DEPREM ZEVKLERiMİZ..

Konu başlıkları sadece Kul İhvani'ye aittir.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

DEPREM ZEVKLERiMİZ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ACI'nınResimADRESi!.:

=>HAKk ELİ’nde=>NÂSiYEsi,
HER ZERRE’nin=->TERBiYESi,
=>BOZULuRSa=->sonUÇ ACı,
DENge<->DÜZEN=>SEViYESi!

SANmaki=>KEYFince YÜRüR,
İNSÂNoğLun=>DEM bu DEMi!.
BiR ÂN’da=>SİLeR-SÜPÜRüR,
DÜZEN’de=>DENGE DEPREMi!.

DEPREM=->ÂN’da CÂN BAZARı,
=>MUHİt’e=->MERKEZ NAZARı,
SÜNNEtuLLAH<>HUDÛDuLLAH,
=>HAKk’ın==>HALKI’na AZARı!.


ZEVK 10.586

GÜBREden=>GÜL ÜREtmektir=>İNSÂNOğLunun KEMÂLi,
===>İKRÂR’ın=>İNKÂR ANAsı=->CEMÂLuLLAHın CELÂLi,
ZÂHİRİnde AZAMETuLLAH,
BÂTINInda KUDRETuLLAH,
CİHÂNda=>CÂNLaR ÇIĞLıĞı==>ZITLaR ZEVKinin ZİLZÂLi!.


06.02.2023 04:17
brsbrsm..güneydoğuanadolu"7,7"maraşdepremi..


SEBEBin=>sonUÇu=>HAKktır,
OLANdan=->İBREt ALMAKktır,
=->HATALaRın TEKRARLaYaN,
İBREt ALMAYaN=->AHMAKktır!.

KuL İHVÂNİm==>CÂN KÂMEti,
VARa-YOKa=->Kök SÖKTÜRüR!.
=>KOPAR=>DEPREM KIYÂMEti,
İNSÂN AKLIn=>DiZ ÇÖKTÜRüR!.


Resim
RABBu'L-ÂLEMîn, KELÂMuLLAH ve RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem Hürmetine,
ÜMMEt-i MuHaMMeD’e MERHAMEt eyLe!.


Türkiye bugün Kahramanmaraş'tan gelen DEPREM Haberleriyle sarsıldı.. 06.01.2023 saat 04:17 AFAD'ın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Bu sabah 04.17'de Pazarcık (Kahramanmaraş) da meydana gelen DEPREMin büyüklüğü yapılan ayrıntılı sismolojik çalışmalarla 7,7 olarak revize edilmiştir." ifadeleri kullanıldı..
Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te bir deprem daha meydana geldi. AFAD DEPREMin şiddetini 7.6 olarak açıklandı..
DEPREMin şiddeti =>Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'ı da sarstı ve yerle bir etti.
ALLAHu zü'L- CeLÂL MiLLetimize Merhemet etsin!.


Resim---Ebu'l-Yeser radiyallahu anhu.: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle DUÂ ederdi.:

ARAPÇASI.:

حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا مَكِّيُّ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ صَيْفِيٍّ مَوْلَى أَفْلَحَ مَوْلَى أَبِي أَيُّوبَ عَنْ أَبِي الْيَسَرِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَدْعُو اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ الْهَدْمِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ التَّرَدِّي وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ الْغَرَقِ وَالْحَرَقِ وَالْهَرَمِ وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ يَتَخَبَّطَنِي الشَّيْطَانُ عِنْدَ الْمَوْتِ وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ أَمُوتَ فِي سَبِيلِكَ مُدْبِرًا وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ أَمُوتَ لَدِيغًا


TÜRKÇESİ.:
“ALLAHümme!
İnnî eûzubike mine’l-Hedmi, ve eûzubike min Tereddî, ve eûzubike mine’l-Garaki, ve’l-Haraki, ve’l-Heremi, ve eûzubike en yetehabbatani’- Şeytânu inde’l- mevti, ve eûzubike en emûte fî Sebîlike müdbiren, ve eûzubike en emûte ledîgan.:


MÂNÂSI.:
ALLAH'ım! Yıkıntı (altında kalmak)tan, (yüksek bir yerden) düşmekten, boğulmaktan, yangından ve ihtiyarlıktan SANA sığınırım. Beni ölüm esnâsında Şeytânın çiğnemesinden, SENİN YOLUNda (harbederken) düşmana arka dönerek ölmekten ve (akrep ve yılan tarafından) sokularak ölmekten SANA sığınırım!." buyururdu.
(Nesâî, isti'âze; Ahmed b. Hanbel, II, 171, III, 427; IV, 204.

Resim
Hedm.: Yıkmak, harab etmek. Parçalamak, mahvetmek..
Tereddi.: Aşağı düşmek..
Garak.: Suya batmak, gark olmak..
Harak.: Ateş, nâr. Yangın..
Herem.: Kocamak, yaşlanmak, ihtiyar olmak..
Habbat.: çiğnemek, ezmek, habbesini/tanesini koymamak..
Müdbiren.: Dübürünü/arkasını dönerek..
Ledg.: (Teldag) Yılan veya akrep sokması..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: DEPREM ZEVKLERiMİZ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ACI’nınResimADRESi..

=>İNSÂN ÖMRü->KUM SAAti,
KÛN feyeKÛN!. ALLAH KURaR!.
GELince==>SoN NEFES VAKti,
EL DEĞMEden->KENdi DURaR!.
=>0417

ZEVK 10.587

=>OLsun!. OLmasın!=>OLANda=>İNSÂN=>TERCİHini YAŞAR,
İBREt ve HİKMEt=>BiR ÂNda==>KİMi NÛRdur=>KİMi NARdıR,
KÜLLî ŞEYy ÖZÜ’nde=>RABB’i..KUDRETULLAH>AKıL ŞAŞAR,
HeR ÂN=>ŞE’ÂNdadır=>ALLAH=>HeR İŞİn BiR VAKti VARdıR!.


06.02.2023 06:02
brsbrsm..güneydoğuanadolu7,7adıyamanmeydanıdepremi..


Resim

=>ye KûN OYUNu HAYyat!.:

ResimKûN feye KûN.:

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Resim---”İnnemâ emruhû izâ erâde şey'en en yekûle lehu KÛN fe yeKÛN (yekûnu).: ALLAHın şanı, bir şeyin olmasını dilediği zaman, ona sadece "ol" demektir; o oluverir.”(Yâ-Sîn 36/82)


=>“YUSEBBiHu =>SEM”-sını.:

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Resim---”Ve lekad halakne'l-insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh(nefsuhu), ve nahnu AKREBu ileyhi min habli'l-verîdi.: Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha YAKINız.” (Kaf 50/16)


ve ALLAHu zü’L- CeLÂL’im ->“EnALLAH!. (MUHİTte)”.:

إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمِ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي
Resim---”İnnenî enALLAHu lâ ilâhe illâ ene fa’budnî ve ekımis salâte li zikrî.: Muhakkak ki BEN, YALNIZCA BEN ALLAH'ım. BENden başka EL İLÂH yoktur. BANA kulluk et; BENi anmak için namaz kıl!.” (TâHâ 20/14)

يُسَبِّحُ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ الْمَلِكِ الْقُدُّوسِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ
Resim---”YUSEBBİHU lillâhi mâ fî's-semâvâti ve mâ fî'l-ardı'l-meliki'l-kuddûsi'l-azîzi'l-hakîm(hakîmi) .:Göklerde ne var, yerde ne varsa (HEPSİ) O mülk-ü melekûtun eşsiz hükümrânı, noksaanı mucib herşeyden pâk ve münezzeh, gâlib-i mutlak, yegâne hukûm ve hikmet sâhibi ALLAHI TESBÎH (VE TENZÎH) ETMEKDEDİR.”(Cuma 62/1)

Yusebbihu: tesbih eder.
Sebbaha: yüzmek..
YERdeki GÖKLerdeki ZeRReler yâni ATOMlar;
“NeŞR”lerinden “HaŞR”lerine kadar DÖNdüler, DÖNmekteler ve DÖNecekler. RABBlarına DÖNene kadar..
Bu SeBBaHa yüzüş RAKSı hep sürecek, her ÂN yeniden Yaratılanlara ŞE’ÂNULLAHta..
Ve ne zamÂN AKILlarımız DEVR-ÂNı ANLArsa ve DEVRe İştirak ederse Yusebbihu Zikr-i Dâimindeyiz İnşâe ALLAH..


هُ اللَّهُ عَلَى عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَى سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَى بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَن يَهْدِيهِ مِن بَعْدِ اللَّهِ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Resim---”E fe raeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveten, fe men yehdîhi min ba’dillâhi, e fe lâ tezekkerûn (tezekkerûne).: Hevâsını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve ALLAH, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Bu durumda ALLAH’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?”(Câsiye 45/23)


=>“ELESt BEZMİ”n=>BELÂ-sını,
“ÇEKen ÇEKsÎn!.”=>DEMiŞ GiBi!.:


Resim

”KUL”un->“ELESt”te > ÂHiDi.:

اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ
Resim---”Ikra’bismi rabbikellezî halak (halaka).:Yaratan RABB-inin İSMiyle oku!.”(Alak 96/1)

وَإِذْ أَخَذَ رَبُّكَ مِن بَنِي آدَمَ مِن ظُهُورِهِمْ ذُرِّيَّتَهُمْ وَأَشْهَدَهُمْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَلَسْتَ بِرَبِّكُمْ قَالُواْ بَلَى شَهِدْنَا أَن تَقُولُواْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِنَّا كُنَّا عَنْ هَذَا غَافِلِينَ
Resim---”Ve iz ehaze rabbüke mim beni âdeme min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm alâ enfüsihim elestü bi RABBiküm kâlû belâ şehidnâ en tekulu yevme’l- kiyameti innâ künnâ an hazâ ğafilin.:Kıyâmet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye RABBin Âdem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şâhid tuttu ve dedi ki: BEN sizin RABBiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhid olduk, dediler.”(A’râf 7/172)

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Resim---”Ve lekad halakne’l- insâne ve na’lemu mâ tuvesvisu bihî nefsuh (nefsuhu), ve nahnu AKREBu ileyhi min habli’l- veridi.:Andolsun, insanı BİZ yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından-cÂN Damarından daha YAKINız.”(Kaf 50/16)

Kendinden de kendine Yakîn ve AKREB OLan RABBını MuhaMMedî GönüLLe görenler kendinen fen olur RABBına bekâ BULup ALLAHta fÂNi Olup kaybolur AKLen-nAKLen!.


Resim

DİKince=>“ŞEHVEt TASI”-nı,
UNUtmuş=>CÂN MEVLÂsı-nı,
ÂDEM=>“HAVVA ELMA-sı”nı,
=>BİLe BİLe ==>YEMiŞ GiBi!.


Resim

RESÛLün=>DUYup UYmuYOR,
=>SANki=>ÖLÜm UYKUsunda!.:


Resim---Sevgili Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz.:
”İnsanlar uykudadır. Öldüklerinde uyanırlar!.” buyurmuştur.
(Aclunî, Keşfü’l- Hâfâ, II, 312.)


EMELLer tARıYOR=>İNSÂN,
=>ECELin ARıYOR=>İNSÂN,
=>SEBEBLerin==>PEŞiSIRa,
Son-’a->VARıYOR İNSÂN!.


Resim

İNSÂN>BEDEN KUYUsu-nda,
RÛHu=>YÛSUF DUYUsu-nda,
RESÛLün->DUYup UYmuYOR.
=>SANki=>ÖLÜm UYKUsunda!.


Resim
YEDi RENKLi HUUuuuuu!.

M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

Resim

Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: DEPREM ZEVKLERiMİZ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

İNSÂN TEVHiD TEMELİnde,
=->ECELİnde<=>EMELİnde,
İNSÂN=->ALLAH’ın ŞÂHiDi,
=>KANLı TESBiHi=>ELİnde!.


ZEVK 10.588

LEHVuN LÂİBuN=>Bu ÂLEM.. HiZBu’ş-ŞEYTÂN ve HİZBuLLAH,
BEDEN-NEFsi-KALBi-RÛHu=>KADıN ERKeK=>HEPsi ABDuLLAH,
SEBEBLeRin=>TEKk son-UCu==>SIRR-ı NAHNU=>İNŞâe ALLAH,
ŞEHÂDEt ŞÂHiDi=>ŞEHîD-i HAYy->ELde TESBiH->DİLde ALLAH!.


07.02.2023 05:18
brsbrsm..güneydoğuanadolu7,7maraşdepremi..


OLAN=->KÛN feyeKÛN’uNda,
HeR BAŞLANgıcın SONU’nda,
AKLI İÇİnde =>KuL İHVÂNim,
İNSÂN->KULLuk OYUNU’nda!.


Resim

İNSÂN TEVHiD TEMELİnde,
=>ECELİnde<=>EMELİİnde.:

İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor.: Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselâm birgün yere çubukla, kare biçiminde bir şekil çizdi. Sonra, bunun ortasına bir hat çekti, onun dışında da bir hat çizdi. Sonra bu hattın ortasından itibâren bu ortadaki hatta istinad eden bir kısım küçük çizgiler attı. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bu çizdiklerini şöyle açıkladı.: “Şu çizgi İnsÂNdır. Şu onu saran kare çizgisi de ECELİdir. Şu dışarı uzanan çizgi de onun EMELİdir. (Bu Emel Çizgisini kesen) şu küçük çizgiler de MÜSİBETLerdir. Bu Musibet Oku yolunu şaşırarak İnsÂNa değmese bile, diğer biri değer. Bu da değmezse ECEL OKU değer.” buyurdu.
(Buhârî, Rikak 3; Tirmizî, Kıyamet 23, (2456); İbnu Mace, Zühd 27, (4231).)

Enes radıyallahu anh anlatıyor.: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm yere bir çizgi çizdi ve.: “Bu İnsÂNı temsil eder” buyurdu. Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek.: “Bu da ECELİini temsil eder” buyurdu. Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra.: “Bu da EMELİdir” dedi ve ilâve etti: “İşte İnsÂN daha böyle iken (yani Emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (Eceli) ansızın geliverir.” buyurdu.
(Buhârî, Rikak 4; Tirmizî, Zühd 25, (2335); İbnu Mâce, Zühd 27, (4232).)

İbnu Ömer radıyallahu anh anlatıyor.:Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm omuzumdan tuttu ve.: “Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol!.” buyurdu.
İbnu Ömer radıyallahu anh şöyle diyordu.: “Akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalık hâlin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap!.” (Buhârî, Rikak 2; Tirmizî, Zühd 25, (2334).)

Büreyde radıyallahu anh anlatıyor.: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm elindeki iki çakıl(dan birini yakına, diğerini uzağa) atarak.: “Şu ve şu neye delâlet ediyor biliyor musunuz?” dedi. Cemaat.: “ALLAH ve RESÛLÜ daha iyi bilir!.” dediler. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Şu (uzağa düşen) EMELİdir, bu (yakına düşen) de ECELİdir. (Kişi emeline ulaşmak için gayret ederken ulaşmadan ÖLüverir).” buyurdu.
(Tirmizî, Emsâl 7, (2874))

Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor.: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm.: ECELini altmış yaşına kadar uzattığı kimselerden Cenâb-ı HAKk, her çeşit özür ve bahâneyi kaldırmıştır.” buyurdu.
(Buhârî Rikak 4; Tirmizî, Da’vât 113, (3545), Zühd 23 (2332); İbnu Mâce, Zühd 27, (4236))


LEHVuN LÂİBuN.:


اعْلَمُوا أَنَّمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا لَعِبٌ وَلَهْوٌ وَزِينَةٌ وَتَفَاخُرٌ بَيْنَكُمْ وَتَكَاثُرٌ فِي الْأَمْوَالِ وَالْأَوْلَادِ كَمَثَلِ غَيْثٍ أَعْجَبَ الْكُفَّارَ نَبَاتُهُ ثُمَّ يَهِيجُ فَتَرَاهُ مُصْفَرًّا ثُمَّ يَكُونُ حُطَامًا وَفِي الْآخِرَةِ عَذَابٌ شَدِيدٌ وَمَغْفِرَةٌ مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانٌ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ
“İ’lemû enneme’l- hayâtu’d- dunyâ LEİBun ve LEHVun ve zînetun ve tefâhurun beynekum ve tekâsurun fî’l- emvâli ve’l- evlâd (evlâdi), ke meseli gaysin a’cebe’l- kuffâre nebâtuhu summe yehîcu fe terâhu musferren summe yekûnu hutâmâ (hutâmen), ve fî’l- âhıreti azâbun şedîdun ve magfiretun minallâhi ve rıdvân (rıdvânun), ve me’l- hayâtu’d- dunyâ illâ metâu’l- gurur (gurûri).: Dünyâ Hayatı’nın oyun, eğlence ve bir süs olduğunu bilin, aranızda bir övünme ve mal ve evlâd çokluğudur. (Dünyâ Hayatı), yağmurun bitirdiği, ekincinin hoşuna giden ekin gibidir. Bir süre sonra kurur, böylece onu sararmış görürsün. Sonra da o çöp olur. Âhirette şiddetli azâb, ALLAH'tan mağfiret ve ALLAH'ın Rızası vardır. Ve Dünyâ Hayatı aldatıcı metâ’dan başka bir şey değildir.” (Hadîd 57/20)

HiZBu’ş-ŞEYTÂN ve HİZBuLLAH.:

HİZBuLLAH.: ALLAH için din uğrunda ciddi gayret sâhibi olan ve din düşmanlarıyla aslâ Hakiki Dost olmayan Mücâhid Cemaat. "Hizbü’l- Kur'ÂN" tabiri de aynı mânâda kullanılır.:



وَمَن يَتَوَلَّ اللّهَ وَرَسُولَهُ وَالَّذِينَ آمَنُواْ فَإِنَّ حِزْبَ اللّهِ هُمُ الْغَالِبُونَ
“Ve men yetevellallâhe ve resûlehu vellezîne âmenû fe inne hızbellâhi humul gâlibûn(gâlibûne).:
Kim ALLAH'ı, Resûlü'nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, ALLAH'ın tA’râftarlarıdır.”
(Mâide 5/56)

AKIL Ni’metiyle yaratılıp KuLLuk İmtihÂNı’na tâbi tutulanlar, İnsÂNLar ve CiNLerdir..

ALLAHu zü’L-CeLÂL’in EMiRLerini DUYup UYanLarın BAŞında RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem OLup=>HİZBULLAHtır.


لَا تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا آبَاءهُمْ أَوْ أَبْنَاءهُمْ أَوْ إِخْوَانَهُمْ أَوْ عَشِيرَتَهُمْ أُوْلَئِكَ كَتَبَ فِي قُلُوبِهِمُ الْإِيمَانَ وَأَيَّدَهُم بِرُوحٍ مِّنْهُ وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ أُوْلَئِكَ حِزْبُ اللَّهِ أَلَا إِنَّ حِزْبَ اللَّهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Resim---“Lâ tecidu kavmen yû’munûne billâhi ve’l- yevmi’l- âhîri yuvâddûne men hâddallâhe ve resûlehu ve lev kânû âbâehum ve ebnâehum ve ihvânehum ev aşîretehum, ulâike ketebe fî kulûbihimu’l- îmâne ve eyyedehum bi rûhin minhu, ve yudhıluhum cennâtin tecrî min tahtihâ’l- enhâru hâlidîne fîhâ, radıyallâhu anhum ve radû anhu, ulâike HİZBULLÂH(hizbullâhi), e lâ inne hizbullâhi humu’l- MUFLİHÛN (muflihûne).: ALLAH'a ve ahiret gününe (ölmeden önce RABB'ine ulaşmaya) îmân eden bir kavmi, ALLAH'a ve O'nun RESÛLÜ’ne karşı gelenlere muhabbet duyar bulamazsın. Ve onların babaları, oğulları, kardeşleri veya kendi aşiretleri olsa bile. İşte onlar ki, (ALLAH) onların kalblerinin içine îmânı yazdı. Ve onları, Kendinden bir ruh ile destekledi. Ve onları, altından nehirler akan CeNNetlere dahil edecek. Onlar orada ebediyyen kalacak olanlardır. ALLAH, onlardan razı oldu. Ve onlar da O'ndan (ALLAH'tan) razı oldular. İşte onlar, ALLAH'ın tA’râftarlarıdır. Gerçekten ALLAH'IN TA’RÂFTARLARI, onlar, FELÂHA ERENLER değil mi?" (Mücâdele 58/22)

HİZBu’ş-ŞEYTÂN.: Şeytana ve Nefislerine tâbi olanların grubu. ALLAH'ın Kanun ve Nizamına tâbi olmadan kafalarındaki Ham Akıllarına güvenerek ve Nefsanî Arzularına uyarak gitmek isteyenler. Milleti, memleketi ve mukaddesatı yıkmağa çalışan ve ahlâksızlığa alıştıranların ve dinsizlerin topluluğu ve cereyanı.:


إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمْ عَدُوٌّ فَاتَّخِذُوهُ عَدُوًّا إِنَّمَا يَدْعُو حِزْبَهُ لِيَكُونُوا مِنْ أَصْحَابِ السَّعِيرِ
Resim---“İnne’ş- şeytâne lekum aduvvun fettehızûhu aduvvâ (aduvven), innemâ yed’û hızbehu li yekûnû min ashâbi’s- seîr (seîri).: Muhakkak ki şeytân, sizin düşmanınızdır. Öyleyse onu düşman edinin. O, kendi hizbini (tA’râftarlarını) sadece alevli ateş (cehennem) ehlinden olmaları için çağırır.” (Fâtır 35/6)

ALLAHu zü’L-CeLÂL'in EMiRLerini DUYmayıp UYmayanLarın BAŞında ŞEYtÂNLar Olup=>HİZBUŞŞEYTÂNdır..


اسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ فَأَنسَاهُمْ ذِكْرَ اللَّهِ أُوْلَئِكَ حِزْبُ الشَّيْطَانِ أَلَا إِنَّ حِزْبَ الشَّيْطَانِ هُمُ الْخَاسِرُونَ
Resim---“İstahveze aleyhimu’ş- şeytânu fe ensâhum zikrallâh (zikrallâhi), ulâike HİZBU’Ş- ŞEYTÂN (şeytâni), elâ inne HİZBE’Ş-ŞEYTÂNİ humu’l- HÂSİRÛN(hâsirûne).: Şeytan onları kuşattı. Böylece ALLAH'ın zikrini onlara unutturdu. İşte onlar, şeytânın tA’râftarlarıdır. ŞEYTÂNIN TA’RÂFTARLARI, gerçekten HÜSRÂNda olanlar, onlar değil mi?” (Mücâdele 58/19)

KUR'ÂN-ı KERÎM’de ilk ŞeytÂNdan “İblîs” diye bahsedilir. İblîs, hased, kibir ve hırs yüzünden azmış ve isyan ederek sapıklığa düşmüş cinlerdendir. Onun, cinlerden ve İnsÂNlardan yardımcıları vardır. Bir zamanlar kendisine melekler arasında yer verilen bu ilk ve en büyük ŞeytÂN, sonradan kibre kapılarak ALLAHu zü’L-CeLÂL’e isyân etmiş ve ilâhî rahmetten kovulmuştur..

İslâm Dinî İnancında ŞeytÂN; gözle görülmeyen fakat varlığı kesin olan, azgınlık ve kötülükte çok ileri giden, kibirli, âsi, İnsÂNları saptırmaya çalışan CİN demektir..
Kur’ÂN-ı Kerîm’de ilk ŞeytÂNdan “İblîs” diye bahsedilir. İblîs, hased, kibir ve hırs yüzünden azmış ve isyan ederek sapıklığa düşmüş cinlerdendir. Onun, cinlerden ve İnsÂNlardan yardımcıları vardır. Bir zamanlar kendisine melekler arasında yer verilen bu ilk ve en büyük ŞeytÂN, sonradan kibre kapılarak ALLAHu zü’L-CeLÂL’e isyân etmiş ve ilâhî rahmetten kovulmuştur..

ALLAHu zü’L-CeLÂL’in KÂiNÂt SİSTEMi =>“İKİLİK-ZITLIk” üzere kurulmuştur..
Kim ki “Yokluk” ve “Çokluk” =>Şeytânını =>Hizbuşşeytânlığını =>TEKLik =>TEKETEKLik HİZBULLAHlığı’na getirirse =>ara kesitte =>O VÂHİDu’L- KAHHÂR olan ALLAH’ın KİM OLduğunu çok iyi YAŞAR GÖRÜR!. Artık daha da başka ne İLÂH ne de RABB aramaz şundan bundan!. Artık Hâlis Muhlis Sıddık Âdil bir MuhaMMedî Mü’min OLarak TÜMM-TAMM Tahkik İmâna ERmiştir o’nun nefsi!. O’na söylenecek şey;

RAZİYyetEN =>MERZİYyetEN RÜCÛ’.:

Bismillahirrahmânirrahîm;


يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ
Resim---“Yâ eyyetuhân nefsu'l- mutmâinnetuç.: Ey mutmâin (tatmîn bulmuş) nefis,” (Fecr 89/27)

ارْجِعِي إِلَى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَّرْضِيَّةً
Resim---“İrciî ilâ RABB’iki râdıyeten mardıyyeten.: Razı olmuş ve kendisinden razı olunmuş bir halde RABB’ine dön.” (Fecr 89/28)

فَادْخُلِي فِي عِبَادِي
Resim---“Fedhulî fî ibâdî.: Gir kullarımın içine!” (Fecr 89/29)

وَادْخُلِي جَنَّتِي
Resim---“Vedhulî CeNNetî.: Ve CeNNetime gir!” (Fecr 89/30)


Resim
Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...



الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Resim---“El hamdu lillâhi RABBi’l- ÂLEMîn (âlemîne).: Hamd, âlemlerin RABBi olan ALLAH'adır.” (Fâtiha ½)


...M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

ResimResimResim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: DEPREM ZEVKLERiMİZ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

==>TERBiYEsiz==>İNSÂN DEĞiL,
===>TERBiYELi KÖPEKk OLMak!.
EL ELe==>BİZ BİR-İZ’i====>BiL,
CÂNda CÂNÂN GERÇEKk OLMak!.


ZEVK 10.589

==>BiR DAKiKa ÖNcesinde===>İNSÂN=>BiNBiR ÂLEM TEKk TEKk,
CÂN CERYÂNı=>RABB’ın NÛRu=>HeR CÂNda BİZ BİR-İZ GERÇEKk,
=>YERYÜZÜ’nün=>ZİLZÂLi’nde,
HeR CÂN=>SoN NEFEs HÂLi’nde,
=>MERHAMEtte BULUŞunca==>BİZ BİR-İZ’dir=>İNSÂN<=>KÖPEKk!.


08.02.2023 06:19
brsbrsm..güneydoğuanadolu7,7maraşdepremi..


ÖLmeden SOYUNmak->POStu,
=>MUtu KABLe==->En teMUtu,
MERKEZ<>MUHit HAYyat Kutu
=>YAŞA!.makta=>AYNı CÂNLa,
=>KuL İHVÂNİm==>AYNı ÂNLa,
İNSÂNOĞLUyLa=->CÂN DOStu!.


Resim

KELÂMULLAH’ta =>RAHMet Âyet-i CeLîLeRi.:

Âl-i İmrân 132; Nisâ 4/110; A’râf 7/149,151; Yûsuf 12/92; Nahl 16/7,47; İsrâ 17/8,24,66; Kehf 18/81; Enbiyâ 21/83; Hac 22/65; Mü’minûn 23/75,109,118; Şu’arâ 26/9; Ankebût 29/21; Rûm 30/21; Fetih 48/29; Hadîd 57/27; Beled 90/17...


هَلْ جَزَاء الْإِحْسَانِ إِلَّا الْإِحْسَانُ
“Hel cezâu’l- ihsÂNi ille’l- ihsÂN (ihsânu).: İhsÂNın, ihsÂN dan başka mükâfatı var mı ki (olabilir mi)?” (Rahmân 55/60)

وَأَطِيعُواْ اللّهَ وَالرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
“Ve atîûllâhe ve’r- resûle leallekum turhamûn (turhamûne).: Ve ALLAH'a ve RESÛL'e itaat edin, umulur ki böylece siz RAHMEt olunursunuz.” (Âl-i İmrân 3/132)

وَمَن يَعْمَلْ سُوءًا أَوْ يَظْلِمْ نَفْسَهُ ثُمَّ يَسْتَغْفِرِ اللّهَ يَجِدِ اللّهَ غَفُورًا رَّحِيمًا
“Ve men ya’mel sûen ev yazlim nefsehu summe yestagfirillâhe yecidillâhe gafûran rahîmâ (rahîmen).: Ve kim kötülük yapar veya nefsine zulmeder, sonra da ALLAH'tan mağfiret dilerse, ALLAH'ı mağfiret edici ve RAHMEt edici olarak bulur.” (Nisâ 4/110)

إِنَّهُ كَانَ فَرِيقٌ مِّنْ عِبَادِي يَقُولُونَ رَبَّنَا آمَنَّا فَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا وَأَنتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ
“İnnehu kâne ferîkun min ibâdî yekûlûne RABBenâ âmennâ fagfir lenâ verhamnâ ve ente hay’r- râhımîn (râhımîne).: Muhakkak ki kullarımdan bir grup şöyle der.: “RABBimiz, biz imân ettik. Artık bize mağfiret et ve bize RAHMEt et (Rahîm Esmâ'n ile tecellî et). Ve SEN, RAHÎM olanların En Hayırlısısın.” (Mü’minûn 23/109)

وَقُل رَّبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَأَنتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ
“Ve kul RABBigfir verham ve ente hayru’r- râhımîn (râhımîne).: Ve de ki: “RABBim, mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir) ve RAHMEt et (Rahîm Esmâsı ile tecellî et). Ve SEN, RAHÎM olanların En Hayırlısısın.” (Mü’minûn 23/118)

وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُل رَّبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا
“Vahfıd lehumâ cenâhaz zulli mine’r- RAHMEti ve kul RABBi’rhamhumâ kemâ RABBeyânî sagîrâ (sagîren).: “Ve onlara (ikisine), MERHAMet ederek ve tevazu ile kanat ger! Ve “RABBim, onların beni yetiştirdiği gibi ikisine de MERHAMet et!” de.” (İsrâ 17/24)

وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
“Ve min âyâtihî en halaka lekum min enfusikum ezvâcen li teskunû ileyhâ ve ceale beynekum meveddeten ve rahmeh (RAHMEten), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn (yetefekkerûne).: Ve O'nun âyetlerinden olarak sizin için nefslerinizden zevceler yaratmıştır ki, onunla sukûn bulasınız. Ve sizin aranızda sevgi ve RAHMEt (merhamet) kıldı (oluşturdu). Muhakkak ki bunda, tefekkür eden (düşünen) bir kavim için mutlaka âyetler (deliller) vardır.” (Rûm 30/21)

مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ تَرَاهُمْ رُكَّعًا سُجَّدًا يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَانًا سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ السُّجُودِ ذَلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْرًا عَظِيمًا
“MuhaMMedun resûlullâh (resûlullâhi), vellezîne meahû eşiddâu alâ’l- kuffâri ruhamâu beynehum terâhum rukkean succeden yebtegûne fadlen minallâhi ve rıdvânen sîmâhum fî vucûhihim min eseri’s- sucûd (sucûdi), zâlike meseluhum fî’t- tevrât (tevrâti), ve meseluhum fî’l- incîl (incîli), ke zer’in ahrace şat’ehu fe âzerehu festagleza festevâ alâ sûkıhî yu’cibu’z- zurrâa, li yagîza bihimu’l- kuffâr (kuffâra), vaadallâhullezîne âmenû ve amilû’s- sâlihâti minhum magfiraten ve ecren azîmâ (azîmen).: ALLAH'ın RESÛL'ü MuhaMMed (aleyhisselâm) ve O'nunla beraber olanlar, kâfirlere karşı çok şiddetli; kendi aralarında çok MERHAMetlidirler. Onları rükû ederken, secde ederken ve ALLAH'dan fazl ve rıza isterken görürsün. Onların alâmetleri yüzlerindeki secde izleridir. İşte bunlar, onların Tevrat'taki ve İncil'deki vasıflarıdır. Filizini çıkaran sonra onu kuvvetlendiren, böylece kalınlaşan, sonunda gövdesi üzerinde yükselen, çiftçilerin hoşuna giden ekin gibidir. Onlarla kâfirleri öfkelendirmek içindir. Ve ALLAH, onlardan imân edenlere ve sâlih amel (nefs tezkiyesi) yapanlara mağfiret ve büyük ecir vaadetti.” (Fetih 48/29)



Essalâtü vesselâmü aleyke YÂ AZÎMİL- HİMMETi
ALLAHu TeâLâ’ nın SaLâtı ve SeLâmı Sana OLsun!
Ey Büyük HiMMet Sâhibi!.


Resim

Eûzubillâhi's-semî'u'l-alîmu mine'ş-şeytânirracîm.

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

إِذَا زُلْزِلَتِ الْأَرْضُ زِلْزَالَهَا

Resim---"İzâ zulzileti'l- ardu zilzâlehâ.: Yerküre kendine has sarsıntısıyla sallandığı" (Zilzâl 99/1)


وَأَخْرَجَتِ الْأَرْضُ أَثْقَالَهَا

Resim---"Ve ahreceti'l- ardu eskâlehâ.: Yer, ağırlıklarını dışa atıp çıkardığı" (Zilzâl 99/2)


وَقَالَ الْإِنسَانُ مَا لَهَا

Resim---"Ve kâle'l- insânu mâ lehâ.: Ve insan "Ne oluyor buna!" dediği vakit," (Zilzâl 99/3)


يَوْمَئِذٍ تُحَدِّثُ أَخْبَارَهَا

Resim---"Yevme izin tuhaddisu ahbârehâ.: İşte o gün (yer) haberlerini anlatır," (Zilzâl 99/4)


بِأَنَّ رَبَّكَ أَوْحَى لَهَا

Resim---"Bi enne RABBeke ehvâlehâ.: RABBinin ona bildirmesiyle." (Zilzâl 99/5)


يَوْمَئِذٍ يَصْدُرُ النَّاسُ أَشْتَاتًا لِّيُرَوْا أَعْمَالَهُمْ

Resim---"Yevme izin yasduru'n- nâsu eştâten li yurev a’mâlehum.: O gün insanlar amellerini görmeleri (karşılığını almaları) için darmadağınık geri dönüp gelirler." (Zilzâl 99/6)


فَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ

Resim---"Fe men ya’mel miskâle zerretin hayren yereh (yerehu).: Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür." (Zilzâl 99/7)


وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ

Resim---"Ve men ya’mel miskâle zerretin şerren yereh (yerehu).: Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür." (Zilzâl 99/8)

Sadakallâhu'l-azîm

Resim
Yâ RABBu'L-ÂLEMîn, KELÂMuLLAH ve RESÛLULLAH sallallahu aleyhi vesellem Hürmetine,
ÜMMEt-i MuHaMMeD’e MERHAMEt EyLe!.



RESÛLULLAH’ta =>RAHMet HADiS-i ŞERîFLeRi.:

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “ALLAH, mahlûkatı yarattığı vakit; kendi nezdinde arşın üstünde bulunan kitabına.: “RAHMEtim, gazabıma üstün geldi” diye yazdı.” buyurmuştur.
(Buhârî, Tevhid, 15, 22, 28, 55; Müslim, Tevbe, 14-16)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Bu, ALLAH’ın kullarının kalblerine yerleştirdiği MERHAMEttir ve ALLAH, ancak MERHAMEtli kullarına RAHMEt eder.” buyurmuştur.
(Müslim, Cenaiz, 11; Buhârî, Merdâ, 9)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “ALLAH RAHMEtini yüz parçaya ayırdı. Doksan dokuzunu kendi yanında tuttu, bir parçasını ise yeryüzüne indirdi. İşte bu bir parça RAHMEt sebebiyle bütün canlılar birbirine MERHAMEt ederler. Hatta kısrak (emzirirken) yavrusuna basıp da zarar verir korkusuyla ayağını kaldırır.” buyurmuştur.
(Buhârî, Edeb,19; Müslim, Tevbe, 21)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ben MuhaMMed’im, AhMed’im, (peygamberlerin izinden giden) Mukaffî’yim, (insanları etrafına toplayan) Hâşir’im, Tevbe Peygamberiyim, RAHMEt Peygamberiyim.” buyurmuştur.
(Müslim, Fedâil, 126)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ben lânetçi olarak gönderilmedim. Ben ancak RAHMET olarak gönderildim.” buyurmuştur.
(Müslim, Birr, 87)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “ALLAHım! Bizi bağışla, bize MERHAMEt eyle, bizden razı ol, (amellerimizi) kabul eyle, bizi CeNNetine koy, bizi cehennemden kurtar ve bizim her hâlimizi ıslah eyle.” buyurmuştur.
(İbn Mâce, Duâ, 2)

İbn-i Ömer radıyallâhu anhumâ.: “Biz Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in oturduğu bir mecliste tam yüz defa şöyle dediğini sayardık.: “RABBim beni bağışla, tövbemi kabul et; çünkü sen tövbeleri çok kabul edensin, çok MERHAMEt edensin!.” buyurmuştur.
(Ebû Dâvûd, Vitr, 26; Tirmizî, Daavât, 39)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “MERHAMEt, ancak katı kalbli kimselerden çekilip alınır.” buyurmuştur.
(Ebû Davud, Edeb, 58; Tirmizî, Birr ve Sıla, 16)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “CeNNetlikler üç kısımdır.:
1-) Adaletli, yardımsever ve başarılı yetki sâhibi,
2-) Her akrabaya ve Müslümana karşı yufka yürekli, MERHAMEtli kişi,
3-) İffetli, namuslu, çoluk çocuk sâhibi olan kişi.”
buyurmuştur.
(Müslim, CeNNet, 63)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “MERHAMEt edin ki, size de MERHAMEt edilsin. Bağışlayın ki, ALLAH da sizi bağışlasın!.” buyurmuştur.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, II. 219)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Her ağacın bir meyvesi vardır. Kalbin meyvesi de çocuktur. ALLAH çocuğuna MERHAMEt etmeyene MERHAMEt etmez. Beni yaşatan ALLAH’a yemin ederim ki, CeNNete ancak MERHAMEtliler girer!.” buyurdu. Biz.: “Yâ Resûlullah, hepimiz (çocuklarımıza) MERHAMEt ederiz.” dedik.
Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Sizden birinizin MERHAMEti, yanındakilere MERHAMEt etmesi değildir, asıl MERHAMEt tüm insanlara MERHAMEt etmesidir.”
buyurdu..
(Heysemî, Mecmau’z-zevâid, VIII, 187)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Bir adam yolculuktayken susadı ve bulduğu bir kuyuya inip su içti. Çıktığında, dili dışarda, hızlı hızlı soluyan ve susuzluktan nemli toprağı yalayan bir “KÖPEK” gördü.
Adam.: “Anlaşılan bu KÖPEK de tıpkı benim gibi susuzluk çekmiş!” dedi ve hemen kuyuya inerek pabucu ile su çıkarıp KÖPEğe içirdi. Bunun üzerine ALLAHu zü’L- CeLÂL, onu bağışladı.”
buyurdu.
Sahabiler.: “Yâ Resûlullah, hayvanlara yaptıklarımızdan dolayı bize sevâb var mı?” diye sorunca, Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Elbette her canlıya yaptığınız iyilikte size ecir vardır” buyurdu.
(Buhârî, Mezâlim, 23)

Kur’ÂN-ı Kerîm’de 5 Sûre çeşitli hayvan isimleriyle isimlendirilmiştir.:
1-) Bakara/Dişi Buzağı Sûresi,
2-) Nahl/Bal Arısı Sûresi,
3-) Neml/Karınca Sûresi,
4-) Ankebut/Örümcek Sûresi,
5-) Fil Sûresi..

Bunun yanında hayvanlar da, insanlar gibi bir ÜMMet olarak vasıflandırılmıştır.:


وَمَا مِن دَآبَّةٍ فِي الأَرْضِ وَلاَ طَائِرٍ يَطِيرُ بِجَنَاحَيْهِ إِلاَّ أُمَمٌ أَمْثَالُكُم مَّا فَرَّطْنَا فِي الكِتَابِ مِن شَيْءٍ ثُمَّ إِلَى رَبِّهِمْ يُحْشَرُونَ
“Ve mâ min dâbbetin fîl- ardı ve lâ tâirin yatîru bi cenâhayhi illâ umemun emsâlukum, mâ farratnâ fîl- kitâbi min şey’in summe ilâ RABBihim yuhşerûn (yuhşerûne).: Ve yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa (4 ayaklı) hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki; sizin gibi ÜMMEt olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra RABB'lerine haşrolunacaklar (olunurlar).” (Enâm 6/38)

وعن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: [قال رسولُ اللّهِ (صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ): مَنْ اتَّخَذَ كَلْباً إﻻَّ كَلْبَ مَاشِيَةٍ أوْ صَيْدٍ أوْ زَرْعٍ نَقَصَ مِنْ أجْرِهِ كُلَّ يَوْمٍ قِيراط]. أخرجه الخمسة .
Ebû Hüreyre radıyallâhu anh anlatıyor: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Sürü veya av veya ziraat köpeği dışında bir KÖPEK besleyen kimsenin ecrinden her gün bir kırat eksilir." buyurdu.
(Buharî, Hars 3, Bed'ül-Halk 14, Müslim, Müsakat 58, (1579), Ebu Davud, Sayd 1, (2844), Tirmizî, Ahkam 4, (1490), Nesai, Sayd 14, (7,188,189)

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Av, koyun ve ziraat köpeği hariç, kim KÖPEK edinirse, gerçekten onun ecir ve sevabından her gün iki kırat eksilir" buyurdu.
(Müslim, Müsâkât 57)

KUR’ÂN’da KÖPEK.:
Kur’ÂN-ı Kerim’de KÖPEKle ilgili olarak 4 âyet bulunmakta ve bu âyetlerde KÖPEK ismi üç defa isim, birinde ise müştak olarak geçmektedir.
Â’raf 7/176; Kehf 18/18,22; Mâide 5/4..

HADİSLERde KÖPEK.:
Kur’ÂN-ı Kerim’de dört âyette geçen KÖPEK, hadislerde birçok yerde geçmektedir. Hadis kaynaklarına baktığımızda hayvanlara iyi davrananların ve onlara yardımcı olanların, ALLAHu TeALÂ’nın rahmetine mazhar olacağı bildirilmiştir..


عن أبي ثَعْلبة الخُشني رضي الله عنه قال: «أَتَيْتُ رسول الله صلى الله عليه وسلم فقلت: يا رسول الله، إنا بأرض قوم أهل كتاب، أَفَنَأْكُلُ في آنِيَتِهِم؟ وفي أرض صيد، أَصِيدُ بِقَوْسِي وبِكَلْبِي الذي ليس بِمُعَلَّمٍ، وبِكَلْبِي المُعَلَّمِ، فما يَصلح لي؟ قال: أمَّا مَا ذَكَرْتَ- يعني من آنية أهل الكتاب-: فإِنْ وجدْتُمْ غيرها فلا تأكلوا فيها، وإِنْ لم تَجِدُوا فاغسِلوهَا، وكلوا فِيهَا، وما صدتَ بِقَوْسِكَ، فذَكَرْتَ اسمَ الله عَلَيه فَكُلْ، وما صِدْتَ بِكَلْبِكَ المُعَلَّمِ، فَذَكَرْتَ اسْمَ الله عليه فَكُلْ، وما صِدْتَ بِكَلْبِكَ غيرِ المُعَلَّمِ فَأَدْرَكْتَ ذَكَاتَهُ فَكُلْ».
[صحيح] - [متفق عليه]
المزيــد ...

Ebû Sa'lebe el-Huşenî -radıyallahu anh- şöyle demiştir.: "Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem'e gelip.: “Yâ Rasûlullah! Biz Kitâb Ehli bir kavmin diyârında bulunuyoruz. Biz müslümânlar bunların kaplarını kullanıp içlerinde yemek yiyebilir miyiz? Yine ben bir av sahasında bulunuyorum, yayımla, eğitilmemiş köpeğimle ve eğitilmiş köpeğimle avlanıyorum. Benim için doğru olan nedir?” diye sordum. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: "Kitâb Ehlinin kapları ile ilgili.: Eğer siz Kitâb Ehli kaplarından başka yemek kapları bulursanız, onların kaplarından yemeyiniz! Eğer başkasını bulamazsanız, yıkayıp, onların içinde yiyiniz. (Av mes'elesine gelince) Yayınla, okunla ALLAH Adını anarak avlarsan, onu ye! ALLAH Adını zikrederek eğitimli köpeğinle avladığın avın etini de ye! Eğitilmemiş köpeğinle avladığında avı (diri iken) yetişip boğazlarsan, onu da ye!" buyurdu.
(Sahih Hadis, Muttefekun Aleyh.)

Âizullah b. Abdullah radiyallahu anhu’den rivâyete göre, Ebû Sa’lebe el Huşenî’den şöyle işittim demiştir.: “Yâ Resûlullah! Bizler avcılık yapan kimseleriz (Bize tavsiyeniz nedir?)” dedim. Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Köpeğini av üzerine saldığında ve besmele çektiğinde, o köpeğin senin için yakaladığını ye.” buyurdu.
Dedim ki: “O av ölse de aynı mıdır?”
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Evet ölse de aynıdır.” buyurdu.
Tekrar dedim ki.: “Biz atıcılarız ne yapmalıyız?”
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: Yayın ve okunla avladığın avları ye!.” buyurdu.
Yine ben dedim ki.: “Biz seyahat eden kimseleriz Hıristiyan, Yahudî ve Mecusî’lerin Memleketlerine uğrarız onların kullandıkları kaplardan başka kap da bulamıyoruz, ne yapmalıyız?”
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Başka kap bulamaz iseniz onları su ile yıkayın ve o kaplarda yiyip için.” buyurdu.

(Buhârî, Zebaih: 10; Ebû Dâvûd, Sayd: 22)

Adiyy b. Hatîm radiyallahu anhu’den rivâyete göre, şöyle demiştir.: “Yâ Rasûlullah! Eğitilmiş hayvanlarımızı av hayvanlarının üzerine salmaktayız bize ne tavsiye edersiniz?” Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Senin için yakaladığını ye.” buyurdu.
Tekrar.: “Yâ Rasûlullah! Yakaladıkları av hayvanı ölsede mi?”
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Başka eğitilmemiş bir KÖPEK onlara katılmamışsa evet ölse de yiyebilirsiniz.” buyurdu.
Tekrar sordum.: "Biz zıpkın veya ok atarak da hayvan avlarız bu konudaki tavsiyeniz nedir?”
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem.: “Ok ve zıpkının sivri ucu ile öldürdüğü hayvanı ye yanı ile çarparak öldürdüğü hayvanı yeme” buyurdu.

(Buhârî, Zebaih: 3; Müslim, Sayd: 1)


Resim
Resim

ALLAHumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ MuhaMMedin
Abdike ve
Nebîyyike ve
RasûLike ve
Nebîyyi'L- ÜMMiyi ve alâ âlihi, EHL-i BeYtihi ve's- Sahbihi ve ÜMMetihi...



الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Resim---“El hamdu lillâhi RABBi’l- ÂLEMîn (âlemîne).: Hamd, âlemlerin RABBi olan ALLAH'adır.” (Fâtiha ½)


...M.M.M. MuhaBBetLerimLe...

ResimResimResim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: DEPREM ZEVKLERiMİZ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

ANADOLUmun “Ahh!.”ı VAR!.
=->BURSA CUMÂ EZÂNI’nda!.
SELÂHı VAR!. =>FELÂHı VAR!.
=->ŞEHÎDLeRimİZ CÂNI’nda!.

DEPREM=>ECEL OLTASI’nda,
ER RAHîM==>ANA DUYGUsu!.
NEFESin=>SON NOKTASında,
=>EBEDî=->RAHMEt UYKUsu!.


ZEVK 10.590

=>NEŞE=>GÖZLeRden OKUnur=->TÂRİFi OLmayan=>ACı,
YERLe BİR OLmuş=>ŞEHiRLeR=>BaBa->OĞuL->ANA-BACı,
NERde=>YALANsız SİYÂSEt,
NERde=>HARAMsız TİCÂREt,
YARıN İÇiN=>İBREt->HİKMEt->DERs ALmak DERDin İLACı!.


10.02.2023 13:14
brsbrsm..tktrstekkemzdecumâcemimizzz..


KELÂMULLAH->RESÛLULLAH,
BAĞLARIn>NİÇİN KOPARdık!.
=>İŞİ’nin BAŞInda=>ALLAH,
UNUttuKk->KALBLeRi YARdık!.
=>HARAMı=>YALANa SARdık!.

TİMSAh GÖZYAŞı DÖKeNLeR,
DiN DÜŞMÂNı yALLAH!.çıLaR!.
TAHKîK İMÂNı==>SÖKeNLeR,
MÜNÂFIkLaR>“ALLAH!.”çıLaR!.

KuL İHVÂNim->HASBî HİZMEt,
HAKk’ın HALkın>BÜyük Nİ’MEt,
ASL’a DÖN!.üş=>İFFEt->İSMEt,
HAKka-HAYRa=>NÂSiB-KISMEt!.

DEPREM=>ECEL OLTASI’nda,
ER RAHîM==>ANA DUYGUsu!.
NEFESin=>SON NOKTASında,
=>EBEDî=->RAHMEt UYKUsu!.
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: DEPREM ZEVKLERiMİZ..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

=>İNiŞ<->ÇIKıŞ=>LÂBiRENtin,
DURULmuş DÜZÜnde İNSÂN!.
=>ORTAsında->KOCa KENtin,
=>ELLERi YÜZÜnde=>İNSÂN!.


ZEVK 10.591

=>AYRILınca=>CÂNLaR CÂNı=->BiR ACı KAPLaR İNSÂNı,
SANki KIYAMEt GÜNÜnde=>YAŞAnmakta->MAHŞER ÂNı,
=->AKLını YUTaR ISsIZLıKk,
SESsİZLiKkteki YALNIZLıKk,
=>ÇIĞLığı->GÖKkLeR İŞİtti,
=>KUŞLaRın YUVAsı=>Gİtti,
OLsun!. OLmasın!.Lar=>Bİtti=>İMKÂNLa KUL İMTİHÂNı!.


11.02.2023 03:04
brsbrsm..tktrstekkemzdecumâcemimizzz..


=>ECEL==>CÂN EMELe=>OKktur,
TEKk OKk’un HEDEFi=>ÇOKktur,
=>YAŞA!.nandır=->KuL İHVÂNİm,
=>“ACI”nın TÂRİFi===>YOKktur!.
Resim
Cevapla

“►Kul ihvâni ZEVKleri◄” sayfasına dön