Fraktal Resimler!

Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Fraktal Resimler!

Mesaj gönderen nur-ye »




Resim Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Bir saatlik tefekkür altmış senelik (nâfile) ibâdetten daha hayırlıdır.” buyurmuştur.

(Aclûnî, Keşfü’l-Hâfâ I/370)



FRAKTAL

Açıklama: Fraktal parçalanmış ya da kırılmış anlamına gelen Lâtince fractus kelimesinden gelir. İlk olarak 1975'de Polonya asıllı matematikçi Benoit Mandelbrot tarafından ortaya atıldığı varsayılmaktadır. Kendi kendini tekrar eden ama sonsuza kadar küçülen sekilleri, kendine benzer bir cisimde cismi oluşturan parçalar ya da bileşenler cismin bütününü inceler. Düzensiz ayrıntılar ya da desenler giderek küçülen ölçeklerde yinelenir ve tümüyle soyut nesnelerde sonsuza kadar sürebilir; tam tersi de her parçanın her bir parçası büyütüldüğünde, gene cismin bütününe benzemesi olayıdır. Doğada görebilen örnekler örneğin bazı bitkilerin yapısı dır
En son nur-ye tarafından 18 Eki 2009, 23:06 tarihinde düzenlendi, toplamda 2 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim


*--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Kalbler ALLAH’ın kudret parmaklarından ikisi arasındadır. İstediği gibi evirip çevirir.” buyurdu.
(Enes (radiyallahu anhu)’dan; imâm Ahmed; Tirmizî hasen olarak, Hâkim müstedrekinde)
En son nur-ye tarafından 18 Eki 2009, 22:45 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

Resim Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "ALLAH bir kula iyilik dilerse, ona dinin inceliklerini öğretir (dinde fakih kılar) ve ona doğruyu (rüşdü) ilhâm eder." buyurur.
(Abdullah b. Mesud (radiyallahu anhu) dan; Tebarânî kebir)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim


ResimResimResimResimTaberanî'nin güvenilir râviler yoluyla Ebu Seleme'den rivayet ettiği hadiste Muaz (ra) şöyle anlattı: Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e: "Ya Resulullah! Bana nasihat et" dedim. Şöyle buyurdu: "ALLAH 'a O'nu görüyormuşsun gibi ibâdet et. Kendini ölmüşlerden say. Her taşın , her ağacın yanında yaratanı hatırlayarak ALLAH'ı zikret. Bir hata yapınca hemen güzel işler yap. Gizli yaptığın hatalara gizlice ALLAH'a niyaz ederek, açıkta yaptığın hatalara açıktan tevbe istiğfar ederek." buyurdu.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim


ResimResûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadisi kudsîde: “ALLAH: “Seni kendi nurumdan, diğer şeyleri de senin nurundan yarattım.”buyurdu” buyurmuştur.
(Îmân Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404; Aclûnî, Keşfü’l-Hâfâ I-265/827)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim



Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor: "Nasılsanız öyle idâre edilirsiniz!"

(Deylemî, Müsned III/305 (4918); Aclûnî, Keşfü'l-Hafa II/166 (1997)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Akıl bakımından rızıklanan kımse felâha (kurtuluşa) ermiştir." buyurdu. (Aclûnî Keşfu'l-hafâ)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim


Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "ALLAH buyuruyor ki akıldan daha güzel bir şey yaratmadım. Ona "gel" dedim, geldi; "git" dedim, gitti, dedim ki: "Bana senin vasıtanla ibâdet edilir; senin vasıtanla mükâfât verilir, senin yüzünden cezâlandırırım." buyurmuştur. (Heysemî VIII 28; Aclunî II-212)


Resûlü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'in (İbn Mesu'd dan): "ALLAH (Teâla Hazretleri) aklı yarattığı zaman ona: "gel..." dedi, o da geldi. Sonra "geri dön!" diye emretti. O da geri döndü. Bunun üzerine akla şunu buyurdu: "Ben, kendime senden daha sevgili olan başka bir şey yaratmadım. Seni, nezdimde mahlûkatın en sevgilisi olana (insana) bindireceğim." buyurmuştur. (Kütüb-i sitte 1687)
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

Resim RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem: “İhsan, Allah’ı sanki gözlerinle görüyormuşsun gibi Allah’a ibadet etmendir. Sen O’nu görmesen de O seni görüyor.” buyuruyor.
(Buhârî, Müslim, İbnu Mâce, Nesâî, Ebû Dâvud, Tirmizî)
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

Resim

Gul yazdı:... Câbir bin Abdullah (radiyallahu anhu)’dan: “Yâ Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)! Anam babam sana fedâ olsun, ALLAH’ın en evvel yarattığı şeyi bana söyler misin?” dedim.

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: “Yâ Câbir! eşyâdan önce, kendi nûrundan (Nûrullah) senin Peygamberinin nûrunu yarattı.”

Ve şöyle buyurdu: “ O nûr ALLAH’ın kudretiyle dilediği yerlerde devredip gezerdi. O zaman ne levh, ne kalem, ne cennet, cehennem, ne melek, ne gök, ne güneş, ne ay, ne cin ne de ins var idi.”

Ondan sonra buyurdu ki:“ ALLAH Tealâ mahlûkatı yaratmak istediği zaman, o nûru taksim edip 4 parça yaptı: İlk parçadan kâlemi yarattı. İkinci parçadan Levh’i yarattı. Üçüncü parçadan Arş’ı yarattı. Dördüncü parçayı taksim edip dört parça yaptı: İlkinden gökleri yarattı.İkincisinden yeri yarattı. Üçüncüsünden cennet ve cehennemi yarattı. Dördüncü parçayı yine taksim edip dört parçaya ayırdı: Birincisinden mü’minlerin gözlerinin nûrunu yarattı. İkincisinden kalblerinin nûrunu yarattı ki o, ALLAH’ı bilmedir. Üçüncüsünden dillerinin nûrunu yarattı ki o da Kelimeyi Tevhîddir....”

(İmâm Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404)


Resim

Çizim: Gariban
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

Resim

CAN NUR-YEm, gönül güzeli, BİZlere sunduğun bu resimler ve bu resimler hakkında yapılan açıklamaları OKUduğumda aklıma, Hz. 'Ali efendimizin;
"Kur'an Fâtiha'dan, Fâtiha Besmele'den, Besmele Bâ harfinden ibârettir. Bense o Bâ harfinin altındaki noktayım” sözü geldi. Yine bir başka sözünde "İlim bir noktaydı câhiller onu çoğalttı" demekte.
Fraktal resimler konusundaki açıklamalar bunu hatırlattı bana.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem efendimizin; yukarıdaki hadîs-i şerifi de Nur-u Mîm'in bölünüşünün tek bir nurdan 'âlemin yaratılışının îzahı ile nasıl benzeşmekte. Parçaların bütüne, bütünün parçalara bağlanışı....
BİZ-BİR oluşu nasıl anlatmakta.
Kesretten Vahdete geçişi Vahdetin Kesret görünüşü, dipsiz bir kuyuya iner gibi, Yusuf kuyusu gibi, Şemsin kuyusu gibi...
Ellerine, gönlüne sağlık.
Resim
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

Resim

SU'yun halleri bu bütünün parçalarına , parçanın bütüne tutunması benzeşmesi ve kesrete dönüşmesi de örnek olabilir.
SUyun BUZ haline giderkenki kristalleşmesi ve BUZun kristalize görüntüsü, BUZun erirken ki şekil alması çözülmesi esnâsında HÂLden HÂLe geçmesi BUHAR ve BULUT olma aşamaları da aynı derinlikte gözlenebilmekte...



Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
safa-merve
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen safa-merve »

nur-ye yazdı:Resim
NİYAZİ MISRİ(ks)


LXXII ŞİİR


NOKTA

Sen seni bilmektir ancak pîre ülfetten garaz
Noktayı fehmeylemektir ilm ü hikmetten garaz

Pîri – Mürşidi bilip, bulup, yolunda olup kemâlatını yaşamaktan maksad, kişinin kendini bilmesidir. Kendi başına uynanmayacağı, uyuyanı bir uyanığın uyandıracağı gerçeği… Buyolu dileyenlere Rabbini bilmaek isteyenlere buyruk :
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu : Nefsini tanıyan kimse Rabbini tanımış olur.” buyurmuştur. (Aclunî, Keşfü’l-Hâfâ II/343 (2532)

Kişi kendini bilmek için bir usta Eren yanında İlâhî ilim ve Muhammedî edeb için tâlim ve terebiye görür.
Bu ilim ve hikmetten maksad ise “NOKTA” yı anlamaktır.
Nokta en Merkez olan çapı sıfır dairedir. Özdür. Özettir. Şah damarıdır dinin..
İmam Ali (keremallahi vechehu : Allah onun vechini keremli kılsın) kendisine : “Yâ Emirir’l- Mü’minin İlim nedir?” diye sorulduğunda
Cevaben :
“İlâhî kitaplarda olanlar Kur’ân’da, Kur’ân’da olan Fâtiha-yı Şerîfe’de, Fâtiha-yı Şerîfe’de olan Besmelede, Besmelede olan “Ba - ب” harfinde, “Ba – ب” harfinde olan ise altındaki “NOKTA” da vardır (toplanmıştır).
“Ve ena li nuktatatülleti tahte’l- bâ : Be’nin altında olan nokta benim.”Ve ilave etti : “El ilmü nuktatün kesrehe’l- câhilûn : İlim bir noktadır, câhiller onu çoğalttı!” buyurmuştur.

Muhammedi melametin aziz Pîri Seyyid Muhammed Nuru’l- Arabî (ks) Hazretleri, İmam Ali (keremallahi vechehu : Allah onun vechini keremli kılsın) Efendimizin bu buyruğunu Pirzen şehrinde iken şerhetttiği ve okuttuğu için kendisine “Noktacı Hoca” da denilmiştir. Arab Hoca Efendi de dendiği gibi..


Halkı bunca enbiyâ kim geldi dâvet eyledi
Vahdetin sırrı bilinmektir o dâvetten garaz


Bunca Peygamberlerin gelmesinden maksad, halkı Vahdaniyyet Sırrını bilmeye davettir.
Bir nokta olan ilmin açıklanması; ancak görevli, yetkili ve etkili olanlarca mümkün ve doğrudur. Bu ise şimdi dahi Erenlerce yürütülmektedir.


Saniî gör günde yüz bin türlü san'at gösterir
Kendüyü göstermek çündür o san'attan garaz


Ey Eren Yolu yolcusu fiillerin fâilini gör!
Her an sayısız eserlerini açıkça gösterip duran tek ve eşsiz Sanatkârın maksadı, açık ve tek olup kendisini göstermektir ve bildirmektir.
Hadis-i Kudsîde : “Küntü kenzen mahfiyyenfe ahbebtü u’refe fe halaktü’l- halka liu’re : Gizli bir hazine idim. Görünen sûret ve bilinen şeylerle zâhir idim. Diledim ki bilineyim. Bu bilinen şeyleri ve mevcûdatı yarattım.” buyurulmuştur.


Hep celâlin perdesidir küfr ü isyandan murad
Bahr-ı cûdun katresidir, fazl u rahmetten garaz


Bu âlemde görülüp duran tüm küfür ve isyanlar aslında bâtın olan Hakk’ın celâlinin perdeleridir.
Oysa Zâhir olan cemâlinin görünen ni’metleri ise O’nun Cömertlik Denizinden bir damla lütüf, ihsan ve rahmet maksadıdır..


Nefsini bilen, irermiş bir tükenmez devlete
Fakr-i fahri'dir Niyâzî bil o devletten garaz.


Ey Niyâzî!
Ancak nefsini bilenler ulaşabilir “Fakr-i fahr” devletine..

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “Fakrımla fahrederim: fakir oluşumla övünürüm” buyurmuştur.

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in buyurduğu, kulluğun 4 ana sıfatları olan :
Acziyet, Fakriyet, Zillet ve İlletten en önemlisi olan Kulluk Fakriyetini anlamak ve yaşamakla övünmemize örnek olup emretmiştir.
Kul olan Fakriyette iken, kulu yaratan elbette Ganiyettedir.
Kulunun kendisini, fiilerini ve hatta dilemelerini dahi yaratan Rabbülâlemin elbet gerçek zengindir.
Yarım nefesle bir an için var gözüken insanoğlu fakirliğini anlarsa kendini bilmiş olacaktır ki Rabbini de bile bile..

يَا أَيُّهَا النَّاسُ أَنتُمُ الْفُقَرَاء إِلَى اللَّهِ وَاللَّهُ هُوَ الْغَنِيُّ الْحَمِيدُ

“Ya eyyühen nasü entümül fükaraü ilellah vallahü hüvel ğaniyyül hamid : Ey insanlar! Allah'a muhtaç olan sizsiniz. Zengin ve övülmeye lâyık olan ancak O'dur.” (Fatır 35/15)


Ülfet (A.): Görüşme, kaynaşma.
Garaz (A.): Maksat.
Fehm (A.): Anlama, anlayış.
Fehmeylemek: Anlamak.
Sani' (A.): San'atkâr.
Kendüyü: Kendini.
Cûd (A.): Cömertlik..
Bahr-ı cûd: Cömertlik denizi.
Devlet (A.): Çok büyük saadet, zenginlik, ebedilik.



kıymetli nur-ye ve güllale kardeşlerim, Allah razı olsun bu ne güzellikler böyle! aydınlattığınız için teşekürler...
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
safa-merve
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen safa-merve »




"Fraktal geometri insan zihninin bir ürünü olmaktan çok, bir keşiftir"

R. Penrose.



Resim
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
gullale
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1362
Kayıt: 16 Oca 2008, 02:00

Mesaj gönderen gullale »

Eyvallah Safa-Merve CAN kardeşim, ne güzel demiş;

"Fraktal geometri insan zihninin bir ürünü olmaktan çok, bir keşiftir"


R. Penrose.

Zaten BİZ-BİR-İZ de bu söylenenlerin, OL-ANın İLMin AKLın Kâinatın cümlesi CEM olmuş.
Âyet el-Kursî'de RABBİ'L-'ÂLEMÎN buyurdu:


Bismillâhirrahmânirrahîm

اللَّهُ لَا إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ ۚ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ ۚ لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۗ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلَّا بِإِذْنِهِ ۚ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ ۖ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِنْ عِلْمِهِ إِلَّا بِمَا شَاءَ ۚ وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ ۖ وَلَا يَئُودُهُ حِفْظُهُمَا ۚ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
Bakara 255


".... Ve lâ yuhîtûne bi şey'in min 'ilmihi illâ bi mâşâe..."

"O'nun ilminden O'nun dilediğinin dışında kavranamaz..."



Kavrayabildiğimiz her bilgi O'nun izni ve nasîbi dâhilinde olmakta. Böylelikle insanoğlunun keşfettiği, ulaştığı her bilgi düzeyi bilinmesine bulunmasına kullanılmasına izin verildiği zamanda ve miktarda olmakta.
Bu zâhirî ilimlerde olduğu gibi Bâtınî ilimde de böyle.
Sanki...,
Kendinden kendine Devrân,
Kendinden kendine Seyrân,
Kendinden kendine Cevlân,
Kendinden kendine Hayrân...

RABBİ'L'ÂLEMÎN HAKK ve HAYRa ulaştıracak, rızâsında, yakîninde eyleyecek, ilmi ile âmil olanlardan edecek ilmini ihsan ve ikram eyleye değerli kardeşim...
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Mesaj gönderen Gul »

Resim

Euzubillahimineşşeytanirracim.

Resim

1- Er Rahmân

2-Öğretti Kur'anı

3-Yarattı insanı

4-Belletti ona o güzel beyânı
(Rahman Suresi; 55/1-4)


Resim

1-Rahmân, Rahîm Allahın ismiyle

2-Hamd, o rabbiâlemîn,

3-O rahman, rahîm,

4-O din gününün maliki Allâh'ın.

5-Sade sana ederiz kulluğu, ibadeti ve sade senden dileriz avni, inayeti yarab!

6-Hidayet eyle bizi doğru yola

7-O kendilerine in'am ettiğin mes'utların yoluna. Ne o gadap olunanların ne de sapgınların
(Fatiha Suresi; 1/1-7)


AMİN

Sevgili nur-ye, sevgili güllale ve sevgili safa-merve Allahu zül Celal sizlerden razı olsun, cümlemizi rızasına erdirsin Resul'u Sallallahu Aleyhi Vessellem'in her an şefaatine nail eylesin. AMİN YA RABBİ!
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »


SEVgili ZOR YOL kardeşlerim, güllale, safa-merve ve Gül,
paylaşımlarınız için çokkkk teşekkür ederim. iyiki varsınız İyiki VARız.


SEVgili babamın tedavisi sırasında özel röntgen merkezinde sıramızı beklerken bir mecmua dikkatimi çekti. İncelemeye başladım. SESin efektlerinin resimlerini çizmişlerdi çokkkk hoşuma gitti Googledan araştırma yaptım bulamadım. Beynimin bir köşesinde tutttum. FRAKTAL resimleri görüncede sizlerle paylaşmayı istedim.
Kul İhvanimİZ gemliğe ziyaretimize geldiğinde de AYNAnın PARÇalanmış HALlerinden örnek vererek Renginazla bizi aydınlattı. Çokkk ta hoşumuza gitti UMUT UFKUndan ışıklar ile beynimiz seyran etti şükür.

Ankakuşu msn den soruyor;
''Sizde bir hal seziyorum
biraz suskunca,
biraz sakincesiniz.''


ankakuşumuza;
BİRaz DİNGİN,
BİRaz SİNGİN!
BİRaz YUNGUN!
VE;
BİRaz YANGIN!

Nedir HALimizin içinde ki, HALimizce!
Ayşe bacım; ''Kaynayan kazan kapak tutmaz!’’ der der ki derh Kul İhvanimİZ!




MESUT OLmayı BİLmek isteyen;
MESUT OLmayı BULacak,
MESUT OLacak.
MESUT YAŞAyacaktır....

Kaynamaya başlıyan kazan için, O kadar çok şey söylendi ve YAŞAdı ki HAZM için zaman gerekecek İNŞAALLAH!

MUHAMMEDİ MuHABBEtlerimİZle!....






kulihvani yazdı:Resûlullah sav adına, hesabına ve şerefine BİZ ve BİR olarak hasbi hizmette olalım da,
inşaallah
El Kerîm cc kemâlât ikram eder...

bu gün 27.04.2008
Aksarayda ata yurdumdayım,
hoş anlar yaşamaktayız Rabbımıza şükürler olsun..


Hayâ timsali Ayşe Bacım da BİZle BİLE idi.
aşkınlığımız için:
" Kaynayan kazan kapak tutmaz! " dedi inleyerek..

Yâ Hayy
Yâ Vedûd cc...
nur-ye yazdı: *** ''
DİNGİN! SİNGİN! YUNGUN! ve YANGIN!..''

KUL İHVANİ
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »



Mandelbrot'nun bir sonraki sorusu ise şu olmuştur:

"Bir iplik yumağının boyutu nedir?"

Uzaktan bakıldığında yumak bir noktadan ibarettir, yani boyutu sıfırdır.
Daha yakından yapılan gözlemlerde yumak yüzeyinde düzensizlikler bulunan bir küre gibidir.
Boyut sayısı üçe çıkmıştır.
Daha yakından bakıldığında yumağı oluşturan tek boyutlu iplik ayrık olarak gözlemlenebilmektedir.
Tek boyutlu ipliğe büyüteçle bakıldığında iplik üç boyutlu sütunlar gibi görülür.
Mikroskop altında sütunlar tek boyutlu liflere, lifler ise sonunda boyutsuz noktalara dönüşmektedir.
O halde, yumağın gerçek boyutu nedir?
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

Azîz efendim İmâm-ı Alî (keremullahi veche)'nin:
"Ey insan! Senin cirmin (cüssen, cismin) küçücüktür, fakat Âlem-i Ekber (Evvel-Âhir-Zâhir-Bâtın sırları) sende tâvadır (dürülüp, yerleştirilmiştir)."
Buyurmasındaki İNSAN, elbette prototip (ilk örnek) olan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dir.


Anasayfada ki Tasavvufun ilim bölümünden


nur-ye yazdı:*** '' İlim, İrade, Edeble Rüşde eren-Kendini BİLen-BULan AKIL,
İdrak, İrfan ve Şehâdete İştirakte OLmak için RABB’iyle Yaşamak isteyecektir!..''

Kul îhvani


nur-ye yazdı:
*** '' Herkes KABı kadar, KARINCA KADERince ve AKLı kadar ANlayacak!.. ''

Kul İhvani
En son nur-ye tarafından 20 Eki 2009, 09:58 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »


Fraktallar birçok yönüyle günlük hayatta görüntü sıkıştırmadan finansa bir çok alanda kullanılmaktadırlar.Bizler yeni yeni fraktal geometrinin nimetlerinden faydalanmaya başlamış bulunuyoruz.Doğadaki bir çok kendini tekrar eden nesnenin modellenmesi için bir çok matematiksel formül kullanılır. Örneğin resim sıkıştırmanın arkasında bir resmi alıp onu sistemsel fonksiyonların iterasyonu ile sunma bulunmaktadır.Bu şekilde Microsoft Encarta Cd sine binlerce resim sıkıştırılmıştır.Ayrıca film endüstrisinde birçok dekor ve sahne kurmadan masrafları düşürmek için arka plandaki sahneler fraktal geometri kullanılarak luşturulabilmektedir.Örneğin Star Trek serisinde bu teknoloji kullanılmıştır.Ayrıca fraktal geometri biyolojik analizlerde de kullanılmaktadır.
Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »





--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Yâ Eba Zer! Gidip ALLAH'ın kitabından bir âyet öğrenmen senin için yüz rekat nâfile namaz kılmandan daha hayırlıdır. Amel edilsin veya edilmesin ilmî bir konuyu öğrenmen ise, senin için bin rekat nâfile namaz kılmandan daha hayırlıdır." buyurdu.
(Ebi Zer (radiyallahu anhu)'dan İbn Mâce hâsen isnadla)






--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "ALLAH (celle celâluhu)'nun benimle birlikte gönderdiği HİDÂYET ve İLİM, yere yağan yağmura benzer. Bu yerin bir bölümü güzel, verimli, suyu emer, otlar ve bitkiler bitirir. Bir kısmı da çorak arazidir ki hiçbir şey bitmez (ama) suyu tutar. ALLAH (celle celâluhu) bu toprakla insanlara yarar sağlar. İnsanlar ondan sularını alırlar. Hayvanlarını ve tarlalarını sularlar. Bazı yerlere de yağmur yağar ama orası suyu tutmaz. Yağan yağmur akar gider. Bir şey de bitirmez. İşte bu; ALLAH (celle celâluhu)'nun dinini öğrenip ve ALLAH (celle celâluhu)'nun benim vasıtamla gönderdiğinden yararlanıp da hem öğrenen hem de öğreten bir kişiyle buna kulak asmayan ve ALLAH (celle celâluhu)'nun benimle gönderdiği hidâyeti kabul etmeyen kişiye benzer." buyurmuştur.
(Ebu Musa (radiyallahu anhu)'dan Buhârî ve Müslim)
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Mesaj gönderen Gul »

F R A K T A L

Etrafımızda var ola gelen ama bizim yakın zamana kadar görmesini bilmediğimiz geometrik gerçeklerden biri de fraktallar;

öyle bir cisim olsun ki hangi noktasını alırsak alalım büyütüp baktığımızda yine başlangıçtaki şekille karşılaşalım ve bu işleme ne kadar devam edersek edelim aynı olay tekrarlansın.

İşte fraktal, yani kendine benzerlik kavramının tanımı bu. Aslında doğa aynı doğa. Değişen tek şey matematiğin zenginleştirdiği algılama gücümüz.




Kolay elde edilebilen bir fraktal:

Bir kare çizin, bunu dörde bölün, sol üst ve sağ alttaki küçük kareleri atın. Bu kuralı kalan her kareye tek tek ve sonsuz kez uygulayın.

Oluşan şeklin hangi parçasını alırsak alalım, bunu büyüttüğümüzde başlangıçtaki şekle ulaşırız.
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »



Gül CANım paylaşımın için çokkkk teşekkür ederim....


--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "İnsan ölünce amellerinin sevâbı kesilir. Ancak şu üç amelinin sevâbı devâm eder. Verdiği sadaka-i câriye veya (bıraktığı) faydalanılan ilim veya (yetiştirdiği) kendisine dua eden sâlih evlâd." buyurmuştur.
(Ebu Hureyre (radiyallahu anhu)'dan Müslim ve diğerleri)


Resim

--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "İslâmı anlayan (fıkh eden, ilm eden) bir kişi, şeytâna karşı bin abidden (anlamadan ibâdetle meşgul olan kişi) daha üstündür." buyurmuştur.
(İbn Abbas (radiyallahu anhu)'dan Tirmizî, İbn Mâce)
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Mesaj gönderen Gul »

Resim

Sevgili Nuriye Abla,

Akşam hıçkırıklar içinde "Allah'ım, El Alim sen iken ben bir şey öğrenmeye kalktığım için beni affet, ve bu kalkışmı gafletime ver, beni affet" diye bir fraktal resmin dipsizliğinde sesim yankılanırken bu sabah yine senin mesajlarını okuyunca;
(Ayşe bacımızın "kaynayan kazan kapak tutmaz" lafı...
Kaos teorisi, kelebek etkisi...)



Mahvettin beni... Mahvoldum...

Oysa akşam bir şey öğrenmek istememi dahi gaflet olarak görmüştüm ve bu isteğimden dolayı pişman olmuştum...Şimdi yine yeni yeniden bir istek... Taaa ki bir daha ki gaflet anımı farkedinceye kadar....

İnsan gafletten mi ister?
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

SEVgili Kardeşim Gül,
Hadis'i-ŞERİFlerde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz bizlere GAFLET konusuna ışık tutmuş okuyalım İNŞAALLAH!

Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu : Muavvizeteyn (Nas-Felak) Sureleri
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şeytan insanoğlunun kalbinin üzerinde tünemiş vaziyette bekler. Allah`ı zikredince siner, çekilir, gaflet etse vesvese verir."
HadisNo : 902

Resim

Fasil : DUA BÖLÜMÜ
Konu : İstiğfar; Tesbih; Tehlil; Tekbir; Tahmid Ve Havkale
Ravi : el-Eğarru`l-Müzeni
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, bazan kalbime gaflet çöker. Ancak ben Allah`a günde yüz sefer istiğfar eder (affımı dilerim)."
HadisNo : 1887

Resim
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمـَنِ الرَّحِيم

وَأَنذِرْهُمْ يَوْمَ الْحَسْرَةِ إِذْ قُضِيَ الْأَمْرُ وَهُمْ فِي غَفْلَةٍ وَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
39.'' Onları, gaflet içinde bulunup iman etmezlerken işin bitirileceği o pişmanlık günüyle uyar. ''
MERYEM Suresi 19/39


Fasil : TEFSİR BÖLÜMÜ - ESBAB-I NÜZULE DAİR
Konu : Meryem (a.s.) Suresi
Ravi : Ebu Said
Hadis : Resulullah (sav) okudu: "Ey Muhammed! Hala gaflet içinde bulunanları ve hala inanmayanları, onları işin bitmiş olacağı o hasret günü ile uyar" (Meryem 39). Sonra dedi ki: "(Kıyamet günü) ölüm alaca bir koç suretinde getirilir. Cennetle cehennem arasında yer alan sur üzerinde durdurulur, önce: "Ey cennet ahalisi!" diye bağırılır, onlar başlarını kaldırırlar. Sonra: "Ey cehennem ahalisi!" diye bağırılır, onlar da başlarını kaldırırlar. Sonra sorulur: "Bunu tanıdınız mı, nedir bu?" Hepsi birden: "Evet tanıdık, derler. Bu ölümdür" Koç yatırılır ve kesilir. Eğer, Allah cennet ahalisi için hayata hükmetmemiş olsaydı, neşeyle ölürlerdi. Cehennem ahalisi için de Allah hayata, bekaya hükmetmemiş olsaydı onlar da üzülerek ölürlerdi. (Tirmizi hadisin sahih olduğunu söylemiştir. Buhari`de bu hadis biraz farklı şekilde de rivayet edilmiştir)
HadisNo : 703



Resim
Cevapla

“İlim” sayfasına dön