Dr. MÜNİR DERMAN (ks) HATIRALARI

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Nurten
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 724
Kayıt: 25 Ağu 2007, 02:00

Dr. MÜNİR DERMAN (ks) HATIRALARI

Mesaj gönderen Nurten »

Dr. MÜNİR DERMAN (ks) HATIRALARI


Bozüyük Gazetesi Yazarlarından Sayın Kurulay Yılmaz bey,
Münir Dermanla ilgili derledigi Anılarını sağ olsun bizi kırmayarak bizimle paylaştı.
Kendisi Münir Baba’nın üniveriste ögrencisi.
Bu yazıyı iki kısımda yayınlıcağız inşâallah.
Tüm siteye ve onu gönülden seven tüm Dostlara armagan olsun.
Rabbim o güzel insanın feyzine nâil eylesin hepimizi!..



DELİ DOKTOR

Araştıran........ : Kurulay YILMAZ

Dr. Münir DERMAN: 1910 Trabzon doğumludur.
Baba tarafından Kafkasya’dan Şeyh Şamil’e, ana tarafından Hâcegân silsilesine mensuptur.
Dört yaşından itibaren Buharalı hocası Ömer İnan Efendiden feyz ve manevî eğitim almış ve dokuz yaşında hafız olmuştur.
İlk öğrenimini özel Fransız Okulunda bitirmiştir.
Üniversite öğrenimi için Devlet bursu ile Fransa’ya gönderilmiştir.
Önce Felsefe-Psikoloji tahsili yapmıştır.
Sonra Tıp Fakültesini bitirerek doktor olmuştur.
Fransa da bulunduğu sırada Judo-Ka-Ra-Te çalışmıştır. Yarışmalara katılmıştır.
Kara Kuşak alan ilk Türk’tür.

Mısır’da El Ezher’de ilâhiyat tahsil etmiştir.
Kore savaşların da Askeri Doktor olarak katılmıştır.
Bir süre Japonya da bulunmuştur.
Yurda dönünce bir süre Ankara Dil-Tarih ve coğrafya fakültesinde Felsefe dalında öğretim üyeliği yapmıştır.
Davet Üzerine Almanya’da Anatomi öğretim üyeliği yapmıştır.
Daha sonra hükümet tabibi olarak Doğu Anadolu da görev almıştır.
Bozüyük’te Hükümet tabipliği yapmıştır.
Bozüyüklülerin unutamadığı bir şahsiyettir.
Yalnız doktor olarak değil çok yönlü karizmatik bir kişi olarak anıları hep anlatılmaktadır.
Sevilmektedir.
Deli Doktor denmesinin sebebi gıda maddelerinde hijyen konusunda gösterdiği hassasiyet nedeniyledir.
O günün şartlarında Bozüyük’e modern bir hâl yaptırılmasına vesile olmuştu.
Kasımpaşa Câmisinde Üç beş santimetre kalkık secdelikler yaptırtmıştı.
Secdeliklere basılması önlenmiş oluyordu.
Onun anıları Bozüyük’te çok anlatılmaktadır.

Eskişehirde de Genel cerrahi uzmanı olarak çalışmıştır.
Bu esnâda Judo Ka-Ra-Te öğretmenliği yapmış çok sayıda sporcu yetiştirmiştir.
Câmilerde vaaz vermiştir.
Akademide Misafir öğretim üyesi olarak ders vermiştir.
Benim de öğretmenimdir.
Yaz kış hiçbir zaman palto ve ya ceket giymezdi.
Çok soğuk günlerde sadece kollu bir kazak giyerdi.
Hiçbir zaman sıcak su ile yıkanmadığını söylerdi.
Hiçbir şekil de şöhret ve servet peşinde koşmamıştır.
Mal mülk edinmemiştir.
Hayatı boyunca hastalara şifâ dağıtmıştır.
Kopuk bir bacağı dikip hastayı yürüttüğü o günlerin gazetelerinde manşetten;
“Mucize Yaratan Doktor“ Başlığı ile yayınlanmıştı.
Fransızca, Almanca, Rusça ve Arapça yı mükemmel bilirdi.

O zamanlar haftalık yayınlanan Bozüyük Gazetesinde dinî ve tıbbî yazılar yazmıştır.
1.Mart.1947 Cumartesi Bozüyük Gazetesinin yayına başladığı tarihtir.
İlk sayının birinci sayfasında “Başlarken“ adlı yazısı şöyle başlamaktadır :

Başbuğların Tibet, Tiyenşan yaylaların da yuğ âyini ile ilahlaştıran Türk Cilasunları zaman zaman coşan seller halinde bütün dünyaya yayılırken bu kollardan Umur ve Porsuk bay kızgın sellerinin ilk atlıları atlarından Bozüyük’te indiler.

Günlerce, rüzgarla yarış edercesine şahlanmış uçan bu Türk atlıları bir akşam üstü güneş kızıla boyalı batarken mor renk alan ormanlıklar içinde sivrilen Boz bir tepe gördüler... Dizginler hafif sağa çevrildi bir hamlede bu boz tepeye vardılar...

Sanırım bu iki parağraf bile onu tanımak için yeterlidir.
Eserleri başka kitaplardan derleme değildir.

2.Aralık.1989 Cumartesi günü vefât etmiştir.

Kabir taşı kitabesini kendisi yazmıştır.
Şöyledir :

KABİR TAŞIM

Bir gövde borcum var toprağa
Verdim borcumu
Ruhumun toprağa borcu yok benim
Arama toprakta beni, ben başka yerdeyim
Toprağım temizdi, temiz teslim ettim borcumu
Bu kabir ruhumla gövdemin ayrılış yeri
Burada arama burada değilim
Azapta değil, narda değilim.
Sıkıntım kalmadı artık, aç ve yoksul değilim.
Dünyada, haksızlık, sefalet, açlık, sıkıntı dertlerle arkadaş yaşadım
Şikayet etmedim Rabb’imden bu nedir diye
Kırklar, yediler, dörtler, üçlerle arkadaş idim.
Hızır’la buluştum, konuştum, dertleştim, dünya yüzünde
Şikayet etmedim kendi halimden
Nefsinle uğraşma bu savaş değildir
Kabirde azabın esası budur
Bırak nefsini kendi haline
Uğraşma onunla yakışmaz sana
Gövde, nefis, ruh başka başkadır
Yek diğerine karıştırıp çengelleme onları
Nefis dünyada kalır gövde toprak da
Ruh gider aslı olan Rabb’ine
Burada arama burada değilim
Azapta değil, narda değilim.
Sıkıntım kalmadı, aç ve yoksul değilim.
Gövdemi verdim toprağa borçlu değilim.
Nefsimin de derdi dünyada kaldı
Üzme kendini bende senin gibiyim.
Rabb’imin yanında uçar gigiyim...

Hayat hikayesini kısaca anlattığım Dr. Münir Derman:
Hayatı boyunca insanlara maddî ve mânevî şifâ dağıtmakla ömrünü geçirdi.
Mezar taşını okuduğumuz zaman öldükten sonrada mesleğini sürdürdüğünü görüyoruz.
Bozüyük’te Ses getiren, iz bırakan bir doktor olarak bu kitapta lâyık olduğu yeri almıştır...
[img]http://www.muhammedinur.com/photos/galleries/avatars/krgl.jpg[/img]
Cevapla

“Münir Derman (k.s) Kimdir?” sayfasına dön