FETHİ ÂSİTANBÛL !

Cevapla
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

FETHİ ÂSİTANBÛL !

Mesaj gönderen gullale »

Resimİstanbul'un 558. Fetih yıldönümünü idrak ettik 29. Mayıs.2011 de...

İstanbul ismi;
Osmanlı'da da ilk dönem belgelerinde a-sitan, i-stan (osmanlı alfabesi ile استان) olarak geçti. i-stan güzellikler diyarı anlamına gelir. Son dönem belgelerinde (osmanlı alfabesi ile استانبول) ise a-stan-bol, i-stan-bul olarak geçti.



حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَبِي شَيْبَةَ وَسَمِعْتُهُ أَنَا مِنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ أَبِي شَيْبَةَ قَالَ ثَنَا زَيْدُ بْنُ الْحُبَابِ قَالَ حَدَّثَنِي الْوَلِيدُ بْنُ الْمُغِيرَةِ الْمَعَافِرِيُّ قَالَ حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بِشْرٍ الْخَثْعَمِيُّ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ سَمِعَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ لَتُفْتَحَنَّ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ فَلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا وَلَنِعْمَ الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُ
قَالَ فَدَعَانِي مَسْلَمَةُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ فَسَأَلَنِي فَحَدَّثْتُهُ فَغَزَا الْقُسْطَنْطِينِيَّةَ


Muhammed b. Ebî Seybe, Zeyd b. el-Hubâb’dan, o, Velid b. Mugire el-Meâfirî’den isitmis, Velid b. Mugîre Abdullah b. Bişr el-Has’amî’den o da babasından işittiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz şöyle buyurmuştur:

Istanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.

Rasulullah Sallallâhu Aleyhi ve Sellem efendimiz şöyle buyurmuştur:
İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.
(Ahmed bin Hanbel, Müsned)


Eşsiz Vatanımızın kadrini kıymetini bilmek niyâzı ile...
RABBİmiz, vatanımızı, milletimizi dâimen muhafaza buyura, ref eyleye, düşmanların şerrinden esirgeye, barış, inkışaf ve huzur içinde îmân üzere yaşamamızı ihsan buyura. Ezanlar için, bayrağımız için, hurriyetimiz için şehîd olan cümle CANlarımızın rûhâniyelerine Fâtihâlar ola...



Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek

Yürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın?
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..

Sen de geçebilirsin yârdan, anadan, serden....
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...

Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..

Yüzüne çarpmak gerek zamânenin fendini...
Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

Şu kırık âbideyi yükseltecek taştasın;
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..

Bu kitaplar Fâtih'tir, Selim'dir, Süleyman'dır.
Şu mihrap Sinânuddin, şu minâre Sinan'dır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır!..

Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fâtih'ler doğuracak yaştasın!..

Delikanlım, işâret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan!
Sana selâm getirdim Ulubatlı Hasan'dan....

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...

Yürü, hâlâ ne diye kendinle savaştasın?
Fâtih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!..


Ârif Nihat ASYA

Resim
Cevapla

“Tarih” sayfasına dön