Zühd ü takvâ→Aşk ü Cezbe→Sıdk ü Huşû’→Havf ü Recâ zevkleri
Gönderilme zamanı: 01 Ara 2012, 21:51
ZEVK 1539
AŞKa DÜŞen→AŞKta PİŞ-ER →Aldırılmaz Feryâdına!
Ahmağın Canı → tatlıdır → Bakamaz → AŞKın tadına!
Zühd ü takvâ → Aşk ü Cezbe → Sıdk ü Huşû’ → Havf ü Recâ!
Güvercin Gönlünde TEVHİD → Muhammed SIDDIK adına!..
03.08.1999 13:59
Lârâ shllri..
HEP KORKANLAR - HİÇ KORKUSU OLMAYANLAR!
Allahı bir AN bile unutmamak için ne yapmalıyız?..
Bu Sırr Sorusu için;
Benden Söz Gayreti
Pîrden kaddassallahu sırruhu Sohbet Himmeti
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den Zevk Şefâatı
ALLAH celle celâluhu dan Hazz Hidâyeti dilerim
Derunî Matematikte;
"Sıfır", yok demek değil Hiç olmayandır ve aslında târifsizdir Fenâfillah
"Sonsuz", çok demek değil Hep olandır ve aslında târifsizdir Bekâbillah
İkisi arasında "Bir" demek Tek olandır ve aslında tek târiflidir... Tevhidullah...
Tek sayı 1 dir.. Vahdettir.. ÖZ İÇ - ENFÜS ündeki..
Diğerleri rakamlardır. 2 dediğimiz içinde iki adet 1 olan bir Kaptır. 1000 de öyle Kesrettir .. YÜZ DIŞ ÂFÂK ındaki
Beden Testisine ilk kez üfürülen EL HAYY celle celâluhu esmâsı zuhuru diriden diriye makas yemeden canlar cenginde Cihan içinde aktarılıp gitmekte
Elest Meclisi her NEFS in ilk defa sahneye çıktığı, Rububuyiyyet Tevhidini hepsinin kabul edip kendi kendilerine şâhid olup taahhüd ettikleri antlaşmadır.
وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
--- ''Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn: Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şâhid tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (onlar da), evet (buna) şâhid olduk, dediler. ''
(Araf 7/172)
O meşhur Elest Bezminde Rububiyyet Tevhidine şâhid olup Rabbimizi bildik diye SÖZ vermişiz;
وَمَا لَكُمْ لَا تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالرَّسُولُ يَدْعُوكُمْ لِتُؤْمِنُوا بِرَبِّكُمْ وَقَدْ أَخَذَ مِيثَاقَكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
--- ''Ve mâ lekum lâ tu’minûne billâh(billâhi), ver resûlu yed’ûkum li tû’minû bi rabbikum ve kad e haze mîsâkakum in kuntum mu’minîn: Peyygamber sizi RABBinize imân etmeye çağırıp durduğu hâlde niçin ALLAHa inanmıyorsunuz (imân etmiyorsunuz) ? Hâlbuki O, sizden kesin söz de almıştı (Elest Bezminde)... Eğer gerçek müminler olacaksanız. ''
(Hadid 57/8)
Ve bu âlemde Azametullah ve Kudretullahın sergilendiği kulluk imtihanı sahnesinde Uluhiyyet Tevhidine şâhid olmaya, ALLAHımızı BİLmeye geldik..
Her türlü maddî-mânevî imkanlarla donatılmış olarak..
Tek gerçek Şehâdetullahımızdır.
Geldim, gördüm, BİLdim, BULdum, OLdum YAŞAdım ve şehâdetimi Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem'in şehâdetine kattım! diyebilmektir işimiz..
Zâten her şey ve her husus bunun için var olmuş, olmakta ve olacaktır
Sorası mâlüm.. Mahşer cemi.. Hesap demi.. ve kulluğun karşılığı..
Her ÂN ALLAH celle celâluhudan korkmak?..
Soru bu?
Her ÂN huzurda olana Hızır hazırdır..
Ancak açmak da lâzım ve lâyık
Mükerrem olarak yaratılan her insan bu âlemde kendi tercihi ile her türlü olmakta..
Tercih açık; Ya Hak ve Hayr, ya da Bâtıl ve Şerr..
En üstün olanımızı ise ALLAH celle celâluhu ilan etmiş:
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن ذَكَرٍ وَأُنثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ
---
''Yâ eyyuhen nâsu innâ halaknâkum min zekerin ve unsâ ve cealnâkum şuûben ve kabâile li teârefû, inne ekremekum indallâhi etkâkum, innallâhe alîmun habîr(habîrun):
Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır. ''
(Hucurât 49/13)
Demek ki en keremlimiz, Celâl'inden ikram eden Zü'l-Celâli vel- İkram olan ALLAH'tan en çok korkanımız imiş..
Takva kelimesi te, kaf ve vav harflerinden oluşur.
Erence dilin bileneler bilir ki gözüken Kahhariyet içinde yaşarken;
Canlı-cansız tüm resimlerin tek, eşsiz, denksiz, zıtsız Zât celle celâluhu olan Ressamına- sistemin Ustasına saygı duymak, kadrini ve kıymetini bilmek sistemi içinde protez diş gibi değil de diri diş gibi yaşarken şâhidi olmak
İlâhî İlmi MuhaMMedî Edeble buyuran Aziz Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz bunun için:
--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : ''Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu : kim ki nefsini bildi kesinlikle Rabbini de bildi.'' buyurmuştur. (Aclunî, Keşfül-Hâfâ II/343 (2532)
Kendini bilebilmek için bunca çabalar
Ve Hak Erenler hizmetçiliği..
Kişiyi kiralık veya satlık kimlik ve kişilik yaftalarından kurtarıp ezelden ebede MuhaMMedî, Kurânî ve Rabbânî kendiliğinde olduğu şuûruna kavuşturma hasbî hizmeti..
Gerçek Erenler Yolunda yasa:
Kendini bilmeyene anasının sütü haram
Kendini bilene babasının kanı helâldir..
Yine Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem:
--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Mutî kable en temûtu!... : Ölmeden önce ölünüz!...
(Keşfül-Hâfâ II 291 hadis 2669)
Kim ki kendini bilir de cehâlette ölürse,
Kim ki Rabbini bilir de Kemâlâtta dirilirse işte onlar her an, her yer ve her hâlde ALLAHu zü'l- Celâlden korkarlar Elif özeli ve güzeli kardeşim..
Ve onlar için ALLAHu zü'l- Celâl:
أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
--- Bilesiniz ki, Allahın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de.
Buyurmakta.. (Yunus 10/62)
İşte bu Hep korkan ve Hiç korkmayanları anlatırken Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem:
--- Ömer İbn Hattab (radiyallahu anhu)dan, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
ALLAHın öyle kulları vardır ki onlar ne peygamberdir ne de şehîddirler. Ancak, ALLAH katındaki derecelerinin yüksekliğinden dolayı kıyâmet gününde peygamberler ve şehîdler onlara imrenirler. buyurunca Ashab:
Yâ Resûlullah! Onların kim olduklarını bize bildir! dediler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
Onlar aralarında ne neseb ne de maddî bir bağ olmamasına rağmen birbirlerini ALLAH için sevenlerdir. ALLAHa yemin olsun ki onların yüzleri nurludur ve onlar nur üzeredirler. İnsanların korktuğu zaman onlar korkmazlar, insanların üzüldüğü zaman onlar üzülmezler.
buyurmuştur. (Ebu Dâvud, Büyû 76/3527)
MuhaMMedi Muhabbeti kaynağından duyduk uyalım İnşâe ALLAH..
--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): ALLAHın kullarından birtakım insanlar vardır ki enbiyâ değiller, şehîdler de değiller amma kıyâmet gününde ALLAH katındaki makamlarından dolayı onlara nebîler ve şehîdler, imrenerek bakacaklardır. buyurunca ashab:
Bunlar kimler? ve ne gibi hayırlı ameller yapmışlardır? Bize bildir de biz de onlara sevgi ve yakınlık gösterelim yâ Resûlallah? dediler. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
Bunlar bir kavimdirler ki, aralarında ne akrabalık ne ticaret ve ne de iş ilişkisi olmaksızın ALLAH ruhu ile ALLAHta sevişirler. Vallahi yüzleri bir nur ve kendileri de nurdan birer minber üzerindedirler. İnsanlar korktukları zaman bunlar korkmazlar, insanlar mahzun oldukları zaman bunlar hüzünlenmezler buyurdu ve: Bilesiniz ki, ALLAHın dosdlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de.
(Yûnus 10/62) âyetini okudu (Hâkîm,El Müstedrek IV-170)
ALLAHu zü'l- Celâle hamd olsun!
Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLm'e salât-u selâm olsun!
gÖNlümüz ve ÖMRümüz NûR-u MîM dOLsun!
AŞKa DÜŞen→AŞKta PİŞ-ER →Aldırılmaz Feryâdına!
Ahmağın Canı → tatlıdır → Bakamaz → AŞKın tadına!
Zühd ü takvâ → Aşk ü Cezbe → Sıdk ü Huşû’ → Havf ü Recâ!
Güvercin Gönlünde TEVHİD → Muhammed SIDDIK adına!..
03.08.1999 13:59
Lârâ shllri..
HEP KORKANLAR - HİÇ KORKUSU OLMAYANLAR!
Allahı bir AN bile unutmamak için ne yapmalıyız?..
Bu Sırr Sorusu için;
Benden Söz Gayreti
Pîrden kaddassallahu sırruhu Sohbet Himmeti
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den Zevk Şefâatı
ALLAH celle celâluhu dan Hazz Hidâyeti dilerim
Derunî Matematikte;
"Sıfır", yok demek değil Hiç olmayandır ve aslında târifsizdir Fenâfillah
"Sonsuz", çok demek değil Hep olandır ve aslında târifsizdir Bekâbillah
İkisi arasında "Bir" demek Tek olandır ve aslında tek târiflidir... Tevhidullah...
Tek sayı 1 dir.. Vahdettir.. ÖZ İÇ - ENFÜS ündeki..
Diğerleri rakamlardır. 2 dediğimiz içinde iki adet 1 olan bir Kaptır. 1000 de öyle Kesrettir .. YÜZ DIŞ ÂFÂK ındaki
Beden Testisine ilk kez üfürülen EL HAYY celle celâluhu esmâsı zuhuru diriden diriye makas yemeden canlar cenginde Cihan içinde aktarılıp gitmekte
Elest Meclisi her NEFS in ilk defa sahneye çıktığı, Rububuyiyyet Tevhidini hepsinin kabul edip kendi kendilerine şâhid olup taahhüd ettikleri antlaşmadır.
وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
--- ''Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn: Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Âdemoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şâhid tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (onlar da), evet (buna) şâhid olduk, dediler. ''
(Araf 7/172)
O meşhur Elest Bezminde Rububiyyet Tevhidine şâhid olup Rabbimizi bildik diye SÖZ vermişiz;
وَمَا لَكُمْ لَا تُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالرَّسُولُ يَدْعُوكُمْ لِتُؤْمِنُوا بِرَبِّكُمْ وَقَدْ أَخَذَ مِيثَاقَكُمْ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
--- ''Ve mâ lekum lâ tu’minûne billâh(billâhi), ver resûlu yed’ûkum li tû’minû bi rabbikum ve kad e haze mîsâkakum in kuntum mu’minîn: Peyygamber sizi RABBinize imân etmeye çağırıp durduğu hâlde niçin ALLAHa inanmıyorsunuz (imân etmiyorsunuz) ? Hâlbuki O, sizden kesin söz de almıştı (Elest Bezminde)... Eğer gerçek müminler olacaksanız. ''
(Hadid 57/8)
Ve bu âlemde Azametullah ve Kudretullahın sergilendiği kulluk imtihanı sahnesinde Uluhiyyet Tevhidine şâhid olmaya, ALLAHımızı BİLmeye geldik..
Her türlü maddî-mânevî imkanlarla donatılmış olarak..
Tek gerçek Şehâdetullahımızdır.
Geldim, gördüm, BİLdim, BULdum, OLdum YAŞAdım ve şehâdetimi Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem'in şehâdetine kattım! diyebilmektir işimiz..
Zâten her şey ve her husus bunun için var olmuş, olmakta ve olacaktır
Sorası mâlüm.. Mahşer cemi.. Hesap demi.. ve kulluğun karşılığı..
Her ÂN ALLAH celle celâluhudan korkmak?..
Soru bu?
Her ÂN huzurda olana Hızır hazırdır..
Ancak açmak da lâzım ve lâyık
Mükerrem olarak yaratılan her insan bu âlemde kendi tercihi ile her türlü olmakta..
Tercih açık; Ya Hak ve Hayr, ya da Bâtıl ve Şerr..
En üstün olanımızı ise ALLAH celle celâluhu ilan etmiş:
يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُم مِّن ذَكَرٍ وَأُنثَى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا وَقَبَائِلَ لِتَعَارَفُوا إِنَّ أَكْرَمَكُمْ عِندَ اللَّهِ أَتْقَاكُمْ إِنَّ اللَّهَ عَلِيمٌ خَبِيرٌ
---
''Yâ eyyuhen nâsu innâ halaknâkum min zekerin ve unsâ ve cealnâkum şuûben ve kabâile li teârefû, inne ekremekum indallâhi etkâkum, innallâhe alîmun habîr(habîrun):
Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır. ''
(Hucurât 49/13)
Demek ki en keremlimiz, Celâl'inden ikram eden Zü'l-Celâli vel- İkram olan ALLAH'tan en çok korkanımız imiş..
Takva kelimesi te, kaf ve vav harflerinden oluşur.
Erence dilin bileneler bilir ki gözüken Kahhariyet içinde yaşarken;
Canlı-cansız tüm resimlerin tek, eşsiz, denksiz, zıtsız Zât celle celâluhu olan Ressamına- sistemin Ustasına saygı duymak, kadrini ve kıymetini bilmek sistemi içinde protez diş gibi değil de diri diş gibi yaşarken şâhidi olmak
İlâhî İlmi MuhaMMedî Edeble buyuran Aziz Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem Efendimiz bunun için:
--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : ''Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu : kim ki nefsini bildi kesinlikle Rabbini de bildi.'' buyurmuştur. (Aclunî, Keşfül-Hâfâ II/343 (2532)
Kendini bilebilmek için bunca çabalar
Ve Hak Erenler hizmetçiliği..
Kişiyi kiralık veya satlık kimlik ve kişilik yaftalarından kurtarıp ezelden ebede MuhaMMedî, Kurânî ve Rabbânî kendiliğinde olduğu şuûruna kavuşturma hasbî hizmeti..
Gerçek Erenler Yolunda yasa:
Kendini bilmeyene anasının sütü haram
Kendini bilene babasının kanı helâldir..
Yine Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem:
--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : Mutî kable en temûtu!... : Ölmeden önce ölünüz!...
(Keşfül-Hâfâ II 291 hadis 2669)
Kim ki kendini bilir de cehâlette ölürse,
Kim ki Rabbini bilir de Kemâlâtta dirilirse işte onlar her an, her yer ve her hâlde ALLAHu zü'l- Celâlden korkarlar Elif özeli ve güzeli kardeşim..
Ve onlar için ALLAHu zü'l- Celâl:
أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
--- Bilesiniz ki, Allahın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de.
Buyurmakta.. (Yunus 10/62)
İşte bu Hep korkan ve Hiç korkmayanları anlatırken Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLem:
--- Ömer İbn Hattab (radiyallahu anhu)dan, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
ALLAHın öyle kulları vardır ki onlar ne peygamberdir ne de şehîddirler. Ancak, ALLAH katındaki derecelerinin yüksekliğinden dolayı kıyâmet gününde peygamberler ve şehîdler onlara imrenirler. buyurunca Ashab:
Yâ Resûlullah! Onların kim olduklarını bize bildir! dediler. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
Onlar aralarında ne neseb ne de maddî bir bağ olmamasına rağmen birbirlerini ALLAH için sevenlerdir. ALLAHa yemin olsun ki onların yüzleri nurludur ve onlar nur üzeredirler. İnsanların korktuğu zaman onlar korkmazlar, insanların üzüldüğü zaman onlar üzülmezler.
buyurmuştur. (Ebu Dâvud, Büyû 76/3527)
MuhaMMedi Muhabbeti kaynağından duyduk uyalım İnşâe ALLAH..
--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): ALLAHın kullarından birtakım insanlar vardır ki enbiyâ değiller, şehîdler de değiller amma kıyâmet gününde ALLAH katındaki makamlarından dolayı onlara nebîler ve şehîdler, imrenerek bakacaklardır. buyurunca ashab:
Bunlar kimler? ve ne gibi hayırlı ameller yapmışlardır? Bize bildir de biz de onlara sevgi ve yakınlık gösterelim yâ Resûlallah? dediler. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
Bunlar bir kavimdirler ki, aralarında ne akrabalık ne ticaret ve ne de iş ilişkisi olmaksızın ALLAH ruhu ile ALLAHta sevişirler. Vallahi yüzleri bir nur ve kendileri de nurdan birer minber üzerindedirler. İnsanlar korktukları zaman bunlar korkmazlar, insanlar mahzun oldukları zaman bunlar hüzünlenmezler buyurdu ve: Bilesiniz ki, ALLAHın dosdlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de.
(Yûnus 10/62) âyetini okudu (Hâkîm,El Müstedrek IV-170)
ALLAHu zü'l- Celâle hamd olsun!
Resûlullah SALLallahu aleyhi ve SELLm'e salât-u selâm olsun!
gÖNlümüz ve ÖMRümüz NûR-u MîM dOLsun!