HÂL' imce

Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »


Allah cc. Aşk ile yarattığı şu âlemde bizleri aşkından mahrum eylemesin inşallah...
Elbette o aşkını bizlerden esirgeyecek değildir de...
İş ki biz O' nun aşkının berrak şekilde tecellisine hazır eyleyebilelim gönlümüzü,
aklımızı, nefsimizi...

"Âlemi senin için, seni kendim için yarattım.
Senin için yarattığım şey uğruna,
benim için yarattığımı kirletme...."

buyuruyor...

İmtihan gereği kirletiyoruz çoğu zaman...
Dünya, geçim derdi, isteklerimiz, beklentilerimiz, benliğimiz herşeyin önüne geçiyor da
kara bulutlar gibi kaplıyor gönlümüzü bir bakmışız...

Yine O yetişiyor kulunun imdadına...
Biz sıkıntı olarak aksettiriyor kulunun gönlüne bu halini...
Ve kul pişmanlık ve sıkıntı içinde tek çaresi ve kapısı bildiği rabbine çeviriyor gönlünü...
Biliyor ki O' ndan gayrı herşey fanidir, gelip geçecektir...
Her şey bir hayaldan ibaret...
Tövbe istiğfar ve dualarla rahmeti çekiyor gönlüne kul ve yeniden diriliyor aşk ile sevgi ile...
Bu yüzdendir ki bizim diriliğimiz ve dirliğimiz ancak O' nun sevgisi ile mümkün olur...

En büyük rızkımız Sevgidir....
Ve O rızık verenlerin en hayırlısıdır...

Muhammedi Muhabbetlerimle...

Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

“Dünya benim neyime?
Dünyada ben, bir ağaç altında gölgelenen,
sonra da onu terk edip giden bir yolcu gibiyim.”
(Rasulullah Sav)


Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Ahireti masal zanneden kimse,

masal olan hayatını tek hakikat sanıyor..

Resimküllî nefsün zaikatü'l- mevt..
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen Gariban »

Halbuki kendi hayatı ve nicelerinin hayatı Kur'ÂN da MiSÂL edilmiş ve âhiret ise, masal değil iSAL ettirileceği yer insanın..
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

"Her beden bir can taşır" değil... Her bedeni, BiR CaN taşır...

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Dün...

Meselâ şimdi;
“Fodul ne demek?” dense, muhtemelen çoğumuz bilmiyoruzdur bu kelimenin anlamını.
Ve belki de bilmediğinizin dahi farkında değilizdir böyle bir soru soruluncaya dek.
Üstelik hemen hepimiz birçok kez duymuşuzdur “Hem kel hem fodul” deyimini…
Ama nedense, merak edip te araştırma gereği duymamışızdır.

Hani çocuklar her şeye karşı bir merak içindedirler;
“Anne! / Baba! Şu ne demek? Bu ne demek?” tarzı sorular sorarlar ya olur olmaz…
Belki çocukların bu sorularından bıktığımız için ya da belki biz çocukken yeterince bu türlü sorular sorduğumuz için yorulmuşuzdur sormaktan-merak etmekten.

Veyahut ta “Hem kel hem fodul” deyimiyle ne anlatılmak istendiğini bildiğimiz veya bildiğimizi zannettiğimiz için
“Fodul” kelimesinin de anlamını bildiğimizi zannetmişizdir. Tıpkı benim şu an, böyle zannettiğim gibi…

“Halbuki bu hususta bir bilgileri yoktur. Onlar sadece zannederler.” (45/24)

Gerçekte şu an benim, bilme imkânım yok, kimler bu kelimenin anlamını biliyor, kimler bilmiyor ve kim ne anlıyor bu deyimden…
Gerçek durumu bilmediğim hâlde bildiğim zannı ile yazıyorum işte böyle olur olmaz.

Ve bu zannımdan hareketle bir hüküm veriyor ve diyorum ki;
Hayatlarımız da işte tıpkı bu minval üzere.
Yani! Hem kel hem foduluz hayata karşı…

Bilmiyoruz “Hayat”ın ne olduğunu… Hayatta olmakla bunu bildiğimizi zannediyoruz.

Hayatın anlamını bilememek te sonuçları itibariyle bir kelimenin anlamını bilememek gibi olsaydı.
Çözüm kolaydı o vakit.

“Fodul” kelimesi için arama motoruna; “Fodul ne demek?” yazmam kâfi.

Fodul : sıfat Üstünlük taslayan, kibirlenen (TDK)

Ama “Hayat ne demek?” yazmakla doğru ve yeterli bir cevap bulabilmek kolay değil bu hayatta.
Çünkü hayat, herkes için yaşayışına göre bir anlama bürünüyor.
Ve o anlamdan hareketle verdiği hükümlerle tıpkı benim gibi hayata karşı olduğu gibi “El Hayy” Esması ile o hayatı ve kendisini Yaratan Allah’ a karşı da “Hem kel hem fodul” durumuna düşüyor insan.
Düşmüyor mu yani?
Bakın isterseniz; % 99’ u Müslüman olan bu ülkede Müslümanlığın şartlarına uyan ve Müslüman gibi yaşayanların oranına.
Ama sorulsa hep Müslümanız Elhamdulillah.
“Müslümanım” demekle Müslüman olunmayacağını bilmiyor muyuz!
Biliyorsak neden uymuyoruz bildiğimiz şartlara?

“Demokrasi, İnsan Hakları, Modernlik, Moda… vs.” dense birçok insan için Allah’ ın dediklerinden önceliklidir bu kavramlar.
Oysa ki düşünse insan; Hak’ kı bilmeyen insan, insan hakkını ne bilsin ki!
İnsanı ne bilsin kendini ne bilsin!
Ve kendini bilmeyen Rabbini ne bilsin ki!

يَا اَيُّهَا الْاِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرٖيمِ
Yâ eyyuhel insânu mâ ğarrake birabbikel kerîm.
“Ey insan! Ne mağrur etti seni o Kerîm Rabbına?” (82/6)

اَوَلَمْ يَرَ الْاِنْسَانُ اَنَّا خَلَقْنَاهُ مِنْ نُطْفَةٍ فَاِذَا هُوَ خَصٖيمٌ مُبٖينٌ
Evelem yeral insânu ennâ halagnâhu min nutfetin feizâ huve hasîmum mubîn.
İnsan, bizim kendisini nasıl bir nutfeden yarattığımızı görmedi mi ki, şimdi apaçık bir hasım kesildi bize. (36/77)

***

Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Bugün...

Resim

Evet! Gerçekten garibtir hayat.
Bazen sanki, sinema perdesinde izlediğimiz bir filmmiş gibi…
Ve sanki o filmde bizim hiçbir rolümüz/tesirimiz yokmuş gibi.
“Gibi” diyorum da hakikaten öyle mi değil mi ondan da emin olamadım ya bugüne dek.
Emin olsam çünkü bildiğim gibi olurdu ve böyle garib görünmezdi gözüme/gönlüme…
Ama yaşadıkça öyle şeylere şahid oluyor ki insan… Hani derler ya; “Bildiğin gibi değil!”

Temel’ e sormuş babası;
Temeeelll! Pil bakayum; Beş kere beş kaç edeeyii daa?
Temel biraz düşünmüş ve demiş ki;
Beş çere beeeşşş…. Yirmu beş eder…
Ve ilâve etmiş; Olsa olsaaa… Otuz…


Bildiğinden Emîn olamadığında, buna “Bilgi” demek doğru olmaz elbette.
Bildiğimizi sandığımız şey bir zandan veya bir rivayetten ibaret kalır.
“Siz elbette çelişkili sözler içindesiniz.” (51/8)

Bilgi olması için Emîn olmak ve Emîn olmak için de bildiğini teyid ettirmek gereklidir BiR BiLeN’den!

O BiR BiLeN ve BiR’ i eN iYi BiLeN, Allah’ın Rasulü Sav. Efendimizdir bizim için ve O;
“İslam, şüphesiz garip olarak başladı ve günün birinde garip hale dönecektir. Ne mutlu o garip mü'minlere!” buyurmuş ve o gariplerin kimler olduğunu soran Abdullah bin Mesud'a, “Kabilelerinden dinleri için ayrılıp uzaklaşanlardır.” buyurmuştur.

Bunu bilince; “Belki de bu hayatın garib’ liği, bildiklerimden emin olamamaktan değil de…
Ben garip olduğum içindir”
diye düşünüyor ve umutlanıyorum. Lâkin bundan da emin olamıyorum.
Çünkü o gariblerden biri olabilmem için inandığım din uğruna kabilemden uzaklaşabildim mi?” sorusu doğuyor içimde…
“Kabile” denilen şey, aynı değerleri Kabul eden topluluklardır.
Ve artık günümüzde o kabile bütün bir dünyadır. Zira gelişen bilim ve teknoloji öylesine yakın eyledi ki uzakları…
Dünya ile iç içe yaşıyoruz artık. Evimizde otururken bile tüm dünya ile iletişim kurabiliyoruz. Ha! İyi mi oldu bu kötü mü? Denirse;
Mutlak iyi ya da Mutlak kötü var mı ki bu hayatta!
Hani ayette;
“... Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, 216) buyuruyor ya Allah cc.

Ne var ki yine de bakıyorum da nece uğraşmışım bir şeyleri bilmek ve bildiğinden emin olabilmek için…
Lâkin sonuçta ne elde edebilmişim bu yolda…
Bildiğimi teyit etmek şöyle dursun kendimce teyit ettiğim bilgilerden bile emin olamaz olmuşum.
Düşündükçe anladığımı zannettiğim her şeyde nice farklı anlamlar da olduğunu görür olmuşum.
Böyle olunca bildiğinden emin olmak imkânsız bir hâl almakta.

“Zaman su gibi akıyor” denir…
Zaman mıdır su gibi akan yoksa sudan olan canlarımız/hayatlarımız mıdır akıp giden gözlerimizin önünden… Bir film şeridi gibi.

“Kesin inanacak insanlar için yeryüzünde nice deliller vardır.” (51/20)
“Kendi nefislerinizde de öyle. Görmüyor musunuz?” (51/21)


Rahmetli Babam derdi ki hep; “Herkes kaşık yapar da oğlum, sapını ortaya getiremez”
Sapının ortada olması kaşığın estetiği ve dengesi için şart olduğu gibi ustalığın da göstergesidir.

Kaşık bir misâldir elbet. O kaşık, farzedelim ki “Hayat” tır.
Sapını ortaya getirmek ise dinimizin emrettiği “Orta Yol” dediğimiz, Sırat-ı Mustakim’ dir… “Fedhulî fî ıbâdî.
Vedhulî cennetî.” (Fecr 29-30)

rotamızdır.

Rotanın bu olduğunu bilsek te, geminin dümenini kim tutmakta?
Neden böyle yalpalamakta… Fırtınaların ortasında bulmaktayız bu beden gemisini?
Neden batma korkusu yaşamaktayız.

Bakıyorum da işte ben; O kaşığın sapını ortaya getirememişim…
Ortada gördüğüm; Herkesin elinde iki/lik kaşığı…
Silifke-Anamur yöresi folklör ekibi gibi kabilem…
Ve ister istemez bir şekilde içindeyim bu kabilenin…

Ve işte bu yüzden bazen sinema perdesindeki bir filmi izler gibi uzaktan bakıyorum hayata.
Kimi olanları eleştiriyor, kızıyorum. Öyle olmamalı diyorum…
Kimi olanları beğeniyor, destekliyorum. Elbette ki olması gereken budur gibisinden…

Sonra bakıyorum da…
Hayat, izlediğim bir filmse kime kızıyorum ki?
Herkes kendisine verilen rolü oynuyor iken!
Öyle olunca kendime kızıyorum bu defa.
Fakat sonradan o da değişiyor; Benim ne farkım var ki o rol yapanlardan?
Kendime neden kızayım ki! Diyorum.
Ama emin olamıyorum!

Ya bu filmin senaryosu Sabit (Ayan-ı Sabite)/Değişmez değilse?
Madem ki yaratılan ne varsa her an değişmektedir; Yaratılana dair olan bu senaryo neden değişmez olsun ki!
Belki de buna “Değişim” demek te doğru değildir. Değişmesi için yine önceden yazılı olması gerekir ki sonradan değişmesi mümkün olsun.
Çünkü değişim; Bir an ile başka bir an arasındaki farklılıktır.
Değişim söz konusu değilse?
Her an’ın senaryosu o an yazılıyorsa?

كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فٖى شَاْنٍ
…kulle yevmin huve fî şeé'n.
O her an, yeni bir şe’endedir… (55/29)

Bu “Şe’en” likten dolayı ise kabilemin kaşıkları birbirine vurarak, kendinden geçercesine oynayışı…
Ve bu “Şe’en” lik içinde her an yeniden inşa edilen “Kûn Fe Yekûn” aleminde
Herşey ama herşey her an “Ol ve yok ol!” emri altında yeniden yeniye akıp gitmekte iken her an’ ın bana Garib geliyor olması zaten olması gereken ise?

Her zerre her an Varlık Kabilesi’ ni terkediyor değil mi zaten bu Şe’ende…

“…Ta ki bilelim” (47/31)

Bilmediğini bilinceye dek bildiği zannı ile yaşayan insan;
“…Çok zalimdir, çok cahildir.” (33/72)

Ama kendisini “Akıllı” zanneder. Ve her akıllı, kendi aklının verilerine öyle inanır ki aklına bile gelmez “Acaba yanılıyor olabilir miyim?” diye…

Bildiğinden emin olamamak belki de bu nedenle gereklidir.
İnsanı yeniden düşünmeye, tefekküre sevk eder bu emin olamayış.

Hem biliyoruz ki;
“Bir saatlik tefekkür, bir senelik nafile ibadetten daha hayırlıdır.”
(Suyutî, Camiu’s-Sağir, II/127; Aclûnî, I/310)

Emin olup olmama hususunda da Rasulullah Sav. Efendimiz buyurmuştur ki;

"Nefsimi Kudret elinde tutan Zat’a yemin ederim ki, yarın bana ne yapacak bilmiyorum...
Umarım ki Rahmet’ ine gark eder"


Eeee?
Sizce de ne garib değil mi hayat!

Ama “Hayat ne demek?” yazmakla doğru ve yeterli bir cevap bulabilmek kolay değil bu hayatta dedimdi ya dün yazdıklarımda… Aslında belki de en kolayı o.
Zira Yazan Yazmış ZaTen KeRîM KiTaBı’nda bilmemiz gereken herşeyi…

فَفِرُّوا اِلَى اللّٰهِ اِنّٖى لَكُمْ مِنْهُ نَذٖيرٌ مُبٖينٌ
Fefirrû ilallâh, innî lekum minhu nezîrum mubîn.
Ey Muhammed! de ki: «Öyleyse Allah'a koşun, gerçekten ben size O'nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım. (51/51)

وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Ve mâ halagtul cinne vel inse illâ liyağbudûn.
Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. (51/56)

وَاَنِ اعْبُدُونٖى هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَقٖيمٌ
Ve eniğbudûnî, hâzâ sıratum mustegîm.
Ve bana kulluk ediniz, doğru yol budur» demedim mi? (36/61)

HâLimce...
27 - 28 Ocak 2016...
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim

Kararma vakti kara kış,
Aklanmanın vakti bahar,
Yedi renk dert, aşka akış,
Aklanırız bir gün zahar..

*

Aşk dindirir ağrımızı,
Açtık yanık bağrımızı,
Avcı duyar çağrımızı,
Oklanırız bir gün zahar..

*

Beden tarla, çile gübre,
Aşk ise GöNüL’de ibre,
GüL açar girmeden kabre,
Koklanırız bir gün zahar..

*

Çiledir bizim çâremiz,
YâR ile BiLe yâremiz,
RaHMeT eyler de tertemiz,
Paklanırız bir gün zahar..

*

Cebrâil’ in işi cebir,
Sıkar ise biraz sabır,
Âlemde âmel-i kebir,
YoKlanırız bir gün zahar..

*

KuL’ luk klavuzu KuRâN,
ReSuL’ ün GöNLü’ dür HiRaN,
BaTıL olan olur ViRâN,
HaKlanırız bir gün zahar..


HâLimce…
30.01.2016 – 14:15


zahar: Her halde, evet öyle..büyük olasılıkla..
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


SADAKat SıRRın İNANdık
İNANdık >ATAŞın YANdık
MASMaVi MORun KUŞANdık
AKLanırız ->biR güN ZaHaR!.


*

HÂL-i HARABÂdır SEVgi
Şe’ÂN ŞARABÂdır SEVgi
HÂL İÇİnde ->SiRKe Gibi
PÂKLanırız biR güN ZaHaR!.


*

KEŞiş DAĞInda ULUyuz
KıtMÎRin >ÇİLLe ÇULUyuz
BİZ de ALLAH’-ın kULUyuz
HAKLanırız biR güN ZaHaR!.


*

KeVN-i KeLÂMî OLuruz
SıRR-ı SeLÂMî >OLuruz
BİZ de >MeLÂMî OLuruz
SAKLanırız biR güN ZaHaR!.


*

KULak Verip YÂR SESİne
BEZM-i ELeSt BESTESİne
NÂZLı YÂRin >LİSTESİne
EKLeniriz biR güN ZaHaR!.


*

SIRRın SIRAT YAYıp DEyü
->SUÇLarını ->SAYıp DEyü
İHVÂNimİZ KAYıp!. ->DEyü
BEKLeniriz biR güN >ZaHaR!.


*

ANA Yürek AK KUŞUm DEr
SEVer ->ANA gibi ->SEVer
GÜNü GELir biR GÜN Gider
HEKLeniriz biR güN ZaHaR!.


02.02. 22: 22
Brsbrsm..tktktrstkmdhznnn..



nOt: Anam rahmetlim 92 yaşında kalça kemiğini kırdı.. ben BUrası BURSA’mdan Hacerimiz de Alamanya’sından UÇarak-KAÇarak GELdik Aksaray SILAmıza.. 40 a merdiven dayamış komşu köyden değirmenci SüLo Dayının torunu genç Doktor yüzüme acı acı gülerek: “Hocam sizi tanıyorum, ancak tıbbda bu yaşta bir ninemize pilatin takamayız kemikleri taşımaz.. ancak kemikleri yerleştirir emniyetle sararız !.”dedi. “tamam koçum!.” Dedim izin kağıdı imzalandı.. sanırım bir ay geçti anam yürümeye başladı..
Doktora kontrola götürdük.. doktorla konuşuyoruz.. anam yattığı yerden yörükçe aldırmadan: “Ömrüm varımışş anamm zaharrr!.” dedi.. demiş..mişşti..HÂLiMce..


zahar: DEmek ki..Her halde, evet öyle..büyük olasılıkla..
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Allah cc. gani gani rahmetler eylesin anamıza, analarımıza, babalarımıza ve cümle geçmişlerimize inşallah...
Aklımızın erdiği, ermediği nice hadiseler olmakta şu fani dünyada.
"Olur" dediklerimiz olmayabiliyor ve "Olmaz" dediklerimiz olabiliyor.Yaşadıkça görüyor ve yaşadıkça "Tecrübe" dediğimiz
geçmiş yaşanmışlıklarından çıkardığı dersle daha temkinli davranma eğilimine giriyor insan nasibince...

Olumlu ya da olumsuz bir hüküm verip yanılmaktansa hep bir kapıyı açık bırakma ihtiyacı ile
"Hüküm ancak Allah' ındır ve O ne dilerse o olur" inancı ve tevekkülü ile "Eski Toprak" dediğimiz insanların dillerine pelesenk olmuştur "Zahar"
"Her hâlde..." manasında, "Görünen o ki..." manasında...

Ve ZaHiR olarak görünen O' dur zaten de... Bir de BaTıN' ı vardır...
Evvel' i vardır Ahir' i vardır...

Biz ancak Zahir yönünü... O da ancak akıl bağımızın izin verdiği ölçüde görebildiğimiz için...
"Tek kanatlı kuş uçamaz" hesabı görebildiğimiz yönü ile doğru bir yargıya varma imkânımızın olmadığı bilinci ile
"Zahar" deriz...

Aynı Rahmetli anamızın söylediği gibi; “Ömrüm varımışş anamm zaharrr!.”
Şöyledir anam zahar... Böyledir anam zahar...
Biz ne bilelim ki... Allah bilir...

diyedir diye düşünüyorum şimdi... Öyledir zahar...

Bir de Canım Hocamın şu sözü;
"ben BUrası BURSA’mdan Hacerimiz de Alamanya’sından UÇarak-KAÇarak GELdik Aksaray SILAmıza.."

sözü ile
"... Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır. Sonra onları parçalayıp her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır. Sana uçarak gelirler." 2/260
Ayeti Kerimesinde bahsettiği Hz. İbrahim' in (as) dört kuşu geldi aklıma bir anda...

Biz de işte bu âlemde aynı o kuşlar gibiyiz...
Bazen parçalanmış bir halde buluyoruz kendimizi... Ve bazen de uçarak-kaçarak alıştığımıza varma gayreti içerisinde buluyoruz.
Bazen çağıran biziz... Ve gelirler mi acaba diye endişe eden biz...
Bazen de çağrılan biziz...

Rahmetli anam çocuklarından biri azıcık geç kalsa
"Nerde galdı gız anam bu çocuk... Başına bi şey mi geldi ki... Aman anam Allah gorusun..."
diye söylene söylene başlardı evin içinde veya dışında dört dönmeye...

Rahmetli babam hep serin yaylalar gibi yüreği... Yüce dağ başları gibi vakarı ile...

"Malamat etme gııı... Oyuna dalmıştır zahar... Gelir şimdi..."
derdi...
O vakitler babamın bu kendinden emin haline imrenirdim de
Sanırdım ki göründüğü kadar rahattır içi ve emindir söylediği şeyden... Lâkin; "Zahar" kelimesine hiç bakmazdım o vakit...
Aynı endişeler, ihtimaller onun içinde kıvrandırıyormuş ki zahar....

Ama ne yapsın Rahmetli...
O da azıcık uysa Rahmetli anama... Anam deliye dönerdi zahar...

"Bir dildiği vardır zahar" deseydi ya da "Benim bilemediğim bir hikmeti vardır zahar" deseydi Hz. Musa,
Hızır as' a... itiraz eder miydi öyle...

...





Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

Bir sohbet meclisin de, hocahanımın gelmesini beklerken, çevremdeki hanımların sohbetlerine bakıyorum,
Eşleriyle mübarek yerleri ziyaretlerini anlatırken dillerinde ki gönülleerinde ki neşeye gıpta etmekten kendimi alamıyorum,
Bana nasip olmadı niye böyle..niye başka başkayız, nasıl olur böyle çok mu isteyemiyorum..yoksa istemeyi isteyemiyormuyum diye
neredeyse ağlamaklı bir hale gelmiştim ki...

Hemen yanımdaki iki hanım kardeşimin sohbetlerine döndü kalbim...
İyi eşle geçinmek kolay asl olan huysuz eşe sabır etmektir...Ve sabrettiği ölçü de derecesi artarmış..
Ne güzel değil mi...Allah c.c için sabrettiği zaman ne güzelliklere müjdelere nail olurmuş...
dediler

Düşününce neredeyse eşime borçlu çıkmaktayım...


Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyuruyor: "Kim hanımının huysuzluğuna ve kötü ahlakına karşı sabır ve tahammül gösterirse, Allah’-u Zülcelâl ona Eyüp (as)'ın göstermiş olduğu sabrın sevabını verir. Şayet kadın, kocasının kötü ahlakı veya huysuzluğuna sabrederse, Allah da ona Hz. Asiye'nin, kocasının vermiş olduğu eziyetlere gösterdiği sabrın sevabını verir.


Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim



KÛN feyeKÛN ÂLeM Kur'ÂN
SÎNem SAZ TeLLerin VuRAN
BİZ BİLeyİZ… >AYRI DURAN
YEKLeniriz ->biR güN ZaHaR!.

*

AKLı ÇOKLar YOK KALsın Bir
SIRAT SıRTın SıRR SALsın Bir
HEVÂ<->HEVESin ->ALsın Bir
->TIKLanırız >biR güN ZaHaR!.

*

FELeK KESti ->KePeğimiz
YÂR BÜKüYOR ->İPeğimiz
KıtMÎR KERVÂN KÖPeğimiz
DİKLeniriz >biR güN ZaHaR!.

*

AŞK ATEŞ.. ÇAKmak KAVında
->“AV”-ım ki -> AVCI TAVında
KEŞiŞ DAĞ ->CeYyLÂN AVında
->OKLanırız -> biR güN ZaHaR!.

*

KÂR-ü-BeLÂ CÂN TÜLÜyüz
EZELL “BEL” BÜLBÜLÜyüz
BİZ de EHL-i BEYT GÜLÜyüz
KOKLanırız ->biR güN ZaHaR!.

*

CÂNda >CÂNÂN mıyız DEyü
BİZ BİR-İZ >KAN mıyız DEyü
BİZ de ->İNSÂN mıyız >DEyü
YOKLanırız -> biR güN ZaHaR!.

*

KıtMÎR ENik.. KırAT TAYın
TEKe TEK SEVd SARAYın
bU ÂLEMde CÂN>EL HAY’ın
KÖKLeniriz biR güN ZaHaR!.
celle celâlihu..

*

İhvÂNim ->KULL MaSALımız
ANLAt -> HÂLimCe>HÂLımız
SoN NEfeste -> SıRR SALımız
YÜKLeniriz -> biR güN ZaHaR!.


07.02. 02: 22
Brsbrsm..tktktrstkmdhznnn..
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

SEVince ERişirİZ biR güN Resim ZaHaR!.


Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Ez-Ân’ ından SeLâ’sına,
Tabî “Gâlu Belâ”sına,
Gönül hasret SıLa’ sına,
NeFSler NeFeS ala dursun.

Doğum-ölüm ikilemi,
aRaF’ ta iMTiHaN DeM’ i,
SeVeR ise SeViYeMi,
ZeHiR’ leri BaL’ a dursun.

ZıDLaR ZeVKi; aK’ ı KaRa,
HaYâL’ ken HaKiKaT ara,
Girmeden eVVeL mezara,
İnsan, kendin BiLE-dursun.

Alâmet-i Farikası,
“Kûn fe yekûn” Tarikası,
OL-aN’ ın eN HaRiKa’ sı,
Her ZeRRe’ de “OL”a dursun.


HâLimce…

07.02.2016 – 10:25
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen aksiseda »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

Ve Rabbim buyurdu:


— Ey Gavs-ı Â’zam! Benim, Nebî ve Resullerden başka öyle kullarım var ki, onların ahvaline dünya ve ahiret ehlinden hiç bir kimse muttali olamaz; hatta ne cennet, ne de cehennem ehlinden bir kimse, ne cennet bekçisi Rıdvan, ne de cehennem bekçisi Mâlik onların ahvalini bilebilirler. Ben onları ne cennet, ne de cehennem ehli kıldım. Ne sevap ehli, ne de azab ehli eyledim; ne hûri için, ne de gılman için onlara bu imkanı verdim. Tanımasalar bile onlara gönülden inanan kimselere müjdeler olsun!


Rabbim devamla buyurdu ki:

— Ey Gavs-ı Â’zam! İşte sen onlardan birisin. Onların şu dünyada alametleri şudur: Bedenleri az yemek ve az içmekten eriyip gitmiştir. Nefisleri şehvetlerden geri kalmış, yanmıştır. Gönülleri hatıralardan paklanıp ütülenmiştir. Ruhları zaman mefhumundan arınıp manevi düzeye kavuşmuştur. Onlar, evet Onlar Bekâ Yârânı’dır, ebedileşen Allah dostlarıdır.Likâ nuru (Allah’a kavuşma nuru) ile kavrulmuşlardır<

GAVS-I ÂZAM HAZRETİ PÎR
ABDULKADİR GEYLÂNÎ
Kaddesallahu Sırrahu


Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: HÂL' imce

Mesaj gönderen der-ya »

Resim

GÜLün GÜLü...

EFENDİM!..

Bir nazar eyle Dost! Gönül Bağıma
Rızan rahmet olsun Aşk Toprağıma
Binbir Bahar gelsin Tevhid Dağıma
Kemâlât Güllerim açsın Efendim!..

*

Sırat-ı Müstakîm Tevhidin Bağı
Muhammed Nuru YÂR, Enfüs-Âfağı
Söksün Sînemizde Seher Şafağı
Özümden karanlık kaçsın Efendim!..

*

Kelle koltuğumda geleyim hayran
Sırlarım soyunup olayım üryan
Yanar dağ Özümde yüreğim püryan
Kokumuz Cihana saçsın Efendim!..

*

Vah nidem Sen bende, ben Sende gibi
CAN- CÂNÂN OLmuşuz, BİR Tende gibi
Şaydânım şakırım GÜLşende gibi
Hased diken, kanım içsin Efendim!..

*

Bir sevdâ var KUL İhvanî Kulunda
Gerçi ŞAHbâz, Şah Geylanî Kolunda
Toz-toprak Olalım Eren Yolunda
SEVen-SEVilenler geçsin Efendim!..



03. 11. 96 18:36
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“Tasavvuf” sayfasına dön