ELİFçe ESti
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12885
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
ELİFçe ESti
EL-de DEĞ-il
EL-iF-çe Esti…
KÖRdüM.. KÖRdüM..
KÖR-de GÖRdüM..
ÇİLE ÇÖLÜNde ÖMRümü
ÖZüMün ÖZ-üyle ÖRDüM!..
ZEVK 4557
Bak! Yine AĞlatınn “ben” i!.. "ASL-ı KEREM" le BURDA-ydı!..
SER u SER-i-SîN HâLiM-ce!.. SıFıR ISS-lığın SûR-daydı!..
TUZlu AT-EŞ KâR Eylemez!.. BUZlu AT-EŞ ÇOCuK İŞ-i!..
ÖZ-ün gÖZ-lüĞü GÖNlümde!.. RaBBıM ÜRY-ÂN-dı TûR-daydı!..
14.07.11 15:19
Ören-shllr-scddyüzüstü-milas-muğla..
Bir zamanlar Ey HÂLiMce!
Karıncalara Kartal iken ben;
Karlı dağ da değil, SıRR Sahillerde..
En üstt yerde Makam-Mevkiideyken..
Ama, Ancak, Velâkin, N.. ki??..
Siirtli kaddesallahu sırrahunun etrafında; Tarafında, Tayfında, Tavafında ve de TI-sîNde…
DELiler vardı ki;
Sabahaddin- Siirtlimce Sabah-Halkça SABOŞ!
Kirli Deli Nuri.. ve Yılmaz ki ne Yılmaz ve de7 ler!.. vs.. vs..
Bir de KÖR-GÖRler!..
7 körler.. Âdiller, Ekremler, Hayreddinler.. Ve Saîdler ve 7 ler..
Saîd, benim dairemde DSİ-de santralda çalışırdı..
Sohbette gördüğümde SESimden tanıdı: “Abeyy SİZsiniz!” dedi…
“Nerdennn?” dedim!.. Cevabı Siirt’lim kaddesallahu sırrahu verdi: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den!”
“Pakistan’da körler için hazırlanmış bir Kur'ân-ı Kerim proğramı varmış!” dedi.. BULdum ve VERdim!..
Her öğle ta’tilinde BULuşurduk!..
Ben okudukça o, EL parmaklarıyla kabartmayı takib eder ve SORUlar SOR-ardı “Neden ÇEKti, Neden SUStu!..”
O zamanlar DSİ mescidinde 17 Baş Mühendis vardı.
Bendeniz: “Saîd’den utanın eğer, EL-leri olmasa ayağıyla “OKU!” yacak Kur'ân-ı Kerim’i!” DERdim okumayanlara!
“Ağa-BEY! Sen odandan çıkınca, içime “ALARM” verilmekte ve kapıya KOŞmaktayım!” DERdi SAÎD!.. SAÎD canımdı, BEKklerdi beni!..
Kolkola GİRer-ÇIKardık DAİREden ihtişamla Müdürü ve İşçisi her CUMÂ CEM'ine!..
Çokları, çok görür: “Neden bir İŞÇİ ile kolkola en ÜSTün GİDişi!” DERlerdi..,
AMA Ve BİLmezlerdi ki:
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Kim bir âmânın elinden tutar ve onun kırk adım götürürse ona cennet VâciB Olur!” buyurmaktaydı.
(Câmiu's- Sagir, Taberanî, Ebu Ya’la, Ebu Nuaym)
Sonrasında ben ÇİLE ÇARMIHI-na GERildim!..
“Saîd hasta! Seni SORmakta !” DEdiler DUYdum!.. ARAdım!..
“HastaHÂnedyim AĞA-BEYim!” dedi, AK ÇİĞ-ER KAN-sERiydi..
“Yakîn-de ÇIK-arım inşae ALLAH!” sözü yarım kaldı ve çok gençken HAKK’a yürüdü GİTti bu Esfel-i SÂFİLînden, BEN-i Bırakarak!..
ERDında 3 ve 5 YAŞında Yavruları ve kendisi gibi MUNÎS-KÖR EŞİ kaldı..
Bir kere görmüştüm Eşini..
Konuşurken tanıdı: “Nerden tanıdınız?” dedim.
“AŞK OLsun!.. GÖBEK BAĞından, insan AĞA-BEY-isini tanımaz mı?” demiŞdi..
Bir daha GÖRemedim!..
İÇimde o kadar CAM kırıkları varki HÂLİM-ce..
En ACIsı, DOST CAM kırıkları.. İnce İnce ve DErince!..
sÖZ-e N Hacet!..
MuhaMMedî MuHABBet!...
Hâl İÇinde HÂL-iMce…
Nasıl??? İnCe İN-cE..
YeR-li YER-ince.. YER-i GELince, HaYY DOST!…
RuH-un ŞâD OLsun ZâHid cÂN!..
GönlüMdeki GEL-İN' SultÂN!..