HZ HATİCE ANNEM
EY VEFALIM,
EY ŞEFKAT KAHRAMANIM ANNEM ! Sana serzenişlerimi sunuyorum.. hani diyorum o annelerin, babaların evladından kaçacağı günde belki diyorum onca kalabalığın içinde uzatırsın ellerini....
Sana adamiş bir kor var içimde, Sen olamadım, ama Senin gibi olmaktır muradım... O GÜL NEBİ (SALALLAHU ALEYHİ VE SELLEM) Seni çok sevmişti..
Senden hep övgüyle söz etmiş...
Gittiğin sene "hüzün senesi "adını vermiştir..
" insanlar beni inkar ettiğinde bana inandi,. insanlar beni yalanladığında, o beni taşdik etti..
ALLAH O'nunla bana çocuklar ihsan etti, ALLAH O'na rahmet etsin.."demişti.. GÜL KOKULU EFENDİMİZ
İşte Seni böyle sevmişti annem !
Çağlar ızdırabı solukluyor, gündüzlerimiz dahi karanlık bulutlar gibi doluyor.. tutulmayan ellerimiz var,asılı kaldık boşlukta ,garip kaldık...
NERDESİN ANNEM?
Anneler var, anneliğine hayran, yavrular var anne şefkatine susamış..
ANNE NERDESİN ?
Cennet kurağın açılmaz mıdır garipliğimize, ahlarımıza cevabın gelmez mıdır ?
ANNEM !
Kızın HZ.FATIMA'ya özendik..
Biz FATIMA olamadık anne..
SEN HATİCE ol anne, annemiz ol ne olur anne !
ANNEM ! ummanlar kadar geniş,okyanuslar kadar şefkatli annem! şu zaman-i ahirde bu bozulan zeminde, gör ki asrın vebası dünya sevdası.. Dört yanımız sisli bulutlu annem ! ahde vefa kalmadı, savaslar, cinayetler, kız çocuklar bu asırda da gömülüyor annem !
HZ HATICE ANNEM
- Zehra
- Kıdemli Üye
- Mesajlar: 424
- Kayıt: 10 Ağu 2007, 02:00
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5154
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
HATİCET-ÜL KÜBRA (Rahmetullahi Aleyha)
İlk imana geldi
Server-i kainata gelince Peygamberlik,
Hatice validemiz iman etti Ona ilk.
Resulün tebliğine, hiç tereddüt etmeden,
(Peki) deyip, imanla şereflendi ilk hemen.
Abdest almasını da öğrenip Ondan bizzat,
Sonra namaz kıldılar birlikte iki rekat.
Hatice validemiz Resulün her emrine,
(Peki) der ve severek getirirdi yerine.
Kâfirler alay edip, üzseydi Peygamberi,
Onun tesellisiyle rahatlardı kalpleri.
Derdi: (Ya Resulallah, üzülmesin hiç kalbin.
İtaat edecektir sonunda sana kavmin.)
Hazret-i Hatice'den, Kasım ile Abdullah,
Adında iki oğul Resul'e verdi Allah.
Ve lakin ömürleri kısa oldu dünyada.
Kasım, onyedi aylık dünyaya etti veda.
Bir müddet geçmişti ki Kasım'ın vefatından,
Hazret-i Abdullah da göç etti bu dünyadan.
Her iki evladının vefatına, o Server,
İnsanlık icabıyla çok fazla üzüldüler.
Mübarek gözlerinden göz yaşları dökerek,
Bir gün şöyle buyurdu dağa nazar ederek:
(Ey dağ, benim başıma gelenler, sana şayet,
Gelseydi, dayanamaz ve yıkılırdın elbet.)
Hazret-i Hatice de olup çok müteessir,
Dedi: (Ya Resulallah, onlar şimdi nerdedir?)
Şöyle buyurdular ki ona Nebiyyi zişan:
(İkisi de, elbette Cennettedirler şu an.)
Her iki oğlunun da vefat etmesi ile,
Kâfirler sevindiler buna ziyadesiyle.
Ebu Cehil ve bazı müşrikler de, bu ara,
Bunu fırsat bilerek yaptılar çok yaygara.
Dediler: (Muhammedin oğlu kalmadığından,
Nesli kesilmiş olup, ebter oldu O şu an.
Neslini sürdürecek yok bir erkek evladı.
Ölünce, unutulur kendisinin de adı.)
Müşriklerin yaptığı bu ithama, derakap,
Habibinin namına, Rabbimiz verdi cevap.
Nitekim Hak teâlâ, Sevgili Habibine,
Bir sure göndererek kuvvet verdi kalbine.
Buyurdu ki: (Biz sana, Kevser verdik mukaddes.
O halde Rabbin için, namaz kıl ve kurban kes.
Sana ebter diyenin, kendisi zürriyetsiz,
Namsız ve haysiyetsiz bir kişidir şüphesiz.
Senin ise pak neslin, hem şan ile şerefin,
Hep devam edecektir, ta kıyamete değin.
Sana, ahirette de, hiç akla gelmeyecek,
Nice büyük şeref ve nimetler verilecek.)
Abdüllatif Uyan
http://www.siirlerlemenkibeler.com/Siir ... 0(106).htm
İlk imana geldi
Server-i kainata gelince Peygamberlik,
Hatice validemiz iman etti Ona ilk.
Resulün tebliğine, hiç tereddüt etmeden,
(Peki) deyip, imanla şereflendi ilk hemen.
Abdest almasını da öğrenip Ondan bizzat,
Sonra namaz kıldılar birlikte iki rekat.
Hatice validemiz Resulün her emrine,
(Peki) der ve severek getirirdi yerine.
Kâfirler alay edip, üzseydi Peygamberi,
Onun tesellisiyle rahatlardı kalpleri.
Derdi: (Ya Resulallah, üzülmesin hiç kalbin.
İtaat edecektir sonunda sana kavmin.)
Hazret-i Hatice'den, Kasım ile Abdullah,
Adında iki oğul Resul'e verdi Allah.
Ve lakin ömürleri kısa oldu dünyada.
Kasım, onyedi aylık dünyaya etti veda.
Bir müddet geçmişti ki Kasım'ın vefatından,
Hazret-i Abdullah da göç etti bu dünyadan.
Her iki evladının vefatına, o Server,
İnsanlık icabıyla çok fazla üzüldüler.
Mübarek gözlerinden göz yaşları dökerek,
Bir gün şöyle buyurdu dağa nazar ederek:
(Ey dağ, benim başıma gelenler, sana şayet,
Gelseydi, dayanamaz ve yıkılırdın elbet.)
Hazret-i Hatice de olup çok müteessir,
Dedi: (Ya Resulallah, onlar şimdi nerdedir?)
Şöyle buyurdular ki ona Nebiyyi zişan:
(İkisi de, elbette Cennettedirler şu an.)
Her iki oğlunun da vefat etmesi ile,
Kâfirler sevindiler buna ziyadesiyle.
Ebu Cehil ve bazı müşrikler de, bu ara,
Bunu fırsat bilerek yaptılar çok yaygara.
Dediler: (Muhammedin oğlu kalmadığından,
Nesli kesilmiş olup, ebter oldu O şu an.
Neslini sürdürecek yok bir erkek evladı.
Ölünce, unutulur kendisinin de adı.)
Müşriklerin yaptığı bu ithama, derakap,
Habibinin namına, Rabbimiz verdi cevap.
Nitekim Hak teâlâ, Sevgili Habibine,
Bir sure göndererek kuvvet verdi kalbine.
Buyurdu ki: (Biz sana, Kevser verdik mukaddes.
O halde Rabbin için, namaz kıl ve kurban kes.
Sana ebter diyenin, kendisi zürriyetsiz,
Namsız ve haysiyetsiz bir kişidir şüphesiz.
Senin ise pak neslin, hem şan ile şerefin,
Hep devam edecektir, ta kıyamete değin.
Sana, ahirette de, hiç akla gelmeyecek,
Nice büyük şeref ve nimetler verilecek.)
Abdüllatif Uyan
http://www.siirlerlemenkibeler.com/Siir ... 0(106).htm
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5154
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
HATİCET-ÜL KÜBRA (Rahmetullahi Aleyha)
Hüzün senesi
Hatice validemiz radıyallahü anha,
Yok idi hatunlardan akıllı ondan daha.
Hem cemal, hem kemali üstün idi herkesten,
Asil ve temiz idi, haseb ile nesebten.
Şereflendikten sonra Resulün nikahıyla,
Kıymeti, bir kat daha yükselip oldu ala.
Hazret-i Peygambere, Allahü teâlâdan,
(İslamı tebliğ eyle!) emri geldiği zaman,
Resulullah, hemence başladı tebliğine.
İlk önce Haticeyi davet etti dinine.
O dahi, en ufak bir tereddüt göstermeden,
Allah'ın Resulünü tasdik etti gönülden.
Kadınlardan, Resule iman eden ilk önce,
Hatice validemiz olmuş oldu böylece.
O Server, o gün onu yanlarına aldılar.
Hira mağarasının yakınına vardılar.
Geldiler Cebrail'in akıttığı çeşmeye.
Tarif etti abdesti, hazret-i Hatice'ye.
Resulullah'ın kalbi, incinseydi bir şeyden,
Hazret-i Haticeye söylerdi önce hemen.
Zira yoktu o vakit gidecek başka yeri.
Onun tesellisiyle rahatlardı kalpleri.
Allah'ın Resulüne çok hizmet ettiğinden,
Rabbimiz de hoşnut ve razıydı kendisinden.
Hatta selam gönderdi Rabbimiz bir gün ona.
Kavuştu böylelikle Rabbin iltifatına.
Resulün dert ortağı, zevcesi ve sırdaşı,
Ve yirmi dört senelik bir hayat arkadaşı,
Olan asil ve temiz, o hazret-i Hatice,
Vefat etti nihayet hicretten üç yıl önce.
Ramazanda, altmışbeş yaşında etti vefat.
Elleriyle defnetti onu Fahr-i kainat.
Onun ayrılığına pek fazla üzülmüştü.
Hatta Ebu Talip de aynı sene ölmüştü.
Resulullah o sene, pek çok üzüldüğünden,
(Senet-ül hüzün) dendi o seneye bu yüzden.
Özellikle hazret-i Haticenin vefatı,
Üzüntüye boğmuştu Server-i kainatı.
Çünkü herkesten önce, o iman eylemişti.
Resul-i müctebayı, ilk o tasdik etmişti.
Herkes eza ederken Allah'ın Habibine,
O, ferahlık verirdi Onun nurlu kalbine.
Hem dahi nesi varsa, malı, mülkü, serveti,
Din-i islam uğrunda harcayıp feda etti.
Ayrıca gecesini, katarak gündüzüne,
Severek hizmet etti Allahın Resulüne.
Onu, bir kere bile katiyen üzmemişti.
Ve hatta hatırından bile geçirmemişti.
Abdüllatif Uyan
Hüzün senesi
Hatice validemiz radıyallahü anha,
Yok idi hatunlardan akıllı ondan daha.
Hem cemal, hem kemali üstün idi herkesten,
Asil ve temiz idi, haseb ile nesebten.
Şereflendikten sonra Resulün nikahıyla,
Kıymeti, bir kat daha yükselip oldu ala.
Hazret-i Peygambere, Allahü teâlâdan,
(İslamı tebliğ eyle!) emri geldiği zaman,
Resulullah, hemence başladı tebliğine.
İlk önce Haticeyi davet etti dinine.
O dahi, en ufak bir tereddüt göstermeden,
Allah'ın Resulünü tasdik etti gönülden.
Kadınlardan, Resule iman eden ilk önce,
Hatice validemiz olmuş oldu böylece.
O Server, o gün onu yanlarına aldılar.
Hira mağarasının yakınına vardılar.
Geldiler Cebrail'in akıttığı çeşmeye.
Tarif etti abdesti, hazret-i Hatice'ye.
Resulullah'ın kalbi, incinseydi bir şeyden,
Hazret-i Haticeye söylerdi önce hemen.
Zira yoktu o vakit gidecek başka yeri.
Onun tesellisiyle rahatlardı kalpleri.
Allah'ın Resulüne çok hizmet ettiğinden,
Rabbimiz de hoşnut ve razıydı kendisinden.
Hatta selam gönderdi Rabbimiz bir gün ona.
Kavuştu böylelikle Rabbin iltifatına.
Resulün dert ortağı, zevcesi ve sırdaşı,
Ve yirmi dört senelik bir hayat arkadaşı,
Olan asil ve temiz, o hazret-i Hatice,
Vefat etti nihayet hicretten üç yıl önce.
Ramazanda, altmışbeş yaşında etti vefat.
Elleriyle defnetti onu Fahr-i kainat.
Onun ayrılığına pek fazla üzülmüştü.
Hatta Ebu Talip de aynı sene ölmüştü.
Resulullah o sene, pek çok üzüldüğünden,
(Senet-ül hüzün) dendi o seneye bu yüzden.
Özellikle hazret-i Haticenin vefatı,
Üzüntüye boğmuştu Server-i kainatı.
Çünkü herkesten önce, o iman eylemişti.
Resul-i müctebayı, ilk o tasdik etmişti.
Herkes eza ederken Allah'ın Habibine,
O, ferahlık verirdi Onun nurlu kalbine.
Hem dahi nesi varsa, malı, mülkü, serveti,
Din-i islam uğrunda harcayıp feda etti.
Ayrıca gecesini, katarak gündüzüne,
Severek hizmet etti Allahın Resulüne.
Onu, bir kere bile katiyen üzmemişti.
Ve hatta hatırından bile geçirmemişti.
Abdüllatif Uyan
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5154
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Ravi: Ebu Hüreyre
" Hz. Cebrail aleyhisselam Resulullah (sav)'a gelerek: "Ey Allah'ın Resulü," dedi. "İşte Hatice geliyor. Beraberinde bir kap var, içerisinde katık -veya yiyecek, veya içecek- mevcut. O yanınıza ulaştığı vakit, ona Rabbinden [ve benden] selam söyleyin ve onu gürültü ve yorgunluk bulunmayan cennette, içerisi oyulmuş inciden mamul bir evle müjdeleyin!"
Kaynak: Buhari, Menakıbu'l-Ensar 20, Tevhid 35; Müslim, Fezailu's-Sahabe 71, (2432)
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5154
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Ravi: Aişe
"Resulullah (sav)'ın hanımlarından hiçbirine, Hz. Hatice (ra)'ye karşı duyduğum kıskançlığı hiç duymadım. Halbuki onu hiç görmüşlüğüm de yok. Ancak, (aleyhissalatu vesselam) onun yadını çok yapardı. Ne zaman bir koyun kesip parçalara ayırsa Hatice'nin dostlarına da gönderirdi. Bazan ona: "Sanki dünyada Hatice'den başka kadın yok!" derdim de bana: "(Onun gibisi var mıydı!) o şöyleydi, o böyleydi...! [Öbür kadınlar beni çocuktan mahrum ederken] benim çocuklarım ondan oldu" diye karşılık verirdi. [Hz. Aişe der ki: içimden "Bir daha Hatice hakkında kötü söz söylemeyeceğim" dedim.] Hz. Aişe devamla der ki: "Resulullah (sav), Hatice'den üç yıl sonra benimle evlendi."
Kaynak: Buhari, Menakıbu'l-Ensar 20, Nikah 108, Edeb 73, Tevhid 32; Müslim, Fezailu's-Sahabe 73, 74, 77, 78)
"Resulullah (sav)'ın hanımlarından hiçbirine, Hz. Hatice (ra)'ye karşı duyduğum kıskançlığı hiç duymadım. Halbuki onu hiç görmüşlüğüm de yok. Ancak, (aleyhissalatu vesselam) onun yadını çok yapardı. Ne zaman bir koyun kesip parçalara ayırsa Hatice'nin dostlarına da gönderirdi. Bazan ona: "Sanki dünyada Hatice'den başka kadın yok!" derdim de bana: "(Onun gibisi var mıydı!) o şöyleydi, o böyleydi...! [Öbür kadınlar beni çocuktan mahrum ederken] benim çocuklarım ondan oldu" diye karşılık verirdi. [Hz. Aişe der ki: içimden "Bir daha Hatice hakkında kötü söz söylemeyeceğim" dedim.] Hz. Aişe devamla der ki: "Resulullah (sav), Hatice'den üç yıl sonra benimle evlendi."
Kaynak: Buhari, Menakıbu'l-Ensar 20, Nikah 108, Edeb 73, Tevhid 32; Müslim, Fezailu's-Sahabe 73, 74, 77, 78)
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5154
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor: ""Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "(Ahiretin) en hayırlı kadını Meryem Bintu İmrân'dır. (Dünyanın) en hayırlı kadını Hatice Bintu Huveylid'dir." Ravi bunu söylerken, eliyle semaya ve arza işaret etti.
Buhari, Menakıbu'l-Ensar 20, Enbiya 45; Müslim, Fezailu's-Sahabe 69, (2430); Tirmizi, Menakıb, (3887).
Rezin bir rivayette şu ziyadeyi kaydetmiştir: ""Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Erkeklerden pek çokları kemâle ermiştir. Kadınlardan ise İmran'ın kızı Meryem, Firavun'un karısı Asiye, Huveylid'in kızı Hatice ve Muhammed'in kızı Fâtıma'dan başka kimse kemâle ermemiştir. Hz. Aişe'nin kadınlara üstünlüğü, tiridin diğer yiyeceklere üstünlüğü gibidir."
Bu rivayet Buhari'de Ebu Musa hadisi olarak gelmiştir. (Enbiya 45), Müslim, Fezailu's-Sahabe 70, (2431); Tirmizi, Et'ime 31, (1835).
Buhari, Menakıbu'l-Ensar 20, Enbiya 45; Müslim, Fezailu's-Sahabe 69, (2430); Tirmizi, Menakıb, (3887).
Rezin bir rivayette şu ziyadeyi kaydetmiştir: ""Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Erkeklerden pek çokları kemâle ermiştir. Kadınlardan ise İmran'ın kızı Meryem, Firavun'un karısı Asiye, Huveylid'in kızı Hatice ve Muhammed'in kızı Fâtıma'dan başka kimse kemâle ermemiştir. Hz. Aişe'nin kadınlara üstünlüğü, tiridin diğer yiyeceklere üstünlüğü gibidir."
Bu rivayet Buhari'de Ebu Musa hadisi olarak gelmiştir. (Enbiya 45), Müslim, Fezailu's-Sahabe 70, (2431); Tirmizi, Et'ime 31, (1835).
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5154
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
"Bir gün Hz. Aişe (r.a) validemiz evinde, ihtiyar bir kadın Resulullah'ı (s.a.v) ziyarete geldi. Efendimiz ona fazlasıyla ikramda bulundu. Abasını sırtından çıkardı, yere serdi ve üzerine oturttu. Kadın gittikten sonra Hz. Aişe (r.a) sordu :
- Ya Resulullah!... (s.a.v) Kimdi bu ihtiyar kadın?..
Resulullah (s.a.v) cevap verdi :
- Hatice'nin ziyaretçisi ve dostlarından idi." (Tirmizi)
- Ya Resulullah!... (s.a.v) Kimdi bu ihtiyar kadın?..
Resulullah (s.a.v) cevap verdi :
- Hatice'nin ziyaretçisi ve dostlarından idi." (Tirmizi)
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5154
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
"Haticetü'l Kübra(r.a) Rabbimizin ve Resulullah'ın (s.a.v) yanında en büyük rütbeye erişmişti. Nitekim , Cebrail (a.s) , yedi kat göğün üstünden, alemlerin Rabbinden ona selam getirmişti.
Buhariden rivayet olunduğuna göre:
"Cebrail Aleyhisselam Resulullah'a (s.a.v) geldi ve buyurdu : "Hatice'ye Allah'ın selamı vardır."
Validemiz bunu Resulullah'tan (s.a.v) işitince cevaben :
"Allah'ın (c.c) selamıdır, selam O'ndandır, Cebrail'in üzerine de selam olsun." dedi."
Buhariden rivayet olunduğuna göre:
"Cebrail Aleyhisselam Resulullah'a (s.a.v) geldi ve buyurdu : "Hatice'ye Allah'ın selamı vardır."
Validemiz bunu Resulullah'tan (s.a.v) işitince cevaben :
"Allah'ın (c.c) selamıdır, selam O'ndandır, Cebrail'in üzerine de selam olsun." dedi."
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5154
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5154
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
kulihvani yazdı:
ALİ (kv) YÂRdir!..
Bismillâhirrahmânirrahim.
Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyil-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...
Âmin!
Yâ Latîf!
Yâ Kerîm!
Yâ Rahîm!
Yâ Vedûd! (cc)
Âmin! Âmin!
Hadicetül-Kübrâ aleyhasselâm
Konumuzu kapatmadan asil ve vefâkâr annemiz Hatice binti Hüveylid (Aleyhas-Selâm) dan da bahsedelim:
---- Ebu Hureyre (radiyallahu anhu) anlatıyor: Cebrail (Aleyhis-Selâm) Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)e gelerek: Yâ Resûlullah dedi. İşte Hatice geliyor. Beraberinde bir kab var, içerisinde katık mevcûd. O yanınıza ulaştığı vakit, Ona RABBinden selâm söyleyin ve onu gürültü ve yorgunluk bulunmayan cennette, içerisi oyulmuş inciden mâmul bir evle müjdeleyin...
(Buhârî, Menakibül-Ensâr 20; Müslim Fezailüs- Sahabe 7 (2432)
---- Aişe (Radiallahu anha) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)in hanımlarından hiçbirine Hz. Haticeye karşı duyduğum kıskançlığı hiç duymadım. Hâlbuki onu hiç görmüşlüğüm de yok. Ancak, Aleyhis-salâtü ves- selâm onun yâdını çok yapardı. Ne zaman bir koyun kesip parçalara ayırsa Haticenin dostlarına da gönderirdi. Bazen Ona: Sanki dünyada Haticeden başka kadın yok! derdim de bana: Onun gibi var mıydı, o şöyleydi, o böyleydi! Benim çocuklarım ondan oldu diye karşılık verirdi. Aişe (Radiallahu anha) devâmla: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Haticeden üç yıl sonra benimle evlendi.
(Buhârî, Nikah 108; Müslim, Fezailus- Sahabe 73 (2434); Tirmizî, Menakib 3885)
---- İmâm-ı Alî (keremullahi veche) anlatıyor: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): Âhiretin en hayırlı kadını Meryem bintu İmrandır. (Dünyanın) en hayırlı kadını Hatice bintu Hüveyliddir. Ravi bunu söylerken eliyle semâya ve Arza işaret etti.
(Buhârî, Menakibül-Ensar 20; Müslim Fezailüs- Sahâbe 69 (2430)
Hatice vâlidemizin dünyadaki fâzileti Ehl-i Beytin devâmı,
Meryem (Aleyhas-Selâm)ın âhiret fâzileti ise İsa (Aleyhis-Selâm) ile âhiret mükâfâtıdır.
Hatice vâlidemiz Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile 25 yıl birlikte yaşamış ve ilk imân eden olup dört yıl tek başına onun yanında çile ashabı olmuştur.
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ise Onun üzerine hiç evlenmemiştir.
Salât-ü-Selâm olsun!
EHL-İ BEYTİN
Seyrin sahil sal Âşık
Aşk Ummanın dal Âşık
Binbir çile çal Âşık
Sazını EHL-İ BEYTİN...
*
Yaşa, YÂR bakışını
Sineye akışını
Bezmi bahar kışını
Yazını EHL-İ BEYTİN...
*
CANda CANAN cem eyle
Aşk-i pâkin dem eyle
Yârene merhem eyle
Tozunu EHL-İ BEYTİN...
*
VEDÛD vuslât dilemiş
Rızasına belemiş
Dost MUHAMMED elemiş
Tuzunu EHL-İ BEYTİN...
*
RABBın pâk-ü tâhiri
Nesl-i necib mâhiri
Sür, gel... Bâtın- zâhiri
İzini EHL-İ BEYTİN...
*
FATMA ANA aşına
Kan ol gözün yaşına
Yastık eyle başına
Dizini EHL-İ BEYTİN...
*
BELÂ! ne? Ahide sor
Şeende şâhide sor
Şüphesiz ŞEHÎDe sor
Özünü EHL-İ BEYTİN...
*
Kör, köre kandil sorar
Uyanmayan bîkarar
Uyanan sırla sırar
Gözünü EHL-İ BEYTİN...
*
HASAN- HÜSEYİN deme
ŞAHa kusur eyleme
Salâvâtsız söyleme
Sözünü EHL-İ BEYTİN...
*
İHVÂNİ dört âlemde
Cümle cihânla cemde
Göster, derunî demde
Yüzünü EHL-İ BEYTİN...