua eder de onların (bu birleşmeden) bir çocukları olursa, şeytan o çocuğa zarar veremez." buyurmuştur. (Buharî, Vudü’, 8 )

Resim---2043-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz bir defasında Hz. Ömer'e, asıl hazinenin altın ve gümüşte aranmaması gerektiğini anlatan şu sözleri söylemiştir: "(Ey Ömer!) Bir kişi için olabilecek en kıymetli hazinenin ne olduğunu sana söyleyeyim mi? O, saliha!iyi kadındır. Kocası ona baktığı zaman içini sevinç kaplar, kocası ondan bir şey yapmasını istediğinde yapar, kocası yanında olmadığı zaman (onun haklarım ve saygınlığım) korur. "
(Ebu Davûd, Zekat, 32)

Resim---2044-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Mü’min bir kimse mü’mine olan eşine nefret beslemesin; (çünkü) onun bir huyunu beğenmezse de hoşlanacağı başka bir huyu mutlaka vardır." buyurmuştur.
(Müslim, Rada', 61)

Resim---2045-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Akrabalık ilişkilerinizi sürdürebilmeniz için sülâlenizi tanıyınız. Çünkü akrabalar arası bağların canlı tutulması ailede sevgi bağlarım güçlendirir, insanı varlıklı kılar, ömrü uzatır." buyurmuştur.
(Tirmizî , Birr, 49)

Resim---2046-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz: "Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi, kişiye günah olarak yeter. " buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Zekat, 45)

Resim---2047-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bir baba çocuğuna güzel ahlâktan daha değerli bir bağışta bulunmaz. " buyurmuştur.
(Tirmizî, Birr, 33)

Resim---2048-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olandır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanızım. " buyurmuştur.
(İbn Mâce, Nikah, 50)

Resim---2049-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Ailesini savunurken ölen şehittir." buyurmuştur..
(Nesâi, Muharebe, 23)

Resim---2050-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kadını, kocası aleyhinde kışkırtan bizden değildir.” buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Talak, 1; Ebu Davûd, Edeb, 125-126 )

Resim---2051-) Bir defasında kayın birâderine, cinselliğini çağrıştıracak şekilde bir kadından söz eden bir kimseyi duyan Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bu, bir daha yanımıza gelmesin." buyurmuştur.
(Buharî, Nikah, 114)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

AİLE KURMAK!.

Resim---2052-) Hz. Aişe' den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Nikah benim sünnetimdir. Kim benim sünnetime uygun davranmazsa benden değildir. Evlenin. Çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim... buyurmuştur.
(İbn Mâce, Nikah, 1)

Resim---2053-) Abdullah (b. Mes'üd) anlatıyor: Biz Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem yanında olan ve evlenme imkanı bulamayan gençlerdik. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bize: "Ey gençler! Evlenme imhanı bulanınız evlensin. Çünkü evlenmek, gözü haramdan çevirmek ve iffeti korumak için en iyi yoldur. Evlenme imkanı bulamayan da oruç tutsun. Çünkü orucun, kişi için şehveti kesme özelliği vardır." buyurdu.
(Buharî, Nikah, 3)

Resim---2054-) Hz. Aişe'den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İyi erkeklerle iyi kadınları (birbirleriyle) evlendirin." buyurmuştur.
(Darimî, Nikah, 10)

Resim---2055-) Ebu Hüreyre'den (radiyallahu anhu) nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bir kadınla dört şeyden dolayı evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini için. Sen dindâr olanını seç. (Aksi halde) fakr u zârurete duçar olursun!" buyurmuştur.
(Buharî, Nikah, 16)

Resim---2056-) Enes b. Mâlik'in bize anlattığına göre, ibadete düşkün üç sahabi Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem gece ve gündüz yapmış olduğu nâfile ibâdetleri öğrenmek üzere onun evine geldiler. Belli ki Peygamberimizin bütün Müslümanlarla birlikte eda ettiği farz ibadetler dışında evinde iken Rabbine kulluğunu nasıl arz ettiğini merak ediyorlardı. İnananlara örnek olması bakımından aile yaşantılarını dahi gizlemeyen annelerimizden Peygamberimizin ibadet hayatı hakkında bilgi alınca bunun kendilerine az geleceğini düşündüler ve: "Biz nerede, Peygamber nerede? Şüphesiz Allah onun geçmiş ve gelecek bütün günahlarını bağışlamıştır!” dediler. Bu sebeple içlerinden biri: "Ben bundan böyle geceleri daima namaz kılacağım!" dedi. Diğeri: "Ben her zaman oruç tutacağım ve oruçsuz günüm geçmeyecek!" dedi. Üçüncüsü ise: "Ben de hanımlardan ayrı yaşayacağım, evlenmeyeceğim!" diyerek söz verdi. Onlar bu sözleri söylerken Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem çıkageldi ve: "Şöyle şöyle söyleyen sizler misiniz? Allah'a yemin ederim ki, ben sizin Allah'tan en çok korkanınız ve en çok sakınanınızım. Bununla beraber ben bazen oruç tutarım, bazen oruç tutmam. (Gecenin bir kısmında) nâfile namaz kılar, (bir kısmındaysa) uyurum. Ben, kadınlarla da evlenirim. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse, o benden değildir. " buyurdu.
(Buharî, Nikah, 1)

Resim---2057-) Peygamberimizin sütkardeşi olan Osman b. Maz'un da benzer bir ruh haline bürünerek dünyadan el etek çekmeye karar vermişti. Hatta kendisini ibadete öylesine adamıştı ki, bakımlı bir hanım olan eşi Havle'yi bile gözü görmez olmuştu. Havle'nin dağınık ve mutsuz görünümü Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem dikkatini çekince Hz. Aişe'ye bunun sebebini sormuş, o da eşinin bütün günü oruçla ve bütün geceyi namazla geçirmesinden dolayı Havle'nin, eşi olmayan bir kadın gibi kendini bıraktığını anlatmıştı. Bunun üzerine de Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Osman'ı yanına çağırarak: "Yoksa benim hayat tarzımdan yüz mü çevirdin?" diye çıkıştıktan sonra inananları dengeli bir hayata çağıran şu cümleleri tekrarlamıştı: "Ben hem uyurum, hem namaz kılarım. Bâzen oruç tutarım, bâzen de tutmam. Kadınlarla da evlenirim. Allah'tan kork ey Osman! Bilesin ki, ailenin senin üzerinde hakkı var, misafirinin senin üzerinde hakkı var, vücudunun senin üzerinde hakkı var. Bazen oruç tut, bâzen tutma, biraz namaz kıl biraz da uyu!."
(İbn Hanbel, VI, 267; Ebu Davûd, Tadavvu, 27; Darimî, Nikah, 3)

Resim---2058-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kişi evlendiğinde dinin yansını tamamlamıştır. Diğer yansı için de Allah'tan korksun!" buyurmuştur.
(Beyhakî, Şuabu'l- İman, IV, 382)

Resim---2059-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "En hayırlı nikah en kolay olanıdır." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Nikah, 30-31)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

EVLENMEK!.

Resim---2060-) Hz. Aişe' den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Nikah benim sünnetimdir. Kim benim sünnetime uygun davranmazsa benden değildir. Evlenin. Çünkü ben (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim ... " buyurmuştur.
(İbn Mâce, Nikah, 1)

Resim---2061-) Abdullah (b. Mes'üd) anlatıyor: Biz Resûlullah'ın sallallahu aleyhi vesellem yanında olan ve evlenme imkanı bulamayan gençlerdik. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bize: "Ey gençler! Evlenme imhanı bulanınız evlensin. Çünkü evlenmek, gözü haramdan çevirmek ve iffeti korumak için en iyi yoldur. Evlenme imkanı bulamayan da oruç tutsun. Çünkü orucun, kişi için şehveti kesme özelliği vardır." buyurdu.
(Buharî, Nikah, 3)

Resim---2062-) Hz. Aişe'den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İyi erkeklerle iyi kadınları (birbirleriyle) evlendirin." buyurmuştur.
(Darimî, Nikah, 10)

Resim---2063-) Ebu Hüreyre'den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bir kadınla dört şeyden dolayı evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini için. Sen dindâr olanını seç. (Aksi halde) fakr u zarurete duçâr olursun!." buyurmuştur.
(Buharî, Nikah, 16)

Resim---2064-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kişi evlendiğinde dinin yansını tamamlamıştır. Diğer yansı için de Allah'tan korksun!" buyurmuştur.
(Beyhakî, Şuabu'l- İman, IV, 382)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

EŞ!.

Resim---2065-) Enes b . Malik 'in naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Sevgi dolu, doğurgan kadınlarla evleniniz. Çünkü ben kıyamet gününde peygamberlere karşı sizin çokluğunuzla iftihar edeceğim."
(İbn Hanbel, III, 159)

Resim---2066-) Hz. Aişe'nin naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Birlikte olacağınız eşler konusunda seçici davranın, denginizle evlenin. (Kızlarınızı da) emsalleriyle evlendirin."
(İbn Mace, Nikah, 46)

Resim---2067-) Ebü Hatim el-Müzenl'nin naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Dinini ve ahlakını beğendiğiniz bir kimse size (dünür olarak) geldiğinde onu (kızınızla) nikahlayın. Böyle yapmazsanız, yeryüzünde fitne ve bozgunculuk çıkar. .." Orada bulunanlar, "Ey Allah'ın Resulü! Eğer o kimsede (denklik bakımından bir eksiklik) varsa?" deyince, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Dinini ve ahlakını beğendiğiniz bir kimse size (dünür olarak) geldiğinde onu (kızınızla) nikahlayın. " cümlesini üç defa tekrarladı.
(Tirmizi, Nikah, 3)

Resim---2068-) Ali b. Ebü. Talib'den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ona şöyle buyurmuştur: "Ey Ali! Üç şeyi geciktirme: Vakti geldiğinde namazı (kılmayı), hazır olduğunda cenazeyi (defnetmeyi), dengini bulduğun zaman eşi olmayan kadını (evlendirmeyi)."
(Tirmizi, Salat, 13; Tirmizi, Cenaiz, 73)

Resim---2069-) Bir gazve dönüşüydü. Zayıf ve yorgun devesi, Cabir b. Abdullah 'ı kafileden biraz geri bırakmıştı. Durumu fark eden Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Cabir'in yanma gitti. Ona yardım etti ve devesini yola koydu. Yolculuğun kalan kısmını beraber sürdürdüler. Sohbet sırasında Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir ara sözü evliliğe getirdi ve henüz gençlik çağında olan bu sahabiye sordu: "Evlendin mi Cabir?" "Evet, ey Allah'm Resulü." diye cevapladı Cabir. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bu sefer, "Bakire ile mi yoksa dul ile mi?" diye sordu. O bir, "Dul ile." dedi. "Bakire birini alsaydın da, birbirinizle oynaşsaydınız ya!" dedi Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem. Cabir durumu şöyle açıkladı: "Ey Allah'm Resulü! Babam Uhud günü öldürüldü. Geriye dokuz kız bıraktı. Yani benim dokuz kız kardeşim var. Ben de onları bir arada tutacak, saçlarını tarayacak (bakımlarını yapacak) ve onlara göz kulak olacak bir kadınla evlenmek istedim." Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Doğru yapmışsın, artık sen (Medine'ye) varıyorsun. Akıllı davran (eşine karşı görevini ihmal etme)." buyurdu. Medine'ye geldiklerinde de ona maddi yardımda bulundu.
(Buhâri, Büyu, 34; Buhâri, Megazi, 18)

Resim---2070-)Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bakire kızlarla evlenmeye bakın. Çünkü onlar daha tatlı sözlü, çocuk doğurmaya daha yatkın ve daha kanaatkardırlar." buyurmuştu.
(İbn Mace, Nikah, 7)

Resim---2071-) Bedir ve Uhud savaşlarına katılan Mersed b. Ebu Mersed güçlü kuvvetli olması sebebiyle Mekke' deki Müslüman esirleri Medine'ye taşırdı. Mekke' de Anak diye anılan fahişe bir kadınla ilişkisi olan Mersed bir gün Resûlullah'a sallallahu aleyhi vesellem, "Ya Resulallah, Anak ile evlenebilir miyim?" diye sormuştu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem hiçbir şey demeden sustu. Bir müddet sonra, "Zina eden erkek ancak zina eden veya Allah'a ortak koşan bir kadınla evlenir..." ayeti nazil oldu. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Mersed'i çağırıp bu ayeti okuduktan sonra, "Onunla evlenme." buyurdu.
(Enes b. Ebu Mersed, DİA, XI, 233; Nur 24/3; Ebu Davud, Nikah, 4)

Resim---2072-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, yanına gelip ensardan bir kadınla evlenmek istediğini söyleyen sahabıye, "Onu gördün mü?" diye sormuş, sahabı: "Hayır!" deyince de, "Oyleyse git de ona bir bak! Çünkü ensarın gözleri biraz farklıdır (küçük ve mavidir)." buyurmuştur.
(Müslim, Nikah, 74; Nesâî, Nikâh, 23)

Resim---2073-) Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ve ashabı otururken yanlarından zengin bir adam geçer. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Bu kişi hakkında ne dersiniz?" diye sorar. Mecliste hazır bulunanlar, "Bu kimse bir kadına talip olduğunda nikahlanmaya, aracılık ettiğinde aracılığının kabul edilmesine, konuştuğunda dinlenmeye layık biridir." derler. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir süre süküt eder. Bu arada fakir Müslümanlardan biri geçer. Bu defa da, "Bu kişi hakkında ne dersiniz?" diye sorar. Orada bulunanlar, "Bu kimse bir kadına talip olduğunda nikahlanmaya, aracılık ettiğinde aracılığı kabul görmeye ve konuştuğunda sözüne itibar edilmeye layık değildir." derler. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Bu (fakir), öteki (zengin) gibi dünya dolusu insandan daha hayırlıdır. " buyurur.
(Buhari, Nikah, 16)

Resim---2074-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:"Kadınlarla (sırf) güzellikleri sebebiyle evlenmeyin. Güzellikleri onları helak edebilir (hatalı davranmaya sevk edebilir). Onlarla malları nedeniyle de evlenmeyin. Malları da onları taşkınlığa (günaha) götürebilir. Fakat onlarla dindarlıkları sebebiyle evlenin. Burnu kesik, kulağı delik, siyahı, dindar bir cariye, (diğerlerinden) daha üstündür." buyurmuştur.
(İbn Mace, Nikah, 6)
Resim
Cevapla

“►Hadis-i Şerifeler◄” sayfasına dön