Münir DermÂN (k.s.) Vefatının 24.Yılı

Cevapla
Kullanıcı avatarı
nur-ye
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 9089
Kayıt: 08 Eyl 2007, 02:00

Münir DermÂN (k.s.) Vefatının 24.Yılı

Mesaj gönderen nur-ye »

Resim


ResimMüNiR DermÂN!.. kaddesallâhu sırrahu’l-AzîZ BaBamızın, Vefatının 24.Yılı


Bİ'SMİ'LLÂHİ'R-RAHMÂNİ'R-RAHÎM PîRimİZin HiMMetiyle!”

DermÂNımız, CÂNda cÂNımız!

SALÂVAT-ı ŞERİFimize sarılı FÂtiha- ŞERİFlerimiz YAĞmur Yüreğine YAĞsın إِن شَاء اللَّهُ TeâLâ.. lillahi’l-fatiha mae’s-salâvat..

ResimResim'' Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike (Muhammediyyeti) ve
Nebiyyike (Mahmudiyyeti) , ve
Rasûlike (Ahmediyyeti) ve
Nebiyyi’l-Ummiyyi (Habîbiyyeti) ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve sahbihi ve ummetihi... ''Resim

Bi'smi'llâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm

El-Hamdu Li'llâhi RABBi'l-Âlemîn
Er-Rahmâni'r-RAHîm
Mâliki yevmi'd-Dîn
İyyâke na'budu ve iyyâke nesta'în
İhdina's-sırat el-Mustakîm
Sırât ellezîne en'amte 'aleyhim
Ğayri'l-Mağdûbi aleyhim
Ve le'd-Dâllîn

Âmin...

RUHun rAHMETe Gark Olsun.
SEVgili SaHiBimize Es SeLâm Olsun!..




RaBBu’l-Âlemin’imiz bizi Rahmetenli’l Âlemin hürmetine,

Kâmil Kalbinde Kemâlat Keremine Kavuşurtursun DİLeğimizi GERçekleştirmek için;

''BEDEN, NEFİS, KALB ve RUH!'' ANA caddesinden dostdoğru gitmeyi
"SADAKAT, SAMİMİYYET, SABR ve SELÂMET sokaklarında ilerlemeyi,
'' İLM, EDEB, ERKÂNve İRFÂN!'' ı ile yürümeyi,

aman ha azgın nefsim; Gaflet~~Cehâlet~~Dalalet~~İhânet" çıkmazına sakın ha sakın girme!

hÂNeSÎNE girmek için''ilâhe illâ ALLAH!'' ANAhtarı ile kilidimizi açmayı,
ADresimİZ OL-ÂN RESÛL RAVZAsına varmayı,
KEVSER şaRABbından içmeyi,
CÜ’Mlemize nasip ve müyesser eylesin إِن شَاء اللَّهُ
Resim
Kullanıcı avatarı
o.z.a.n
Üye
Üye
Mesajlar: 48
Kayıt: 16 Oca 2012, 21:15

Re: Münir DermÂN (k.s.) Vefatının 24.Yılı

Mesaj gönderen o.z.a.n »

Amin..
"Kul.."
Kullanıcı avatarı
anlamak
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Mesajlar: 546
Kayıt: 12 May 2008, 02:00

Re: Münir DermÂN (k.s.) Vefatının 24.Yılı

Mesaj gönderen anlamak »

nur-ye yazdı:Resim


ResimMüNiR DermÂN!.. kaddesallâhu sırrahu’l-AzîZ BaBamızın, Vefâtının 24.Yılı


Bİ'SMİ'LLÂHİ'R-RAHMÂNİ'R-RAHÎM PîRimİZin HiMMetiyle!”

DermÂNımız, CÂNda cÂNımız!

SALÂVAT-ı ŞERİFimize sarılı FÂtiha- ŞERİFlerimiz =>YAĞmur Yüreğine YAĞsın إِن شَاء اللَّهُ TeâLâ.. lillahi’l-fatiha mae’s-salâvat..

ResimResim'' Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike (Muhammedîyyeti) ve,
Nebiyyike (Mahmudîyyeti) ve,
Rasûlike (Ahmedîyyeti) ve,
Nebiyyi'l-Ummiyyi (Habîbiyyeti) ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve sahbihi ve ummetihi... ''Resim

Bi'smi'llâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm..

El-Hamdu Li'llâhi RABBi'l-Âlemîn,
Er-Rahmâni'r-RAHîm,
Mâliki yevmi'd-Dîn,
İyyâke na'budu ve iyyâke nesta'în,
İhdina's-sırat el-Mustakîm,
Sırât ellezîne en'amte 'aleyhim,
Ğayri'l-Mağdûbi aleyhim.
Ve le'd-Dâllîn..

Âmin...

RÛHun rAHMETe Gark Olsun.
SEVgili SâHiBimize Es SeLâm Olsun!..



RaBBu’l-Âlemin’imiz bizi Rahmetenli’l Âlemin hürmetine,

Kâmil Kalbinde Kemâlat Keremine Kavuşurtursun DİLeğimizi GERçekleştirmek için;

''BEDEN =>NEFİS =>KALB ve =>RûH!.'' ANA caddesinden dosdoğru Gİtmeyi,
"SADAKAT =>SAMİMİYYET =>SABR ve =>SELÂMET Sokaklarında İLERLemeyi,
'' İLM =>EDEB =>ERKÂN ve =>İRFÂN!''ı iLe YÜRÜmeyi,
HeR YeRde =>HeR ÂN'da =>HeR HâL'de ve =>HeR NEFESte ==>BiL!. =>BuL!. =>OL!. ve =>YAŞA!. Ey SefîL KuL İhvâni'm!.

Aman ha azgın NEFSim; Gaflet~~Cehâlet~~Dalâlet~~İhânet" ÇIKMAZına sakın ha sakın GİRme!.

KuLLuk hÂNeSÎNE girmek için ''ilâhe illâ ALLAH!.'' ANAhtarı ile =>kilidimizi mayı,
ADresimİZ OL-ÂN RESÛL RAVZAsı'na VARmayı,
KEVSER şaRABbı'ndan İÇmeyi,
CÜMMLemize nâsib ve müyesser eylesin إِن شَاء اللَّهُ

ÂMİN! ÂMİN! ÂMİN!
[img]http://www.muhammedinur.com/resimler/cicekler/anlamak.jpg[/img]
Kullanıcı avatarı
tahaakb
Özel Üye
Özel Üye
Mesajlar: 1312
Kayıt: 20 Oca 2010, 02:00

Re: Münir DermÂN (k.s.) Vefatının 24.Yılı

Mesaj gönderen tahaakb »

Es Selam

Sitemiz vasıtası ile tanıdığım
ve sevdiğim kabrine de bir kaç defa
gitmek fırsatı bulduğum Münir DERMAN Hazretlerine (k.s)
ALLAH (c.c) rahmet eylesin

Amin
Kullanıcı avatarı
tamersah tarik
Moderatör
Moderatör
Mesajlar: 777
Kayıt: 19 Eyl 2008, 02:00

Re: Münir DermÂN (k.s.) Vefatının 24.Yılı

Mesaj gönderen tamersah tarik »

Resim

Derman Babamızın vefat yıldönümünde kendisinin Sabri Tandoğan Beyefendiye yazmış olduğu mektuptaki hislerle kendisine rahmetler niyaz ederiz...
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12860
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: Münir DermÂN (k.s.) Vefatının 24.Yılı

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ARZ-ı HÂLim,
cÂN-cÂNÂN HocaMm
kaddesallahu sırrahuu..

HÂL İÇİnde >HÂLde >hÂLim
TEK YÜREK TeVHiD kemÂLim
cÂN-cÂNÂN-ceLÂL->cemÂLim
RaBB/RaSÛL.. >gAYBî riCÂLim!..

ZEVK 5739

OLsun!. OLmasın!. ÖZ-ETi.. ->ÖMRüm ÖZ-emediMm HocaMm!
ARsız-AZgın-KıZgın>NEFSiMm!. ->KORa kÖZ-emediMm HocaMm!
TEK-TELin-deki ->cÂNbÂZım! -> A N A RAHMi-mdeki L A T Î F
-> ANAhtAR-ıyın -> ŞiFReSÎN -> hÂLÂ -> çÖZ-emediMm HocaMm!..


02.12.13.. 07:49
29.MuHARReM 1435
brsbrsbzrm..tktktrstkksnznyznefsinşsisrrssi…


ResimM.D.

DELi DERdime
DERmÂN-ıMm!.

NEFesimİZin RüzGÂRı
MuhaMMedî bAHTYÂRı
MuHARRemimİZ HARR-ada
KÂR -u- Be-mİZin ->KÂRı!.

TEKe TEKte TEKliyoruMm!
YOLLarda >EMEKliyoruMm!
DİL/ELimle ->YALıyoruMm!
->HiMMetinİZ BEKliyoruMm!..

cÂN-cÂNÂN HocaMm!.

kaddesallahu sırrahuu..
RÛHun ŞÂD OLsun EBEDeNn!
ÂDın YÂD OLsun bEN>BEdEN!.
EL ELe Ehl-i Beyt ELi HocaM
aleyhumu's-selâm
ÖZ güzeLLerin EN güzELi HocaM aleyhi's-selâm

3 ihLÂs 1 FÂtiha SALL u SELL ile..inşâe ALLAHu Teâlâ...


İmâm-ı Alî kerremullahi vecheye ait salâvâtı şerîfe

Resim

TÜRKÇESİ: Lebbeyke Allahümme Rabbiye ve sâ’deyke Resim Salâvâtu’llahi’l-Berri’r-Rahîm Ve’l-melâiketi’l-mukarrebîn Resim Ve’n- nebîyyine ve’s-sıddıkîne ve’ş-şühedâi ve’s-sâlihîn Resim Vemâ sebbiha leke min şey’in yâ Rabbe’l-âlemîne Resim Alâ seyyidinâ ve Mevlânâ Muhammedin ibni Abdillahi hâtemi’n- nebîyyîne Resim Ve Seyyidi’l-mürselîne ve imâmi’l-mûttâkîne Resim Ve Resûli Rabbü’l-âlemîne’ş-şâhidi’l-beşiri’d- dâi ileyke bi iznike es sirâce’l-münir Resim Ve aleyhi’s- salâtü ve’s- selâmû ve rahmetullahi ve berâkâtuhu.

MÂNÂSI:
“Emret (buyur) ALLAH’ım! Ve başim-gözüm üstüne (emret, saâdetle Senden mutluluk istiyorum), RABB’im, ALLAH’ım! İyilik ve merhamet dolu Salâvâtullahı, gözde (yakîn) meleklerin salâvâtı, peygamberlerin, sıddıkların, şehîdlerin, sâlihlerin; Ey âlemlerin RABBi Seni tesbih (ve tenzih) eden herşeyin salâvâtı, Efendimiz Abdullah oğlu Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’e, Hatemü’l-Enbiyâya (peygamberlerin sonuncusuna), peygamberlerin Efendisine, müttakîlerin (günâhlardan korunup ALLAH'a sığınanların) imâmına; âlemlerin RABBinin, şâhid ve müjdeci Resûlüne, Senin izninde Sana dâvet eden ve aydınlatan kandile (sayısız- sonsuz) selâm (sıla, salâvât, rahmet, istiğfâr, dua, ulaşım) olsun!”


ResimnOT: DEmem o Kİ;

MuHARRemimİZ HARR-ada
KÂR -u- Be-mİZin ->KÂRı MâSALLımız:


ALLAHu Zü’l- Celâle hamd olsun!
Her
ŞEY’ini sermiş ortaya, her şeyini yüklemiş AKLa sonsuz şükürler olsun!.
Bir insan
AKLının, sonsuz gibi gittiği kadar gidebileceği HüRRiyet tanımıştır “haRRe” kökü budur.
HaRRe succeden budur çenelerinin üzerine kapanırlar!. Çenelerinin üzerine kapanır..


أُوْلَئِكَ الَّذِينَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِم مِّنَ النَّبِيِّينَ مِن ذُرِّيَّةِ آدَمَ وَمِمَّنْ حَمَلْنَا مَعَ نُوحٍ وَمِن ذُرِّيَّةِ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْرَائِيلَ وَمِمَّنْ هَدَيْنَا وَاجْتَبَيْنَا إِذَا تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُ الرَّحْمَن خَرُّوا سُجَّدًا وَبُكِيًّا
Resim---''Ülaikelleziyne en'amAllahu aleyhim minen Nebîyyiyne min zürriyyeti Ademe ve mimmen hamelna mea Nuh ve min zürriyyeti İbrahiyme ve İsraiyle ve mimmen hedeyna vectebeyna iza tütla aleyhim ayaturRahmani harru sücceden ve bükiyya: İşte bunlar, Allah'ın kendilerine in'amda bulunduğu Nebilerden, Adem'in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail'in (Yakup) zürriyetinden hakikate erdirdiğimiz ve (ezelden) seçtiğimiz kimselerdir. Onlara Rahman'ın varlığının delilleri okunduğu zaman (yakînî müşahede ile) secde ederler ve ağlarlar.''
(Meryem 19 / 58)

Nefs Âleminde, Kalb Âleminde, Ruh Aheminde “haRRe” nedir hare?.
Ben lisedeyken, köydeyken yapardım.. ekmek pişti mi sacı ters çevirir içerisine bir tas su dökerdim ve seyrederdim zıplamasını yüzlerce damlanın!.
Dakikalarca bakarsın bakarsın bir sürü su damlası düştüğü kızgın sacdan tekrar zıplar havaya ve düşüp değdikçe yine zıplar!. Bu
HaRRe, HaRRe, HaRReler bitinciye, sonuna kadar gider..
Yâni katiyyen orada bekleyemez, kızgındır sac çünkü!.
Böyle bir hararet vardır “
HaRRe”de.. böyle bir HüRRiyet vardır, böyle bir HuRRi vardır.. Cennette var ya hani Ceylan gözlü hüriler var ya.. HaRReler.. Bu müthiş bir şeydir müthiş bir şeydir…

Kur’ÂN-ı Kerîm’de “Harrû succeden” deyimi vardır. HaRRe fiili vardır.
HaRRa: Harâretli. Kızgın. Çok sıcak. Yakıcı. En içten ihlâslı. Zâhir Bâtında El RaBB, El HaKKu celle celâluhu zuhûru.

ALLAH’a öyle burnunuz üzerine yere yatın” derken, “secde yapın” derken, “al kendimi yere çaldım, parçaladım” demek değildir.
Buzluktan vaz geçtim Su oldum” demektir. “HüRRiyete kavuştum” demektir.
Ben buz iken
HüRRiyette miydim sanıyorsun?

Bu böyle bir
HaRRûdur ve böyle bir hayrÂN kalıştır, HaRRû yapıştır.
HaRRû Secdeleri...

إِنَّمَا يُؤْمِنُ بِآيَاتِنَا الَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِهَا خَرُّوا سُجَّدًا وَسَبَّحُوا بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ
Resim---''İnnemâ yu’minu bi âyâtinellezîne izâ zukkirû bihâ HARRÛ SUCCEDEN ve sebbehû bi hamdi rabbihim ve hum lâ yestekbirûn (yestekbirûne) : Bizim âyetlerimize öyle kimseler îman ederler ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere (*) kapanırlar ve RABBlerine hamd ile tesbih ederler de kibirlenmezler.

(Secde 32/15)
(*): Secde âyeti okudunuz secde ediniz.


TEK-TELin-deki cÂNbÂZım! -> A N A RAHMi-ndeki L A T Î F
-> ANAhtAR-ın -> ŞiFReSÎNi -> hÂLÂ -> çÖZ-emediMm HocaMm!..:



ANA-ANNE!.

“Cennet anaların ayağı altındadır.”
Ne demektir?

1 - “Anaların” çoğul olarak “Ayağı” çoğul değil. Hangi ayak, sağ veya sol?..

2- Meleklere, Âdem’e secde edin emrolundu. Havva’ya secde yok!..

3- Âdem topraktan halkedildi. Havva “Nefs-i Vâhidetun" dan Toprak yok!..

4- Anaya babaya hürmet et!

İlk defa ana söyleniyor.
Niçin?..


5- Gizli bir hazîne idim. Bilinmeyeni istedim. (Hadîsi Kudsî)...

“idim” “istedim” kelimeleri fiilleri, geçmiş zamânı bildiriyor. Kime karşı bilinecek?..

“"Kâinatı halkettim!”" Maksad-ı îlâhiyesini bildiriyor. Melâikelere hitâben:

“Arzda bir halîfe kılacağım!.”

Demek ilk defa melâikeler halkedilmiştir.

“Bir halîfe kılacağım! Benim yerime!..”

İnsanın kadrini bildirmek için de

“inni a'lemu mâ lâ ta'lemûn”
“Sizin bilmediğinizi bilirim!”


buyurması da insanın farz üzerindeki makam ve şerefini ifâde ediyor.

“Ona bir emânet vereceğim!”

Emânet kelimesi muvakkat bir zaman için mânâsını ifâde eder.
Bu emânet sırrı’l- esrar-ı vahdâniyet’dir.

İnsana yüklettiği bu emânet eşref-i mahluk olduğunu açıklar.

İnsanın hâmil olduğu
“Sırrı’l- esrârı’l- vahdâniyet” den dolayı kerâmet-i insâniye, hâfıza idrak vasıtası ile her şeyi tasarruf etmesi gayrı kâbil-i inkârdır.

Mûcizeler ve kerâmetler bu tasarrufun görünen netîceleridir, eserleridir.


Resim

Âl-i İmrân sûresinde 4 yerde peygamberin ismi "“M”" geçiyor.
Niçin? Sebep ne?..

Bunlar İlm-i İlâhinin sır perdesidir.
İnsan mantığının hudûdunu aşan mantıksız bir mantık ile anlaşılan perde arkası...
Kimyâ kanunları gibi değişmez kânunları vardır bu perde arkasının.
Bura ile temas edeni
“tasarrufa” muvakkat kılar.

Maddeye insanlar tapmaya başladığı devirden îtibâren
ALLAH’a sıfat aramaya başlamışlardır.
Bu sûretle aklın peşine takılarak şuûrsuz bir tempo ile gidiyorlar.
Bu yazı çok düşünerek, tetkik edilerek anlaşılabilir. Îzahı çok uzundur.
İnsan ve mahlûklar için
“arz” da buyruluyor.
Kâinatda veya yıldızlarda buyrulmuyor.


“Halaka's-semâvâti vel ard”...
İlk defa semâvât, sonra arz yaratıldığı ifâde buyruluyor.

Yıldızların mevkileri.
Bir belde..
Atom çekirdeği ve elektronların sağdan sola dönmeleri.
Soldan sağa dönerken akıp gitmeleri.
Kıyâmet günü nefsi kötülemek.
Seher vakti
Bir yıldız...


ALLAH’ça'nın Rasûl’de Arap diline çevrilmiş şekli “ALLAH’ın kelâmında” yukarıda bildirdiklerimize ALLAH yemin ediyor ve onları şâhid tutuyor.

Kullara ispat için mi?
Hâşâ. Sümme hâşâ!.

Kullara inandırmak için mi?
Hâşâ. Sümme hâşâ!

O hâlde niçin bu yemin ve şâhid tutma?..

Kendi Şânını tenzih ediyor.
Ve insanı şerefli bir mahkûk olarak yarattığını anlatıyor...

Paşam, ağam kıymetini bil!
Kendini temiz tut!
Temiz yaratıldın. Tekrar dönüşte alnın açık, rûhun temiz, vücûdun şâibesiz olsun!

Şimdi bâzı sualler söyleyeceğiz:
Bunları hâlletmeye bak!
Kime sorarsan sor, öğren!
Alacağın hakîki cevaplar seni bir hükme götürecek...


Hava:
Hidrojen, Oksijen, Azot, Argon gazlarından teşekkül etmiştir.

Hava nedir o hâlde?...
Hidrojen H2O oksijen.
Bu "SU" dur.
Şimdi suâlimiz ŞUdur:


SU kaynadığı zaman buhar oluyor.
Buhar : H2 hidrojen midir, O2 oksijen midir?
Bulut : H2 hidrojen midir, O2 oksijen midir?
Sis : H2 hidrojen midir, O2 oksijen midir?
Yağmur : SU
Dolu : SU
Kar : Hidrojen midir, oksijen midir?
Buz : Hidrojen midir, oksijen midir?


Bir kimyâ hatırlatması, hidrojen dışında çekirdeksiz proton ve nötron yoktur.

Güneş yuvarlanıp devrildiği,
Yıldızlar döküldüğü,
Dağlar yerinden oynayıp yürüdüğü,
Gök yüzünün perdesi kalktığı
Gök yarıldıgı,
Yıldızlar dağıldığı,
Deryalar kaynayıp aktığı....


Bu âyetler İnfitar, Tevkir sûrelerinin ilk âyetleridir.
Kâinatda ilk defa semâvât halk edildi, sonra arz...

Yukardaki âyetlerde:

“Yuvarlanmak. Devrilmek. Dökülmek. Yerinden oynayıp yürümek. Göğün yarılması. Yıldızların dağılması. Deryâların kaynayıp akması.
Bunların hepsi gök yüzünün perdesi kalktığı zaman ile başlayacağı ifâde edilmektedir”...


Gökyüzünün perdesi nedir?
Ne dersen de, ne mânâ verirsen ver.
İnsanın aklına sokulması için perde buyrulmuştur...


“Vece'alnâ mine'l-mâi kullu şey’in HAYY.”

Canlılık, Hayat, “HAYY” ın sudan geçmesiyle başladı.

“ALLAH’a her şey kolaydır!” demek bile doğru değildir.

Ve SUyu da halkeden
O’dur.

“Mine’l-mâi kullu şey’in HAYY”

Biz her şeyi SUdan halk “ettik”.

Ana madde SU değil, dikkat!

“HAYY”

HAYY’ın görünmesi SU ile olmuştur.
SU, rûhun geldiği geçtiği bir vasatdır.


“SU neden halkedildi?” bilinmiyor.
SUda ifâde edilemeyen bir âhenk var.
İfâdeye kalkarsanız, bu âhengi bozarsınız.
Îzah edilebilen
“ahenk” değildir.
Bir testinin kullanmaya yarayan kısmı onun içinin boşluğudur.


“Her şeyi halketmek için SUyu katalizör aracı yaptık!”

HAYY sudan geçtikten sonra tahammül hudûduna iniyor.

“Her şeyi ölçülü, Hacimli, Sikletli bir plân dâhilinde “yarattık”.

Bu sırrı SUda gizledik!..”


İnsan vücûdunda, her şeyde bir damla bile olsa SU vardır.
Vücud bir mâbeddir.
İnsan bir mekândır.
Dünyâ mekânındadır.
ASLı, lâ mekândadır.


ALLAH:

“İnsan gönlünde insan sözü şeklinde “ALLAH’ça kelâmı” ile tecellî ettik!
Biz semâdan “mübârek” SU indirdik!”


Mübârek kelimesi başka dilde yoktur. Tercüme edilemez!..
Gönülleri coşkun, alnında görünmeyen secde izi:

“Min eseri's-sücûd” olanlara, kalbinde ALLAH lâfzını sezenlere ve İslâm olanlara söylüyoruz.

İnanmayana, kendi kendini unutan insanlık kıymetini kaybedip:


“Ben bilirim! Ben mürşidim!”

diye gaflet ve dalâlet içinde olanlara sözümüz yok...
Zâten onlar bu kitabı ellerine alamazlar.
Alsalar bile anlayamazlar.
Anlasalar bile okuyamazlar.
Bu da bu kitabın sırrı!...


26.5.1989 Cuma


Resim

Şâibe : Leke, kir. * Süprüntü. Pislik. * Kusur. Noksan. Hatâ. Eksiklik.
Eşref-i mahluk : Mahlûkatın en şereflisi.
Hâmil: (Hâmile) Yüklü yüklenmiş. * Gebe. * Taşıyan, götüren. * Hâiz * Mâlik, sahib.
Vahdâniyet: Birlik, infirad. Benzeri olmamak. Artmaktan, ayrılmaktan, eksilmekten beri ve münezzeh olmak gibi mânaları ifade eden Allah'ın bir sıfatıdır. Bu sıfatla muttasıf olana Vâhid denir ki; benzeri olmayan; tecezziden, tekessürden beri olan zât demektir.
Kâbil: Kabul eden. Olabilir, istidatlı, mümkün olan, önde ve ileride olan.
Gayr-ı kâbil: Mümkün ve kabil değil, imkânsız. Mümkün olmayan, olamaz.
Tasarruf: İdare ile kullanmak. Sarfetmek. Tutum. Sâhib olmak. İdare etmek. Sâhiblik. Kullanma hakkı.
Mûcizât: Mu'cizeler. Allah tarafından verilip, yalnız peygamberlerin gösterebilecekleri büyük harika işler.
Kerâmet: Allah (C.C.) indinde makbul bir veli abdin (yâni, âdi beşeriyyetten bir derece tecerrüd edebilen zatların) lütf-u İlâhî ile gösterdiği büyük mârifet. Velâyet mertebelerinde yükselen bir abdin hilaf-ı âdet hâli. * Bağış, kerem. * İkram, ağırlama.
Muvakkat: Vakitli. Geçici. Fâni. Devamlı olmayan.
Siklet: Ağırlık. Mânevi sıkıntı.

El Vâhidu :
Resim

El Hayy :
Resim

Resim

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Cennet annelerin ayakları altındadır." buyurdu.
(Nesâî, Cihad, 6)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Anne, cennet kapılarının ortasındadır." buyurdu.
(İbn Hanbel, Müsned, V, 198);

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: ALLAH celle celâluhu: “Ben kenz-i mahfi-gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim, mahlukatı yarattım.” buyurdu.
(Aclunî , Keşfu’l-Hafa, Aclunî, 2:133; Ed-Dürerü’l-Müntesire, Celâlettin-i Suyuti,125)

Resim---Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “ A L L A H c e l l e c e l â l u h u : “ Yere göğe sığmadım , ancak bir mü ’ minin gönlüne sığdım .” buyurdu .
(Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 2/195, Beyrut 1985)

Resim

وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Resim--- “Ve iz kâle rabbuke li'l-melâiketi innî câilun fi'l-ardi halifeh, kâlû e tec'alu fîha me'y-yufsidu fîhâ ve yesfiku'd-dima', ve nahnu nusebbihu bi hamdike ve nukaddisu lek, kâle innî a'lemu mâ lâ ta'lemun : Hatırla ki RABBin meleklere: Ben yeryüzünde bir halîfe yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle SENi tesbih ve SENi takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek birini mi yaratacaksın? dediler. ALLAH da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi.” (Bakara 2/30)

الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَ ثُمَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ بِرَبِّهِم يَعْدِلُونَ
Resim--- "Elhamdu lillâhillezi haleka's-semâvâti ve'l-arda ve ceale'z-zulumâti ve'n-nûr sümme'llezîne keferu bi rabbihim ya'dilûn: Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden ALLAH'a mahsustur. (Bunca âyet ve delillerden) sonra kâfir olanlar (hâla putları) RABB'leri ile denk tutuyorlar.” (En’am 6/1)

إِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ
Resim---“İzeş şemsu kuvviret: Güneş dürüldüğü zaman,” (Tekvîr 81/1)

وَإِذَا النُّجُومُ انكَدَرَتْ
Resim---“Ve izen nucûmun kederet.: Yıldızlar, bulanıklaşıp döküldüğü zaman,” (Tekvîr 81/2)

وَإِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْ
Resim---“Ve izelcibâlu suyyiret.: Dağlar, yürütüldüğü zaman,” (Tekvîr 81/3)

وَإِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْ
Resim---“Ve izel ışâru uttılet.: Gebe develer, kendi başına terkedildiği zaman,” (Tekvîr 81/4)

وَإِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْ
Resim---“Ve izel vuhûşu huşiret.: Vahşi hayvanlar, toplandığı zaman,” (Tekvîr 81/5)

وَإِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْ
Resim---“Ve izel bihâru succiret.: Denizler, tutuşturulduğu zaman,” (Tekvîr 81/6)

وَإِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْ
Resim---“Ve izen nufûsu zuvvicet.: Nefisler, birleştiği zaman,- nüfus çiftlendiği vakıt” (Tekvîr 81/7)

أَوَلَمْ يَرَ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَا وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاء كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ أَفَلَا يُؤْمِنُونَ
Resim--- "E ve lem yerellezîne keferû ennes semâvâti vel arda kânetâ retkan fe fetaknâhuma, ve cealnâ minel mâi kulle şey’in hayy(hayyin), e fe lâ yu’minûn(yu’minûne).: O inkâr edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?"
(Enbiyâ 21/30)

مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ السُّجُودِ ذَلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا
Resim---“Muhammedun resûlullâh(resûlullâhi), vellezîne meahû eşiddâu alâl kuffâri ruhamâu beynehum terâhum rukkean succeden yebtegûne fadlen minallâhi ve rıdvânen sîmâhum fî vucûhihim min eseris sucûd(sucûdi), zâlike meseluhum fît tevrât(tevrâti), ve meseluhum fîl incîl(incîli), ke zer’in ahrace şat’ehu fe âzerehu festagleza festevâ alâ sûkıhî yu’cibuz zurrâa, li yagîza bihimul kuffâr(kuffâra), vaadallâhullezîne âmenû ve amilûs sâlihâti minhum magfiraten ve ecren azîmâ: Muhammed, Allah’ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde hâlinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat’ta ve İncil’de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri sebebiyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.” (Fetih 48/29)
Resim
Cevapla

“Münir Derman (k.s) Kimdir?” sayfasına dön