KARınCA KaDERinCE ZEVKLerim..

Konu başlıkları sadece Kul İhvani'ye aittir.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

KARınCA KaDERinCE ZEVKLerim..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

Fenfeceret->Mus TASı
HAYyat >AŞKın MaşraBÂsı
BİZ BİR-İZ ALTı yÖNde YÂR
>ON İKİ mEST MEŞREB-e-si..
..aleyhisselâm

ZEVK 7170

“T E Ke ->T E K”te ->T E K B A Ş-ıma.. ->ÇiLLe ÇETin ->EFfKÂR dİZde
bU ÂLeMde ->hER ŞEYy>hERkES>hER DAMLa->“YOK!.-VAR!.” DEnİZde

cÂNLar cENginde İnsÂNLar
MîM MihENgi-nde İnsÂNLar

“TEK-BİR >DAMLA”da ->ON İKİ ->K A R I N C A -yım ->“BİZ BİR-İZ”de!.

21.10.15 12:15
8 muHARRem 1437
brsbrsa..tktktrstkkmdmhRRmm..


YAŞAmanın AMACı NE
Bunca NEŞ’eyLe-ACı NE
SEVenLere >BUnca ZuLüM
SEVmeyenLer BAŞ TÂCı NE?.



MEŞREB: Huy. Yaradılış. Adet. Ahlâk. Gidiş. İçmek. İçilecek yer. Fehmetmek. Mânevî haz ve feyz alınan yer ve yol.
MEŞREBe.: MeşreBin Fiilen KuLLanalıp Uygulanması.. MAŞRaBa..
MeŞâRiB: Meşrebler. Mizaclar. Tabiatlar. Huylar. Fehimler. Anlayışlar. Ahlâklar. * Su içecek şeyler. Maşrabalar. Köşkler.
MAŞRaBa: Su içmeye, derin kaplardan su almaya yarayan, ağzı açık, kulplu, genellikle metalden küçük kap..

Fenfeceret >Mus TASı:

Fenfeceret: FıŞşkırdı..
Mus TASı: Mus aleyhisselâm’ın KaLBi.. TEVhiD TASı..

وَإِذِ اسْتَسْقَى مُوسَى لِقَوْمِهِ فَقُلْنَا اضْرِب بِّعَصَاكَ الْحَجَرَ فَانفَجَرَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْناً قَدْ عَلِمَ كُلُّ أُنَاسٍ مَّشْرَبَهُمْ كُلُواْ وَاشْرَبُواْ مِن رِّزْقِ اللَّهِ وَلاَ تَعْثَوْاْ فِي الأَرْضِ مُفْسِدِينَ
Resim---“Ve izisteskâ mûsâ li kavmihî fe kulnâdrib bi asâke’l- hacer (hacere) fenfeceret minhusnetâ aşrete aynâ (aynen), kad alime kullu unâsin meşrebehum kulû veşrebû min rızkıllâhi ve lâ ta’sev fî’l- ardı mufsidîn (mufsidîne).: Musa (çölde) kavmi için su istemişti de biz ona: “Değneğinle-Asânla taşa vur!” demiştik. Derhal (taştan) oniki kaynak fışkırdı. Her bölük, içeceği kaynağı bildi. (Onlara:) Allah'ın rızkından yeyin, için, sakın yeryüzünde bozgunculuk etmeyin, dedik.” (Bakara 2/60)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KARınCA KaDERinCE ZEVKLerim..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim Resim ş’OL ELma..

HAYyaL İÇİnde HAKikât
KüLLî ŞEYy OLÂN KÂiNât
KULU ResimİŞİ Resim DÜŞÜNCEsi
YARAtıLaN ResimSıRR-ı SAN’ât!.

KaLB KAZaNı ResimKaFa TASı
ÂDEM’in ResimBEN-Lik BELÂ’sı
KIZIndan ResimKIZIna ResimMiRası
HAVVa’nın Resim“ŞEYy”Lik ELMAsı!.



ZEVK 7383

hER NEFiSResim“BEZM-i ELest”te Resim“BELÂ KUŞağı”n ResimKUŞaNır!
BiR ÖMÜR ÇÖZemez Resim“ÖZ”ün ResimMEHŞER MEydÂNı BOŞaNır!

“OLsun!. OLmasın!.” ResimSAVaŞır!.
“OLÂN ResimHÜKM-ü HAKk”ı TaŞır!.

ResimİStER KRAL ResimİStER KÖLe!. Resim“KADER”i KADAR ResimYAŞaNır!.


10.01.16 11:42
brsbrsmd..tktktrstkkmdhyytt..



“ZÂT”ı Resim Vâcibu’L- VüCÛDu
NÛRuLLAH ResimKüLLî MevCÛDu
AKLen ResimNAKLen BİZ BİR-İZ-i
MîM-i MuhaMMed ResimMeşHÛDu!.

ResimİÇerde ->RABB!. DIŞta ALLAH ->BİZ BİR-İZ!.:

HABLi’L- VERîD-İÇerde ->RABB celle celâlihu!.:


RABBımız celle celâlihu İÇERİden de İÇeride AKRABAmızdır..

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ
Resim---Ve le kad halaknel insane ve na'lemu ma tuvesvisu bihi nefsuh ve nahnu AKRABu ileyhi min habli'l- verîd: Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.”
(Kaf 50/16)

ResimDIŞta ALLAH celle celâlihu!.:

cÂN ÂŞIkk;
Bizi, fiillerimizi ve bedenlerimizi yaratan ALLAHu zü’l- CeLÂL “kullî şey’in muhît”tir. Ve Fiilerini-İŞlerini de halk eden/yaratan da O’dur!.

DÜZLemsel AKLınla DÜZlemdeki Merkez KuDSî NOKta ya “ben PerGEL”iyin NaKiL İĞNesi ZÂTEn Batıktır.
Sen Kadarınca-Kaderince devrÂNda DÖNmeye BAŞlayınca Çizeceğin çİLE ÇEMBERi KUDSî MUhiTTir..


وَللّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَكَانَ اللّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ مُّحِيطًا
Resim---Ve lillâhi mâ fî's- semâvâti ve mâ fîl ard (ardı). Ve kânallâhu bi kullî şey’in muhîtâ (muhîtan): Ve, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Ve Allah, herşeyi kuşatandır.”
(Nisâ 4/126)

ResimSizi-BİZi.. Yaratan:


وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Resim---Ve mâ halaktu'l- cinne ve'l- inse illâ li ya'budûni.: Ve Ben, insanları ve cinleri (başka bir şey için değil, sadece) Bana kul olsunlar diye yarattım. ”
(Zâriyat, 51/56)

ResimFiillerinizi.. Yaratan:

فَلَمْ تَقْتُلُوهُمْ وَلَكِنَّ اللّهَ قَتَلَهُمْ وَمَا رَمَيْتَ إِذْ رَمَيْتَ وَلَكِنَّ اللّهَ رَمَى وَلِيُبْلِيَ الْمُؤْمِنِينَ مِنْهُ بَلاء حَسَناً إِنَّ اللّهَ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Resim---Fe lem taktulûhum ve lâkinnallâhe katelehum, ve mâ rameyte iz rameyte ve lâkinnallâhe RaMÂ, ve li yubliye'l- mu’minîne minhu beLÂen hasenâ (hasenen), innallâhe semîun alîm: Onları siz öldürmediniz (Bedir’de o kâfirleri kendi kuvvetinizle öldürmediniz), ama onları Allah öldürdü; (Ey Rasûlüm, bir avuç toprak) attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Mü'minleri kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.
(Enfâl 8/17)

ResimDÜŞÜNcelerinizi.. Yaratan:

وَمَا تَشَاؤُونَ إِلَّا أَن يَشَاء اللَّهُ رَبُّ الْعَالَمِينَ
Resim---Ve mâ teşâûne illâ en YEŞÂALLÂHu RaBBu'l- âlemin (âlemîne): Ve âlemlerin RaBBi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.”
(Tekvîr 81/29)

Resim “KÛN ->feyeKÛN!”:


يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
Resim---Yes’ eluhu men fi's- semâvâti ve'l- ard(ardı), kulle yevmin huve fî şe’nin.: Göklerde ve yerde olanlar, O'ndan isterler (dilerler). O hergün (her an) bir şe'n (ayrı bir tecellî, yeni bir oluş-YENİden yaratış) üzerindedir.”
(Rahmân 55/29)

إِنَّمَا أَمْرُهُ إِذَا أَرَادَ شَيْئًا أَنْ يَقُولَ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
Resim---İnnemâ emruhû izâ erâde şey’en en yekûle lehu kûn fe yekûn: Bir şey yaratmak istediği zaman Onun yaptığı "Ol" demekten ibarettir. Hemen oluverir.”
(YâSîn 36/82)
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KARınCA KaDERinCE ZEVKLerim..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim


BitME BİLmez ACıLarım
YAPaYALnızLık >HİÇimde
SONsuz-SıFıR SANCıLarım
->İÇİMi ->YAKar BİÇimde!.

BULut-BUhar-SU-BUZLamak
ACı->TaTLı->EKŞi TUZLamak
KıRat ->KıTMiRr ->KARıNCAsı
->KUL KADERi-n OMUZLamak!.


ZEVK 7581

TEKe TEK tERasTEKkemde ->SıRR-ı SıFıR SIRRın SIRmak
ÇiLLe ÇÖLün AVı ->AVCı.. ->YAYın KIRmak OKun KIRmak
KüÇük ALmaz BüYük DOLmaz
->ARA KAP ->ÂŞIK-ta OLmaz
->GÖKÇe DEREm giBi ->İÇLi ->GECELer bOYu HIÇKIRmak!.


26.04.16 04:41
Brsbrs.. tktktrstkkmdcvLÂNnhstymm..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KARınCA KaDERinCE ZEVKLerim..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim AŞKLa HİZMet!.

BENim GÖRdüğüm İhvÂNi
İNsÂN>KÖRdüğüm İhvÂNi
ReSûLuLLAH>KeLÂMuLLAH
->ÖMRüm ÖRdüğüm İhvÂNi!.

ZEVK 8205

DOst SANdığım Nİce İNsÂN -->İÇİMden ÇIKar GİderLer!
SEVgi SIRRım ->TEPELerLer -->YÜreğim YIKar GİderLer!
ÜZme!. ÜZüLme!. SEV!. SEViL!.
-->Her “İNsÂN”ın -->İŞi DEğiL!.
“CÂNda ->CÂNÂN”ım ÜZerLer!. ->CÂNımı SIKar GİderLer!.


17.06.17 04:19
brsbrsmm.. tktktrstkkmdhicrÂNn..


MuaLLaK-MüBReM KaDERLer
Nİce ->SEVinçLer->KeDERLer
“İNsÂN’-ın ->ASLı ->ALLAHtır”
DERiz!. BİZe>“DELi!.” DERLer!.

İhvÂNim ->BAŞın KALdırma!
->HAKk’ın HALKına ALdırma!
->HASBî-HABîBî->HİZMet Et
SAKın -->KİMseye SALdırma!.



ResimResimResim


KADER-i MÜBReM NEdir?. ->KADER-i MUALLAK NEdir?.:


1-) KaDeR-i MuaLLâk:
Zuhûr etmesi/ortaya çıkması bazı hususların oluşmasına bağlıdır. Hadis-i şerîfte duanın kaderi değiştirmesi, sadakanın ömrü uzatması gibi... Duaya ve sadaka verme şartına bağlı.

يَمْحُو اللّهُ مَا يَشَاء وَيُثْبِتُ وَعِندَهُ أُمُّ الْكِتَابِ
Resim---"Yemhûllâhu mâ yeşâu ve yusbit (yusbitu), ve indehu ummu’l- kitâb (kitâbi).: Allah, dilediği şeyi siler, yok eder (mahveder) ve (dilediği şeyi) sabit kılar ve ümmülkitap (ana kitap), O'nun indindedir (nezdindedir).
(Ra’d 13/39)

2-) KaDeR-i MüBRem:
Kesin olan tebdili/değiştiririlmesi ve tağyiri/başkalaştırılması mümkün olmayan levh-i mahfûzdaki (ALLAH tarafından takdir edilen şeylerin yazılı bulunduğu mânevî levha, ilm-i ilâhî) Ümmü’l-Kitâb’da mahfûz (korunup, saklanmış) kader...

وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ فَإِذَا جَاء أَجَلُهُمْ لاَ يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلاَ يَسْتَقْدِمُونَ
Resim---Ve li kulli ummetin ecel (ecelun), fe izâ câe eceluhum lâ yeste’hırûne sâaten ve lâ yestakdimûn (yestakdimûne).: Bütün ümmetler için bir ecel (süre, zaman dilimi, müddet) vardır. Onların ecelleri geldiği zaman ne bir saat ileri, ne bir saat geri alınmaz
(A’râf 7/34)

Tehir; geriye bırakmak, ertelemek, takdim; öne almak demektir. Ecelin süresinin kısaltılması, takdim; uzatılması, tehirdir. Bir şeyin oluşması için belli bir süre geçmesi lâzımdır. Eğer bu süre daha önceye alınmışsa, takdim; daha sonraya kalmışsa tehirdir.

Unutmamalıyız ki; ALLAHÜ Zܒl-CELÂL, Hayrı emreder ve Şerre rızası yoktur.

Ecel-i mübrem : Elinden kurtulunması mümkün olmayan, kaçınılmaz olan ecel.
Ecel-i muallak : Levh-i Mahv İsbat'ta mukadder olarak yazılı, bâzı şartlarla mukayyed olan ecel. Ecel-i müsemma.
Ecel-i müsemma : f. Muayyen bir zamana kadar, Allah'ın takdir ettiği ölüm.
Ecel: Her mahlukun ve canlının Allah tarafından takdir edilen ölüm vakti.

ALLAHu Zü'L-CELÂL, her ÂN ŞeÂNuLLAHta SüNNetuLLAH üzere Kûn -> feyeKÛn EMruLLAH ile MuraDuLLAHça Kâinatını KüLLi ŞEY’in; Merkezinde-İÇinde DENGe, Muhitinde-DIŞında DÜZEN esasınca Yaratmakta, yaşatmakta ve bu Âlemde MevCÛDiyetlerini korumaktadırlar.
Bu düzen, çoğunlukla zıtların dengesi, bütün pozitiflerle negatiflerin dengesi, dolayısı ile faydayla zararın ve faydalıyla zararlının dengesidir ki, tüm Olan ve olaylar,
ALLAHu Zü'L-CELÂL’in Ed Dârru celle celâluhu ve EN Nâfiu celle celâluhu isimlerinin Tecellîleridir..

Unutmamalıyız ki, ALLAHu Zü'L-CELÂL; hayrı emreder ve şerri yasaklar.. ancak kul yerinde aklı ve kendi nefsi ile hangisini tercih ederse yaratır ve hesabını da sorar ki, bu ULUHİYYETi gereği ve farkıdır..:


قُلْ أَتَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللّهِ مَا لاَ يَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلاَ نَفْعًا وَاللّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Resim---"Kul e ta’budûne min dûnillâhi mâ lâ yemliku lekum darran ve lâ nef’â (nef’an) vallâhu huve’s- semîu’l- alîm (alîmu).: De ki; “Allah’tan başka, size zarar ve fayda (yarar) vermeye gücü yetmeyen (malik olmayan) şeylere mi kul oluyorsunuz?” Ve Allah, O, en iyi işitendir, en iyi bilendir.
(Mâide 5/76)

وَيَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللّهِ مَا لاَ يَضُرُّهُمْ وَلاَ يَنفَعُهُمْ وَيَقُولُونَ هَؤُلاء شُفَعَاؤُنَا عِندَ اللّهِ قُلْ أَتُنَبِّئُونَ اللّهَ بِمَا لاَ يَعْلَمُ فِي السَّمَاوَاتِ وَلاَ فِي الأَرْضِ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى عَمَّا يُشْرِكُونَ
Resim---"Ve ya'budûne min dûnillâhi mâ lâ yedurruhum ve lâ yenfeuhum ve yekûlûne hâulâi şufeâunâ indallâh (indallâhi), kul e tunebbiûnallâhe bimâ lâ ya'lemu fî’s- semâvâti ve lâ fî’l- ard (ardı), subhânehu ve teâlâ ammâ yuşrikûn (yuşrikûne).: Ve onlara fayda ve zarar vermeyen Allah’tan başka şeylere (putlara) kulluk (ibâdet) ediyorlar. Ve “Bunlar, Allah’ın yanında bizim şefaatçilerimiz.” diyorlar. De ki: “Yeryüzünde ve semâlarda bilmediği bir şeyi Allah’a haber mi veriyorsunuz?” O, Sübhan’dır (münezzehtir), onların ortak koştuğu şeylerden yücedir.
(Yûnus 10/18)

سَيَقُولُ لَكَ الْمُخَلَّفُونَ مِنَ الْأَعْرَابِ شَغَلَتْنَا أَمْوَالُنَا وَأَهْلُونَا فَاسْتَغْفِرْ لَنَا يَقُولُونَ بِأَلْسِنَتِهِم مَّا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ قُلْ فَمَن يَمْلِكُ لَكُم مِّنَ اللَّهِ شَيْئًا إِنْ أَرَادَ بِكُمْ ضَرًّا أَوْ أَرَادَ بِكُمْ نَفْعًا بَلْ كَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا
Resim---"Se yekûlu leke’l- muhallefûne mine’l- a’râbi şegaletnâ emvâlunâ ve ehlûnâ festagfir lenâ, yekûlûne bi elsinetihim mâ leyse fî kulûbihim, kul fe men yemliku lekum minallâhi şey’en in erâde bikum darren ev erâde bikum nef’â (nef’en), bel kânallâhu bi mâ ta’melûne habîrâ (habîren).: Arablardan muhallefunlar (geride kalanlar), sana: “Mallarımız ve ailelerimiz bizi meşgul etti. Artık bizim için mağfiret dile.” diyecekler. Onlar, kalblerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: “Eğer Allah, size bir zarar veya fayda dilerse, bu taktirde sizin için Allah’tan (gelen) bir şeye kim mani olabilir (fayda veya zararı önleyebilir)? Hayır (öyle değil), Allah yaptığınız şeylerden haberdardır.
(Fetih 48/11)

TECELLî; Kaza ve Kaderin içinde bulunduğumuz İMKÂN ÂLEMide KULLuk İmtihÂNı TERCiHinde fiilen YAŞAnması. İlâhi Kudretin meydana çıkması, görünmesi. Hak Nurunun te'siriyle kulun kalbinde hakikatın bilinmesi, f. Tecellî yeri. İlâhi kudretin, İlâhi Sırrın meydana çıktığı, göründüğü yer.. MuhaMMedî KULun KaDER GÖRüntüsü..

Resim

Es selâtu ve's- selâmu aleyke Yâ RasûLuLLaH!.!
''Allâhumme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ Muhammedin
Abdike ve
Nebiyyike ve
Rasûlike ve
Nebîyyi'l- ÜMMîyyi ve alâ âlihi, ehl-i beytihi ve's- sahbihi ve ÜMMetihi...''
Dâimen ebeden İn şâe ALLAH.
Subhâneke ALLAHümme ve bîhamdike eşhedu en Lâ ilâhe illâ ente vahdeke lâ şerîke leke estağfiruke ve etûbu ileyke..
Ve'l- hamdu lillâhi RABBi'l- âlemin..



MuhaMMedi MuHABBEtLeriMLe!....
Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KARınCA KaDERinCE ZEVKLerim..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim ÂDeM İLe HAVva!.


BEZM-i ELest ERİ-nceyim
->AŞKın MAHŞERi-nceyim
"Ağzımda ELMA"sın GÜLüm
KARINca -->KaDERinceyim!.

AŞKın KIRk KATına SEVdÂ
ZÂHİRden->BÂTINa SEVdÂ
->ŞEHVet ->ŞEHÂdet EDERi
->İHVÂNimin->AŞKk KaDERi
->“KITMÎR-KIRAT”ına SEVdÂ!.


ZEVK 8509

ÜZme! ÜZÜLme! SEV! SEViL!. ->KİM KOYmuş AŞKın ADI-nı
Şey-t-ÂN mı DEmiş -> ÂDEM’e ->“HAVVA’nın ELMA TADI”nı

KuL İhvÂNim ->Bir ÂLEMsin!
MecNÛN SENsin LEYyLÂ SENsin!

Bu ÂLEM ->KÂR-ü-BELÂ ÇÖLÜ!. ->Kim ALMış ki ->MURAD-ını!.


10.11.17 10:58
brsbrsm..tktktrstkkmdbennn..
Resim
Kullanıcı avatarı
kulihvani
Site Admin
Site Admin
Mesajlar: 12868
Kayıt: 02 Eki 2006, 02:00

Re: KARınCA KaDERinCE ZEVKLerim..

Mesaj gönderen kulihvani »

Resim

HAKk AŞK YOLUnda KARINca
=>KaDERİnce =>KaDARInca
“YÜKÜ”nü ->“ARŞ”a KALDIRır
“ZUHÛR ZİRVESİ”n>VARINca!.


HAKk ÂŞIKLar KaDERince
NEŞe-SEVinç->KeDERince
KİMSeLer=>AŞIk ATmasın
AŞKın DAMLAsı =>DERince!.


->BENim GÖRdüğüm İhvÂNi
İNsÂN =>KÖRdüğüm İhvÂNi
ReSûLuLLAH =>KeLÂMuLLAH
==>ÖMRüm ÖRdüğüm İhvÂNi!.


MuaLLaK - MüBReM KaDERLer
Nİce=>SEVinçLer=>KeDERLer
“İNsÂN’-ın =>ASLı =>ALLAHtır”
DERiz!. BİZe>>“DELi!.” DERLer!.


İhvÂNim =>BAŞın KALdırma!
=>HAKk’ın HALKına ALdırma!
=>HASBî-HABîBî=>HİZMet Et
SAKın =>KİMseye=>SALdırma!.


Resim

ELHAKk OLan HAKkıdır NAZ
NAHNU SIRRı BİZden NİYAZ
İĞNE UCUnda>bEN KILayım
SEN de KIL bENi EYy NAMAZ!.


KuL İhvÂNim=>NEdir ki Din
ZÂHiR BÂTIN>HAKk DEdiğin
Tahkik İMÂN =>SÂLiH AMeL
Ve ŞÂHİDin =>ve MEŞHÛDin..


ZEVK 8991

SALLÂt NEdir?. KIYAm NEdir?.. MevCÛD KİMdir?. VüCÛD NEdir?.
KELÂMuLLAH-ı =>OKU!.mak... MEŞHÛD KİMdir?. ŞüHÛD NEdir?.
NEFSin =>HAKk’a=>BAŞ Eğmesi.. YEDİ MESNED SÜCÛD NEdir?.
“MAHŞER”de SORuLan SORU?!. “BEZM-i ELESt”teki UHÛD NEdir?.


05.09.18 05:05
brsbrsm..tktktrstkkmdsyrÂNnn..



ResimResimResim


MuaLLaK-MüBReM KaDERLer
Nİce ->SEVinçLer->KeDERLer.:



KADER-i MÜBReM NEdir?. =>KADER-i MUALLAK NEdir?.:


1-) KaDeR-i MuaLLâk.:


Zuhûr etmesi/ortaya çıkması bazı hususların oluşmasına bağlıdır. Hadis-i şerîfte duanın kaderi değiştirmesi, sadakanın ömrü uzatması gibi... Duaya ve sadaka verme şartına bağlı.

يَمْحُو اللّهُ مَا يَشَاء وَيُثْبِتُ وَعِندَهُ أُمُّ الْكِتَابِ
Resim---"Yemhûllâhu mâ yeşâu ve yusbit (yusbitu), ve indehu ummu’l- kitâb (kitâbi).: Allah, dilediği şeyi siler, yok eder (mahveder) ve (dilediği şeyi) sabit kılar ve ümmülkitap (ana kitap), O'nun indindedir (nezdindedir)." (Ra’d 13/39)


2-) KaDeR-i MüBRem.:

Kesin olan tebdili/değiştirilmesi ve tağyiri/başkalaştırılması mümkün olmayan levh-i mahfûzdaki (ALLAH tarafından takdir edilen şeylerin yazılı bulunduğu mânevî levha, ilm-i ilâhî) Ümmü’l-Kitâb’da mahfûz (korunup, saklanmış) kader...

وَلِكُلِّ أُمَّةٍ أَجَلٌ فَإِذَا جَاء أَجَلُهُمْ لاَ يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلاَ يَسْتَقْدِمُونَ
Resim---"Ve li kulli ummetin ecel (ecelun), fe izâ câe eceluhum lâ yeste’hırûne sâaten ve lâ yestakdimûn (yestakdimûne).: Bütün ümmetler için bir ecel (süre, zaman dilimi, müddet) vardır. Onların ecelleri geldiği zaman ne bir saat ileri, ne bir saat geri alınmaz (A’râf 7/34)

Tehir; geriye bırakmak, ertelemek, takdim; öne almak demektir. Ecelin süresinin kısaltılması, takdim; uzatılması, tehirdir. Bir şeyin oluşması için belli bir süre geçmesi lâzımdır. Eğer bu süre daha önceye alınmışsa, takdim; daha sonraya kalmışsa tehirdir.

Unutmamalıyız ki; ALLAHÜ Zܒl-CELÂL, Hayrı emreder ve Şerre rızası yoktur.


ECeL-i MüBReM: Elinden kurtulunması mümkün olmayan, kaçınılmaz olan ecel.
ECeL-i MuaLLâK: Levh-i Mahv İsbat'ta mukadder olarak yazılı, bâzı şartlarla mukayyed olan ecel.
ECeL-i MüSeMMâ: f. Muayyen bir zamana kadar, Allah'ın takdir ettiği ölüm..

ECeL: Her mahlukun ve canlının Allah tarafından takdir edilen ölüm vakti.


ALLAHu Zü'L-CELÂL, her ÂN ŞeÂNuLLAHta SüNNetuLLAH üzere Kûn -> feyeKÛn EMruLLAH ile MuraDuLLAHça Kâinatını KüLLi ŞEY’in; Merkezinde-İÇinde DENGe, Muhitinde-DIŞında DÜZEN esasınca Yaratmakta, yaşatmakta ve bu Âlemde MevCÛDiyetlerini korumaktadırlar.
Bu düzen, çoğunlukla zıtların dengesi, bütün pozitiflerle negatiflerin dengesi, dolayısı ile faydayla zararın ve faydalıyla zararlının dengesidir ki, tüm Olan ve olaylar,
ALLAHu Zü'L-CELÂL’in Ed Dârru celle celâluhu ve EN Nâfiu celle celâluhu isimlerinin Tecellîleridir..

Unutmamalıyız ki, ALLAHu Zü'L-CELÂL; hayrı emreder ve şerri yasaklar.. ancak kul yerinde aklı ve kendi nefsi ile hangisini tercih ederse yaratır ve hesabını da sorar ki, bu ULUHİYYETi gereği ve farkıdır.


قُلْ أَتَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللّهِ مَا لاَ يَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلاَ نَفْعًا وَاللّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Resim---"Kul e ta’budûne min dûnillâhi mâ lâ yemliku lekum darran ve lâ nef’â (nef’an) vallâhu huve’s- semîu’l- alîm (alîmu).: De ki; “Allah’tan başka, size zarar ve fayda (yarar) vermeye gücü yetmeyen (malik olmayan) şeylere mi kul oluyorsunuz?” Ve Allah, O, en iyi işitendir, en iyi bilendir. (Mâide 5/76)

وَيَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللّهِ مَا لاَ يَضُرُّهُمْ وَلاَ يَنفَعُهُمْ وَيَقُولُونَ هَؤُلاء شُفَعَاؤُنَا عِندَ اللّهِ قُلْ أَتُنَبِّئُونَ اللّهَ بِمَا لاَ يَعْلَمُ فِي السَّمَاوَاتِ وَلاَ فِي الأَرْضِ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى عَمَّا يُشْرِكُونَ
Resim---"Ve ya'budûne min dûnillâhi mâ lâ yedurruhum ve lâ yenfeuhum ve yekûlûne hâulâi şufeâunâ indallâh (indallâhi), kul e tunebbiûnallâhe bimâ lâ ya'lemu fî’s- semâvâti ve lâ fî’l- ard (ardı), subhânehu ve teâlâ ammâ yuşrikûn (yuşrikûne).: Ve onlara fayda ve zarar vermeyen Allah’tan başka şeylere (putlara) kulluk (ibâdet) ediyorlar. Ve “Bunlar, Allah’ın yanında bizim şefaatçilerimiz.” diyorlar. De ki: “Yeryüzünde ve semâlarda bilmediği bir şeyi Allah’a haber mi veriyorsunuz?” O, Sübhan’dır (münezzehtir), onların ortak koştuğu şeylerden yücedir.(Yûnus 10/18)

سَيَقُولُ لَكَ الْمُخَلَّفُونَ مِنَ الْأَعْرَابِ شَغَلَتْنَا أَمْوَالُنَا وَأَهْلُونَا فَاسْتَغْفِرْ لَنَا يَقُولُونَ بِأَلْسِنَتِهِم مَّا لَيْسَ فِي قُلُوبِهِمْ قُلْ فَمَن يَمْلِكُ لَكُم مِّنَ اللَّهِ شَيْئًا إِنْ أَرَادَ بِكُمْ ضَرًّا أَوْ أَرَادَ بِكُمْ نَفْعًا بَلْ كَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرًا
Resim---"Se yekûlu leke’l- muhallefûne mine’l- a’râbi şegaletnâ emvâlunâ ve ehlûnâ festagfir lenâ, yekûlûne bi elsinetihim mâ leyse fî kulûbihim, kul fe men yemliku lekum minallâhi şey’en in erâde bikum darren ev erâde bikum nef’â (nef’en), bel kânallâhu bi mâ ta’melûne habîrâ (habîren).: Arablardan muhallefunlar (geride kalanlar), sana: “Mallarımız ve ailelerimiz bizi meşgul etti. Artık bizim için mağfiret dile.” diyecekler. Onlar, kalblerinde olmayanı dilleri ile söylüyorlar. De ki: “Eğer Allah, size bir zarar veya fayda dilerse, bu taktirde sizin için Allah’tan (gelen) bir şeye kim mani olabilir (fayda veya zararı önleyebilir)? Hayır (öyle değil), Allah yaptığınız şeylerden haberdardır.(Fetih 48/11)

TECELLî; Kaza ve Kaderin içinde bulunduğumuz İMKÂN ÂLEMide KULLuk İmtihÂNı TERCiHinde fiilen YAŞAnması. İlâhi Kudretin meydana çıkması, görünmesi. Hak Nurunun te'siriyle kulun kalbinde hakikatın bilinmesi, f. Tecellî yeri. İlâhi kudretin, İlâhi Sırrın meydana çıktığı, göründüğü yer.. MuhaMMedî KULun KaDER GÖRüntüsü..


ResimResimResim

Tahkik İMÂN =>SÂLiH AMeL
Ve ŞÂHİDin =>ve MEŞHÛDin.:


أَقِمِ الصَّلاَةَ لِدُلُوكِ الشَّمْسِ إِلَى غَسَقِ اللَّيْلِ وَقُرْآنَ الْفَجْرِ إِنَّ قُرْآنَ الْفَجْرِ كَانَ مَشْهُودًا
Resim---"Ekımi’s- salâte li dulûki’ş- şemsi ilâ gasakı’l- leyli ve kur’âne’l- fecri, inne kur’âne’l- fecri kâne meşhûdâ (meşhûden).).: Güneşin dönmesinden/ sarkmasından, gecenin kararmasına kadar namaz kıl. Fecrin Kur’ân’ını (fecr vakti okunan Kur’ân’ı) ikame et (yerine getir)! Çünkü fecrin Kur’ân’ı şahitlidir. (İsrâ 17/78)

Fecr.: Tan yerinin ağarması. Şafak. Sabah vakti, güneş doğmadan evvel şarkta hâsıl olan kızıllık..
Fecr Vakti.: Günün ilk aydınlanmaya başladığı tan yeri şaafak sökümü vaktidir.


وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍ
Resim---"Ve şâhidin ve meşhûdin.).: Şahid olana (görene) ve şahit olunana (görülene). (Burûc 85/3)



ResimResimResim

MevCÛD =>VUCÛD =>SÜCÛD =>ŞUHÛD =>UHÛD..

VAHDet-i UHÛD =>ZÂTuLLAH..
VAHDet-i ŞÜHÛD =>SİFÂtuLLAH.
VAHDet-i SÜCÛD =>ESMÂuLLAH.
VAHDet-i MEVCÛD=>EŞYÂuLLAH.
VAHDet-i VUCÛD => ZÂTuLLAH..


ZÂTuLLAH =>VâCiBu’-L VUCÛD ALLAHu zü’L- CELÂL..

VâCiBu’-L VUCÛD ALLAHu zü’L- CELÂL.: Vücûdu mutlak var olan, yokluğu mümkün olmayan Cenâb-ı HAKk TeÂLÂ. O'nun vücûdu Zâtîdir, Ezelîdir, Ebedîdir, ademi/yokluk, olmaması, bulunmaması mümteni/imkânsız, muhal, mümkün olmayandır. Zevali/zâil olması, sona ermesi muhal/imkânsız, vuku’u mümkün olmayandır.


SEKiZ SIFÂtım =>SÜCÛD-da.:

SECDEde 7 Mesned NOKTAm..

2 Ayak.: A-B Noktalarım.
2 DİZ.: C-D Noktalarım.
2 EL.: E-F Noktalarım.
1 BAŞ.: G Noktam. (1 Alın+1 BURun=1 Baş) OLsun desem..

EN Sağlam ve iLk DENGe 3 NOKta ile KURuLur..: ABC..ABD..ABE..giBi.. sonUÇ-ta ise ABCDEFG Yedigeni 1 DENGEdir ve en sağlamıdır..


Resim

Namazda secde sücûdî bir makamdır: Nefsin benliğinden geçiş gereğini idrak ederek gölgesini (kendini) gizlemeden yok biliş ve RABB’ısına teslim edişi 7 letâifin teslimiyyetinin Rabba rücû secdesi ve istikametinin ürûc secdesi... Kıyamın karşılığı kariblik (yakînlik). Muhammedî şeddeli Mim’in RABB’ısıyla Zevk Mahalli ve rücû ve ürûc mir’âcı... Merkezde ve Muhitte mi’râc... Rübûbiyyet Tevhidine bu âlemdeki yaşamı sonucu şâhid olup imân ve ilân eden nefs, kalbe girmeye ve Kalbî Nefs olmaya hak kazanmıştır. Geçici varlığının gölgesini bedeni altına toplama vakti gelmiştir. Her hücresini temsilen 7 organı ve âleti (2 ayak, 2 diz, 2 el, 1 baş ile) üzerinde (7 ayaklı bir masa gibi) RABB’ısına secde eder. Kudretullahı (potansiyel azamet, güc) anlayan aklıyla “El A’LÂ olan RABB’ını tüm akıl içi ve akıl dışı benzetme ve noksanlıklardan uzak kılar.
7 ayaklı masa benzetmesi doğru ve gerçektir. Teknikte 3 noktadan bir düzlem geçer ve bu ilk denge hâli ve denge, düzen ve itmînânın ilk şartıdır. Secdede ise 7 Mesned Noktası olup;
Yedigen içinde 35 üçgen oluşur ve 35 üçgenle minumum denge şartı sağlanır. Dörtgenler dengesi 35, Beşgenler dengesi 21, Altıgenler dengesi 7, Yedigen dengesi ise en mütekamili ve en emniyetlisi olup 1 tanedir.
TEK-BİR SECDEmizde Toplam 99 denge mevcûddur. Nefsin bu Derûnî Dengelere ulaşmasının ne demek olduğu ise ehlince bilinir ve tek 1 secde de =>99 Esmâ Esrârı YAŞAnır MuhaMMedî SALÂtta İnşâe ALLHu TeÂLÂ!.


VüCÛD ÂLeMi.: ALLAH celle celâlihu için vÂcibu’L- VüCÛD, KULLarı için ise Şehâdette MevCÛDat ÂLeM.. SALâttaki Kıyam ve Rukû’ ÂLeMi.. Şeriat-ı MuhaMMedîYye ÂLeMi..
SüCÛD ÂLeMi.: Zâhir ve Bâtın SECDELer ÂLeMi.. Tarikat-ı MuhaMMedîYye ÂLeMi..
ŞüHÛD ÂLeMi.: MuhaMMedî İLiM-İrade-İdrak İLe ŞehâdetuLLAHı ANLAyış ve İştirak EDiş ÂLeMi.. Mârifet-i MuhaMMedîYye ÂLeMi..
UHÛD ÂLeMi.: Elest Bezmindeki AHDineve RABBına RüCÛ’ ÂLeMi.. Hakikat-ı MuhaMMedîYye ÂLeMi…

MevCÛD ÂLeMi.: Şimdi Şu ÂNda İçinde İmkÂNLarla İmtihÂN OLmakta Olduğumuz KÜLLî ŞEYy/MevCÛDat ÂLeMi…



ResimResimResim


Resim


KIYAM.: ALLAHu zü’L- CELÂL’in Huzurunda Hazır; Namazın iftitah/başlama, fethetme tekbiriyle rükû’ arasındaki ayakta durma kısmı ki, Namazda Kur'ÂN-ı Kerîm’in OKUnduğu tek Makamdır..

RÜKÛ’da ZİKİR.:

RÜKÛ’.: Huzur-u İlâhîde eğilmek. Namazda elleri dize dayamak sûretiyle yere doğru eğilirken baş ile sırtı düz hale getirmek..

Bütün namazlarımızda rükû’da iken en az 3 defa söyleriz.

SuBHâNe RABBiye'l- AZîM ve Bî-HaMDihi.:
El AZîM olan RABBim ALLAH celle celâlihu’yu yaratılmışlara mahsus olan her türlü kusurdan-eksikliklerden tenzih ederek O’nu güzel isim ve sıfatlarıyla tesbih ve HAMD ederim.


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Sizden biri rükû edince üç kere: “Subhâne rabbiye’l-azîm: Büyük Rabbim (her türlü kusurdan) münezzehtir.”desin. Bu, en az miktardır.” buyurdu.
(Ebû Dâvud, Salât, 154; Tirmizî, Salât, 194)

فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ
Resim---"Fe sebbih bismi rabbike’l- azîm (azîmi).: Artık RABBini “El Azîm” ismi ile tesbih et!. (Vâkıa 56/74, 96)

Er RABB:
Resim

El Azîmu:

Resim

Resim


RÜKÛ’dan KıYaMa DOĞRuLuş.:

Bütün namazlarımızda rükû’dan doğrulurken bir kere söyleriz ve namazımızda secdeye gitmeden önce eğilmiş olan vücudumuzu ve aşağıda olan başımızı “Semi'allahu limen hamideh “ diyerek Kıyam Makamına kaldırırız.

Semi'allahu limen hamideh: Allah kendine hamd edeni işitir.

Kıyam makamına doğrulur:
“Rabbenâ lekelhamd. Elhamdülillahi hamden kesiran, tayyiben, mübareken fîhi.: RABBimiz, hamd SANAdır. İçinde en çokundan, en ayıplardan arınmışından, en bereketlisinden El HAMD =>ALLAH celle celâlihu içindir..


Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem namaz kılarken nefes nefese bir adam geldi ve:
“ALLAHu Ekber! Elhamdülillahi hamden kesiran, tayyiben, mübareken fihi.: ALLAH büyüktür. Çok temiz ve mübarek, çokça hamdler ALLAH'adır!.” dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem namazı bitirince: “Şu kelimeleri hanginiz söyledi?" diye sordu. Cemaat bir müddet sessiz kaldı.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Kim söylediyse çekinmesin, “benim” desin; zirâ fenâ bir şey söylemiş değil." buyurdu.
Bunun üzerine adam: “Ben, Yâ Resûlullah!." dedi.
Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem de: "Ben on iki melek gördüm. Her biri, bu kelimeleri (ALLAH'ın huzuruna) kendisi yükseltmek için koşuşmuşlardı..”
buyurdu.
(Müslim, Mesâcid 149, (600); Ebu Davûd, Salât 121)

Resim---Rufa b. Rafi' radiyallahu anhu anlatıyor: “Biz, Hz. Peygamber aleyhisselâm'ın arkasında namaz kılıyorduk. Rukû'dan başını kaldırdığında: "Semiallahü li men hamideh" duâsını okudu. Hemen arkasında bulunan bir kişi: "Rabbena leke'l-hamd, hamden kesiren tayyiben mübareken fîh" şeklinde bir duâyı okudu. Peygamber aleyhisselâm, selâm verdikten sonra: “O duâyı okuyan kim?.” diye sordu. Duâyı okuyan adam: "Ben okudum." diye cevâb verince, Peygamber aleyhisselâm: “Otuz küsur meleğin bu duâyı önce yazmak için birbiriyle yarışıyor olduklarını gördüm." buyurdu.
(İmam Nevevî, Mecmu, III/420)

Bu hadisi de göz önünde bulunduran Şafii alimleri, yukarıdaki dua ile birlikte bunu da okumanın sünnet olduğunu söylemişlerdir.. (bk. İmam Nevevî, Mecmu, III/420).

Resim---Abdullah b. Ömer radiyallahu anhum anlatıyor: “Peygamber aleyhisselâm ile birlikte namaz kılmakta olduğumuz sırada cemaatten birisi: "Allahü ekber kebira ve'l-hamdülillahi kesîra ve sübhanellahi bükraten ve esîla" duasını okudu. Peygamber aleyhisselâm: “Şu, şu sözleri söyleyen kim?" diye sordu. Cemaatten bir adam: "Ben söyledim, Yâ Resûlullah!" diye cevâb verdi. Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm: "Bunlar çok hoşuma gitti. Gök kapıları bunlar için açıldı." buyurdu.
(Müslim, Mesacid,150; Tirmizi, Deavat, 127)



Resim

SECDEde ZİKİR.:

SECDE.: ALLAHu zü’L- CELÂL’in huzurunda yere kapanış. İbâdet ve ALLAHu zü’L- CELÂL’e memnuniyetini ve itaatini bildirmek veya şükretmek için yere kapanarak alın, burun ucu, eller, dizler ve ayak uçları yere gelecek şekilde yapılan en büyük tâzim ifâde eden hareket. Namazın bir rüknüdür..
SuBHâNe RABBiye'l- A'LÂ ve Bi HaMDihi.: El A’LÂ olan RABBim her türlü kusurdan uzaktır..

Resim---Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem: “Sizden biri secde edince üç kere; “Sübhâne Rabbiye’l-a’lâ: “Ulu Rabbim (her çeşit kusur-dan) münezzehtir.” desin. Bu da en az miktardır.” buyurdu.
(Ebû Dâvud, Salât, 154; Tirmizî, Salât, 194)

سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى
Resim---"Sebbihisme rabbike’l- a’lâ.: RABBinin “Âlâ” ismini tesbih et. (A'lâ 87/1)

Er RABB.:
Resim

El A'LÂ.:
Resim
Resim
Cevapla

“►Kul ihvâni ZEVKleri◄” sayfasına dön