YEDİLER

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

YEDİLER

Mesaj gönderen Hakan »

KUR'AN-I KERİM SURELERİNİN 7. AYETLERİ

Bu gün çalıştığım ilçeye giderken, sohbet dinliyordum. Kulihvani CANda CAN'ın surelerin 7. ayetleri hakkındaki konuşması esnasında tüm surelerdeki 7. ayetleri alt alta yazsak ne gibi güzellikler çıkar sözü üzerine 7. ayetleri yazmak istedim.

(ALAK suresi 7. ayet) (Resmi:96/İniş:1/Alfabetik:6)

أَن رَّآهُ اسْتَغْنَى

En reahüsnağn

Kendini kendine yeterli gördüğü için.


(KALEM suresi 7. ayet) (Resmi:68/İniş:2/Alfabetik:51)

إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِ وَهُوَ أَعْلَمُ بِالْمُهْتَدِينَ

İnne rabbeke huve a'lemu bimen dalle'an sebiylihi ve huve a'lemu bilmuhtediyne.

Doğrusu Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi en iyi bilendir, hidayete erenleri de en iyi bilen O'dur.


(MÜZZEMMİL suresi 7. ayet) (Resmi:73/İniş:3/Alfabetik:74)

إِنَّ لَكَ فِي اَلنَّهَارِ سَبْحًا طَوِيلًا

İnne leke fiynnehari sebhan taviylen. İnne leke fiynnehari sebhan taviylen.

Zira gündüz vakti, sana uzun bir meşguliyet var.


(MÜDDESSİR suresi 7. ayet) (Resmi:74/İniş:4/Alfabetik:67)

وَلِرَبِّكَ فَاصْبِرْ

Ve lirabbike fasbir.

Rabbinin rızasına ermek için sabret.


(FÂTİHA suresi 7. ayet) (Resmi:1/İniş:5/Alfabetik:23)

صِرَاطَ الَّذِينَ أَنعَمتَ عَلَيهِمْ غَيرِ المَغضُوبِ عَلَيهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ

Siratallezine en'amte aleyhim ğayril mağdubi aleyhim ve lad dallin

Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!

(TEKVÎR suresi 7. ayet) (Resmi:81/İniş:7/Alfabetik:103)

وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ

Ve izennufusu zuvvicet.

Ruhlar (bedenlerle) birleştirildiğinde,


(A'LÂ suresi 7. ayet) (Resmi:87/İniş:8/Alfabetik:5)

إِلَّا مَا شَاء اللَّهُ إِنَّهُ يَعْلَمُ الْجَهْرَ وَمَا يَخْفَى

İlla ma şaallahü innehu ya'lemülcehre ve ma yahfa.

Artık Allah'ın dilediği hariç, Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir.


(LEYL suresi 7. ayet) (Resmi:92/İniş:9/Alfabetik:58)

فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرَى

Fesenüyessirühu lilyüsra.

Biz de onu en kolaya hazırlarız (onda başarılı kılarız).


(FECR suresi 7. ayet) (Resmi:89/İniş:10/Alfabetik:25)

إِرَمَ ذَاتِ الْعِمَادِ

İreme zatil'imadi.

Direkleri (yüksek binaları) olan, İrem şehrine?


(DUHÂ suresi 7. ayet) (Resmi:93/İniş:11/Alfabetik:18)

وَوَجَدَكَ ضَالًّا فَهَدَى

Ve vecedeke dallen feheda.

Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?


(İNŞİRAH suresi 7. ayet) (Resmi:94/İniş:12/Alfabetik:45)

فَإِذَا فَرَغْتَ فَانصَبْ

Feiza ferağte fensab

Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul,


(ÂDİYÂT suresi 7. ayet) (Resmi:100/İniş:14/Alfabetik:2)

وَإِنَّهُ عَلَى ذَلِكَ لَشَهِيدٌ

Ve innehu ala zalike le şehid

Şüphesiz buna kendisi de şahittir ,


(TEKÂSÜR suresi 7. ayet) (Resmi:102/İniş:16/Alfabetik:102)

ثُمَّ لَتَرَوُنَّهَا عَيْنَ الْيَقِينِ

Sümme leteravünneha aynelyakiyn

Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz.


(MÂÛN suresi 7. ayet) (Resmi:107/İniş:17/Alfabetik:61)

وَيَمْنَعُونَ الْمَاعُونَ

Ve yemneunel maun

Ve hayra da mâni olurlar.


(NECM suresi 7. ayet) (Resmi:53/İniş:23/Alfabetik:80)

وَهُوَ بِالْأُفُقِ الْأَعْلَى

Ve huve bil ufukil a'la

Kendisi en yüksek ufukta iken.


(ABESE suresi 7. ayet) (Resmi:80/İniş:24/Alfabetik:1)

وَمَا عَلَيْكَ أَلَّا يَزَّكَّى

Ve ma 'aleyke ella yezzekka.

Oysa ki onun temizlenip arınmasından sen sorumlu değilsin.

(ŞEMS suresi 7. ayet) (Resmi:91/İniş:26/Alfabetik:93)

وَنَفْسٍ وَمَا سَوَّاهَا

Ve nefsin ve ma sevvaha.

Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verene,


(BÜRÛC suresi 7. ayet) (Resmi:85/İniş:27/Alfabetik:14)

وَهُمْ عَلَى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِنِينَ شُهُودٌ

Ve hüm 'ala ma yef'alune bilmü'miniyne şühudün.

Müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı.


(TÎN suresi 7. ayet) (Resmi:95/İniş:28/Alfabetik:105)

فَمَا يُكَذِّبُكَ بَعْدُ بِالدِّينِ

Fema yükezzibuke ba'du biddin

Artık bundan sonra, ceza günü konusunda seni kim yalanlayabilir?


(KAARİA suresi 7. ayet) (Resmi:101/İniş:30/Alfabetik:47)

فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ

Fe hüve fi iyşetir radiyeh

İşte o, hoşnut edici bir yaşayış içinde olur.


(KIYÂMET suresi 7. ayet) (Resmi:75/İniş:31/Alfabetik:56)

فَإِذَا بَرِقَ الْبَصَرُ

Feiza berikalbesaru.

İşte, göz kamaştığı,


(HÜMEZE suresi 7. ayet) (Resmi:104/İniş:32/Alfabetik:39)

الَّتِي تَطَّلِعُ عَلَى الْأَفْئِدَةِ

Elleti tettaliu alel ef'ideh

(Yandıkça) tırmanıp kalplerin ta üstüne çıkar.


(MÜRSELÂT suresi 7. ayet) (Resmi:77/İniş:33/Alfabetik:73)

إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَاقِعٌ

İnnema tu'adune levaki'un.

Bilin ki size vadolunan şey gerçekleşecek!


(KAF suresi 7. ayet) (Resmi:50/İniş:34/Alfabetik:49)

وَالْأَرْضَ مَدَدْنَاهَا وَأَلْقَيْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ وَأَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ


Vel erda medednaha ve elkayna fiha ravasiye ve embetna fiha min kulli zevcim behic

Yeryüzünü de döşedik ve ona sabit dağlar koyduk. Orada gönül açan her türden (bitkiler) yetiştirdik.


(BELED suresi 7. ayet) (Resmi:90/İniş:35/Alfabetik:12)

أَيَحْسَبُ أَن لَّمْ يَرَهُ أَحَدٌ

Eyahsebü en lem yerehu ehadün.

Kimse onu görmedi mi sanıyor?


(TÂRIK suresi 7. ayet) (Resmi:86/İniş:36/Alfabetik:99)

يَخْرُجُ مِن بَيْنِ الصُّلْبِ وَالتَّرَائِبِ

Yahrücü min beynissulbi vetteraibi.

(O su) sırt ile göğüs kafesi arasından çıkar.


(KAMER suresi 7. ayet) (Resmi:54/İniş:37/Alfabetik:52)

خُشَّعًا أَبْصَارُهُمْ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ كَأَنَّهُمْ جَرَادٌ مُّنتَشِرٌ

Huşşean ebsarihum yahrucune minel ecdasi keennehum ceradum munteşir

Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi bakışları perişan (utançtan yere bakar) bir halde kabirlerden çıkarlar.


(SÂD suresi 7. ayet) (Resmi:38/İniş:38/Alfabetik:88)

مَا سَمِعْنَا بِهَذَا فِي الْمِلَّةِ الْآخِرَةِ إِنْ هَذَا إِلَّا اخْتِلَاقٌ

Ma semi'na bihaza fil milletil ahirah in haza illahtilak

Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır.


(A'RAF suresi 7. ayet) (Resmi:7/İniş:39/Alfabetik:9)

فَلَنَقُصَّنَّ عَلَيْهِم بِعِلْمٍ وَمَا كُنَّا غَآئِبِينَ

Fe le nekussanne aleyhim bi ilmiv ve ma künna ğaibin

Ve onlara (olup bitenleri) tam bir bilgi ile mutlaka anlatacağız. Biz, onlardan uzak değiliz.


(CİN suresi 7. ayet) (Resmi:72/İniş:40/Alfabetik:16)

وَأَنَّهُمْ ظَنُّوا كَمَا ظَنَنتُمْ أَن لَّن يَبْعَثَ اللَّهُ أَحَدًا

Ve ennehum zannu kema zanentum en len yeb'asallahu ehaden.

Onlar da sizin sandığınız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.


(YÂSÎN suresi 7. ayet) (Resmi:36/İniş:41/Alfabetik:108)

لَقَدْ حَقَّ الْقَوْلُ عَلَى أَكْثَرِهِمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ

Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü'minun

Andolsun ki onların çoğu gafletlerinin cezasını hak etmişlerdir. Çünkü onlar iman etmiyorlar.


(FURKÂN suresi 7. ayet) (Resmi:25/İniş:42/Alfabetik:29)

وَقَالُوا مَالِ هَذَا الرَّسُولِ يَأْكُلُ الطَّعَامَ وَيَمْشِي فِي الْأَسْوَاقِ لَوْلَا أُنزِلَ إِلَيْهِ مَلَكٌ فَيَكُونَ مَعَهُ نَذِيرًا

Ve kalu mali hazer rasuli ye'külüt taame ve yemşi fil esvak lev la ünzile ileyhi melekün fe yekune meahu nezira

Onlar (bir de) şöyle dediler: Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor! Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı!

(FATIR suresi 7. ayet) (Resmi:35/İniş:43/Alfabetik:24)

الَّذِينَ كَفَرُوا لَهُمْ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ

Ellezine keferu lehüm azabün şedid vellezine amenu ve amilus salihati lehüm mağfiratüv ve ecrun kebir

İnkâr edenler için şüphesiz çetin bir azap var, iman edip iyi işler yapanlara da mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.


(MERYEM suresi 7. ayet) (Resmi:19/İniş:44/Alfabetik:63)

يَا زَكَرِيَّا إِنَّا نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍ اسْمُهُ يَحْيَى لَمْ نَجْعَل لَّهُ مِن قَبْلُ

Ya zekeriyya inna nübeşşiruke bi ğulaminismühu yahya lem nec'al lehu min kablü semiyya

(Allah şöyle buyurdu:) Ey Zekeriyya! Biz sana bir oğul müjdeleriz ki, onun adı Yahya'dır. Daha önce ona kimseyi adaş yapmadık.


(TÂHÂ suresi 7. ayet) (Resmi:20/İniş:45/Alfabetik:96)

وَإِن تَجْهَرْ بِالْقَوْلِ فَإِنَّهُ يَعْلَمُ السِّرَّ وَأَخْفَى

Ve in techer bil kavli fe innehu ya'lemüs sirra ve ahfa

Eğer sen, sözü açıktan söylersen, bilesin ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.


(VÂKIA suresi 7. ayet) (Resmi:56/İniş:46/Alfabetik:107)

وَكُنتُمْ أَزْوَاجًا ثَلَاثَةً

Ve kuntum ezvacen selaseten.

Ve sizler de üç sınıf olduğunuz zaman,


(ŞUARA suresi 7. ayet) (Resmi:26/İniş:47/Alfabetik:94)

أَوَلَمْ يَرَوْا إِلَى الْأَرْضِ كَمْ أَنبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ

E ve lem yerav ilel erdi kem embetna fiha min külli zevcin kerim

Yeryüzüne bir bakmazlar mı! Orada her güzel çiftten nice bitkiler yetiştirdik.


(NEML suresi 7. ayet) (Resmi:27/İniş:48/Alfabetik:81)

إِذْ قَالَ مُوسَى لِأَهْلِهِ إِنِّي آنَسْتُ نَارًا سَآتِيكُم مِّنْهَا بِخَبَرٍ أَوْ آتِيكُم بِشِهَابٍ قَبَسٍ لَّعَلَّكُمْ تَصْطَلُونَ

İz kale musa li ehlihi inni anestü nara seatiküm minha bi haberin ev atiküm bi şihabin kabeşil lealleküm tastalun

Hani Musa, ailesine şöyle demişti: Gerçekten ben bir ateş gördüm. (Gidip) size oradan bir haber getireceğim, yahut bir ateş parçası getireceğim, umarım ki ısınırsınız!


(KASAS suresi 7. ayet) (Resmi:28/İniş:49/Alfabetik:53)

وَأَوْحَيْنَا إِلَى أُمِّ مُوسَى أَنْ أَرْضِعِيهِ فَإِذَا خِفْتِ عَلَيْهِ فَأَلْقِيهِ فِي الْيَمِّ وَلَا تَخَافِي وَلَا تَحْزَنِي إِنَّا رَادُّوهُ إِلَيْكِ وَجَاعِلُوهُ مِنَ الْمُرْسَلِينَ

Ve evhayna ila ümmi musa en erdiiyh fe iza hifti aleyhi fe elkiyhi fil yemmi ve la tehafi ve la tahzeni inna radduhü ileyki ve cailuhü minel murselin

Musa'nın anasına: Onu emzir, kendisine zarar geleceğinden endişelendiğinde onu denize (Nil nehrine) bırakıver, hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız, diye bildirdik.


(İSRÂ suresi 7. ayet) (Resmi:17/İniş:50/Alfabetik:46)

إِنْ أَحْسَنتُمْ أَحْسَنتُمْ لِأَنفُسِكُمْ وَإِنْ أَسَأْتُمْ فَلَهَا فَإِذَا جَاء وَعْدُ الآخِرَةِ لِيَسُوؤُواْ وُجُوهَكُمْ وَلِيَدْخُلُواْ الْمَسْجِدَ كَمَا دَخَلُوهُ أَوَّلَ مَرَّةٍ وَلِيُتَبِّرُواْ مَا عَلَوْاْ تَتْبِيرًا

İn ahsentüm ahsentüm li enfüsiküm ve in ese'tüm feleha fe iz cae va'dül ahirati li yesuu vücuheküm ve li yedhulül mescide kema dehaluhü evvele merrativ ve liyütebbiru ma alev tetbira

Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine Mescid'e (Süleyman Mâbedi'ne) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi büsbütün tahrip etsinler (diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık).

(YÛNUS suresi 7. ayet) (Resmi:10/İniş:51/Alfabetik:109)

إَنَّ الَّذِينَ لاَ يَرْجُونَ لِقَاءنَا وَرَضُواْ بِالْحَياةِ الدُّنْيَا وَاطْمَأَنُّواْ بِهَا وَالَّذِينَ هُمْ عَنْ آيَاتِنَا غَافِلُونَ

İnnellezine la yercune likaena ve radu bil hayatid dünya vatmeennu biha vellezine hüm an ayatina ğafilun

Huzurumuza çıkacaklarını beklemeyenler, dünya hayatına razı olup onunla rahat bulanlar ve âyetlerimizden gafil olanlar da vardır muhakkak.


(HÛD suresi 7. ayet) (Resmi:11/İniş:52/Alfabetik:38)

وَهُوَ الَّذِي خَلَق السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاء لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً وَلَئِن قُلْتَ إِنَّكُم مَّبْعُوثُونَ مِن بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِنْ هَـذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُّبِينٌ

Ve hüvellezi halekas semavati vel erda fi sitteti eyyamiv ve kane arşühu alel mai li yeblüveküm eyyüküm ahsenü amela ve le in kulte inneküm meb'usune mim ba'dil mevti le yekulennellezine keferu in haza illa sihrum mübin

O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resûlüm!): "Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kâfir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler.


(YÛSUF suresi 7. ayet) (Resmi:12/İniş:53/Alfabetik:110)

لَّقَدْ كَانَ فِي يُوسُفَ وَإِخْوَتِهِ آيَاتٌ لِّلسَّائِلِينَ

Le kad kane fi yusüfe ihvetihi ayatül lis sailin

Andolsun ki Yusuf ve kardeşlerinde, (almak) isteyenler için ibretler vardır.


(HİCR suresi 7. ayet) (Resmi:15/İniş:54/Alfabetik:36)

لَّوْ مَا تَأْتِينَا بِالْمَلائِكَةِ إِن كُنتَ مِنَ الصَّادِقِينَ

Lev ma te'tina bilmelaiketi in künte mines sadikiyn

"Eğer doğru söyleyenlerden idiysen, bize melekleri getirmeliydin."


(EN'ÂM suresi 7. ayet) (Resmi:6/İniş:55/Alfabetik:20)

وَلَوْ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ كِتَابًا فِي قِرْطَاسٍ فَلَمَسُوهُ بِأَيْدِيهِمْ لَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُواْ إِنْ هَـذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُّبِينٌ

Ve lev nezzelna aleyke kitaben fi kirtasin fe lemessuhü bi eydihim le kalellezine keferu in haza illa sihrum mübin

Eğer sana kâğıt üzerine yazılmış bir kitap indirseydik de onlar elleriyle onu tutmuş olsalardı, yine de inkâr ediciler: Bu, apaçık büyüden başka bir şey değildir, derlerdi.


(SÂFFÂT suresi 7. ayet) (Resmi:37/İniş:56/Alfabetik:90)

وَحِفْظًا مِّن كُلِّ شَيْطَانٍ مَّارِدٍ

Ve hifzam min külli şeytanim marid

Ve (gökyüzünü) itaat dışına çıkan her şeytandan koruduk.


(LOKMAN suresi 7. ayet) (Resmi:31/İniş:57/Alfabetik:59)

وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِ آيَاتُنَا وَلَّى مُسْتَكْبِرًا كَأَن لَّمْ يَسْمَعْهَا كَأَنَّ فِي أُذُنَيْهِ وَقْرًا فَبَشِّرْهُ بِعَذَابٍ أَلِيمٍ

Ve iza tütla aleyhi ayatüna vella müstekbiran ke el lem yesma'ha keenne fi üzüneyhi vakra fe beşşirhü bi azabin elim

Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, sanki bunları işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varrmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir. Sen de ona acıklı bir azabın müjdesini ver!


(SEBE' suresi 7. ayet) (Resmi:34/İniş:58/Alfabetik:91)

وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا هَلْ نَدُلُّكُمْ عَلَى رَجُلٍ يُنَبِّئُكُمْ إِذَا مُزِّقْتُمْ كُلَّ مُمَزَّقٍ إِنَّكُمْ لَفِي خَلْقٍ جَدِيدٍ

Ve kalellezine keferu hel nedüllüküm ala racüliy yünebbiüküm iza müzziktüm külle mümezzekin inneküm lefi halkin cedid

Kâfir olanlar (kendi aralarında) şöyle dediler: Çürüyüp paramparça olduğunuz vakit yeniden dirileceğinizi söyleyerek haber veren kişiyi gösterelim mi?



(ZÜMER suresi 7. ayet) (Resmi:39/İniş:59/Alfabetik:114)

إِن تَكْفُرُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ عَنكُمْ وَلَا يَرْضَى لِعِبَادِهِ الْكُفْرَ وَإِن تَشْكُرُوا يَرْضَهُ لَكُمْ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَى ثُمَّ إِلَى رَبِّكُم مَّرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ إِنَّهُ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ

İn tekfüru fe innellahe ğaniyyün anküm ve la yerda li ibadihil küfr ve in teşküru yerdahü leküm ve la teziru vaziratüv vizra uhra sümme ila rabbiküm merciuküm fe yünebbiüküm bima küntüm tü'melun innehu alimüm bizatis sudur

Eğer inkâr ederseniz, şüphesiz Allah, size muhtaç değildir. Bununla beraber O, kullarının küfrüne razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizden bunu kabul eder. Hiçbir günahkâr diğerinin günahını çekmez. Nihayet hepinizin dönüp gidişi, Rabbinizedir. Yaptıklarınızı O size haber verir. Çünkü O, kalplerde olan herşeyi hakkıyla bilendir.



(MÜ'MİN suresi 7. ayet) (Resmi:40/İniş:60/Alfabetik:69)

الَّذِينَ يَحْمِلُونَ الْعَرْشَ وَمَنْ حَوْلَهُ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَيُؤْمِنُونَ بِهِ وَيَسْتَغْفِرُونَ لِلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا وَسِعْتَ كُلَّ شَيْءٍ رَّحْمَةً وَعِلْمًا فَاغْفِرْ لِلَّذِينَ تَابُوا وَاتَّبَعُوا سَبِيلَكَ وَقِهِمْ عَذَابَ الْجَحِيمِ

Ellezine yahmilunel arşe ve men havlehu yüsebbihune bi hamdi rabbihim ve yü'minune bihi ve yestağfirune lillezine amenu rabbena vesi'te külle şey'ir rahmetev ve ilmen fağfir lillezine tabu vettebeu sebileke vekihim azabel cehiym

Arş'ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler).




(FUSSİLET suresi 7. ayet) (Resmi:41/İniş:61/Alfabetik:30)

الَّذِينَ لَا يُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُم بِالْآخِرَةِ هُمْ كَافِرُونَ

Ellezine la yü'tunez zekate ve hüm bil ahirati hüm kafirun

Onlar zekâtı vermezler; ahireti inkâr edenler de onlardır.


(ŞÛRÂ suresi 7. ayet) (Resmi:42/İniş:62/Alfabetik:95)

وَكَذَلِكَ أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ قُرْآنًا عَرَبِيًّا لِّتُنذِرَ أُمَّ الْقُرَى وَمَنْ حَوْلَهَا وَتُنذِرَ يَوْمَ الْجَمْعِ لَا رَيْبَ فِيهِ فَرِيقٌ فِي الْجَنَّةِ وَفَرِيقٌ فِي السَّعِيرِ

Ve kezalike evhayna ileyke kur'anen arabiyyel li tünzira ümmel kura ve men havleha ve tünzira yevmel cem'i la raybe fil ferikun fil cenneti ve ferikun fis seiyr

Şehirlerin anası (olan Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik. (İnsanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.


(ZUHRUF suresi 7. ayet) (Resmi:43/İniş:63/Alfabetik:113)

وَمَا يَأْتِيهِم مِّن نَّبِيٍّ إِلَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِؤُون

Ve ma yet'tihim min nebiyyin illa kanu bihi yestehziun

Onlar, kendilerine gelen her peygamberi mutlaka alaya alırlardı.


(DUHÂN suresi 7. ayet) (Resmi:44/İniş:64/Alfabetik:19)

رَبِّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ

Rabbis semavati vel erdi ve ma beynehüma in küntüm mukiniyn

Eğer kesin olarak inanıyorsanız (bilin ki Allah), göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir.


(CÂSİYE suresi 7. ayet) (Resmi:45/İniş:65/Alfabetik:15)

وَيْلٌ لِّكُلِّ أَفَّاكٍ أَثِيمٍ

Veylül li külli effakin esim

Vay haline, her yalancı ve günahkâr kişinin!


(AHKAF suresi 7. ayet) (Resmi:46/İniş:66/Alfabetik:3)

وَإِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلْحَقِّ لَمَّا جَاءهُمْ هَذَا سِحْرٌ مُّبِينٌ

Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatin kalellezine keferu lil hakki lemma caehüm haza sihrum mübin

Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman hakikat kendilerine geldiğinde onu inkâr edenler: "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.



(ZÂRİYÂT suresi 7. ayet) (Resmi:51/İniş:67/Alfabetik:111)

وَالسَّمَاء ذَاتِ الْحُبُكِ

Ves semai zatil hubuk

İçinde yörüngeleri olan göğe andolsun ki,


(ĞÂŞİYE suresi 7. ayet) (Resmi:88/İniş:68/Alfabetik:31)

لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِي مِن جُوعٍ

La yüsminü ve la yuğniy min cu'in.

O ise ne besler ne de açlığı giderir.


(KEHF suresi 7. ayet) (Resmi:18/İniş:69/Alfabetik:54)

إِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْأَرْضِ زِينَةً لَّهَا لِنَبْلُوَهُمْ أَيُّهُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا

İnna cealna ma alel erdi zinetel leh ali neblüvehüm eyyühüm ahsenü amela

Biz, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi dünyanın kendine mahsus bir zinet yaptık.


(NAHL suresi 7. ayet) (Resmi:16/İniş:70/Alfabetik:75)

وَتَحْمِلُ أَثْقَالَكُمْ إِلَى بَلَدٍ لَّمْ تَكُونُواْ بَالِغِيهِ إِلاَّ بِشِقِّ الأَنفُسِ إِنَّ رَبَّكُمْ لَرَؤُوفٌ رَّحِيمٌ

Ve tahmilü eskaleküm ila beledil lem tekunu baliğiyhi illa bi şikkil enfüs inne rabbeküm le raufür rahiym

Bu hayvanlar sizin ağırlıklarınızı, ancak güçlüklere katlanarak varabileceğiniz bir memlekete taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatli, pek merhametlidir.


(NÛH suresi 7. ayet) (Resmi:71/İniş:71/Alfabetik:83)

وَإِنِّي كُلَّمَا دَعَوْتُهُمْ لِتَغْفِرَ لَهُمْ جَعَلُوا أَصَابِعَهُمْ فِي آذَانِهِمْ وَاسْتَغْشَوْا ثِيَابَهُمْ وَأَصَرُّوا وَاسْتَكْبَرُوا اسْتِكْبَارًا

Ve inniy kullema de'avtuhum litağfire lehum ce'alu ezabi'ahum fiy azanihim vestağşev siyabehum ve esarru vestekberustikbaren.

Gerçekten de, (imana gelmeleri ve böylece) günahlarını bağışlaman için onları ne zaman davet ettiysem, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, (beni görmemek için) elbiselerine büründüler, ayak dirediler, kibirlendikçe kibirlendiler.

(İBRÂHİM suresi 7. ayet) (Resmi:14/İniş:72/Alfabetik:40)

وَإِذْ تَأَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِن شَكَرْتُمْ لأَزِيدَنَّكُمْ وَلَئِن كَفَرْتُمْ إِنَّ عَذَابِي لَشَدِيدٌ

Ve iz teezzene rabbüküm le in şekertüm le ezidenneküm ve le in kefertüm inne azabi leşedid

"Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! diye bildirmişti."


(ENBİYÂ suresi 7. ayet) (Resmi:21/İniş:73/Alfabetik:21)

وَمَا أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ إِلاَّ رِجَالاً نُّوحِي إِلَيْهِمْ فَاسْأَلُواْ أَهْلَ الذِّكْرِ إِن كُنتُمْ لاَ تَعْلَمُونَ

Ve ma erselna kableke illa ricalen nuhiy ileyhim fes'elu ehlez zikri in küntüm la ta'lemun

Biz, senden önce de, kendilerine vahiy verdiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız bilenlerden sorunuz.


(MÜ'MİNÛN suresi 7. ayet) (Resmi:23/İniş:74/Alfabetik:70)

فَمَنِ ابْتَغَى وَرَاء ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْعَادُونَ

Fe menibteğa verae zalike fe ülaike hümül adun

Şu halde, kim bunun ötesine gitmek isterse, işte bunlar, haddi aşan kimselerdir.


(SECDE suresi 7. ayet) (Resmi:32/İniş:75/Alfabetik:92)

الَّذِي أَحْسَنَ كُلَّ شَيْءٍ خَلَقَهُ وَبَدَأَ خَلْقَ الْإِنسَانِ مِن طِينٍ

Ellezi ahsene külle şey'in halekahu ve bedee halkal insani min tiyn

O (Allah) ki, yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır.


(TÛR suresi 7. ayet) (Resmi:52/İniş:76/Alfabetik:106)

إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَاقِعٌ

İnne azabe rabbike le vaki'

Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır.


(MÜLK suresi 7. ayet) (Resmi:67/İniş:77/Alfabetik:68)

إِذَا أُلْقُوا فِيهَا سَمِعُوا لَهَا شَهِيقًا وَهِيَ تَفُورُ

İza ulku fiyha semi'u leha şehiykan ve hiye tefuru.

Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.


(HÂKKA suresi 7. ayet) (Resmi:69/İniş:78/Alfabetik:34)

سَخَّرَهَا عَلَيْهِمْ سَبْعَ لَيَالٍ وَثَمَانِيَةَ أَيَّامٍ حُسُومًا فَتَرَى الْقَوْمَ فِيهَا صَرْعَى كَأَنَّهُمْ أَعْجَازُ نَخْلٍ خَاوِيَةٍ

Sahhareha 'aleyhim seb'a leyalin ve semaniyete eyyamin husumen feterelkavme fiyha sar'a keennehum a'cazu nahlin haviyetin.

Allah onu, ardarda yedi gece, sekiz gün onların üzerine musallat etti. Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün.


(MEÂRİC suresi 7. ayet) (Resmi:70/İniş:79/Alfabetik:62)

وَنَرَاهُ قَرِيبًا

Ve nerahu kariyben.

Biz ise onu yakın görmekteyiz.


(NEBE suresi 7. ayet) (Resmi:78/İniş:80/Alfabetik:79)

وَالْجِبَالَ أَوْتَادًا

Velcibale evtaden.

Dağları da birer kazık .


(NÂZİÂT suresi 7. ayet) (Resmi:79/İniş:81/Alfabetik:78)

تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُ

Tetbe'uherradifetu.

Onu ikinci üflemenin takip ettiği gün,


(İNFİTÂR suresi 7. ayet) (Resmi:82/İniş:82/Alfabetik:42)

الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ

Elleziy halekake fesevvake fe'adeleke.

O Allah ki seni yarattı, seni düzgün ve dengeli kılıp,ölçülü bir biçim verdi.


(İNŞIKAK suresi 7. ayet) (Resmi:84/İniş:83/Alfabetik:44)

فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ

Femma men utiye kitabehu biyemiynihi.

Kimin kitabı sağından verilirse,


(RÛM suresi 7. ayet) (Resmi:30/İniş:84/Alfabetik:87)

يَعْلَمُونَ ظَاهِرًا مِّنَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ عَنِ الْآخِرَةِ هُمْ غَافِلُونَ

Ya'lemune zahiram minel hayatid dünyave hüm anil ahirati hüm ğafilun

Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.

(ANKEBÛT suresi 7. ayet) (Resmi:29/İniş:85/Alfabetik:8)

وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ أَحْسَنَ الَّذِي كَانُوا يَعْمَلُونَ

Vellezine amenu ve amilus salihati le nükeffiranne ahüm seyyiatihim ve le necziyennehüm ahsenellezi kanu ya'melun

İman edip iyi işler yapanların (geçmiş) kötülüklerini elbette örteriz ve onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.


(MUTAFFİFÎN suresi 7. ayet) (Resmi:83/İniş:86/Alfabetik:65)

كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٍ

Kella inne kitabelfuccari lefiy sicciynin.

Doğrusu günahkârların yazısı, muhakkak Siccîn'de olmaktır.


(RA'D suresi 7. ayet) (Resmi:13/İniş:87/Alfabetik:85)

وَيَقُولُ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْلآ أُنزِلَ عَلَيْهِ آيَةٌ مِّن رَّبِّهِ إِنَّمَا أَنتَ مُنذِرٌ وَلِكُلِّ قَوْمٍ هَادٍ

Ve yekulüllezine keferu lev la ünzile aleyhi ayetüm mir rabbih innema ente münziruv ve likülli kavmin had

Kâfirler diyorlar ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! (Halbuki) sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir rehberi vardır.


(HAC suresi 7. ayet) (Resmi:22/İniş:88/Alfabetik:32)

وَأَنَّ السَّاعَةَ آتِيَةٌ لَّا رَيْبَ فِيهَا وَأَنَّ اللَّهَ يَبْعَثُ مَن فِي الْقُبُورِ

Ve ennes saate atiyetül la raybe fiha ve ennellahe yeb'asü men fil kubur

Kıyamet vakti de gelecektir; bunda şüphe yoktur. Ve Allah kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldıracaktır.


(RAHMÂN suresi 7. ayet) (Resmi:55/İniş:89/Alfabetik:86)

وَالسَّمَاء رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمِيزَانَ

Ves semae rafeaha ve vedaal mizan.

Göğü Allah yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu.


(İNSÂN suresi 7. ayet) (Resmi:76/İniş:90/Alfabetik:43)

يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْمًا كَانَ شَرُّهُ مُسْتَطِيرًا

Yufune binnezri ve yehafune yevmen kane şerruhu mustetiyren.

O kullar, şiddeti her yere yayılmış olan bir günden korkarak verdikleri sözü yerine getirirler.


(ZİLZÂL suresi 7. ayet) (Resmi:99/İniş:91/Alfabetik:112)

فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ

Ve mey ya'mel miskale zerratin hayray yerah

Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür.


(BAKARA suresi 7. ayet) (Resmi:2/İniş:92/Alfabetik:11)

خَتَمَ اللّهُ عَلَى قُلُوبِهمْ وَعَلَى سَمْعِهِمْ وَعَلَى أَبْصَارِهِمْ غِشَاوَةٌ وَلَهُمْ عَذَابٌ عظِيمٌ

Hatemallahü ala kulubihim ve ala sem'ihim, ve ala ebsarihim ğaşaveh, ve lehüm azabün aziym

Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardır.


(ENFÂL suresi 7. ayet) (Resmi:8/İniş:93/Alfabetik:22)

وَإِذْ يَعِدُكُمُ اللّهُ إِحْدَى الطَّائِفَتِيْنِ أَنَّهَا لَكُمْ وَتَوَدُّونَ أَنَّ غَيْرَ ذَاتِ الشَّوْكَةِ تَكُونُ لَكُمْ وَيُرِيدُ اللّهُ أَن يُحِقَّ الحَقَّ بِكَلِمَاتِهِ وَيَقْطَعَ دَابِرَ الْكَافِرِينَ

Ve iz yeidükümüllahü ihdet taifeteyni enneha leküm ve teveddune enne ğayra zatiş şevketi tekunü leküm ve yüridüllahü ey yühikkal hakka bi kelimatihi ve yaktaa dabiral kafirin

Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.


(ÂLİ IMRÂN suresi 7. ayet) (Resmi:3/İniş:94/Alfabetik:7)

هُوَ الَّذِيَ أَنزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ مِنْهُ آيَاتٌ مُّحْكَمَاتٌ هُنَّ أُمُّ الْكِتَابِ وَأُخَرُ مُتَشَابِهَاتٌ فَأَمَّا الَّذِينَ في قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَابَهَ مِنْهُ ابْتِغَاء الْفِتْنَةِ وَابْتِغَاء تَأْوِيلِهِ وَمَا يَعْلَمُ تَأْوِيلَهُ إِلاَّ اللّهُ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ يَقُولُونَ آمَنَّا بِهِ كُلٌّ مِّنْ عِندِ رَبِّنَا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلاَّ أُوْلُواْ الألْبَابِ

Hüvellezi enzele aleykel kitabe minhü ayatüm muhkematün hünne ümmül kitabi ve üharu müteşabihat, fe emmellezine fi kulubihim zeyğun fe yettebiune ma teşabehe minhübtiğael fitneti vebtiğae te'vilih, ve ma ya'lemü te'vilehu illellah, ver rasihune fil ilmi yekulune amenna bihi küllüm min indi rabbina, ve ma yezzekkeru illa ülül elbab

Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar.


(HAŞR suresi 7. ayet) (Resmi:59/İniş:95/Alfabetik:35)

مَّا أَفَاء اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ مِنْ أَهْلِ الْقُرَى فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ كَيْ لَا يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الْأَغْنِيَاء مِنكُمْ وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ

Ma efaallahu 'ala resulihi min ehlilkura felillahi ve lirresuli ve liziylkurba velyetama velmesakiyni vebnissebiyli key la yekune duleten beynel'ağniyai minkum ve ma atakumurresulu fehuzuhu ve ma nehakum 'anhu fentehu vettekullahe innallahe şediydul'ikabi.

Allah'ın, (fethedilen) ülkeler halkından Peygamberine verdiği ganimetler, Allah, Peygamber, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Böylece o mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir devlet olmaz. Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.


(CUMUA suresi 7. ayet) (Resmi:62/İniş:96/Alfabetik:17)

وَلَا يَتَمَنَّوْنَهُ أَبَدًا بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ وَاللَّهُ عَلِيمٌ بِالظَّالِمِينَ

Ve la yetemennevnehu ebeden bima kaddemet eydiyhim vallahu 'aliymun bizzalimiyne.

Ama onlar, önceden yaptıklarından dolayı ölümü asla temenni etmezler. Allah, zalimleri çok iyi bilir.


(AHZÂB suresi 7. ayet) (Resmi:33/İniş:97/Alfabetik:4)

وَإِذْ أَخَذْنَا مِنَ النَّبِيِّينَ مِيثَاقَهُمْ وَمِنكَ وَمِن نُّوحٍ وَإِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى وَعِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ وَأَخَذْنَا مِنْهُم مِّيثَاقًا غَلِيظًا

Ve iz ehazna minen nebiyyine misakahüm ve minke ve min nuhiv ve ibrahime ve musa ve iysebni memeryeme ve ehazna minhüm misakan ğaliza

Hani biz peygamberlerden söz almıştık; senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan da. (Evet) biz onlardan pek sağlam bir söz aldık.


(NİSA suresi 7. ayet) (Resmi:4/İniş:98/Alfabetik:82)

لِّلرِّجَالِ نَصيِبٌ مِّمَّا تَرَكَ الْوَالِدَانِ وَالأَقْرَبُونَ وَلِلنِّسَاء نَصِيبٌ مِّمَّا تَرَكَ الْوَالِدَانِ وَالأَقْرَبُونَ مِمَّا قَلَّ مِنْهُ أَوْ كَثُرَ نَصِيبًا مَّفْرُوضًا

Lir ricali nasiybüm mimma terakel validani vel akrabune ve lin nisai nasiybüm mimma terakel validani vel akrabune mimma kalle minhü evkesür nasiybem mefruda

Ana-babanın ve yakınların bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır; ana-babanın ve yakınların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır. Gerek azından, gerek çoğundan belli bir hisse ayrılmıştır.


(MUHAMMED suresi 7. ayet) (Resmi:47/İniş:99/Alfabetik:64)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِن تَنصُرُوا اللَّهَ يَنصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ

Ya eyyühellezine amenu in tensurullahe yensurküm ve yüsebbit akdameküm

Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.


(TALÂK suresi 7. ayet) (Resmi:65/İniş:100/Alfabetik:98)

لِيُنفِقْ ذُو سَعَةٍ مِّن سَعَتِهِ وَمَن قُدِرَ عَلَيْهِ رِزْقُهُ فَلْيُنفِقْ مِمَّا آتَاهُ اللَّهُ لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا مَا آتَاهَا سَيَجْعَلُ اللَّهُ بَعْدَ عُسْرٍ يُسْرًا

Liyunfik zu se'a tin min se'atihi ve men kudire 'aleyhi rizkuhu felyunfik mimma atahillahu la yukellifullahu nefsen illa ma ataha seyec'alullahu ba'de 'usrin yusren.

İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin. Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.


(BEYYİNE suresi 7. ayet) (Resmi:98/İniş:101/Alfabetik:13)

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُوْلَئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِ

İnnelleziyne amenu ve 'amilussalihati ülaike hüm hayrülberiyyeh

İman edip sâlih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.


(NÛR suresi 7. ayet) (Resmi:24/İniş:102/Alfabetik:84)

وَالْخَامِسَةُ أَنَّ لَعْنَتَ اللَّهِ عَلَيْهِ إِن كَانَ مِنَ الْكَاذِبِينَ وَيَدْرَأُ

Vel hamisetü enne la'netellahi aleyhi in kane minel kazibin

Beşinci defa da: eğer yalan söyleyenlerden ise Allah'ın lânetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir.

(MÜNÂFİKÛN suresi 7. ayet) (Resmi:63/İniş:103/Alfabetik:72)

هُمُ الَّذِينَ يَقُولُونَ لَا تُنفِقُوا عَلَى مَنْ عِندَ رَسُولِ اللَّهِ حَتَّى يَنفَضُّوا وَلِلَّهِ خَزَائِنُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَفْقَهُونَ


Humulleziyne yekulune la tunfiku 'ala men 'inde resulillahi hatta yenfaddu ve lillahi hazainussemavati vel'ardi ve lakinnelmunafikiyne la yefkahune.

Onlar: Allah'ın elçisinin yanında bulunanlar için hiçbir şey harcamayın ki dağılıp gitsinler, diyenlerdir. Oysa göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır. Fakat münafıklar bunu anlamazlar.


(MÜCÂDİLE suresi 7. ayet) (Resmi:58/İniş:104/Alfabetik:66)

أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ مَا يَكُونُ مِن نَّجْوَى ثَلَاثَةٍ إِلَّا هُوَ رَابِعُهُمْ وَلَا خَمْسَةٍ إِلَّا هُوَ سَادِسُهُمْ وَلَا أَدْنَى مِن ذَلِكَ وَلَا أَكْثَرَ إِلَّا هُوَ مَعَهُمْ أَيْنَ مَا كَانُوا ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا عَمِلُوا يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ

Elem tere ennallahe ya'lemu ma fiyssemavati ve ma fiyl'ardi ma yekunu min necva selasetin illa huve rabi'uhum ve la hamsetin illa huve sadisuhum ve la edna min zalike ve la eksere illa huve me'ahum iyne ma kanu summe yunebbiuhum bima 'amilu yevmelkiyameti innallahe bikulli şey'in 'aliymun.

Göklerde ve yerde olanları Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah, her şeyi bilendir.


(HUCURÂT suresi 7. ayet) (Resmi:49/İniş:105/Alfabetik:37)

وَاعْلَمُوا أَنَّ فِيكُمْ رَسُولَ اللَّهِ لَوْ يُطِيعُكُمْ فِي كَثِيرٍ مِّنَ الْأَمْرِ لَعَنِتُّمْ وَلَكِنَّ اللَّهَ حَبَّبَ إِلَيْكُمُ الْإِيمَانَ وَزَيَّنَهُ فِي قُلُوبِكُمْ وَكَرَّهَ إِلَيْكُمُ الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ أُوْلَئِكَ هُمُ الرَّاشِدُونَ

Va'lemu enne fiküm rasulellah lev yütiy'uküm fi kesirim minel emri le anittüm ve lakinnellahe habbebe ileykümül imane ve zeyyenehu fi kulubiküm ve kerrahe ileykümül küfra vel füsuka vel isyan ülaike hümür raşidun

Hem bilin ki, içinizde Allah'ın elçisi vardır. Şayet o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize sindirmiştir. Küfrü, fıskı ve isyanı da size çirkin göstermiştir. İşte doğru yolda olanlar bunlardır.


(TAHRÎM suresi 7. ayet) (Resmi:66/İniş:106/Alfabetik:97)

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ كَفَرُوا لَا تَعْتَذِرُوا الْيَوْمَ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Ya eyyuhelleziyne keferu la ta'tezirulyevme innema tuczevne ma kuntum ta'melune.

Ey kâfirler! Bugün özür dilemeyin! Siz ancak işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz, (denilir).


(TEĞÂBÜN suresi 7. ayet) (Resmi:64/İniş:107/Alfabetik:101)

زَعَمَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَن لَّن يُبْعَثُوا قُلْ بَلَى وَرَبِّي لَتُبْعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُنَّ بِمَا عَمِلْتُمْ وَذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ

Ze'amelleziyne keferu en len yub'asu kul bela ve rabbiy letub'asunne summe letunebbeunne bima 'amiltum ve zalike 'alellahi yesiyrun.

İnkâr edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Hayır! Rabbime andolsun ki mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah'a göre kolaydır.


(SAFF suresi 7. ayet) (Resmi:61/İniş:108/Alfabetik:89)

وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَى عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَهُوَ يُدْعَى إِلَى الْإِسْلَامِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ

Ve men azlenu mimmeniftera 'alellahilkezibe ve huve yud'a ilel'islami vallahu la yehdiylkavmezzalimiyne.

İslâm'a çağırıldığı halde Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola erdirmez.


(FETİH suresi 7. ayet) (Resmi:48/İniş:109/Alfabetik:27)

وَلِلَّهِ جُنُودُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَكَانَ اللَّهُ عَزِيزًا حَكِيمًا

Ve lillahi cünudüs semavati vel ard ve kanellahü azizen hakima

Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah azîzdir, hakîmdir.

(MÂİDE suresi 7. ayet) (Resmi:5/İniş:110/Alfabetik:60)

وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَمِيثَاقَهُ الَّذِي وَاثَقَكُم بِهِ إِذْ قُلْتُمْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ

Vezküru ni'metellahi aleyküm ve misakahüllezi vasekaküm bihi iz kultüm semi'na ve eta'na vettekullah innellahe alimün bi zatis sudur

Allah'ın size olan nimetini, "Duyduk ve kabul ettik" dediğiniz zaman sizi bununla bağladığı (O'na verdiğiniz) sözü hatırlayın ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, kalblerin içindekini bilmektedir.

(MÜMTEHİNE suresi 7. ayet) (Resmi:60/İniş:111/Alfabetik:71)

عَسَى اللَّهُ أَن يَجْعَلَ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ الَّذِينَ عَادَيْتُم مِّنْهُم مَّوَدَّةً وَاللَّهُ قَدِيرٌ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

'Asallahu en yec'ale beynekum ve beynelleziyne 'adeytum minhum meveddeten vallahu kadiyrun vallahu ğafurun rahiymun.

Olur ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.


(HADÎD suresi 7. ayet) (Resmi:57/İniş:112/Alfabetik:33)

آمِنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَأَنفِقُوا مِمَّا جَعَلَكُم مُّسْتَخْلَفِينَ فِيهِ فَالَّذِينَ آمَنُوا مِنكُمْ وَأَنفَقُوا لَهُمْ أَجْرٌ كَبِيرٌ

Aminu billahi ve resulihi ve enfiku mimma ce'alekum mustahlefiyne fiyhi felleziyne amenu minkum ve enfeku lehum ecrun kebiyrun.

Allah'a ve Resûlü'ne iman edin. Sizi, üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı şeylerden harcayın. Sizden iman edip de (Allah rızası için) harcayan kimselere büyük mükâfat vardır.

(TEVBE suresi 7. ayet) (Resmi:9/İniş:113/Alfabetik:104)

كَيْفَ يَكُونُ لِلْمُشْرِكِينَ عَهْدٌ عِندَ اللّهِ وَعِندَ رَسُولِهِ إِلاَّ الَّذِينَ عَاهَدتُّمْ عِندَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ فَمَا اسْتَقَامُواْ لَكُمْ فَاسْتَقِيمُواْ لَهُمْ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُتَّقِينَ

Keyfe yekunü lil müşrikine ahdün indellahi ve inde rasulihi illellezine ahettüm indel mescidil haram fe mestekamu leküm festekiymu lehüm innellahe yühibbül mütekeyin

Mescid-i Haram'ın yanında kendileriyle antlaşma yaptıklarınızın dışında müşriklerin Allah ve Resûlü yanında nasıl (muteber) bir ahdi olabilir? Onlar size karşı dürüst davrandıkları müddetçe siz de onlara dürüst davranın. Çünkü Allah (ahdi bozmaktan) sakınanları sever.
Resim
Cevapla

“Kur'an-ı Kerim” sayfasına dön