ZULMET: Arapça, karanlık demektir. Madde, maddi âlem. Allah'ın nurundan nasibi olmamak, mahrum kalmak.
"Allah müminlerin dostu olup, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır" (Bakara/257)
Zat-ı ilâhî'yi bilmeye de zulmet denmiştir. Zira Zât-ı ilâhî bilinmez, idrak edilmez, bizim için karanlıktadır. "Basiretler onu idrâk edemez" (En'âm/103).
ZÜCACE: Arapça, cam demektir. Kalp.
ZÜHD: Arapça, rağbetsiz olmak yüz çevirmek demektir. Kur'an-ı Kerim'de sadece Yusuf suresinin 20. ayetinde geçer. "Yusuf'un satışı konusunda rağbetsiz idiler" Tasavvufta dünyaya dolu dizgin dalmamak esastır. Zira Kur'an-ı Kerim'de bunu destekler tarzda çok sayıda ayet-i kerime vardır, işte bir kaçı: "Ey inananlar! Eş ve çocuklarınızdan bir kısmı size düşmandır, onlardan sakının..." (Tegâbün/14), "Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız bir fitnedir." (Enfâl/28), "Dünya hayatı, gurur metaından başka bir şey değildir." (Al-i İmran/185) "Dünyanın metaı azdır. Ahiret ise mutlakiler için daha hayırlıdır..." (Nisa/77), "Dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir." (En'âm/32) "Ahiret dururken dünya hayatına mı razı oldunuz. Dünya hayatının geçimi, Ahirete nisbetle çok azdır." (Tevbe/38). Sûfiler, Zühdü, çeşitli şekilde yorumlamıştır, a) Haramdan zühdetmek, zühddür. b) Helalden de zühd edilir. Bu ikincide, nasibine düşenin azıyla yetinip, artanı fakirlere tasadduk etmek gibi bir fazilet vardır. Süfyan-ı Sevrî, dünya ile ilgili isteği azaltmayı, zühd olarak tanımlar. Cüneyd de "elin boş olduğu şeyden, kalbin de boş olması, yani elde olana kalbin razı olmasıdır" diye bir tanım getirmiştir. Mesrûk "Allah ile beraberken, bir sebebin etkisinde kalmayan kişiye" zâhid der. İbn Muâz "alâka olmadan amel işleme, tamasız söz söyleme, reisliğe ulaşmadan izzetli olmaya ulaşılmadıkça, zühdün hakikatine erilmez" şeklinde farklı bir yorum yapmıştır. Muh-sinlerin, salihlerin müminlerin ve müslümanların zühdü, dünya ve onun zatından dolayı olurken, şehidlerinki, hem dünya, hem de âhiret konusunda gerçekleşir. Sıddıklarınki de diğer mahlûklar hakkındadır; onlar Hakk'ı O'nun sıfat ve isimlerinden başkası olarak müşahede etmezler. Mukarrabînin zühdü de, isim ve sıfatlarla bekada olur, ki bu son grup, zatın hakikatındadır.
Biz melamet bekleriz
Sanma keramet bekleriz
Şöhreti zühdü bıraktık
Hep nedâmek bekleriz
Hâşim
ZÜHD-I HUŞK-ZÜHD-İ BÂRİD: Farsça'da, bârid Arapçada soğuk anlamına gelir. Bu durumda bu iki ifade "soğuk zühd" manasındadır. Şekilci ve katı din anlayışına sahip kişilerin zühdüne "zühd-i huşk" denir.
Zâhid, Hû demeyi inkar eyleme
Ya niçin çağırır insan Hû deyü
Hû demenin aslı nedir, nedendir.
Eyleyeyim sana iyan Hû deyü
Kul Himmet
ZÜHDİYYAT: Arapça, zühd'e ait olanlar anlamındadır. Zühd konusunu işleyen şiirlere, zühdiyyat denir. Zühd e-debiyatı, gerek sûfilerce, gerekse sûfi olmayanlarca işlenmiştir.
ZÜHRİYYE: Şeyh Seyyid Ahmed Zührî el-Kayserî (ö. 1157/1744) tarafından kurulmuş bir tasavvuf okulu olup, Musli-hiyye-i Halvetiyye'nin kollarındandır.
ZÜHUL: Arapça, dalgınlık anlamındadır. Kendinden geçmek, gaflet.
ZÜKÜR ÇELEBİ: Arapça-Farsça, erkek çelebi demektir. Esasen çalap kelimesi, Allah'ı ifade eden bir kelime olup, sonuna nisbet "yâ" sı eklenerek, "Çalâbî" şeklini almış, konuşmada hafifletilince "çelebi" ye dönüşmüştür: "Allah'a bağlı adam" demektir. Mevlevî tâbiridir. Hz. Mevlânâ'nın soyundan gelen erkeklere "zükûr çelebi" hanımlara da "inâs çelebi" denmiştir.
ZÜ'L-AKL: Arapça, akıl sahibi anlamında bir isim tamlaması. Halkı zahir (dış). Hakk'ı batın (iç) olarak görüp bu şekilde, halkın Hakk'ın aynası olduğunu anlar. Ayna, kendisinde zuhur eden suret ile gizlendiği gibi, mutlak da mukayyed ile örtülmüştür.
ZÜ'L-AKL VE'L-AYN: Arapça, akıl ve göz sahibi kişiler için kullanılan bir ifade. Hakk'ı halkda, halkı Hak'da gören kişi, bunlardan biri, diğerine perde oluşturmaz. Bilakis, kendi aynı ile vucud-ı vahidi bir yönden Hak, bir yönden de halk olarak görür. Çokluk sebebiyle vahid-i ehad yönünü görmekten perdelenmez. Zuhurların çokluğunu gördüğünde, onda tecellî eden zât-ı eha-diyeti görmekle sıkıntıya düşmez. Yine, Hak yönünün ehadi sebebiyle yaratılmış olan çokluğu görmekten perdelenmez. Tecellî yerlerinde ortaya çıkan zât-ı ehadiyyeti gördüğünde, çokluğu görmekten sıkıntıya düşmez.
ZÜ'L-AYN: Arapça, göz sahibi demektir. Hakk'ı zahir, halkı bâtın gören kişi. Ona göre halk, Hakk'ın aynasıdır. Hak zuhur edince, halk O'nda, suretin aynada gizlendiği gibi gizlenir.
ZÜ'L-CENAHAYN: Arapça, iki kanat sahibi demektir. İçi ve dışı mamur olan kişi. Cafer b. Ebu Talib için de kullanılır.
Zülcenahayn olamaz zâhid-i pindâr perest,
Perde-i zanda nühüfte kalır iman kanadı.
Manastırlı Nailî
ZÜLF: Farsça, yanağın iki yanına sarkan saça denir. Hiç kimsenin ulaşamadığı gaybî hüviyyet. Hakk'ın zâtı ve künhü, Küfr-i zülf: Siyah saç,
Dila her muyu bir ejder görünür ol zülfün,
Nice bin ejderi bir yerde tahayyül ne belâ
Nef'î
Piç-i zülf : Kıvrımlı saç, İlâhî mûsiki, imkan mertebesi. Uzun, saç, sınırsız varlıklar, çokluk ve ta'ayyünler, celâlî tecelliler.
ZÜMRÜD: Yeşil renkli kıymetli bir taş. Üzerine, bütün varlıkların suretlerinin nakşolunduğu küllî nefs.
ZÜMRÜD-İ ANKA: Yeşil renkli Anka kuşu. Güneş ve ateşten yaratıldığına ve semanın 4. katında yaşadığına inanılır. Diğer bir adı da "simurg" (otuz kuş) dur.
ZÜNNÂR: Arapça, papazların bellerine sardığı kuşağa denir. Sevgiliye hizmet ve itaat etmeye özenmek, hizmet kuşağı kuşanmak. Dünyaya gönül vermek, benlik, bencillik.
Hayâl-i zülfü rûyunla girerse deyre bir âşık,
Olur bir Kabe her bir rişte-i zünnardan peyda.
Yenişehirli Avnî.
ZÜREYKIYYE: Rafizî bir tarikat.
ZÜVVAR: Arapça ziyaretçiler demektir. Mevlevî mukabelesini izlemeye gelen ziyaretçiler için kullanılan bir tâbir.
- Ana sayfa Forum ana sayfa İLİM Tasavvuf ►Tasavvuf Kavramları Sözlüğü◄ ►Tasavvuf Terimleri Ve Deyimleri Sözlüğü◄
-
- Zaman: 26 Nis 2024, 05:14
- Tüm zamanlar UTC+02:00
TASAVVUF TERİMLERİ VE DEYİMLERİ SÖZLÜĞÜ
- Gul
- Moderatör
- Mesajlar: 5155
- Kayıt: 11 Haz 2009, 02:00
“►Tasavvuf Terimleri Ve Deyimleri Sözlüğü◄” sayfasına dön
Geçiş yap
- SİTE GENEL
- ↳ MuhammediNur.com Önsöz
- ↳ Ana Sayfa Haber Arşivi
- ↳ 2007
- ↳ 2008
- ↳ 2009
- ↳ 2010
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2011
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2012
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ 2013
- ↳ OCAK
- ↳ ŞUBAT
- ↳ MART
- ↳ NİSAN
- ↳ MAYIS
- ↳ HAZİRAN
- ↳ TEMMUZ
- ↳ AĞUSTOS
- ↳ EYLÜL
- ↳ EKİM
- ↳ KASIM
- ↳ ARALIK
- ↳ Yönetici Odası
- ↳ Sohbet Odası
- ↳ Münir Derman (k.s.)
- FORUM GENEL
- ↳ Tanışalım mı? ~Hoş geldiniz~
- ↳ Forum Kuralları
- ↳ Duyurularımız
- ↳ Yenilikler
- ↳ Önerileriniz
- ↳ Yardım
- ↳ Anma ve Kutlama Mesajları
- ↳ Bayram ve Kandil Mesajları
- ↳ Mübarek Gün ve Geceler
- ↳ Tebrik ve Taziye
- ↳ Basın ve Güncel haberler
- İSLAM
- ↳ Esmaü’l – Hüsna
- ↳ Kur'an-ı Kerim
- ↳ ►Kuranda Geçen 28 Peygamber◄
- ↳ ►Günün Ayeti◄
- ↳ Peygamber Efendimiz (S.A.V)
- ↳ ►Salavat-ı Şerifeler◄
- ↳ ►Sünnet-i Seniyye◄
- ↳ ►Hadis-i Şerifeler◄
- ↳ ►Günün Hadisi◄
- ↳ ►Sahabeleri◄
- ↳ Ehl-i Beyt (A.S.)
- ↳ ►Hz. Ali Keremallahu Veche◄
- ↳ ►Nehc'ül-Belağa◄
- ↳ Allah (c.c.) Dostları
- ↳ ►Abdulkadir Geylani◄
- ↳ ►Ahmed Kuddisi◄
- ↳ ►Ahmed Er Rufaî◄
- ↳ ►Ahmed Yesevi◄
- ↳ ►Ataullah İskenderi◄
- ↳ ►Aşık Sümmani◄
- ↳ ►Bawa Muhyiddin◄
- ↳ ►Celaleddin-i Rumi◄
- ↳ ►Hacı Bektaşı Veli◄
- ↳ ►Haluk Nurbaki◄
- ↳ ►İmam-ı Busiri◄
- ↳ ►İmam-ı Gazali◄
- ↳ ►İmam-ı Şazeli◄
- ↳ ►Muhammed Sıddık◄
- ↳ ►Muhiddin-i Arabi◄
- ↳ ►Niyazi Mısri◄
- ↳ ►Sadreddin Konevi◄
- ↳ ►Said Nursi◄
- ↳ ►Seyyid Muhammed Nur'ül Arabi◄
- ↳ ►Somuncu Baba◄
- ↳ ►Şems-i Tebrizi◄
- ↳ ►Ümmi Sinan◄
- ↳ ►Yunus Emre◄
- ↳ ►Yusuf-i Hakiki◄
- ↳ ►Diğerleri k.s.◄
- ↳ İz Bırakanlar
- ↳ ►Aşıklar◄
- MÜNİR DERMAN (K.S.)
- ↳ Münir Derman (k.s) Kimdir?
- ↳ Münir Derman (k.s) Eserleri
- ↳ ► Münir Derman(k.s) Eserleri
- ↳ Münir Derman (k.s) Sohbetleri
- ↳ TAKDİM
- ↳ SOHBET - 1
- ↳ SOHBET - 2
- ↳ SOHBET - 3
- ↳ SOHBET - 4
- ↳ SOHBET - 5
- ↳ SOHBET - 6
- ↳ SOHBET - 7
- ↳ SOHBET - 8
- ↳ SOHBET - 9
- ↳ SOHBET - 10
- ↳ SOHBET - 11
- ↳ SOHBET - 12
- ↳ SOHBET - 13
- ↳ SOHBET - 14
- ↳ SOHBET - 15
- ↳ SOHBET - 16
- ↳ SOHBET - 17
- ↳ SOHBET - 18
- ↳ SOHBET - 19
- ↳ SOHBET - 20
- ↳ SOHBET - 21
- ↳ SOHBET - 22
- ↳ SOHBET - 23
- ↳ SOHBET - 24
- ↳ SOHBET - 25
- ↳ SOHBET - 26
- ↳ SOHBET - 27
- ↳ SOHBET - 28
- ↳ SOHBET - 29
- ↳ SOHBET - 30
- ↳ SOHBET - 31
- ↳ SOHBET - 32
- ↳ SOHBET - 33
- ↳ SOHBET - 34
- ↳ SOHBET - 35
- ↳ SOHBET - 36
- ↳ SOHBET - 37
- ↳ SOHBET - 38
- ↳ SOHBET - 39
- ↳ SOHBET - 40
- ↳ SOHBET - 41
- ↳ SOHBET - 42
- ↳ SOHBET - 43
- ↳ SOHBET - 44
- ↳ SOHBET - 45
- ↳ SOHBET - 46
- ↳ SOHBET - 47
- ↳ SOHBET - 48
- ↳ SOHBET - 49
- ↳ SOHBET - 50
- ↳ SOHBET - 51
- ↳ SOHBET - 52
- ↳ SOHBET - 53
- ↳ SOHBET - 54
- ↳ SOHBET - 55
- ↳ SOHBET - 56
- ↳ SOHBET - 57
- ↳ SOHBET - 58
- ↳ SOHBET - 59
- ↳ SOHBET - 60
- ↳ Münir Derman (k.s) Albümü
- ↳ Fikrî Derlemeler, İncelemeler ve Zevkler
- KUL İHVÂNİ
- ↳ Kul İhvâni Kimdir?
- ↳ Kul İhvâni Söz ve Sohbetler
- ↳ ►Sohbetleri◄
- ↳ ►SÖZ mü? KÖZ mü? lerinden!◄
- ↳ ►Divanından Sistemler!◄
- ↳ Kuran-ı Kerim Sohbetleri
- ↳ Kul İhvani Divanında Esmalar
- ↳ Divanında Muhammedi Tasavvuf
- ↳ Divanında Sall ve Namaz
- ↳ Kul İhvâni ŞERHleri
- ↳ ►Salavat Şerhleri◄
- ↳ ►Allah Dostları Divan Şerhleri◄
- ↳ ►Kul İhvÂNi ŞiiR ve ZeVK ŞeRH'leri◄
- ↳ Kul İhvâni ŞİİR ve ZEVKleri
- ↳ ►Kul ihvâni ŞİİRleri◄
- ↳ ►Kul ihvâni ZEVKleri◄
- ↳ Kul İhvÂNi SÖZ SOHBETi ZEVKleri
- ↳ Muhammedi Teknik Tasavvuf
- İLİM
- ↳ İlim
- ↳ ►Fıkıh ~ İlmihal ~ Hukuk ~ Akaid◄
- ↳ Tasavvuf
- ↳ ►Tasavvuf Kavramları Sözlüğü◄
- ↳ ►Tasavvuf Terimleri Ve Deyimleri Sözlüğü◄
- ↳ ►A◄
- ↳ ►B◄
- ↳ ►C◄
- ↳ ►Ç◄
- ↳ ►D◄
- ↳ ►E◄
- ↳ ►F◄
- ↳ ►G◄
- ↳ ►H◄
- ↳ ►I◄
- ↳ ►İ◄
- ↳ ►K◄
- ↳ ►L◄
- ↳ ►M◄
- ↳ ►N◄
- ↳ ►O◄
- ↳ ►Ö◄
- ↳ ►P◄
- ↳ ►R◄
- ↳ ►S◄
- ↳ ►Ş◄
- ↳ ►T◄
- ↳ ►U◄
- ↳ ►Ü◄
- ↳ ►V◄
- ↳ ►Y◄
- ↳ ►Z◄
- ↳ Namaz
- ↳ İslamda Kadın
- ↳ ORUÇ
- TARİH/EDEBİYAT – DÜŞÜNCE/FİKİR
- ↳ Tarih
- ↳ ►İslam Tarihi◄
- ↳ ►Peygamberler Tarihi◄
- ↳ Türk Edebiyatı Klasikleri
- ↳ ►Kitap tavsiyesi◄
- ↳ Hikaye, Makale ve Yazılar
- ↳ ►Kendi Yazdıklarınız◄
- ↳ ►Nasihat ve Güzel Sözler◄
- ↳ ►Günün Sözü◄
- GÖNÜLDEN ESİNTİLER
- ↳ Dost Emin
- ↳ Şiirler
- ↳ Kendi Şiirleriniz
- ↳ Dua Köşesi
- ↳ ►Günün Duası◄
- GENEL
- ↳ Serbest Kürsü
- ↳ ►İslami Sohbetler◄
- ↳ ►Soru - Cevap◄
- ↳ ►Tartışmalı Konular◄
- ↳ ►Gençlik Köşesi◄
- ↳ Toplum ve aile
- ↳ ►Şifalı Bitkiler◄
- ↳ ►Beden ve Ruh Sağlığı◄
- ↳ ►İbretlikler◄
- ↳ Resim ~ Video Galerisi
- ↳ İslami Resimler
- ↳ Görsel Tasarım
- ENGLİSH FORUM
- ↳ Islamic Articles
- ↳ ►Munir Derman◄
- ↳ ►Bawa Muhaiyaddeen◄
- ↳ ►Yunus Emre◄
- ↳ ►Muhammed Sıddık Hekim◄
- ↳ ►Kulihvani◄
- ↳ ►Islam General◄
- ↳ ►Poetry◄
- ↳ Dictionary of Tasawwuf
- ↳ ►A◄
- ↳ ►B◄
- ↳ ►C◄
- ↳ ►D◄
- ↳ ►E◄
- ↳ ►F◄
- ↳ ►G◄
- ↳ ►H◄
- ↳ ►I◄
- ↳ ►J◄
- ↳ ►K◄
- ↳ ►L◄
- ↳ ►M◄
- ↳ ►N◄
- ↳ ►O◄
- ↳ ►P◄
- ↳ ►Q◄
- ↳ ►R◄
- ↳ ►S◄
- ↳ ►T◄
- ↳ ►U◄
- ↳ ►V◄
- ↳ ►W◄
- ↳ ►X◄
- ↳ ►Y◄
- ↳ ►Z◄