Srebrenitsa Katliamı 13. yılında

Basın, Haberler ve Gündemle alakalı konular. (Siyaset ve politika yasaktır!)
Cevapla
Kullanıcı avatarı
MBurak
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 415
Kayıt: 12 Ağu 2007, 02:00

Srebrenitsa Katliamı 13. yılında

Mesaj gönderen MBurak »

Resim

Srebrenitsa Katliamı 13. yılında

Medeniyetin beşiği sayılan Avrupa'nın göbeğinde, Sırplar tarafından 1995 yılında şehid edilen 8 bin Müslüman erkeğin toplu mezarlardan toplanan kalıntıları toprağa verildi.

20. yüzyılın son yıllarında Bosna'da işlenen Srebrenitsa katliamında öldürülenlerden 308'nin kalıntıları, katliamın 13. yılında törenle yeniden toprağa veriliyor.

Resim


Bosnalı Sırplar tarafından 1995 yılında şehid edilen 8 bin Bosnalı Müslüman erkeğin çeşitli toplu mezarlardan toplanan kalıntıları Srebrenitsa'da çoğu kadın olan akrabalarının katıldığı törende, aileleri ve yakınları, yeşil örtüyle kaplanmış tabutların yanında diz çökerek dua etti.

Resim


Srebrenitsa kurbanlarının üçte birinden fazlasının hâlâ kayıp olduğu bildirilirken, bu kişilerin kemiklerinin hâlâ bulunamamış toplu mezarlarda olduğu yahut da çantalar ve kutular içinde laboratuvarlarda kimlik tespiti için bekletildiği bildiriliyor.
11 Temmuz 1995'te Srebrenitsa'yı koruyan Hollandalı BM askerlerinin Bosnalı Sırpların kasabayı ele geçirmesine göz yummasının ardından bir hafta süren katliamda, kasabadaki yetişkin erkek ve erkek çocuklar öldürülmüştü.

Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Srebrenitsa Katliamı 13. yılında

Bosnalı Sırplar tarafından 1995 yılında şehid edilen 8 bin Bosnalı Müslüman erkeğin çeşitli toplu mezarlardan toplanan kalıntıları Srebrenitsa'da çoğu kadın olan akrabalarının katıldığı törende, aileleri ve yakınları, yeşil örtüyle kaplanmış tabutların yanında diz çökerek dua etti.

11 Temmuz 1995'te Srebrenitsa'yı koruyan Hollandalı BM askerlerinin Bosnalı Sırpların kasabayı ele geçirmesine göz yummasının ardından bir hafta süren katliamda, kasabadaki yetişkin erkek ve erkek çocuklar öldürülmüştü.




Burağım duyarlılığına teşekür ederim.
Tarihler boyu Müslüman kardeşlerimiz çok acılar çektiler, ve çekmekteler!

RESULALLAH sav Efendimizin şifalı ŞEFAATı hörmetine
ALLAH cc'umuzdan onlara RAHMET diliyoruz.
En son nur-ye tarafından 13 Tem 2008, 12:34 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
derunilale
Saygın Üye
Saygın Üye
Mesajlar: 268
Kayıt: 27 Tem 2007, 02:00

Mesaj gönderen derunilale »

Duyarlılığınız için Allah cc razı olsun dosdMuhammedîler.. maalesef bu yaşanan vahşetler ne ilk ne de son..şu an da hala devam etmekte.. Filistinliler hala kan kusmakta israil vahşetinden, Iraklılar hala kan kusmakta amerikan emperyalizminden, Doğu Türkistan'da yaşayan Müslüman Türkler hala Kızıl Çin rejiminin zulmü altında (vs!!)...Haçlı zihniyeti sürekli CANLI ve faaliyette..bütün bunlar olurken de satılık medyamız piyasaya eğlence sürme, uyutma politikaları gütme derdinde..gençliğin yaşantısı cinselliğe indirgenmede vs..Bu, Kuranı azimüşşandan uzak yaşatma savaşında, Resulullah sav yüreğinde cem olarak İSLAM ı diriltmemiz ihya etmemiz duasıyla..Rabbülalemin yâr ve yardımcımız olsun.

ve önceden kaydetmiş oduğum bir yazı:


MAZLUM MÜSLÜMANLARIN ÇARESİZ ÇIĞLIKLARI

Ah nefsim, ahh!

Rahata ne kadar çok alıştın, değil mi? Öylesine keyif adamı oldun ki
sorma gitsin. Ama iyi bil ki, bu pek hayra alâmet değil. Bu rahatlık, bu
rehavet sana diğer Müslüman kardeşlerini unutturmasın. Sen öylesin diye
herkesi rahat ve keyfi yerinde zannetme… Bak Yahudi ve Hıristiyanlar,
ortadoğudaki Müslüman kardeşlerine âdeta kan kusturuyor. Filistin
topyekûn ateşe verilmiş, Irak alevlerle kuşatılmış, Müslüman halkların
yaşadığı bu beldeler olmuş can pazarı… Savaş(!) bahanesiyle orada
binlerce masum sivil öldürülüyor. Halk, evlerinde bombalanıyor. Cani
coniler bombalanan bir camiye giriyor ve içerideki yaralı cemaate kurşun
yağdırıyor. Mutfakta yemek pişirirken kurşuna dizilen Felluceli bacımızın
da, camide namaz kılarken şehit edilen mü'min kardeşimizin de hataları
galiba Müslüman olmak...

Ey nefsim! Bu haberler seni ne kadar rahatsız ediyor, hiç üzülüp,
kahroluyor musun? Müslüman kardeşlerinin o perişan hâli karşısında,
duadan başka hiçbir şey yapamamanın verdiği derin ıstırapla
gözyaşlarına boğuluyor musun? Yoksa bu haberler keyfini kaçırdığı için
bunun yerine magazin haberleri diye sunulan zırvaları ya da gelin–
kaynana gibi lüzumsuz programları
seyrediyor ve "Acaba ne olacak, kim kazanacak?" diye bunu mu merak
ediyorsun? Ey zalim nefsim! Halbuki "Müslüman kardeşlerimin durumu ne
olacak, bu savaşı kim kazanacak?" diye dertlenmen, Filistin'de, Irak'ta ve
dünyanın neresinde olursa olsun mazlum Müslümanların zaferi için dua
etmen gerekmez mi?

Ey nefsim!

Bu arada sana yılbaşı ve Noel yortusuyla alâkalı olarak da bir çift lâfım
olacak. Orta Doğu'yu kana bulayan, oradaki mazlum Müslümanların
çaresiz çığlıklarının yükselmesine sebep olan, Irak'ta binbir çeşit vahşete
ve işkencelere imza atan, insanlıktan yoksun caniler sürüsünün bayramı
olan Noel yortusunu kutlamaman gerektiğini iyice anladın mı? Zira onlar
Müslüman kardeşlerine ülkelerini zindan ederken, sen onlarla aynı
gecede dans edip, hindi kızartması yiyerek, içki içip nara atarak, Noel
kutlamanın ne büyük bir ihanet olduğunu umarım idrak edersin.
Ayrıca, Ebû Garip cezaevinde yapılan, insanın kanını donduracak
işkenceleri, camilerde kurşunlananları, otobüsler taranarak öldürülen
çocuk ve kadınları, ucuna Haç asılı tanklardan çıkan mermilere hedef olan
Müslümanları ve daha nicelerini gördükten sonra, hâlâ onların sana dost
olabileceğini düşünebiliyor musun?

Ey gafil nefsim!

Ramazan ayında gördüğün papazlı, hahamlı iftar sofralarında esen
hoşgörü–diyalog rüzgârları sakın seni aldatmasın! Zira aynı gün ve
gecelerde Felluce'de Haçlı sürüleri, grup grup camilere dağılarak katliam
yaptılar. O mübarek günlerde bir camide yaralı, çaresiz ve savunmasız
şekilde yerde yatan bir Müslümanın beynine kurşun sıkıldığını sen de
gördün, dünya da gördü! Aman ya Rabbi! Bu nasıl bir nefret, bu nasıl bir
kin böyle!… Hani nerede hoşgörü?! Ey nefsim, gözünü iyi aç ve gör ki,;
Hıristiyan ve Yahudilerin Türkiye'deki yüzü, Müslümanlarla iftar
sofralarında şen şakrak tavırlarla göz boyarken, Filistin ve Iraktaki yüzü,
Müslümanlara kan kusturuyor. Diyaloga sıkılan bunca kurşundan sonra,
hâlâ "Hoşgörü ve diyalog" nutuklarına kanacaksan, sana yazıklar olsun ey nefsim!

Ey nefsim!

Dün küçüktün, bugünse yetişkin bir hâle geldin. Bak bir sene daha geçti,
yaşlanıyorsun, farkında mısın? Ben sana Resûlullah'ın tavsiyesini
hatırlatayım: "İhtiyarlamadan önce gençliğin, hasta olmadan önce
sıhhatin, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin, fakirlik gelmeden önce
zenginliğin ve ölmeden önce hayatın kıymetini bil!"
Ecel her geçen gün yaklaşıyor, ansızın ve hiç ummadığın bir zamanda
gelebilir. Öldüğün an ya cennettesin ya da cehennemde… Şu an
bulunduğun binanın kapısından çıksan, binlerce adrese gidebilirsin; ama
bu dünyanın kapısından çıktığında gideceğin sadece iki adres var. Bu
adres ya cennet olacak ya da cehennem… Daha açıkçası, ya yukarıda
saydığımız zulümlere imza atan, Orta Doğu'yu kana bulayan Yahudi ve
Hıristiyanlarla beraber cehennemde yanacaksın ya da Allah'ın dostları ve
salih kullarıyla cennette ebedî bir zevk ve sefa âlemine dalacaksın!

Rabbim hepimizi nefsimizin şerrinden muhafaza buyurup, cennetini ihsan
eylesin!

Fî emanillah!Amin amin amin...


Mustafa Özşimşekler
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/kjkjkjkop4.jpg[/img]
Cevapla

“Basın ve Güncel haberler” sayfasına dön