1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Gönlüm...

Gönderilme zamanı: 11 Şub 2015, 12:32
gönderen aksiseda
Resim

Ne ister YâR, yanayım mı?
Neden aŞK’ ı verdi GöNLüM?
YâRa olup kanayım mı?
De KiM KiM’i vurdu GöNLüM!

<><><><><><><><><>

SeN’ in SeVDiĞiN BaHaR’ dı,
KıŞ bildiğin hâlde ardı,
Her İŞ’ in BiR VaKTi vardı,
N HaYıR-N ŞeRR’ di GöNLüM!

<><><><><><><><><>

Söyle bu NeY’ in ÇiLE’ si,
YâR SeVeSi-SeViLeSi,
CaN feda derdin böylesi,
Dert CaNaN’ ın derdi GöNLüM.

<><><><><><><><><>

SeN’ i MeKâN eylemişken,
SeVDiĞiNi söylemişken,
O GüL idi SeN’ se DiKeN,
Ta eLeST’ te sordu GöNLüM...

HâLimce...
11.02.2015 - 12:05

Re: Gönlüm...

Gönderilme zamanı: 11 Şub 2015, 12:41
gönderen Hüma-Kuşu
Yüreğinize sağlık...

Re: Gönlüm...

Gönderilme zamanı: 11 Şub 2015, 12:51
gönderen aksiseda
Eyvallah Can... Yüreğin Nur olsun...

Aslında bu şiiri yazmama sebep sizin yürek sızınızdı...
Gönül hikayenizi okudum...
Çok içten, çok BiZ' dendi...
Sızınızı sızım bildim...
Allah' ın HiKMeT'ine bakın ki hissetmiş gibi ilk siz gelip cevap yazdınız şiire...

Rahmetli Neşet Ertaş' ın dediği gibi...
Gönülden gönüle Yâr oy...
Yol gizli gizli...

Gönlümüz BiR' dir CaN...
Muhammedi Muhabbetlerimle...

Hüma-Kuşu yazdı:Resim


EN GÜZEL KADER MASALI...

Kirpiklerimin uçlarından sarkıyordu örümcek ağları... Hani ümmetin bütün yetimleri o yetimler şah'ının yetimleriydiler ya.. sevgililer sevgilisi olan o yetim kalabalıklardan kaçar, o mağaraya sığınırlardı ya.. ''Hira Mağarası''yalnızlığı mıydı benim de yalnızlığım, kaçışlarım kalabalıklardan...?. Bir çok insanın bir câhiliye devri yaşanır ya hayatında, sonra o can alıcı vakit gelip çattığında başlar gelişim ve dönüşüm.

Acı ile tanışıklığım babamı sevgiliye uğurladığım yaşlara denk gelse de; çocuklukta algılanan acı ile dönüm noktasından sonra girdiğin pişme sürecinin acı ''İmtihan''ı hiç aynı olmuyormuş... Kişilerin hayatlarında tecrübe ettikleri; terk edilmeler, terk edişler, sevgisizlikler, kandırılmışlıklar, vefâsızlıklar hep bir fazlasıyla yaşandı benim hayatımda... Hep bir fazlası incindim ve etrafımda gördüklerimden daha fazla parçalandım, dağıldım ben..

Şimdi çok daha iyi anlıyorum. Bir arkadaşımın (yalnızlıktan-kimsesizlikten acıyla kalbim koparken) seneler evvel' "Rabbim kulunu herkesten çok sever. Herkesten çok kıskanır. En çok kendini sevsin ister kulu... Bu yüzden yalnızsın işte!.'' sözünü...!. Evet, kesinlikle Rabbim beni seviyordu. Kaderimi tayin eden O'ydu zirâ... Kendi kanatlarımla, kendi rüzgar-ı iradesiyle uçurdu beni dâima..
Çocukken, orda burda büyürken ya da yetimhane günlerimde öyle olduğunu düşünmesem de, ailesiz olmak en büyük talihimdi şüphesiz, ilerleyen yaşlarda anlayışımla... Beni kendi terbiye ediyordu Rabbim.. Bir ailenin, kullarının terbiyesine bırakmamıştı. Bu terbiye süreci çocukluğumdan itibaren Rabbimin yazdığı hârika bir masaldı.. Çocuklar, hayvanların kuyruğuna teneke bağlayıp sürüklerken, benim içim acır, dayanmazdı. İçini merak edip kaplumbağaların sert kısmını taşla ezerlerken, ben onlarla kavga ederdim yapmayın diye... Çocuklar iki elmadan büyüğünü seçerken, ben büyük olanı karşımdakine verirdim..

Öyle güzel, öyle şahâne bir masaldı ki bu; bir ara içine merhametsiz, kötü kalpli, acımasız karakterler sızmış olsa da, Rabbim onları bir bir ayıklamıştı.. Masaldaki çocuğun kalbi bir hayli hassastı.. İnsanlar onun bu hassasiyetini pek anlamazlardı... Hatta çocuk bir çok zaman; "acaba ben başka bir gezegene mi aitim ki!" derdi:) Kin, haset, bilerek kötülük yapma gibi hasletleri yoktu çocuğun... Ama yaşadığı çevre, toplum, ona zamanla kin'i aşıladı... Ve nefreti... Yıllarca bu duygularla, kabul etmek istemesede mecbur kalarak yaşadı.. İçinde kıyametler koparak, gözyaşlarını içine akıtarak... Hatta isyan etti... Evet evet isyan etti çocuk... ''Sen beni sevmiyor musun Allahım, bu kötü insanlardan neden beni korumuyorsun?.'' diye... İçi alev alev yanarak fark etmediği isyan ateşiyle... Ama asla kimseye kötülüğü ya da intikam almayı düşünmedi.. Bunun âciz insanların işi olduğunu düşündü genç yaşına rağmen.. İçindeki olumsuz duygular aksine huzursuz etti onu... Başkalarını basamak yapıp, başkalarının mutsuzlujklarından kendilerine sahte mutluluklar yaratanlar vardı.. Tüm gücüyle direnerek onlardan olmadı.. Bu kötü insanlara zaman zaman çok kızıp ''Keşke bende onlar kadar rahat ve gamsız olsam''dedi. Ardındansa henüz bir kaç dakika geçmeden ''ACI DA ÇEKSEM, ONLAR GİBİ OLMAYACAĞIM!.'' dedi.

Çocukluktan itibaren ona en çok zarar veren şey; insanlarla arasına sınır koyamamasıydı, çabuk kanmasıydı.. Ama o ailesiz ve güvensiz bir ortamda büyümüştü.. Güvenmeyi istemek belki diğer insanlardan daha fazla o ve ailesiz büyüyen, ya da yetimhâneye bırakılan çocukların hakkıydı... Bu konuda onları kimse suçlayamazdı.. Bu sınır koyamamalar, en ufacık bir gülüşe inanıp güvenmeler onu hayal kırıklığına uğratıp, üzdüğünde ise insanlara olan sevgisinin büyüklüğü nispetinde oluyordu düş kırıklıkları... Dağılan parçalarını toparlamakta bir anne, baba, kardeş, akraba değil yine ne yazık kendine düşüyordu...

O'NUN ASLINDA EN BÜYÜK SORUNU (Bu bir sorun ise...); BİYOLOJİK OLARAK BÜYÜSE DE-ÇOCUK KALBİ-nin AYNI KALMASIYDI.. Ve bu masalın kahramanı biliyordu ki; sevgisiz kalpler büyüyüp hayata karşı koyamaz, dâima aklı ve mantığı arasında gel-gitler kafa karışıklığı yaşardı.. Onu da bu konu da en iyi yetimhâne arkadaşları-kardeşleri anlardı şüphesiz..

Yıllar yılları kovaladı, çocuk biyolojik olarak büyümekteydi Rabbini tanımaya başlamıştı.. İsyanlar, yerini oluk oluk akan pişmanlık gözyaşlarına bırakmıştı sevgiyle akmakta olan, içini ısıtan... Hiç bir duyguyu anımsatmayan bu yaşına kadar.. Bu masalı, bu kaderi çokkkkk sevdiği Rabbi'si yazmıştı.. O dâima yanındaydı... Kulların kabalıklarına, kırmalarına rağmen... Yanındaydı ve bu ''Çocuk Kalpli Yetişkin'' kulunu bırakmayacaktı..
Umutları, sevgileri, kırgın hisleri, kalbi incinmiş olsa da, bu günler elbet geçecekti. Hangi geceden sonra güneş doğmamış, hangi kötü dediğimiz günler geçmemişti ki...?. Bu günlerde geçmeye elbette mahkumdu... Belki de çok daha güzellerini getirmek üzre... Öyle değil miydi???

Masallarda anlatılan o ''ANKA KUŞU''vardır ya küllerinden doğan; belli ki pişirecek, kül edecek ve kendine giden yürüttüğü yolda KENDİNE KUL EDECEKTİ.. Masallar asla kötü bitmezdi ve çocuk kalpli bu masal kahramanını da RAHMAN'ı asla ama asla ne yolda, ne de yarı yolda bırakmazdı.
10.09.2014

Re: Gönlüm...

Gönderilme zamanı: 11 Şub 2015, 13:09
gönderen aksiseda
KiMiN MüLK’ ün SaHiB’ lendin,
KeNDi’ ni bilmezken KeNDi’ n,
KiM’ e kızdın öfkelendin,
KiM KuZuSu KuRDu? GöNLüM!

HâLimce...
11.02.2015 - 13:08

Re: Gönlüm...

Gönderilme zamanı: 11 Şub 2015, 13:17
gönderen aksiseda
“oKu” diye iÇ’ in sıkar,
Dünya' nı başına yıkar,
Başını BeLâ’ ya sokar,
Dünya BeLâ yurdu GöNLüM!

HâLimce…
11.02.2015 – 13:18

Re: Gönlüm...

Gönderilme zamanı: 11 Şub 2015, 14:06
gönderen aksiseda
ŞaH DaMaRı’ ndan yakın YâR,
KaRa’nLâ BiLe’N aK’ ın YâR,
Her DeM KıŞ ve her DeM BaHaR,
Her NeFeS bir SûRR’ du GöNLüM!

HâLimce…
11.02.2015 – 14:04

Re: Gönlüm...

Gönderilme zamanı: 11 Şub 2015, 14:24
gönderen aksiseda
Neden ağlıyorsun şimdi,
CaN’ ın yakan SeVDiĞiN’ di,
aH-SeN’ den eSFeLe indi,
HâLimce DüŞ gördü GöNLüM…

HâLimce...
11.02.2015 - 14:20

Re: Gönlüm...

Gönderilme zamanı: 11 Şub 2015, 14:48
gönderen aksiseda
Her iŞ’ in iÇ’ inde iŞ VaR,
Her CaN’ a gönlünce aŞ VaR,
âLeM’ de uYKu var- DüŞ var,
Uyananlar eRdi GöNLüM…

HâLimce…
11.02.2015 – 14:45

Re: Gönlüm...

Gönderilme zamanı: 11 Şub 2015, 17:19
gönderen aksiseda
Sevdin GüBRe-SiZ GüL’ leri,
Neden yalnız güzelleri,
Döküldükçe gazelleri,
SeNi HüZüN sardı GöNLüM…

HâLimce…
11.02.2015 – 17:14

Re: Gönlüm...

Gönderilme zamanı: 11 Şub 2015, 18:14
gönderen der-ya
Akılsız kimse, yüzü güzele.
Akıllı ise gönlü güzele talip olur..

Hz. Mevlana k.s