Fraktal Resimler!

Kullanıcı avatarı
Hakan
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 4962
Kayıt: 08 Eki 2006, 02:00

Mesaj gönderen Hakan »

Resim


Muhammedi kardeşlerimden Hayy Allah razı olsun.




İLİM KENDİN BİLMEKTİR


İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır

Okumaktan murat ne
Kişi Hak'kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru ekmektir

Okudum bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere gelmektir

Dört kitabın mânâsı
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır

Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Mânâsı ne demektir

Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir


YUNUS EMRE K.S



Resim




Kulihvani yazdı:Resim

SÖZün Başında NOKTA
SONunda NOKTA
Noktasız harflerle yazılan
NOKTAsız SÖZler de vardır bu Âlemde...

Daldığın deliktir Deryada,
Karasından..
kaybolunan
Boğulan
DOĞulan..
nOKta...
DEM bu DEMde..
ÂDEMde...



NOKTA...

Erenlerin Hikmet Eli
Hakk’a ulaşmak emeli
“Kûn feyekûn!” ün temeli
Uzun sözün azı Nokta…

*

“Söz” ün sonuç geleceği
“Sohbet” Sofrasın çiçeği
“Zevk” te zuhurat gerçeği
Hakk Ehlinin “Hazz” ı Nokta…

*

Sevgi Bağın Sîne Sazı
Arzdan Arşına avazı
Sevenlerin AŞK Niyazı
Sevilenin Nazı Nokta…

*

Sünnetullahta temelli
Zerrede Kürre tecelli
Yedi dili yedi telli
Sevenlerin sazı Nokta…

*

Sonsuz “TEK” ler dizi-dizi
NOKTAlar DAMLA Denizi
Kaderullah – Parmak İzi
Alnımızda yazı Nokta…

*

Sıratta SUyu sıkılan
Benlik Kalesi yıkılan
Kendi cenazesin kılan
KULun Kefen Bezi Nokta…

*

Fâtiha Sırrı Besmele
Besmelenin “Be” si ele
“Be” nin NOKTAsı mesele
HAKK’ın Tevhid Tezi Nokta…

*

El HAYY Hayatında diri
Bâtın bağlıdır her biri
Zâhir zürriyet zinciri
AŞKın oğlu-Kızı Nokta…

*

KULun Kemâl dileğince
“Benlik Başı” nı eğince
Bıçak kemiğe değince
İLİKteki sızı Nokta…

*

Baş başa Kurtla-Koyunu
İmtihanda Başı-Sonu
BİLdiğimiz “Ben-Sen-O” nu
“Muhammedî BİZ” i Nokta…

*

Çeker “Merkez” de durdurur
“Çile Çapı” nda savurur
“Muhit Çenberi” ne vurur
Âşık eder sizi Nokta…

*

Kâmilin Kemâl Kaşığı
Sarhoş eyleyen Âşığı
Kesrette Vahdet Işığı
Tecellînin Tozu Nokta…

*

Kalb Kazanı-Kafa Tası
Kalaylayan pisi-pası
“Tevhidullah” sözün hası
ÖMRmüzün ÖZü Nokta…

*

Alın Teri-El Emeği
AŞK Tırtılı-Kelbeği
İğne Ucu-Göz Bebeği
Gören Gönül Gözü Nokta…

*

Hareketi “Harf” doğurur
Harekesi “Sarf” doğurur
Zevk Ehli’ne “Zarf” doğurur
Âriflerin Sözü Nokta…

*

“Muhammedî Söz” ü duyun!
“Kelâmullah Hükmü” uyun!
Fazilet Formülü “SU” yun
“Buhar-Bulut-BUZ”u Nokta…

*

Kânatın kanatlısı
Kanadı kırkakatlısı
Acısı – Ekşi – Tatlısı
AŞKın Aşının TUZu Nokta…

*

Âşık İhvanî’m boyaksız
Esen YEL, yersiz-dayaksız
BİLYE gibi baş-ayaksız
SIRRın SONsuz yüzü Nokta…


24.06.06 16:16
Hasan Dağı
NOKTA!
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim


--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Yâ Resûlullah! Hangi arkadaşlarımız daha hayırlıdır?" diye soran İbn Abbas (radiyallahu anhu)'ya: "Görülmesi size ALLAH (celle celâluhu)'ı hatırlatan, konuşması bilginizi artıran, yaptığı amel size âhireti andıran kimselerdir." buyurdu.
(İbn Abbas (radiyallahu anhu)'dan Ebu Ya'lâ)


Resim

İmâm-ı Alî (keremullahi veche): "İlim bir nokta idi, onu câhiller çoğalttı!.." ve yine: "İlim, besmelenin "be" harfinin altındaki noktadır..."
Buyurması ilmin menşe'inin yüceliğine işârettir...
Gerçekten, teknikte de nokta: esâs, asıl, ana ve temeldir.
Noktanın hareketinden doğru (hat: sırât-ı müstakîm), doğrunun hareketinden düzlem (satıh), düzlemin hareketinden ise hacim (3 boyut: cisim) doğar...

Nokta ilk ve anadır.
Noktanın harekesinden harfler doğar.
Harfler ise mânâ kaplarıdır.
Hareketten doğan hat ile harekeden doğan haber işin anasıdır sistemde...

Arapça'da "Elif" birinci şahsın fiildeki çekim zamiridir.
.
Besmelenin başındaki "Be" harfinin çıkıntısında gizlenmiştir.
"Ben, ALLAH (celle celâluhu) ismi ile (başlıyorum)..." demek olduğu aşikârdır.
Ve Ahadiyyetî, Ulûhiyyetî, Vahdaniyyetî ve Rübûbiyyetî ile Dâim, Kaim ve Hayy olan ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL var...

İlk halk edilen (nokta) Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in nuru (ruhu, özü) dür.

Bu öz ise besmelenin "Be" sinin noktası mesabesindedir.
Öyle bir sabit nokta ki tüm özlerimizde nümûnesi mevcûddur ve öyle bir nokta ki harekete geçirildiği anda herşey ondan doğar ve neticelenir. İnsanî ilmin ilk kaynağı bu noktadadır.
.
Zâhirde fiilin zamiri gibi olan Elif, Bâtında Ulûhiyyet varlığına delildir.
Elif ise asil bir harftir. Müstakil olup kimseyle birleşmez.
Ne var ki ALLAHÜ ZÜ'L-CELÂL, mahlûkatı (varlığı) var etmeyi kaza, kader, irade ve dilemesi (meşiyyeti) ile Celâlden Cemâle; Âzamet (zâhirî) ve Kudretten (bâtınî) ref'et ve merhâmete; Vahdaniyyetten, Ünsiyyet ve Ülfet'e tenezzül buyurunca...
Elif, Be'ye "bast" eyleyip merhamet ve muhabbet kanatlarını sermiştir.
Her varlık buna mecbur ve muhtaçtır.
Âciz, fakîr, zelil ve âlîl (yok olucu) nesne; var olmak için, elbette "VAR EDEN" in muhabbetine ve merhametine muhtaç ve mecbur kalacaktır.

Gizli Elif'in bağrında doğan Be' nin sinesindeki "Sin" harfi üç dişli olup
ALLAHÎ (İlâhî) sırdır.
Sin'in sinesindeki "Mim" ise, muhabbetin ve merhametin ta kendisi olan Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'in hakikatidir.
Murad-ı Muhammeddir.
Menbağ-ı Muhammeddir.
"Bism" "mim" de yuvarlanıp, mümdemiç olup (dürülüp, bükülüp) enfüs-merkez-öz noktası içine sokulur.
Ve bu nokta "Devrân" edip "Be" nin altına konulur ve Rübûbiyyet tevhidinin sırrını taşır.
Muhammed (aleyhi's-selâm)'ın; tek ve eşsiz, mübârek, mükemmel ve mükerrem mürebbîlik sırrı ile, Muhammedî bilelik sırrı olan bu nokta, tohumun (Kulluk Tohumunun) içinde mündemiçtir.
Nokta ise, bu ilâhî devrân sonucu aslından ayrıldı.
Aslın altında yerini aldı. Kulluk makamına oturdu.
Gurbete düştü!...
.
"Bism"in noktaya dönüşü (devri), tohum oluşu...
Kâinâtın "DEVRÂN"ına delildir.
Her tohum bu kâinât tarlasına düşüp de can içinde can buldu mu, ağaç olup (dal-budak ve ufacık yemyeşil elleriyle duada) SEYRÂN'a geçer.
Çiçek açıp, meyve verip CEVLÂN'a geçer...
Binlerce tohum üreterek, tohumdan tohuma HAYRÂN'a geçer...
Âcizâne zevklerimizde zuhûratlar bunlardır...
Şiirlerimizdeki Devr – Seyr - Cevl ve Hayr şe'enleri de...
.
Azîz efendim İmâm-ı Alî (keremullahi veche)'nin:
"Ey insan! Senin cirmin (cüssen, cismin) küçücüktür, fakat Âlem-i Ekber (Evvel-Âhir-Zâhir-Bâtın sırları) sende tâvadır (dürülüp, yerleştirilmiştir)."

Buyurmasındaki insan, elbette prototip (ilk örnek) olan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dir.

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ise;
ALLAH (İsm-i celâl) (celle celâluhu)'nun Azamet ve Kudreti karşısında : "ABDULLAH"ı olarak kulluk vasıflarını (acziyet, fakriyet, zillet ve illetini; yâni mahviyetini) ilâhî ilim, irade, idrak ve iştirak tevhidi ile ebedîyyen giyinip tenezzül ve tevâzu' ile DEVRÂN edip,
Yuvarlanıp "Nokta" (ilk=ümm=ana=halkın aslı) olarak RABB'ısı huzurunda küçüldükçe küçülüp en sonunda beyaz kağıda (var etme iradesi) İlâhî Kâlemin (Nurullah) ucu ile konulan nokta hasıl olmuştur.


Anasayfadaki Tasavvuf eserinin İLİM bölümünden
Kul İhvani

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

kulihvani yazdı:



Resim
Resim

ZEVK 3830

YeDi YeRde – YeDi GöKte! AŞKın KaNaT VURuşUYduK!
KaNaTlarımız ISlANdı!.. BİZ BİR dik ATeŞ KuŞUYduK!
AĞLArsaK rAHMET YAĞardı!.. GÜL-ERsek GÜN-EŞ DoĞardı!
ZeRRE – KüRRe PâRVânâ mız!.. BİZ Bu AŞKın SeR-HûşUYduK!..


cAN da..
16.08.09 13:05
Son shlde…
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim




Fraktal; ne kadar içine girersen aynısını görebileceğin bir alem; aynı bizim ki gibi...



Not; alttaki linki açıp üstüne tıklarsanız yazıları daha rahat okuyabilirsiniz.

http://img81.imageshack.us/img81/2592/iieoc5.jpg
En son nur-ye tarafından 20 Eki 2009, 12:12 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Mesaj gönderen Gul »

Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
aNKa
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 2797
Kayıt: 02 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen aNKa »

Değerli paylaşımlarınız görsel zevke dönüşmüş maşaallah...
Elinize emeğinize sağlık, yüreğinize selamet inşaallah..

İlköğretim 8. sınıf Matematik dersinin ilk konusudur Fraktallar..
Şu şekilde başlanır derse konuyu somutlaştırmak amaçlı:

Fraktallar doğanın geometrisi olarak bilinir. Geometri ile tanımlanamayan doğadaki nesneler Matematiksel olarak fraktallarla açıklanır..
Geometrik fraktal kendini giderek küçülen-büyüyen boyutta yineler..
Bu nedenledir ki geometrik fraktalın bir bölümü büyütüldüğünde veya küçütüldüğünde tam olarak aslına benzer..

Eğrelti otunu biliriz.. Fraktal yinelemenin iyi bir örneğidir.. herhangi bir parçası aslına benzer..

Resim

Biz ise öğrencilerimize gösterdiğimiz ve beraberce yaptığımız çeşitli çizim çalışmalarımızla basit örnekler oluşturabilirirz ancak..
Yoksa doğadaki çeşitli bitkilerin şekilleri veya örneğin bir kar tanesi şekilini çizemezde, sonsuz dereceden denklem ve tansörlerin kullanıldığı eğrilikleri ve herşeyi belirli bir düzende yaratan El Halık c.c. ya acizliğimizi haykırırız..

Peki biz derste ne yaparız onu açıklayayım:
Örneğin :
Resim

Şekilde görüldüğü gibi önce büyükçe bir eşkenar üçgen çizer, sonra bu üçgenin kenarlarının 1/2 oranında küçültülmesiyle oluşan ve ortada yeni bir üçgen, daha sonra oluşturduğumuz üçgen dışında kalan siyah üçgenlerin kenarlarının 1/2 oranında küçültülmesiyle daha küçük üçgenler vs vs derken büyük siyah üçgen olabilidiğince küçük, daha küçük ve daha da küçük açık renkli üçgenlere yineleniyor..

Peki işimiz sadece çizim yapmak mı? Hayır!..
Sonrasında düşünüyoruz, Geometrik çizimden Matematiksel çözüm aşamaları başlıyor..
İlk olarak büyük üçgen içine 1 üçgen oluşturduk..
Sonra o bir üçgenin haricindeki siyah bölgelere yeni üçgenler oluşturduk yani açık renki üçgenler sayısı 4 e çıktı..
Sonra yine oluşturduğumuz üçgenler harici bölgelere tekrar üçgenler oluşturduk ve açık renkli üçgen sayısı 13 oldu..
Ve böyle devam edip gidebiliriz ancak ilk çizdiğimiz üçgenin boyutuna bağlı yoksa artık yer kalmaz çizim için..
Peki çok çok büyük bir siyah üçgen çizilse ve hep böle sınırsız devam etseydi acaba sayı ne olacaktı sırası ile..
İşte Matematiksel çözüm burda devreye giriyor..
Bakın sıralayalım sayıları: 1 - 4 - 13 - ... - ... -

Hesablamalarıma göre şu şekilde devam etmeli :
1 - 4 - 13 - 40 - 121 - 364 - 1093 - 3280 - 9841 ........
Burdaki sayılar arasında bir bağıntı var onu bulmak şart..
Zaten ilk üçü bilindiği zaman diğerleri bulunabilir..
Meraklılarına bir sonraki sayının ne olduğu sorulabilir.. :wink:

Tefekküre vesile oldunuz Hayy Allah c.c. razı ola BİZ BİRliğimizden...

Muhammedi MuhabbetlerimİZle.

Resim
Kullanıcı avatarı
Gul
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 5150
Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00

Mesaj gönderen Gul »

Resim

Kenar uzunluğu sonsuza giderken, alan hep sınırlı kalır. Bunu anlamak için, bir dairenin içine, kareden başlayarak kenar sayıları gittikçe artan çokgenler yerleştirdiğimizi düşünebiliriz . Kare dört kenarlıdır; çevresi ise kenar uzunluğunun dört katıdır. Şimdi, ilk çemberimizin içinde kalmak şartı ile kenar sayımızı artıralım: Beşgen, altıgen, yedigen, sekizgen… Daire içine yerleştirdiğimiz şekillerin kenar sayısı arttıkça iki şey olur: Öncelikle kenar uzunlukları kısalır ve kenar sayısı artsa da, uzunluğun kısalmasına bağlı olarak toplam çokgen çevresi gittikçe azalan bir hızla artar.İkinci olarak da, çokgenimizin kenar sayısını artırmakla, çokgenin kenar uzunluğunu daireye gittikçe daha çok yaklaştırırız. Fakat kaç kenarlı olursa olsun, çokgenlerimizin çevresi asla daireyle eşit olmayacaktır; ta ki, çokgenimizin kenarları, daireyi oluşturan çemberin “eğri kenarına” dönüşene kadar. İşte bu süreç içinde sonsuz kenar kullanabiliriz; fakat toplam alanımız yine de ilk dairemizin alanından daha küçük, yani sınırlı olacaktır.

İşte fraktal biçimler, böyle garip şeylerdir!
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim



Muhammedi yüreğinize sağlık ve selâmet Ankakuşu ve Gul kardeşlerim!
Resim
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim

Resim Abdullah İbni Ömer (ra)'dan: "Bana babam Ömer İbni Hattab (radiyallahu anhu) rivayet etti. Dedi ki: "Bir gün Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında bulunduğumuz sırada aniden yanımıza, elbisesi bembeyaz, saçı simsiyah bir zât çıkageldi. Üzerinde yolculuk eseri gözükmüyor; bizden kendisini kimse tanımıyordu. Doğru Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanına oturdu ve dizlerini onun dizlerine dayadı. Ellerini de uyluklarının üzerine koydu ve: "Yâ Muhammed! Bana İslâmın ne olduğunu haber ver!" dedi. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "İslâm ALLAH'tan başka ilâh olmadığıına, Muhammed'in de ALLAH'ın Resûlü olduğuna şehâdet etmen; namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, ramazan orucunu tutman ve gücün yeterse Beyt'i haccetmendir." buyurdu. (o zât): "Doğru söyledin" dedi. Babam dedi ki: "Biz buna hayret ettik. (Zîrâ) hem soruyor hem de tasdik ediyordu. "Bana imândan haber ver!" dedi. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "ALLAH'a, ALLAH'ın meleklerine, kitablarına, resûllerine ve âhiret gününe inanman ve bir de kadere; hayrına şerrine inanmandır." buyurdu. O zât: "Doğru söyledin." dedi. (Bu sefer): "Bana ihsândan haber ver!" dedi. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "ALLAH'a O'nu görüyormuşsun gibi ibâdet etmendir. Çünkü her ne kadar sen O'nu görmüyorsan da, O seni muhakkak görür." buyurdu. O zât: "Bana kıyâmetten haber ver!" dedi. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bu meselede sorulan, sorandan daha âlim değildir." buyurdu. O zât: "O hâlde bana onun alâmetlerinden bâri haber ver!" dedi. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Câriyenin kendi sahibesini doğurması ve yalınayak, çıplak, yoksul koyun çobanlarının bina yapmakta birbirleriyle yarış ettiklerini görmendir." buyurdu. Babam dedi ki: "Bundan sonra o zât gitti. Ben hayli bir müddet (bekledim) durdum. Nihayet Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana: "Yâ Ömer! O sual soran zâtın kim olduğunu biliyor musun?" dedi. "ALLAH ve Resûlü bilir." dedim. "Gerçekten o Cibril'di. Size dininizi öğretmeye gelmiş." buyurdular." (Müslim, Îmân)
Resim
Kullanıcı avatarı
safa-merve
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 649
Kayıt: 16 Eki 2008, 02:00

Mesaj gönderen safa-merve »

nur-ye yazdı:Resim




Fraktal; ne kadar içine girersen aynısını görebileceğin bir alem; aynı bizim ki gibi...



Not; alttaki linki açıp üstüne tıklarsanız yazıları daha rahat okuyabilirsiniz.

http://img81.imageshack.us/img81/2592/iieoc5.jpg

çok güzel!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/safa_merve.jpg[/img]
Cevapla

“İlim” sayfasına dön