Kuyumcu

Bizi silkeleyip kendimize getirecek nasihat ve sözler.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
eyup
Dost Üye
Dost Üye
Mesajlar: 68
Kayıt: 23 Mar 2007, 02:00

Kuyumcu

Mesaj gönderen eyup »

KUYUMCU
Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip: "Oğlum" der, "Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir."
Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar.
İlk önce bir bakkal dükkanına girer ve "Şunu kaça alırsınız?" diye sorar .
Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir; sonra: "Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın" der.
İkinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur.
Üçüncü defa bir semerciye gider: Semerci nesneye şöyle bir bakar, "Bu der "benim semerlere iyi süs olur. Bundan "kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm."
En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce yerinden fırlar. "Bu kadar değerli bir pırlantayı, mücevheri nereden buldun?" diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. "Buna kaç lira istiyorsun?" Öğrenci sorar: Siz ne veriyorsunuz?" "Ne istiyorsan veririm."
Öğrenci, "Hayır veremem." diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar:
"Ne olur bunu bana satın. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim."
Öğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.
Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karma karışıktır. Böylesi karışık düşünceler içinde geriye dönmeye başlar. Bir tarafta elindeki nesneye yüzünü buruşturarak 1 lira verip onu oyuncak olarak görenler, diğer tarafta da mücevher diye isimlendirip buna sahip olmak için her şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler..
Bilge hocasının yanına dönen öğrenci, büyük bir şaşkınlık içinde başından geçen macerasını anlatır.
Bilge sorar: "Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin?"
Öğrenci: "Çok şaşkınım efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum, kafam karmakarışık" diye cevap verir.
Bilge hoca çok kısa cevap verir:
"Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bileni anlar ve onun değeri bilenin yanında kıymetlidir."

Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden kuyumcular mutlaka vardır.

Mesele kuyumcuyu bulmaktadır..
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Re: Kuyumcu

Mesaj gönderen gullale »

Resim

Değerli Eyup kardeşim, yazınızı keyifle okudum... Konuyla ilgili düşüncelerimi bu vesîle ile paylaşmak istedim.
Her kişiye âit kıymet ifâdesi farklılık gösterse de örf ve âdetlerin, ahlâk kurallarının toplumdan topluma farklılık gösterdiği gibi.., genelde insanların birleştiği ortak değerler "kıymetler" var tabi...


Yazınızda verilen dersi; "kıymetli olanın kıymetini ancak onun kıymetinden anlayan bilir" şeklinde özetlersek, ne ise kıymete hâiz olan, ancak ondan anlayan değer verecek ve sâhip olmak, yanında olmak, yakînında bulunmak isteyecektir. Çoğu için değer ifâde etmeyen şeyler "bilen" için değerli olduğundan kişilerin veya nesnelerin kıymetini, o nesnenin veya kişinin künhüne mazhar olan verecektir.

Bunun dışında HAYYat akışında kıymet inanılmaz şekilde farklılaşabilmekte ...

Sağlığını kaybeden kişiye sunduğunuz altın tastaki çorba anlamsızdır. Ona hastalığına şifâ olacak o tek ilacı sunmanız kıymetlidir...

Yolda kalan birine vereceğiniz elmas'ın ne anlamı var? Ona vâsıl olmak istediği yere götürecek bir araç bulmanız kıymetlidir.

Kıymet yokluğu ile kendisine duyulan ihtiyaç oranında bir tenekeye, bir adet taşa bir avuç toprağa bir bez parçasına bir sineğe vb. de âit olabilir.

ASLolansa, RABBi'l-Âlemîn'in sunduğu cümle RIZKIN, İMKÂNın, ŞEYin, kendisine duyacağımız muhtaçlık hâsıl olmadan "kıymet"ini bilen olmak, seviyeli olarak yararlanmak, eldekine şükretmek olmayana sabretmek ihtiyacımıza niyâz etmek inşallah...
Resim
Kullanıcı avatarı
MINA
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2740
Kayıt: 25 Eki 2008, 02:00

Re: Kuyumcu

Mesaj gönderen MINA »

Dostluklarda böyle değil midir...

BİR tek değerini HAKiki OLanlar ANlar...
Çünkü onlar HAK içindir...Nefsi için değil...
Çünkü onlar CAN merkezlidir, ben merkezli değil...
Kolay BULunmaz, BULunca da değerini ANlamak, kolay değildir...

Mesele HAK İÇin DOST OLanları bulmaktadır..

Kuyumcu deyince, Hz YUsuf a.s kuyuya atılışı geldi hatrıma..
Sonra zindan SARaya yolculuğu...
O'nu kuyuya atanlar değerini BİLemediler...
Çünkü Onun değerini tartacak terazi yoktu gönüllerinde...

"(Yusuf) Dedi ki: "Sizler, cahiller iken Yusuf'a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor musunuz?" "Sen gerçekten Yusuf musun, sensin öyle mi?" dediler. "Ben Yusuf'um" dedi. "Ve bu da kardeşimdir. Doğrusu Allah bize lütufta bulundu. Gerçek şu ki, kim sakınır ve sabrederse, şüphesiz Allah, iyilikte bulunanların karşılığını boşa çıkarmaz." Dediler ki: "Allah adına, hayret, Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip-seçmiştir ve biz de gerçekten hataya düşenler idik." (Yusuf Suresi, 89-91)

Ayetteki ifadelerinden de anlaşıldığı gibi, Hz. Yusuf (a.s.)'ın kardeşleri, o anda geçmişte Hz. Yusuf (a.s.)'a karşı yaptıklarının bir nevi muhasebesini yapıp, pişman olduklarını ve hata ettiklerini belirtmişlerdir. Allah'ın Hz. Yusuf (a.s.)'ı seçtiğini kabul etmişlerdir. Burada önemli bir gerçek vurgulanmaktadır:

Seçmek Allah'a aittir. Bu gerçek, Kuran'da "Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait değildir..." (Kasas Suresi, 68) ayetiyle de bildirilmektedir.

Resim
''Ve Allah'a Sımsıkı Sarılın...''

Hacc / 78
Cevapla

“►Nasihat ve Güzel Sözler◄” sayfasına dön