İMAM ALİ (kv) nin ŞEHÂDETİ

Cevapla
Kullanıcı avatarı
sev-guzel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 609
Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00

İMAM ALİ (kv) nin ŞEHÂDETİ

Mesaj gönderen sev-guzel »

İMAM ALİ (kv) nin ŞEHÂDETİ
Tarih: 29.01.2010 Saat: 15:35 Gönderen: kulihvani




İMAM ALİ Keremullâhi vechenin ŞEHÂDETİ


Resim

İmâm Ali Keremullâhi veche, Hicret’in 40. yılı (28 Ocak Milâdi 661) Ramazan ayının 21. gecesi, HAKK'a Şehid-Şâhid Olarak yürümüştür..
İmâm Ali Keremullâhi veche, HAKK'a kavuştuğunda 63 yaşında idi.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in, peygamberliğini izhardan önce on, yâhut on iki yıl ömür sürmüş, yirmi üç yıl Hz. Peygamberle berâber bulunmuştur.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’den sonra otuz yıl yaşamıştır.
Şehâdetinde altmış üç, yâhut altmış beş yaşlarındaydı.
Nesâî, Hasais'inde, senediyle Ammar'dan şu hadisi tahric eder:
Ammar demiştir ki:


Ben, Ali'yle berâber, Üşeyre savaşındaydım. Rasûlullah:
"İnsanların en kötüsü olan iki kişiden söz açayım mı"
dedi.
Biz:

“Evet Yâ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve selem!”
dedik.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:

"Birisi Semud kavminden olup Sâlih Peygamber'in devesini öldüren Uhaymir, öbürü de sana şurandan vurup kanını şuraya akıtan"
buyurdu ve Ali'nin başıyla sakalını gösterdi.

(Nesaî, bu hadis, Müslim'in şartınca sahihtir de demiştir.)

Zeyd b. Sabit, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in şöyle dediğini bildirmiştir:
“Ben size iki halife (benden sonra benim görevimi devam ettiren iki şey) bırakıyorum. Bunlardan biri; gökten yere uzatılmış ALLAH’ın kitabı, diğeri de ehl-i beytimdir. Bu ikisi (kıyâmet günü) (Kevser) havuz(u) başına gelinceye kadar birbirinden ayrılmazlar.”

(İmam Ahmed b. Hanbel’in rivâyet ettiği bu hadis hasendir. bk. Mecmau’z-zevâid, 9/162).

Hadîsin Müslim'deki Zeyd b. Erkam (ö.68/687) rivâyeti şöyledir:
"Mekke ile Medîne arasında Hûm denilen bir su başında bulunurken Rasûlullah hutbe irâd etmek üzere ayağa kalktı; ALLAH'a hamd ve senâ etti, vaaz ve hatırlatmalarda bulundu; sonra:
“Haberiniz olsun ki ey insanlar, ben ancak bir insanım; RABBimin elçisinin gelmesi ve benim ona icâbet etmem yaklaşıyor. Ben size iki ağır emânet bırakıyorum: Bunların birincisi, ALLAH'ın kitâbıdır; onda mutlak hidâyet ve nur vardır. Bundan dolayı sizler ALLAH'ın kitâbına tutununuz ve ona sımsıkı sarılınız”
buyurdu. Böylece ALLAH'ın kitâbına teşvik edip gönülleri ona rağbet ettirdi; sonra da şöyle dedi:
“Diğeri de ehl-i beyt'imdir. Ben, ehl-i beyt'im hakkında sizlere ALLAH'ı hatırlatıyorum” (Râsûlullah bu son cümleyi üç kere tekrarlâmıştır).

(Müslim, Fedâilü's-Sâhâbe, 36; Ayrıca bk. Sahîh-i Müslim ve Tercemesi, Terc. M. Sofuoğlu İstanbul 1970, VII, 311-314).

İmâm Ali Keremullâhi veche, Hicret’in 40. yılı (28 Ocak Milâdi 661) Ramazan ayının 21. gecesi, HAKK'a Şehid-Şâhid Olarak yürümüştür..
İmâm Ali Keremullahi veche, HAKK'a kavuştuğunda 63 yaşında idi.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in, peygamberliğini izhardan önce on, yâhut on iki yıl ömür sürmüş, yirmi üç yıl Hz. Peygamberle berâber bulunmuştur.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’den sonra otuz yıl yaşamıştır.
Şehâdetinde altmış üç, yâhut altmış beş yaşlarındaydı.
Nesaî, Hasais'inde, senediyle Ammar'dan şu hadisi tahric eder:
Ammar demiştir ki:

“Ben, Ali'yle berâber, Üşeyre savaşındaydım. Rasûlullah:
"İnsanların en kötüsü olan iki kişiden söz açayım mı"
dedi.
Biz:

“Evet Yâ Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem!”
dedik.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:

"Birisi Semud kavminden olup Sâlih Peygamber'in devesini öldüren Uhaymir, öbürü de sana şurandan vurup kanını şuraya akıtan"
buyurdu ve Ali'nin başıyla sakalını gösterdi.

(Nesaî, bu hadis, Müslim'in şartınca sahihtir de demiştir.)

Hakim de Müstedrik'inde, bu hadisin meâlini Ebû-Sinanu'd-Duali rivâyetiyle Hz. Ali'den tahric etmiştir:
Yine Zeyd ibn-i Vehep'ten tahriç etmiştir ki:

“Basralılardan bir topluluk, Hz. Ali'ye haraç, cizye v.s. getirmişti. Aralarında, Hâricilerden Ca'd adlı birisi Yâ Ali dedi: ALLAH’dan kork, sonucu öleceksin!”
İmâm Ali Keremullâhi veche:
“Hayır dedi, Ben buraya vurulan bir kılıçla öldürüleceğim ve buram başımın kanıyla boyanacak!”
Bu sözleri söylerken başına ve sakalına işâret etti.

İmâm Ali Keremullâhi veche'nin Kâtili İbni Mülcem denilen Hârici, Teymiyyetu'l-Ahdar kızı Katam denilen bir kadına sevdâlanmıştı.
Kadını pek beğendi:

“Bana varır mısın?”
dedi.
Kadın:

“Benim nikah param pek ağırdır; üç bin dirhem vermedikçe, bir kul ve köle alıp bana bağışlamadıkça ve Ali'yi öldürmedikçe sana varmama imkân yoktur”
dedi.
Mülcemoğlu:

“İlk iki şartını yerine getiremem, fakat Ali'yi öldürürsem elbette yüreğim yağ bağlar; bu iş de, ALLAH indinde benim için dünyâdan da hayırlıdır, dünyâ malından da!”
dedi.
Katam'ın babasıyla kardeşi, Nehrevan'da öldürülenlerdendi.
Mülceoğlu'nun bu sözünü duyunca:

“Onu öldürürsen dedi, senin yüreğin de soğur, benim de; ondan sonra seninle bir güzelce geçinir gideriz!”
dedi..

İmâm Ali Keremullâhi veche, Mescidde Sabah Namazına durmuştu.
Mülcem oğlu:

“Ya Ali, hüküm ALLAH'ındır, senin ve senin adamlarının değil!”
diye bir kılıç vurdu.
Kılıç, İmâm Ali Keremullâhi veche'nin, tam başına, Handak savaşında Amr'ın vurduğu yere rastladı, başına giydiği serpuşu yarıp tepesine işledi.
Hz. Ali yere düşüp:

"And olsun Kâ'be'nin RABB'ine, kurtuldum, murâdıma erdim!"
buyurdu.
Çarşamba Sabahı yaralandı Cuma günü HAKK’a yürüdü..

İbn'ül-Esir der ki:
Oğulları Hasan ve Huseyn'i çağırdı. Dedi ki:

"İkinize de ALLAH'tan korkmanızı vasiyyet ederim. Dünyâ size rağbet etse bile siz ona rağbet etmeyin, onu elde etmeye savaşmayın. Elinizden çıkan şey için ağlamayın. Gerçeği söyleyin, yetime acıyın, zâlime düşman olun, mazluma yardımcı kesilsin, ALLAH'ın kitabındaki hükümlere göre hareket edin. ALLAH yoluna gittiniz diye sizi kınayan olursa aldırmayın!."

Katil Mülcemoğlu, İmam Hasan'a:
“ALLAH'a ahdedeyim; beni bırak, gideyim, Muâviye'yi öldüreyim; çünkü ben Kâ'be'de ALLAH'a and içtim, Ali ile Muâviye'yi öldürmedikçe ölmiyeyim dedim; eğer öldüremez de sağ kalırsam döner gelir, sana teslim olurum, dilediğini yap!”
dedi. Hz. Hasan, imkânı yok dedi ve bir kılıçla onu öldürdü...
Geberdi gitti..

İmâm Ali Keremullâhi veche'nin vefat gecesi bir deveye bir tabut yükleyip Medîne tarafına gönderdiler.
Bunu görenler, İmâm Ali Keremullâhi veche'yi, Hz. Fâtıma'nın yanına defnetmek üzere Medîne'ye götürüyorlar sandılar.

Bir katıra daha yüklenmiş olan diğer bir tabut da Hıyre tarafına gitti.
Haricilerin şerrinden korunmak için iki tabutla yola çıkan İmâm Ali Keremullahiveche'nin Kabr-i Şerifi hep ihtilaflı kalmıştır..

Derler ki o DEVE BİZim ÇÖLde durmadan YOL Almakta çok ŞÜkürler olsun RABBımız Teâlâ’ya..

Fakat Ehlibeyt, İmâm Ali Keremullâhi veche'nin vefâtından itibâren onun kabrini kaybetmedi.
Hz. Hasan, Hz. Huseyn'in oğlu İmam Zeynu'l-Abidin Ali, onun oğlu İmam Muhammedu'l-Bakır, İmam Huseyn'in torunu Zeyd, İmam Bakır'ın oğlu Ca'feru's-Sâdık, İmam Ca'fer'in oğlu İmam Musa'l-Kazım, onun oğlu İmam Aliyyu'rr-Rıza, onun oğlu İmam Muhammedu'l-Cevad ve bütün Ehlibeyt, İmâm Ali Keremullâhi veche'nin'yi, bugün üzerinde İslâm medeniyetinin en muhteşem âbidelerinden biri yükselmiş olan NECEF'teki Mescidde, ZÂRİH denen SANDUKA'sının yerinde ziyâret etmişlerdir..

ŞaHlar ve ŞeHiDler Ölmez!...


Resim

Kul İhvanî SıRR Serilmez
Çilesiz SıRRa erilmez
ÖLÜler Ölür Dirilmez
Sağlar Hüseyin Hüseyin!..


MuhaMMedi MuHaBBetle..
Resim
Kullanıcı avatarı
sev-guzel
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 609
Kayıt: 15 Mar 2008, 02:00

Re: 2010 ocak H.A;İMAM ALİ (kv) nin ŞEHÂDETİ

Mesaj gönderen sev-guzel »

Re: İMAM ALİ (kv) nin ŞEHÂDETİ (Puan: 1)
Gönderen: nur-ye Tarih: 29.01.2010 Saat: 17:56
(Kullanıcı Bilgisi | Mesaj Gönder)



Resim

Bismillâhirrahmânirrahim.

Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ Seyyidinâ Muhammedin Abdike ve Nebîyyike, ve Rasülûke ve Nebîyyi’l-Ümmiyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi, vessahbihi ve ümmetihi...

Âmin!
Yâ Latîf!
Yâ Kerîm!
Yâ Rahîm!
Yâ Vedûd! (cc)…

Âmin! Âmin!




Resim----Resûlullah (sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem)şöyle buyurdu: “Mü’minin amel defterinin başlığı, Ali bin Ebi Talib’in sevgisidir.”

(el-Müttaki el-Hindi "Kenz'ul Ummal" c.11, s.601 Hadis No: 32900; İbn-i Hacer “es-Sevaik’ul Muhrika” s.125, Hadis No: 32; el-Suyuti "Cami us-Sağir" c.2, s.45 Mısır bas.; Hatip el-Bağdadi "Tarih-i Bağdat" c.4, s.410 Mısır bas.; İbn-i İbn-i Hacer "Lisan'ül Mizan" c.4, s.471; es-Safvari “Nezhet'ül Mecalis” c.2, s.208; İbn-i Asakir “Tarih-i Dimaşk” Hadis No: 1262; Menakıb-ı Meğazeli s.243 Hadis No: 290; en-Nebehani “el-Feth’ül Kebir” c.2, s.245)




Muhammed Mustafa Nurdan Değil mi
Nice Canlar Ana Kurban Değil mi?

Talip Olanlar Hep Mürşid'e Yetti
Mürşidsiz Talipler Şeytan Değil mi?

Nesimi Hak Yolunda Verdi Postunu
Nesimi Dostuna Kurban Değil mi?

Hatai Cümlesinden Geçti Ey Şah
Cümlesinden Geçen Merdan Değil mi?





ALLAH Celle Celalihu Yardımcımız,
Resulullah sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimiz Yârimiz
Şah-ı Merdanımız Keremullâhi veche ve Dostlarımız varımız olsun..
İNŞAALLAH..

Sonsuz Nur'u-Mim'in ışığı-ışığımızın Ruhu şâd olsun.
Şefaatlarına nail olmayı dileriz. İNŞAALLAH!....
Resim
Cevapla

“OCAK” sayfasına dön