MEHTERAN

Cevapla
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

MEHTERAN

Mesaj gönderen gullale »

MEHTER NEDİR

Mehter dost, sevgi, birlik ve kahramanlık ocağıdır. Mehteri kendine has özellikleri ile korumak yaşatmak gelecek nesile bırakmak her Türk'ün görevidir.
Mehter; mızıkacı, çadırcı, kavas gibi muhtelif mânâlarda kullanılmış bir ta'birdir Mehter Farsça " MIHTER" kelimesinin Osmanlılarca ULU-BÜYÜK mânâsına gelen bir kelimesinden alınmıştır. Dilimizde bu kelimenin Arapçalaştırılmış şekillerinden " MEHTER" kullanılmaktadır.

Resim

MEHTERİN ÖNEMİ

Bu konuyla ilgili Evliya Çelebi'nin, Sultan 4.Murat devrinde büyük bir ordu olayını şöyle anlatır. "Mimarların mı, yoksa mehterlerin mi alayda önceliği konusunda karar verilemez. Bu hususda görüşmek üzere Mimarbaşı ile Mehterbaşı Sultan Murat'ın huzûruna çıkarlar; Mîmarbaşı başlar söze: Pâdişahım! Mehterler Pîr'siz esnaf olup Cemşid sanatını tutmuş bir alay Deccal kavmidir, biz pâdişahımıza saraylar, selâtin câmileri, köprüler yaparız, İslâm ordusunda lüzûmumuz, hizmetimiz vardır; elbet mehterlerden evvel geliriz! Der.

Bunun üzerine mehterbaşı da şu iddiada bulunur.

Pâdişahım! Hangi bir tarafa gitseniz mehabet, şevket, salâbet ve şöhretiniz için, dosta düşmana karşı davul, kudüm, nefir döverek gitmeniz lazımdır. Cenk Meydanlarında gâziler cenge salmak için köslere biz tokmak çalarız ve askeri şevke getirip biz kaldırırız, pâdişahımız bir şeye üzülse huzûrunda oniki makam, yirmi dört şube, yirmi dört usul, kırk sekiz terkip musiki faslı edip, pâdişahımızı neşelendiririz. Eski hukema; saz ve söz hânende, âdemin gönlüne safâ verir, demişler. Biz de râha gıdâ verir esnafız. Bâhusus ki nerede Rasûlullah'ın âlemi olsa, orada dabl-ı Âl-i Osman bulunmak gerekir...
Bunun üzerine Sultan 4.Murat, mehterlerin mîmarlardan evvel geçmesini irâde buyurur...
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen gullale »

İSTANBUL'UN FETHİNDE MEHTER

ResimFâtih Sultan Mehmet, Fethin devam ettiği bir sabah şafakla berâber topçularının yanına gitti. Toplar atılırken, Okmeydanı'na dolmuş binlerce ulemâ, hep bir ağızdan tekbir getirmeye başladılar. Yüzlerce davul ve zurnadan oluşan devâsa bir mehteran düşünün. Osmanlı ordusuyla berâber, savaş meydanında bulunuyor. Fâtih Sultan Mehmet, İstanbul surlarının önüne geldiğinde, 300 kişilik mehter takımında, 100 zurna, 70 davul durmadan çalıyor; kalp ve ruhları coşku ve heyecana getiriyor. Okmeyda'nındaki ikinci mehter de Haliç surlarına hücum eden kıtaların harp şevkini artırıyordu. Gök gürültüsünü andıran korkunç ve insanın içini ürperten sesler çıkarıyorlar, topların seslerini bile susturuyorlardı. Yine Fâtih Sultan Mehmet, İstanbul'a giren muhteşem zafer alayının ortasında, gözlerini yıkılmış surlara dikti, sonra atını ileri sürdü. Maiyet bölükleri, yeniçeri arkasındaki mehteran, davul ve zurnalarını çalarak devirler açıp kapayan, asırlar önce müjdelenmiş olan bu mutlu güne mutluluk katıyor ve cenk havası çalıyordu. Zaferlerden sonra ezan okunur ve mehter çalınırdı.

ALINTI
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen gullale »

AVRUPA'DA MEHTER MUSİKİSİNİN NE GİBİ ETKİLERİ OLMUŞTUR

18. Asırdan itibâren birçok memleketlerde mehteran bölüklerinden etkilenerek buna benzer gruplar kurulmaya başlanmıştır.
Bestekâr Mozart ve Haydn da mehter müziğinden ilham alarak meşhur bestelerini meydana getirmişlerdir.
Büyük Alman bestecisi Beethoven'in büyük senfonisinin son bölümü, mehterin kösüyle, davulu ve zurnasıyla seslendirilmiştir. Beethoven'in Türk Marşını mehterin bir cenk marşından adapte ettiği bilinmektedir.
Yine Avusturyalı Bestekâr Mozart'ın, Türk askerlerinin hatıralarını terennüm eden ALLAH ALLAH seslerini nakarat hâlinde kullanarak, Türk Marşı diye bir eser meydana getirdiği de vâkıadır.
Alman bestekârı Wagner bir mehter konserini dinlerken heyecanlanmış, kendisini tutamayarak " İşte mûsikî buna derler" diye mehter hakkında hissiyatını ifâde etmiştir.
18. YY. içinde Avusturya'lılar ve Prusya'lılar, daha sonra Rus'lar, Alman'lar ve Fransız'lar mehter teşkilatından etkilenerek mızıka takımları kurmuşlardır.


ALINTI
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen gullale »

MEHTERİN TÂRİHÇESİ

Mehter Dünyânın ilk ve en eski alaturka Ordu bandosudur.
Hun'lar zamanındaki adı Tuğ olan ve vurmalı sazlarla nefesli sazlardan oluşan askerî mızıka okulunun Fâtih'ten sonra aldığı isim, Hun'lardan beri Türk savaş tekniğinin vazgeçilmez unsuru olan askerî müziğin amacı, çok uzaklardan duyulan ve gitgide yaklaşan gök gürültüsüne benzer yabancı bir müzmin sesiyle düşmanın moralini bozup savaşacak güç bırakmamak, düşmanı teslim almak sûretiyle harbi en kısa zamanda bitirmek ve böylece bir bakıma insan kıyımını önlemektir.
Dünyânın en eski askerî bandosu olan mehtere ilk olarak Orhun Kitâbelerinde rastlanmaktadır. Bu kitâbelerde "Kübürge" ve "Tuğ" olarak anlatılan askerî bandonun,11. yy. yazılmış Dîvân-ı Lûgat-it Türk'te Hâkanların huzûrunda müzik yaptığını anlatılır. O zamanlarda küvrük (kös), tomruk (davul), çenk (zil) ve nây-i Türkî adındaki sazlardan oluşan "Tuğ" lar, savaşlarda ve özel günlerde müzik yapmaktaydılar. Ayrıca "Tuğ" Türklerde hâkimiyetin de sembolü olmuştur.
Selçukluların T'abılhâne veya Nevbet hâne dediği bu kurumda Hunlardan beri ikisi nefesli, dördü vurmalı altı temel çalgı yer almıştır: İslâmiyet'ten sonra adları zurna, boru (nefir veya şahnay), çevgan, zil, davul ve kös'e çevrilen yurağ, boygur, çöken, çanğ, tümrük ve küvrük. Savaşta ordunun önünde giden kös, davul, nakkâre, zil, çevgan, çalpara, çengi harbi, zurna ve boru gibi yüzlerce vurmalı ve nefesli çalgının çalacağı müzik, savaş, tören ve oyun (spor) amaçları için özel olarak bestelenirdi.

Resim
Osmanlı İmparatorluğuna Anadolu Selçuk Türklerinden geçmiştir. Şöyle ki Osman Gâzi'nin kurduğu Beylik; Bizanslılara karşı birçok önlemli savaşlar kazanmış olup topraklarını genişletmiştir. Bu savaşlar netîcesinde Osman Gâzi'nin, Selçuklu hükümdarı Alâaddin Keykûbat'a yararlığını göstermek ve bu savaşlarda kazandığı bâzı harp ganîmetlerini Selçuklu Hükümdarına hediye olarak göndermiştir. Bu arada İnegöl kalesini de kuşatarak beyliğine dâhil ederek büyütmüştür. Bu olaylardan çok memnun kalan Anadolu Selçuklu Hükümdarı adamlarında KARA BALABAN ÇAVUŞ vâsıtasıyla 1284 târihinde Osman Gâzi'ye bir ferman göndererek kendisini kutlamış ve Emirlik pâyesi ile İstiklâl (EGEMENLİK) sembolü sayılan Tuğ, Âlem Tabıl (DAVUL) Nakkare (ÇİFTENARA) Hakkâniyeti, Adâleti temsîlinde Ak (BEYAZ) renkte sancak göndermiştir. Osmanlılarca TABLI ÂL-i OSMAN adı ile anılan ilk mehter nevbeti (KONSER) 1289 tarihinde Bileciğin bir kasabası olan söğüdün büyük Mescit meydanında Osman Gâzi ve silah arkadaşlarının huzûrunda bir ikindi vakti ayakta dinledikleri bir nevbet (KONSER) ile Osmanlının hazarda ve seferde çok büyük hizmetler verecek olan Mehter takımı kurulmuş olur.
Osman Gâzi ve silah arkadaşlarının ayak üzre dinledikleri bu nevbet (KONSER) Selçuklu hükümdarına gösterdikleri hürmetten dolayıdır. Bu âdet Osman Gâzi'den sonraki Pâdişahlarca da devam etmiştir.

Mehterin aynı makamda birçok parçayı ard arda çalıp söylemesine nevbet vurma denirdi. Önceleri günde beş kez her namazdan önce nevbet vuran Mehterhâne-i Hâkânî, II. Mehmet döneminde yalnız ikindi namazlarından önce çalmaya başladı. Bunun dışında cüluslarda, kılıç alaylarında, zafer müjdesi geldiğinde, arife divanlarında, şehzâde ve sultanların doğum ve sünnet düğünlerinde de çalardı. Barış zamânında özel yerinde çalan Mehterhâne-i Hâkânî, seferde pâdişahın (o yoksa serdarın) çadırı önünde nevbet vururdu. 17. yüzyılın sonunda ve 18. yüzyılda Topkapı Sarayı'nda Demirkapı denen yerde, ayrıca Eyüp sultan, Kasımpaşa, Galata, Tophâne, Beşiktaş, Rumelihisarı, Yeniköy, Kavak, Beykoz, Anadoluhisarı, Üsküdar gibi semtlerde geceleri yatsı namazından sonra ve halkı sabah namazına kaldırmak için güneş doğmadan hemen önce nevbet vurulurdu.


Mehter takımı yüzyıllar boyunca 3 kıtada Asya, Afrika ve Avrupa'da hazarda ve seferde önemli görevler yapmıştır. Bilhassa savaşlarda Türk ordularına verdiği heyecan ve kahramanlık ifâde eden Mehter mûsikisi marşları ile Türk ordusu karşısında bunalan düşman orduları Türk Sancağından önce Mehter takımına hücum ederek onu susturup saf dışı bırakma faaliyetlerine girişmişlerdir.

16, 17 ve 18. yy.da yetişen Bestekâr ve icrâcıları eliyle askerî mûsikî sanatının zirvesine ulaşan mehter musikisi hem savaşlar, hem Osmanlı elçi veya heyetlerine eşlik eden şatafatlı takımlar münâsebetiyle tanındığı Avrupa'da önce ordu birliklerini, sonra da bestecileri etkilemekte gecikmedi. Daha 1683'te Viyana'ya yürüyen Jan Sobieski'nin ordusuna mehter etkisiyle vurmalı çalgı arttırılmış bir askeri bando eşlik etmişti. Batılıların çoğunlukla Yeniçeri müziği anlamına gelen terimlerle adlandırdıkları mehteri ilk uygulayan Lehler oldu (l741): Avusturya, Rusya, Prusya ve İngiltere de arkalarından geldi.

Daha sonra mehter, bünyesinde barındırdığı sazlardaki değişikliklerle kapatıldığı 1826 tarihine kadar gelişmesini sürdürür.
Mehterhâne 1828'de II. Mahmut tarafından kapatılmış, bunun yerine III. Selim'in yakın dostu Napolyon'un emekli bando subayı Giuseppe Donizetti'ye Mızıka-i Humâyun adlı Batı kopyası saray bandosu oluşturulmuştur.

Dünyânın ilk askerî bandosunun tekrar yaşatılmaya başlanması ise Eski Yeniçeri bandosunu ve ordusunu sembolik olarak temsil etmek için mehter: 1914 yılında askerî müze bünyesinde yeniden kurulmuştur. Bu dönemde Mehter mûsikisini icrâ eden icrâcılara ek olarak, bir tuğ takımı ile yeniçeri ortalarını sembolik olarak temsil eden târihi birlikte mehtere ilâve olmuştur. Böylece askerî müzede faaliyete geçirilen mehtere târihi bir hüviyet kazandırılmıştır. 1.Dünyâ savaşı, Kurtuluş savaşı ve Cumhûriyetin ilk yıllarında askerî müzede varlığını sürdüren mehter: 1935 yılında tekrar kaldırılmıştır.
1952 yılında ise askerî müze bünyesinde Mehter takımını yeniden kurdurularak daha sonraki yıllarda kurulacak Mehter takımlarının da önünü açmıştır. Bu târihten sonra da Cumhuriyet Türkiye'sinde günümüze kadar yaşatılmıştır.
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen gullale »

MEHTER TAKIMI İKİ BÖLÜMDEN OLUŞUR

Mehter takımının yürüyüş nizâmında merâsime iştirak şöyledir: Önde çorbacı başı (Emir-i Âlem) unvânını taşıyan ve başında "üsküf" bulunan mehteran bölüğü komutanı, onun arkasında sol tarafında zırhlı muhafızı ile birlikte yeşil sancak, ortada istiklâl alâmeti olan ak sancak, sağ başta ise zırhlı muhafız ile birlikte kırmızı sancak bulunur. Sancakların arkasında ise üçerli koldan üç sıra hâlinde dizilmiş dokuz tuğ gelir. Sağ taraftan kırmızı sancağın arkasında, yeniçerilerin taşıdığı hücum tuğu yer alır. Tuğlardan sonra ortada mehterbaşı bulunur. Mehterbaşından sonra ise mehterin iki katı adedince çevgenler (okuyucular), zurnazenler, boruzenler, nakkarezenler, zilzenler ve davulzenler gelmekte. En arkada ise at sırtında taşınan kös bulunmakta.

Mehter takımı katlardan oluşur. 3 katlı, 5 katlı, 7 katlı, 9 katlı 11 katlı ve 13 katlı diye adlandırılır. En küçüğü 3 katlı, en büyüğü 13 katlı olarak kurulmuştur. Mehter takımında katlı demek her sazdan o katlı nispetinde Enstrüman <saz> bulunması demektir. Yâni 5 katlı Mehter takımında, 5 zurna, 5 boru, 5 nakkare, 5 zilve, 5 davul var demektir. Buna göre 10 çevgen (diğer sazların iki misli) bulunur. 13 katlı Mehter yalnızca Padişaha aittir.
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen gullale »

MEHTER DİZİLİŞ VE YÜRÜYÜŞÜ

Mehter takımının kendine has bir yürüyüş şekli vardır.
Yürüyüşlere dâima BESMELE ve SAĞ Ayakla başlanır. Yürüyüş yapılırken her üç adımda sağa ve sola dönülerek yürünür. Bu Mehter takımının sağa ve sola RAHİMALLAH - KERİMALLAH mânâsına gelen selâmlama yürüyüşüdür. Yoksa bâzı çevrelerin ifâde ettiği gibi iki ileri bir geri şeklinde değildir.
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen gullale »

KONSER DÜZENİ

İlk kurulduğu yıllarda çember biçiminde dizilen mehter, sonraları yarım dâire (hilâl) biçiminde dizilmeye başladılar. Mehteran, dâire şeklinde nevbet nizâmını teşkil ederler, nakkâre zenleri oturup diğerlerinin ayakta durmasıyla da hilal görünümü verir. Kösler hilâlin orta ilerisine konulur. İçoğlanı Başçavuşu, mehter faslı başlamadan önce dâireden çıkarak ortaya gelir ve: "Vaktı-i Sürûru sefâ Mehterbaşı Ağa! Hey! Hey! " diye bağırır. Bu sırada hazır bulunanların dikkatlerini çekmek için nakkarelerle sofyan usûlünde üç tempo atılırdı. Nakkareler çalarken de Mehterbaşı ağa mehterin önüne gelir: "Merhaba Ey Mehteran!" der ve sağ elini göğsüne koyarak mehteri selâmlar.
Mehteran da hep berâber sağ ellerini göğüsleri üzerine koyarak koro hâlinde
"Merhaba, Mehterbaşı Ağa!" diyerek karşılık verirler. Daha sonra mehterbaşı ağa: "Hasduuuur" diyerek çalınacak makâmın ve eserin adını söyler (mesela "Der fasl-ı Acem aşiran, cihadı-ı ekber marş!" derdi) hemen arkasından "Haydi.. Ya ALLAH !" diyerek mehteri icraya geçirir. Nevbet bitince mehter gülbankı (duası) okunur ve fasl sona erer...
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen gullale »

MEHTER DUÂSI

ALLAH ALLAH, Celîlu'l - Cebbar, Muînu's - Settar Hâlıku'l - Leyli ve'n - Nehar, Lâ yezal, Zu'l-celâl, birdir ALLAH Ânın birliğine, Rasûlu Enbiya Peygamberimiz Cenâbı Ahmedi Mahmutu Muhammed Mustafa ( Bütün efrad elleri göğüste olduğu halde rükûa gelir gibi eğilirler ) Âl-i evlâdı Rasûlu muctebi imdâdı rûhâniyyetine; bi'l-cümle Âlem-i İslâm'ın sıhhatu selâmetine, Ordularımızın devâmı Muzafferiyyetine Aziz Devletimizin Bekâu temâdüsüne üçler, yediler, kırklar, göçenler demine devranına HU diyelim HUUU denildikten sonra bütün mehter takımı davul ve zilleri şiddetle vurarak dokuz defa "HU" çekerlerdi. Sonra da üç defa kös vururlardı.

Eli kan kılıcı kan, sînesi uryan, ciğeri püryan, meydan-ı şahâdette ALLAH yoluna revan, Kahrımız Gazâbımız düşmana ziyan!... Aduvden korkmadık korkmayız hiçbir zaman Kur'an'da Zafer vaad ediyor Hazreti Yezdan.. Uğrun açık olsun ey Serdarı Mücâhid, Hüdâ kılıcını keskin etsin. Ömrünü gün gibi bedid! Fahri âlemi hoşnut etsin. HAKK, gazâ-i ekberin etsin mübârek ve Sait.
Resim

Takımın içinden evvelce seçilmiş dik ve güzel sesli biri tiz perdeden: "Nasru'n minallâhi ve fethun karîb. Ve beşşiri'l- mu'minîn" âyetini okur, üç defa "ALLAH" diyecek kadar dururdu. Sonra bütün âletlerle berâber davullar ve kösler hafif vurarak devamlı teramole yaptığı sırada hep bir ağızdan "ALLAH ALLAH" deyince susarlar ve baş eğerek geriye döner ve dağılırlar.
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen gullale »

MEHTER MÜZİĞİ

Mehter müziği klasik Türk müziğindeki makam ve usullerin kullanıldığı teksesli bir müziktir. Peşrev, semâi, nakış, cengi harbi, murabba, kalenderi gibi formları vardır. Mehterhâne'nin repertuarında bunlardan başka serhat türküleri de yer almıştır. Buna karşılık, bâzı mehter peşrevleri de fasıl müziğinde çalınmıştır. Mehter müziğinde ahlâtı, revâni, saf gibi fasıl müziğinde hemen hemen hiç kullanılmamış usullere yer verilmiş, bunların çoğu, o usulde bestelenmiş yapıtların form adı da olmuştur.

Mehter müziğinin bestelerinin çoğunu Mehterhâne'de görevli müzikçiler yapmıştır. Günümüze ulaşan mehter melodilerinin en eskileri Nefiri Behram, Emir-i Hac, Hasan Can ve II. Gâzi Giray gibi 16. yüzyıl bestecilerinin yapıtlarıdır. Notası bulunan yapıtların da büyük çoğunluğu 17. yüzyıldan kalmıştır. Bu yüzden belli başlı bestecileri Zurnazen Edirneli Dağı Ahmed Çelebi, Zurnazen başı İbrâhim Ağa, Müstakim Ağa, Ham mali ve Şah Murad'dır. Hızır Ağa da 18. yüzyılın en büyük mehter bestecisidir. 16. ve 17. yüzyılın çoğu peşrev formunda olan yapıtları Ali Ufki Bey'in ünlü derlemesi Mecmua-i Saz u Söz ve Kantemiroğlu Edvarı adıyla tanınan Kitâbı İlmi'l-Musiki alâ Vechi'l-Hurufat aracılığıyla günümüze ulaşmıştır.

Mehter müziği bestecileri Osmanlı ordusuna cesâret ve coşku verici, düşman askerini korkutucu melodiler yaratmaya özen göstermişlerdir. Osmanlıların Avrupa'nın ortalarına kadar ilerlemesi, 17. yüzyılda mehter müziğindeki birçok ögenin Avrupa müziğine de girmesine yol açmıştır. Bunların başında kös, nakkare, çevgan, halile gibi belirsiz ses veren vurmalı çalgıların kullanılması gelir. Ayrıca bâzı batılı bestecilerin yapıtlarında mehter müziğinden esinlenilmiş bölümler de vardır.

Mehter, sanılanın aksine sâdece marş çalmaz. Kendi yapısına uygun kâr, karçe, beste, semâi, fasıl şarkıları, serhat ve Rumeli türküleri, peşrev ve saz semâileri de mehterin repertuarı içinde yer alır.
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen gullale »

KIYAFETLER

Saz başları kırmızı cübbe, kırmızı kavuk, kırmızı şalvar, sarı üç etek ve sarı yemeni giyerler. Diğer sazlar lacivert cübbe, kavuk, şalvar ve renkli üç etek ile kırmızı yemeni giyerler. Çevgânlar da saz başları gibi giyinirler.

MEHTERANDA BAZI KOMUTLAR VE MALZEMELERİN ANLAMLARI

KONSER NEVBETİ
DİKKAT HEY HEY
SAFTA TOPLAN SAF NİZAMINI
YÜRÜYÜŞ KOLU YÜRÜYÜŞ NİZAMINI
UYGUN ADIM YAKŞİ KADEMİ
MARŞ HAYDİ, YA ALLAH
KONSER DÜZENİ NEVBET NİZAMINI
DEVLET KIRMIZI SANCAK
İSLAMİYET YEŞİL SANCAK
ADALET VE BATI BEYAZ SANCAK
TUĞLAR BEYLİKLERİ
MEHTERAN BÖLÜK KOMUTANI (EMİR-İ ÂLEM BAŞLIĞI) ÜSKÜF
BELİNDE BAĞLADIĞI KUŞAĞA SİLAHLIK
SANCAKTAR VE TUĞCU BAŞLIĞI BÖRK
SANCAKTAR VE TUĞCU YELEĞİ KARTAL KANADI
SANCAKTAR VE TUĞCU GÖMLEĞİ MİNTAN
BÜTÜN MEHTERANIN PANTOLONU ŞALVAR
ÇEVGANI VE SAZ EKİBİ BAŞLIĞI KAVUK
İÇİNE GİYDİKLERİ ENTARİ ÜÇETEK
BÜTÜN MEHTERAN AYAKKABISI YEMENİ
BÜTÜN MEHTERANIN BELİNE SARDIĞI KUŞAK
HALKALARDAN ELBİSE GİYENE MUHAFIZ-ZIRHLI
BAŞINA GİYDİĞİNE MİHFER
OMUZUNA TAKTIĞI TEPSİMSİ YUVARLAĞA KALKAN
MEHTER BAŞININ KONSERİ İDARE SOPASINA ASA
KABA ZURNA ZURNAY
BORU -TROMPET BURGAY-NEFİR
NAKKARE ÇİFTENARA-KOSADUMBUL
ZİL CENG-SANC-ZENÇ
DAVUL TABIL-TIVIL
KÖS KUS-KÖBÜRGE-KÜVRÜĞ
MEHTERAN BÖLÜK KOMUTANI EMÎR-İ ÂLEM
KONSER MUSİKİ ŞEFİ MEHTERAN BAŞI
ÇEVGENLERE ÇEVGÂNİ
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen kulihvani »

Âl-i OSmAN
BiR ZamAN
GELdi-GEÇti
MeHTeRÂN


ZEVK 4378

"İki İleri Bir Geri" mi Mihter-ÂN-ın YÜRÜyüşü?
“Tek SeS” in Esrârı Nedir? cANı COŞkuya DÜRüşü
Derunî DUAsın DUY-AN, “Huu!” Nefes SeSine UY-AN
Sırr-ı Sıfırı “S e Y R Â N” a CAN BaHası-na SÜRüşü…


04.03.11 17:57
GöKlerin Kuşağında
YERlerin Kucağında…


Mehter: (Mih-ter) f. Daha büyük. Reis. Seyis. Osmanlı askeri mızıkası ve buna mensub müzikçiler.
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen gullale »

Mehter dost, sevgi, birlik ve kahramanlık ocağıdır. Mehteri kendine has özellikleri ile korumak yaşatmak gelecek nesil'e bırakmak her Türk'ün görevidir. Mehter; mızıkacı, çadırcı, kavas gibi muhtelif manalarda kullanılmış bir tabirdir Mehter Farsça " MIHTER" kelimesinin Osmanlılarca ULU-BÜYÜK manasına gelen bir kelimesinden alınmıştır. Dilimizde bu kelimenin Arapçalaştırılmış şekillerinden " MEHTER" kullanılmaktadır.


Mehter Takımı

-Tuğlar
-Çorbacıbaşı
-Sancaklar
-Zurnazen
-Boruzen
-Zilzen
-Davulzen
-Cevgen
-Kös
-Nakkarezen


TUĞLAR: Türkler'de, hükümdarlık, vezirlik, beylerbeyilik, sancak beyliği gibi askerî görev ve memûriyet işâreti olarak kullanılmıştır.

ÇORBACIBAŞIMehterin yürüyüşü sırasında en önde yürüyen kişidir.

SANCAKLAROrdunun gurur timsâli olan bayrağa verilen addır. Osmanlıların kullandığı ilk sancak Selçuklu Hükümdarı II. Gıyâseddin Mesud'un Osman Gâzi'ye gönderdiği Ak Sancak'tır.

ZURNAZEN (SER ZURNAZEN)Mehterde Zurna çalanlara verilen isimdir. Zurna bize has bir müzik aleti olma özelliğini hâlen korumaktadır.

BORUZEN (SER NEFİRİ)Mehterde boru çalanlara verilen isimdir. Boru Dünyâda bütün orkestralarda, müzik gruplarında mızıka takımlarında kullanılmıştır ve hâlen kullanılmaktadır.

ZİLZEN (SER ZİNCİRÎ)Mehterde Zil çalanlara verilen isimdir. Mehter de yüzyıllardır kullanılmakta olan Zil bu gün de tüm askeri ve sivil bandolarda ve orkestralarda kullanılmaktadır.

DAVULZEN (SER TEBBAL)TEBBAL : Mehterde Davul çalanlara verilen isimdir. Davul; Türklerin çok eskiden beri kullandıkları baş çalgıdır. Kaynağı Orta Asya'dır. Davul, Selçuklu Türkleri'nce Anadolu'ya getirilmiş, Osmanlı Türkleri aracılığıyla da Avrupa'ya yayılmıştır.

CEVGENMehterde ucunda küçük ziller bulunan bir sopa şeklinde müzik âletini kullananlara verilen isimdir . Sâdece Mehtere has bir müzik âletidir. Başka yerde kullanılmaz.

KÖSMehterde Kös çalan kişiye verilen isimdir. Daha önceleri Kös sâdece pâdişah mehterlerinde kullanılırdı. 3.Selim diğer mehterlere de Kös konulmasına izin vermiştir.

NAKKAREZEN (SER NAKKARAZEN)Nakkare (Kudüm) ağızları deri kaplı , birbirine bağlı farklı büyüklükte iki çömlekten oluşan bir çalgı olup mehterde bunu çalanlara Nakkarezen ismi verilmektedir.

Mehter Harp Duası (Harp Gülbankı):

Eûzubillâh, Eûzubillâh...
Hûda'ya şükr-i bîhad,
lâ ilâhe illallah! El-meliku'l-Hakku'l-mubîn! Muhammedu'r -Rasûlullah, es-sâdıku'l-va'du'l-emîn!
İnnâ Fetahnâ leke fethan mubînâ ve yensurekallâhu nasran azîzâ!
Ey pâdişâh-ı halîfetullah, el-İslâmu aleyke avnullah!
Sensin haris-i dîn-i mubîn, harîs-i Şeriatullah!
Uğrun açık olsun ey Pâdişâhım Emr-i ikbâlin mecîd!
Hûda kılıcını keskin eylesin, nûr-ı şan satvetine gün gibi medît!
Rûh-ı pâk-ı Fahr-i âlemi hoşnûd etsin,
HAKK Gazâ-ı Ekber'in etsin mubârek ve saîd...


Mehter Duâsı:
ALLAH ALLAH, Celîli'l-cebbâr, MuînU's-settâr Hâliku'l-leyli ve'n-Nehâr, lâyezâl, zU'l-celâl, birdir ALLAH! Ânın birliğine.
Rasûlu Enbiyâ Peygamberimiz Cenâb-ı Ahmed-i Mahmud-u Muhammed Mustafa (bütün efrâd elleri göğsünde olmak üzere rukûya gelir gibi eğilirler, pâdişah geldiği zaman ise sâdece baş eğer, daha fazla eğilmezler)
Âl-i evlâd-ı Rasûlu Mücteba imdâd-ı rûhâniyyetine!
Pîrân, mürşidîn, âşıkîn, kur'agerîn, vâsilîn, hamele-i Kur'ân, güzeştegân, ehl-i imân ervâhına, avni inâyetine! Halîfetu'l-İslâm es-sultân İbni's-Sultan bi'l-cümle İslâm'ın nevât ve seâdet ve selâmetine, pirler, erenler, üçler, yediler, kırklar, göçenler, demine devrânına "Hû" diyelim "Huuu" denildikten sonra; bütün mehter takımı, davul ve zilleri şiddetli vurarak dokuz defa "Hû" çekerlerdi.



Mehterde Kullanılan Komutlar ve Yürüyüş Şekli

Mehterin kendine has orijinal bir yürüyüşü vardir. Bu yürüyüşün temposu, “KerîmALLAH-Eyüsün, RahîmALLAH-Eyüsün” ritmidir. Yâni 1,2,3,4, sayılı.

1,2,3,4 ve 1,2,3,4 seklinde bir yürüyüştür. Yürüyüşe sağ ayakla başlanır, 3 adımda bir durulur ve bu duruşta hafif yarım sağa veya sola dönülür, yürüyüş bu şekilde devam eder.


KOMUTLAR:

Dikkat: Hey, hey
Esas duruş : Hasdur
Rahat: Rahat
Marş: Haydi ya ALLAH! Safta toplan
Marş marş: Saf nizâmı
Yürüyüş kolunda toplan: Yürüyüş nizâmı.
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen gullale »

kulihvani yazdı:

ZEVK 4378

"İki İleri Bir Geri" mi Mihter-ÂN-ın YÜRÜyüşü?
“Tek SeS” in Esrârı Nedir? cANı COŞkuya DÜRüşü
Derunî DUAsın DUY-AN, “Huu!” Nefes SeSine UY-AN
Sırr-ı Sıfırı “S e Y R Â N” a CAN BaHası-na SÜRüşü…


04.03.11 17:57
GöKlerin Kuşağında
YERlerin Kucağında…
Mehter takımı yürüyüşü üç ileri gidiş dördüncü adım yarım dönerek SAĞa selâm üç ileri gidiş dördüncü adım yarım dönerek SOLa selâm şeklinde olduğunu öğreniyoruz. Buradan âcizâne anladığım;

SAĞ ZÂHİR'e "RAHİMALLAH-KERİMALLAH" SELÂMlaması...
SOL BÂTIN'a "RAHİMALLAH-KERİMALLAH" SELÂMlaması...

ÜÇ ADIM: ŞERİAT-TÂRİKAT-MÂRİFET ADIMları gibi sanki. Bu üç adımı yürüdükten sonra dördüncü HAKÎKAT adımının yarısı SAĞa dönerek SELÂMETi ZÂHİRde da'vet edilmekte üç adım daha atıp SAĞa dördüncü adımın diğer yarımıyla da SELÂMETi BÂTINda da'vet etmekte sanki...

ZÂHİR-BÂTIN adımı BİR adım olup yarım adım ZÂHİRe yarım adım BÂTINa atılarak SELÂMETin ayakları İLÂHE ayağı ile İLLALLAH ayağı gibi uygulanmakta diye anlıyorum...

Osmanlı kuruluşu Veliyyullah duâsıyla ve nasihatlarıyla olmuştur. Osmanlı'nın temelinde Velîlerin, Ehlullah'ın harcı olduğunu bilirsek Mehteran'ın oluşma ve gelişmesinin gelişigüzel olmadığını himmet üzere, hikmet üzere olduğunu düşünüyorum... Doğrusunu
ALLAH bilir...

MuhaMMedî MuHABBEtlerimle...
Resim
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: MEHTERAN

Mesaj gönderen MINA »

Mehter dost, sevgi, birlik ve kahramanlık ocağıdır. Bunu DUYunca NE GÜZELmiş dedim..
İki ileri, BİR geri yürümek, çokk sevilen DOST'a BİR AN önce kavuşmak arzusuyla ilerlemek sanki...Sonra BİR geri yürümek, daha vakti gelmeden DOST çağırmadan OLmaz yahuu deyip, EDEBen geri çekilmek...

Sonrada ANlıyorki İnsan, Kul, Allah'a yürüyünce, Allah da ona geliyor. Yürüyerek giderse, koşarak geliyor. ...

Ve Yürüyüşe sağ ayakla başlanır...Bu hâl diliyle, bismillah DEmeye benziyor...
mesela, Minnettarlığı ifade etmek üzere, sıhhat, afiyet ve selâmet dilemek için (Sağ ol) denir, sol ol denmez...
Müsafeha (Sağ) elle yapılır, sol elle yapılmaz.
Kur'an-ı kerimde, amel defteri sağdan verilenler övülmekte. Soldan verilenler kötülenmekte, şöyle buyurulmaktadır:

(Amel defterleri sağdan verilenler: ne mutlu o sağcılara! Kötülük işlediklerini belirtmek üzere, amel defterleri soldan verilenler; ne yazık o solculara!) [Vakıa 8,9]

Sağ ruhtur, sol maddedir. İsimleri ayrı olsa da komünizm, faşizm ve kapitalizm gibi bütün izmli sistemlerin hepsi birer sol sistemdir.

Sol, yokluk ve hiçliktir. Onlar için ölüm sondur. Sağ ise ebedîdir. Ölüm son değil, gerçek hayatın başlangıcıdır.


RabbimİZ rahmet buyursun inşaAllah...
sevgiyle
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Cevapla

“Tarih” sayfasına dön