bir “KUM TÂNESİ” nden...

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

bir “KUM TÂNESİ” nden...

Mesaj gönderen Gul »

İşte bir KUM TÂNESİ nden, TAŞ ya da İNCi Mae-SALLı ya da Mae-DALLı
Resim

Elhamdülillahi Rabbil âlemin Yâ Rabbul âlemin.

Sübhâne Rabbiyel- aliyyil alel vehhâb!


37. SALÂVÂT-I ŞERÎFE

Gavsu'l-Azam Abdülkadîr Geylânî (kaddasallahu sırrehu)'nun salâvâtı:

Resim
http://www.muhammedinur.com/forum/viewt ... 158&t=3141

TÜRKÇESİ: Allâhümme salli ve sellim ve bârik alâ behcetil kemâli Resim Ve tâcil celâli ve behâil cemâli Resim Ve Şemsil visâli Resim Ve ubukil vucûdi Resim Ve hayâti küllü mevcûdin Resim İzzi celâli saltanâtike Resim Ve celâli izzi memleketike Resim Ve meliki sun'i kudretike Resim Ve tirâzi safvetissafveti min ehli safvetike Resim Ve hulâsatil hâssâti min ehli kurbike sirrullahil a'zami ResimVe Habibullahil ekremi Resim Ve Halilullahil mükerremi Resim Seyyidunâ ve Mevlânâ Muhammedun sallallahu Tealâ aleyhi ve sellemResim

MÂNÂSI: Güzel ALLAH'ım! Kemâl behçeti (kemâlâtın yüz akı, cem' in hak oluş sevinci, hayrın şe'en şirinliği), celâl tacı (celâl tecellîsinin câmi' tacı), cemâl behâsı (cemâl tecellîsinin övünç ve bilelik kaynağı), visâl şemsi (ulaşımın kavuşum güneşi), el vücûdun ubuki (VAR (celle celâlehu)'nun, mevcûdu var kıldığı müştak merkez, gerçek vücûdun varlık kokusunu neşredip duran Muhammedî mevcûd) ve küllü mevcûdların hayat kaynağı (iyelik iksiri), Subhanî saltanatıyın celâl izzeti (değeri, kıymeti, şerefi, hürmeti), Mâsivâ (ALLAH'tan başkası) Memleketiyin celâl izzeti (celâl tecellîyin tek tecellî odağı), sonsuz kudretini sergileyip icrâ' eyleyişine ilk sahib olan (Muhammedî Melik), Senin saffet (en halis, en hayırlı, en saf ve en iyi) ehlinden saflarıyın saflık (mâsivâdan arınmış, duru, saf, sırf, hak ve hayr üzere oluş) tırazı (arınmışlıkda en akdesi, aşk nakışı); EL AZÎM ALLAH (celle celâlehu) sırrında Sana yakın ehliyin (olanlardan) seçkinleriyin hülâsâsı (özünün özü, zuhûrat zübdesi), ALLAH (celle celâlehu)'nun Kerîm Habibi (Sır Sevgilisi, Habbe Habibi), ALLAH (celle celâlehu)'nun Mükerrem Halili (ikrâma, hürmete, ta'zime ermiş ve saygı değer dosdu) Efendimiz ve Sahibimiz Muhammed (salallahu aleyhi ve sellem)'e salât-ü-selâm eyle! (teslimiyet ve istikamet ulaşım arzumuza izin, inâyet ve hidâyet eyle! Şefâatını şifâmız et!)


ALLAH celle celâluhu Ümmet-i MuhaMMed kadınlarımızı Kur'ân-ı Kerim Hakkına-Şerefine korusun inşe ALLAH!..

ÂMİN YÂ MUÎN CeLLe CeLâLuHu


Resim

Ayırmak; Taşı, Pirinci
Bir Bilmez İnsan Bilinci..
Kâmil KALbinde Doğ Âşık
Meryem-in İSÂ-sı İNCİ…”
Aleyhumu’s- Selâmmm…


Resim

ZEVK 4650

SıRR SeDeF-in SîNeSîNe, SıRRlanan Bir KuM Tanesi
KâMiLin SıRRın SIVAnır
, DüRR-i Yekta DüRR Dânesi
TaŞ ya da İNCi OL
-mayı.. Tercih eden İNS-ÂN NEFSi
SeDeFini DELmek!” ise Resim Gâbirînler Efsânesi!..


24.10.11 19:15
trstkk..brs..


Gabere: Gitmek ya da Kalmakta serbest olup kalmayı seçmek.
Gabire: Yaranın çok azgınlaşması.
Gabbere: Bir şeyi toza bulamak.
Gubâru: toz.
“SeDeFini DELmek!”: Doğduğu Kâmilin Kalbini delmek, Verdiği EDEB Terbiyesini çıkarıp atarak gaflet, cehâlet, dalalet ve ihanet batağına geri dönmek.. kalleşlik etmek..
Gâbirîn: Geridönen, cehalette kalan, helak olan..
Kur'ân-ı Kerimimizde Lût aleyhi's-selâmın karısından bahsederek 7 yerde geçmekte..
Hiçbir kadın bu şekilde 7 yönlü yerilmemiştir Kur'ân-ı Kerimde..


فَأَنجَيْنَاهُ وَأَهْلَهُ إِلاَّ امْرَأَتَهُ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ
Resim---“Fe enceynâhu ve ehlehû illemreetehu kânet minel gâbirîn(gâbirîne) : Bunun üzerine biz, karısı dışında onu (Lût'u ) ve ailesini kurtardık; o (karısı) ise (helake uğrayanlar arasında) geride kalanlardandı.”
(A'RAF 7/83)

إِلاَّ امْرَأَتَهُ قَدَّرْنَا إِنَّهَا لَمِنَ الْغَابِرِينَ
Resim---“İllemre’etehu kaddernâ innehâ le minel gâbirîn(gâbirîne) : (Fakat Lût'un) karısı müstesna; biz onun geri kalanlardan olmasını takdir ettik.”
(HİCR 15/60)

إِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِرِينَ
Resim---“İllâ acûzen fîl gâbirîn(gâbirîne) : Ancak bir kocakarı (Lût’un Karısı) müstesna. O, geride kalanlardan (oldu).”
(ŞUARA 26/171)

فَأَنجَيْنَاهُ وَأَهْلَهُ إِلَّا امْرَأَتَهُ قَدَّرْنَاهَا مِنَ الْغَابِرِينَ
Resim---“Fe enceynâhu ve ehlehû illemreetehu kaddernâhâ minel gâbirîn(gâbirîne) : Biz de, onu (Lût'u ) ve ailesini kurtardık, yalnızca karısı hariç; onu geride (azab içinde kalanlar arasında) takdir ettik.”
(NEML 27/57)

قَالَ إِنَّ فِيهَا لُوطًا قَالُوا نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَن فِيهَا لَنُنَجِّيَنَّهُ وَأَهْلَهُ إِلَّا امْرَأَتَهُ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ
Resim---“Kâle inne fîhâ lûtâ(lûten), kâlû nahnu a’lemu bi men fîhâ le nunecciyennehu ve ehlehû illemreetehu kânet minel gâbirîn(gâbirîne) : (İbrahim) dedi ki: Ama orada Lût var! Şöyle cevap verdiler: Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna; o, (azapta) kalacaklar arasındadır.”
(ANKEBÛT 29/32)

وَلَمَّا أَن جَاءتْ رُسُلُنَا لُوطًا سِيءَ بِهِمْ وَضَاقَ بِهِمْ ذَرْعًا وَقَالُوا لَا تَخَفْ وَلَا تَحْزَنْ إِنَّا مُنَجُّوكَ وَأَهْلَكَ إِلَّا امْرَأَتَكَ كَانَتْ مِنَ الْغَابِرِينَ
Resim---“Ve lemmâ en câet rusulunâ lûtan sîe bihim ve dâka bihim zer’ân, ve kâlû lâ tehaf ve lâ tahzen, innâ muneccûke ve ehleke illemreeteke kânet minel gâbirîn(gâbirîne) : Elçilerimiz Lût'a gelince, Lût onlar hakkında tasalandı ve (onları korumak için) ne yapacağını bilemedi. Ona: Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de aileni de kurtaracağız. Yalnız, (azapta) kalacaklar arasında bulunan karın müstesna, dediler.”
(ANKEBÛT 29/33)

إِلَّا عَجُوزًا فِي الْغَابِرِينَ
Resim---“İllâ acûzen fîl gâbirîn(gâbirîne) : Geride bırakılanlar arasında bir yaşlı kadın dışında.”
(SÂFFÂT 37/135)

Lût aleyhi's-selâmın karısı ki peygamber olan kocasını İzlemeyip "kurtuluştan uzak olarak geride kalan kimseler" ile-bile kalmayı tercih etmiş ve Azab-ı İlahîye düçar olmuştu.

"Bunun üzerine biz de, Lût ile ailesini ve kedisine bağlı olanlaRI kurtardık, yalnız karısı geride kalıp yere geçenlerden oldu. Onların üzerine bir (azab) yağmuru yağdırdık. İşte bak günahkârların sonu nice olmuştur!" (A'râf, 83-84).

Kemâlatın Kucağında iken Nefsî cehâletine sahib çıkmış;
Kavmince Lût aleyhi's-selâma gelen misafirler de dahil Lutilik ki, erkekler arasındaki cinsi sapıklığa yardımcı olmuştur.
Lût aleyhi's-selâmı Dağlara sürdüklerinde;
2 oğlundan ve bir çok kızından ayrılamadığından Lût aleyhi's-selâmla birlikte Dağa çıkan karısı,
Ne zaman bir erkek misafiri gelse Lût aleyhi's-selâmın,
Ateş yakardı ki, gündüzse dumanından geceyse ışığından anlasınlar sapıklar, erkek misafiri gelmiştir..

Darb-ı Mesel olmuştur Kadın Fitnesi olarak;
Gaflet, Cehâlet, Dalalet ve de İhanetinde Kur'ân-ı Kerimde:

Sedef Yüreğinde kaskatı inat-inkar taşlığını seçişte…


ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا لِّلَّذِينَ كَفَرُوا اِمْرَأَةَ نُوحٍ وَاِمْرَأَةَ لُوطٍ كَانَتَا تَحْتَ عَبْدَيْنِ مِنْ عِبَادِنَا صَالِحَيْنِ فَخَانَتَاهُمَا فَلَمْ يُغْنِيَا عَنْهُمَا مِنَ اللَّهِ شَيْئًا وَقِيلَ ادْخُلَا النَّارَ مَعَ الدَّاخِلِينَ
Resim---“Dareballâhu meselen lillezîne keferûmreete nûhın vemreete lût(lûtın), kânetâ tahte abdeyni min ibâdinâ sâlihayni fe HÂNETÂhumâ fe lem yugniyâ anhumâ minallâhi şey’en ve kîledhulen nâre mead dâhılîn(dâhilîne) : Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lût'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kişinin nikâhları altında iken onlara HAİNlik ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi.”
(Tahrîm 66/10)

NiL Nehrinin sessiz Sularındaki SELEde BULduğu MuS aleyhi's-selâm ın yumruk kadar yüreğinde İNCİ-liğİ seçen ASİYe Annemizse ceheNNem içinde ceNNet KÖŞKü istemekte…

وَضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا لِّلَّذِينَ آمَنُوا اِمْرَأَةَ فِرْعَوْنَ إِذْ قَالَتْ رَبِّ ابْنِ لِي عِندَكَ بَيْتًا فِي الْجَنَّةِ وَنَجِّنِي مِن فِرْعَوْنَ وَعَمَلِهِ وَنَجِّنِي مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Resim---“Ve dareballâhu meselen lillezîne âmenûmreete fir’avn(fir’avne), iz kâlet rabbibni lî indeke beyten fîl cenneti ve neccinî min fir’avne ve amelihî ve neccinî minel kavmiz zâlimîn(zâlimîne) : Allah, inananlara da Firavun'un karısını misal gösterdi. O: Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve onun (kötü) işinden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar! demişti.”
(Tahrîm 66/11)

Tüm Esmâların ki Tüm Mevcudatın ÇIKış Kapısı Rahimiyyet..
Kadın Rahmi.. Ana Karnı.. Fazilet FeRCini korumakta Sadakat ve Tahammül Sultanı ÂLEMlerin TEK-i MeRyeM aleyha's-selâm…


وَمَرْيَمَ ابْنَتَ عِمْرَانَ الَّتِي أَحْصَنَتْ فَرْجَهَا فَنَفَخْنَا فِيهِ مِن رُّوحِنَا وَصَدَّقَتْ بِكَلِمَاتِ رَبِّهَا وَكُتُبِهِ وَكَانَتْ مِنَ الْقَانِتِينَ
Resim---“Ve meryemebnete ımrânelletî ahsanet fercehâ fe nefahnâ fîhi min rûhınâ ve saddekat bi kelimâti rabbihâ ve kutubihî ve kânet minel kânitîn(kânitîne) : İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem'i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi.”
(Tahrîm 66/12)

İşte bir “KUM TÂNESİ” nden, TAŞ ya da İNCi Mae-SALLı ya da Mae-DALLı…
ALLAH celle celâluhu Ümmet-i MuhaMMed kadınlarımızı Kur'ân-ı Kerim Hakkına-Şerefine korusun inşe ALLAH!..


Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: bir “KUM TÂNESİ” nden...

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

DOSTTa DOSTTan DOSTa DOSTla DOSTça DEyiştir ki;

Sönerim MuM gibi -> yine YANar -> TUTUŞurum,
bAZen buz kesilir VARlığım, o zamANsa ÜŞÜrüm,
Yokluğun "YoK!" hayalimde BİLe, hep ben-desin "SEN",
ALIŞkınım "BEN"sizliğe de ben, SEN-sizliğe nasıl ALIŞırım
?..

meftunî
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: bir “KUM TÂNESİ” nden...

Mesaj gönderen der-ya »

bir KUM TÂNESİ nin, bir kum tanesine DUAsı OLmuş,
Yıllar öncesi âMâ ŞİMDİymiş, şimdi DUYunca kalbi yıllar öncesini, sonrası YOKmuş,
şu ÂNda HEPsi YAŞAnmış,
İşte bu sevgi odaklı dua, kum tanesini kum DENİZine kavuşturmuş...
Nasıl mı olmuş...
Dua yol olmuş,
dua Rüzgâr OLmuş, ESmiş doğruların yanına getirmiş kum tanesini

Öncesinde DUYmamazlıktan gelen , DUYunca dua edeni, zerrelere AYRılmış kum tanesi...
BİR zerresi DE kendiSİNE DUA eden, kum taneSİNe karışmış.



Resim
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: bir “KUM TÂNESİ” nden...

Mesaj gönderen kulihvani »


Hiç daMlası
dELi DUY
-gu
Hep DeRyaa
!-
"SU! SU! dur SU!"?!..

YâRin MiNâ-Sîn-da KuRB-ÂN
SuLT
-ÂN-a cÂN BâHâ-sıymıŞ
-l-ÂN dEĞİLmiŞ yaşÂNÂN!..
DaMLa-Resim DeRD DERYâa-sıymıŞ

Resim

ZEVK 4696

SıRR-ı SıFıR SEdeFÎ-niN Resim SESSi OLsaM NefeS-SÎNde!.
GüZeL GÖNLÜne gİZZlenseM.. SEVgiliMin SîN-e-SîN-de
gaVVâslar dALLsa Resim ÇIKarsa
YeDi ReNK NÛruna Resim sALLsa
AŞK TAKısı OL! sa RûHHuMM, GöĞsüNde Resim KuMM DâNe-SîN-de!...


08.11.11.13:51
ayzğ- -stnbll..


gaVVas: Çok gayretli. Çalışkan. Suya dalan. İnci arayan dalgıç.
gaVVasu’l- AzaM: Abdülkadir-i Geylanî kaddesallahu sırrahu Hazretlerinin nâmı. En büyük Gavs. Evliyâullahın büyüğü. Gavs-i Ekber de denir.


DüR-DÂNe: f. İnci tanesi. Mc: Çok güzel ve sevimli olan.

Derbentli DeLi HaSaNN BaBamca Demem o ki;
Midye denilen iki kabuk dudak, tek agızdan ibaret hayvancık koca denizde AVlanırken ağız-boğazına bir ufacık KUM DÂNEsi –ÇİLE ÇEKİRDEĞİ girip de Yüreğine yerleşip da KALınca, cANı yANınca, SîNe SALLgısıyla sarmalarmış ki Canın yakmaya..
Bu ÖZ SUyu öylesine yutarmış ki kucağında KUMcuğu DüRR-i YEKKtâ Eylermiş..
Sine SANNdığında SAKKladığı TeK İNci Avcılara AVV olurmuş CANında..
Kısacası;
Kabuğunun rengarenk GÜZELliği,
İNCisinin TeKeTek ÖZELiği, cAN BâHâsına Bedelmiş,
Güzellerin BOYnunda o günüdür bu gündür SuLTÂNım!..


MiNâ: HaYYıt-ların MeYYit mEZBahası..


Not: Aksaray Ortaokul 2-F de okurken, sabah giderken-akşam dönerken tek odadan ibaret evimizin bulunduğu en UÇ mahalle Nakkaş’a gidip de geri geliken,
Lise sonda okuyan yakınımızda bir bahçeli-villada oturan bir DüRDÂNE Abla vardı, babası hazine avukatıydı..
Türkan Şoray’a benzerdi.. Yolumuz uzun ve sık kavaklıklar arasında tenhaydı.
Beni cANYOLdaşı ederdi gidip-gelirken.
YANına YAKLAŞınca Havva miss gibi kokardı..
Yorulunca otururduk her defasında ve bana hayallerini anlatırdı.
Bazen saçlarımı okşardı ve "kardeşimden ötesin derdi" ki kardeşi yoktu, tekti..
Katıksız kulak kesilirdim anlattıklarına, bekli de ona hayrandımm..
Boynunda hep taşdığı, altın zincirli yaşil taşın ortasında küçücük GÜNEŞ gibi bir İNCİ parlardı..
Kendi ADInın mânâsını bile bilemezdim ve soramazdım da câhiliğimden utanırdım..
Ama bir gün kalkarken: “DÜRDÂNE ne demek?” dedim..
Başımı tuttu göğsüne çekti ve kolyesindeki TEK İNCİ-yi gösterek: “İşte bu demek DüRR DâNeee!.” dedi..
Dürdâne Abla seni çOKK ÖZledimmmm…
Resim
Cevapla

“Kul İhvÂNi SÖZ SOHBETi ZEVKleri” sayfasına dön