"SÜNNET" ve "SÜNNETULLAH" ile ilgili Âyet-i Kerimeler

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

"SÜNNET" ve "SÜNNETULLAH" ile ilgili Âyet-i Kerimeler

Mesaj gönderen Gul »

"SÜNNET" ve "SÜNNETULLAH" ile ilgili Âyet-i Kerimeler


Eûzubillâhi's-semî'i'l-alîmi mine'ş-şeytânirracîm.

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِكُمْ سُنَنٌ فَسِيرُواْ فِي الأَرْضِ فَانْظُرُواْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذَّبِينَ

Resim---Kad halet min kablikum sunenun, fe sîrû fîl ardı fenzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne) : Gerçek şu ki, sizden önce nice sünnetler gelip geçmiştir. Bundan dolayı yeryüzünde gezip dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonuç nasıl oldu bir görün.(Âli İmrân 3/137)



يُرِيدُ اللّهُ لِيُبَيِّنَ لَكُمْ وَيَهْدِيَكُمْ سُنَنَ الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ وَيَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَاللّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Resim---Yurîdullâhu li yubeyyine lekum ve yehdîyekum sunenellezîne min kablikum ve yetûbe aleykum. Vallâhu alîmun hakîm(hakîmun) : Allah, size açıklayarak anlatmak, sizi sizden öncekilerin sünnetine iletmek ve tevbelerinizi kabul etmek ister. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisâ 4/26)


قُل لِلَّذِينَ كَفَرُواْ إِن يَنتَهُواْ يُغَفَرْ لَهُم مَّا قَدْ سَلَفَ وَإِنْ يَعُودُواْ فَقَدْ مَضَتْ سُنَّةُ الأَوَّلِينِ

Resim---Kul lillezîne keferû in yentehû yugfer lehum mâ kad selef(selefe), ve in yeûdû fe kad madat sunnetul evvelîn(evvelîne) : O inkâr edenlere de ki: "Eğer vazgeçerlerse geçmişte (yaptıkları) şeyler bağışlanacaktır. Ama yine dönecek olurlarsa, önceki (toplumlara uygulanan) sünnet, muhakkak (onların başından da) geçmiş olacaktır." (Enfâl 8/38)


لاَ يُؤْمِنُونَ بِهِ وَقَدْ خَلَتْ سُنَّةُ الأَوَّلِينَ
Resim---Lâ yu’minûne bihî ve kad halet sunnetul evvelîn(evvelîne) : Onlar ona (indirilen kitaba) inanmazlar, oysaki evvelkilerin sünneti geçmiştir. (Hicr 15/13)



سُنَّةَ مَن قَدْ أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِن رُّسُلِنَا وَلاَ تَجِدُ لِسُنَّتِنَا تَحْوِيلاً
Resim---Sunnete men kad erselnâ kableke min rusulinâ ve lâ tecidu li sunnetinâ tahvîlâ(tahvîlen) : (Bu,) Senden önce gönderdiğimiz resullerimizin bir sünnetidir. Sünnetimizde bir değişiklik bulamazsın. (İsrâ 17/77)


وَمَا مَنَعَ النَّاسَ أَن يُؤْمِنُوا إِذْ جَاءهُمُ الْهُدَى وَيَسْتَغْفِرُوا رَبَّهُمْ إِلَّا أَن تَأْتِيَهُمْ سُنَّةُ الْأَوَّلِينَ أَوْ يَأْتِيَهُمُ الْعَذَابُ قُبُلًا
Resim---Ve mâ menean nâse en yu’minû iz câe humul hudâ ve yestagfirû rabbehum illâ en te’tiyehum sunnetul evvelîne ev ye’tiyehumul azâbu kubulâ(kubulen) : Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan ve Rablerinden bağışlanma dilemelerinden alıkoyan şey, ancak evvelkilerin sünnetinin kendilerine de gelmesi veya azabın onları karşılarcasına gelmesi(ni beklemeleri)dir. (Kehf 18/55)


مَّا كَانَ عَلَى النَّبِيِّ مِنْ حَرَجٍ فِيمَا فَرَضَ اللَّهُ لَهُ سُنَّةَ اللَّهِ فِي الَّذِينَ خَلَوْا مِن قَبْلُ وَكَانَ أَمْرُ اللَّهِ قَدَرًا مَّقْدُورًا
Resim---Mâ kâne alen nebiyyi min harecin fîmâ faradallâhu leh, sunnetallâhi fîllezîne halev min kabl(kablu), ve kâne emrullâhi kaderen makdûrâ(makdûran) : Allah'ın kendisine farz kıldığı bir şey(i yerine getirme)de peygamber üzerine hiçbir güçlük yoktur. (Bu,) daha önce gelip geçen (ümmet)lerde Allah'ın bir sünnetidir. Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir. (Ahzâb 33/38)


سُنَّةَ اللَّهِ فِي الَّذِينَ خَلَوْا مِن قَبْلُ وَلَن تَجِدَ لِسُنَّةِ اللَّهِ تَبْدِيلًا
Resim---Sunnetallâhi fîllezîne halev min kabl(kablu), ve len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen) : (Bu,) Daha önceden gelip geçenler hakkında (uygulanan) Allah'ın sünnetidir. Allah'ın sünnetinde kesin olarak bir değişiklik bulamazsın. (Ahzâb 33/62)


اسْتِكْبَارًا فِي الْأَرْضِ وَمَكْرَ السَّيِّئِ وَلَا يَحِيقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ إِلَّا بِأَهْلِهِ فَهَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا سُنَّتَ الْأَوَّلِينَ فَلَن تَجِدَ لِسُنَّتِ اللَّهِ تَبْدِيلًا وَلَن تَجِدَ لِسُنَّتِ اللَّهِ تَحْوِيلًا
Resim---İstikbâren fîl ardı ve mekres seyyii, ve lâ yahîkul mekrus seyyiu illâ bi ehlih(ehlihî), fe hel yenzurûne illâ sunnetel evvelîn(evvelîne), fe len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen), ve len tecide li sunnetillâhi tahvîlâ(tahvîlen) : (Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın. (Fâtır 35/43)


فَلَمْ يَكُ يَنفَعُهُمْ إِيمَانُهُمْ لَمَّا رَأَوْا بَأْسَنَا سُنَّتَ اللَّهِ الَّتِي قَدْ خَلَتْ فِي عِبَادِهِ وَخَسِرَ هُنَالِكَ الْكَافِرُونَ
Resim---Fe lem yeku yenfeuhum îmânuhum lemmâ reev be’senâ, sunnetâllahilletî kad halet fî ibâdih(ibâdihî), ve hasire hunâlikel kâfirûn(kâfirûne) : Ama Bizim dayanılmaz azabımızı gördükleri zaman, imanları kendilerine hiçbir yarar sağlamadı. (Bu,) Allah'ın kulları arasında sürüp giden sünnetidir. İşte kafirler burada hüsrana uğramışlardır. (Mu’min 40/85)


سُنَّةَ اللَّهِ الَّتِي قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلُ وَلَن تَجِدَ لِسُنَّةِ اللَّهِ تَبْدِيلًا
Resim---Sunnetellâhilletî kad halet min kabl(kablu), ve len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen) : (Bu,) Allah'ın öteden beri sürüp giden sünnetidir. Sen Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın. (Fetih 48/23)



Sadakallâhu'l-azîm
Resim
Kullanıcı avatarı
kurt26
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 63
Kayıt: 13 May 2012, 21:50

Re: "SÜNNET" ve "SÜNNETULLAH" ile ilgili Âyet-i Kerimeler

Mesaj gönderen kurt26 »

ELinize sağlık çok güzel hazırlamışsınız yanlız bir sorum var.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır çevirisinde sünnet kelimesini kanun olarak çevirmiş .

Bismillahirrahmanirrahim
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
40/85
85- Ama hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi. Allah'ın, kulları hakkındaki geçe gelen kanunu budur. İşte kâfirler bu noktada hüsrana düştüler.
Allahım "Bismillahirrahmanirrahim"in hakkı için, alemlere rahmet olarak gönderdiği zata ve bütün al ve ashabına ,Senin rahmetine ve onun hürmetine yaraşır bir şekilde salat ve selam et.(amin)
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: "SÜNNET" ve "SÜNNETULLAH" ile ilgili Âyet-i Kerimeler

Mesaj gönderen kulihvani »

Sünnet: İzlenmesi kesin doğru olan yol, kânun, âdettir.

Sünnetullah: ALLAH celle celâluhu’nun Kur'ân-ı Kerîm'inde buyurduğu Emirler ve hayatta devam edegelen İlâhî Kânunlar'dır. Farzdır veyâ Vâcib'tir. Farz ve Vâcibe tâbi olmak mecbûriyeti vardır. Terkinde, azab ve i'kab vardır, bu KULLuk mükellefiyetidir.

Sünnet-i Rasûlullah: Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin Kur'ân-ı Kerîm uygulamasında ÜMMetine akvâli-sözleri, ef’ali-fiilleri, ahlâkı-davranış huyları ve ahvâli-halleri ile olarak, İslâmî Emirler'dir.

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin buyurduğu farz ve vâcib olmayan Sünnetlerin işlenmesinde-tatbîkinde kesin sevab-faydalar olup terkinde günah yoktur.

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin buyurduğu veyâ işlediği nâfileler ise mubah olup, işlenmesinde sevab ve günah yoktur dînî disiplin gibi yan tesirleri vardır güzellik olarak addedilir.

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin kesin kaynaklı sünnetini beğenmemek ve kasden terk veyâ bid'at-sonradan gereksiz ve değersiz eklemeler çok tehlikelidir.

İslâm Dîni; ALLAH Celle Celâluhu'nun Sünnetullah'ı ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemin Sünnet-i Seniyye'sinin TÜMMüdür..


Onun için İslâm İnancı Kur'ân-ı Kerîm'de;

ALLAH ve Rasûlune TESLİM OLunuz,

ALLAH ve Rasûlune ÎMAN EDiniz,

ALLAH ve Rasûlune TÂBİ OLunuz,

ALLAH ve Rasûlune İTÂAT EDiniz olarak buyurulmaktadır.
Resim
Kullanıcı avatarı
kurt26
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 63
Kayıt: 13 May 2012, 21:50

Re: "SÜNNET" ve "SÜNNETULLAH" ile ilgili Âyet-i Kerimeler

Mesaj gönderen kurt26 »

kulihvani hocam sağolun varolun.
Yani sünnet arapça oluyor.
Türkçeye çevirdimizde kanun olarak çevrilmeli.
Tümünü inceledim Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır kanun olarak çevirmiş.
Bizim türkçedeki sünnet anlamı acaba arapça kelime olarak neye denk geliyor.
Arapça sünnet demek kanun oluyor.
Türkçe sünnet anlamı
sünnet; Peygamber efendimiz (s.a.v) müslümanlarca uyulması gerekli sayılan davranışları ve herhangi bir konuda söylemiş olduğu söz.
Kanunmu sözmü ikisi arasında kaldım.
Gerçekten arapça bilmek lazım o zaman bir ayettenden bir çok anlam çıkar.Türkçe çevirilerde hep farklı zaten.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır sizce çevirisi nasıl?
Tavsiye ettiğiniz çeviri var mı hocam?
Allahım "Bismillahirrahmanirrahim"in hakkı için, alemlere rahmet olarak gönderdiği zata ve bütün al ve ashabına ,Senin rahmetine ve onun hürmetine yaraşır bir şekilde salat ve selam et.(amin)
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: "SÜNNET" ve "SÜNNETULLAH" ile ilgili Âyet-i Kerimeler

Mesaj gönderen Gariban »

Sevgili Kurt26 kardeşimiz,
Hocamızın yukarıda yazdığı açıklamayı dikkatle incelerseniz sorunuzun cevabı zaten verilmektedir. Sünnet, (Arapça: سنة) Arapça bir terimdir. Başka dilde ki bir kelimenin Türkçe tam karşılığı diye tek bir kelime ararsanız, hele kelime Kur’ân-ı Kerim'de kullanılmaktaysa çok zor bulursunuz ve bazen bulamazsınız. Vahiyle gelen nur o dilin harfleriyle kodlanmıştır. Kur’ân-ı Kerim ile ilk defa Arapça'ya giren kelimeler vardır mesela. Örneğin hamd kelimesini hiç bir dile tam karşılıklı çeviremezsiniz, övğü, senâ, şükür v.b kelimeler ile bocalarsınız ki bunlarla târif edilse dahi bu târifler daha derinde bir manaya işaret ederler. Bu yüzden Kur’ân-ı Kerim'in çevirisi yoktur, meali vardır. Hocamız yukarıda derin olan bir kelimenin mânâsını bir kaç sözcük ile örnekleyerek kısaca açıklamıştır yalnız kelimelere değil bunun yanında da mânâya odaklanırsak çelişki içinde kalmayız ve bu zamanla daha anlaşılır olur. Türkçe terimlerle yapılan bir kaç sözcüklük bu tanım dallandırılır açılırsa içine ciltlerle kitap sokulur. Halkın anlattığı ile halkın anladığı arasında uçurumlar vardır. Ilahî Kelâmı mânâlara ve onlarıda ses ve harfler giydirerek vahiy yoluyla en mükemmel şekilde Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin kalbine inzal eden Allahu Zül Celal'e hamd ederiz. O'nun Kur’ân-ı Kerim'in de açıkladığı sözler kendisinin ifadesi ile :


قُل لَّوْ كَانَ الْبَحْرُ مِدَادًا لِّكَلِمَاتِ رَبِّي لَنَفِدَ الْبَحْرُ قَبْلَ أَن تَنفَدَ كَلِمَاتُ رَبِّي وَلَوْ جِئْنَا بِمِثْلِهِ مَدَدًا

"Gul lev kânel bahru midâdel likelimâti rabbî lenefidel bahru gable en tenfede kelimâtu rabbî ve lev cié'nâ bimislihi mededâ: De ki: eğer rabbımın kelimâtı için deniz mürekkeb olsa idi her halde rabbımın kelimatı tükenmeden deniz tükenirdi, bir misli de meded getirsek bile" [Kehf Suresi, (18/109)]

Evrenin isleyişindeki KaNuNlarda O'nun akıl aynasında zâhire çıkan sözüdür.

Es Selâm ve sevgiyle
garibAN
Resim
Kullanıcı avatarı
kurt26
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 63
Kayıt: 13 May 2012, 21:50

Re: "SÜNNET" ve "SÜNNETULLAH" ile ilgili Âyet-i Kerimeler

Mesaj gönderen kurt26 »

Allah razı olsun.
Arapça şart oldu inşallah oda olur.
Arapça sağdan sola okunduğu için hem gözü yormuyormuş.
Allahım "Bismillahirrahmanirrahim"in hakkı için, alemlere rahmet olarak gönderdiği zata ve bütün al ve ashabına ,Senin rahmetine ve onun hürmetine yaraşır bir şekilde salat ve selam et.(amin)
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: "SÜNNET" ve "SÜNNETULLAH" ile ilgili Âyet-i Kerimeler

Mesaj gönderen simurg »

Tabiatta herşey SAĞ'dan SOL'a dönüş içerisinde.

Fasulye fidanları bile sırıklara bu yönü takib ederek sarılmakta.
Tam tersine çevirseniz dağılır, yerde kalır, yukarıya alamaz kendisini.

Namazımızda SELAM'ımızı önce SAĞ'a, sonra SOL'a vermekteyiz.
Bu bir Sünnetullah.
Ve Sünnetullah'a tabii OL-AN herşey rahat etmekte, huzur bulmakta ve selamet yaşamaktadır elhamdülillah.

Hayr görmek niyeti ile batığımızda,
gördüğümüz daima hayr olacaktır.

Çünkü her şey NİYET iledir.

Rabbi Teâlâmız niyetlerimizin daima hayr olmasını nasib ihsan etsin BİZ'e inşaallah. Âmin!.
Resim
Kullanıcı avatarı
kurt26
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 63
Kayıt: 13 May 2012, 21:50

Re: "SÜNNET" ve "SÜNNETULLAH" ile ilgili Âyet-i Kerimeler

Mesaj gönderen kurt26 »

simurg yazdı:Tabiatta herşey SAĞ'dan SOL'a dönüş içerisinde.

Fasulye fidanları bile sırıklara bu yönü takib ederek sarılmakta.
Tam tersine çevirseniz dağılır,yerde kalır, yukarıya alamaz kendisini.

Namazımızda SELAM'ımızı önce SAĞ'a, sonra SOL'a vermekteyiz.
Bu bir Sünnetullah.
Ve Sünnetullah'a tabii OL-AN herşey rahat etmekte,huzur bulmakta,ve selamet yaşamaktadır elhamdülillah.

Hayr görmek niyeti ile batığımızda,
gördüğümüz daima hayr olacaktır.

Çünkü her şey NİYET iledir.

Rabbi Tealamız niyetlerimizin daima hayr olmasını nasib ihsan etsin BİZ'e inşaallah. Amin.
Amin inşallah ne güzel açıklamışsınız.
Allah razı olsun.
Allahım "Bismillahirrahmanirrahim"in hakkı için, alemlere rahmet olarak gönderdiği zata ve bütün al ve ashabına ,Senin rahmetine ve onun hürmetine yaraşır bir şekilde salat ve selam et.(amin)
Kullanıcı avatarı
aldemira
Yeni Üye
Yeni Üye
Mesajlar: 13
Kayıt: 05 Tem 2013, 16:26

Re: "SÜNNET" ve "SÜNNETULLAH" ile ilgili Âyet-i Kerimeler

Mesaj gönderen aldemira »

Gul yazdı:"SÜNNET" ve "SÜNNETULLAH" ile ilgili Âyet-i Kerimeler


Eûzubillâhi's-semî'u'l-alîmu mine'ş-şeytânirracîm.

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلِكُمْ سُنَنٌ فَسِيرُواْ فِي الأَرْضِ فَانْظُرُواْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذَّبِينَ

Resim---Kad halet min kablikum sunenun, fe sîrû fîl ardı fenzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne) : Gerçek şu ki, sizden önce nice sünnetler gelip geçmiştir. Bundan dolayı yeryüzünde gezip dolaşın da yalanlayanların uğradıkları sonuç nasıl oldu bir görün.(Âli İmrân 3/137)



يُرِيدُ اللّهُ لِيُبَيِّنَ لَكُمْ وَيَهْدِيَكُمْ سُنَنَ الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ وَيَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَاللّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Resim---Yurîdullâhu li yubeyyine lekum ve yehdîyekum sunenellezîne min kablikum ve yetûbe aleykum. Vallâhu alîmun hakîm(hakîmun) : Allah, size açıklayarak anlatmak, sizi sizden öncekilerin sünnetine iletmek ve tevbelerinizi kabul etmek ister. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisâ 4/26)


قُل لِلَّذِينَ كَفَرُواْ إِن يَنتَهُواْ يُغَفَرْ لَهُم مَّا قَدْ سَلَفَ وَإِنْ يَعُودُواْ فَقَدْ مَضَتْ سُنَّةُ الأَوَّلِينِ

Resim---Kul lillezîne keferû in yentehû yugfer lehum mâ kad selef(selefe), ve in yeûdû fe kad madat sunnetul evvelîn(evvelîne) : O inkâr edenlere de ki: "Eğer vazgeçerlerse geçmişte (yaptıkları) şeyler bağışlanacaktır. Ama yine dönecek olurlarsa, önceki (toplumlara uygulanan) sünnet, muhakkak (onların başından da) geçmiş olacaktır." (Enfâl 8/38)


لاَ يُؤْمِنُونَ بِهِ وَقَدْ خَلَتْ سُنَّةُ الأَوَّلِينَ
Resim---Lâ yu’minûne bihî ve kad halet sunnetul evvelîn(evvelîne) : Onlar ona (indirilen kitaba) inanmazlar, oysaki evvelkilerin sünneti geçmiştir. (Hicr 15/13)



سُنَّةَ مَن قَدْ أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِن رُّسُلِنَا وَلاَ تَجِدُ لِسُنَّتِنَا تَحْوِيلاً
Resim---Sunnete men kad erselnâ kableke min rusulinâ ve lâ tecidu li sunnetinâ tahvîlâ(tahvîlen) : (Bu,) Senden önce gönderdiğimiz resullerimizin bir sünnetidir. Sünnetimizde bir değişiklik bulamazsın. (İsrâ 17/77)


وَمَا مَنَعَ النَّاسَ أَن يُؤْمِنُوا إِذْ جَاءهُمُ الْهُدَى وَيَسْتَغْفِرُوا رَبَّهُمْ إِلَّا أَن تَأْتِيَهُمْ سُنَّةُ الْأَوَّلِينَ أَوْ يَأْتِيَهُمُ الْعَذَابُ قُبُلًا
Resim---Ve mâ menean nâse en yu’minû iz câe humul hudâ ve yestagfirû rabbehum illâ en te’tiyehum sunnetul evvelîne ev ye’tiyehumul azâbu kubulâ(kubulen) : Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan ve Rablerinden bağışlanma dilemelerinden alıkoyan şey, ancak evvelkilerin sünnetinin kendilerine de gelmesi veya azabın onları karşılarcasına gelmesi(ni beklemeleri)dir. (Kehf 18/55)


مَّا كَانَ عَلَى النَّبِيِّ مِنْ حَرَجٍ فِيمَا فَرَضَ اللَّهُ لَهُ سُنَّةَ اللَّهِ فِي الَّذِينَ خَلَوْا مِن قَبْلُ وَكَانَ أَمْرُ اللَّهِ قَدَرًا مَّقْدُورًا
Resim---Mâ kâne alen nebiyyi min harecin fîmâ faradallâhu leh, sunnetallâhi fîllezîne halev min kabl(kablu), ve kâne emrullâhi kaderen makdûrâ(makdûran) : Allah'ın kendisine farz kıldığı bir şey(i yerine getirme)de peygamber üzerine hiçbir güçlük yoktur. (Bu,) daha önce gelip geçen (ümmet)lerde Allah'ın bir sünnetidir. Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir. (Ahzâb 33/38)


سُنَّةَ اللَّهِ فِي الَّذِينَ خَلَوْا مِن قَبْلُ وَلَن تَجِدَ لِسُنَّةِ اللَّهِ تَبْدِيلًا
Resim---Sunnetallâhi fîllezîne halev min kabl(kablu), ve len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen) : (Bu,) Daha önceden gelip geçenler hakkında (uygulanan) Allah'ın sünnetidir. Allah'ın sünnetinde kesin olarak bir değişiklik bulamazsın. (Ahzâb 33/62)


اسْتِكْبَارًا فِي الْأَرْضِ وَمَكْرَ السَّيِّئِ وَلَا يَحِيقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ إِلَّا بِأَهْلِهِ فَهَلْ يَنظُرُونَ إِلَّا سُنَّتَ الْأَوَّلِينَ فَلَن تَجِدَ لِسُنَّتِ اللَّهِ تَبْدِيلًا وَلَن تَجِدَ لِسُنَّتِ اللَّهِ تَحْوِيلًا
Resim---İstikbâren fîl ardı ve mekres seyyii, ve lâ yahîkul mekrus seyyiu illâ bi ehlih(ehlihî), fe hel yenzurûne illâ sunnetel evvelîn(evvelîne), fe len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen), ve len tecide li sunnetillâhi tahvîlâ(tahvîlen) : (Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın. (Fâtır 35/43)


فَلَمْ يَكُ يَنفَعُهُمْ إِيمَانُهُمْ لَمَّا رَأَوْا بَأْسَنَا سُنَّتَ اللَّهِ الَّتِي قَدْ خَلَتْ فِي عِبَادِهِ وَخَسِرَ هُنَالِكَ الْكَافِرُونَ
Resim---Fe lem yeku yenfeuhum îmânuhum lemmâ reev be’senâ, sunnetâllahilletî kad halet fî ibâdih(ibâdihî), ve hasire hunâlikel kâfirûn(kâfirûne) : Ama Bizim dayanılmaz azabımızı gördükleri zaman, imanları kendilerine hiçbir yarar sağlamadı. (Bu,) Allah'ın kulları arasında sürüp giden sünnetidir. İşte kafirler burada hüsrana uğramışlardır. (Mu’min 40/85)


سُنَّةَ اللَّهِ الَّتِي قَدْ خَلَتْ مِن قَبْلُ وَلَن تَجِدَ لِسُنَّةِ اللَّهِ تَبْدِيلًا
Resim---Sunnetellâhilletî kad halet min kabl(kablu), ve len tecide li sunnetillâhi tebdîlâ(tebdîlen) : (Bu,) Allah'ın öteden beri sürüp giden sünnetidir. Sen Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın. (Fetih 48/23)



Sadakallâhu'l-azîm
Sunnetullahda değişiklik olmadığı gerçeğini, sosyal olaylarda da görenlere
selam olsun.
Cevapla

“Kur'an-ı Kerim” sayfasına dön