KUNUT DUALARımız
Gönderilme zamanı: 01 Eyl 2014, 23:54
KUNUT DUALARımız..
KUNUT: Yatsı veya sabah namazlarında ayakta okunan duâ. Namazda, kıyamın özel bir yerinde dua etmektir. İbadet. Duâ. Taat. Şükür eylemek. Namazda dünya kelâmından imsak eylemek, yani kendini tutup konuşmamak. lisânımızda, divân durmak tâbir edilir.
Allâhümme innâ nesteînüke ve nestağfirüke ve nestehdik. Ve nü’minü bike ve netûbü ileyk. Ve netevekkelü aleyke ve nüsni aleykel-hayra küllehü neşkürüke ve lâ nekfürüke ve nahleu ve netrükü men yefcürük.:
Allahım!
SENden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, razı olduğun şeylere hidayet etmeni isteriz. SANA inanırız, SANA tevbe ederiz. SANA güveniriz.
Bize verdiğin bütün ni’metleri bilerek SENi hayır ile överiz. SANA şükrederiz.
Hiçbir ni’metini inkar etmez ve onları başkasından bilmeyiz.
Ni’metlerini inkar eden ve SANA karşı geleni bırakırız-terk ederiz!.
Allâhümme iyyâke na’büdü ve leke nüsalli ve nescüdü ve ileyke nes’a ve nahfidü nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke inne azâbeke bilküffâri mülhık.:
Allahım!
Biz yalnız SANA kulluk ederiz.
Ve namazı yalnız SENin için kılarız, ancak SANA secde ederiz.
Yalnız SANA koşar ve SANA yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalışırız.
İbadetlerini sevinçle yaparız. Rahmetinin devâmını ve çoğalmasını dileriz.
Azabından korkarız, şüphesiz SENin azabın kafirlere ve helâk olmuş-inançsızlara ulaşır.
**
Kunut: Yatsı veya sabah namazlarında ayakta okunan duâ. İbadet. Duâ. Taat. Şükür eylemek. Namazda dünya kelâmından imsak eylemek, yani kendini tutup konuşmamak. Dua veya beddua okumaktır..
Kunut Duası, ALLAH celle celâluhu tarafından tilâvetsiz mânâ (vahy-i gayr-i metlüv) olarak nazil buyurulmuş ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tarafından da duâ diliyle metinleştirilmiş dualardandır.
Kunut dualarını Hanifi Mezhebinde olanlar Vitri Vâcibb namazının son rekatında rukuya gitmeden tekbir alıp okurlar. Okunması vâcibtir, terkinde sehiv secdesi gerekmektedir.
Ebu Davud’un İbn Abbas’tan yaptığı rivayete göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir ay aralıksız öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarında, her namazın sonunda / sonuncu rekatta: "Semiallahülimenhamideh" deyince kunut yaptı. Bu kunutta Beni Süleym’den bazı kabilelere; Ri’l’e, Zekvan’a ve Usayye’ye beddua etti, arkasındakiler de “âmin!” dediler.
(Ebu Davud, Salat, 345)
Benzer rivayetler Buharî ve Müslim’de de vardır.
Ebu Davud'un Merasil'de Halid b. Ebu İmran'dan tahric etliği şu haberdir:
"Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Mudar kabilesi aleyhine dua ederken Cebrail (aleyhi's-selâm) ona geldi ve kendisine, sukût et, imâsında bulundu, ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de sukût etti.
Cebrail (aleyhi's-selâm) Ona şöyle dedi: "Yâ Muhammed! Allah seni sebbedici (sövücü) ve lânetleyici olarak göndermedi, seni âlemlere rahmet olarak gönderdi, bu işten sana bir şey yoktur." Bundan sonra kendisine kunutu öğretti. "Allahumme innâ nestainuke..."
(Nasbu'r-Râye, II, 135 vd.)
Vitir ve sabah namazlarında ayakta yapılan duaya genel olarak “kunut” adı verilmektedir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in değişik zamanlarda ve namazlarda farklı farklı kunut duaları okuduğuna dair hadisler vardır. İmam Şafiî ve İmam Mâlik’e göre, kunut duası, sabah namazının farzında rükû ile secde arasında kıyam halinde okunur. Fakat, Ebu Hanîfe Hazretleri, kunut duasının farz namazlarda geçici bir süre için okunduğu ve daha sonra kaldırıldığı, bu nedenle vitir namazından başka bir namazda okunmayacağını söyler. Ancak bir fitne, belâ ve musîbet vuku bulduğu zamanlarda sabah namazının farzında da kunut okunabileceğini belirtmektedir.
Hanefiler ile Hanbelîlere göre: Sadece vitir namazında kunut yapılır. Hanefîlere göre kunut rukû'dan önce yapılır. Hanbelîlere göre ise ruku'dan sonra yapılır. Vitir dışında her hangi bir namazda kunut yapılmaz.
Mâlikiler ve Şafîlere göre: Sabah namazında rukû'dan sonra kunut yapılır. Kunutun rukû'dan önce yapılması daha faziletlidir. Sabah namazının dışında her hangi bir namazda kunut yapmak mekruhtur.
Hanefilere göre kunut yapmanın hükmü:
Ebu Hanife'ye göre vâcibb, İmameyn'e (Ebu Yusuf ile imam Muhammed) göre sünnettir. Bu husustaki ihtilâf vitir namazı konusundaki ihtilâfa benzemektedir.
Kunut'un yapılma yeri, vitir namazının üçüncü rekâtında rukû'ya varmadan öncedir.
Bunun delili bir sahabe topluluğundan rivayet edilen şu haberdir (Bu sahabe topluluğu: Ömer, Ali, İbni Mes'ud, İbni Abbas ve Ubey b. Kâ'b'dır):
"Hz. Peygamber Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in kunutu vitir namazında rukûya gitmeden öncedir."
(Nasbu'r-Râye, II, 123 vd)
Kunutun miktarı: Zaman bakımından "İzes-semau'n-şakke (inşikak)" sûresini okuyacak kadar bir zamandır. Çünkü Hz. Peygamber (aleyhi's-selâm)'ın kunutta "Allahumme innâ nestaînuke, yahut Allahumme'hdinâ fîmen hedeyte ilh." duasını okuduğu rivâyet edilmiştir. Her ikisinin de uzunluğu bu sûre kadardır.
Hanefî Mezhebince okunan kunut duâları:
“Allahümme innâ nesta’înüke ve nestağfiruke ve nestehdîke. Ve nü’minü bike ve netûbü ileyke ve netevekkelü aleyke ve nüsnî aleyke’l-hayra küllehû neşküruke velâ nekfüruke. Ve nahle’u ve netrukü men yefcüruke. Allahümme iyyâke na’büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes’â ne nahfidu nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke. İnne azâbeke bi’l-küffâri mülhık.”
Mânâsı: “Allah’ım! Biz Senden yardım isteriz. Günahlarımızı bağışlamanı ve bize hidâyet vermeni dileriz. Sana îman ederiz, Sana tövbe ederiz. Sana tevekkül ederiz. Seni senâ ederiz. Bütün hayrın Senden olduğunu bilir ve Sana teşekkür ederiz. Sana nankörlük etmeyiz. Allah’ım! Biz ancak Sana ibâdet ederiz. Ve Senin için namaz kılarız ve secde ederiz. Ve Sana koşarız. Severek ibâdet yaparız. Rahmetini umarız. Ve azâbından korkarız. Muhakkak Senin azâbın kâfirlere ulaşır.”
Şâfiî Mezhebinde okunan kunut duâları:
Şâfiîler bu duâya ilâveten şu cümleyi de okurlar:
“Feleke’l-hamdü alâ mâ gadayte estağfiruke ve etûbü ileyke ve sallallahü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.”
Mânâsı: “Allah’ım! Hükmettiğin her şeyle ilgili olarak hamd Sana mahsustur. Sana istiğfar ediyoruz. Sana tövbe ediyoruz. Efendimiz Muhammed’e, O’nun âl ve ashabına salât ve selâm olsun.”
Hanbelî Mezhebinde okunan kunut duâları:
Kunut duâsına bu duâ ile başlamakla berâber, daha uzunca yaparlar. Onlara göre kunut duâsının devâmı şöyledir:
“Allahümme’hdinâ fîmen hedeyte ve âfinâ fîmen âfeyte ve tevellenâ fîmen tevelleyte ve bârik lenâ fîmâ a’tayte ve kınâ şerra mâ gadayte inneke sübhâneke takdî velâ yukdâ aleyke innehû lâ yezillü men vâleyte velâ ye’ızzü men âdeyte tebârekte Rabbenâ ve teâleyte. Allahümme innâ ne’ûzü biridâke min sehatike ve biafvike min ukûbetike ve bike minke lâ nuhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike.”
Mânâsı: “Allah’ım! Hidâyet buyurduğun kimseler içinde bize de hidâyet nasip eyle! Âfiyet verdiğin kimseler içinde bize de âfiyet ihsan eyle! Kendisine dostluk gösterdiğin kimseler içinde bize de dostlukta bulun! Verdiğin şeylerde bize bereket nasip et ve onları bizim için hayırlı kıl! Hükmettiğin kazâların şerrinden bizi koru! Şüphesiz ki Sen, noksanlıklardan münezzeh olup her şeye hükmedersin. Ve Sana karşı da hükmedilemez. Üstün kıldığın kimse hor ve zelîl olmaz. Alçalttığın kimse de şeref ve izzet bulamaz. Sen kutlusun Rabbimiz, Sen yücesin. Allah’ım! Biz, gazabından rızâna sığınırız. Cezândan affına sığınırız. Seni hakkıyla övemeyiz. Sen Kendini övdüğün gibisin!.”
KUNUT: Yatsı veya sabah namazlarında ayakta okunan duâ. Namazda, kıyamın özel bir yerinde dua etmektir. İbadet. Duâ. Taat. Şükür eylemek. Namazda dünya kelâmından imsak eylemek, yani kendini tutup konuşmamak. lisânımızda, divân durmak tâbir edilir.
Allâhümme innâ nesteînüke ve nestağfirüke ve nestehdik. Ve nü’minü bike ve netûbü ileyk. Ve netevekkelü aleyke ve nüsni aleykel-hayra küllehü neşkürüke ve lâ nekfürüke ve nahleu ve netrükü men yefcürük.:
Allahım!
SENden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, razı olduğun şeylere hidayet etmeni isteriz. SANA inanırız, SANA tevbe ederiz. SANA güveniriz.
Bize verdiğin bütün ni’metleri bilerek SENi hayır ile överiz. SANA şükrederiz.
Hiçbir ni’metini inkar etmez ve onları başkasından bilmeyiz.
Ni’metlerini inkar eden ve SANA karşı geleni bırakırız-terk ederiz!.
Allâhümme iyyâke na’büdü ve leke nüsalli ve nescüdü ve ileyke nes’a ve nahfidü nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke inne azâbeke bilküffâri mülhık.:
Allahım!
Biz yalnız SANA kulluk ederiz.
Ve namazı yalnız SENin için kılarız, ancak SANA secde ederiz.
Yalnız SANA koşar ve SANA yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalışırız.
İbadetlerini sevinçle yaparız. Rahmetinin devâmını ve çoğalmasını dileriz.
Azabından korkarız, şüphesiz SENin azabın kafirlere ve helâk olmuş-inançsızlara ulaşır.
**
Kunut: Yatsı veya sabah namazlarında ayakta okunan duâ. İbadet. Duâ. Taat. Şükür eylemek. Namazda dünya kelâmından imsak eylemek, yani kendini tutup konuşmamak. Dua veya beddua okumaktır..
Kunut Duası, ALLAH celle celâluhu tarafından tilâvetsiz mânâ (vahy-i gayr-i metlüv) olarak nazil buyurulmuş ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tarafından da duâ diliyle metinleştirilmiş dualardandır.
Kunut dualarını Hanifi Mezhebinde olanlar Vitri Vâcibb namazının son rekatında rukuya gitmeden tekbir alıp okurlar. Okunması vâcibtir, terkinde sehiv secdesi gerekmektedir.
Ebu Davud’un İbn Abbas’tan yaptığı rivayete göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir ay aralıksız öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarında, her namazın sonunda / sonuncu rekatta: "Semiallahülimenhamideh" deyince kunut yaptı. Bu kunutta Beni Süleym’den bazı kabilelere; Ri’l’e, Zekvan’a ve Usayye’ye beddua etti, arkasındakiler de “âmin!” dediler.
(Ebu Davud, Salat, 345)
Benzer rivayetler Buharî ve Müslim’de de vardır.
Ebu Davud'un Merasil'de Halid b. Ebu İmran'dan tahric etliği şu haberdir:
"Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Mudar kabilesi aleyhine dua ederken Cebrail (aleyhi's-selâm) ona geldi ve kendisine, sukût et, imâsında bulundu, ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de sukût etti.
Cebrail (aleyhi's-selâm) Ona şöyle dedi: "Yâ Muhammed! Allah seni sebbedici (sövücü) ve lânetleyici olarak göndermedi, seni âlemlere rahmet olarak gönderdi, bu işten sana bir şey yoktur." Bundan sonra kendisine kunutu öğretti. "Allahumme innâ nestainuke..."
(Nasbu'r-Râye, II, 135 vd.)
Vitir ve sabah namazlarında ayakta yapılan duaya genel olarak “kunut” adı verilmektedir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in değişik zamanlarda ve namazlarda farklı farklı kunut duaları okuduğuna dair hadisler vardır. İmam Şafiî ve İmam Mâlik’e göre, kunut duası, sabah namazının farzında rükû ile secde arasında kıyam halinde okunur. Fakat, Ebu Hanîfe Hazretleri, kunut duasının farz namazlarda geçici bir süre için okunduğu ve daha sonra kaldırıldığı, bu nedenle vitir namazından başka bir namazda okunmayacağını söyler. Ancak bir fitne, belâ ve musîbet vuku bulduğu zamanlarda sabah namazının farzında da kunut okunabileceğini belirtmektedir.
Hanefiler ile Hanbelîlere göre: Sadece vitir namazında kunut yapılır. Hanefîlere göre kunut rukû'dan önce yapılır. Hanbelîlere göre ise ruku'dan sonra yapılır. Vitir dışında her hangi bir namazda kunut yapılmaz.
Mâlikiler ve Şafîlere göre: Sabah namazında rukû'dan sonra kunut yapılır. Kunutun rukû'dan önce yapılması daha faziletlidir. Sabah namazının dışında her hangi bir namazda kunut yapmak mekruhtur.
Hanefilere göre kunut yapmanın hükmü:
Ebu Hanife'ye göre vâcibb, İmameyn'e (Ebu Yusuf ile imam Muhammed) göre sünnettir. Bu husustaki ihtilâf vitir namazı konusundaki ihtilâfa benzemektedir.
Kunut'un yapılma yeri, vitir namazının üçüncü rekâtında rukû'ya varmadan öncedir.
Bunun delili bir sahabe topluluğundan rivayet edilen şu haberdir (Bu sahabe topluluğu: Ömer, Ali, İbni Mes'ud, İbni Abbas ve Ubey b. Kâ'b'dır):
"Hz. Peygamber Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in kunutu vitir namazında rukûya gitmeden öncedir."
(Nasbu'r-Râye, II, 123 vd)
Kunutun miktarı: Zaman bakımından "İzes-semau'n-şakke (inşikak)" sûresini okuyacak kadar bir zamandır. Çünkü Hz. Peygamber (aleyhi's-selâm)'ın kunutta "Allahumme innâ nestaînuke, yahut Allahumme'hdinâ fîmen hedeyte ilh." duasını okuduğu rivâyet edilmiştir. Her ikisinin de uzunluğu bu sûre kadardır.
Hanefî Mezhebince okunan kunut duâları:
“Allahümme innâ nesta’înüke ve nestağfiruke ve nestehdîke. Ve nü’minü bike ve netûbü ileyke ve netevekkelü aleyke ve nüsnî aleyke’l-hayra küllehû neşküruke velâ nekfüruke. Ve nahle’u ve netrukü men yefcüruke. Allahümme iyyâke na’büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes’â ne nahfidu nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke. İnne azâbeke bi’l-küffâri mülhık.”
Mânâsı: “Allah’ım! Biz Senden yardım isteriz. Günahlarımızı bağışlamanı ve bize hidâyet vermeni dileriz. Sana îman ederiz, Sana tövbe ederiz. Sana tevekkül ederiz. Seni senâ ederiz. Bütün hayrın Senden olduğunu bilir ve Sana teşekkür ederiz. Sana nankörlük etmeyiz. Allah’ım! Biz ancak Sana ibâdet ederiz. Ve Senin için namaz kılarız ve secde ederiz. Ve Sana koşarız. Severek ibâdet yaparız. Rahmetini umarız. Ve azâbından korkarız. Muhakkak Senin azâbın kâfirlere ulaşır.”
Şâfiî Mezhebinde okunan kunut duâları:
Şâfiîler bu duâya ilâveten şu cümleyi de okurlar:
“Feleke’l-hamdü alâ mâ gadayte estağfiruke ve etûbü ileyke ve sallallahü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.”
Mânâsı: “Allah’ım! Hükmettiğin her şeyle ilgili olarak hamd Sana mahsustur. Sana istiğfar ediyoruz. Sana tövbe ediyoruz. Efendimiz Muhammed’e, O’nun âl ve ashabına salât ve selâm olsun.”
Hanbelî Mezhebinde okunan kunut duâları:
Kunut duâsına bu duâ ile başlamakla berâber, daha uzunca yaparlar. Onlara göre kunut duâsının devâmı şöyledir:
“Allahümme’hdinâ fîmen hedeyte ve âfinâ fîmen âfeyte ve tevellenâ fîmen tevelleyte ve bârik lenâ fîmâ a’tayte ve kınâ şerra mâ gadayte inneke sübhâneke takdî velâ yukdâ aleyke innehû lâ yezillü men vâleyte velâ ye’ızzü men âdeyte tebârekte Rabbenâ ve teâleyte. Allahümme innâ ne’ûzü biridâke min sehatike ve biafvike min ukûbetike ve bike minke lâ nuhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike.”
Mânâsı: “Allah’ım! Hidâyet buyurduğun kimseler içinde bize de hidâyet nasip eyle! Âfiyet verdiğin kimseler içinde bize de âfiyet ihsan eyle! Kendisine dostluk gösterdiğin kimseler içinde bize de dostlukta bulun! Verdiğin şeylerde bize bereket nasip et ve onları bizim için hayırlı kıl! Hükmettiğin kazâların şerrinden bizi koru! Şüphesiz ki Sen, noksanlıklardan münezzeh olup her şeye hükmedersin. Ve Sana karşı da hükmedilemez. Üstün kıldığın kimse hor ve zelîl olmaz. Alçalttığın kimse de şeref ve izzet bulamaz. Sen kutlusun Rabbimiz, Sen yücesin. Allah’ım! Biz, gazabından rızâna sığınırız. Cezândan affına sığınırız. Seni hakkıyla övemeyiz. Sen Kendini övdüğün gibisin!.”