Âl-i Aba, Ehl-i kisâ

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Tahiri
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 09 May 2007, 02:00

Âl-i Aba, Ehl-i kisâ

Mesaj gönderen Tahiri »

Resim

Âl-i Aba, Ehl-i kisâ,
Pençe-i Âl-i Aba,
Penç Ten-î Âl-i Abâ.
Bende-Al-i Abâ


Kur'an-ı Kerîm'in XXXIII. sûresinin (Ahzâb) 33. âyet-i kerîmesinin tefsirinde, Hazret-i Peygamber'in (sav);
Hazret-i Alî'yi, Fâtıma'yı, Hasan ve Huseyn'i, abasının altına atıp bunların, Ehli Beyti olduğunu bildirerek onlardan, her türlü pisliğin, kötülüğün giderilmesini, tertemiz kılınmalarını Tanrı'dan diledikleri anlatılır ki bu münasebetle kendileri de dâhil olmak üzere bu beş kişiye, aba altına alınanlar anlamına Âl-i Abâ Ehl-i Kisâ denmiştir.
Ehl-i Beyt aleyhumusselâm muhibbi olan hattatlar; yazdıkları, bilhassa bu beş adın yazıldığı yazılara
«Bende-i Âl-i Abâ» vasfıyle İsimlerini yazarlardı. Son hattatlardan Şefik (1297 H. 1880), levhalarına, çok defa «Bende-i Âl-i Abâ Muhammed Şefsk-ı pür hatâ» ketebesîni yazarak adını, Âl-i Abâ'ya kul olduğunu belirterek bildirir.
Âl-i Abâ'ya, aba altına giren beş kişi anlamına
«Penç Ten-i Âl-i Abâ» dendiği gibi, gene aynı anlama «Pençe-i Âl-i Abâ» da denir.
Beş, beşli anlamına gelen
«pençe» aynı zamanda el ve avuç anlamını da verdiğinden, bileğe kadar, parmaklar açık ve avuç görünmek üzere yapılan el resmi de bu beş zâtı hatırlatırdı.
Parmaklara bu beş adın, avuca
«ALLAH» adının yazıldığı da olurdu.
Sûfîlerden, eli, parmaklarla, arap harfleriyle
«ALLAH» adına benzetenler, baş parmağı «Elif» harfine, şehadet parmağiyle orta ve adsız parmakları iki «Lâ'a, küçük parmağı da «H» harfine teşbih edenler de olmuştur.
Oğlanlar şeyhi İbrahim'in (1065 H, 1655 M.) tasavvufî sohbetlerinin zaptından meydana gelen «Sohbet-Nâme» sinde, «Ve dahi sûret-i âdem, serapa Lafzat'ullah nümüdân olduğu gibi bâzı eczasında dahi nü-mûne-i ism-i Zâî mevcuttur; netekim destini mürekkebe koyup beyaz kâğıt üstüne koysan İsm-i Zât sûreti müşahede olunur ki Lafzat'ullah budur buyurdular» sözleri vardır (Bizdeki nüsha, S. 3).


Yeniçerilerin on yedinci bölüğünün damgası da «pençe»dir.
Pençe, alem, yani sancak başlığı olarak da kullanılmıştır.
Bilhassa İran'da Safevîlerin devrindeki sancakların (başlıkları «pençe» olduğu gibi Muharremlerdeki «deste» denen ve «sinezen - göğse vuran», yahut zincirle sırtını döven, onuncu günü de «ağ göyneh», yani «ak gömlek» denen ve kamayla başlarını yarıp giydikleri kefenleri kana bulayan, böylece ta'ziyeyi coşturan toplulukların bayraklarında da başlık olarak «pençe» vardır.
Bu alemlerden iki tanesi, hâlâ Üsküdar'da Seyyid Ahmed deresi Mescidinin minberinde durmaktadır.

Hasan Dede, bir nefesinde:

Kimi derviş, kimi hacı,
Cümlemiz hakk'a duacı;
Resûl-i Ekrem'in tacı,
Aba, hırka, sal bizdedir


dörtlüğünde «Aba» sözünü kullanır.
«Alevî - Bektaşi Nefesleri; s. 30», dördüncü dörtlük).

(Abdulbâki GÖLPINARLI, Tasavvuftan Deyimler ve Atasözleri)
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Re: Âl-i Aba, Ehl-i kisâ

Mesaj gönderen Gul »

ALLAHu Zu'l-Celâl'imizin İZni ve İNÂYETi ile RABB'ul Âlemin'imiz SÖZünü, RASÛLULLAH SALLallÂhu aleyhi ve sellem efendimizin SESinden buyuruyor:

"Eûzu billâhi’s-semî'il-alîmi mine’ş-şeytani’r-racîmi min hemzihi ve nefhihi ve nefsih.:Kovulmuş şeytanın dürtmesinden, üflemesinden ve kötü nefesinden her şeyi en iyi işiten ve bilen ALLAH'a sığınırım."

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

وَقَرْنَ فِي بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الْأُولَى وَأَقِمْنَ الصَّلَاةَ وَآتِينَ الزَّكَاةَ وَأَطِعْنَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ إِنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ لِيُذْهِبَ عَنكُمُ الرِّجْسَ أَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهِيرًا


Resim---Ve karne fî buyûtikunne ve lâ teberrecne teberruce'l-câhiliyyeti'l-ûlâ ve ekımne's-salâte ve âtîne'z-zekâte ve atı’nallâhe ve rasûleh(rasûlehu), innemâ yurîdullâhu li yuzhibe ankumu'r-ricse ehle'l-beyti ve yutahhirakum tathîrâ(tathîran):Ve evlerinizde oturun ve ilk câhiliyet devrinde olduğu gibi sokaklara çıkmayın ve namaz kılın ve zekât verin ve itâat edin ALLAH'a ve Peygamberine. Ancak ve ancak ALLAH, ey Ehl-i Beyt, sizden her çeşit pisliği, suçu gidermek ve sizi tam bir temizlikle tertemiz bir hâle getirmek diler.
(Ahzâb Sûresi; 33/33)

Sadakallâhu'l-azîm
Resim
Cevapla

“Ehl-i Beyt (A.S.)” sayfasına dön