DOST-TAN DOST'A

Sorularınızı Ayet ve Hadisler ışığında cevaplamaya çalışacağız.
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

25 Kasım 2008

Mesaj gönderen halimkok »

Barbaros gönderdi 26.11.2008 00:47:
s.a Halim can masallah yine döktürmüşsün
A.s Barbaros... akşam üzeri Aziz'le görüştüm Sohbet zevkine yazdım bir şeyler dedi

Gördüm
Ben de altında kalmam inşallah hemen karşılığı gelir dedim
Ama akşam msn de görmedim
Yok, telefonla görüştüm… dışarıdaydım
Anladım… Dün gece ne yaptın?
Dün gece hep düşündüm... Düşüne düşüne uyudum
Ben de
Ama söylediklerim kafama gönlüme yattı
Şimdi de onunla ilgili biraz kafa yoruyordum
Dörtlü sistem
Dörtlü
Toprak, Ateş, Hava, Su
Âdem, Havva, İsa, Sav
biz her şeyi "SU" dan yarattık buyuruyor ya
Su ilk üçünün babasıdır
Havva'nın babası SU'dur
Yer ile gök bitişikken nasıl ayırdığımızı görmez misiniz?
(ENBİYÂ suresi 30. ayet)
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
"أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاء كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ

"

E ve lem yerallezine keferu ennes semavati vel erda kaneta ratkan fe fetaknahüma ve cealna minel mai külle şey'in hayy e fe la yü'minun
Ya o küfredenler görmedilerdemi ki Semavât-ü Arz bitişik idiler de biz onları ayırdık, hayatı olan her şey'i sudan yaptık, hâlâ inanmıyorlar mı?

Buyurur bir ayette
Yer-Toprak Âdem
Gök Semâ İsa
Böyle böyle düşünüyorum
Orası öyle… hemen hemen bunun gibi ama…
Akıl, Nefs, Ruh, Kâlb
Akıl Âdem
Nefs Havva
Ruh İsa
Kâlb SAV
ve her şey O'nun yüreğidir Kâlbidir
Bizim bulacağımız da O'dur
O, her şeydir
Her şey SU'dan yaratılmıştır
O zaman, Toprak-Ateş-Hava, SU'dandır
Su da H2O biliyorsun
İki Hidrojen ve bir Oksijen
Biri yakıcı biri yanıcı
Yakıcı olan Havva
Gönüller ona yanar
Hep ona âşık olunur
Ve seven sevgilisinin aşkına yanmadan BİR-leşemez, BİR olamaz.
Bir olunca "YAKAN-YANAN" dan SU olur
TEVHİD olur, söndüren olur… o zaman Ateş, GÜL olur.
Böyle düşündükçe neler neler çıkıyor
Ama ben ne zaman bir şey düşünsem böyle canı gönülden hep SOMON-lar çıkıyor
Ben de senin gibi şeyler buluyorum ama bana tatmin edici gelmemekte gönlüm eksikler demekte
Elbette eksik olacak
Çünkü bitmez ki... Hep arayacak gönül
Benim bulduklarımda sana ters gelen içine sinmeyen bir şey var mı?
Âdem ile Akıl eşleşmesini nasıl düşündün?
AKLI'mı N-akil ediyorum diye yazmıştım ya
http://www.muhammedinur.com/modules.php ... pic&t=3595
Akıl Mecnun'dur… Nakil Leylâ
Akıl Nakil'e ... Mecnun, Leylâ' ya yanmalı
Beden, Nefs, Kâlb, Ruh desen de onu BEDEN'e koysan daha iyi değil mi?
Onu da dedik. O da ayrı bir dörtlü sistem…. Bak;
Âdem Toprak... Akıl...
Havva Ateş nefs
İsa Hava Ruh
SAV su Kâlb,
ve hepsi Kâlbte BİR leşir
Ancak Kâlb ten seven BİR leşir
Bazı yerlerde Kâlb için berzahlık ettiğinden
SAV ile ilgili belki bir yoruma varıla bilir belki
Nebiyyül Ümmî
Bilinemezlikten haber
Berzah neresidir
Bawa Baba Toprak icin Havva ve Âdem ikisi Toprak demekte
O'nunla varlık arası geçiş
Benim Ruhum Rabbimden... Müminlerinki de benden buyurur
Berzahlığı buradan
Bawa Baba bedensel kısmına öyle demekte
Zahirine
Yer aslında bedendir
Topraktır...
Arz dır
Arz eden arzu edendir
O da Mecnun'dur
Yanmak nedir... Kendi benliğini Ateşe atmak değil mi?
Yani Âdem aşkıyla Havva'nın Ateşinde yanar
O zaman Havva der ki
Ya da Leylâ
Ya da Mesnevi'deki gibi kapıyı çalana seslenen sevgili;
Kimsin?
O da senim der
O zaman buyur gel
Burada iki kişiye yer yok
"""Birisi geldi; bir dostun, bir sevgilinin kapısını çaldı;
Sevgilisi; Kimsin a güvenilir er? Dedi.
Adam; Benim… Deyince;
- Git… Dedi
- Şimdi çağı değil
- Böylesine sofrada ham kişinin yeri yok.

Ham kişiyi ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir, ikiyüzlülükten ne kurtarabilir?
O yoksul gitti; tam bir yıl yollara düştü… Sevgilinin ayrılığıyla kıvılcımlar saçarak cayır cayır yandı.
O yanmış-yakılmış kişi pişti, olgunlaştı… Geri geldi, gene sevgilinin evinin çevresine düştü.
Yüzlerce korkuyla, yüzlerce defa edebi gözeterek kapının halkasını çaldı; ağzından edebe aykırı bir söz çıkacak diye de korkup duruyordu. Sevgilisi;
—kapıdaki kim? … Diye bağırdı. Adam;
—A gönüller alan… Dedi,
—Kapıdaki “sensin”. Sevgilisi;
—Mademki “BEN”sin, gel içeriye gir… Dedi.
—Ev dar, iki kişi sığmıyor.""
(Mesnevi, c.1, sh.3068-3075)
"

Sana gönderdiğim dokümanı aldın mı?
Aldım baktım ona biraz da tam bakmadım daha
Hocama yazacağım bunları
Dün beni kıvrandırdı
Şaka yaptım diyor bana bugün
Biliyorum hocam sever şakayı
Ondan zaten ben de öyle konuşabiliyorum
Ne güzel gönlüme göre verdi
Canım o benim
Bak o sana gönderdiğim dökümanda
Vücûd var
Hakiki Vücûd
Ahadiyet halindeki bilinemezlik vücudu
Sonra oradan Âdemi Mahz var berzah
Âdem(Yokluk) geçiş var
Toprağın kimyasal formülü var mı?
Bak Âdeme Toprak diyoruz ama
Akşam da yazdık ya
Yok
Balçık... Toprak su karışımı
Çamur hamur
Su karışmadan olmaz
Çünkü Nur-u Mîm. her varlığın hamurudur
Bir bitki için ne lazım
Toprak Hava güneş su
Zaten Nur-u Mîm Âdeme geliyor
Yaratılışta alna
Ama yokluk olan Adem var birde
İlk yaratılan Nur-u Mîm ya
Yokluk olan Âdemden Havva çıkısı var
Âdem'in kendinden
Yokluk Âdemi
Şimdi bak önce yeryüzü denilen arz yaratılır
Zahir Âdem değil
Yer ile gök bitişikken
Ayrılır
(ENBİYÂ suresi 30. ayet)
Sonra Allah cc. meleklere yeryüzünde bir halife yaratacağını duyurur
Neden önce halife yaratılmıyor
Çünkü unsurlar yok
Saf Nur-u Mîm var
O zaman Nur-u Mîm in ayrışması ile
Önce gök ve yer
Arz ve sema
Arz Toprak Âdem...
Zaten özünde SU var ondan ayrıldı
Ve bu ayrılık zahirdeki ayrılık oldu
Batında Ruh nasıl bizimle biledir
"BİLE"dir yani hocamın sözü ile
Zahir de de öyledir... Ayrı gören akıl dır
Kâlb te gönülde batında hep BİR dir
Zaten biz bu BİR liği bilmeye bulmaya olmaya yaşamaya geldik
TEVHİD deyince ne oluyor
ALLAH
Ancak O
Nereye gitti Toprak Ateş Hava Su
Bana eşyanın hakikatini göster diye dua ettiğinde ne görmüştür
Kendi hakikatini
O da Nur-u Mîmdir... Yani her şeyin özü SU
dur bunları kopyalayıp hocama göndereyim
Bakalım diyeyim hocama... Bilmeceyi çözdük mü?
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

SU' dan diye aradığımızda Orijinal Kur'an Metni (Arapça) içinde ara (19 sonuç)

--------------------------------------------------------------------------------
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ

(BAKARA suresi 74. ayet)

ثُمَّ قَسَتْ قُلُوبُكُم مِّن بَعْدِ ذَلِكَ فَهِيَ كَالْحِجَارَةِ أَوْ أَشَدُّ قَسْوَةً وَإِنَّ مِنَ الْحِجَارَةِ لَمَا يَتَفَجَّرُ مِنْهُ الأَنْهَارُ وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ الْمَاء وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللّهِ وَمَا اللّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ



(A'RAF suresi 50. ayet)

وَنَادَى أَصْحَابُ النَّارِ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ أَنْ أَفِيضُوا عَلَيْنَا مِنَ الْمَاء أَوْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّهُ قَالُوا إِنَّ اللّهَ حَرَّمَهُمَا عَلَى الْكَافِرِينَ



(A'RAF suresi 57. ayet)

وَهُوَ الَّذِي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهِ حَتَّى إِذَا أَقَلَّتْ سَحَابًا ثِقَالاً سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَّيِّتٍ فَأَنزَلْنَا بِهِ الْمَاء فَأَخْرَجْنَا بِهِ مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ كَذَلِكَ نُخْرِجُ الْموْتَى لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ



(HÛD suresi 7. ayet)

وَهُوَ الَّذِي خَلَق السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاء لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً وَلَئِن قُلْتَ إِنَّكُم مَّبْعُوثُونَ مِن بَعْدِ الْمَوْتِ لَيَقُولَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَـذَا إِلاَّ سِحْرٌ مُّبِينٌ



(HÛD suresi 43. ayet)

قَالَ سَآوِي إِلَى جَبَلٍ يَعْصِمُنِي مِنَ الْمَاء قَالَ لاَ عَاصِمَ الْيَوْمَ مِنْ أَمْرِ اللّهِ إِلاَّ مَن رَّحِمَ وَحَالَ بَيْنَهُمَا الْمَوْجُ فَكَانَ مِنَ الْمُغْرَقِينَ



(HÛD suresi 44. ayet)

وَقِيلَ يَا أَرْضُ ابْلَعِي مَاءكِ وَيَا سَمَاء أَقْلِعِي وَغِيضَ الْمَاء وَقُضِيَ الأَمْرُ وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِيِّ وَقِيلَ بُعْداً لِّلْقَوْمِ الظَّالِمِينَ



(RA'D suresi 14. ayet)

لَهُ دَعْوَةُ الْحَقِّ وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ لاَ يَسْتَجِيبُونَ لَهُم بِشَيْءٍ إِلاَّ كَبَاسِطِ كَفَّيْهِ إِلَى الْمَاء لِيَبْلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَالِغِهِ وَمَا دُعَاء الْكَافِرِينَ إِلاَّ فِي ضَلاَلٍ



(ENBİYÂ suresi 30. ayet)

أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاء كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ



(HAC suresi 5. ayet)

يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِن كُنتُمْ فِي رَيْبٍ مِّنَ الْبَعْثِ فَإِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن تُرَابٍ ثُمَّ مِن نُّطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِن مُّضْغَةٍ مُّخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِّنُبَيِّنَ لَكُمْ وَنُقِرُّ فِي الْأَرْحَامِ مَا نَشَاء إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوا أَشُدَّكُمْ وَمِنكُم مَّن يُتَوَفَّى وَمِنكُم مَّن يُرَدُّ إِلَى أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِن بَعْدِ عِلْمٍ شَيْئًا وَتَرَى الْأَرْضَ هَامِدَةً فَإِذَا أَنزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاء اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنبَتَتْ مِن كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ



(FURKÂN suresi 54. ayet)

وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ مِنَ الْمَاء بَشَرًا فَجَعَلَهُ نَسَبًا وَصِهْرًا وَكَانَ رَبُّكَ قَدِيرًا



(ŞUARA suresi 197. ayet)

أَوَلَمْ يَكُن لَّهُمْ آيَةً أَن يَعْلَمَهُ عُلَمَاء بَنِي إِسْرَائِيلَ



(SECDE suresi 27. ayet)

أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا نَسُوقُ الْمَاء إِلَى الْأَرْضِ الْجُرُزِ فَنُخْرِجُ بِهِ زَرْعًا تَأْكُلُ مِنْهُ أَنْعَامُهُمْ وَأَنفُسُهُمْ أَفَلَا يُبْصِرُونَ



(FATIR suresi 28. ayet)

وَمِنَ النَّاسِ وَالدَّوَابِّ وَالْأَنْعَامِ مُخْتَلِفٌ أَلْوَانُهُ كَذَلِكَ إِنَّمَا يَخْشَى اللَّهَ مِنْ عِبَادِهِ الْعُلَمَاء إِنَّ اللَّهَ عَزِيزٌ غَفُورٌ



(FUSSİLET suresi 39. ayet)

وَمِنْ آيَاتِهِ أَنَّكَ تَرَى الْأَرْضَ خَاشِعَةً فَإِذَا أَنزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاء اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ إِنَّ الَّذِي أَحْيَاهَا لَمُحْيِي الْمَوْتَى إِنَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ



(KAMER suresi 12. ayet)

وَفَجَّرْنَا الْأَرْضَ عُيُونًا فَالْتَقَى الْمَاء عَلَى أَمْرٍ قَدْ قُدِرَ



(KAMER suresi 28. ayet)

وَنَبِّئْهُمْ أَنَّ الْمَاء قِسْمَةٌ بَيْنَهُمْ كُلُّ شِرْبٍ مُّحْتَضَرٌ



(VÂKIA suresi 68. ayet)

أَفَرَأَيْتُمُ الْمَاء الَّذِي تَشْرَبُونَ



(HÂKKA suresi 11. ayet)

إِنَّا لَمَّا طَغَى الْمَاء حَمَلْنَاكُمْ فِي الْجَارِيَةِ



(ABESE suresi 25. ayet)

أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاء صَبًّا
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

19.02.2009 Perşembe… Saat: 11:45-14:15


Kulihvani

Barbaros

Halim



* * * *
Şimdi görünüyor mu Barbaros can...

Tamam şimdi

Hocam buradasınız değil mi?

Eş üç can BİZ-BİR CAN inşaAllah

İnşaAllah hocam

Evet, hocam ÜÇ CAN BİR ' dir

İvazsız ve garazsız BİR' lik

Hiç düğümsüzz

Saf sevgide

Hamdolsun

Dördüncüsü HAKK' tır idi sanırım buyrukta

Başlangıç

Barbaros can... Hasan DAĞI' na Huzur Dergâhı kuruyoruz

İnşaAllah

İnşaAllah

Kuralım tabi

Gerçekten ama... Hocam başlamış bile

Evet, söyledi geçen sabah

Ben bir süredir daldım işlere.

Forumda da yazdım gerçi

Ama gönlüme de ne gelirse hep böyle sıkışık zamanlarda geliyor

Öyle garip ki... Bomboş bir şey düşünürken bir şey çıkmıyor da

Öyledir zaten iki dakikada ettiğini bir ayda edemez adam

Ne zaman iki ayağım bir pabuca girse

Bakıyorum kendiliğinden bir sürü şey gelmiş

Pabuç alır çıkarırız ÇÖL' de -hasan Dağda

inşaallah hocam yalın ayak

Musa as gibi

Hocam valla ben doğaya hasretim... Bir de böyle manevi anlamda bir YOL olunca bilmiyorum artık ne olurum

Bir ağaç altında saatlerce oturabilirim... Bir su kenarında

O kadar özledim

Bisri Hafi gibi

Sıkışına bir FEREC EVİ

İnşaAllah

İnşaAllah

Hücre

BİZ' ce BİR' ce

Harama haram

Yazarız kapısız kapısına

Haramlar bize zaten hep haram oldu

İyisi mi uzak durmak daha güzel

Hasrımız yandı

Yerde yatmaktayız şükür

Yerde yatan kendi özüne dönmüştür

Toprakla birebir örtüşür

Havva anamızın kucağında

Toprak ayakaltında olduğu sürece başımız dertten kurtulmuyor çünkü

Ah Barbaros ah

Ne çektiysek Havva anamızın Haramlarından çektik

Açma halimce hallerimizi

Ateş deli

Ateş zır deli

Ateş zırzır deli

Ateş hınzır deli

Deli beğen halim 4 den birini gel konuşalım neymiş şu ateş

denilen ŞEY

Konuşalım hocam... Neymiş ateş... Ya da NEY ' miş... Hep merak ederim zaten

Azrail a.s in 4 yüzünden bir yüzüymüş hocam



YÜZ BİR iken 4 yüz O'nun Suretidir...

Dört boyutlu

Biz de orada yanmaktayız zaten

Toprak, su, hava, ateş bunlar mı Azrail’in dört yüzü dediğin Barbaros can...

Yok, hatırımda kalmış Bawa babanın ölmeden evvel ölmek kitabından

Birisi süt çehresi v.s

demekte idi

Bal

Ölene görünen yüzleri

Evet, cennet ırmakları misali

Bal, su, süt... Bir de şarap diye geçer Arabî' de bir yerde

Evet, 4' lü cennet ırmakları

Bakarız

Bir şiir SALLadı ÇÖL size

Atarım şimdi

ÇÖL' ün Çarşısına

Anam gelmiş şimdi

Oğul namazıma imam ol der

93 yaşta

Allah kabul buyursun inşaAllah...

Siz yazın ben okurum inşa

Gelirim

Tamam hocam...

İnşaAllah hocam Allah kabul etsin

Ben bir çay alayım Barbaros can.

Barbaros

Dünyayı gözlerinin içinde seyredebiliyordum.


Süt çehresine baktığımda çok güzel bir yüz olduğunu gördüm.
Ateş yüzüne baktım, sanki bir ateş gibi yanıyordu.
Siyah yüzü simsiyahtı, dördüncü yüzü ağaca doğru dönmüştü.
Ruhlar O’na doğru geldikçe elini uzatıp ruhları yakalıyordu

Ruhların oluşturduğu kocaman bir dağ vardı.

Bazı insanların bağırdığını, çığlık attığını duydum.
Azrail (Aleyhisselâm) onlara ateş yüzüyle bakıyordu.
Onlar : “Lütfen beni yakma! Bu bir ateş!” diyerek bağırıyorlardı.
Başkaları da vardı.
Onlar da : “Ah, beni kesiyorlar! Beni öldürüyorlar!” diye feryat ediyorlardı.



Barbaros can...

Ben şuna iyice kanaat getirdim ki

Evet, kim ne diyorsa... Neye inanıyorsa... Odur onun için

Sonra bir ara vaktin olursa oku şu yazdığımı orada biraz bahsettim ama işte bir yerden sonra düşünceleri toplamak zor olduğundan

Öyle bıraktım

Dur bak linkini vereyim

Ver bakalım


http://www.muhammedinur.com/modules.php ... highlight=

İster şimdi oku ister sonradan okursun devam edelim nasıl istersen

Sonra okurum

İyi

Gözlerim yanmada

Bak şimdi Ali İmran Suresinde

Al sana ateş

He ya o da ateştir ama asıl ateş gönülde yanmakta olan

Bir de iyi huylu ateş kötü huylu ateş var

Aşk ateşine can kurban

Ama dünya hırsı ile yanana ne demeli

Of demek lazım

Hz. İbrahim' in ateşi aşk ateşi idi

GÜL' e döndü

Ne güzel söyledin

Ama diğer ateş küle bile dönmüyor

Hep yanıyor

Barbaros Can. Ali İmran Suresinde

139 ayet sanırım

Sonunda diyor ki

Allah onların nitelendirmelerini- vasıflandırmalarını CEZA-landıracaktır

Başka bir yerde

Herkese yaptığının karşılığı vardır

Bunun gibi birçok ayet var

Bak şimdi ilk ayette

Nitelendirme denen şey nedir

Veya vasıflandırma

Tahayyül denebilir belki... Belki tasavvur... Ama basitçe

Tarif etmek tanımlamaktır

Her tanım CEZA' sını bulacaksa

CEZA nedir

HAKK-ça karşılıktır

Karşılık

Öyleyse insanın aklından gönlünden yaptığı her tanım

Allahın Sünnetüllah' ında

Bir KÛN emridir

Zannı gibiyim

Evet zan...

Her zan bir KÛN emridir

Ama onların zannı hakkı vermez buyurur

Bu yüzden İblis kendi zannında haklı çıkmıştır

Ama bu haklı çıkış iblise yarar sağlamaz

Öyleyse diyorum

ZAN isabetli olursa Allaha dair

O zaman CEZA cennettir

O her an yeni bir şe' ende

Akılın düşünmediği bir an var mı?

Yaşadığımız AKIL' ların her an düşündüğünden başka bir şey değil

Her biri cezasını bulmakta

Her iş oluş böyle diyorum

Bak mesela

İlim bir nokta idi

Onu cahiller çoğalttı denmiş

Bu söze dikkat ettin mi?

Şimdi cahil kimdir

İlimden uzak olan

Cehalet ehli

Bir şeyden uzak olan ona nasıl tesir eder

Bir şeye tesir etmek için ona ilişmek lazım

Cahil ilimden uzak

İlmi nasıl çoğaltabilir

Zannıyla mı?

İşte ÂLİM olan akıllara diyor ki

ZAN-ları çokluk olarak görmeyin

İlla ki tek noktaya gelin

Zaten ordasınız da cahil olup dağılmayın

http://www.muhammedinur.com/modules.php ... e3d3#26588

Bu da ateştir işte

Evet, doğru bir tespit

Hocam için diyorum

Bu şiir ateş saçar

İşte Barbaros can o yüzden sıratı müstakim

Yani sapmadan tek çizgide ilerlemek

Çünkü saptığın anda yaratış senin eyleminle olmakta

Yani YARATAN bizimle yaratmakta

O yüzden O zulmedici değildir

Çünkü kim ne düşünürse onu yaratmakta...

Evet, neyi tercih edersek onu yaratıyor

Ama bu düşünce sağlam bir kanaat halinde

O zaman biz Onu

Onun bildirdiği gibi

Ona ve Resulüne iman ederek

Bil bul ol yaşa diyenlerdeniz

O zaman bildik bulacağız

olacağız

Yaşayacağız

Bu ihtimal değil

İnanca bağlı bir oluş

Biliyorsun İnsanın bu yönünü

Allah ile bağdaştıramadığı için

Kerameti kendinden menkul Zanneden nice iblis yoldaşları var

Evet, bazı kuvvetlere kendisi sahiplik etmekte ama yarın hakikati anlayınca bakacak ki

La havle vela kuvvete illa billâh

İşte ateş o yanılgıdır

Orada gerçekle yüzleşmedir ateş

O yüzden Azrail’in dört yüzünden biridir denmiştir belki

Çünkü ölen ancak bedendir

Zaten insan içine biriktirdiğini görür

Nefes ölmez ruh ölmez ve akıl ölmez

Yalnızca beden ölür

O beden de diğerleriyle uyumlu ise o da ölmez

Hocamın şiiri çok güzel maşaallah

Evet... Ve anında gelmekte ne güzel...

Sanki faks çektiler

Tabi haklisin

O zaman Barbaros can... Bize düşen

Aklı daim aynı o tek noktada tutmak

Zikir de bunun için gereklidir ve budur zaten

Odaklanmak

Çünkü Allah diyen akıl

Başka bir şey demediği için o anda

Mutlaka o anın cezası yaşanır

Yani bu ceza mükâfattır

Nimettir

Nurdur

Diğer türlü nardır

Gez göz arpacık

Hepsini ayni ipe dizince

He sonra on ikiden

Hizalayınca

Bedende katılmakta

Rezonansa (Tınlaşım)

Aziz bana bir ara sormuştu

İnsan nasıl Allah' ı her an akılda tutabilir diye

Ben de demiştim ki

ONDAN gayrını unutarak

BEN' i unutarak

Başka türlü mümkün değil

Çünkü Allah zaten her an benimle

Yeter ki ben beni ondan ayrı ZAN-netmeyim

Evet

Bu yüzden de bak... İşte demin dedim ya

Yoğunken işler

O beni bırakmamakta şükür

Belki unuturum diye

Çünkü O bir adım gelene on adım gelir

Evet, bu acaba 10 adımlık yerde

1 ini sen 9 unu O

Atınca 10 adim olmuş mu oluyor dersin?

Aslında benim bir adımımı atan da O

Sadece insan ZAN eder ki ben bir adım geldim

Oysa Ondan davet olmadan kimse bir yere gelmez gidemez

Onu biliyorum da bu 9 u

Nasıl oturturuz diye düşünmekteyim

Sevap ta böyledir

10 kattır mesela

Bak ON dediğinde O ve NUN

Biri varlık tarafı diğer yanı O

1 ve 0 gibi

Rakamla da 1 ve

0

BİR ve SIFIR' dır ON


Senin attığın adım sıfırdır

O seninle ise ON görünür

Bu daha güzel oldu

Sen yalnızca sana eşlik edene eşlik edersin

Onun yanında ise asıl değerin Ondan kaynaklandığını bilirsin

Çünkü 1 olmasa ON sıfırdır

Kalan yani

Şimdi on adım olması şöyle diyorum bir de

Hani dedik ya

NEY 9 deliklidir bilirsin

İlim bir nokta idi cahiller ONU cahiller çoğalttı

Yedi deliklidir diye kalmış benim aklımda

Sanırım 9 olsa gerek

Evet

NEY e mi bakıyorsun kaç delikli diye

Baktım

9 delikli imiş

hıı

Basta yedi delik

İki üreme ve boşaltma

Göbek deliğini bağlarsak

SILA edersek

9 delikte

10 olur

Sanırım



Evet. Şimdi ben de kafamdaki delikleri sayıyordum

Bak göbek bağı gibi bir de insanın tepesinde bıngıldak dediğimiz bir yer vardır

Küçükken yumuşaktır da sonra da kafatası sertleşince hissedilmez

Evet

Bence deliklerden biri odur

Çünkü burun deliği iki değildir

İkiliği dıştadır onun

Gerçek anlamda iki delik değildir burun

Doğum esnasında çocuk kafası çıkarken zarar görmesin diye

Esnek

Doğarken

İki delik göbek ve bıngıldak kapanmakta zamanla

Ama yedi delik kalmakta

Beşi yüzde

İkisi bel altında

Altında

Yüzdeki beş defa yıkanmakta günde

Diğer ikisi ise ihtiyaç halinde yıkanmakta... Göbek deliği hiç akıla gelmez normalde... Bıngıldak ta unutulur...

Burun deliği iki kokusu bir

Kulaklar iki sesi bir

Gözler iki görüntü bir

Sanki nereye bağlıyız ve aklıma doldurulan nerden doldurulur kapanır

Göbek deliği de ikiden bire gelmekte

Ana baba ve sonra çocuk

Evet, çok doğru söyledin

Ancak bıngıldak dediğimiz şey

Nasıl da katılaşır zamanla

Kemik bağlar...

İşte o yumuşakken ne dolduruldu ise

Doğuştan... Artık o senin bir adım atmana neden olur

Gerisi ise Onun dokuz adımıdır

Orayı ameliyatla açtırsak mı halim can

Ama sonuçta bakarsın ki o ilk bir adımı O sana başta vermiş zaten

Beynin yapısını anlayamadılar ki henüz

Altında hipofiz bezi var

Kimileri bu bez için alındaki kursi gözü

Hocam geldi sanırım

Demekte

Bak denizde

Yüzerken

Derin iken

Suya bakınca dibi göremezsin

Ama burnunu suya yarım

sokarsan

hıı

Dur

Biri geldi

Odaya

Hocam burada mısınız?

Burnunun ucuna bakarsan

Suda

Dibi görürsün

vayyy

O sırada bu alında hafif bir ağrı

Denize ilk gidişimde deneyeceğim bu dediğini... Bana tuzlu suları çektirirsen sorarım sana

Hissedilir

Ya sorma suda

O şekilde sabit durmak zordur

Ama baktın mı?

Deniz gözlüğü gibi

Evet, çok severim

Pırıl pırıl gösterir

Bir anda tüm bulanıklık gider

Bir cam değince

Belki de Barbaros can

Onunla aramızda da CAM vardır

Böyle net görmekteyiz ama CAM dan Ona ilişememekteyiz

CAM saydamdır biliyorsun

Ya cam bizizdir belki

Baktığında ardındakini görürsün de CAM görünmez tam saydam ise

O da öyle tabi

Bak Arabî bir yerde diyor ki

Mesela bir renk

Görünmesi için mutlaka bir VAR olan şeyde bulunmalı

Yani boyayı bir yere süreceksin ki göresin

Sürmeden önce de suyun ya da tozun içindedir neyse

Ama boya hiç bir şekilde kendi başına var olamaz

Ölüm de öyle mesela

Ölümün var olması için ölecek bir ŞEY lazım

Ölecek kimse yoksa ölüm nasıl var olur ki

O zaman bazı şeyleri VAR eden BİZ izi

Ama işte BİZ dediğimizi bilmekte mesele

BİZ diyen KİM? BİZ kim?

Ömer Hayyam da der ya

Ben düşündükçe var dünya

Ben yoksam o da yok

VAR eden biziz

Ama yeter ki BİZ kim olduğumuzu bilelim

Aklımıza geldik yine

Bak şimdi seneler evvel

İşte hep orada kalmak lazım zaten

Çocukken bizim sahilde

Kayalıklara dalmaya gidiyorduk

4–5 metre midye dalışı

Şnorkel ile

Gözümüzde gözlükler

Böyle balıkların arasından seyrederim bazen

Sürülerin içine girerim renk renk

Yine böyle bir gün

3 yani çevrili

Bir kaya arasına girdim

Bir C harfi düşün

Öyle kayalıklar

Bir anda nefesimde bitmek üzere

Derinde değilim

hıı

Sağıma dondum kaya

Soluma döndüm kaya

Önüme döndüm kaya

Şaşırdım panikledim

Bir daha karıştırıp

Sağıma falan derken zannettim ki her yerim sarılı

Çıkamayacağım

Geri dönmek aklıma gelmemiş

Geri dönsem girdiğim yerden

Baksam

İş çözülecek

Aklımıza geldik yine Halim can

He ben de onu yazıyordum da durdum

Elementlerle çevrili bir kayalık

Nasıl çıkacağız

Geldiğimiz gibi mi?

Bak ben de sana bir şey anlatayım

Sen kaya falan deyince aklıma geldi

Ben hayat boyu aklıma gönlüme sinmeyen şeylere bir şekilde hep direnmişimdir ve tepki vermişimdir

Askerlikte bunlardan biri idi

Ben askerde en çok kaytaran kimse idim

Sabahları kalkmazdım



Bakarım herkes gitmiş eğitime... Ben kalkarım gider çay içerim falan...

Hiç aklıma gelmezdi bunu yaptığın

Bizim de bir tabur komutanı var ki bizim başımızdaki alay komutanının canını alacak nerdeyse

Normalde yapmam da Barbaros can

Aklım kabullenmeli neyi niye yaptığımızı

Gidiyoruz abuk sabuk şeylerle vakit öldürüyoruz

Bize savaşmayı öğretseler tamam

Ama çöp topla çimen yol

Anlatabiliyor muyum bu benim tepkim

Evet, sana takılıyorum

Yoksa dağlara tırmandırsın canımı çıkarsın eğitim yapsın tamam

Neyse işte o tabur komutanı bahaneye bakıyor ki bizim başımızdaki alay komutanının canını alsa

Ben de bunu çok iyi biliyorum

O tabur komutanı her sabah tam sekizde hemen bizim koğuşa gelir

En ufak bir şey bulsa tamam

Ben o gün bir uyandım saat

Tam sekiz

Daha ben yataktayım kimse yok

Eşofmanla falan

Hemen aklıma geldi... Gidip giyineyim de bir an önce binadan çıkayım falan

Ama dolaplar tam onların koridora girip yaptığı yerde

Kapıdan kafamı şöyle bir uzattım ki

Tabur komutanı yanında titreye titreye bizim alay komutanı ve bir kaç asker daha bizim koğuşa doğru gelmekteler



Kafamı uzattıktan sonra geri de çekemedim sanki kaçar gibi

Tamam dedim buraya kadarmış çekirge bir sıçrar iki sıçrar

Ne olacaksa olsun artık

İşte senin gibi önüm kaya sağım solum kaya

Çarptık

Keşke görünmez olsaydım

Yürüdüm...

Ama o koridor nasıl uzunmuş

Yanlarına geldim... Koridor dar

Aralarından geçtim

Ne kimse baktı bana

Ne kimse sen ne arıyorsun burada dedi

Ne de sonradan soran oldu

Giyindim çıktım gittim

Kayaların içinden geçtim

Bu dediğini çok hissederim ben

Bak şimdi

Seneler evvel üniversite 4. sınıfta

Bir derste hesap makinesinin pili

Zayıfladı

Ekrandan eğerek okuya okuya

Bir rakam yanlış oldu

Biz sınavdan çaktık

Son yılım

Bir dönem kaybı olacak

Herkese o dersi öğretmişim

Ben kalmışım

Aferin bu da çok iyi

Sonra gittim

Dersi öğret kendin kal

Ertesi sene

Deliler gibi çalıştım

Geceyim diye

Yine bir şey oldu ben bütünlemeye kaldım

Takıldım kaldım oraya

Ya dedim bunu

Muhakkak geçemem lazım

Babamla balığa çıkıyoruz

Ben teknede elimde kitap çalışıyorum

Deli gibi iyicene sonunda

Kış günü İstanbul' dan İzmit geliyorum sınava

O gün de biraz kar yağmış

Yerler buzlu

İçeri giriyorum

Binadan karşımda bir önceki yıldan öğrenci kız

Aaa!!!... Barbaros hoş geldin nasılsın

Sınava niye gelmedin diyor



Ya diyorum sen ne diyorsun

Sınav dündü diyor

Ne kâbus

Olur mu ya diyorum ben baktım çarşamba günü idi

Allah’ım bütün tüylerim

Diken diken bir yıl beklemek daha var

Sonunda

Telaşla panoya bakıyorum

Onlarca satirlik çizelgeden ben bir alt satırdaki ile

Karıştırmışım dalgınlıklan öyle

Okumuşum

eyvaaah!

Tutuşuyorum içerisi yanmakta

Gidiyorum şimdi

hıı işte al sana ateş

Aynen ki ne ateş

Dekanı buldum

Konuşuyorum adama adam Nuh diyor

Peygamber demiyor

Açamayız sana sınav

Bu bütünleme bunun tekrarı olmaz diyor

Bekle bir yıl daha

Senin sınavın açılmış zaten çoktan

Ben o zaman ikinci dekan var

Kadın

Ona resimlerimden satmış dost olmuş idim

Gidiyorum ona annem geliyor

Ya diyorum hocam böyle böyle oldu

Bak diyor Barbaros

Sen doğruyu söylüyorsun

Ama böyle olmaz şimdi

Bu gece git dua et

Kar yağsın

Yollar kapansın

Sınavlara gelemeyen öğrenciler olsun

Senin memleketin Bolu

De ki Ben yollar kapandı gelemedim

Peki dedim

Gece dua ettim

Yollar zaten kapanmış ta… Artık kardan mı YÂR’ dan mı?

Allah im dedim 30 gün oruç tutacağım

Niye Allah’ a rüşvet verir gibi insanlar böyle şeyler söyler... Ben çok düşünürüm

Senin için demiyorum da Allahtan bir şey isterken niye bir şey yapmayı vaat eder insan

Öyle de o zaman ben armudu elmayı sapını ayıramıyorum karıştırma şimdi

Neyse devam et sen

Bir şeyden anladığım yoktu zaten ilk yönelecek yer, neyse birden baktım ki

Sabah her yer kar oldu

Gittik okula

Karsımda aynı dekan

Adam yüzüme bakıyor

Diyorum ki hocam ben Bolu’ daydım

Böyle böyle oldu

Adam yüzüme baktı sanki beni tanımıyordu

Sanki iki gün evvel onunla konuşan ben değilmişim

Sanki bana o sözleri söyleyen o değilmiş

Tabi dedi

Sizin durumunuz özel

Bunu bir dilekçe ile yazın halledelim

Senin durumun gerçekten özelmiş belli

Neyse sınav oldu geçtik

Orucu da tuttuk

Allah kabul etsin inşaAllah.

Şimdi o oruç adandı ya

hıı

O orucu burada Basildon' da tamamladım

Daha güzel

O orucu tutarken

Bu din meselesine daha çok

Bağlandım

Bittiği gün Ahd' de durma var ya

İşte o oruç senin bir adımındı

İşte o çok ilginçti

Söz verip sözünde durma

SIDK

Bizim yaptığımızın O' na yararı yok tabi bize ama ne yapsın ALLAH… Bir şeyler koyacak ki zamanla

O mekanizmadan geçelim

Bir gün cennet için dua eden inşaAllah Allah sevgisine yollanır

Biri yandan bir laf eder kendine geliverir

Kimi de yanarken

Dua eder

Yine döndük o gemi fırtına

Yazısına Halim can

Evet, aslında her şey aynı şeyi anlatmakta... Ama insan aradaki bağlantıyı kurana kadar ömür erimekte.

Yağan kar gibi

İlk yağışında tertemiz...

Bebekler gibi

Sonra çamur bulaşmakta

Hocam ne yapmaktasınız

Hocama seslendim ben de ama sanırım hocam ya okumakta veya meşguldür...

Barbaros can... Öğle geçmekte

İkindi yaklaşmakta burada

Ben işe başlayayım

Öğlen oldu

Bak hiç akılda yokken ne güzel bir sohbet oldu

Akılda yoktu ama gönülde istek olarak vardı

İstersen; Dost’tan Dost’a bölümüne ekleyelim

haa güzel olur ben kaydedeyim düzenleyeyim de inşaAllah

Tamam inşaAllah

Görüşürüz inşaAllah

Eyvallah Barbaros can

Allah razı olsun... İyi geldi muhabbet...

Ben de öğleyi kılayım inşaAllah

Sonra ben de işlere başlayayım... Ama daha başlamadan ikindi gelir

İnşaAllah

Haydi, Allaha emanet

S.a

Hocam s.a

aeo

A.s

Hocam s.a

[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »


s.a gariban can...
nasılsın


Ve a.s Halim canım
hamdolsun sen nasılsın


Allaha hamdolsun
hani ben bir rüya görmüştüm
denize dalacakken tam parmak uçlarım değince
geri çekilmiştim


evet onu düşündüm hemen


akşam bir rüya gördüm
sen de vardın
seninle denizde sandaldayız
bak diyorum sana nasıl atlıyorum gibi
ama bu sefer ayaklarım aşağı atlıyorum
balıklama değil
düşüncem denizin dibine ayaklarımla basıp kendimi yukarı itmek
bir giriyorum denize
gittikçe gidiyorum dibe doğru
ama bakıyorum ki dibi gelecek gibi değil
ben içime korku düşerken bu düşünceyle
çünkü tekrar çıkana kadar yüzeyden çok uzaklaştım diye
sen sesleniyorsun sandaldan
halim gel ... nefesin yetmez diye
nasıl oluyorsa o zaman ellerimi çırpa çırpa durabiliyorum
ve yukarı doğru çıkmaya başlıyorum
dibe doğru öyle hızla giderken
durmam çok zordu
yani kardeş
bu sefer de bir daldık ki sorma



çok güzel rüya maşallah…
hayır olsun inşallah


eyvallah...
sanıyorum atlama sırası sana geldi
çünkü ben çıkınca sıra sende
bu sefer ben sandalda beklerken sen atlayacaksın


inşallah
zaten onu yapardık
küçükken de çok


he
sırasıyla atlardık


dibe kim deyip çıkacak


ondan dedim zaten
çünkü sandalda ikimiz varız
denizin üstü öyle güzel duru bir mavi ki


bende bir takım
rüyalar gördüm güzeldi
ama hatırlayamıyorum


Allah hayırlara çıkarsın inşallah...


derindeydim sanırım
bazen böyle olur
unuturum


bazen derindeyiz
bazen derdinde


evet


ben hocama bir şey demiştim
hocam bir şeyler olacak
kuran açılacak diye
inşallah yakındır


inşallah


çünkü bu rüya benim için çok anlamlı
beklemeye kalmıştım ya
senin bütünlemeye kaldığın gibi
kar kapladı vs.
şimdi işte
BÜTÜNLEME zamanı


evet inşallah
hani siz Ladiklide
kuyunun basındayken
ben abdest aldıydım çeşmeden


hıı


çeşmenin borusunun
üzerinde 3 tane 999 vardı


evet hatırlıyorum
yazmıştık bir şeyler onunla ilgili


üç tane VAV gibi


evet


o iste hocamın yazısı ile
alakalı
Zattan BİR den
şahadet alemine açılışta
her şey 9 ile çıktığı için
hocamın dediği gibi aynen tüm sonsuzluk
sonuçta 0.99999999 diye
giden bir toplama varmakta


güvercinin gerdanlığı filminde VAV harfi ile ilgili bir şey söylüyordu hatırlıyor musun


resmi hatırlıyorum


VAV kendi anlamını içinde taşıyan tek harftir alfabede diyordu
VAV nuru Muhammedlinin vücud buluşudur
hocam da der ya
VAV sav dir
şimdi kendi anlamını içinde taşıyan tek sav var
bizler ise yani ondan gayrısı
hep onu içimizde taşıyoruz
VAV ın sayısal değeri altı
altı ise mekanın altı yönü
vücud alemi yani


evet güzel dedin


işte bizler VAV' ı içimizde taşıyoruz
insanlar uykudadır öldüklerinde uyanırlar hadisi
VAV' ı içinde taşıyor olmak
bir nevi VAR-lığa örtü olmaktır
öyleyse biz gerçek varlık değiliz
çünkü uykudayız
yani bildiğimiz biz ben dediğimiz
bizim gerçek vücudumuz değil
gerçek vücudumuz İÇimizde
çünkü rüyadayız
rüyetteyiz
rüyetimiz ise şu an tek yönlü
zahir batın nefs eşleşmesi gerçekleşmedi henüz
demin beşer ve Beşir kelimelerine bakıyordum
bakara suresinde var ya


evet


ve beşşir is sabirin
sabredenleri müjdele


müjdelemek
ten


aynı zamanda beşer insan
yani müjdemiz içimizde
bir şahadetimiz eksik
çift yönlü olacak şahadet
zahir batın
işin ilginci de şu
aslında bizim zahirimiz gerçek zahir değil
çünkü uykudayız
biz batınımıza zahir demekteyiz
uyansak o zaman şu an zahir dediğimiz
batın olacak
batın dediğimiz ise zahir
güneşin batıdan doğması gibi
yer değiştirecek
hani başka bir hadis var
onlar sizin cehennemdeki yerlerinize varistir
siz de onların cennetteki yerlerine
yani yer değiştirme
sağın sol solun sağ olması


dünyanın tersine dönüşü


he
işte o zaman insan ne oluyor buna der herhalde
bildikleri hep tersine dönünce
Mevlanâ' nın kitaplarını atıyor ya şems
zaten bildiklerimiz ancak zıddını bilelim diye bildiriliyor
la ilahe bildiğimiz
varlık alemi olarak gördüğümüz


devreleri ters bağlanacak


oysa düşün varlığı var mıdır
evet burada epey bir cevher var gariban can
sanırım senin dediğin gibi


ben onu hep


bir şeyler çıkacak ama
çıkmıyor bir türlü


iki telin + -
kutup değiştirmesi
gibi düşünür anlatırdım
buradaki elemanlara
elektrikçiler ya
akimin ters yöne akışı
gibi
Derman hocam in
çeviride bu anlatılmakta
gecen yaptım ya
Herşey sağdan sola döner
diye


hıı


orda da var
dış iç olması
çorabın tersine çevirme


orada sanırım şu da var
yani alemdeki hareketin ötesinde
bilgi aleminde de
her şeyin ters dönmesi


evet mana da


sağdan sola dönmesi


da bu olacak
zaten o dönüş


Hz.İsa' nın da bir sözü vardı


sonsuz küçüğe doğru gidecek


insan anasından iki kere doğmadıkça melekutun sırlarına eremez diyordu


hımm
evet hatırlıyorum


bizim anamız biri bedensel anamızdır
diğer ümmi anamız
rahim olan
anadan iki kere doğmak için
birinci doğumdan sonra ölmeden ölmek
ki Allah cc. zaten ölümü yarattı
önce
şu an ölü olduğumuzun farkına varmak
insanlar uykudadır öldüklerinde uyanırlar
aslında ters
insanlar şu an ölüler
o yüzden uykudalar
dirilseler uyanmış olacaklar
bak bugün bir de aklıma şu ayet geldi
hani Allah cc. buyuruyor ya
sizler günah işlemeseydiniz Allah sizleri helak ederdi


evet


insan günahı ne ile işler
nefsi ile değil mi


evet


nefsin varlık nedeni bu ise
eğer nefis günah işlemekten arınırsa
zaten helak olur şu an ki benliğinden
helak hakikat lütfunun kevn e çıkışı değil mi
hakktan başkasının kalmayışı olmayışı
o gün sorar mülk kimindir diye
kendi cevap verir
öyleyse Allahın helak eder dediği
aslında nefs ancak günah işlediği sürece işi ile bilinen mevhumdur
hakikatine kavuştuğunda
yani helak olduğunda ise
nefsini bilen rabbini bilir hadisi
çünkü hakikat lütfuna ulaşmadı henüz
o yüzden günah işliyor oluşu
aslında günah dediğimiz şey de
nefsin kendine fiil atfetmesi
yoksa attığında sen atmadın ayeti
işin hakikatini anlatıyor
yani bazı ayetler
aslında Allahın tehdidi gibi görülürken
gerçekte bir doğruya işaret ediyor ama


zaten onu okurken


tehdit korku nedeniyle insanlar bundan perdeleniyor


gecen düşündüm burada herkesi toptan yok edip
yerine yeni insanlar getirmek değil de
olan kişilerin kendilerinde bir helak
ediş ve yeniden diriliş


kıyam yani


manasında kullanılmıştır bu demiştim


kıyametin kopması
benlikte
helak ancak öyle olur


Geylani Hz.


sizi diyor Allah cc.


Hz.de nefsinden kurtulmak
istiyor ya
sonra al onu içine


hıı çetin bir mücadele veriyor


biz senin onunla
seviyoruz
gibi


e zaten gariban can
nefsi kötülemek bir kere
yani senin olmayan bir şeyi
Allahın yarattığı bir şeyi kötülemek değil mi
sen aslında onu bilmediğin için sana içinde bulunduğun halin kötülüğü gösterilirken
gösterene kızmak
aynayı kırmak gibi


bak
birde biliyorsun
Resulullah SAV


o olmasa yüzümüzdeki pisliği nasıl göreceğiz


derine dalardı
öyle giderdi ki
döndüğünde Esini tanıyamazdı


evet


Ya Humeyra
beni zahire çek


Allah ile aramda öyle bir an vardır ki hadisi var ya


der gibi
heh iste o an bir an kendinden geçip
obur turlu esi peki onu zahire
nasıl çekecek
konuşarak mi


BEN' i örtün
üzerime kimliğimi örtün diyor
beşeri kimliğimi
Abdullah olayım tekrar




benim msn kesilmiş haberim yok


hani balonla
gök yüzüne çıkarsın
Derman hocamın
yeni yazıya baktın mi


Hıı... demin okudum


hamam böceği PIT diye
eziyorsun diyor ya
güler misin ağlar mısın


evet



ayda mahlukat yoktur
nasıl ispat etmiş
orda başka bir şey de anlatmakta
da çıkaramadım


tefekkür o nedenle bilmem kaç yıllık ibadetten makbuldür


içerdeki ayla
ilgili bir hadise


içimizdeki ay PİRimizdir
Hz. Ali kv


Güneş te Resûlullah SAV


Hz. Alinin ks. ikiye ayrılması
biliyorsun küçükken
Allah beni yaratırken anama babama mı sordu ki
diyerek İslam' a giriyor ya
anam da babam da sana feda olsun ya Resulullah
herhalde odur diyorum


Hımm... bir an secim ikiliğinde kalıp sonra
Resûlullah in yanına
geçişi mi


evet
gönlümce öyle gibi
şahadet parmağı ile kamer ikiye ayrılıyor çünkü
Hz. ali de şahadet edip etmeme konusunda
ikiye ayrıldı ve şahadeti seçti


evet
ben ise dönmeliyim


tamam can...
kolay gelsin inşallah
s.a


sağolasın


bunu atalım mı sohbetlerimize


atalım inşallah


tamam ben hallederim inşallah
eyvallah


tamam sen at ben su isleri halledeyim
sabahtan beridir erteledim
EL-HAKK
esmasını cevirdim
İngilizceye
3-4 yazı bir den paralel
hazırlanmakta
gibi


Allah kolaylıklar versin inşallah
aeo


amin inşallah
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen MINA »

Bilgi Sınırı Olmayan Bir Denizdir.
Bilgi Dileyense Denizlere Dalan Bir Dalgıçtır.

(H.z Mevlana)
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Mesaj gönderen halimkok »

Allah cc. o sınırsız İLİM DERYASI' na dalmayı ihsan eylesin inşallah...

Mina Canımız... Ne güzel gönlün var senin hamdolsun...

Muhammedi Muhabbetle...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Re: DOST-TAN DOST'A

Mesaj gönderen halimkok »


28.09.2009 Msn Sohbet

Halim: S.a meşgul görünmektesin. . . ama gerçekten mi meşgulsün
yoksa öyle mi görünmektesin bilmiyorum
bir selam vereyim dedim


Barbaros: Halim can, hos geldin

Halim: Eyvallah, nasılsın ne etmektesin

Barbaros: ingilizce ugrasmaktayim aziz paul ile ilgili calistim, birde
peygamberimizin incilde geldigini mujdeleyen kısılar ile ilgili
yazdim. Geçenlerde birileri saldırdı cevap verdim
Şimdi standart bir yazı hazırladım.
İyi oldu artık gelen olursa cevap hazir. Zaten agizlari kapandi


Halim: eyvallah... gönlüne sağlık

bir ayet vardı ya...

onlar gelen hiç bir peygamber yoktur ki...

alaya almamış olsunlar

insanlığın bu kısmı her devirde var olacak

birileri hakkı söyleyecek

birileri alaya alacak

sataşacak


Barbaros: evet cok dogru maalesef boyle

yazik ki kendi dinlerini nasil bozulmus

farkinda degiller

gosterincede hayliyle

inanmamaktalar

aileden kalitim

din

o yuzden blokeleri

delmek zor


Halim: ve bir de allahın onların kalpleri mühürlemiş olması

yasin suresinde

hüküm çoğunun aleyhine gerçekleşmiştir diyor

geçen gün bu ayeti okurken

dikkatimi çekti

hüküm verilmiş bitmiş mesele yani

aslında böyle bakınca olan bir şeye üzülmek

ya da oldu diye sevinmek

ne kadar komik geliyor bir yerde... hani komik demek belki yerinde değil ama

tuhaf oluyor işte


Barbaros: size bunlari uzulmeyesiniz ve

Halim: onları uyarsan da uyarmasan da birdir diyor

evet


Barbaros: simarmayasiniz

diyen ayet


Halim: doğru o ayet çok daha açık izah ediyor

insan dışarıya bakınca

kendi dışına

sanki hakk olanı daha kolay anlıyor

ama kendi içimde kendimle ilgili

o kadar açık olamıyorum nedense

bu da çok garip geliyor bana

ve aslında git gide gariban

herşey garib geliyor


Barbaros: oyle hayret

denilen sey


Halim: ve ben şuna da hayret ediyorum ki

hayret denilen şey aslında

sana rağmen sende olan şeylerde gizliymiş


Barbaros: hz isa nin gunumuz

incillerinde bir sozu var

arayin bulunca cok sasiracaksiniz

bunun gibi bir sey

hakim senai

hz. lerinin cevirmekteyim


Halim: hatırladım evet

Barbaros: orda da var

benzeri peygamberler hayret eder

evliyalar sersemler

demekte


Halim: sen maşallah habire çevirmektesin...allah gönlüne zeval vermesin

ama benim hallerim öyle bir garip ki

bir dalda duramıyorum barbaros


Barbaros: amin

Halim: bazen canım hiç bir şey istemiyor

bazen ise tam tersi hiç doymuyorum

üzülmemem gerek diyorum üzülüyorum

mutlu olmamam lazımken mutlu oluyorum gibi

vs.

ve bakıyorum da

ben ne desem

sanki bir iddia ileri sürmüşüm gibi

hayat hemen karşılık veriyor

ve yanıldığımı anlatmaya çalışıyor

böyle düşünüp susunca da

bu sefer el uzatıyor

neyse

zaten şu aralar çok anlatılmaz hallerdeyim

rüyalarım vs.

bakalım durulur inş. zamanla

senin işin varsa oyalamayım ben seni


Barbaros: Halim can bu icimizdeki sorular bitmedigi icin

ve yanilgilarimiz bitmediginden

emin olunana kadar

dongu icinde surekli

ogretmekte

yeni sorgular ve

yeni cevaplar

habirem butun kirlerimiz

filtrelenecek

boyle bizim yararimiza

bunun olmasi bizim

uyandigimiz ve

dogru yolda oldugumuz ki

Rabbimiz bize surekli gostermekte

degisik sekillerde

halbuki digerleri bunun farkinda bile degiller


Halim: doğru diyorsun

biz şu veya bu şekilde

hani kendi halimizden menmun olmasak dahi

aklımız fikrimiz gönlümüz bu yol ile meşgul

bence bu hal aslında

rabbimizin lütfu

bir yanda benim sıkıntım var

yani öyle bir haldeyim ki

hayattan keyif almıyorum

yavan geliyor

sevgisiz muhabbetsiz geliyor

düşünüyorum gönlümün aradığını nerede bulurum

nereye gitsem ne yapsam vs.

kafam gönlüm sürekli bu arayışta

ve bu arayışın mahiyetinde işin doğrusunu görme anlama ihtiyacı talebi var

hani sen yazdın ya demin

görünce çok şaşıracaksınız diyor hz.isa

işte o şaşkınlığı neden yaşayamıyorum hayatta da böyle yavan geliyor

bunun cevabını verebilmiş değilim kendime

bilgi olarak versem de

hal olarak kendimde yaşabilmiş değilim


Barbaros: yakinlik meselesi biliyorsun cesit cesit

bawa baba diyor ki

orasi sorularin bittigi yerdir


Halim: evet...

zaten sorular bitse akıl ya iflas etmiştir...

ya da mutamin olmuştur

hani hz.ibrahim soruyor ya

ölüleri nasıl diriltiyorsun diye


Barbaros: aynen

Halim: bak allah cc. önce inanmıyor musun diyor

çünkü sormak

bir nevi inancı teyid ihtiyacıdır

sorular bitmişse iman tamdır

o da diyor ki

kalbim mutmain olsun istiyorum

bunu düşündüm geçen

ve bakayım dedim orjinaline

yani orada kalp mi diyor

arapçasında

çünkü eğer kalp diyorsa

bu çok ilginç

hani biz diyoruz ya

akıl bu yolda şöyledir böyledir

bir de fecr suresinde var mutmain oluşla ilgili

ama orada muhatabı nefs

mutmain olan olacak olan akıl mı gönül mü nefs mi

yoksa mutmain olmayış barbaros

bu üçünün ayrılığı mı ancak


Barbaros: biri ucunu etkileyecek gibi

Halim: ve geriye sadece ruh halıyor ki

o da zaten emr aleminden

bizim ona bir şey yapmamız vs. düşünülemez

sanırım üçü bir olunca

ruh ile aynı oluyor

aynel yakin


Barbaros: evet olabilir

Halim: fecr suresinde

eyy mutmain olmuş nefs diyor

gir cennetime

gir kullarımın arasına

işte cennetime de girdin

kullarımın arasına gir diyor ya

ondan önce nerde ki

insan

kulluk bir makam demek ki


Barbaros: kullar cennette zaten

Halim: he

Barbaros: hakiki kul olanlar

cennet agaclari veliler

peygamberler


Halim: cennet örtünün açılması demek... işte o zaman örtü açılınca da tüm sorular biter...

Barbaros: Tugba agaci nurumim koku sanirim

dallari buraya ulasan

veliler gibi

velayet v.s

gookten bas asagi olusu

bunu temsil etmekte

anladigim kadariyle

bak bu

hocam diyor ya

akla verip veristiriyorlar diye

simdi Hakim senai hz.lerinin

cevirisini yapiyorum

adam cevirirken ingilizceye

Reasoning demis

bu kelime akil, mantik, sebepleme,

akil surme


Halim: illiyet

Barbaros: aynen illiyet

15 manada

ingilizceden cevirirken turkceye

bu Mesnevi

ve ayni zaman da

velilerin

sozleri

cevirirken arapcadaki

akil mi kullanmislar

yoksa

baska bir kelimemi bunu incelemek lazim

yani akil dedigimiz arabca

kelimenin

altinda mantik ve sebepleme illiyet sade

aklin bir fonksiyonu

da olabilir ve baska

fonksiyonlarida iceriyordur

da biz bilmiyor

olabiliriz

bu yuzden bu husus dikkatimi cekti

cunku ceviri yaparken zorlanmaktayim

bunu aklima getirdi

Halim can


Halim: bak diyorsun ki çeviri yaparken zorlanmaktayım

bu da benim aklıma ne getirdi

biliyor musun

üç kere sıktı cebrail




Halim: sıkılmadan zorlanmadan olmuyor demek ki

Barbaros: kabiz bile olunca insan cok zorluk cekmekte halim can

Halim: e işte düşün

Halim: süt içeceksin o zaman

çünkü süt ilimdir

aynı zamanda kabızlığın da çaresidir

ne ilginç değil mi


Barbaros: evet

bak sut dedin de


Halim: hıı

Barbaros: o Hristiyanlara yaziyorum

dedim ki Israilin soz verilmis

topraklari

Tevratta gecen icinde

sut ve bal irmaklarinin aktigi yer bu cografyada neresi dedim

gosterin diye

bakalim cennetle bagdastiracaklarmi diye

cuvalladi hepsi

mecaz dediler

sankim mecaz oldugunu biz bilmiyoruz


Halim: mecaz sensin şaşkın deseydin

sen de mecazsın

çünkü henüz kendini bilmiyorsun

o zaman şu halin asıl kendine dair bir mesaj vermeli

yani insanlar uykudadır hadisi

haydi bunu anlamazlar

ama baksalar ya bugün yabancıların çevirdiği

filmlerde bu durum ne kadar açık bir şekilde işleniyor

yani bunu da mı görmüyorlar

işte uykuda isen

sen mecazsın

bir şey anlatmaktasın misal olarak


Barbaros: basiret yoksa nasil gorsun

Halim: gariban bazen bana

öyle geliyorki

sanki herkes ve herşey sözleşmiş anlaşmış

bir oyun oynamakta bana karşı

ve içten içten gülmekte halime sanki

yani bu insanların anlamaması durumunu düşünüyorum da

anlamamalarını anlamıyorum

çünkü normalde akıl sahibi bir insanın anlamaması mümkün değil

can ya

sanki anlamamakta ısrar ediyorlar ya da anlıyorlar da sanki bizden gizliyorlar gibi


Barbaros: adam anliyorda isine gelmemekte bazi seyler

biz nakille konusuruz diyor mesela


Halim: ama işte öyle bir şey üzerine iş inşa etmesi

Barbaros: bana nakilden bahsediyor

Halim: ne kadar çürük bunu anlasa ya

Barbaros: dedim ki

bana git dedim

Hz.Isa aramice konusurdu

bana bir tane aramice incil getir

orjinal arami

suriye dili

isa

dili

elindeki incilin

yarisi uzerinde oynanmis tevrat

diger yarisinin yazarlari belli degil

parca parca degisik

yuzyillarda bulunmus

kitapciklar

yuzde yetmis

Aziz paul un

soyledigi sozler

Hz.isa in

kendi soyledigi sozler dahi o kadar az ki

inan ki sayarsin boyle

bunun yaninda en erken kopya

300 yillarinda sanirim

yunanca

sen dedim bana nakille mi hani

nakille konusuyorsun


Halim: sen da vincinin şifresi kitabını okudun mu veya filmini izledin mi

orada zaten


Barbaros: izledim

Halim: he işte

onlar kendileri de biliyor kilisenin kendilerini uyuttuğunu ve hegamonyasını devam ettirmek için gerçekleri gizlediğini

yani onlar kol kırılsın yen içinde kalsın diyorlar

ama yenleri küçük geliyor artık


Barbaros: yaa

adam din kuruyor

tevhid dinini yok ediyor

dinamitle

Paul

gorsen neler yapiyor

incilin icinde Hz.Isa nin

sozleriyle celisiyor sozleri

ve bunlari getirip gozune sokuyorsun

adam inanmiyor

ben diyor sonunda inanmayanlarla tartismam

yaa

sen deki

benim ilmim yok köşeye sıkıştım

ben dede anlayayim

kaçışa bak




Halim: allah ıslah etsin ne diyelim

çünkü belli ki

gittikçe kıyamete gidiyoruz

o zaman bir şekilde inanmayanlar çoğalacak demektir


Barbaros: bak simdi yeni taktik ne biliyormusun… çöpçatanlık

beyoglunda

turkiyede

misyonerler

yabanci kadinlari guzel kizlari

turklerle evlendiriyorlar

para v.s verip

yardim ediyorlar

adamlar hristiyan oluyor

burda da ingilterede

kadinlar kullaniliyor

evlere geliyorlar

yehova sahitleri

ellerinde kitaplar

biliyormusun neyi savunuyorlar

herkes olecek mis

sadece 144000 kisi

cennete girecekmis

ulan ahmak

peygamberlerin sayisi 124000 zaten

sizin kendi klaninizdaki olen lerin sayisi milyonlari gecti

adama bak ya


Halim: şaşkın

allah ıslah etsin


Barbaros: amin

Halim: sağlıklı düşünmekten aciz

ama işin garibi şu ki

o da bizi aynen böyle görmekte


Barbaros: :)

evet bu dogru


Halim: bir sn tel... sen yaz

Barbaros: ben cikiyorum guzel dost

islerim var namaz v.s

gorusuruz yine ins

Sali sohbet olacak sanirim



Halim: eyvallah gariban görüşürüz inş... sen de allaha emanet ol

Barbaros: ins s.a

Halim: a.s
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
halimkok
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 3843
Kayıt: 09 Ağu 2007, 02:00

Re: DOST-TAN DOST'A

Mesaj gönderen halimkok »

Gariban Canım;
Gariban Can yazdı:Eyvallah Halim canım,
Bu güzel paylaşımın icin Allah razı olsun, bu bilgisayar ve PC'den PC'ye aktarımlar ile böyle nice yazışmalarımızı kaybettim ama yüreğimde yaptığımız sohbetler ve paylaşımlar sıcak bir dostluk ikliminde her dem tazelenir ve bunaldığım anlarda yardımıma yetişir, bana motivasyon veren bir ses olurlar.
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 607&t=8350

demiş... Ben de aradım eski sohbetlerimizden birini buldum bilgisayarda...
Dedim madem gönlüne ses oluyor ben de bir ses vereyim bari...
Düzenlemeye fazla vakit bulamadım ama bu sefer de böyle olsun... Acele tarafından oldu...

Maksat Muhabbet... Muhammedi Muhabbetlerimle
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/muhammedinurimza.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: DOST-TAN DOST'A

Mesaj gönderen MINA »

Çocuklarımız, bizim en yakın DOSTlarımızdan...
Safiyane sözleri, çıkarsız düşünceleri, samimi davranışlarıyla ihlasın nasıl olması gerektiğini yaşayarak gösterirler GÖRmek isteyenlere...
Bir mübarek İNSAN buyurmuş ki, en güzel sinemadan daha güzeldir, çocuklarımızla geçirdiğimiz zamANlar...Çocuklar sorar ya, yeni etrafı keşfetmeye çıktıkları, 2-3 yaşlarında, bu ne, şu ne, ruhi OLarak onlar BİZe, nerden gelip, nereye gittiklerini bunları ANlmaya çalıştıklarını, işaret etmekteler..ANlayamıyor bazen AKIL...

Hoş bir sohbet DİNledim DE, istedimki aldığım feyzi paylaşayım...
Daha güzel ve derin tefekkürlerle OLmanız dileğiyle...

Kızım sormuştu, annne küçükken namaz kılıyormuydun, bilmiyordum bilseydim kılardım dedim..
Allah affedermi sence beni, diye ben ona sorunca...şöyle cevap vermişti...

Eder, eder..O iyi kalpli BİR'i...
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: DOST-TAN DOST'A

Mesaj gönderen Gariban »

Mina can Allah razı olsun,
Bu sözleri kızımla sohbetler bölümünede ekle inşaALLAH. Cok doğru cocuklarımızdan öğreneceğimiz cok şey var.

Halim can iyi düşünmüşsün ALLAH razı olsun, Zahid can gibi msnin arşivine kaydetse idik bizimde cok konuşmalarımız kalırdı böyle ama ne edelim. Ben yinede PC yi araştıracağım tekrar inşaallah. Gecmişten bir konuşmayı tekrar dile getirdiğin icin ALLAH razı olsun.

Allah daha nice güzellikler nasip etsin cümlemize inşaALLAH.
Burası bir aile, Resulullah SAV'in bizleri beslediği bir gönül yuvası gibi hamdolsun.

Es-Selam ve sevgiyle
GaribAN
Resim
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: DOST-TAN DOST'A

Mesaj gönderen MINA »

mina...:
s.a
hayırlı akşamlar Barboros can..

Barbaros: a.s Mina can

mina...:
nasılsınız

Barbaros: hayirli aksamlar
hamdolsun Rabbimiza bildiginiz gibi
siz nasilsiniz?

mina...:
Allah ım iyilikler versin daimen..
hamdolsun MEVLAMA

Barbaros: amin ecmain

mina...:
iyiyiz..

bir şey soracaktım site ile ilgili

Barbaros: buyrun tabi ki

mina...:
site ana sayfada tıkladığım yazılar açılmıyor bende
sizde açılıyor mu

Barbaros:
bakayim
cunku zamandan zamana degismekte
is yerinde takiliyordu bugun

mina...:
hıhı

Barbaros: hangi yazi mesela
ayni seye tiklayalim

mina...: NUH SURESİ

Barbaros:
kiyas icin

mina...:
Gül kardeşimyazmış
en başta

Barbaros: cok suratle acti bir sorun yok
trafikten dir

mina...:
evet sanırım..

Barbaros: ulke farki

mina...:
bende açılmıyor
evet haklısın

Barbaros: yogunluk degisiyor
zaman zaman
oglen ben kac kez siteye
bile giremedim


Barbaros: bende hocamin Yunus Emre Divani Serhi ne bakiyordum

mina...: evet..ne hoş dizeler

Barbaros:
evet
bir yigin sey var sitede okuyamadigim
Halim can ilede ilgilenemedim
ne zamandir

mina...:
son günlerde yazmaz oldu oda..
iç alemine çekildi sanırım

Barbaros: ayrilamaz buradan onun kaderinin bir parcasi gibi sitemiz

mina...::)

Barbaros: doluyordur tefekkur v.s

mina...:
evet..
gönül İnsanı o da..
elhamdülllah..

Barbaros: evet elhmd.
Allah hepimize yardim etsin

mina...: Rabbim iyilerle bir eylesin bizleri

Barbaros: amin
bir gun Halim can ile bulustuk
hocamla birlikte bulustugumuz zaman
Hakan can bizi otobuse bindirdi
sabahleyin

mina...:
hıı

Barbaros: hocami geride biraktik
otobusle Ankaraya yola ciktik
yolda konusuyorduk

mina...: ne güzel muhabbet etmişsinizdir

Barbaros: cook ayri bir seydi
heyecanli idik
acaip
koltukta yan yana
otobus mola verdi
indik kenarda badem ve ceviz
satiyorlardi

mina...: ee

Barbaros:anneme almak istedim
biraz fazlacana aldim
otobustede yeriz dedim
cevizci bize kirmizi bir poset icine
koyarak verdi

mina...:
hıı

Barbaros:
oturduk koltuklara

mina...:
hepsini yedinizmi

Barbaros: bademleri kirdikca kirintilari yayildi
yook nerde
kahverengi bir ceket giyiyordum
tuhaf sekilde ceket kirmizi boyandi

mina...::)

Barbaros: kollari v.s
Haliminde bazi yerleri
megersem poset boyuyormus

mina...:
amanınn

Barbaros: kirmizi boya veriyor heryerimiz boyandimi
ALLANDIK

ya dedim bunu boyamadan nasil goturucez elimizde
otobus geldi ankaraya

mina...:
hıhı

Barbaros:
Halimle opustuk
Halim beni ucaga gidecegim otobuse bindirdi
elimde poset ama bir turlu ustume degmesin diye dikkatle tasiyorum
bir torba ceviz badem
geldikmi hava alanina

mina...:
ee: )

Barbaros: namaz vaktide geliyor
oglen kilinacak
dedim su posetin yerine baska bir poset bulsam
ona koysam
hava alaninda coplerin icini arastiriyorum biri bir poset atmismidir diye
yok
bulamadim
polislere sordum yok dediler
oldumu bir torba ceviz bana yuk

mina...:
artık kaderine razı olacaksın

Barbaros: yaa evet
bir gazete aldim
ona sarayim dedim
cok buyuk oldu paket olmadi
gittim namaz icin yer buldum altta mescid
torbayi ayakkabilarin uzerine koydum

mina...:
hıhı

Barbaros: namaza durdum
iceri giren cikan
aklima takildi mi torba

mina...:
hadi bakalım

Barbaros: al basina sorunu
vah dedim bir torba cevize sattin namazi
dunya gibi her biri

mina...: bazen elinde olmuyor insanın düşünceler..

Barbaros:
yaa aynen

mina...:
istiyor gönül ama akıl oyalıyor

Barbaros:
aldim ucaga goturdum anneme teslim edene kadar bir torba ne alem oldu
evet
annem de ceviz cani cekmis
iyi oldu dedi

mina...:
ne güzel hediye olmuş öyleyse

Barbaros: evet yerini buldu

mina...:
o zaman değmiş yaşadıklarına ..

Barbaros:
bunu yaziya dokerim dedim ama anlatmak sana kismet oldu

mina...:
sağolasınnn...Nasip işte..
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: DOST-TAN DOST'A

Mesaj gönderen Gariban »

Resim

HiNDi-Ba

Zahidzenderun: Gariban ne yapalım bu gece ne üzerinde düşünelim ?

Gariban: Abla bilmiyorum açılır bir konu, üzerinde tartışırız şimdi. Planı birisi olamadım hiç biliyorsun geleni sallıyoruz hep.
Ölümle ilgili düşünüyordum ne zamandır. İnsan bir şeyleri veya birilerini tutku derecesinde sevmeye başladığında onları kaybetmek istemez hiç. Bu sebeple hep yitirme korkularını da içinde taşır. Hocam ve arkadaşlarımın hepsi de benim içinçok önemli oldular. Ben de onları hiç kaybetmek istemem.

Zahidzenderun: Biliyor musun? Ben ölsem, kimsenin benim ardımdan oturup yas tutmasını istemezdim!..

Gariban: Yapma abla şimdi, ben üzülürdüm yok öyle bir şey olsa. Geceleri sabaha kadar beraber çalıştığımız oldu hepimiz nette, kalplerimiz paralel bağlı çok şükür. Boşver bunları şimdi, Derman hocamızın yazılarında bir çiçek var bak , bugünlerde heryerde sokakta o çiçeklere gözüm takılmakta. Hindiba çiçeği, hani rüzgar üflese tüyleri uçuşuyor.

Zahidzenderun: Hımmm. Hatıirladım, ne düşünelim bunun hakkında.

Gariban: Derman hocamızın yazılarını ne zaman okusam o resmi görünce içimi bir hüzün kaplar. Ama çiçekteki rüzgarın tüyleri dağıtması insana huzun hissi versede bu resmin ardında cok daha derin hissiyatlar gizlenmiş sanki. Hindiba bilyorsun sapı yemyeşil olur , çimenler arasında serpili durur, bazı bahçeciler içinse çok yayılan bir çiçek olduğundan bir yaban ve kalitesiz çiçek kategorisinde bahçenin düşmanı gibi görülür ve yolunup atılır bir kenara. Fakat ayrık otu gibi kuvvetle ve ısrarla çıkar bir kenardan. Heryerde de vardır. Bu haliyle muminlere benzer çünkü insanlar hep renkli çok güzel çiçekleri görmek isterler etraflarında , bahçelerini onlarla süslemek isterler, hindibanın rengi soluk gelir onlara. Hindiba gibi sade süssüz muminler vardır, onlar diğer insanların giydiği elbise ve renklere bürünmemişlerdir , sonuçta bütün çiçekler hindiba gibi sararacaklardır, ölüm kaçınılmazdır mahlukat için fakat Hindiba ölmeden evvel ölmüşler gibi sararmıştır, gün batımı gibidir ama diridir, güneşte biliyorsun batmadan evvel sararır lakin ertesi gün yine oradadır.
Bir sonraki safhada başına tüylerden taç yapar Allah, ve rüzgar gelir özündeki tohumları heryere saçar. Her bir tohum adeta paraşute sahip gibi havada uçarak seyahat eder. Bazı muminlerde böyledir, yaşarlar, ölmeden evvel ölürler, Resulullah SAV’in ilim tacını taşırlar, ve ilmi tohumları yayılır her yere.


La ilahe - illa ALLAH
Kesret – Vahdet
Doğum – Ölüm
Tüylerin uçuşuyla ardında bırakılan binlerce tohum <---–> tek yerden çıkış ve merkeze yöneliş
Resulullah SAVce fikir ve düşüncelerin zahiren yayılması<–--->teklik mekanında hür oluş



Her akşam güneş batarken,
Sarı bir hüzün çiçeği açar yüreğimde
Kokusunu ruhum koklar,
Sesini kalbim işitir,
Görüntüsünü nefsim görür,
Islaklığını gözümdeki damladan hissederim ya HiNDi-Ba


Zahidzenderun: Bende o çiçekteyim biliyor musun garibAN 
Gariban: Abla bak Niyazi Babam’da oradaymış, HiNDi-Ba’dan şöyle dua ettiğini duydum :

“Ya Rab bize ihsan et vuslat yolunu göster, Surette koma, can et, uzlet yolunu göster..” Niyazi MISRI (k.s)
Resim
Kullanıcı avatarı
Gariban
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 2834
Kayıt: 25 Tem 2007, 02:00

Re: DOST-TAN DOST'A

Mesaj gönderen Gariban »

"BEN!" DEMEYİN

Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "LÂ TEKÛLU "ENE". VE İÂZU BİLLÂH MİN KELİMÂTİ "ENE". İNNE "ENE" MİN AMELİ'Ş-ŞEYTAN: "BEN" DEMEYİN! "BEN" KELİMESİNDEN ALLAHA SIĞININ. ŞÜPHESİZ "BEN" DEMEK ŞEYTAN AMELİNDENDİR..” (Hadis-i Şerif)

MY: İşte tasavvuf, bu emr-i nebeviye uymak için benliğinde gerekli dönüşümü yapmaktır..

GL: Günümüzde tasavvuf denince yunan, batı, uzakdoğu felsefesinden serpmelerin olduğu bir yaklaşım anlaşıldığından yalıtkan durumuna düşmekte ve RABBânî CAN Cereyanının iletilmesini engellemektedir. Tasavvuf Temeli, Kâidesi, Tavanı Kur'an-ı Kerîm ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz (NAKL) Merkezli olmadıkça, Ali kerremullâhi veche ELi ile ulaşmadıkça AKLın dar labirentinde dolanmakta, ASL olana ulaşamamaktadır..

MS: "Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a inanırlar, size indirilene ve kendilerine indirilene inanırlar; Allah'a karşı saygılıdırlar; Allah'ın ayetlerini birkaç paraya satmazlar. Onların da Rableri katında ödülleri vardır!"(Ali Imran 199) Demek ki Incil ve Hazreti Isa merkezli de olabiliyor...

GL: MS kardeşim, ehl-i Kitabı ve Îsâ aleyhi's-selâmı diğer nebîler-rasuller gibi, diğer kudsal kitablar gibi Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin ve Kur'ân-ı Kerîmi Azîmu'ş-şân'dan ayrı görüldüğünde böyle söylenmesi ma’zurdur... Oysa İslâm mükemmil olarak gönderilmiş bir din olarak ve Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizi de Hakîkat-ı Muhammediyye'yi tüm nebîler ve rasulleri cem’ etmiş Hateme'n- Nebî olan dâireyi tamamlayan HALKA olarak görürsek ayırmayız hepsini bir tutarız. ANCAK; kendini İslâm dîninden ayrı gören Hristiyan-Yahudi inancı ile yoğrulmuş tasavvufun, İran, Uzakdoğu ve Yunan felsefesinden etkilenmiş tasavvufun virüsleri maalesef GÖNÜLleri hasta etmekte ZEM-ZEMimimize ZEHİR katılmış olmakla mânevî şifadan mahrum kalmaktayız. Buna dikkat çekmek istedim efendim...

MS: Ezbere konuşuyorsunuz, bize gönderilen islam dinini HİÇ Mİ HİÇ tanımayan insanlar var ama kendi dinleri olan hıristiyanlık ve yahudilikten beslenerek (ki onların sahih hali Islamdir) Hakkın rızasını kazanmaktalar Kuran böyle söylüyor, biraz Kuranla haşir neşir olursak oradaki "fein" ince olan noktaları anlayabiliriz mesela kitap ehlinDEN derken kitap ehli hepsi ama onlarDAN diyor yani onlardan müslüman olanlar demiyorki onlar yine de kitap ehlidir ama salih insanlardan müteşekkildir bu olmaz birşey değil bizim memleketimizde bir ayırım yapmadan insanlar (daha cok eskiden) "Allah iyilerin yüzü suyu hürmetine" diye dua ederdi burada iyi bir ehli kitap da olabilir , bilmem anlatabildim mi (inşallah)

GL: MS kardeşim, yazdıklarımın muhatabı sâdece siz değilsiniz... OKUyanlar! Tasavvufun ASLı BİLinsin CERRyansız kalınmasın diye yazıyoruz... Etten kemikten bahsetmiyoruz, elbiseden kılıftan behsetmiyoruz zâten. Cisim İÇindeki CANdan bahsetmeye çalışıyoruz. ASLında dediğiniz dediğimizle aynı ancak İKİ GÖZ AYRI görmekte,.. sanmakta... Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimiz ve Kurân-ı Kerîmi ayrı gayrı bir kitab ve insan düşüncesinden hareketle bunları tanımadıkları halde HAKKın rızâsını kazanmaktalar demektesiniz, oysa kâinatın ASLı VARoluş kaynağı olan NÛRdan haberdâr olmaktan bahsediyoruz. BİLEN-BULAN-OLAN-YAŞAyandan değil BİLdim sanan BULdum sanan OLdum sanandan bahsediyoruz. Her insanın ÖZünde bu NÛR var, ancak kendi AKL kılıfına uyan malzemeyi "tasavvuf" "bilgi" "îman" olarak GÖRmekte ÂNlamakta... AKLının ihâta edebildiği ALLAHa inananlardan, bunun üzerine tasavvuf gidişâtı kurmakta olanlardan bahsediyoruz... Rasûlullah ve Kurân-ı Kerîm CANda CAN BULursa ÂNlayacak ALLAH Celle Celâluhuyu! Körün Fil târifi gibi bir tasavvuf olmasın YAŞAnsın DİRİlsin Yalanda kalmasın, boş HAYYal ile oyalanıp avunup gidilmesin demekteyiz... ÂNlayana selâm ola...

MS: Kuran i Kerim, eğer inanırsanız konuşan delil ile konuşsun der, bir kısmı büyük bir kısmı da küçük harlerle birşeylere vurgu yapmaya calıştığınız belli ancak vurgu yaptıklarınızın dahi Kuran da delilleri olmalı. delillerimi ortaya koydum, önce bana yazdılarımdan ötürü "evet ama kuran burada şöyle diyor:..." diye başlayıp olumsuzlamanız lazım, yok eğer kabul ediyorsaniz ki "dediğiniz dediğimizle aynı" derken kabul ettiğinizi beyan ediyorsunuz o halde daha sonraki yazdıklarınız da ne oluyor onların delilleri nerde nicin böyle tenakuza düşersiniz? lütfen ayetlerle konuşalım.

Gariban: Hem GL Hanımın hemde MS kardeşimizin yazışmalarını dikkatle bir kaç kez okudum.
GL Hanım bir paragraflık ilk başlangıç yazısında anlatmak istediği şeyi algıladığım kadarıyle kendi içinden söze dökerken biraz eksik aktarmış yahut iyice açmamış, bu da MS kardeşimizin söylenileni farklı algılamasına sebeb olmuş.
Bu durumu GL Hanım sonradan açıklamaya çalıştığında MS kardeşimiz bunun önceki sözle tezatlık içerdiğini düşünüp bazı açıklamalar yaparak yazışma şu anki karmaşık halini almış ne yazık ki.
Şimdi durumu ilk paragraftan, GL Hanımın anlatmak istediğinden doğru algılarsak bu husus daha netlik kazanacaktır inşaALLAH.
GL Hanımın bahsettiği hususu anladığım kadarıyla açıklamak isterim.
Bu garib, senelerdir hem Avrupa Mistisizmi, hem Budizm ve Hinduizm kaynaklı eserleri , hem günümüz İncillerini ve Tevratı incelemiş, Türkçeden İngilizceye ve İngilizceden Türkçeye çeviriler yaptım hamdolsun!
İslam Tasavvufu ile aralarındaki benzerlik ve farklılıkları Kur’ân destekli uzun zamandır âcizâne sorgulayan biri olarak GL Hanımın kaygısını anladığımı düşünmekteyim.
Zamanında Imam-i Gazali kaddesallahu sırrahu ve Fahreddin Razi kaddesallahu sırrahu gibi bir çok alimlerimiz İslam Dinini çevreleyen Yunan felsefik akımlarına karşı Islamiyeti savunmuşlar ve bir çok eserler vermişlerdir.
Günümüzde ise New-age (yeni-çag) sitilinde mistik akımlar ortaya çıkmış, ve internet ile bu akımlar bir çok mistik öğretileri, kaynağını Kur’ândan ve Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den alan Tasavvuf ile harmanlayarak Şeriat Çerçevesinin dışına taşan edebsiz bir Tasavvuf anlayışı ortaya çıkarmıştır.
Hz.Rumi kaddesallahu sırrahu , Ibn Arabi kaddesallahu sırrahu, Feriduddin Attar kaddesallahu sırrahu, A.K.Geylani kaddesallahu sırrahu gibi veliyullahlar Dünyaca tanınmış fakat islami kimliklerinden soyutlanıp bir dine mensup olmayan mistikler olarak angaje edilmeye çalışılmış ve halen bu durum devam etmektedir.

Bir bakmışsınız tenasuh öğretisi Hz.Rumi’nin sözleriyle eşleştirilmiş ve inanç sistemi içine yerleşmeye çabalarken, başka bir yerde yoga namazın yerini almış, diğer taraftan Panteizm felsefesi Vahdet-i Vucud ile eşleştirilip, Yahudi Mistisizmi olan Kabala’daki 72 isim 99 Esma’nın yerini almış, hindu mantraları bir takım sosyetik çevrede zikir diye çekilmeye başlanmış , inanç ve i’tikad rayından çıkarılmaya başlanmış,
Islam tasavvufu hırpalanmaya başlanmıştır.

GL Hanımın anlatmak istediği; Tasavvufun İlahî Aşk ile diğer mistik öğretilerden ve ekollerden ayrı bir yapısının olduğu, Şeriat Zırhı ile korunup Kur’an ve Sünnete dayalı olduğu ve merkezde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Nurunu Hayy bilinerek işlediği, fakat bazı insanların edebsiz bir tasavvuf anlayışı ile Kur’ân ve Sünnetten uzaklaştıklarını ve bu anlayışların insanları özlerindeki Nur-u MuhaMMedilerinden yalıttığı ve gerçek bir tasavvuf anlayışından uzaklaşıldığıdır ki bu fevkalade doğru bir gözlemdir. Çünkü Allah celle celâlihu Kur’an-ı Kerimimizde bize :


إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا

"İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ(teslîmen): Muhakkak ki Allah ve Melâikesi Peygambere hep salât ile tekrim ederler, ey o bütün iyman edenler! haydin ona teslimiyyetle salât-ü selâm getirin" (Ahzab 33/56)

Demektedir ki, bu âyet Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in Nurunun Hristiyan olsun yahudi olsun tum varlıkların merkezinde oldugunu ve akıl sahibi olan ve iman etmekle yükümlü olanların kendi özlerindeki merkezi noktada bulunan bu Nur’a sall etmelerini ve teslim olmalarını bize bildirmektedir ve Islam Tasavvufu bu noktada cereyan eder, bu sebeple Hasan El Basri hz.den tutun günümüze kadar bize evliya-i kiram dan ulasmış 60 küsür salavat-ı şerifede bu Nura salat ve selâm vardır.

GL Hanım, Hristiyanlar yahut Yahudiler cennete girip giremez sorgulaması yapmıyor.
Biz müslümanların hakiki Tasavvuf anlayışını ve Din-i İslam’ı yaşayıp hakikate erişimdeki tehlikeyi dile getirmektir.
Dışardan etkilendiği gibi içerdende (hakiki şeyhler bundan müstesna) krallık gibi babadan oğula geçen bir şeyhlik ve tarikat anlayışının da mevcud olduğu bugün bir gerçektir.

MS kardeşimiz ise bundan algıladığı gözlemlediğim kadarıyla, GL Hanımın İslam Dini mensubu müslümanlar haricinde kimse kurtuluşa eremeyecek dediğini düşünerek Al-i İmrân Sûresi 199 . âyeti ile Ehl-i Kitaptan bazı insanlarında kurtuluşa erebileceğini vurugulamak istemektedir.
Halbu ki GL Hanımın kastettiği mevzu’ ayrı bir husustur ve haktır.
Konu “Bu Al-i İmrân Sûresi 199. referansi ile, cennete Hristıyanlar da girebilir, Yahudiler de girebilir, Hz.İsa merkezli de olabilir Musa merkezli de olabilir!” sorgulamalarına kaymakta ve bu ise çok çetrefetli bir husustur!
Bir âyetin kapsamıyla anlaşılacak gibi değildir ve o kısma girdik mi sayfalarca yorum ve âyete girmemiz lazım. Kur’ân-ı Kerim’de Din kavramını, dinin zahiri ve batinini ifade eden ayetleri, Hanif Dini ile ilgili âyetleri ve hunefa kelime kökünün manasını, Hristıyanlığa sokulmuş ve İslamiyette Kur'ân-ı Kerimce redd edilen Teslis Akidesini redd eden âyeti, ruhbanlığı redd eden âyeti, “Hz.İsa aleyhisselâm’ın ALLAH celle celâluhu’nun oğlu olduğu” anlayışınının Kurân-ı Kerimimizde bir kaç âyetteki redlerini, Hz.Isa aleyhisselâm’ın günümüzün Evangelist Sistemindeki ilâh olduğu inanışını Kur’ân’ın reddine dair bir çok âyeti incelemek ve konuşmak gerekir ki bu bizi uzun tartışmalara sokar.
İnternetin farklı kültürleri karşılaştırması ile senelerdir gördük ve görüyoruz ki başka dinler içinden de tüm dinlerin temeli olan Tevhid Akidesini taşıyan ve ici İslam olan insanlar mevcuddur.
Örneğin Hristıyanların Teresa Avila’sı, Hinduizm’in Ramana Maharşi’si v.b bir çok Tevhid İnancı taşıyan insan yaşamışlardır ve yaşamaktadır.
Bu kişiler nâdiren, ALLAH celle celâluhu tarafından bu dinleri halen izlemeye çalışan topluluklara bir rahmet olarak gelmişler ve Nur-u Muhammedi’yi ismen olmasa da farklı şekilde görmüş ve yazılarında tanımlamışlardır. Cinostiklerin 30.Suleyman Gazelinde Resulullah SAV’in nuru akan bir kevser ırmağı gibi tasvir edilmis. Ramana Maharşi’nin yazılarında ise Akl-ı Küll bir ayna olarak tarif edilmis ve Cemalin seyredildiği tecelli yeri olarak tanımlanmıştır. Nag Hammadi Kodekslerinde Allahu Tealanın esmalarının bazılarına işaret eden sözler mevcuttur.
Bu insanlar şeriat kurma yetkileri olmadıkları için hadlerini bilmiş ve böyle bir işe kalkışmamışlar, dinin bâtınî kısmına dair açıklamalar yapmışlar, çevrelerindeki insanlara ışık saçmak ve halkın yanlışlarını ve o dindeki bâtıl hususları ve tevhide aykırı şeyleri yeri geldiğinde açıkça reddetmekten geri kalmamışlardır.
Bunları tek tek burada yazmak konuyu oldukça uzatacaktır.

Kaldı ki İnsanoğlunun İslam Diniyle Mükellef olma şartı açıktır ve kesindir:
1-Bedenen ve aklen rüşde erecek
2-İsalm Tebliğini duyacak.
3- Hür olacak…

Bu şartları bilip de İslamı Tercih etmeyen bir kimseyi İslam Dinin Kur'ân-ı Kerim âyetleri ile cenet-ceheneme sokup-sokmamanın bir mantığı zâten yoktur ve bizim işimiz de hiç değildir.

Elmalılı Hamdi Yazır kaddesallahu sırrahu’ın Maide sûresi 69. âyetteki tefsirinden bir kısım ile konuyu kapatmak isterim. Allah en doğrusunu bilir.

Es-Selam ve Sevgiyle


إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَالَّذِينَ هَادُواْ وَالصَّابِؤُونَ وَالنَّصَارَى مَنْ آمَنَ بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وعَمِلَ صَالِحًا فَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
“İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ves sâbiûne ven nasâra men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve amile sâlihan fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne): Şübhe yok ki iyman edenler ve Yehudîler, Sâbiîler, Nasrânîler: Bunlar içinden her kim Allaha ve Âhıret gününe iyman edib de salih olarak çalışırsa artık onlara korku yoktur ve onlar mahzun olacak değllerdir” (Maide Sûresi 5/69)

"Kim Allah'a ve ahiret gününe inanır ve güzel amel işlerse, işte bunlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar." düsturu, bir ezelî gerçektir.
Ve bunu kabül ve tatbik etmeyen hiçbir din, hak din değildir. Muhammed Aleyhisselâm'ın tebliğ ettiği bu gerçek, Musa'nın da, İsa'nın da ve bütün peygamberlerin de tebliğ ettikleri bir hakikattır. Gerek geçmiş ümmetlerde ve gerek şimdiki ümmetlerde hakikî müminler bu esasa uymuş olanlardır. Gerçekten müslüman ve sonunda da mesud olacak olanlar bunlardır. yahudiler, hıristiyanlar ve sâbiîler bu gerçeğe ciddî olarak iman ile uymadıkları ve bunu tatbik etmedikleri andan itibaren kâfir olmuşlardır ve bütün münafıklar da böyledir. Aynı şekilde buna imanı olup da tatbik etmeyen fâsıklar da korku ve hüzünden kat'î şekilde uzak kalamayacaklardır. Bundan sonra her kim bu gerçeğe ciddî olarak iman eder, sonuna kadar bağlanırsa, hiç şüphesiz hakikî mümin olur. Geçmişteki bütün kötülükleri silinir, o mesutlar zümresine girer.
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: DOST-TAN DOST'A

Mesaj gönderen der-ya »

Resim


ZEVK 928

Bir girdabın ortasında-> arzu>şehvet ve para pul
Sıfırdan sonsuza “akıl”->“insan” denilen şu meçhul
Zerre–Kürre Devranında ->dönen kim döndüren nerde?
Bende aradım>ben de buldum ->sen de ara>sende bul!..

15.07. 1992 09:20

Kulihvani

Girdab : f. Suların dönerek çukurlaştığı yer. * Tehlikeli yer. Mühlike. Tehlikeli yer ve zaman.

Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“►Soru - Cevap◄” sayfasına dön