İyilikten maraz doğar

Cevapla
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

İyilikten maraz doğar

Mesaj gönderen der-ya »

İyilikten maraz doğar


Sual: Yazılarınızda, İslam âlimlerinin kitaplarında uydurma hadis olamayacağını yazıyorsunuz. Bu yetmiyor gibi, bir de ata sözlerini bile tevil ediyor, yanlış olmadığını bildiriyorsunuz. Onlar yanlış söz söylemez mi?

Mesela atalarımız diyor ki:

(İyilikten maraz doğar), (İyilik et kele, duyursun seni ele), (İyiliğe iyilik olsaydı, kara öküze bıçak çalmazlardı)

Bunlara nasıl doğru denebilir? Kimseye iyilik yapmayacak mıyız?

CEVAP


O atasözleri, bir çok ilim sahibinin onayından geçerek günümüze kadar geliyor. Onun için bütün ceddimize suizan etmek yanlış olur. Bu sözler, iyiliğin mutlaka zararlı olduğunu göstermiyor.
Bazı kötü kimselere iyilik edince onlardan bazı uygunsuz hareketlerin, zararların gelebileceğini gösteriyor. En hafif ve leziz kuş etinin bile bazı hastalara dokunması gibidir.
Bu anlamda hadis-i şerifler hatta âyet-i kerime bile vardır. Hazret-i Ali, (Kötü kimse, kendisine iyilik yapılınca katılaşır, iyilik edene bir zarar verebilir) buyuruyor.

Yine büyük bir zat, (Kötüye iyilik edince, ahmağa acıyınca, onlardan gelecek kötülükten sakının!) buyuruyor.

Demek ki birisine iyilik ettik, ondan kötülük gelirse, o kimsenin kötü birisi olduğu anlaşılıyor.

Mesela bayramlaşmaya gelen bir şeker hastasına, onun hastalığını bilmeden baklava versek, onun hastalığı artar. Kabahat baklavada ve baklava ikram edende değildir.

Kötü kimse de iyiliğe tepki olarak kötülük yapıyorsa, kabahat iyilikte değildir. Kötü kimseler, mürüvvetsizdir, kadirşinas değildir, nankördür.

Kur'an-ı kerimde, tevbe suresinin 74. âyet-i kerimesinde, Allah ve Resulü kötü kimseleri lütufları ile zenginleştirdiği zaman, bunların Resulullahtan öç almaya kalkıştıkları bildirilmektedir.

Demek ki atasözleri nanköre yapılan iyilikten zarar gelebileceğini anlatmak istiyor.

Bunu hayatta yaşayan çok kimse olmuştur. Birkaç örnek vermek gerekirse:

1- Çoluk çocuğum açtır, bana bir iş yok mu diyor. Acıyıp bulaşık yıkama işi veriliyor.
Severek kabul ediyor. Çünkü gerçekten açtır. Aradan birkaç ay geçip yerini sağlamladıktan sonra, durumunu sorduklarında, “Geldiğimde kırk tabak yıkatıyorlardı, şimdi yüz tabak yıkatıyorlar, ben de birkaçını kırıyorum” diye işinden şikayet ediyor, nankörlüğünü gizleyemiyor.

2- Adam işsizdir. Yalvarması üzerine işe alınır, yıllarca kendisine ücret verilir. Kriz sebebiyle işten çıkarılınca, hemen tazminat davası açar.

3- Bir ressam gelir, bana iş verin der, acıyıp iş verilir. Ressama ücretle bir resim yap denir, resmi yapar, parasını alır. Zamanla ücreti daha fazla bir iş bulur.
Ücretle yaptığı o resmi yeniden bastığınız zaman, yasaların açık maddelerinden faydalanarak tekrar ücret için iş yerini mahkemeye verir. Sen işsizken sana iş verilmemiş miydi?
Bu nankörlük değil mi?

4- Adam yazardır. Ücretle gazeteye yazısını yazar. Parasını alır. Sonra da o yazıları, kitap haline getirip satar. Sen o yazıların daha önce ücretini almamış mıydın?

5- Adam işsiz ve mesleksizdir. Ona acıyıp işe alınır. O da zamanla bir meslek edinir. Adama ihtiyacınız olduğu zamanda, daha fazla ücret veriyor diye gider başka işe girer.

Bunlar kadirşinaslık değildir. Demek ki yukarıdaki atasözleri böyle kimseler için söylenmiştir.
Aynı atalar iyi kimseler için de iyi sözler söylemişlerdir.
(İyilik et, denize at, balık bilmezse Halık bilir. İyilikten kötülük gelmez. İyilik eden iyilik bulur) demişlerdir.


dinimizislam.com/
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
simurg
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 928
Kayıt: 01 Haz 2009, 02:00

Re: İyilikten maraz doğar

Mesaj gönderen simurg »

Bu yazıda yazılanları beğenemedim ben.
inanmadığım şeyler bunlar.
Kendi görüşüm ve inancım, kimseye bir şey diyemem.

Ama iyilikten asla maraz felan çıkmaz.
hep iyilik çıkar.
bir iyiliği karşılık beklemek için yapan kişi zaten hiç yapmasın,
sonrada karşılığında nankör olundu diye de üzülmesin.

İyilik adı üstünde her tarafı iyi olan şey.
başı iyi sonu iyi.
Bizim şer sandıklarımız hep hayr olduğuna göre, maraz bunun neresinde.

İyilik yapmayacaksak,
iyilikler için yaşamayacaksak,
iyiliğe karşılık bekleyip işi ticarete dökeceksek,
ee batsın o zaman o iyilik gibi görünen şey.

Nedir yani, kim kimin bir şeyini, kime vermekte,
de sonra karşılık beklemekte.

Verdiklerimizi unutmamak demek, yapılan iyiliğe karşılık beklemek.
Efendimiz'in Hadis-i Şerifi galiba,
pek de iyi bilemiyorum ki kaynak yazayım ama en güzel yolu anlatan ifade şu,

"Yaptığın iyiliği hemen unut, bir kötülük yapınca ise asla unutma"
çünkü insan yaptığı kötülüğün azabını yaşamıyorsa
yeniden aynı kötülükleri yapabilmeye cesaret ediyorsa çok yazık.

Bize birşey verildiğinde yaşadığımız sevinçten daha fazlasını
Biz (insanlara hayvanlara, herkese) birşeyler verdiğimizde yaşayabilelim diye çabalamalı değil miyiz?

Alan, Veren, Verdiren hepside El-Hakk Celle Celaluhu diye görebilince
herşeyi anlamak çok güzel oluyor.

İyilik iyiliktir, illa iyiliğe sebep olur. zamanı bekler hemen olmaz ama illa netice iyilik olur.
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: İyilikten maraz doğar

Mesaj gönderen der-ya »

Resim


Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (SAV):

“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.”
“Bir iyiliğe öncülük eden kimseye o iyiliği yapanın ecri gibi sevap vardır.”


demiştir.

aslında bu atasözünde söylenmek istenen şey kötü bir anlam içermiyor sadece “iyilik yaptığında fitne çıkaracak art niyetli insanlara ölçülü davran, kalbi hasta olanlara aşırı iyi davranmak fitne getirir” uyarısında bulunuyor. bu açıdan bakılınca çok doğru bir atasözü zaten asıl içerdiği anlam da bu.. var da öyle fitneci insanlar.. sen ona iyi niyetinle hiçbir art niyet taşımadan bir iyilik yaparsın “bak bunu şu yüzden yaptı bu yüzden yaptı” diye hasta beyniyle bir ton hikaye uydurur. veya iyilik yaptığın kişi “yüz verdik astarını istiyor” hesabı yüzsüzlüğe başlar .. örnekler çoğaltılabilir.. iyiliğe kötülükle karşılık verenler de yok değil tabi.. işte bu söz bu nedenle söylenmiş.. ancak bu sözü tüm hayat görüşüne yaymak zorbalık ve barbarlıktan başka birşey olamaz..

öyle bir cümle ki bu BAZI BAKIŞLAR BU atasözünü “bak atalarımız bize iyilik yaparsak kötülük bulacağımızı söylüyor” diye düşünebilir… ASLında öyle değil tabii ki...

aynı atalarımız ne demişler:

“iyilik yap denize at, balık bilmezse halik (Allah) bilir…”
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: İyilikten maraz doğar

Mesaj gönderen der-ya »

[BBvideo 425,350][/BBvideo]
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: İyilikten maraz doğar

Mesaj gönderen aksiseda »

İyilik nedir?
Kötülük nedir?
Bana göre iyi olan herkese göre de iyi midir?
Ya da kötü gördüğümü herkes kötü mü görmektedir?

İnsanların, şu üç günlük imtihan dünyasını savaş alanına çevirmesinin nedeni bu ya...
Ben iyilik yapayım diyere karanlığı mesken edinen yarasayı aydınlığa çekersem, yarasa bana demediğini bırakmaz.
Benim yarasaya yarayacağını düşündüğüm şey yarasa için yarar değil zarardır.

Tutup ardından; Sen ne nankör bir şeysin...Sana iyilik ediyoruz oysa senin verdiğin karşılığa bak... diye sitemler etsem... söylensem..."Atalarımız boşuna dememiş; İyilikten maraz doğarmış bu alemde... Bundan sonra kimseye iyilik yapmayacağım" desem...

Bu olanları gören ve Yarasa için hangi şartların yararlı olduğunu bilen kimsenin nazarında,
benim iyilik zannettiğim şey gerçekte kötülüktür. Maraz olduğunu zannettiğim şey ise Yarasa' nın kendini koruma gayretidir ki bundan daha doğal bir şey olamaz.

Yarasa bana kızdı... Ben de Yarasa' ya kızdım.... Ben kendimi haklı görmekteyim...Yarasa ise benim cehalet karanlığında kaldığımı görmekte...

Burada yaptığımın karşılığında bir tepki aldığım için ben de bir tepki gösterdim. Yarasayı kınadım amma o tepkisinde haklı iken ben haksız yere tepki gösterdim.

Bir de şöyle düşünmeli; Peki ya iyilik olarak yaptığım şeyin karşılığını o anda görmemiş olsam...
Yarasa bir daha karanlığa gitmesin diye bağlasam bir sürekli aydınlık olan bir yere...
Çekip gitsem sonra, büyük bir iyilik yapmış olmanın iç huzuru ile... Sonra ahirette yarasaya zulüm ettiğim için hesaba çekilirken ne düşünürüm acaba...

Değerli Derya Can... İyilik ve kötülük konusunda herkes mutabık olabilse sanırım dünya cennet olurdu.

En güzeli en doğrusu; Allah en doğrusunu bilir demek ve Allahın bildirdiğini duymaya ve uymaya çalışmaktır.

Geçen ben de yazdım; "Resulullah Sav Efendimiz bizlere hakk ve hayırda yarışmayı tavsiye eder.
Oysa topluma bak ne der; “İyilikten maraz doğar” der. " diyerek ama bu yazıya karşılık demedim ben onu.
İnsanların hayata bakışında birinin iyi dediğine diğeri neden kötü der onu anlatabilmek için dedim.
Atalarımız doğru diye ona sarılır ama bu bana eğri gelir redderim anlamında dedim.

İyi ve kötü dediğimiz şeyin kişiden kişiye değiştiğini bilen biri olarak kimsenin yaptığına,ettiğine, söylediğine
İyi-kötü, doğru-yanlış diyemem...

Pehlivan Cana da dediğim gibi;

Bu nedenle bir kırılma, gönül koyma olmasın diye demekteyim.
İnsan olarak doğuyor ve çok şükür ki İNSAN olmak için gayret ediyoruz.
Niyet hayır olursa akibet te hayır olur inşaALLAH. Bu niyetimizin yüzü suyu hürmetine de
Eksik ve kusurlarımızı hoşgörmesini diliyoruz Alemlerin Rabbinden...
Birbirimize de bu nazarla bakmamız gerektiğini düşünüyorum.


Selam ile
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: İyilikten maraz doğar

Mesaj gönderen der-ya »

bEN DE, İyliliğin göreceli oldıuğunu düşünmekteydim yol boyunca İÇİmde Siz GİBİ güzel Can AŞKISEDA...
aksiseda dan yansımış ya güzel pehlivanın yüreğine aşkıseda demiş sİZE...MaşaAllah..
Rabbim yanıltamsın hiç birimizi inşallah...
İşte az evvel gelip bu sayfayı açtığımda içimde dile gelenlerin sizin elinizle YAZIlmış OLduğunu gördüm...İyilik göreceli diye başlamak istemiştim söze...

Nedense pek DE memnun OLdumm...Allah c.c razı olsunnn inşallah..

Yazmak istediklerim var ama bekleyen biri DE var...Şimdi OLmasa da inşallah UYGUN VAKİTTE yazabilirim..
Yada başka bir CANa da Rabbim yazdırmak mı diler, bilemiyorum...

Evet bir de Değerli aksiseda can, demişsiniz YA,
"Resulullah Sav Efendimiz bizlere hakk ve hayırda yarışmayı tavsiye eder.
Oysa topluma bak ne der; “İyilikten maraz doğar” der. " diyerek ama bu yazıya karşılık demedim ben onu.

Sanki bu yazıya denmiş gibi algıladım ben o sözleri,
ve siz yanlış anladığımı anlamış gibi bu yazıya karşılık demedim demişsiniz...
Bu sebepten ÖZür diler, cennettin DE Rabbim sizi ve sevdiklerinizi ebed-i kılsın dilerim....
Kainatta alınan nefesler sayısınca aminnnn inşaAllah...

sevgiyle...GÖRüşmek dileğiyle
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: İyilikten maraz doğar

Mesaj gönderen aksiseda »

Allah cc. razı olsun Değerli Derya Can...
Güzel dualarının karşılığını misli ile sana versin inşaALLAH Kerîm Mevlâm.


"...İyliliğin göreceli olduğunu düşünmekteydim yol boyunca..." demişsin ya;
Bu söz bana neler düşündürdü bak;

Yol; Hayat Yolu' dur... Doğumdan ölüme dek süren imtihanımız...
Ve bu imtihan ECEL' i görünceye kadar sürer...

İyilik ve kötülüğün göreceli oluşu ECEL' i GÖR-ENE kadardır...


اَلْهٰیكُمُ التَّكَاثُرُ
102.1 - Elhâkumut tekâsur.
102.1 - Oyaladı o çokluk kuruntusu sizleri

حَتّٰى زُرْتُمُ الْمَقَابِرَ
102.2 - Hattâ zurtumul megâbir.
102.2 - Ta.. ziyaret edişinize kadar kabirleri

كَلَّا سَوْفَ تَعْلَمُونَ
102.3 - Kellâ sevfe tağlemûn.
102.3 - Öyle değil, ilerde bileceksiniz

Biz inşaALLAH bilmeyi ileriye bırakmayalım...
Bugünden bilelim ki; Allah' ın (cc) ve Resûlü Muhammed Mustafa (Sav) in;
"İYİ" dediği MUTLAK İYİ... "KÖTÜ" dediği de "KÖTÜ" dür...
Kötü için "MUTLAK" ifadesini kullanmak istemedim. Çünkü HAKİKâT' te "KÖTÜ" dür ancak GÖRECELİ olan...
O' nun da kötülüğü ECEL' i görünceye kadardır.

Yine de deriz ki; Sadakallahul aziym...

Sevgi ve Selâm ile..
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: İyilikten maraz doğar

Mesaj gönderen der-ya »

ve alyküm ES-SelâM....



...


Çoluk çocuğun haklarını zayi edecek, onları fakir düşürüp başkalarına el açmaya sevkedecek bir
şekilde mal harcamak, hayır yapmak doğru değildir. Resûlullah Efendimiz (s.a.v), böyle davranmak isteyen ashabına mani olmuş, onların aşırı hayır muhabbetini dengelemiş ve hayrın ölçüsünü şöyle ortaya koymuştur:

“Sizden biri sahip olduğu şeyleri getirip, ‘Bu sadakadır’ der ve elinden çıkarır. Sonra da oturup
insanlara el açar, ondan bundan dilenir. Bu doğru değildir. Sadakanın en hayırlısı zenginlik halini koruyarak verilen sadakadır.”411


Sa’d b. Ebû Vakkas da (r.a) malının hepsini ALLAH yolunda harcanmak üzere vasiyet etmek istediğinde, Resû-lullah Efendimiz (s.a.v), “Hayır, hepsini vasiyet etme!” buyurdu. “Yarısını vasiyet edeyim” dediğinde, “Yarısı da olmaz”buyurdu. Sa’d (r.a), “Üçte birini vasiyet edeyim” deyince ALLAH Resulü (s.a.v), “Üçte bin de çoktur, fakat olabilir. Şunu iyi bil ki senin, vârislerini zengin bir halde bırakman, onları fakir bir halde terkedip insanlara el açmaya mecbur etmenden daha hayırlıdır.

Hiç şüphesiz senin malından yapacağın hayırlar bir sadakadır, ailene ve çocuklarına yaptığın harcamalar bir sadakadır”412 buyurdu.

Ebû Saîd el-Hudrî (r.a) anlatıyor: Resûl-i Ekrem (s.a.v) sadaka vermeyi emrettiği sırada mescide, düşük kıyafetli bir adam girdi. Halk bağışta bulundu. Peygamber Efendimiz (s.a.v) adama iki parça giyecek verdi. Sonra halka tekrar, “Sadaka verin!” diye hitap etti. Derken o adam üzerindeki iki parçalık elbisesinin bir parçasını çıkarıp (sadaka olarak) verdi.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v), “Benim kılık kıyafetini düşük görerek iki parça giyecek verdiğim şu adamı siz de görüyor musunuz? Sadaka verin, dediğim zaman, kendisine az önce verdiğim iki parçadan birini çıkarıp (sadaka olarak) verdi.” (Resûlullah adama yönelip ‘Elbiseni al!’ dedi ve adamı (niye böyle yapıyorsun? diye) azarladı.413

Hz. Câbir (r.a) bildiriyor: Adamın biri yumurta büyüklüğünde bir altın getirip, “Ey ALLAH’ın Resulü, şunu bir madende ele geçirdim, bunu alın, tasadduk ediyorum! Bundan başka bir şeyim de yok” dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v) (memnuniyetsizliğini ifade için) ondan yüzünü
çevirdi. Sonra adam Resûlullah’ın sağ tarafından yaklaşıp aynı şeyleri söyledi.

Resûl-i Ekrem Efendimiz yine adamdan yüzünü çevirdi. Adam bu sefer sol tarafından yaklaştı, aynı şeyleri söyledi. Hz. Peygamber yine adamdan yüzünü çevirdi, sonra adam arka cihetinden yine yaklaşıp önceki sözlerini aynen tekrar etti. Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz (s.a.v) onu aldı ve adama attı. Eğer değseydi canını yakacaktı.

Sonra şöyle buyurdular: “Biriniz bütün sahip olduğu serveti getirip, ‘Bunu sadaka olarak veriyorum’ diyor ve sonra da oturup halka avuç açıyor! Hayır, sadakanın hayırlısı zenginlikten sonrakidir. “414

İmam Şa’rânî (k.s) şöyle der: “Sadaka dağıtan her zaman kendisi ve ailesi için bir şeyler bırakmalı, ihtiyaç fazlasını dağıtmalıdır.”415

Ebü’l-Esved ed-Düelî (r.a) şöyle diyordu: “Eğer her elini açana yardımda bulunsak biz onlardan daha kötü duruma düşeriz.”

Hasan-ı Basrî’ye sorulur: “Fakirler ve yoksullar çok arttı, kime yardım edeceğimizi şaşırdık, ne dersin?” Cevap verir: “Gönüllerinizde kendisine karşı en çok merhamet uyananlara!”

380 Buhârî, Edeb, 33; Müslim, Zekât, 16 (nr. 52); Ebû Davud, Edeb, 60 (nr.4947); Tirmizi, Birr, 45 (nr. 1970); Taberânî, Mekârimü’l-Ahlâk, nr.111;İbn Ebü’d-Dünya, İstinâu’l-Ma’rûf, nr. 7.
381 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/398; Tayâlisî, el-Müsned, nr. 31.
382 Buhârî, Rikâk, 49, 51, Tevhid, 36, Edeb, 34; Müslim, Zekât, 20 (nr.67);Timizi, Kıyamet, 1 (nr. 2415).
383 İbn Mâce, Edeb, 8 (nr. 3684); İbn Ebüd-Dünya, İstinâu’l-Ma’rûf, nr.20.
384 Şa’rânî, Tenbîhü’l-Muğterrin, s. 349.
385 Şa’rânî, Tenbîhü’l-Muğterrin, s. 349.
386 Şa’rânî, Tenbîhü’l-Muğterrin, s. 352.
387 İbnü’l-Cevzî, Sıfatû’s-Safve, 1/460; Şa’rânî, Tabakatü’l-Kübrâ, 1/32.
388 Ebû Nuaym, Hilyetü’l-Evliyâ, 4/312.
389 Mâverdî, Edebü’d-Dünyâ ve’d-Dîn, s. 63.
390 bk. Ebû Davud, Edeb, 10.
391 Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 3/110.
392 İbn Ebü’d-Dünya, İstinâu’l-Ma’rûf, nr. 22; Şa’rânî, Tenbîhü’l-Muğterrîn, s.350; Mâverdî, Edebü’d-Dünyâ ve’d-Dîn, s. 198.
393 Kuşeyrî, Risale, s. 249; Gazâlî, Ihyâ, 3/1812; Kimyâ-yı Saadet, s. 504;İbnü’l-Mülakkın, Tabakatü’t-Evliyâ, s. 254.
394 Mâlik, Muvatîa, Sadaka, 1; Şa’rânî, Tenbîhü’l-Muğterrin, s. 369.
395 Müslim, Birr, 43; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 5/173; Münzirî,et-Tergîb ve’t-Terhîb, 3/421.
396 Sâ’: Bugünkü ölçü İle 3300 kg. civarında bir ölçektir.
397 Tevbe 9/79.
393 Kandehlevî, Hayâtü’s-Sahâbe, 2/236.
399 Şah-ı Hazne, Mektûbât, 80. Mektup.
400 Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, nr. 8823; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid,3/117.
401 Şa’rânî, Tenbîhü’l-Muğterrin, s. 368.
402 Tirmizî, Zekât, 26; Nesâî, Zekât. 82; İbn Mâce, Zekât, 28; Hâkim,Müstedrek, 1/408.
403 Buhârî, Zekât, 48; Müslim, Zekât, 45. Uzunca bir hadisin son bölümünden alındı.
404 Nesâî, Zekât, 51; İbn Hibbân, el-İhsân, nr. 3341; Beyhaki, es-Sünenü’t-Kübrâ, 8/345.
405 Ebû Davud, Zekât, 45; Nesâî, Zekât, 23; Hâkim, Müstedrek, 1/415.
406 Buhârî, Hibe, 17; Begavî, Mesâbîhu’s-Sünne, nr. 1375,
407 bk. Buhârî, Edebü’l-Müfred, nr. 566; Gazâlî, İhya, 1/400.
408 Ebû Davud, Edeb, 16; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/38.
409 Gazâlî, ihya, 1/397.
410 Gazâlî, İhya, 1/398.
411 Ebû Davud, Zekât, 39; Hâkim, Müstedrek, 1/413.
412 Buhârî, Vesâyâ, 2; Müslim, Vesâyâ, 5-10.
413 Ebû Davud, Zekât, 39 (nr. 1675); Nesâî, Cuma, 26.
414 Ebû Davud, Zekât, 39 (nr. 1673); Dârimî, Zekât, 1666.
415 Şa’rânî, Tenbîhü’l-Muğterrîn, s. 371.
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Kullanıcı avatarı
gulgoncaa
Aktif Üye
Aktif Üye
Mesajlar: 182
Kayıt: 12 May 2008, 02:00

Re: İyilikten maraz doğar

Mesaj gönderen gulgoncaa »

Hadis-i Şerif olup olmadığını bilmiyorum , manası güzel bir cümle var inandığım;

''İsrafta hayır yoktur ama hayırda da israf yoktur.''
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/gulgonca.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
aksiseda
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1147
Kayıt: 11 Haz 2012, 10:01

Re: İyilikten maraz doğar

Mesaj gönderen aksiseda »

"Maraz" kelimesini biz olumsuz anlamda kullanırız. Bizim köyde "Marazlı" derlerdi kimilerine.
Bunu; "Hastalıklı" anlamında kullanırlardı sanırım. Bir türlü iyileşmek bilmeyen, dıştan bir şey görünmese de
içinde tükenmekte olan kimseler için söylerlerdi.Ya da bulaşıcı hastalık taşıyan kimseler için.
Tam olarak bilmiyorum ama "Marazlı" dedikleri insanlar "Yaramaz" insanlardı...
Maddi ve/veya manevi anlamda...

Lâkin ben, "M" harfini nerede görsem Muhammed Mustafa (Sav) geliyor aklıma...
O Saf iyilik ve güzelliğin menbaıdır şüphesiz. Olumsuz bir şey göremeyiz O' nda...
Görürsek eğer bu bizim kendi olumsuzluğumuzdandır.
Çünkü O buyurdu ki; Ben bir aynayım. "Herkes kendini görür bende".

Ebu Cehil baktı; "Ne çirkinsin" dedi...
Ebu Bekir baktı; "Ne güzelsin" dedi...
O her ikisine de; "Haklısın" dedi...

Kendisi de baktığında olumsuz bir şey göremezdi Âlem' de..

Şimdi bu düşüncelerle baktığımda "Maraz" kelimesine; M' yi "Muhammedî" anlamında ayırıyorum.
Geriye "Araz" kalıyor ki bu;"Geçici, arızî" anlamında kullanılır.Benim ARZ diyesim geliyor ki zaten Arz ve Sema' da "Geçici" olmayan bir şey yoktur.

وَلَا تَدْعُ مَعَ اللّٰهِ اِلٰهًا اٰخَرَ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ كُلُّ شَیْءٍ هَالِكٌ اِلَّا وَجْهَهُ لَهُ الْحُكْمُ وَاِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
Ve lâ ted'u meallâhi ilâhen âhar, lâ ilâhe illâ hû, kullu şey'in hâlikun illâ vecheh, lehul hukmu ve ileyhi turceûn.
Sen Allah ile beraber başka bir ilâha ibadet etme. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur.
O'nun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O'nundur ve kesinlikle O'na döndürüleceksiniz.(Kassas Suresi 88.Ayet)


Hâl böyle olunca "İyilikten MaRaZ doğar" sözü doğru bir sözdür olanı tespit açısından.
Lâkin işin özü bakımından bakılığında olan Nur-u Muhammedî' dir.
"Allah' ın ilk yarattığı neydi Ya Resulallah?" diye soran sahabeye,
"Allah ilk olarak senin Peygamberinin Nurunu yarattı" buyurmuştur.

Muhyiddini Arabi;"Varlık iyiliktir, yokluk ise kötülüktür" der.

Öyleyse diyebiliriz ki ASIL VAR OLAN İYİLİK' tir... .İLK CeVHeR' dir O... Araz olan ise Kötülük arızidir, geçicidir...
Geçici olan ise sonunda ASL' ına dönecektir...

Ve ASL' ımız olan (Sav) bize der ki;
"Allah için birini seviyorsanız bunu ona söyleyin."
Biz Derya Canı seviyoruz... Ve bilerek veya bilmeyerek üzmüş olmayı istemiyoruz.

Sevgi ve Selâm ile...
Resim
Kullanıcı avatarı
der-ya
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 853
Kayıt: 29 Eki 2011, 07:01

Re: İyilikten maraz doğar

Mesaj gönderen der-ya »

Resim

HAK YOLda BİRlikte yürüyoruz elhamdülillah...
Bu sebepten YOL arkadaşlarımızı seviyoruz BİZde...
YÜCE RABBİM de kendi rızasında daim kılsın inşAllah hepimİZİ...
DAİMİ MuhaBBEtle.

Üzülmedim de, Sevgili Can,
bu başlıkla yanıltıcı mı oldum diye düşündüm bir süre,
Evet ya diyordum bende simurg canım gibi, iyilikten nasıl kötülük doğsun ki..
Yolumuz baştan sona iyi iken, yoldaki gelip geçenlere zarar vermesin diye bir dikeni kaldrmak dahi ibadet'e dahil iken,
Derken işte, ölçülü iyilikten bahsedilmekte bu atasözü ile demeye başladı içim,
İyilik ama kime göre iyilik, benim iyilik sandığım başkasına dolaylı yoldanda olsa zarar verir mi,
başlıkta öyle olmalıydı ASLında, ölçüsüz iyilikten maraz doğar diye,
Yarasa örneği de güzel bir misal OLmuş bu konuya,

Çocuklarının her istediğini yapmakla iyilik yaptığını zanneden anne babalar geldi hatrıma,
bununla ilgili bir yazı OKUyordum paylaşayım burada..


Çocuğun her istediğini yapmak iyilik değildir

Eskiden ebeveynler, çocuklarına sevgilerini gösteremezler, hatta onlara konuşma hakkı tanımazlardı. Bu kimseler, büyüklerinden böyle gördüklerinden çocukların suskunluğunu eğitimin bir parçası zannederlerdi. Ebeveynlerin soğuk ve katı tutumları eğitim camiasında da gündeme gelir ve bunun sakıncaları ifade edilir. Ancak günümüz ebeveynleri de tam tersi bir durum sergiliyorlar.
Yani, klasik bir söylemle çocuk merkezli bir dünyaya doğru gidiyoruz.

Anne babalar yeter ki çocuk mutlu olsun, çocuğun isteklerini yerine getirelim, diye düşünerek onlara hiçbir sınırlama getirmiyor, nerede durmaları gerektiğini ifade edemiyorlar. Anne baba ve çocuk ilişkilerinde, çocuğa konuşma hakkı tanınmalı, onun istekleri beklentileri dikkate alınmalıdır. Ancak, ev içinde ya da dışarıda uyması gereken kurallar da çocuğa öğretilmeli ve anne baba bu konuda kararlı olmalıdır. Aksi takdirde, çocuklarda şu sorunlar görülebilir:

Çocuk, insanlarla ilişkilerinde karşı tarafı dikkate almaz, empati yapamaz, her zaman kendi istediğin olmasını bekler. Çocuk dışarı çıktığında, anne babanın gösterdiği tölaransı, diğer insanların da göstermelerini bekler, beklentilerine ulaşamadığında ise saldırgan bir tavır içinde olabilir.
Çocuk kendini dünyanın merkezinde görmeye başlar ve arkadaşlarıyla sağlıklı ilişkiler kuramaz
Evde her istediği yapılan çocuk, doyumsuz olur, isteklerini ertelemeyi bilmez, kendini üstün ve farklı görmeye başlar. Çocuk bağımsız iş yapma becerisi kazanamaz ve anne babaya bağımlı kalır.

Peki, neler yapılabilir?

Anne baba çocuklarla ilişkilerinde dengeyi sağlamalıdırlar. Çocuklara, istedikleri her şeyi her zaman elde edemeyeceklerini, bunun hayatın gerçeği olduğunu ifade etmelidirler.

Evde ya da toplumda uyulması gereken kuralları vermelidirler. Anne baba çocuğun ailenin diğer bireyleriyle uyum içinde olmalarını sağlamalı ve hakkaniyet duygusu vermelidirler.

Anne babalar çocukla ilişkilerinde tutarlı olmalı ve onlara temel disiplini aile içinde vermelidirler.
Anne baba çocuğa sınırlarını öğretmeli ve nerede durması gerektiğini vurgulamalıdırlar.

Anne babalar unutmamalıdırlar ki, çocuğun her istediğini yerine getirmek onun için iyilik değildir.
Çünkü çocuk, kanatlanıp evden topluma uçacak ve burada kendi yaşamını yeniden kuracaktır.
Eğer göğün yedi kat üstüne çıkmaksa niyetin, Aşktan güzel merdiven bulamazsın.
Eğer aşkı bulmaksa niyetin, Aramadan duramazsın. -
Yunus Emre.k.s
Cevapla

“İlim” sayfasına dön