. . .
Üç NOKTA Yazıların sonunda daha çok denecek sözüm var ama sen anla gayrısını demek için konulur..
Derunî Deryâ Erenleri çok kulandılar ve kullanırlar.
Bendeniz de bir CanBİR kardeş'ten bir mesaj aldım, ismi yok diye gönüllere sundum ki "SU" suz olan bulunur bu âlemde her zaman..
denmekte ki:
. . .
Selam sevgi özümüzde...
üç nokta üç günlük dünya gibi...
üç nokta için mi bunca koşturma dün bugün yarın yok ki...
duy ki gör ki anla anlat ki gönül sevdiğiyle beraber üç durakla bilmek ama bilinmemek ister ...
zikirle şükürle sukutla geçirmek ister o üç noktayı...
dualarınıza muhtacım sıkma dönemleri İNCİ vakti olur inşaALLAH...
SİNE' DEN SELAMLARIMIZ...
Saygılarımla
... ÜÇ NOKta...
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12883
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
- nur_umim
- Özel Üye
- Mesajlar: 1117
- Kayıt: 19 Ağu 2007, 02:00
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12883
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
UZLET Mİ HÂLVET Mİ?..
Uzlet, Hakkta Hakk ile kalış, halktan ayrı sükûn ve sükût içine dalıştır..
Hâlvet, aklı olan bir kişinin kendi insanlığını bilip, bulup, olup da yaşaması için bir İNSANdan;
İlâhî İlim Öğretimi ve Muhammedî Edeb Eğitimi alarak,
NEFSinin Elini, Dilini, Belini bu Belâ Bazarından çekmesi EDEB idir.
Halkın Hazırında ve Hakkın Huzurunda;
Her yer, her zaman ve her hâlde oluş hâlidir.
Bu ZOR YOLda ZOR iştir elbette!..
Ne var ki,
Kendi ve RABBi bildirilen Eren İzcileri için iş değil, ZEVKtir..
Aziz Hocamız Münir Derman (ks)nun Yazılmamış Sırların İlki Yazılacak Sırların Sonu
ZEVKinden HÂLVET Sofrasını Hizmete sererken,
Bir Dostun SİNEM Sesinden, Muhammedi bir Mesaj aldım.
Dost der ki BİZden BİZe:
uzlet mi halvet mi bilemedim!..
Cihadın mübahı nefsinde mi
Cihadın mübahı neslinde mi
De bir DOST ELi bildir YA HUU
De bir AŞK ERi buldur YA HUU!..
Geldim gurbet ellerinden yurduna
Amerika dan Antalya ya sanma!...
De bir DOST ELi bildir YA HUU
De bir AŞK ERi buldur YA HUU!..
Dökmedik yüzümüzü NURsuza
Açmadık sohbet-i CANAN'ı ehl olmayana
De bir DOST ELi bildir YA HUU
De bir AŞK ERi buldur YA HUU!..
Şimdi vuslat-ı inzivaya bırakmadılar bu GARİBi
Attılar kurtlar sofrasına...
De bir DOST ELi bildir YA HUU
De bir AŞK ERi buldur YA HUU!..
Dostu bilmez ellere bırakır mı MEVLA kulunu?
Bu bir sevk-i İLAHİ midir?
Sırat-ı Mustakim mi?
Bilemedim...
Sesini işitemedim...
Gece olmuş gönlümüz KAMER-i NURUNU GÖREMEDİM
AFFET YA HUU...
Selam ve saygılarımızla
_________________
Ey dipdiri meyyit, "İki el bir baş içindir."
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin...
...
.
Böyle Buyurmuş Gönül Dostu..
Bu NOKTA ya parmak basış, Kalb Kalemini Kelâm Çölüne düşürdü..
HAKK (cc) Rızasını,
Resûlullah (sav) Ravzasını ve,
Hakk Erenler Gönül Hoşnutluğunu umarak,
Kardeşlerimle paylaşıma sundum,
BİZ im ZEVK lerimizi HAZZ için..
İnşâllah..
ZEVK 3109
Cihâd CAN da CÂNÂN için... NEFS in İLLÂ imtihanı..
Emr Âleminden Aşkullah Rahmân Nefhası, Dost Canı
Nesl-i Pâk, Sırr-ı Süveydâ Ahadül- Ahmed Ahlâkı..
Aşk Erleri Yed-i Dostla, tutmaktadırlar bu HAN ı !..
02.03.2008 13:10
a n t a l y a
ZEVK 3110
Zerre gibi, Kürre gibi Baş Ayaksız Bilye gibi
Dayanmadan Başkasına, DEVRÂNda dönmekte SEVGİ
Hakkta, Hakktan, Hakka Hakkla.. Seyrân-Cevlân-Hayrân Hâli..
Aşk Eri nin Dost Elinde Eli olandır SEVGİLİ!..
Kul İhvanî sözüm sana
Alıp satma ona buna
İki kapılı bu HAN a
Giren Hakktır! Çıkan Hakktır!..
02.03.2008 13:13
a n t a l y a
ZEVK 3111
Yüz Suyun dökemez asla!.. Nakşedenler Nûr-u MÎM i
SözSohbetZevkHazz da Hakkın, Zül- Celâl ü Cemâl CİMi
Sokağa döksek alan yok!.. Uyur-Uyurgezer-Sarhoş!..
Ümmet yorgun!.. Resûl üzgün!.. Çile Çağrısı değil mi?..
02.03.2008 13:17
a n t a l y a
ZEVK 3112
Zıtların Zevki nde TEVHİD İmtihan, Kurtlar Sofrası..
Çile Çölünde kaynarsa, Kalb Kazanı - Kafa Tası..
Tûbâ Gürâbâ!.. Tebşiri.. Aşçı değil, ÂŞIK için
Kalb, Hirâ Gârı Gönül Dost.. İnzivâda Haslar Hası!..
02.03.2008 13:21
a n t a l y a
ZEVK 3113
Dost Erenlerin TEK DOST u Resûlullah, DOSTun DOST u
Benlik Derisi n yüzdürüp, Hak Yola serdiler POST u
Muhammedî Gayret ile, Muhabbet-Merhamet-Hizmet!
Elest te Hakk Sesi n duyan, Muhammedî Meşkin Mesti!..
02.03.2008 13:25
a n t a l y a
ZEVK 3114
Nûr-u MÎM in Sahibini, dört Âlemde bildir Yâ HUUUU!..
GÖZde İZde SÖZde ÖZde, Hakk Dostların buldur Yâ HUUUU!..
Cevr-i Cihân Çark-ı Çile Çarmıhında CAN larımız!
Muhammedî Meded eyle!.. Kûn feyekûn!.. OL! dur Yâ HUUUU!..
02.03.2008 13:28
a n t a l y a
ZEVK 3115
SEN nerdesin Ey SEVGİLİ !.. Akseden sesin içimde!..
Alt üst ettin aklım fikrim!.. Bilinemez BİR biçimde!..
Üç Nokta yı İLK NOKTA ya.. Nûr-u MÎM den Nûr-u NÛN a
Taşıyan TEVHİD YOLU nda; Hâldâşım! BİLE m, HİÇ imde!..
Kul ihvanî SÖZ ü kes!
CAN dediğin bir NEFES
Bir NEFES lik nâsibin
Gün gelir bulur Herkes!...
02.03.2008 13:33
a n t a l y a
Muhammedî Sırr-ı SEVGİ ile..
HADİS-İ ŞERİF :
--- Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
İslâm garib olarak başladı ve başladığı gibi (günün birinde) garib hâline dönüşecektir. Fe tubâ lil-gurâbâ: Ne mutlu gariblere (Sıddık ve Âdil Muhammedî Âşıklara!) buyurmuştur.
.
(Ebu Hureyre (ra) dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten- 3986 ve Müslim Enes bin Mâlik (ra) dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten-3987 Zevâid Abdullah İbni Mesud (ra) dan; İbni Mâce, Sünen, Fiten 3988 ve Tirmizî)
KELİMELER :
Hâlvet : Yalnızlık. Tek başına kalmak. Tenhaya çekilme. * Gizlilik.
Belâ : (c.: Belâyâ) Afet. Sıkıntı. Tasa, kaygı. Musibet. Mücazat. İmtihan. Dâhiye. * Yaramaz nesne.
Bezm-i Elest : Cenab-ı Hak ruhları yarattığında "Ben Rabbiniz değil miyim? meâlinde: diye sorduğunda, ruhlar, "Evet Rabbimizsin" diye cevap vermeleri ânına "Elest meclisi" veya "Bezm-i elest" tabir edilir.
Uzlet : Yalnızlık. İnsanlardan ayrılarak bir tarafa çekilip yalnız kalmak.
Cihad : (Cehd. den) Düşman ile muharebe. İlim ve imanla, sözle, fiile, mal ve canla bütün kuvvetini sarf etmek. Allah (C.C.) yolunda muharebe. Din için çalışmak. Erkân-ı imâniye ve esasât-ı diniyeyi muhafaza ve imânı takviye için cehd ve gayret etmek. Şeriat-ı Garrâ'nın ahkâmını muhafaza, Kelimetullah'ı i'lâ, küfr-ü mutlakın ve küffarın (süfyan ve deccalın) fitnelerini def ile hâkimiyet-i Hakkı te'min eylemek
Mübah : (İbâhe. den) İşlenmesinde sevab ve günah olmayan şey. * Fık: Yapılması ve yapılmaması şer'an câiz bulunan şey. (Yemek, içmek, uyumak gibi.)
Nesl : Soy, sop. Zürriyet, döl, kuşak. * Halk.
Ehl : (Ehil) Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. * Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli anlamıyla ehil ve ehliyet İslâmiyette önemli bir husustur. Dinimiz, bize işleri ehline vermemizi emreder. Cemiyette işler, mevkiler, makamlar, görevler, ehline verilirse işler düzgün gider, sonuçtan herkes memnun olur. Eğer İslâma aykırı olarak ehliyet yerine eş, dost, adam kayırma, parti menfaati vs. bayağı, hasis düşüncelere yer verilirse ve işler ehliyetsizlere terkedilirse bundan herkes zarar görür.
Sevk : Hayvan veya insanların düşünmeksizin Cenab-ı Hakk'ın sevki ile olan hikmete uygun hareketi. Sevk-i kaderî, ilham veya sevk-i İlâhî demek daha doğrudur.
Sırat-ı Mustakim : En doğru yol, İslâmiyet yolu. Hak yolu. Allah'ın râzı olduğu en doğru yol. Peygamberlerin, evliya ve sâlihlerin, sıddıkinlerin gittikleri meslek
Kamer : Gökteki ay. Hilâl. * Ay ışığında uyumayıp uyanık durmak.
Meyyit : (Mevt. den) Ölü. Cansız. Ölmüş.
Leş : Hayvan ölüsü.
İLLÂ : (İstisnâ edatıdır) Maadâ, olmadığı suretle, alel-husus, mutlaka, illâ, meğer, aksi hâlde, ne olursa olsun, bâhusus, ancak (gibi mânalara gelir).
Emr : İş buyurma. * Buyurulan şey. * Madde, husus, hâdise.
Emr Âlemi : Hakk'ın Zâtî Âlemi...
Nefha : Üfürmek. Üfürük. * Şişmek. * Kabarık olan.
Yed'-i Dost : Dost eli.
İnziva : Feragat edip bir tarafa çekilmek. Bir işe karışmamak. Dünya işlerini bırakmak. Süfli ve hevesi işleri bırakıp ilm-i Kur'an ve imanla, ibadet ve taatla, Kur'ân ve imana hizmetle vakit geçirmek.
Vuslat : Visal. Sevdiğine kavuşma, ulaşma, bitişme. Bitiştiren.
- kulihvani
- Site Admin
- Mesajlar: 12883
- Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00
Söz o ki Resûlullah (sav) adına, hesabına ve şerefine Hasbi Hizmet ede derken,
Dostun SİNEM Sesinden, Muhammedi bir Mesaj aldım.
Dost der ki BİZden BİZe:
sizin uygun gördüğünüzdür doğru
ancak sonuncusu sadece size ayna oldu
oralara yazılacak söz var elbet
ancak korku kokuyu yitirmek oldu
söze takılır özü unutursa diye
göze takılır ele karışırsa diye
pinhan kisvesinde SETTAR kalalım
uzaktaki YAKINDAN derun-i DUAnızı alalım
bugün yolculuk var bir bilinmeze
bildiğim yok ki bu AN-I SEYYALE
tirerim korkarım AH etmem YARE
İSLAM ol da GEL dedi birkere
Aleyküm Selam Efendim
* * * *
Sahibimizin Sesinden duyduğumuz şu olmuş :
ZEVK 3118
Itır Bahçası bağrımız, alıp satmayız Attarız
NUNu CİMe CAN eyleyen MİM ağzına minnettarız
Seherde sıyırdı SIRRın, meğer MEVLÂm üryân imiş
HEPte HİÇ, HİÇte HEP etti, Sırr-ı Sıfıra Settarız
05.03.2008 01:34
a n t a l y a
* * * *
Ve ...Can der ki :
Itır Bahçası bağrımız, alıp satmayız Attarız
NUNu CİMe CAN eyleyen MİM ağzına minnettarız
Seherde sıyırdı SIRRın, meğer MEVLÂm üryân imiş
HEPte HİÇ, HİÇte HEP etti, Sırr-ı Sıfıra Settarız
Açmaz mısın örtülerini bir kerecik
Açamaz mısın bu cesedi boğan perdelerimi
Itır değil kuru otuz
Varlık değil YOK olamayımışıza buğzumuz
Aradığımız sıfıra settar da son bulur
Son bulduğu yerde sonsuzluğu doğurur
Sinemiz MÜRŞİD kapısına TOZ OLur
Hele TEVHİD damlayan dillerle bir dirhem kelam ede...
Bunu çok severim...
Güzel sözleriniz dualarınız ardında kifayetsiz küçük ellerim kalmakta
Kabul buyurursa tüm ilim sahipleri için açılıp duacı olmakta
Saygılarımla
_________________
Ey dipdiri meyyit, "İki el bir baş içindir."
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.