RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Peygamber Efendimizin (sav) mübarek sözleri ve Kudsi Hadisler.
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Resim

1-) Abdullah b. Ömer anlatıyor; Babam Ömer b. Hattab'ın bana naklettiğine göre ... Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İslam, Allah'tan başka ilâh olmadığına, MuhaMMed'in Allah'ın Resûlü olduğuna şehâdet etmen; namazı dosdoğru kılman, zekatı vermen, Ramazan orucunu tutman ve gücün yeterse Kâbe'yi haccetmendir." buyurmuştur.
(Müslim, İman, 1)

2-)İbn Ömer'in (radiyallahu anhu naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, haccetmek ve ramazan orucunu tutmak." buyurmuştur.
(Buharî, İman, 2)

3-) Cebrail aleyhisselâm'ın: "İslam nedir?" sorusuna Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: " ... İslam, Allah'tan başka ilâh olmadığına, MuhaMMed'in de Allah'ın Resûlü olduğuna şehadet etmen; namazı dosdoğru kılman, zekatı vermen, ramazan orucunu tutman ve gücün yeterse Kâbe'yi haccetmendir. " buyurmuştur.
Müslim, iman, 1.

4-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve MuhaMMed'in Allah'ın Resûlü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, haccetmek ve ramazan orucunu tutmak." buyurmuştur.
Buharî, iman, 2

5-) Bahreyn bölgesinde yaşayan Rabia Kabilesinin Abdülkays Koluna mensub, on üç kişilik bir heyet uzun ve meşakkatli bir yolculuğun ardından Medine'ye gelir. İslam'ı öğrenmek için birçok zahmete katlanan heyet Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in huzuruna çıktığında Hz. Peygamber onları: "Hoş geldiniz!" diyerek karşılar. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in karşılamasının ardından heyet adına Abdullah b. Avf söz alır ve "Yâ Resûlullah! Bizler sana uzak beldelerden, meşakkatli yolculuklar yaparak geliyoruz. Ayrıca bizim memleketimizle Medine arasında kâfir olan ve bize düşmanlık eden Mudar Kabilesi yaşadığından bizler sana ancak savaşmanın yasak olduğu haram aylarda gelebiliriz. Bize özlü bir şeyler tavsiye et de onları geride bıraktığımız kabilemizin insanlarına anlatalım, hem de cennete girmemize vesile olsun." der. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem onlara yalnızca tek olan Allah'a iman etmelerini söyler. Peşinden de: “Yalnızca tek olan Allah'a iman etmek ne demektir bilir misiniz?" diye sorar. Onların: "Allah ve Resûlü daha iyi bilir." diyerek cevab vermeleri üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah'tan başka ilâh olmadığına ve MuhaMMed'in Allah'ın elçisi olduğuna iman etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekatı vermek, ramazan orucunu tutmaktır." buyurur. Daha sonra da onları: "Söylediklerimi iyice ezberleyin ve geride bıraktığınız kabile halkına da anlatın." diyerek uğurlar.
Buharî, İlim, 25; Müslim, iman, 23; Ebu Davûd, Sünne, 14; İbn Mâce, Sünnet, 9; Tirmizî, Kader, 10; İbn Hanbel, 1, 98; Tirmizî, Deâvât
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

6-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah'ım! Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mübârek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır." buyurmuştur.
(Taberanî, el Mucemu’l- evsat, IV, 189)

7-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Nelerin kendisini cehennemden kurtaracağını ve cennete koyacağını" soran bir sahablye: ''Allah'a şirk koşmadan ibâdet etmeye devam et, farz namazı kıl, farz olan zekâtı ver, Ramazan orucunu tut, insanların sana davranmasını istediğin şekilde onlara davran, insanların sana davranmasını istemediğin şekilde onlara davranmayı terk et!" buyurmuştur.
(İbn Hanbel, VI, 384)

8-.) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:"Sahura kalkın! Çünkü sahurda bereket vardır.'" buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Siyam, 16)

9-) Bir keresinde saçı başı dağınık bir bedevi Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in yanına gelip: "Yâ Resûlullah! Allah'ın bana farz kıldığı namazların neler olduğunu söyle." dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Beş vakit namaz, ama nafile de kılabilirsin." diyerek karşılık verdi. Bedevi: "Allah'ın bana farz kıldığı orucun ne olduğunu söyle." deyince, Efendimiz: "Ramazan ayında tutulan oruç, ama nafile oruç da tutabilirsin." dedi. Bedevı bu sefer: "Allah'ın farz kıldığı zekatın ne olduğunu söyle." dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ona: (zekatı da içine alan) İslam'ın temel ilkelerinden bahsetti. O zaman bedevi: "Sana ikram eden Allah'a yemin ederim ki, nâfile ibâdet yapmayacağım! Fakat Allah'ın bana farz kıldığı ibadetleri eksiksiz ve harfiyen yerine getireceğim." dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem onun hakkında: "Sözüne sadık kalırsa kurtuluşa ermiştir" veyâ: "Cennete girmiştir." buyurdu.
(Buharî; Hıyel, 3)

10-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Allah size bir namaz ihsan etti. O namaz, sizin için kızıl develerden daha hayırlıdır. O, vitirdir. Onu sizin için yatsı ile fecrin doğuşu (sabah namazı vaktinin girişi).-arasına koydu." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Vitr, 1)

11-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Vitir haktır (sabittir), vitir kılmayan bizden değildir." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Vitr. 2)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

12-) Ebu Seleme b. Abdurrahman, Hz. Aişe radiyallahu anha'ya: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in Ramazan'da kıldığı namazlar nasıldı?" diye sordu. O da şöyle cevâb verdi: "Resûlullah Ramazan' da da Ramazan dışındaki gecelerde de on bir rekattan fazla namaz kılmazdı. Önce dört rekat kılardı ki o rekatların güzelliğini ve uzunluğunu sorma!. Sonra dört rekat daha kılardı. Bunların da güzelliğini ve uzunluğunu sorma!. Sonra da üç rekat (vitir namazı) kılardı. . ."
(Buharî, Salâtü't- teravih, 1; Müslim, Müsafirın, 125)

13-) Zeyd b. Sabit'ten rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem (teravih namazını mescidde kılmakta ısrarcı olanlara) şöyle buyurmuştur: "Ey insanlar! Sizin bu namaz konusundaki ısrarlı tutumunuzu gördüm ve onun size farz kılınmasından endişe duydum. Şâyet farz kılınsa edâ etmekte zorlanacaktınız. Siz bu namazı evlerinizde kılın. Çünkü kişinin farz namaz dışında kıldığı en faziletli namaz, evinde kıldığı namazdır."
(Buharî, İ'tisam,3)

14-) Ebu Hüreyre'den radiyallahu anhu rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İnanarak ve sevâbını Allah'tan umarak Ramazan orucunu tutan kimsenin geçmiş günahları bağışlanır. İnanarak ve sevâbını Allah'tan umarak Kadir gecesini ihyâ eden kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır." buyurmuştur.
(Buharî, Fadlü leyleti'l- kadr,1; Buharî, Savm, 6)

15-) Hz. Aişe radiyallahu anhu'dan rivâyet edildiğine göre: "İnsanlar, Ramazan geceleri Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in mescidinde gruplar halinde namaz kılardı. Kur'ÂN'dan biraz (ezberi) olan bir kişinin arkasında beş-altı kişi toplanır ve ona uyarak namazı birlikte kılardı. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir gece bana odamın kapısının önüne bir hasır sermemi söyledi ve ben de serdim. Kendisi yatsı namazını kıldıktan sonra bu hasırın üzerine geçti. Mescidde bulunanlar da etrafında toplandı. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem onlara o gece uzunca namaz kıldırdı ve hasırı orada öylece bırakarak yanlarından ayrılıp odaya girdi. Sabah olunca insanlar Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in o gece mescidde bulunan kimselerle birlikte kıldığı namazı konuşmaya başladılar. Akşam mescid insanlarla doldu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem onlara yatsı namazını kıldırdı ve evine girdi. İnsanlar ise dağılmayıp mescidde kaldı. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bana: “Ey Aişe! İnsanların bu durumu da nedir?” diye sordu. Ben de: “Yâ Resûlallah!. İnsanlar dün gece mescidde bulunanlara kıldırdığın namazı işitmişler ve kendilerine de kıldırman için toplandılar.” dedim. Bunun üzerine: “Hasırını dürüp kaldır Ey Aişe!” buyurdu, ben de dediğini yaptım. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem o geceyi de ibâdetle geçirdi, insanlar ise Efendimiz sabahleyin yanlarına çıkıncaya kadar mescidde öylece beklediler. Sonra onlara: “Ey insanlar! Allah'a hamdolsun ki, vallahi ben bu geceyi gaflet içinde geçirmediğim gibi, durumunuzdan da habersiz değildim. Fakat bu namazın size farz kılınmasından endişelendim (ve bu nedenle beklediğiniz namazı kıldırmaya çıkmadım). Siz, gücünüzün yeteceği amelleri yapın! Allah usanmaz, ama siz usanırsınız!." buyurdu.
(İbn Hanbel, Müsned, VI, 267)

16-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle müjdelemektedir: "ALLAHu zü’L- CeLÂL Ramazan ayında oruç tutmayı size farz kıldı. Ramazan gecelerini namazla geçirmek de benim sünnetimdir. Kim inanarak ve (sevâbını yalnızca Allah'tan) umarak Ramazan ayında oruç tutup, geceleri de namaz (teravih) kılarsa, annesinden doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış olur. " buyurmuştur.
(Nesaî, Siyam, 40)

17-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Allah'ım! Receb ve Şaban'ı hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan'a ulaştır ... " buyurmuştur.
(Taberanî, el Mu'cemi'l- evsat, IV, 189)

18-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Şaban Ayı geldiğinde de oruç tutmaya özen gösterirdi. Çok sevdiği Zeyd'in oğlu Üsâme bunu fark etmiş, Şaban ayında tuttuğu kadar hiçbir ayda oruç tutmamasının sebebini sorduğunda Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'den şu cevâbı almıştı: "Bu ay Receb ile Ramazan arasında insanların gafil bulundukları bir aydır. Bu ayda ameller alemlerin Rabbi olan Allah'a arz olunur. Ben de amellerimin oruçlu iken Allah'a sunulmasını arzu ederim. "
(Nesaî, Siyam, 70)

19-) İşte böyle bir gecede uyanan Hz. Aişe radiyallahu anha, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'i yanında göremeyince dışarı çıkıp aramaya başlamış ve onu Bâki' mezarlığında başını gökyüzüne kaldırmış bir vaziyette bulmuştu. Peygamber Efendimiz, Allah'ın rahmetinin bu gecede ne kadar geniş olduğunu anlatmak için Hz.Aişe'ye: "Şaban ayının yarısına denk gelen bu gece Allah dünya semâsına iner (rahmetiyle tecellî eder) ve Kelb Kabilesinin koyunlarının kıllarından daha çok sayıda günahkarı bağışlar. " buyurmuştu.
(Tirmizî, Savm, 39; İbn Mâce, İkâmet, 191)

20-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ramazan ayından sonra en kıymetli oruç Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur. "buyurmuştur.
(Tirmizî, Savm, 40; Ebu Davûd, Siyam, 55)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

21-) Abdullah (b. Ömer) tarafından nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şahitlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekat vermek, Kabe'yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak."
Müslim, İman, 21

22-) Ümmü Ma'kıl'in rivayet ettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Ramazan'da yapılan bir umre, (sevap bakımından) hacca denktir. "
Tirmizi, Hac, 95

23-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ashabıyla birlikte hacca gitmeye karar vermiş ve yol için hazırlık yapmaya başlamıştı. Onun hacca gideceğini işiten birçok sahabl, birlikte hac yapabilmek için adeta can atıyordu. İşte ensardan Ma'kıl'in ebeveyni de o bahtiyarlar arasında olmayı arzuluyordu. Ebu Ma'kıl ile eşi Ümmü Ma'kıl, bu iştiyak içinde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'e gittiler. ilk sözü Ümmü Ma'kıl aldı ve "Ey Allah'ın Resulü! Benim üzerimde yapmam gereken bir hac görevi var. Ebu Ma'kıl'in ise (sadece) genç bir devesi var." dedi. Eşini onaylayan Ebü Ma'kıl, "Evet, doğru söyledi, ancak ben o deveyi Allah yoluna vakfettim. (Dolayısıyla onunla hacca gitmesi mümkün olur mu bilmem?)" dedi. Resulullah (sav), "Sen o deveyi ona ver de, onunla hacca gitsin. Çünkü (onunla hacca gitmek de) Allah yolunda (bir hayır)dır." buyurdu. Bunun üzerine Ebu Ma'kıl deveyi eşine verdi. Ancak o sene ikisi de hastalandılar ve sonunda Ebu Ma'kıl vefat etti. Bundan dolayı o sene Ümmü Ma'kıl da hacca gidemedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem hacdan döndükten sonra Ümmü Ma'kıl kendisini ziyarete gelince Allah Resulü, "Ümmü Ma'kıl, seni bizimle beraber (hacca) gelmekten alıkoyan ne idi?" diye sordu. Zaten Peygamber ile birlikte hacca gidememenin üzüntüsü içerisindeki Ümmü Ma'kıl, Allah Resulü'ne başından geçenleri anlattı. Sonunda, "Ey Allah'ın Resulü! Ben ihtiyar ve hasta bir kadınım. Benim için (bu kaçırdığım) haccın yerine geçecek bir amel var mı?" diye sorunca Resul-i Ekrem, "Madem bizimle beraber haccı kaçırdın, öyleyse sen Ramazan'da umre yap! Çünkü Ramazan'da yapılan bir umre, (sevap bakımından) hacca denktir." buyurdu.
Ebü Davud, menasik, 79; Tirmizi, Hac, 95

24-) Enes b. Malik 'ten rivayet edildiğine göre, Receb ayı girdiği zamanResûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Recep ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek ey le, bizi Ramazan ayına ulaştır!"
Taberani, el-Mu'cemü'l-evsat, IV, 189

25-)Ebu Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Mübarek Ramazan ayı size geldi. Yüce Allah bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda sema (cennet) kapıları açılır, cehennem kapıları ise kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır."
Nesai , Sıyam, 5
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

26-) Ebu Hüreyre'den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır." buyurmuştur.
(Buharî, İman, 28)

27-)Hişam b. Urve'nin, babasından naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kadir gecesini Ramazan ayının son on gününde arayın!" buyurmuştur.
(Muvatta', İ'tikaf, 6)

28-)Ebu Hüreyre'nin rivâyet ettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde, beş vakit namaz ile cuma, bir sonraki cumaya kadar ve Ramazan diğer Ramazan'a kadar, aralarında işlenen günahların bağışlanmasına vesiledir." buyurmuştur.
(Müslim, Taharet, 16)

29-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:"Ramazan ayının ilk gecesi olunca, şeytanlar ve azgın cinler zincire vurulur, cehennem kapıları kapatılır ve hiçbiri açılmaz. Cennetin kapıları açılır ve hiçbiri kapanmaz. Sonra bir (melek) şöyle seslenir: Ey hayır dileyen, ibadet ve kulluğa gel! Ey şer isteyen günahlarından vazgeç! Allah'ın bu ayda ateşten azat ettiği nice kimseler vardır ve bu Ramazan boyunca her gece böyledir." buyurmuştur.
(Tirmizî, Savm. 1; İbn Mâce, Siyam 2)

30-)Akabe biatlerinde etkin görev almış olan Ubade b. Samit radiyallahu anhu, Ramazan ayının yaklaştığı bir günde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in şöyle dediğini nakleder: "Ramazan ayı size bereketiyle geldi, Allah o ayda sizi zengin kılar, bundan dolayı size rahmet indirir, hataları yok eder, o ayda duaları kabul eder. Allah Teâlâ sizin (Ramazan ayındaki ibadet ve hayır konusunda) birbirinizle yarış etmenize bakar ve meleklerine karşı sizinle övünür. O halde iyilik ve hayırdan yana Allah Teâlâya kendinizi gösterin. Ramazan ayında Allah'ın rahmetinden kendisini mahrum eden kimse bedbaht kimsedir. "
(Heysemî, Mecmeu'z- Zevâid, III. 344)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

31-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, ashabının hilâlin görülüp görülmemesine göre hareket etmelerini isterdi: "Ay (genelde) yirmi dokuz gündür. Dolayısıyla siz (Ramazan ayına âit) hilâli görmedikçe oruç tutmayın, yine (Şevvâl ayına âit) hilâli görmedikçe de bayram yapmayın. Eğer hava bulutlu olursa ayın gününü takdir edin (otuza tamamlayın).'' buyurmuştur.
(Müslim, Siyâm, 6; Muvatta, Sıyâm,1)

32-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kadir gecesini Ramazan ayının son on günü içinde arayın!" buyurmuştur.
(Muvatta, İ'tikâf, 6)

33-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ramazan ayına girdiği halde günahlarını affettiremeden bu ayı tamamlayan kişinin burnu yerde sürünsün! "buyurmuştur.
(Tirmizî, Deavât, 100)

34-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde, beş vakit namaz ile cuma bir sonraki cumaya kadar ve Ramazan diğer Ramazan'a kadar, aralarında işlenen günahların bağışlanmasına vesîledir." buyurmuştur.
(Müslim, Tahâret, 16)

35-) Abdullah'ın naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilah olmadığına ve MuhaMMed'in Allah'ın Resûlü olduğuna şâhidlik etmek, namazı dosdoğru kılmak, zekât vermek, Kâbe'yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak." buyurmuştur.
(Müslim, İman, 21)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

36-) Hz. Aişe radiyallahu anha anlatıyor: " . . . Kureyşliler câhiliye döneminde Aşüra günü oruç tutarlardı. Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ramazan orucunun farz kılındığı zamana kadar bu orucun tutulmasını emretti. (Ramazan orucu farz kılınınca) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "(Aşura orucunu) dileyen tutsun, dileyen tutmasın." buyurdu.
(Buharî, Savm, 1)

37-) Ebu Eyyüb el-Ensarî radiyallahu anhu'nun naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Her kim Ramazan orucunu tutar, sonra buna Şevvâl Ayında altı gün daha eklerse bütün yıl oruç tutmuş gibi olur. " buyurmuştur.
(Müslim, Sıyam, 204)

38-) Ebu Hüreyre radiyallahu anhu anlatıyor: "Bana dostum (Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem) üç şey tavsiye etti: Her ay üç gün oruç tutmak, iki rekat kuşluk namazı kılmak ve uyumadan önce vitir namazı kılmak."
(Buharî, Savm, 60)

39-) Ebu Hüreyre radiyallahu anhu anlatıyor: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, ALLAH'ın ayı olan Muharrem'de (tutulan oruçtur). Farz namazdan sonra en faziletli namaz ise gece namazıdır." buyurdu.
(Müslim, Sıyam, 202)

40-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Medine'ye geldiğinde yahudilerin Aşura gününde oruç tuttuklarını görünce onlara bu orucu neden tuttuklarını sormuş, Yahudiler: “ALLAH'ın Musa Peygamber ve İsrailoğulları'nın bu günde kurtardığını, Musa Peygamber'in o günde şükür maksadıyla oruç tuttuğunu, kendilerinin de bu konuda Hz. Musa'ya uyduklarını söylemişlerdir. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de: "Biz Musa'ya sizden daha yakınız ve bunu yapmaya daha lâyıkız." buyurarak Müslümanlara Aşura gününde oruç tutmalarını emretmiştir.
(Müslim, Siyam, 128; Buharî, Savm, 69)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

41-) Aişe radiyallahu anha’nın rivâyet ettiğine göre: "Kureyşliler câhiliye döneminde Aşura günü oruç tutarlardı. Sonra Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bu orucun tutulması emretti, ta ki, Ramazan orucunun farz kılındığı zamana kadar. (Ramazan orucu farz kılınınca) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "(Aşura orucunu) dileyen tutsun, dileyen tutmasın!." buyurdu.
(Buharî, Savm, 1.)

42-) İbn Abbas'a Peygamber Efendimizin hangi günde oruç tuttuğu sorulunca onuncu günde, diğer bir rivayette de dokuzuncu günde oruç tuttuğunu söylemiştir. Peygamber Efendimize, yahudi ve hıristiyanların bu günü yücelttikleri (ve onuncu gününde tuttuklarım ima edilince) o da: "İnşallah gelecek yıl biz de (Muharrem'in) dokuzunda oruç tutalım." demişti. Ancak ertesi yıl gelmeden Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem vefât etti.
(Tirmizî, Savm, 50; Müslim, Sıyâm,132; Muslım, Sıyâm, 133, Ebu Davûd, Sıyâm, 65.)

43-) İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Dokuzuncu ve onuncu günleri oruç tutarak yahudilere muhalefet ediniz." buyurmuştur.
(Tirmizî , Savm, 50)

44-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: ''Allah, yolcudan namazın yarısını ve (yolculuk esnasında) oruç yükümlülüğünü kaldırmıştır. Hamile ve çocuk emziren kadınlara da (daha sonra tutmaları için) ruhsat vermiştir. " buyurmuştur.
(Nesaî, Sıyâm, 51.)

45-) Sahabi Adı b. Hatim anlatıyor: " ... Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı) siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin için ...” Bakara 2/187. âyeti nâzil olunca bir beyaz bir de siyah ip aldım. Onları yastığımın altına koydum, (ama) aralarını ayıramadım. Bunu Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem arz ettim. Efendimiz güldü ve: “Yastığın gerçekten geniş ve uzunmuş! Ondan kastedilen sadece gece ve gündüzdür.” buyurdu.
(Ebu Davûd, Sıyâm, 17.)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

46-) Ebu Zer' den nakledilen hadiste şöyle buyrulmuştur: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ayın on üç, on dört ve on beşine denk gelen ak günlerde (eyyam-ı bıdde) oruç tutmamızı bize emretti."
(Nesâî. Sıyam, 84.)

47-) Hz. Aişe'ye de, "Allah Resulü ayın hangi günlerinde oruç tutardı? "diye sorulunca da, "Allah Resulü orucu ayın hangi gününde tuttuğuna çok aldırmazdı." cevabını vermiştir.
(Müslim, Siyam, 194.)

48-) Hz. Aişe'nin naklettiğine göre, Allah Resulü pazartesi ve perşembe oruçlarını dört gözle beklerdi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ameller pazartesi ve perşembe günleri Allah'a arz olunur. Ben amelimin arzı sırasında oruçlu olmayı isterim. " buyurmuştur.
(Tirmizi, Savm, 44.)

49-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İnsanların amelleri pazartesi ve perşembe günleri olmak üzere her hafta iki defa arz olunur ve her mümin kula mağfiret buyrulur. Yalnız din kardeşi ile aralarında düşmanlık bulunan kul müstesna! (Onlar hakkında), 'Bu iki kişiyi (barışa) dönünceye kadar bırakın ya da geciktirin, denilir."
(Müslim, Bırr, 36.)

50-) Peygamber Efendimize pazartesi günü oruç tutmak hakkında soru sorulduğunda, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ben o gün doğdum, bana o gün vahiy geldi. " buyurmuştur.
(Müslim, Siyam, 198)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

51-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Biriniz cumadan bir gün evvel veya bir gün sonra da oruç tutmadıkça sadece cuma günü oruç tutmasın!. " buyurmuştur.
(Buharî, Savm, 63.)

52-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Visal orucu tutmaktan sakının! " buyururdu. Kendisine: "Ama sen visal orucu tutuyorsun." denilince Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Siz bu konuda benim gibi değilsiniz. Ben geceyi geçirirken RaBBim beni doyurur ve susuzluğumu giderir. Siz ancak gücünüzün yeteceği kadar amel üstlenin.'' buyurmuştur.
(Müslim, Sıyâm, 58; Buharî, Savm, 49)

VİSAL ORUCU.: AŞK ORuCu.. İftar etmeksizin peş peşe aralıksız birkaç gün tutulan oruç..

53-) Abdullah b. Amr b. As'ın her gün oruç tuttuğunu haber alan Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemi ona: "Gündüz oruç tuttuğun, geceleri de ibâdetle meşgul olduğun geldi kulağıma, gerçekten öyle mi?" diye sorar. Abdullah: "Evet, Yâ Resûlullah! " diye cevab verir. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Böyle yapma. Bâzen oruç tut, bâzen tutma! Gecenin bir kısmında ibâdet et, bir kısmında ise uyu! Çünkü vücudunun sende hakkı var, gözünün sende hakkı var, hanımının sende hakkı var, misâfirinin sende hakkı var. Her ay üç gün oruç tutman yeterlidir. Çünkü senin için her iyiliğe on kat sevab verilecektir. Bu da yılın tamamını oruçlu geçirmiş olmaktır." buyurur. Abdullah: " Yâ Resûlullah! Benim gücüm kuvvetim yerinde, (daha fazlasını yapabilirim)" der. Bu defa Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Öyleyse Allah'ın peygamberi Davûd (aleyhisselâm) gibi oruç tut. Daha fazlasını yapma!" buyurur. Abdullah, "Allah'ın peygamberi Davûd'un (aleyhisselâm) orucu nasıldı?" diye sorar. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Yılın yarısında oruçlu olmak” şeklinde" diye cevab verir. Yıllar geçip Abdullah b. Amr yaşlandığında: "Keşke, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in verdiği izni kabul etseydim." demiştir.
(Buharî, Savm, 54)

54-) Ebü Hüreyre' den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Oruç bir kalkandır. Oruçlu, saygısızlık yapmasın, kötü konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, iki defa: “Ben oruçluyum!.” desin... " buyurmuştur.
(Buharî, Savm, 2)

55-) Ebü Hüreyre'den (radiyallahu anhu) nakledildiğine göre,Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Yalanı ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur!" buyurmuştur.
(Buharî, Savm, 8 )
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

VİSAL ORUCU

VASL: BİRLEŞtirmek, ULAŞtırmak.
VİSAL: (Vasıl. dan) Vâsıl olma. Sevdiğine ulaşma. Kavuşma. Ayrılıktan kurtulma.
VİSAL ORUCU.: AŞK ORuCu.. İftar etmeksizin peş peşe aralıksız birkaç gün tutulan oruç..

ALLAHu zü’L- CeLÂL’in, HabîBî Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’e mahsus kıldığı ki; Teheccüd Namazı, Visal Orucu gibi amelî ÖZELLikler ve GÜZELLikler vardır..
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, kendinden gördüklerini AYNen uygulamaya çalışan Ashab-ı Güzini radiyallahu anhumun visal orucunu yasakladığında;
Ashâb-i Kirâm: “Yâ Rasûlullah! Ama sen visal orucu tutuyorsun!” dediklerinde Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ben sizin gibi değilim. Çünkü ben RaBBim tarafından doyurulur ve sulanırım!.” b buyurdu..
(Müslim, Siyam, 56, 57)

Ashab-ı Güzinin, visâl orucundan vazgeçmek istemeyince Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, onlara bir gün, sonra bir gün daha visal yaptırdı. Bilâhare üçüncü gün hilâli gördüler. Bunun üzerine;
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem visal orucundan vazgeçmeyi kabule yanaşmamalarından dolay onlara bir ibret dersi verircesine: “Şâyet bu hilâl gecikseydi size daha ziyâde visal yaptıracaktım!.” buyurdu..
(Buhârî, Savm, 48; Müslim, Siyam, 57)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Sizler orucunuzu öbür günün orucuna eklemeyiniz. Hanginiz orucunu öbür günün orucuna eklemek isterse, nihayet onu sahura kadar ulaştırsın!.” buyurdu..
(Buhârî, Savm, 49: Müslim, Siyâm, 38; İ.Ahmed, Müsned, lI, 231, 237, 244, 315, 345, 418)

Ancak, Abdullah b. Zübeyr radiyallahu anh’un (ö. 73/692) on beş gün visal orucu tuttuğu nakledilmektedir. Âmir b. Abdillah b. Zübeyr'in Ramazanın on altı ve onyedinci günlerinde visal yaptığı, hiç bir sey yemeyip içmemek sûretiyle orucuna devam edip sonra yağ ile iftar ettiği nakledilmiştir. Kendisine niçin böyle yaptığı sorulduğunda: “yağ bağırsaklarımı ıslatıyor ve su cesedimden çıkıyor” cevabını vermiştir.
(İbn Hacer, Fethu'l- Bârî, Beyrut, t.y, (Dârü'l-Fikr), IV, 204; Ahmed Davudoglu, Sahih-i Müslim Tercemesi ve Şerhi, Istanbul 1977, VI, 74)

AMeL Mezheblerimiz bu hususta çeşitli görüşler ileri sunmuşlardır ki;

Şâfiîlerden haram ve mekruh olmak üzere iki görüş vardır. İmam Şâfiî (ö. 204/819) böyle bir orucu mahzurlu kabul etmiştir.
Hanbelî Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855) ile bazı Mâlikî fıkıhçıları, İbn Huzeyme (ö. 311/924), İbnü'l-Münzir (ö. 309/911) de, sahurdan sahura visal orucunu câiz görmüşlerdir.
(Fethu'l- Bârî, Beyrut, t.y, (Dârü'l-Fikr), IV, 204)
İmam-ı Azam Ebû Hanîfe (ö. 150/767) ve İmam Mâlik'e (ö. 179/795) göre visal orucu mekruhtur ve hiç kimsenin visal yapması câiz değildir.
(Aynî, Umdetu'l-Kârî, Kahire 1348, XI, 70-76; İbn Hacer, Fethu'l- Bârî, Beyrut, t.y, (Dârü'l-Fikr), IV, 202-213; Ahmed Davudoglu, Sahih-i Müslim Tercemesi ve Şerhi, Istanbul 1977, VI, 72-79)

Kur'ÂN-ı Kerîmimizin âyetlerinde ALLAHu zü’L- CeLÂL, KULLarını ve Kur'ÂN-ı Kerîmin Mutlak ve TEK Uygulayıcısı olan Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz de Hadis-i Şeriflerinde ÜMMetine BUYURup-DUYURmuştur ki;

وَالَّذِينَ إِذَا أَنفَقُوا لَمْ يُسْرِفُوا وَلَمْ يَقْتُرُوا وَكَانَ بَيْنَ ذَلِكَ قَوَامًا
"Vellezîne izâ enfekû lem yusrifû ve lem yakturû ve kâne beyne zâlike kavâmâ (kavâmen).: Ve onlar, infâk ettikleri zaman israf etmezler ve kısmazlar (cimrilik etmezler). Ve bu ikisi arasında orta bir yol tutarlar.” (Furkân 25/67)

يَا بَنِي آدَمَ خُذُواْ زِينَتَكُمْ عِندَ كُلِّ مَسْجِدٍ وكُلُواْ وَاشْرَبُواْ وَلاَ تُسْرِفُواْ إِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ
"Yâ benî âdeme huzû zînetekum inde kulli mescidin ve kulû veşrebû ve lâ tusrifû, innehu lâ yuhıbbu’l- musrifîn (musrifîne).: Ey Âdemoğulları! Bütün mescidlerde ziynetlerinizi alınız. Yeyiniz ve içiniz. Ve israf etmeyiniz. Muhakkak ki O, müsrifleri sevmez.” (A'râf 7/31)

ALLAHu zü’L- CeLÂL, KULLarına Kur'ÂN-ı Kerîminde; ne maksimum-ifratta ne de minumum-ifratta olmamasını ve ancak optimum-i’tidal-ORTA YOLu-SıRat-ı Mustakîmi tutmasını emir buyurmuştur;

قُلِ ادْعُواْ اللّهَ أَوِ ادْعُواْ الرَّحْمَنَ أَيًّا مَّا تَدْعُواْ فَلَهُ الأَسْمَاء الْحُسْنَى وَلاَ تَجْهَرْ بِصَلاَتِكَ وَلاَ تُخَافِتْ بِهَا وَابْتَغِ بَيْنَ ذَلِكَ سَبِيلاً
"Kulid’ûllâhe evid’û’r- rahmân (rahmâne), eyyen mâ ted’û fe lehu’l- esmâul husnâ, ve lâ techer bi salâtike ve lâ tuhâfit bihâ vebtegı beyne zâlike sebîlâ (sebîlen).: De ki: “Allah diye çağırın veya Rahmân diye çağırın. Nasıl çağırırsanız hepsi O’nun Esmâül Hüsnâsı’dır (Allah’ın en güzel isimleridir).” Namazında (sesini) yükseltme ve onu (sesini) alçaltma. Bu ikisi arasında bir yol tut!.” (İsrâ 17/110)

Biz KULLarı için en acı olanı ise, ALLAHu zü’L- CeLÂL’e KULLukta baş rol OYUNcumuz NREFSimizi boşa harcamamız israf etmemizdir ki, Kur'ÂN-ı Kerîm’indeki RAHMete ÇAĞRIyı İŞitip-DUYmalı ve de UYmalıyız İnşâe ALLAHu TeÂLÂ!.

قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
"Kul yâ ıbâdiyellezîne esrefû alâ enfusihim lâ taknetû min rahmetillâhi, innallâhe yagfiru’z- zunûbe cemîâ (cemîan), innehu huve’l- gafûru’r- rahîm (rahîmu).: De ki: "Ey nefsleri üzerine İSRAF yüklemiş (haddi aşmış) kullarım! Allah’ın RAHMetinden ümit kesmeyin. Muhakkak ki ALLAH, günahların hepsini mağfiret eder (sevâba çevirir). O, muhakkak ki O; GAFÛR’dur (mağfiret eden), RAHÎM’dir (rahmet nuru gönderen)." (Zümer 39/53)

er RahîM:
Resim

El Gâfuru:
Resim

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, kendisiyle görüşüp ayrıldıktan sonra aradan bir yıl geçip tekrar karşılaştıkları kişiye: “Senin şeklin güzeldi; seni ne değiştirdi?” diye sorduğu soruya karşılık: “Sizden ayrıldığımdan bu yana her gün oruç tuttum!.” cevabını alınca ona: “Nefsine neden azab ettin?. Ramazan Ayı ve her aydan bir gün oruç!.” Tut!. buyurdu..
(Ebu Dâvûd, Savm, 54; Nesâî, Siyâm, 76, 77; Tirmizî, Savm, II; İbn Mâce, Siyam, 43, İ. Ahmed, Müsned, V, 28; VI, 383, 384)

Yine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellemin yaptığı ameli öğrenen bazı sahabîlerin: “Bir ömür boyu oruç tutacagını, bazılarının evlenmeyeceğini” söylemeleri üzerine;
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir!.” buyurdu..
(Buhârî, Nikâh, 1; Müslim, Nikâh, 5; Ebû Dâvûd, Tatavvu, 27, Ramazan, 1; Nesâî, Siyâm, 76)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Bu din kolaylık dinidir. Hiçbir kimse yoktur ki, bu din hususunda kendisini zorlasın da ona galib gelmesin. Öyleyse orta yolu-i’tidali tutun, ifrat ve tefrîtin ortasını bulun!” buyurdu..
(Buhârî, İmân, 29; Müslim, Münâfikun, 78; İ. Ahmed, Müsned V, 69)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

56-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Oruç tutan nice kimseler vardır ki oruçtan nasibi sadece aç kalmaktır. Geceyi ibadetle geçiren nice kimseler vardır ki kıyamdan nasibi sadece uykusuz kalmaktır. " buyurmuştur.
(İbn Mâce, Sıyam, 21)

57-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bizi yediren, içiren ve bizi Müslüman yapan Allah'a hamdolsun." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Etime,52; lbn Mâce, Etime, 16)

58-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Güzellikle ve bereket dilekleriyle dolu, ama bir o kadar yetersiz olan ve dilimizden düşürmediğimiz, vazgeçemediğimiz tüm övgülerle sana çokça hamd ediyoruz ey Rabbimiz!." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Et'ime, 52; Buharî, Et'ime, 54)

59-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: orucunu açtığı zaman, "Susuzluk gitti, damarlar suya kavuştu. İnşallah orucun ecri de hasıl oldu." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Sıyam, 22)

60-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ey Allah'ım! Senin rızan için oruç tuttum. Senin rızkınla orucumu açtım."diyerek orucunu açardı.
(Ebu Davûd, Sıyam, 22)

Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

61-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Oruçlular yanınızda iftar etsin, iyiler yemeğinizden yesin, melekler size dua etsin. " diye dua ederdi.
(Ebu Davûd, Et'ime, 54.)

62-) Aişe validemiz anlatıyor: "Yoksul bir kadın, iki kızını yüklenmiş kapıma geldi. Ben de kendisine üç kuru hurma verdim. Kızların her birine birer hurma verdi. Yemek için bir hurma da ağzına attı. Derken kızlan annelerinin ağzındaki hurmayı da yemek istediler. Kadın yemek istediği hurmayı hemen ikisinin arasında pay etti. Onun bu hali benim pek hoşuma gitti. Resûlullah sallallahu aleyhi veselleme kadının bu davranışından bahsettim. Efendimiz buyurdular ki: 'Bu hurma hatırına Allah ona cenneti vacip kılmıştır. Veya bu hurma hatırına onu cehennemden azat etmiştir."
(Müslim. Bırr, 148)

63-) Amr b . As'tan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Bizim orucumuzla Ehl-i kitabın orucunu ayıran (şey), sahur yemeğidir."
(Müslim, Sıyam, 46)

64-) Enes'in (ra) naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Sahur yemeği yiyin. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır. "
(Müslim, Sıyam, 45; Buharı, Savın, 20)

65-) Cabir'in naklettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz her iftar vaktinde Allah tarafından (cehennem ateşinden) azat edilenler vardır. Bu (azat etme işlemi Ramazan'da) her gece olur. "
(İbn Mace, Sıyam, 2)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

66-) Zeyd b. Halid el-Cüheni'nin rivâyet ettiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Her kim bir oruçluya iftar yemeği yedirirse, kendisine onun sevâbı kadar sevâb verilir; oruçlunun ecrinden de hiçbir şey eksiltilmez." buyurmuştur.
(Tirmizî, Savm, 82)

67-) Enes b. Mâlik'ten rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem insanlarla birlikte iftar ettiğinde şöyle derdi: "Yanınızda oruçlular iftar etsin. Yemeğinizi iyiler yesin ve üzerinize melekler insin."
(Darimî, Savm, 51)

68-) Allah Celle Celalehu kudsal bir hadiste şöyle buyurmuştur: " ... Oruç benim içindir, onun ecrini ben vereceğim ... "
(Muslim, Siyâm, 163; Buharî, Savm, 9)

69-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir. " buyurmuştur.
(Muslim, Siyâm, 164)

70-) Hz. Ömer'in, "İftar vakti ne zamandır?" sorusu üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Gece gelip gündüz gidince ve güneş kaybolunca oruçlu iftar eder. "diyerek güneşin batışıyla iftar vaktinin girdiğini bildirmiştir.
(Müslim, Siyâm, 51)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

71-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Şüphesiz her iftar vaktinde ALLAH tarafından (cehennem ateşinden) azad edilenler vardır. Bu (azad etme işlemi Ramazan'da) her gece olur." buyurmuştur.
(İbni Mâce, Siyâm, 2)

72-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: " . . . Oruçlu mü’minin iki sevinci vardır: Birisi iftar vaktinde orucunu açtığı andaki sevinci, diğeri RABBine kavuştuğu zaman orucunun (mükafaatından kaynaklanan) sevincidir. " buyurmuştur.
(Müslüm, Siyâm, 163; Buharî, Savm, 9)

73-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İnsanlar vakti girince iftar etmekte acele ettikleri sürece hayr üzere olurlar." buyurmuştur.
(Buharî, Savm, 45; Müslim, Sıyâm, 48.)

74-) Bir gün, tabiinden Ebu Atıyye ile Mesruk, mü’minlerin annesi Hz. Aişe'nin yanına gelerek sahabeden bir kişinin iftar yapmada ve akşam namazını kılmada acele ettiğini, diğer bir kimsenin ise bunları geciktirdiğini söylemiş, hangisinin daha doğru olduğunu öğrenmek istemişti. Hz. Aişe iftarda ve namazda acele edenin kim olduğunu merak etmiş ve onun Abdullah b. Mes'ud olduğunu öğrendikten sonra: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de böyle yapardı." buyurmuştur.
(Müslim, Sıyâm, 49.)

75-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem iftar ederken de ellerini açarak şöyle duâ ederdi: ''Allahümme leke sumtü ve ala rızkıke eftartu: ALLAH'ım! Senin rızan için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açtım.)"
(Ebu Davûd, Sıyâm, 22; Beyhakî, Es Sünenü'l- Kübrâ, IV, 399.)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

76-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Her oruçlunun iftarını açtığında reddedilmeyen bir duası vardır." buyurmuştur. Bu hadisi Peygamberimiz aleyhisselâmdan nakleden sahabi Abdullah b. Amr'ın (radiyallahu anhu) iftar vaktinde: ''ALLAH'ım! Senden herşeyi kuşatan rahmetin ile beni bağışlamanı dilerim. " diyerek dua etmiştir.
(İbn Mâce, Sıyâm, 48.)

77-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in eşi Hz. Aişe radiyallahu anha: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem vefât edinceye kadar Ramazan'ın son on gününde i’tikâfa girerdi . . ." buyurmuştur.
(Buharî, İ'tikâf, 1)

78-) Hz. Aişe radiyallahu anha: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, (Ramazan'ın) son on gününde, (ibâdet hususunda) başka zamanlarda göstermediği gayreti gösterirdi." buyurmuştur.
(Müslim, İ'tikâf, 8. )

79-) Hz. Aişe radiyallahu anha: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, Ramazan'ın son on gününde i’tikâfa girer ve “Kadir gecesini Ramazan'ın son on gününde arayın.” derdi." buyurmuştur.
(Buharî, Fadlü leyleti'l- kadr, 3)

80-) İbn Abbas radiyallahu anhu'tan rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem i’tikâftaki kimse için: "O, günahlardan uzak kalır ve kendisine (hayatın içinde) tüm iyilikleri yapan kimse gibi iyilikler yazılır.” buyurmuştur.
(İbn Mâce, Sıyâm, 67)

i’tikâf: Bir şeye devam etmek. * Ist: Bir yere çekilip yalnız ibadetle meşguliyet. Hususan Ramazanın son on gününde, mescidlerde ve buna benzer yerlerde kalıp, ibadet, ilm-i iman ve Kur'an, evrad ve ezkâr gibi ibadetlerle meşgul olmak. Böyle bir kimseye "Mu'tekif" denir.

Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim


81-) Sahabeden Ebu Said el-Hudrî radiyallahu anhu'nun anlattığına göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem önceleri Ramazan'ın ilk on gününde i’tikâfa girerdi. Sonra ortasındaki on günde i’tikâfa girmeye başladı. Yirminci gece geçip de yirmi birinci geceyi karşıladığı zaman evine dönerdi. Onunla birlikte i’tikâfa girenler de evlerine giderdi. Ancak bir Ramazan ayında, evine dönmeyi itiyat edindiği gece mescidde kaldı. Bir ara, hasırı eliyle tutarak çadırın bir tarafına çekti. Sonra başını dışarı çıkararak cemaate şöyle seslendi: "Ben, o Kadir Gecesini aramak üzere Ramazan'ın ilk on gününde i’tikâfa girmiştim, sonradan ayın ortasındaki on günde i’tikâf yapmaya başladım. Ardından bana bu gecenin son on günde olduğu söylendi. Dolayısıyla sizden i’tikâfa girmek isteyen (tekrar) girsin!" Bunun üzerine cemaat de onunla birlikte i’tikâfa girdiler. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Bana, Kadir gecesi, tek sayılı (21 , 23, 25, 27, 29) ve sabahında çamurlu su içine secde edeceğim bir gece olarak gösterildi." buyurdu. Yirmi birinci gecenin sabahı namaza kalktıklarında gökyüzünde tek bir bulut dahi yoktu. Derken bir bulut geldi ve birden yağmur yağmaya ve mescidde sular akmaya başladı. Ebu Said el-Hudri, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'in bahsettiği çamurlu suyu gözleriyle gördü. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem sabah namazını kıldırdıktan sonra alnında ve burnunun ucunda çamurlu su vardı. Anladı ki, o gece (Kadir gecesi), son on günün yirmi birinci gecesi imiş.
(Müslim, Siyâm, 215-216-213; İbn Mâce, Siyâm, 61)

82-) İ’tikâf süresince Peygamberimizin bir çadırın içine sığınmasının amacı, onun tamamen Kur'ÂN'a, tefekküre ve ibâdete yoğunlaşması, mescid içindeki insanların gelip geçmesi ve görünmesi sebebiyle huşüunun bozulmaması, dikkatinin dağılmaması idi. Nitekim bir defasında Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem i’tikâfta kendi çadırındayken bazı kişilerin seslice Kur'ÂN okuduğunu işitince çadırın perdesini açıp onlara: "Dikkat edin! Hepiniz RABBinizle konuşuyorsunuz. Birbirinizi rahatsız etmeyin! Kur'ÂN okurken ya da namazda seslerinizi fazla yükseltmeyin!" uyarısında bulunmuştu.
(İbn Hanbel, Müsned, III, 94; 0 1 332 Ebu Davûd, Tatavvu', 25)

83-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem i’tikâfa giren kimsenin kazancını şöyle ifade etmiştir: "O, günahlardan uzak kalır ve kendisine (hayatın içinde) tüm iyilikleri yapan kimse gibi iyilikler yazılır. "
(İbn Mace, Siyâm, 67)

84-) Kays b. Sa'd radiyallahu anhu: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem zekât emri indirilmeden önce bize fıtır sadakasını vermemizi emretti. Sonra zekât emri inince bize (fıtır sadakasını) ne emretti ne de bizi (bu sadakayı vermekten) men’ etti. Biz de fıtır sadakası vermeye devam ediyoruz." buyurdu.
(Nesaî, Zekât, 35; İbn Mâce, Zekât, 21)

85-) Muaz b. Cebel radiyallahu anhu: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ile bir yolculuktaydım. . . Sonra (Resûlullah) şöyle buyurdu: “Sana hayır kapılarını bildireyim mi? Oruç bir kalkandır. Sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları söndürür. Ve (hayır kapılarından) biri de kişinin gece kalkıp namaz kılmasıdır.” Ardından: “Onlar, korkarak ve ümit ederek RABBlerine ibâdet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de ALLAH için harcarlar. Hiç kimse, yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlıklarını bilemez.” (Secde, 32/ 16-17) âyetlerini okudu . . . "
(Tirmizî, İmân, 8.)

تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفًا وَطَمَعًا وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ
"Tetecâfâ cunûbuhum ani’l- medâcıi yed’ûne rabbehum havfen ve tamaan ve mimmâ razaknâhum yunfikûn (yunfikûne).: Yanlarını yataktan uzaklaştırırlar (yan üstü yatarken kalkarlar). Rab’lerine korku ve ümitle duâ ederler. Ve onları rızıklandırdığımız şeylerden infâk ederler (verirler).” (Secde 32/16)

فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَّا أُخْفِيَ لَهُم مِّن قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاء بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
"Fe lâ ta’lemu nefsun mâ uhfiye lehum min kurrati a’yun (a’yunin), cezâen bi mâ kânû ya’melûn (ya’melûne).: Artık hiçbir nefs (hiç kimse), yapmış olduklarına mükâfat olarak, onlar için gözaydınlığından nelerin saklı olduğunu bilmez.” (Secde 32/17)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

86-) İbn Abbas şöyle demiştir: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem hem oruçluyu (işlediği) faydasız fiillerden ve (söylediği) kötü sözlerden temizlemek, hem de fâkirlere gıda (temin etmek) üzere fıtır zekâtını farz kıldı. Artık kim bunu bayram namazından önce öderse, o makbul bir zekâttır. Kim de bunu bayram namazından sonra öderse, o sadakalardan bir sadakadır."
(Ebu Davûd, Zekât, 18; İbn Mâce, Zekât, 21)

87-) İbn Ömer (radiyallahu anhum) şöyle demiştir: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem fıtır zekatını köle-hür, erkek-kadın ve küçük-büyük bütün Müslümanlara bir sa' hurma yahut bir sa' arpa miktarı farz kıldı. Ve bunun, insanlar bayram namazına çıkmadan önce verilmesini emretti."
(Buharî, Zekât, 70)

88-) Enes b. Mâlik diyor ki, "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem kendisine zarar gelmesinden korkan hamile kadın ile çocuğunun zarar görmesinden endişe eden emzikli kadın için Ramazan orucunu tutmama ruhsatı vermiştir."
(İbn Mâce, Sıyâm, 12)

89-) Ramazan günü, "Helâk oldum!" feryâdıyla Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'e (aleyhisselâm) gelen bir sahabi, oruçluyken hanımıyla ilişkiye girdiğini itiraf ederken, cezâsı ne ise bir an evvel çekip günah yükünden kurtulmak istiyordu. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de ona, zıhar kefâreti hükmünün aynısını yani bir köle azad etmesini, buna imkanı yoksa art arda iki ay oruç tutmasını, buna da gücü yetmezse altmış fâkiri doyurmasını uygun görmüştü.
(Mücâdele 58/3-4; Müslim, Sıyâm , 81)

وَالَّذِينَ يُظَاهِرُونَ مِن نِّسَائِهِمْ ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا قَالُوا فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مِّن قَبْلِ أَن يَتَمَاسَّا ذَلِكُمْ تُوعَظُونَ بِهِ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ
"Vellezîne yuzâhirûne min nisâihim summe yeûdûne li mâ kâlû fe tahrîru rakabetin min kabli en yetemâssâ, zâlikum tûazûne bihî, vallâhu bi mâ ta’melûne habîr (habîrun).: Onlar ki, kadınlarına sırt çevirip, sonra söyledikleri şeyden geri dönerler. O taktirde temas etmeden önce bir köleyi azad etsin (serbest bıraksın). İşte size bu vaazediliyor (yapmanız gerekenler öğüt veriliyor). Ve Allah, yaptıklarınızdan haberdâr olandır.” (Mücâdele 58/3)

فَمَن لَّمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِن قَبْلِ أَن يَتَمَاسَّا فَمَن لَّمْ يَسْتَطِعْ فَإِطْعَامُ سِتِّينَ مِسْكِينًا ذَلِكَ لِتُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَتِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ وَلِلْكَافِرِينَ عَذَابٌ أَلِيمٌ
"Fe men lem yecid fe siyâmu şehreyni mutetâbiayni min kabli en yetemâssâ, fe men lem yestetı’ fe ıt’âmu sittîne miskînâ (miskînen), zâlike li tu’minû billâhi ve resûlihî, ve tilke hudûdullâh (hudûdullâhi), ve li’l- kâfirîne azâbun elîm (elîmun).: Artık kim (azad edecek köle veya câriye) bulamazsa, o taktirde (eşlerine) temas etmeden önce iki ay devamlı (ardarda) oruç tutsun. Fakat kimin (oruca) gücü yetmezse, o zaman altmış miskini (çalışmaktan âciz, yaşlı kimseyi) doyursun. İşte bu, Allah’a ve O’nun Resûl’üne îmân ettiğiniz içindir. Ve bu, Allah’ın hudududur ve kâfirler için elîm azab vardır.” (Mücâdele 58/4)

90-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, "Her kim inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek (ihtisâben) Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır. " buyurmuştur.
(Buhâri, Savm, 6.)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim


91-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir gün minbere çıkmış, hem birinci basamakta, hem ikinci basamakta, hem de üçüncü basamakta: "Âmin!" demişti. Ashab-ı kiram: "Yâ Resûlullah! Üç kere “Âmin!” dediğini işittik, bunun hikmeti nedir?" diye sorunca Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Birinci basamağa çıktığım zaman, Cibril (aleyhisselâm) bana gelip: “Ramazan'a yetişip de günahları bağışlanmadan bu ayı bitiren kul bedbaht olsun!” dedi. Ben de: “Âmin!” dedim. Sonra: “Ana ve babasına yahut bunlardan birine kavuşan bir kulu, bunlar (anne-babası) cennete koymamışsa, o kul bedbaht olsun!” dedi. Ben de: “Âmin!” dedim. Sonra: Yanında sen anılıp da sana salât getirmeyen bir kul bedbaht olsun!” dedi. Ben buna da: “Âmin!” dedim." buyurmuştur.
(Buharî, el-Edebü'l- müfred, 224.)

92-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ". . .Oruç sabrın yarısıdır. . . " buyurmuş, Ramazan'ı da "sabır ayı" olarak bildirmiştir.
(Ebu Davûd, Sıyâm, 54; İbn Mâce, Sıyâm, 43.)

93-) Ümmü Atıyye anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Ramazan ve Kurban Bayramlarında genç kızları, hayızlı kadınları ve evinin bir köşesinde oturan hanımları (namazgâha) çıkarmamızı bize emretti. Ancak, hayızlı kadınlar namazdan ayrılır, bu hayırlı mecliste ve Müslümanların dualarında hazır bulunurlardı."
(Müslim, İdeyn, 12)

94-) Enes b. Mâlik şöyle demiştir: "Sene içerisinde câhiliye halkının eğlence düzenlediği iki gün vardı. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Medine'ye geldiğinde: “Sizin de eğleneceğiniz iki gününüz oldu. Allah, câhiliyedeki o günleri sizin için daha hayırlı iki günle değiştirdi. Bunlar Ramazan ve Kurban Bayramı günleridir.” buyurdu."
(Nesaî, İdeyn, 1)

95-) Ebu Hüreyre'den nakledildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde beş vakit namaz, iki cuma namazı ve iki Ramazan, aralarında işlenen günahlara kefârettir." buyurmuştur.
(Müslim, Tahâret, 16)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim

96-) Ramazan ayında oruçlu iken karısı ile cinsî münasebette bulunan bir şahıs Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'e gelip ne yapması gerektiğini sorar. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ona: ''Azad edebilecek bir köle bulabilir misin?" der. O zat: "Hayır (bulamam)." deyince Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "İki ay kesintisiz oruç tutmaya gücün yeter mi?" buyurur. Adam: "Hayır (buna da gücüm yetmez)." der. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Öyleyse altmış fâkiri doyur!" buyurur.
(Buharî, Hudûd, 26.)

97-) Hz. Aişe radiyallahu anha Annemiz: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem ne bir gecede Kur'ÂN'ı baştan sona okuduğunu, ne bir gece sabaha kadar namaz kıldığını ve ne de Ramazan dışında bir ayın tamamını oruçla geçirdiğini bilmiyorum." buyurmuştur.
(Nesaî, Sıyâm, 70; Müslim, Müsâfirin, 139)

98-) Bir keresinde de saçı başı dağınık bir bedevî Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'e geldi ve: "Yâ Resûlullah! Allah'ın bana farz kıldığı namazların neler olduğunu söyle! " dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Beş vakit namaz ama nâfile de kılabilirsin." buyurdu. Bedevî: "ALLAH'ın bana farz kıldığı orucun ne olduğunu söyle!" deyince Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ramazan ayında tutulan oruç ama nâfile oruç da tutabilirsin." buyurdu. Bedevî: "ALLAH'ın farz kıldığı zekâtın ne olduğunu söyle!" dedi. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem, ona (zekâtı da içine alan) İslam'ın temel ilkelerinden bahsetti. O zaman bedevî: "Sana ikram eden ALLAH'a yemin ederim ki nâfile hiçbir ibâdet yapmayacağım fakat ALLAH'ın bana farz kıldığı ibâdetlerden hiçbir şeyi de eksik yapmayacağım." dedi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Sözüne sâdık kalırsa kurtuluşa ermiştir. " buyurdu.
(Nesaî, Sıyâm, 1)

99-) Enes (b. Mâlik): "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Medine'ye geldiğinde halkın eğlence ile geçirdiği iki gün vardı. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Bu iki gün(ün özelliği) nedir?” diye sordu. “Câhiliye döneminde o günlerde eğlenirdik.” dediler. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: 'Şüphesiz ALLAH sizin için o günleri onlardan daha hayırlı olan Kurban ve Fıtır (Ramazan) bayramlarıyla değiştirdi." buyurmuştur.
(Ebu Davûd, Salât, 239)

100-) İbn Ezher'in azadlı kölesi Ebü Ubeyd anlatıyor: "Ömer b. Hattab (radiyallahu anhu) ile birlikte bir bayram geçirdim. Ömer geldi, namazı kıldırdı. Sonra cemaate dönerek bir konuşma yaptı ve: “Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şu iki günde oruç tutmanızı yasakladı: Biri, Ramazan orucunuzu bitirip de bayram ettiğiniz gün, diğeri de kurbanlarınızı kesip etini yediğiniz gündür." buyurdu.
(Müslim, Sıyâm, 138; Buharî , Savm, 66)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

101-) Ebu Hüreyre' den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ramazan, oruca başladığınız gün; Ramazan Bayramı, orucu bitirdiğiniz gün; Kurban Bayramı da kurban kestiğiniz gündür.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Savm, 11)

102-) Muaz b. Cebel'den rivâyet edildiğine göre: "Bir gün: “Yâ Resûlullah, beni cennete koyacak ve cehennemden uzaklaştıracak bir ameli bana söyle.” dedim. Buyurdu ki, 'Büyük bir şey sordun ama o, Allah Teâlâ'nın kolaylaştırdığı kimse için kolaydır. Allah'a ibâdet eder, O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazı dosdoğru kılar, zekatı verir, Ramazan orucunu tutar ve Kâbe’yi haccedersin.” Sonra da buyurdu ki: “Sana hayır kapılarını göstereyim mi? Oruç, bir kalkandır. Suyun ateşi söndürdüğü gibi sadaka da günahları söndürür. Geceleyin bir kimsenin namaz kılması da böyledir.” Daha sonra: “Onların vücudları (gece namaz kılmak için) yataklarından uzaklaşır, korku ve ümitle RABBlerine dua ederler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayra harcarlar. Onların yaptıkları amellere mükafat olarak kendileri için göz aydınlığı olacak ni’metlerden neler gizlenmiş olduğunu şimdi kimse bilmez.” meâlindeki âyetleri okudu. Ondan sonra: “Dinin başını, direğini ve zirvesini sana haber vereyim mi?” buyurdu. 'Evet, Yâ Resûlullah!” dedim. “Dinin başı teslimiyet, direği namazdır, zirvesi de cihaddır.” buyurdu. Ondan sonra da: “Bu dediklerimin hepsini kemâle erdiren ve tamamlayan şeyin ne olduğunu sana söyleyeyim mi?” diye sordu. “Evet, Yâ Resûlullah!” dedim. Mübârek dilini eliyle tutup: “İşte şunu tut!.” buyurdu. “Yâ Resûlullah, biz söylediğimiz sözler sebebiyle de mi sorgulanacağız?” dedim. Resul-i Ekrema aleyhisselâm: “Annen hasretine yansın ey Muaz! İnsanları yüzükoyun burunları üzerinde sürünerek cehenneme götüren, dilleriyle kazandıkları değil midir?” buyurdu.
(Secde, 32/16, 17; Tirmizî, İmân, 8.)

تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفًا وَطَمَعًا وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ
"Tetecâfâ cunûbuhum anil medâcıi yed’ûne rabbehum havfen ve tamaan ve mimmâ razaknâhum yunfikûn (yunfikûne).: Yanlarını yataktan uzaklaştırırlar (yan üstü yatarken kalkarlar). RABB’lerine korku ve ümitle dua ederler. Ve onları rızıklandırdığımız şeylerden infâk ederler (verirler).” (Secde 32/16)

فَلَا تَعْلَمُ نَفْسٌ مَّا أُخْفِيَ لَهُم مِّن قُرَّةِ أَعْيُنٍ جَزَاء بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
"Fe lâ ta’lemu nefsun mâ uhfiye lehum min kurrati a’yun (a’yunin), cezâen bi mâ kânû ya’melûn (ya’melûne).: Artık hiçbir nefs (hiç kimse), yapmış olduklarına mükâfat olarak, onlar için gözaydınlığından nelerin saklı olduğunu bilmez.” (Secde 32/17)

103-) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Vedâ Haccı'ndaki hutbesinde de ibâdetlerin cennete götüren yönüne dikkat çekerek: "RABBiniz Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. Beş vakit namazınızı kılın. Ramazan ayında orucunuzu tutun. Mallarınızın zekatını verin. Yöneticilerinize itaat edin. Ve böylece RABBinizin cennetine girin.” buyurmuştur.
(Tirmizî, Cum'a, 80)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

104-) Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdular ki: "Âdemoğlunun her ameli katlanır. (Zirâ Cenâb-ı Hakk'ın bu husustaki sünneti şudur:) Hayır ameller en az on misliyle yazılır, bu yedi yüz misline kadar çıkar. Allah Teâla Hazretleri (bir hadis-i kudsîde) şöyle buyurmuştur: "Oruç bu kâideden hariçtir. Çünkü o sırf benim içindir, ben de onu (dilediğim gibi) mükâfaatlandıracağım. Kulum benim için şehvetini, yiyeceğini terketti."

"Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zaman ki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (halüf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur.''

Bir rivâyette de Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyrulmuştur: "Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!'' desin (ve ona bulaşmasın).''

(Buharî, Savm 2, 9, Libâs 78; Müslim, Sıyâm 164 (1151); Muvatta, Sıyâm 58, (1, 310); Ebu Dâvud, Savm 25 (2363); Tirmizî, Savm 55, (764); Nesâi, Sıyâm 41, (2, 160-161); İbnu Mâce, Sıyâm 1, (1638), Edeb 58, (3823) )
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

105-)Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar.'' buyurdu.
Tirmizî, Cihâd 3, (1624).

106-) Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Yâ Resûlullah, bana öyle bir amel emret ki (yaptığım takdirde) Allah beni mükâfaatlandırsın.'' dedim.

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Sana dedi, orucu tavsiye ederim, zirâ onun bir eşi yoktur.'' buyurdu.
Nesâi, Sıyâm 43, (4, 165).

107-) Sehl İbnu Sa'd (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez." buyurdu.
Buharî, Savm 4, Bed'ü'l- Halk 9; Müslim, Sıyâm 166, (1152); Nesâi, Sıyam 43, (4, 168); Tirmizî, Savm 55, (765).

Tirmizî'nin rivayetinde şu ziyâde var: "Oraya kim girerse ebediyyen susamaz.''

108-) Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur." buyurdu.
(Buharî, Savm 5, Bed'ü'I- Halk 11, Müslim, Sıyâm 2, (1079); Nesâi, Sıyâm 5, (4, 129)

Nesâi 'nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Bir münâdi, her gece şöyle nida edip bağırır: "Ey hayır isteyen, gel! Ey şer isteyen kendini şerden tut!''
Nesâi, Savm 5, (4, 130).

109-) Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem : "Ramazandan sonra hangi oruç efdaldir?'' diye sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Ramazanı ta'zim için Şa'bân!"
Tekrar soruldu: "Hangi sadaka efdaIdir?'' "Ramazanda verilen!'' cevabını verdi.''
(Tirmizî, Zekât 28, (663).
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

Resim
“Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.” buyurdu.
(Ebu Davûd)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim oruçlu olduğu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasın. Çünkü ona Allah yedirip içirmiştir.” buyurdu.
(Nesaî)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yıl orucu tutmuş olur.” buyurdu.
(Tirmizî)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:“Arafat günü tutulan orucun, geçen yılın ve gelecek yılın günahlarına kefâret olacağına Allah’ın rahmetinden ümidim var.” buyurdu.
(Tirmizî)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:“Zahmetsiz ganimet kışta tutulan oruçtur.” buyurdu.
(Tirmizî)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:“İnsanlar iftarda ta’cile yer verdikleri müddetçe hayır üzere devam ederler.” buyurdu.
(Tirmizî)
Resim
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Re: RAMAZAN ORUCU - HADİSLERLE İSLAM...

Mesaj gönderen Hakan »

İslamın Beş Şartından Biri Oruçtur.:

İbni Ömer’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “İslâm beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şahidlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekâtı hakkıyla vermek, Allah’ın evi Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” buyurdu.
(Buhârî, Îmân 1, 2, Tefsîru sûre(2) 30; Müslim, Îmân 19-22)

Allah’tan korkunuz.:

Ebû Ümâme Sudayy İbni Aclân el-Bâhilî’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah’ı sallallahu aleyhi vesellem Vedâ hutbesi’nde şöyle buyururken dinledim demiştir: “Allah’tan korkunuz. Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan orucunuzu tutunuz. Mallarınızın zekâtını veriniz. Yöneticilerinize itaat ediniz! (Bu takdirde doğruca) Rabbinizin cennetine girersiniz.” buyurdu.
(Tirmizî, Cum’a 80)

İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir.:

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: “Aziz ve celîl olan Allah “İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim” buyurmuştur.
(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)

Oruç kalkandır.:

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: "Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.”
(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)

Oruçlular cennete reyyân denilen bir kapıdan girecektir.:

Sehl İbni Sa’d’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez.” buyurdu.
(Buhârî, Savm 4; Müslim, Sıyâm 166.)

Bir gün oruç tutmanın ecri.:

Ebû Saîd el-Hudrî’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.” buyurdu.
(Buhârî, Cihâd 36; Müslim, Sıyâm 167-168.)

Ramazan orucunun sevabı.:

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem:“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” buyurdu.
(Buhârî, Îmân 28, Savm 6)

Oruçlu kimse ile çekişmesin.:

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, “ben oruçluyum” desin” buyurdu.
(Buhârî, Savm 9)

Yalan söyleyenin orucu.:

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terketmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez.” buyurdu.
(Buhârî, Savm 8, Edeb 51)

Ramazan’dan bir iki gün önce oruç tutmayın.:

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Sizden biriniz bir-iki gün öncesinden oruç tutarak Ramazan’ı karşılamaya kalkmasın. Ancak belli günlerde oruç tutmayı âdet edinmiş olan kimse, o gün orucunu tutsun.” buyurdu.
(Buhârî, Savm 5, 14; Müslim, Sıyâm 21)

Nice oruç tutanlar vardır ki.:

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (terâvih ve teheccüd) kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.” buyurdu.
(İbn-i Mâce, Sıyâm, 21)

Ramazan hilâli.:

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Ramazan hilâlini görünce oruç tutunuz. Şevval hilâlini görünce de oruca son veriniz. Ramazan’ın başlangıcı bulutlu bir güne rastlarsa, Şâban’ı otuza tamamlayınız.” buyurdu.
(Buhârî, Savm 11)

Oruç tut sıhhat bul.:

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz: “Oruç tutunuz ki, (madden ve mânen) sıhhat bulasınız!” İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim
(Heysemî, 203 III, 179)

Müslüman ölünce orucu solundadır.:

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz: “Mü’min öldüğü zaman, namazı baş ucunda, zekâtı sağında, orucu solunda bulur.” buyurdu.
( Heysemî, III, 51)

Oruç kalkandır.:

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem bir gün: “Oruç, oruçluya yakışmayan şeylerle zedelenmedikçe (tutan için) bir kalkandır.” buyurdu.
Ashâb-ı Kirâm: “(Oruçlu) onu ne ile zedeler?” diye sorunca Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Yalan ve gıybetle…” buyurdu. (Nesâî; Sıyâm, 43)

Oruçlu bilmeyerek yer içerse.:

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Sizden biriniz unutarak bir şey yer veya içerse, orucunu tamamlasın. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir.” İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim
(Buhârî, Savm 26, Eymân 15)
Resim
Cevapla

“►Hadis-i Şerifeler◄” sayfasına dön