MELÂMİLİK
Tarih: 03.02.2010 Saat: 11:56 Gönderen: kulihvani
MELÂMİLİK
Mustafa KARA
Arapça "levm" kökünden türeyen melâme, kötü görmek, azarlamak, serzenişte bulunmak, çirkin bulmak, kötülemek gibi anlamlara gelir.
Tasavvufî bir meşreb, daha sonraları bir tarikat olarak ortaya çıkan Melâmetiye: "Kınayanın kınamasından korkmamak, bunu uygulamaya koymak için de nefsin istek ve arzularına karşı durmak, ruhi halleri gizlemek veya aksini dışa vurmak" esaslan üzerine kuruludur.
Hicri II. yüzyılda ortaya çıkan zühd ve tasavvuf hareketi, aradan bir yüzyıl geçmeden şekillenip kurumlaşmış ve bunlara bağlı olarak adab-erkan, seyr ve sülük, halvet-uzlet belirli hale gelmiş, sufîlere mahsus kıyafetler, davranış tarzları ortaya çıkmış dergah ve tekkeler yapılmaya başlanmıştır.
İlk şekliyle melâmilik (Melâmetiye) bu kurumlaşmaya karşı bir hareket olarak ortaya çıktı. Bu meşrebi benimseyenlere göre, zühd hareketinin yukarda belirtilen şekiller altında kendini göstermesi, zühde ters bir anlayış olarak algılandı…
Bölgelere göre yapılan tasavvuf hareketleri tasnifinde Melâmilik hareketi, Horasan mektebi olarak verilmektedir
Melâmetilik hareketinin kaynaklan arasında Fütuvvet Önemli bir yer tutarken, devamı olarak da Kalenderilik özel bir yer kazanmaktadır.
İlk dönem tasavvufî tabakat kitaplarında Melâmi büyüklerinin, "fütüvvet ehlinin ileri gelenlerinden" şeklinde sunulmaları da bu açıdan önemlidir.
Fütüvvetin şu dört ilkesi Melâmi hareketin de en önemli umdeleri arasındadır.
1.Nefsin arzularına aykırı hareket etmek,
2. kendini beğenme duygusunu içten çıkarmak,
3. Sır ve batını zahirden çok gözetmeleri gizlemek.
Kalenderilikteki tavır ise çok açıktır.
Saç-sakal-bıyık-kaşı (cihar darb) ve çevreye aldırışsızlık; kınanmaktan korkmamak, kınanmayı tarif etmek için çok açık örneklerde Melâmiliğin kurucu Kassar (öl. 271/884) gösterilmiştir.
Bununla beraber IX. ve X. Yuzyıllarda yaşayan büyük sufîlerin birçoğunda Özettikle Ahmed b. Hadraveyh (öl. 240/854), Ebu Türab Nahşebî (öl. 245/859), Ebu Hafs Haddad (öl. 260/883), Şah Suca Kirmani (öl. 270/883), Ebu Osman Hiri (öl. 295/910)'de melâmi tavır çok açık olarak bulunmaktadır.
Melâmi hareket için ilk bağımsız eser, Sülemi (öl. 412/1021) tarafından yazılan er-Risaletu'l-Melâmetiye adlı kitaptır.
(Ömer Rıza Doğrul tarafından İslam Tarihinde “İlk Melâmet” adıyla Türkçeye çevrilmiştir).
Sülemi, bu kitapla melâmiliğin esaslarını 45 maddede özetlemektedir.
Daha sonra Hucviri (öl. 465/1072) Keşfu'l-Mahcubaâh eserinde "Melâmet" başlığı altında, konuyu geniş olarak ele almış, melâmi menkıbelerine yer vermiş ve bu harekete karşı tenkitler de geliştirmiştir.
Daha sonraki kaynaklarda melâmete ya özel bölümler ayrılmış veya melâmi sufîlerin hal tercümesi verilirken, bu meşrebten genişçe bahsedilmiştir.
Mesela, İbn Arabi (öl. 638/1240) Fütuhat el-Mekkiye adlı eserinin 309. babım melâmete ayırmış, melâmileri ricalullahın en üst makamında bulunan kişiler olarak değerlendirmiştir.
Melâmiliği bir tarikat olarak ele alanlar, bu hareket için üç dönem üzerinde dururlar:
1. Melâmiye-i Kassariye (Tarikat-ı ali-ye-i Sıddıkiye): Hamdun Kassar,
2. Melâmiye-i Bayramiye (Tarikat-ı ali-ye-i Bayramiye): Dede Ömer Sikkini (öl. 880/1475),
3. Melâmiye-i Nuriye (Tarikat-ı aliye-i Nakşı ben d iye): Muhammed Nuru'l-Arabi (öl. 1305/1887). Bunlara birinci, ikinci ve üçüncü dönem Melâmileri adı da verilir. Son iki melâmi hareket Osmanlı Devleti sınırlan içinde doğup gelişmiştir.
İkinci dönem melâmiliği (Melâmiye-i Bayramiye): Bu dönem melâmiliğinin ortaya çıkışı hakkındaki en yaygın menkıbe şudur Hacı Bayram Veli'nin vefatından sonra, onun tanınmış halifesi Akşemseddin ile Dede Ömer Sikkini arasında meşrep farklılığı ortaya çıkar.
Zikir meclisleri, kıyafet ve adab-erkana karşı olan Sikkini, Akşemsed-din'in zikirlerine katılmaz.
Akşemseddin bu davranışlarım sürdürmesi halinde Sikki-ni'den tac ve hırkayı alacağını söyler.
Sikkini de tac ve hırkayı vereceğini söylediği cuma günü bir ateş yaktırır ve:
"Buyurun ateşe girelim, keramet tac ve hırkada ise, biz yanarız onlar kalır, değilse onlar yanar biz kalırız" der ve ateşe girir.
Tac ve hırka yanar,
kendisi sema ederek yanmadan ateşten çıkar.
Böylece Ömer Sikkini ayrı bir meşrebe sahip olarak Melâmiye-i Bayramiyeyi kurmuş olur.
Şeyhlerine uyarak Bayrami melâmiler tac ve hırkaya iltifat etmezler.
Daha sonra tarikat vahdet-i vücudçu düşüncelerin büyük çapta etkisinde kalır.
Safeviyeden gelen aşın ehl-i beyi sevgisi de tarikatta önemli bir yere sahip olur.
Bu iki unsur Bayramı melâmilerin Osmanlı Devleti tarafından zaman zaman takip edilmelerine, öldürülmelerine neden olur.
Sikkini'den sonra bağlıları Ayaşlı Bünyamin'e (öl. 1510) tabi oldular.
Ayaşlı'dan sonraki meşhur Bayra-mi-Melâmi pirleri şunlardır:
Pir Ali, onun oğlu İsmail Maşukî, Ahmet Sarban, Ankaralı Hüsameddin, Hamza Bali, İdris Muhtefı, Sütçü Beşir Ağa, Seyyid Haşim, Paş-makçızade Seyyid Ali, Şehit Ali Paşa. Bunlardan başka âlim ve ediplerden Abdullah Bosnevi, Lâmekani Hüseyin, Oğlan Şeyh ibrahim Efendi, Sunullah Gaybi, Neşati Ahmed Dede, Sarı Abdullah, Çevri, Lalizâde Seyyid Abdulbaki de bu meşrebe mensuptur.
Sikkini'den sonraki pirlerden Pir Ali, şikayetler üzerine Kanuni tarafından ziyaret edilmiş, İsmail Maşukî 12 müridiyle Atmeydanı'nda asılmış, Hamza Bali idam edilmiş, Sütçü Beşir Ağa boğularak cesedi denize atılmıştır.
Hamza Bali'den sonra Hamzaviler adını alan Bayrami-Melâmiler sonlarından korkarak gizli bir tarikat hüviyetine bürünmüşlerse de, izlenmekten kurtulmaları mümkün olmamıştır.
Üçüncü devre melâmiliği (Melâmiye-i Nuriye):
Bu dönem melâmiliğinin kurucusu olan Muhammed Nurul-Arabi önce Halveti, sonra Nakşi tarikatından el almış, daha sonra da Derviş Mehmed'e intisap ederek melâmi olmuştur.
Bayramı melâmileri Nurul-Arabi'ye uyanlara (Melâmilik taslayanlar) derler.
Bu kolu, Haririzade gibi, Nakşiliğin bir kolu olarak değerlendiren, yazarlar da vardır.
Daha çok Rumeli'de yaygın olan bu kola göre, salik için üç şey gereklidir:
1. Mücahede,
2. Daimi zikir,
3. Yaratılış sırlarını kavramak.
Bu dönem melâmîliğine belli nisbette adab-erkan, şekil ve rüsum girmiş dergah açmaya da önem verilmiştir.
Tibyan yazan Haririzade Kemaleddin (öl. 1299/1881), Ali Urfi (öl. 1305/1887), Bursalı Mehmet Tahir (öl. 1924) bu dönem melâmilerinin önce gelenlerindendîr. Nuru'l-Arabi'den de el alan-Ahmed Amiş Efendi (öl. 1920) yoluyla da bu dönem melâmiliği yayılmıştır.
Amiş Efendi, Şabaniye tarikatına mensup olmakla ve çoğunlukla Halveti icazetnamesi vermekle beraber, saliklerini melâmet yoluyla irşad ettiği bilinmektedir.
Onun müritleri ve yakınları arasında Bursalı Mehmet Tahir, Babanzade Ahmet Naim, Hüseyin Avni Konuk, Evrenoszade Sami, İsmail Fenni Ertuğrul, Abdülaziz Mecdi Tolun, Mustafa Enver, Hattat Hasan Rıza bulunmaktadır.
Dini-tasavvufi edebiyat verimlerinde melâmi unsurların yer alışının, tasavvufun ortaya çıkışıyla yaşıt olduğu söylenebilir. Türkçe yazılan verimler için de aynı durum sözkonusudur,
Melâmilik konusunda bağımsız olarak yazılmış Türkçe meşhur eserler şunlardır: Lalizade Seyyid Abdulbaki, Menahb-ı Melâmiye-i Bayramiye (ts.), Müstakimza-de: Risale-i Melâmiye-i Bayramiye (l.Ü. Ktp, Ty. Nu. 3357), Bursalı Mehmet Tahir Menakıb-ı Şeyh Hace Muhammed Nuru'l-Arabi ve beyanı melâmet ve ahval-i melâmetiye (yazmalarından bir nüshası Gölpınarh kitaplığmdadır). Sadık Vicdani: Tomar-ı Turuk-ı Aliyye-Melâmilik (1921), Abdulbaki (Gölpınarlı): Melâmilik ve Melâmiler (1931).
Özellikle son kitap Melâmi edebiyatı açısından çok önemlidir ve çokça ömek içerir.
Mustafa KARA
- Ana sayfa Forum ana sayfa SİTE GENEL Ana Sayfa Haber Arşivi 2010 MART
-
- Zaman: 19 Nis 2024, 21:50
- Tüm zamanlar UTC+02:00
2010 Mart H.A; MELAMİLİK
- sev-guzel
- Özel Üye
- Mesajlar: 609
- Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00
- sev-guzel
- Özel Üye
- Mesajlar: 609
- Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00
Re: 2010 Mart H.A; MELAMİLİK
Re: MELÂMİLİK (Puan: 1)
Gönderen: meteksk Tarih: 08.02.2010 Saat: 23:18
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Merhum Kuşadalı İbrahim Hakkı Öçal sohbetleri Meksav (Melami Kültür sanat vakfı) tarfından 1998 de yayınlandı.İnternet de Meksav aktif.
Ayrıca İnternet arama motorlarından izmir de faal melami grupları olduğunu öğrendim. Bir tanesinde uzun uzadıya tarikatlerden ne farkları olduğunu yazmışlar.
Gönderen: meteksk Tarih: 08.02.2010 Saat: 23:18
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)
Merhum Kuşadalı İbrahim Hakkı Öçal sohbetleri Meksav (Melami Kültür sanat vakfı) tarfından 1998 de yayınlandı.İnternet de Meksav aktif.
Ayrıca İnternet arama motorlarından izmir de faal melami grupları olduğunu öğrendim. Bir tanesinde uzun uzadıya tarikatlerden ne farkları olduğunu yazmışlar.
Geçiş yap
- SİTE GENEL
- ↳ MuhammediNur.com Önsöz
- ↳ Ana Sayfa Haber Arşivi
- ↳ 2007
- ↳ 2008
- ↳ 2009
- ↳ 2010
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2011
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2012
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2013
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ Yönetici Odası
- ↳ Sohbet Odası
- ↳ Münir Derman (k.s.)
- FORUM GENEL
- ↳ Tanışalım mı? ~Hoş geldiniz~
- ↳ Forum Kuralları
- ↳ Duyurularımız
- ↳ Yenilikler
- ↳ Önerileriniz
- ↳ Yardım
- ↳ Anma ve Kutlama Mesajları
- ↳ Bayram ve Kandil Mesajları
- ↳ Mübarek Gün ve Geceler
- ↳ Tebrik ve Taziye
- ↳ Basın ve Güncel haberler
- İSLAM
- ↳ Esmaü’l – Hüsna
- ↳ Kur'an-ı Kerim
- ↳ ►Kuranda Geçen 28 Peygamber◄
- ↳ ►Günün Ayeti◄
- ↳ Peygamber Efendimiz (S.A.V)
- ↳ ►Salavat-ı Şerifeler◄
- ↳ ►Sünnet-i Seniyye◄
- ↳ ►Hadis-i Şerifeler◄
- ↳ ►Günün Hadisi◄
- ↳ ►Sahabeleri◄
- ↳ Ehl-i Beyt (A.S.)
- ↳ ►Hz. Ali Keremallahu Veche◄
- ↳ ►Nehc'ül-Belağa◄
- ↳ Allah (c.c.) Dostları
- ↳ ►Abdulkadir Geylani◄
- ↳ ►Ahmed Kuddisi◄
- ↳ ►Ahmed Er Rufaî◄
- ↳ ►Ahmed Yesevi◄
- ↳ ►Ataullah İskenderi◄
- ↳ ►Aşık Sümmani◄
- ↳ ►Bawa Muhyiddin◄
- ↳ ►Celaleddin-i Rumi◄
- ↳ ►Hacı Bektaşı Veli◄
- ↳ ►Haluk Nurbaki◄
- ↳ ►İmam-ı Busiri◄
- ↳ ►İmam-ı Gazali◄
- ↳ ►İmam-ı Şazeli◄
- ↳ ►Muhammed Sıddık◄
- ↳ ►Muhiddin-i Arabi◄
- ↳ ►Niyazi Mısri◄
- ↳ ►Sadreddin Konevi◄
- ↳ ►Said Nursi◄
- ↳ ►Seyyid Muhammed Nur'ül Arabi◄
- ↳ ►Somuncu Baba◄
- ↳ ►Şems-i Tebrizi◄
- ↳ ►Ümmi Sinan◄
- ↳ ►Yunus Emre◄
- ↳ ►Yusuf-i Hakiki◄
- ↳ ►Diğerleri k.s.◄
- ↳ İz Bırakanlar
- ↳ ►Aşıklar◄
- MÜNİR DERMAN (K.S.)
- ↳ Münir Derman (k.s) Kimdir?
- ↳ Münir Derman (k.s) Eserleri
- ↳ ► Münir Derman(k.s) Eserleri
- ↳ Münir Derman (k.s) Sohbetleri
- ↳ TAKDİM
- ↳ SOHBET - 1
- ↳ SOHBET - 2
- ↳ SOHBET - 3
- ↳ SOHBET - 4
- ↳ SOHBET - 5
- ↳ SOHBET - 6
- ↳ SOHBET - 7
- ↳ SOHBET - 8
- ↳ SOHBET - 9
- ↳ SOHBET - 10
- ↳ SOHBET - 11
- ↳ SOHBET - 12
- ↳ SOHBET - 13
- ↳ SOHBET - 14
- ↳ SOHBET - 15
- ↳ SOHBET - 16
- ↳ SOHBET - 17
- ↳ SOHBET - 18
- ↳ SOHBET - 19
- ↳ SOHBET - 20
- ↳ SOHBET - 21
- ↳ SOHBET - 22
- ↳ SOHBET - 23
- ↳ SOHBET - 24
- ↳ SOHBET - 25
- ↳ SOHBET - 26
- ↳ SOHBET - 27
- ↳ SOHBET - 28
- ↳ SOHBET - 29
- ↳ SOHBET - 30
- ↳ SOHBET - 31
- ↳ SOHBET - 32
- ↳ SOHBET - 33
- ↳ SOHBET - 34
- ↳ SOHBET - 35
- ↳ SOHBET - 36
- ↳ SOHBET - 37
- ↳ SOHBET - 38
- ↳ SOHBET - 39
- ↳ SOHBET - 40
- ↳ SOHBET - 41
- ↳ SOHBET - 42
- ↳ SOHBET - 43
- ↳ SOHBET - 44
- ↳ SOHBET - 45
- ↳ SOHBET - 46
- ↳ SOHBET - 47
- ↳ SOHBET - 48
- ↳ SOHBET - 49
- ↳ SOHBET - 50
- ↳ SOHBET - 51
- ↳ SOHBET - 52
- ↳ SOHBET - 53
- ↳ SOHBET - 54
- ↳ SOHBET - 55
- ↳ SOHBET - 56
- ↳ SOHBET - 57
- ↳ SOHBET - 58
- ↳ SOHBET - 59
- ↳ SOHBET - 60
- ↳ Münir Derman (k.s) Albümü
- ↳ Fikrî Derlemeler, İncelemeler ve Zevkler
- KUL İHVÂNİ
- ↳ Kul İhvâni Kimdir?
- ↳ Kul İhvâni Söz ve Sohbetler
- ↳ ►Sohbetleri◄
- ↳ ►SÖZ mü? KÖZ mü? lerinden!◄
- ↳ ►Divanından Sistemler!◄
- ↳ Kuran-ı Kerim Sohbetleri
- ↳ Kul İhvani Divanında Esmalar
- ↳ Divanında Muhammedi Tasavvuf
- ↳ Divanında Sall ve Namaz
- ↳ Kul İhvâni ŞERHleri
- ↳ ►Salavat Şerhleri◄
- ↳ ►Allah Dostları Divan Şerhleri◄
- ↳ ►Kul İhvÂNi ŞiiR ve ZeVK ŞeRH'leri◄
- ↳ Kul İhvâni ŞİİR ve ZEVKleri
- ↳ ►Kul ihvâni ŞİİRleri◄
- ↳ ►Kul ihvâni ZEVKleri◄
- ↳ Kul İhvÂNi SÖZ SOHBETi ZEVKleri
- ↳ Muhammedi Teknik Tasavvuf
- İLİM
- ↳ İlim
- ↳ ►Fıkıh ~ İlmihal ~ Hukuk ~ Akaid◄
- ↳ Tasavvuf
- ↳ ►Tasavvuf Kavramları Sözlüğü◄
- ↳ ►Tasavvuf Terimleri Ve Deyimleri Sözlüğü◄
- ↳ ►A◄
- ↳ ►B◄
- ↳ ►C◄
- ↳ ►Ç◄
- ↳ ►D◄
- ↳ ►E◄
- ↳ ►F◄
- ↳ ►G◄
- ↳ ►H◄
- ↳ ►I◄
- ↳ ►İ◄
- ↳ ►K◄
- ↳ ►L◄
- ↳ ►M◄
- ↳ ►N◄
- ↳ ►O◄
- ↳ ►Ö◄
- ↳ ►P◄
- ↳ ►R◄
- ↳ ►S◄
- ↳ ►Ş◄
- ↳ ►T◄
- ↳ ►U◄
- ↳ ►Ü◄
- ↳ ►V◄
- ↳ ►Y◄
- ↳ ►Z◄
- ↳ Namaz
- ↳ İslamda Kadın
- ↳ ORUÇ
- TARİH/EDEBİYAT – DÜŞÜNCE/FİKİR
- ↳ Tarih
- ↳ ►İslam Tarihi◄
- ↳ ►Peygamberler Tarihi◄
- ↳ Türk Edebiyatı Klasikleri
- ↳ ►Kitap tavsiyesi◄
- ↳ Hikaye, Makale ve Yazılar
- ↳ ►Kendi Yazdıklarınız◄
- ↳ ►Nasihat ve Güzel Sözler◄
- ↳ ►Günün Sözü◄
- GÖNÜLDEN ESİNTİLER
- ↳ Dost Emin
- ↳ Şiirler
- ↳ Kendi Şiirleriniz
- ↳ Dua Köşesi
- ↳ ►Günün Duası◄
- GENEL
- ↳ Serbest Kürsü
- ↳ ►İslami Sohbetler◄
- ↳ ►Soru - Cevap◄
- ↳ ►Tartışmalı Konular◄
- ↳ ►Gençlik Köşesi◄
- ↳ Toplum ve aile
- ↳ ►Şifalı Bitkiler◄
- ↳ ►Beden ve Ruh Sağlığı◄
- ↳ ►İbretlikler◄
- ↳ Resim ~ Video Galerisi
- ↳ İslami Resimler
- ↳ Görsel Tasarım
- ENGLİSH FORUM
- ↳ Islamic Articles
- ↳ ►Munir Derman◄
- ↳ ►Bawa Muhaiyaddeen◄
- ↳ ►Yunus Emre◄
- ↳ ►Muhammed Sıddık Hekim◄
- ↳ ►Kulihvani◄
- ↳ ►Islam General◄
- ↳ ►Poetry◄
- ↳ Dictionary of Tasawwuf
- ↳ ►A◄
- ↳ ►B◄
- ↳ ►C◄
- ↳ ►D◄
- ↳ ►E◄
- ↳ ►F◄
- ↳ ►G◄
- ↳ ►H◄
- ↳ ►I◄
- ↳ ►J◄
- ↳ ►K◄
- ↳ ►L◄
- ↳ ►M◄
- ↳ ►N◄
- ↳ ►O◄
- ↳ ►P◄
- ↳ ►Q◄
- ↳ ►R◄
- ↳ ►S◄
- ↳ ►T◄
- ↳ ►U◄
- ↳ ►V◄
- ↳ ►W◄
- ↳ ►X◄
- ↳ ►Y◄
- ↳ ►Z◄