Şeyh Şerâfeddin Dağıstânî Hazretleri (k.s) anlatıyor...

Cevapla
Kullanıcı avatarı
neyzen
Üye
Üye
Mesajlar: 21
Kayıt: 23 Oca 2011, 18:09

Şeyh Şerâfeddin Dağıstânî Hazretleri (k.s) anlatıyor...

Mesaj gönderen neyzen »

Resim

Şeyh Şerâfeddin Dağıstânî Hazretleri (k.s) anlatıyor...



MÜRŞİD-İ KİRÂM HAZERÂTI'NIN EVSÂFI VE TARİFLERİ HAKKINDADIR.



BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRAHÎM



Mürşidler dört kısımdır: Mürşid-i teberrük, mürşid-i tezkiye, mürşid-i tasfiye ve mürşid-i terbiye. Makâm ve mertebeleri, ulvîyyet ve kudsiyyeleri, zikrolunduğu tertipdedir. En iptida (başlangıç) Makâmda olan, mürşid-i teberrük'dür.



Mürşid-i Teberrük olan Zatta bulunması lazım gelen evsaf ve şeraitdendir ki; evvela o Zat kendi mürebbî ve mürşidi tarafından beşbin lafza-i celali ve beşyüz de salavat-ı şerîfeyi telkîn ve tavsife mezun, (ders vermeğe yetkili) bulunmalıdır. Bilcümle mahlûkatın tesbihâtına vâkıf olması lazımdır. Ehl-i kubûrun hakîkatına -hayal ve evham olmayıp, doğrudan doğruya- hallerine vâkıf olması gerekir. Onların üzerinde bulunan saadet veya azabın, hangi amellerden mütevellit (doğmuş) olduğunu bilmesi lazımdır. Azabın hangi cürüm ve günahın neticesi olduğunu bilmelidir. Bütün kainatta her türlü vak'alardan ve renklerden, vahdâniyyet-i ilâhiyyeye (Allah'ın birliğine) burhan ve delâili anlaması gerekir. Cümle mahlûkatın esamilerini (isimlerini) bilmesi dahi lazımdır. Etbâ ve müridânın üzerine, meşayih-i kirâm hazerâtının cezbe ve nazarlarını celbe (çekmeğe) iktidar ve selahiyetli (yetkili) olması lazımdır. Cihet-i istîkameti mükemmel olmalıdır. Müridân ve etbâlarını, Makâm-ı tezkiye ve tasfiyeye irsale (çıkarmağa) muktedir olmalıdır. Yirmi dört saat içinde, yirmi dört bin lafza-i celal ve beş bin salavât-ı şerîfe'yi ifâya muktedir ve bunlara müdavim olması lazımdır.



Mürşid-i Tezkiye olan Zatta bulunması lazım gelen evsaf ve şerait, mezahib-i erbaa'nın (dört mezhebin) azimet kısmına muhâlif olan ef’al (işler) ve a'mâl (ameller) ve harekâtından mahfuz (korunmuş) olması gerekir. Kendi etbâ ve müridânına yirmidört bin lafza-i celal ve beş bin salavât-ı şerife’yi telkine me'zun olması gerekir. Bilcümle Sâdât-ı Nakşibendiyye'yi (Nakşibendî silsilesindeki büyükleri) istediği zaman davete selahiyeti olması lazımdır. Asrında mevcut yirmidört bin evliya-yı kirâm hazerâtını bilmesi dahi gerekir. Mürşidin hangi resul ve nebî'nin Makâmındaolduğunu bilmesi gerekir. Kendi müridânının üzerine olan ahvâle vâkıf ve arif olması (bilme si) lazımdır. Kendi etbâ ve müridânını a'dâ-yı erbaa'nın (dört düşmanın) mekrinden (hîlelerinden) muhafazaya dahi muktedir olması lazımdır. Müridân ve etbanın kalblerinden evham ve hayâlât ve fütûru (zayıflık, ümitsizlik) dahi ref ü def'e (yok etmeğe) selahiyetli olması lazımdır. Yirmidört binden başlayıp yetmişbine kadar zikre mezun olması dahi lazımdır. Sahib-i tevfîk ve erbabı için bu zikir, bir saatlik vazifeden başka bir şey değildir; o kadar kolay ikmal edilir.



Mürşid-i Tasfiye olan Zatta dahi, evvelki iki mürşidde bulunması gereken evsafdan başka, evvelen ahirete ait umûrundan (hususlardan) zühd olması (kendini soyutlaması) gerekir. Hatıra masivaullah (Allah'tan başka şeyler) gelmemesi için, mürşid tarafından mükellef ve muvazzaf olması lazımdır. Bilcümle kainat ve melekût kendisine fevt olmuş (kaybolmuş) olsa bile, bir zerre kadar ona nazar ve iltifatı olmaması lazımdır. Levh-i Mahfuzda yazılı bilcümle mukadderata ittilâ etmesi (haberdar olması) lazımdır. Etbâ ve müridânın üzerine, Cezbe-i Hayy'ı celbe dahi selahiyet sahibi olması gerekir. Sohbet ve içtimaı, daima ekabir evliyaullah ile olması lazımdır. Müridânın her iki nefesi arasındaki otuzdört bin sırr-ı hikmete de vâkıf olması lazımdır. Kur'an-ı Kerîm'de mezkur (geçen) beş yüz mamureyi (yapılması emredilen şeyleri) tamamen ifa (yerine getirmesi) ve sekiz yüz cihet-i menhiyyeden (yapılmaması gereken şeylerden) uzak ve sâlim olması lazımdır. Gerek güneş ve gerekse ay ve yıldızlardan vahdâniyyet-i ilâhiyyeye otuzüç kadar delil ve burhan çıkarması lazımdır. Zamanın kutbunun ismini, nesebini bilmesi lazımdır. Bir saat zarfında yediyüz bin adet zikr-i ilahiyyeye muvaffak olması lazımdır ki buna tayy-ı lisan derler.



Mürşid-i Terbiye, mürşidin en yüksek mertebesidir. Bu zat, müctehid-i mutlak mertebesine ermiş olacaktır. İlme'l-yakîn, ayne'l-yakîn, hakka'l-yakîn ve bu mesâbiînden ulûm ve hakâyıkı anlaması ve idrak etmesi lazımdır. Beş adet irşadın vücûhu kendisinde bulunması lazımdır. Vech-i irşad ile müridi irşada ale’l-ıtlak (mutlaka) mezûn olması lazımdır. Vücûh-u irşad; inayetullah, inayet-i Re sul, inayet-i meşayıh ve mürşid ve inayet-i melekü’l-mukînûn, âlât-ı irşad; basîret, feraset, teveccüh ve keşf-i hakikî, mevkûfu'l-a'la ve "elestü bi-rabbiküm" aleminin hakâyıkına vâkıf olması gerektir. Kendi etbâ ve müridanının "elestü bi-rabbiküm" gününün hakâyık ve cereyanına vâkıf olması lazımdır. Kendi etbaı olmayanların dahi, derece-i iman ve ahd ü misakına ittilaı, (bilgisi) olması lazımdır. Kur'an-ı Azîmüşşan'ın Levh-ül Mahfûz'da bulunan hurûfun (harflerinin) ve âyâtın (ayetlerinin) ulûm ve esrârına da vâkıf olması lazımdır. Kaza ve mukadderat-ı ilahiyyenin mübrem (kaçınılmaz) ve muallak (şartlı) olanını ayırması ve buna vâkıf olması lazımdır. Kutbü'z-Zaman hazretlerinin bilcümle vezaifini de bilmesi lazımdır. Bir müridin halet-i nez'isinde (can çekişme anında) yanına gidip imdadına yetişmesi lazımdır. Ve onu muavenet-i hakikî ile ve iman-ı kamil üzere Hakk'a teslim etmesi lazımdır. Hatta bir saat zarfında, yirmidört bin etbâ ve müridânı dünyadan intikal edecek olsa bile, kaffesinin imdadına yetişme kuvvet ve kudsiyyetine malik olması lazımdır. Bilcümle Esma-i Hüsna'nın ulum ve esrarına ve hakâyıkına vâkıf olması gerekir.



Bu zikredilenler haricinde mürşidlerde olması lazım gelen daha nice evsaf ve şerâit vardır. Fakat bu kadarını kâfî gördük. Cenab-ı Hakk bilcümle mürşidin ve mürebbînin nazar ve kuvve-i zatından cümlemizi, müstefîd (faydalanmak) ve müstefîz (feyizlenmek nasip) buyursun. Amin.



Kaynak : MENÂKIB-I ŞEREFİYYE ; (1. Cild) , s. 40-43, Yayına Hazırlayan : Hazret-i Şeyh Hacı Hasan BURKAY ; Ankara 1995.
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Re: Şeyh Şerâfeddin Dağıstânî Hazretleri (k.s) anlatıyor...

Mesaj gönderen aNKa »

Muhammedinur İlahi ilim ve Muhammedi edeb tekkemize hoş sefa geldiniz.
Değerli katkı ve paylaşımlarınızı her zaman bekleriz inşaallah.

Muhammedi Muhabbetlerimizle.
Resim
Cevapla

“Tasavvuf” sayfasına dön