DÜŞünDÜRülDÜklerim

Cevapla
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

DÜŞünDÜRülDÜklerim

Mesaj gönderen simurg »

Resim


.
DÜŞünDÜRülDÜklerim

Bugün ve her zaman devamlı düşünmekte olduğum meseleleri düşündüm yine,
ibadetlerimin zayıf ve az olması sebebiyle daima kendimi mahçup hissediyor olmamın yanında,
düşünmenin çekim ve cazibesi ile meşgul olmayı bu kadar çok sevebilmemin
kesinlikle bir lutf-u ilahi olduğuna bir kere daha kanaat ettim,

bu benim tercihim gibi görünmekte ise de,
tercihlerimi tercih ettiren Rabbim'e (Azze Ve Celle) Hamdolsun,
ve ben şükürde ne kadar yetersiz, zalim ve cimri olduğumu düşünmekteyim sürekli.

inşaallah ibadet ve taatimizinde çoğalıp,
içeriklerinin kıymetlenmesini Rabbim Teala nasib ve ihsan etsin!. Âmin!.

Dünya ile kayıdlı ne kadar az bağım olduğunu düşünüyorum bazen,
buna sevinmekteyim de aslında.

gitmek için her AN hazır olmak duygusu içime sığmayacak kadar büyük ve güzel gelmekte bazen.
Hatta bu özlediğim bir şey bile diyebiliyorum.

İçime bakıp teftiş etmeye çalışmakta iken,
kendimde bir hırs ve tamah duygusu bulamıyor olduğumu görmek

Bazen iyi hissettiriyor, bazen ise “acaba öyle mi?” diye düşündürüyor.
elde etmek için didinmek duygusu taşıdığım bir şey arıyorum bazen kalbimde,
bulamıyorum gibi ama yeterince de emin değilim,
kibir etmemeliyim, belki vardır ve ben fark edememekteyimdir.

“Hiç kendime mâlik ve kendimden mesul,
dilediğim ferahlıkta bir ruh huzuru ile yaşadığım günüm var mı?” diye yokluyorum kalbimin hafızasını.

Dünyayı istiyor muyum? Dünyayı sevmeyi isteyebiliyor muyum?
zayıf bir histen başka, gayrete değer bir arzu da bulamamaktayım sanki.
sanırım imkansız olduğuna hükmetmemin de bunda payı vardır.

Şu ana kadar olanın dışında,
farklı belki yeni bir hayat arayışı içerisinde de olamıyorum.
Bu konuda da isteksizim

Hakk celle celaluhu neler bahşeder bilemiyorum,
ancak olanca gücüm ile razı ve sabırlı olabilmek için kalbî dualar ediyorum.
İnsanlara bakıyorum, bir telaş bir canlılık, bir mücadele,

“ne için? ve ne gereği var?” demekten kendimi alamıyorum,
borçlanmalar, eskimeden yenilenen eşyalar, insan insana kıyas ve yarışma içerisinde görüntüler,
vs. bilinmeyen şeyler değil elbette bunlar,
insanlık tarihi kadar eski bir yaşam kültürü ve gelenekleşmiş hayatı yaşama algıları hepsi de,

bir hayatı, ancak böyle yaşanabilir sanmak, insanların tuhaf bir yanılgısı belkide,
beklide onlar haklı da, ben marazî fikirler ile kendimi harcadım bu hayatta.

Yine bilemiyorum,
bazen vechimi tamamıyla karşıtlık içermeyen bir duygu durumunda tutmaya çalışarak hislerimi denetliyorum,

O zaman da bunların dışarısında kalmış olmamın,
bir ihsan olduğuna hükmediyorum elimde olmadan.
içerisine girmeye hiç de gönüllü olmayacağım tuhaflıkları bir kenara bırakırsak eğer,
kendimi hür kılmak adına, hatalar yapmış olmak suçluluk duygusu geliştirmekte içimde,

oysa ben zaten hür’düm, ne diye hürriyet adına esaretlere talip oluyordum öyleyse,
bu tesbit, hayatımı değiştiren bir dönüm noktası sanırım.

Bazen, ciddi yorulmuş hissediyorum kendimi,
Öyle bin yıl uyusam yetmeyecek gibi,
Hani, ara vermeden yürüyüp dururuz ya,
Yürürüz yürürüz,
yürümekden başka çaremiz yokmuş gibi durmaksızın yürürüz,

Sonra bir şey olur,
bir vesile ile durmak zamanı gelmiştir.
ama bir kere durduğumuz zaman
yeniden adım atabilmemiz çok güç olur,
dinlenmek yetmemiş duygusu yaşarız,
bir daha yürümek isteğine kavuşmak bile anlamsızlaşır,
böylesi tuhaf haller algılamak hoşuma giden bir durum değil,
içimden devamlı bir dua kendisine vücud bulmakta,

“Yâ Rabbim zalimlerin zulmünden hıfz ve muhafaza buyur bizleri inşallah!
İftiracı, hastalıklı, sabit fikirli ve acımasız insanların şerrinden koru ve muhafaza et inşallah!.” Âmin!..
“İnsanı, insan İNSAN eder” demekte Münir Derman Hocamız,
Ve bir de,bu cümlenin Batıni aynasına bakacak olursak eğer,
“İnsana en büyük zulüm yine insandan gelir” de diyebiliriz o zaman.

İnsan noktanın kendisi,
Ya saadetin melce-i kaynağının sudur edeceği bir nokta,
Veya zulmün neşv ü nemâ bulacağı bir zulümat kaynağı,
Her ikiside insanda.
Ve insanın“insan” veya “İNSAN” olmak için tercihi ile değişmekte her şey.

Yâ Hakk !
Şerleri hayreyle inşallah!. Âmin!.
Zerre misali gam keder ve hüzün ile daraltma kalblerimizi,

Çünkü ancak bu şekilde,
bu kalb-i imanımız ancak SEN’i bilmek ve SANA doğru seyr-ü süluk etmek için
kuvvetlenme zemini ve imkanı bulabilsin inşaallah.

Hayatı anlamaya çalışırken, yaşamayı kaçırmak olası,
Ama anlamadan anlamsız bir hayattan ise,
Yine de anlamak evlâ sanırım.

Rabbim hayrlar ile perverde eyle zâhirimizi,
bâtınımızı, kalbimizi, aklımızı, hayatımızı ve mematımızı inşallah!.

Âmin ecmain!.
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: DÜŞünDÜRülDÜklerim

Mesaj gönderen simurg »

Resim

Ben neye sahibim?



Her şey dünya hayatı itibarı ile nihayete erdiğinde,
benimle ebedi Hayy olarak var olacak olan,
Ve bana kalacak olan ne?
Yanıma kalacak olan ne?

Neyle baş başa, veya yüz yüze kalacağım,
Ne hazırlamaktayım
Çünkü hazırlık yapmak âlemi olan bir dünya hayatını,
Hazırlık için kullanabileceğim araç ve gereçler ile donatılı olarak yaşamaktayım.

Ve bu benim imtihanım üstelik,
Ama ben neyi yaşamaktayım?
Benimle birlikte yaşayan nedir?.

Hayat dünyada geçirdiğimiz ömür süresi içerisinde yapageldiklerimiz ise,
Yaşamak dediklerimiz biraz farklı olsa gerek,

Çünkü “BİL-BUL-OL-YAŞA!” demekteyiz,
“Yaşa= hayat sür” anlamında değil burada çünkü,
O halde yaşamaktan maksad,
BİZ’de hiç ölmeyecek hale gelmiş olarak yaşamakta olan, ve
BİZ’e ait olan bir şeyi kasdetmekteyiz,

Ve sahip olduğumuz bir şeyden bahsetmekteyiz aynı zamanda,
Biz neye sahibiz?

Bu içerisine girdiğimden beri, (dün bu saatler itibarıyle bir vakit idi)
Tir tir titrememe sebep olan, düşündükçe beni istemdışı bir algı ile
“düşüncelerimden örülü başka bir varlık” da olduğuma hükmettiren bir durum halini almakta,
Ellerim buz kesiyor,

İçerimde bu düşünülen her şeyin,
bir düşüneni olduğunu anlamak sandığım tuhaf bir duyguya kapılmaktayım.

Dünyada hiçbir şeye, sahiblik ve mâliklik yükleyemem,
Doğduğum anneme sahib değilim,
Aynı evde büyüdüğüm kardeşlerime sahib değilim
Evladlarım olsa onlarında sahibi olmayacağım,
Ne yediğim lokmalara mâlikim,
Ne teneffüs ettiğim hava bana ait..
Ne ibadet ve taatlerime hükmüm geçer,

“Kabire girdiğim de yanımda yalnız amellerim kalacakmış” öyle öğrenmiştim.
Şimdi bu düşünceler öyle bir hiss ile kuşattı ki kalbimi,
Ben amellerime de sahib değilim,

Yapıldığı andaki duygum ve niyetim ile kalbimden doğduklarını düşününce,
vücud bulmasının tek dikkate değer manası bu duygu ve niyetim olmakta,
Sadece bana bunların kaldığını görmekteyim,

Kalbimdeki niyetim ve bu niyetimin mevcudiyet kazanması neticesinde kalbime yerleşen duygum,
Sevinme, huzur ve itaat etmiş olmamın kalbime verdiği sükunet, emniyet vs.

İşte her şey de bundan ibaret sanmaktayım ,
Her şey bir duygu ve düşünceler denklemi,
Ya da en basit haliyle “yaşanmışlık” dediğimiz kalbî durumumuz.

Rabbimiz bize ne kadar yakın?
“Şahdamarımızdan, daha yakin” denmekte Kur'ân-ı Kerimimizde.
Evet ama ne kadar demek bu yakinlik,

Anlamak istiyorum çünkü,
Ve anlayarak sindirmek istiyorum bu mânâyı,
Bu yakinliği bir şeye benzetmem gerek ki,
Sahiplik duygum oluşsun,

Ve bu duygudan başka da hiçbir şeye sahibim diyemeyeceğim nasılsa,

Yemekleri sindiren sindirim sistemimiz bize hiç sormadan kontrolümüz dışında görev yapmakta,
Ciğerlerimize biz emir vermiyoruz nefes alması için,
Gözlerimizi bile yarı yarıya istem dışı kapatıp açıyoruz,
Bir noktaya gelince kapatmamak için zorlamamızın asla faydası olmaksızın, kapanmak zorunda kalıyorlar,
Kulaklarımıza gelen sesi duymak için bir düğmeye basmıyoruz,
Onlar kendiliğinden duyuyor,
Vücudumuz atık maddeleri kendiliğinden dışarı atıyor,

“Bir damla su ve bir damla idrarsın” demişti Hocam bana,
Ben gözümden akan bir damla yaş isem de, kendiliğinden akmakta o yaş!
Bir damla idrar isem de, dışarı çıkması için hiçbir çabam olmamakta.
Her şey kendiliğinden olmakta.

Ben vücud ile kayıdlı isem de vücudum değilim o halde,
Ve bu kendiliğinden çalışan ve TEK olan bedenimin içerisinde Rabbim bu programlamaları AN be AN
Ve zerre zerre yed-i kudreti ile inşa’ etmekte sanırım,

Ve çok zorlanıyor aklım ama,
“Yaşayan O” diyesim geliyor da,
bu düşüncenin tehlikeli olacağı duygum ile de,
bir tarafım ÖZ’ümden özürler dilemek ihtiyacı duyuyor.

Rabbimiz, bu vücudu sonsuz tecellîlerinden bir tecellî olarak kullanmakta,
ve yaratmış olduğu sonsuz aynalardan bir ayna olarak bu vücudumuzdan da seyreden yine kendisi mi?

Derine gittikçe “ben” algımız azalacak sanırım.
Çünkü biz, ölecek olanın da bu beden olduğunu bildiğimiz için,
ölmeyecek olan bir “Ben” var,
ve o Ben ise bizdeki HAKK tecellîsi, demek geliyor içimden…

Ne dersiniz?..
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: DÜŞünDÜRülDÜklerim

Mesaj gönderen der-ya »

Şahit olunmuştur yaşantımızda, neyi çok ister isek, o şeyin de bizi istediğini, ve bize ulaştırıldığını görmüşüzdür...
İlim talipsi ilime, mal taliplisi mal'a..
İlahi AŞK talipsi, istidadınca...
Özlediğimiz arkadaşımızın onunda bizi ÖZlemesi gibi,
Cevabı kendisiyle BİRlikte YAZılmış ve mektupla birlikte cevabı gönderilmiş BİR mektup miSALL'i..
Beyaz bir sayfanın bir YÜZÜn de Nasılsın değerli dostum derken, aynı ÂNda, sayfanın diğer YÜZün DE, elhamdülillah iyiyim Rabbim'le diye yazan BİR EL gibi..
HAYY Allahh...(c.c)

İslam alimi İmamı Rabbani (k.s) şu sözleriyle ne HOŞ ifade etmiştir:

“Bir şeyi istemek, ona nâil olmak demektir; Zirâ Allahû Teâlâ kabul etmeyeceği duayı kuluna ettirmez.”


Değerli pehlivan Can, Nick değişme isteği, onu kalbe getirenle muHABBETleşmek lâzım,
O'nun Söylediklerini seyr edebilmek zevkine ULAŞmak duasıyla,
O c.c sevdiği kulunun gönlün(m)den konuşurmuş ya,

Neyi arıyorsan sen, O’sundur” der Mevlana.
Can konağını aramadaysan, cansın; bir lokma ekmek arıyorsan, ekmeksin. şu nükteyi biliyorsan, işi biliyorsun demektir: neyi arıyorsan O’sun sen.

“Allah’ın sevgili kulları olan evliyayı sev. Onlar da seni sevsinler. Yüce Rab, onların kalplerine bakar. Onlardan birinin kalbinde senin adını görürse,seni bağışlar.”

Beyazid-i Bistami(k.s.)


Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: DÜŞünDÜRülDÜklerim

Mesaj gönderen simurg »

Resim

.
Durmadan Düşünüyorum;
Kalbimde yeterli muhabbetim var mı?
yoksa bu duygularım, öğrenme ile mi oluşmakta?
Bunu ayırt etmek çabasındayım.

Çünkü samimiyyetimde bir zaaf oluşmasından korkmaktayım.
Bu duygumda, henüz dile getirirken bile ne kadar tuhaf gelmekte,
Çünkü bir endişe ve zaaf halimi dillendirip, kendimi yine ayırmaktayım,

Duygu ve düşünce bütünlüğüne kavuşmamızı Rabbim Celle Celaluhu ihsan buyursun inşaallah.
Hayat ve düşünce yorgunluğum içinde,
sonsuz bir uykuya geçmek isteğimle zamanda devrolmaktayım.
AN' da zamanı anlamadan sonsuzluğa da mânâ itibarıyle bir anlayış yükleyemediğim halde,
Sonsuz bir uykudan bahsediyor olmak umarım "riyâ" değildir,
Öyle ise de inşaallah şifâ bulmak nasibimiz olur. Âmin!.

“En çok neyi seversin?” deseler,
Hiç düşünmeden cevabım: “Dua etmek” olur.
Çünkü şu dünya denilen masalın içerisinde,
(Yoksa Rabbimizin “görmeyi dileyerek her AN da OL-AN ve süren bir yaratma ile yaratmakta olduğu rüya” mı demeliyim bilemiyorum!)

Şu dünyanın içerisinde,
en sağlam ve dayanabileceğim yegâne kurtarıcı ve benim masalımın kahramanı diyebileceğim tek şey “Dua'm”.

Dua ismim,
Dua cismim,
Dua fiilim,
Dua eylemim,
Dua en mâsum inancım.
Dua; imanım, sabrım, tevekkülüm,
Dua'm Hakk'tan, Dua'm Zât'tan, Dua'm her şey .


Dua cümle Kâinat,
Zerreden Kürreye her şeyi içine alan bir tılsım, ruhumun şifâsı, gönlümün gıdası bir NûR.

Dualarımdaki sözlerimi zenginleştirmeme vesile olan herkese sonsuz teşekkürler etmekteyim.
Duamın mânâsına giren herkesi ve her şeyi benimsemek,
Duamın yöneldiği istikameti kıblem bilmek,
Dualarile asla yanılmamak.

Ancak anlayabildiğim ve yüzyüze geldiğim hakikat ise şimdi şu ki,
Dua ederken şirkimle etmişim,
Bugün duama sahipliğimle yüzleştim.

Hocam bana:
“Bir ben varım, bir de Rabbim var!” dediğin sürece sen iki kişiden bahsediyorsun"
dediğinde başıma bu kadar büyük bir taşın düşeceğini fark edememişim.

Kâbe’ye kadar bütün putlarımdan arındım mı?
Ve sıra Kâbe'nin içerisindeki en büyük putum olan “ben putu” mda mı?
Bu putu oradan aşağı indirmek ve kırmak, yok etmek için
Sadece ve sadece Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimin sonsuz merhametli olan,
Rahmetenlilâlemin yüreğine muhtacım şimdi.

Bütün bâtınımı sarmalar ve yüreğimi elleri ile kuşatırsa ve ruhumu ruhuna katarsa ancak,
Ben sıRR-ı Sıfır OLabilirim,

Ve bu Nur-u MuhaMMed ile Hakiki KUL OLabilirim ancak. İnşaallah Allah’ım Âmin!.
Cümle ümmet-i Muhammed kardeşlerim ile cem’en dualarımı kabul et inşaallah,
sonsuz Âmin ve ecmain!

Akşama kadar ağzımı bıçak açamayacak haldeydim,
Kalbim dualarına devam ederken,
Dilim susmaktan başka bir şeye takat getiremeyecek durumda.
Rabbim dilemese ben olmayacağım gibi,
Benden zuhur ettirmese duam da olmayacak,

ASL’ına bakarsam dua benden zuhur etmekle, ben duamın sahibi olamıyorum.
Ama eminim ki bu “sonsuz ve muhteşem dua” ben olmasaydım da olurdu.
Beni de, muhatap seçip, sevip dileyip varedip,
bu duanın dahilinde bulunduran Rabbime şükürlerim sonsuz,

Şükreden, şükür edilenden ayrı değil,
Ve Dua eden Duadan gayri de değil.

Dua dua damlayan yüreğimin bütün muhabbetiyle
elhamdülillahirabbülâlemin.
Ve sonsuz Âmin!


Âyet::

قُلْ مَا يَعْبَأُ بِكُمْ رَبِّي لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا

Kul mâ ya’beu bikum rabbî lev lâ duâukum, fe kad kezzebtum fe sevfe yekûnu lizâmâ(lizâmen) :
(Resûlüm!) De ki: (Kulluk ve) yalvarmanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?
(Ey inkârcılar! Size Resûl'ün bildirdiklerini) kesinkes yalan saydınız; onun için azap yakanızı bırakmayacaktır
!” (Furkân 25/77)


HADİSler:

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Dua ibadettir” buyurmuştur.
(Tirmizî, Tefsiru’l-Kur’ân, 3, 41, Deâvât, 1; Ebû Dâvûd, Vitir, 23; İbn Mâce, Duâ, 1.)


Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Dua, ibadetin/kulluğun iliğidir” buyurmuştur.
(Tirmizî, Deavât, 2.)


Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Allah katında, duadan daha üstün bir şey yoktur.” buyurmuştur.
( Tirmizî, Deavât, 1.)

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
Bir müslümanın yanında olmayan din kardeşine yaptığı dua makbuldür.
Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe yanında bulunan görevli bir melek ona: ‘duan kabul olsun; aynı şeyler sana da verilsin’ diye dua eder
.”
(Tirmizî, Tefsiru’l-Kur’ân, 3, 41, Deâvât, 1; Ebû Dâvûd, Vitir, 23; İbn Mâce, Duâ, 1.)
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: DÜŞünDÜRülDÜklerim

Mesaj gönderen simurg »

der-ya yazdı:İslam alimi İmamı Rabbani (k.s) şu sözleriyle ne HOŞ ifade etmiştir:

“Bir şeyi istemek, ona nâil olmak demektir; Zirâ Allahû Teâlâ kabul etmeyeceği duayı kuluna ettirmez.”



Bunun hakikat olduğu o kadar açık ki,
İsteTen, zaten iste(t)diğini yaratacak olan,

Herşey hakikat, hemde öyle bir hakikat ki, HAKK'UL HAK HAKİKAT.
zerre kadar oyun ve olasılık ihtimali yok,
zanları denklemden çıkardığımızda herşey ortaya çıkacakmış duygusundayım,
duygum da HAKK bilmekteyim
Şükür devri daiminde, EŞ-şekur Celle Celaluhu "ile" ve "bileyiz" inşaallah, Amin.
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: DÜŞünDÜRülDÜklerim

Mesaj gönderen simurg »

"ÖZ-den Kopan KOR, kÖZlüğünü kAYBeder"
Kul İhvani


Hiç bitmeyecek olan, ebedi Nur'u Muhammed ocağında
BİZ-BİR-İZ, ÖZ'ünde kopmayan KOR OL-mak
ve bu kÖZ'lükten hiç ayrılmamak

nimet-i cennetimiz ve Sonsuz Kerem sahibi Rabbimizin ikram ve ihsanı olsun BİZ'e inşaallah
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'e salat ve selamımız daim olsun
Muhabbetleriyle ebeden BAHT-ı-YÂR olalım inşaallah

Âmin.
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: DÜŞünDÜRülDÜklerim

Mesaj gönderen der-ya »

Resim

Yapraksız kaldın diye gövdeni kestirme.
Zira bu işin baharı var.

Hz.Mevlana (k.s)
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: DÜŞünDÜRülDÜklerim

Mesaj gönderen simurg »

Resim
Hayır CUMamız olsun İnşae ALLAH..
Yüreklerimizde Tohumlanıp-Mayalanıp Kemâl bulan Düşüncelerimin,

DÖNÜŞ'müş hâli ile yeni mânâlara pencereler açıldı kalbimde,
ve inanın mest-u hayran olduğum BİZ BİR-İZ İrşadınıza,
sonsuz teşekkürler ederim...

Anladıklarımdan yazayım yine inşaallah,
çünkü bir saniye önceki anlama, bir saniye sonrakine benzememekte,
DÖNÜŞ'mekteyiz ve DÖNmekteyiz ya Hocam!
aynen öyle, düşünce ve duygularımız dahi devr edip her daim DÖNüş üzere olmaktalar.

Bu DÖNÜŞ'mek kelimesi de bana bir okuduğum bilgiden kalmıştı,
"Kâbe'ye evinize geri dönmek üzere gitmeyin, O'raya DÖNÜŞ'mek üzere gidin, ve tavaf ederken döndüğünüz gibi, dönüştüğünüzü de unutmayın ve buna niyet edin!"

Bu Kâbe özlemi ve hasreti ile bana nakşolmuş bir bilgiydi Hocam,
ve şimdi tam da şu zamanlarda mânâsı kalbimde çalışmaya başladı sanırım,

en son 555. mesajımdan bahsettiğimde, bana: "Üç kerre HİÇlik" demiştiniz.
ben ise bir mânâsı vardır muhakkak duygusu ile bilmeden sevinmiştim bu tevafuka.

şimdi ise az önce “HİÇ” lik ile ilgili bir mânâ ulaştı bana,
vesile olanlardan Rabbim razı olsun!
ve sebeblerin Halikına sonsuz hamd ve senâ olsun inşae ALLAH.

“Lâ İlâhe İllâ ALLAH”

Bu Kelime-i Tevhid kelimemizin,
ilk “Lâ İlâhe” si inkâr demekteydik ya,
aynı zamanda “Hiç bir İlah yoktur” derken, “HİÇ” liği de kast etmekteyiz galiba,
“HİÇ olan HEP olacak!” ya hani,
Kelime-i Tevhidin HİÇ Kısmında idrak, HEP-İllâ ALLAH Tarafımızı inşa’ edecek diye anladım,
şimdi yazarken yeni diye ifade edebiliyorum da,
biraz sonra başka bir şekle de DÖNüşebilir bu düşünce kalbimde,
o sebeple değişmeden ve uçmadan hemen yazmak istedim,
kalbimde olgunlaşma olasılığı da var tabii bu mânânın
(inşaallah değişip uçmazda, güzelleşip olgunlaşır, âmin!)

"HİÇ içinde Damla OL-AN, HEP Denizidir!.."
diye bana bir imza hediye etmişsiniz haberim olmadan,
sonradan farkedip çok beğenmiş ve çok sevinmiştim,
ve size gaybî dualar etmiştim.

Siz bana öyle bir hediye vermişsiniz ki,
(kendiniz dahi eşsiz bir hediyesiniz ve sohbetlerinizde bulunmamız BİZİM en muhteşem Nimet-i İlahîmizdir elhamdülillah)
lâkin anlamaktayım ki,
bu imza sembolü parola ile siz bana güzel ve çok kıymetli bir kader yolu güzegâhı da seçmişsiniz.

kalbim böyle hissedip çok memnun oldu Hocam!.

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem in pâk yüreğinde BİZ BİR-İZ elhamdulillahi..
Resim
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: DÜŞünDÜRülDÜklerim

Mesaj gönderen simurg »

Resim
Es selâmu aleykum ve rahmetullahi ve berekatihi Aziz Hocam!

doğrudan sizinle kalbî mektuplaşmalarım olan yazıma başlayayım inşaallah!.
“Üç-lü Sistemler” imiz meselesi, takıldı kaldı bana dünden bu yana,

Çünkü, “3 ASLında 1’dir” demektesiniz ve
ben bunun ne anlama geldiğini düşünmekteydim.
Bizim Bâtınımızı teşkil eden “Nefs-Kalb-Ruh” umuz diye öğrenmiş olmanın ötesinde,

Sizin sohbet ve derslerinizden tâlim ettiklerimiz kadarıyla kalbime doğan mânâları ifade etmeye çalışayım inşallah Hocam!.
şöyle bir algılama içerisine girdim,

Yaradan - Yaratılan - Yaratılış
Konuşan - Konuşturan - Konuşma
Dinleyen – Dinlenilen - Kelâm
Yer - Gök – İkisi Arasındakiler
CeNNet – CeheNNem – A’raf
Er Rabb – Abd – HaYYatiyyet
Hâlk – el Hâlik - Hılkiyyet
Tavaf Eden - Tavaf Edilen (Kâbe) - Tavaf İbadeti-HaCC..

Bunun gibi sayısız; "YAPan, YAPtıran, YAPılmakta OL-AN FiiL"
Diyerek gruplamalar gelmekte aklıma,
Ve burada ikili sistemlerdeki zıdlıktan doğan tecellîler yerine,
Biribirini bütünlemek adına bir araya gelen unsurlardan sözedebiliyoruz sanırım,
işin içerisine "fiil" de dahil olunca sistem üç'lü mekanizma ile kendisini tanımlamaya başlıyor sanırım

(Doğum – Ölüm - Hayat)
(Gübre – Gül - Aradaki CAN)

Bu iki örnekten yola çıkarak misâller üzerinde algılamalar oluştu Hocam!
Devam eder mi bilemiyorum
Ve devam ederse nereye ilerler bu mânâ yine bilemiyorum,
Olgunlaşmamış düşünceleri dile getirmek çok zor olmakta,

Bir şeyler yazmak istedim,
o sebeple kendiliğinden bir yazmaya koyuldum.

Bazı duygu ve anlamaları bir yere oturtamamaktayım,
Çoğu tam uyumak için başımı yastığa koyduğumda üşüşüyorlar ve
Kalkıp yazmadığım için sabaha geride pek bir şey kalmamış oluyor.
Ara verdiğim bu satırlara devam etmeden evvel sizin şu zevkiniz gelmiş sitemize:

ZEVK 4718

Et-Tırnak Parmak İZİnde.. Yüzük-Yüzük KAŞın NEdir?
İNSANın SıRRıdır Yâ SîN.. “Ayak-Baş” SîN TAŞın NEdir?
KâDe ÖLüm.. Kıyam DOĞum.. Rüku’-SüCÛD.. VaV-da VüCÛD..
AKLın, MeYY-i HaYY-ı HaYYat.. ÖZ-ünden gÖZ YAŞın NEdir?..

30.12.11 21:04
brsbrs..brssnyzld…


Ve tam da kalbimi meşgul eden mânâlar dile gelip,
göz baş üzerine selâm etmişler bana sanki,
ne güzel şimdi daha bir eminlik hisleri ile devranımıza devam edelim o hâlde,

"İlahî Aşk" dediğimiz, bir bütünlük-TÜMMlük ve TAMM’lık hâli olsa gerek Hocam!.

Ve bunun mecazı da kendisinden başka hiçbir şey olmasa gerek.
(Şeheve’yi düşüncelerimin dışında tutarak ifade etmeye çalıştığım bu düşüncemin açılımı şudur)

Aşk - Âşık - Mâşuk

Yani bir AŞK dile gelecekse eğer,
Orada “bir Âşık ve bir Mâşuk” iki cephe olmalı ki, mânâ tecellî edebilsin.

Aksi hâlde zıdlar, DevrÂNda-Seyredilmeden mânâ tecelli edemeyecek diye anlamaktayım
Ve bu sebeple,

Her şeyi kendi yaratıp, sonsuz kudreti içerisinde yine yarattığı mânânın TEK sahibi ve TEK Hâlik'ı olan Rabbü Teâlâmız
Bu üç kelimenin "Aşk - Âşık - Mâşuk"
ve üçünün CEM’isininde tek kaynağı, tek ait olduğu ve TEK SAHİBi olmalı.
Çünkü kendisinden zuhur eden her şey gibi İlahî Aşk dahi kendisine remz olmalı.
Ve bütün kelime ve mânâların tamamı, RaBBimizi BİLeBİLmemizin ahenginden ibâret olmakta.

“Ben bir gizli hazine idim bilinmek istedim, kâinâtı yarattım” buyurmakta Rabbimiz,

Demek ki, güzelliğine misâl bulunamayacak kadar SON-SU-z güzel ve cümle güzellikleri yaratan KENDİsi,
Muhteşemliğine ölçü getirilemeyecek kadar eşsiz kıymette ve
yarattığı her şey de, zeRReden küRReye baha biçilemeyecek kadar eşsiz değerde ve TEK.

O hâlde AŞK DUYgusunu yaşamaya lâyık olan yegâne BİRR KENDİsi,

Âşık olunmaya TEK lâyık olan KENDİ’si

Ve Aşk Allah’ü Zü’l- Celâl-i ve’l- İkrâm Hazretleri olan RaBBimizin tâ kendisi.

(Canım Hocam!
Çok mu tehlikeli ve pervasız ifâdeler ettim bilememekteyim,
Lütfen mazur görün ve
“Kur’ân talebesine abdest sorulmaz dediysem bu kadarda edebden yoksun olunmaz demedim!” derseniz de beni aff edin ne olur!)

Yine daha yazarım inşallah.
Yazmak, zâten sizde süzülmek ve bütün posalı ve tortulu hâllerden arınmak için benim;
Tek çârem,
Tek yolum,
Tek sevincim,
ve gönlümün Tek ışığı,
bu sebepler ile dâimâ duacınızım inşaallah,
Rabbim ebeden ve daimen Rasûlullah sallallahu aleyhi ve selemde,
BİZ-BİR-İZ KILsın İnşae ALLAH. Âmin!..

Hadis-i Şerîf:

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Allah Teâla hazretleri şöyle buyurdu: "Ben gizli bir hazine idim. Bilinmek için mahlukatı yarattım" buyurmuştur.

Bu hadisin kaynağı:
1. Ed-Dürerü’l-Müntesire, Celalettin-i Suyuti,125
2. El-Esraru’l-Merfua, Aliyyu’l-Kâri, 273
3. Keşfu’l-Hafa, Aclunî, 2:133
4. El-Fetevâ, El-Halîlî, 1:72
5. Mesnevi, Celâleddin-i Rumî, 5:104
6. Divan-ı Mevlânâ Câmî, 37
7. Divân-ı Niyaz-i Mısrî, 2
8. Divân-ı Şeyh Ahmet Cezerî, 1:190
9. İşârâtu’l-İ’câz, Bediüzzaman Said Nursi, 23
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: DÜŞünDÜRülDÜklerim

Mesaj gönderen Gariban »

Çeken - Çektiren- Bilelik

Yazınızı okurken çeken çektirenle bile imiş lafı aklıma geldi Simurgcan,
Bugün yukardan aşağı bu kısımdaki yazılarınızı okudum, söylediklerinizin doğruluk ve yanlışlığı üzerinde yoğunlaşmadım hiç, arayış ve sözlerinizdeki samimiyetiniz ve ihlasınız, öğretmen tavrı ile değil de öğrenci tavrı ile bu yolda lâzım ve lâyık olduğu gibi bir üslub ve edebiniz, hatalarınızı sergilemekten kaçınmayıp yeri gelince kendi nefsinizi arada kınayan bir melâmet lezzeti zevk ettim. Bu ise benim için ilmî yükü oldukça ağır ama dirilik ve edeb bakımından eksik bir çok yazarın metinlerini okumaktan daha ulvî ve lezizdir. Seviyelenmemize faydası olacak nice yazıları yazıp Hasbi Hizmette dâimiyetiniz dileğiyle.

Es Selâm ve Sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: DÜŞünDÜRülDÜklerim

Mesaj gönderen der-ya »




Sen duâ edersin ama kabul olmuyor sanırsın...

Ekmek almak için fırına gidersin. Beklerken fırıncı ile sohbet başlar.

Ve fırıncının hoşuna gidersin, hoşsohbetsin ya!

Fırıncı başkalarına istediklerini verip aceleyle gönderir.

Bu arada sen istediğini alamadığın için sıkılmaya başlarsın.

Ama bilmezsin ki;

fırıncı yeni pişmiş en güzel ekmeği sana verecek ...



~ ~ ~
Mevlana hazretlerinden güzel bi misal....
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Re: DÜŞünDÜRülDÜklerim

Mesaj gönderen halimkok »

Aradığının, Ekmek değil de FıRıNCı olduğunu ne zaman anlayacak aKıL...


Neyi isteyeyim YÂRim,
Her şey senin yarattığın,
Seni SEN' den istiyorum,
SeNSîN bana arattığın.

HÂLimce...
24.01.2012 - 12:11
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Cevapla

“Tasavvuf” sayfasına dön